02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE [email protected] 18 KÜLTÜR AYŞEGÜL ÖZBEK Bir ışık yakıldı Filmin yönetmeni Can Candan, homofobiye karşı mücadele eden ailelerin hikâyelerinin toplumun geniş kesimi tarafından duyulması gerektiğini söylüyor: “Bu annebabalar ‘koşulsuz sevmek ne demek’, ‘çocuklarını olduğu gibi kabul etmek ne demek’i anlatıyorlar. Türkiye’de homofobi ve transfobiye karşı verilen mücadelede bu ailelerin yaptıklarının çok önemli bir yeri var.” Trans birey babası Zeki Yalçınoğlu, “Bir hekim olarak ‘acil’in sadece bizler Pınar Selek LGBT BİREYLERİN AİLELERİNİN MÜCADELESİNE ODAKLANAN ‘BENİM ÇOCUĞUM’UN GALASI YAPILDI Çocukları lezbiyen, gey, biseksüel, trans (LGBT) birey olan ailelerin hikâyelerine odaklanan “Benim Çocuğum” belgeselinin galası, önceki akşam Atlas Sineması’nda yapıldı. Gecenin sunuculuğunu oyuncu Ayça Damgacı üstlenirken galaya LGBT aileleri de katıldı. 2010 yılında Bursa’da vahşice öldürülen transseksüel İrem’e ve “Bu koca dünyaya bir benim çocuğum mu sığamadı” diyen annesi Melek Okan’a adanan film, ailelerin çocuklarının cinsel kimlik ve yönelimlerini öğrenmeleri, bunu kabullenmeleri ve çocuklarıyla birlikte örgütlendikleri LİSTAG çatısı altında toplumla nasıl mücadele ettiklerini anlatıyor. u Galanın sürprizi, sosyolog Pınar Selek’in telekonferansla geceye katılmasıydı. Selek, “Filmi izleyince kendi kendime dedim ki, dayan her şey değişir” dedi. için geçerli olduğunu düşünürdüm ama bir film de acil olabiliyormuş. Çünkü 1415 yaşında aileleri tarafından öldürülen çocukların çığlıkları var. Bu çığlıklara kulaklarını tıkayabilecekleri insan olarak görmüyorum” diyor. Anne Sema Yakar ise yıllar önce tek başına mücadele ederken bugün buralara gelmenin bir hayal olduğunu anlatıyor ve “Bu filmle birlikte bir ışık yaktık” diyor. Galaya Strasbourg’dan telekonferansla katılan sosyolog Pınar Selek, aynı zamanda LİSTAG ile 2008’de ilk röportaj yapan kişi. Selek gecede şunları söyledi: “Ben nasıl mutlu olduklarına, mutluluğu paylaşmak için kollarını nasıl sıvadıklarına tanık oldum. Filmi izleyince kendi kendime dedim ki, dayan, her şey değişir. Ben sizden bir kez daha öğrendim; sevgi tüm paslı kilitleri açan yegâne anahtar.” Film, !fistanbul kapsamında bugün İstinye Park’ta, yarın Caddebostan Kültür Merkezi’nde gösterilecek. 26 Şubat’ta Ankara, 27 Şubat’ta ise İzmir galası yapılacak. (www.benimcocugumbelgeseli.com ) ‘Korsanda gerileme var’ Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu resmi rakamları açıkladı Kültür Servisi Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’de son dönemlerde kültür kitapları alanında korsan satışta gerileme olduğuna, ancak korsanla mücadelenin istenilen boyutlara ulaşmadığına dikkat çekildi. YAYFED Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Murat, yönetim kurulu üyeleri Hüseyin Doğru ve Tuğrul Paşaoğlu’nun katıldığı toplantıda, e kitapla korsan yayıncılık konuları masaya yatırıldı. Murat, Türkiye kitap pazarının 2.5 milyar dolara ulaştığına dikkat çekerek kitap pazarı alanında dünya sıralamasında 13. sıraya yerleştiğini belirtti. Murat, korsana ilişkinse şunları söyledi: “Türkiye’de 2012’de yapılan 191 baskında, 1 milyon 207 bin materyale el konulurken 10 milyon 432 bin korsan kitap ele geçirildi. Kültür kitaplarının korsan satışında gerileme kaydedilirken akademik yayınların fotokopi yoluyla çoğaltılmasındaysa artış gözlemlendi. Bize göre korsanlığa ilişkin suçlar katalog suç kapsamına bir an önce alınmalıdır, bu şekilde sektörümüz yüzde 50 büyüyecektir. Dünyada eticaretin gelişmesiyle dijital korsan da arttı. Bunun önüne geçmek için de çalışmalar yapmamız gerekiyor.” Bayram Murat, Türkiye’de 2011’de 1600 ekitap yayımlandığını, 2012’deyse bu sayının 2 bin 400’e çıktığını, büyüme oranınınsa yüzde 150’ye ulaştığını belirterek ekitapta KDV’nin yüzde 18 olmasınınsa gelişimin önünde önemli bir engel olduğunu vurguladı. Borusan’ı ‘Tosbağalar’ bastı Postrock emektarları Tortoise 9 yıl sonra yeniden İstanbul’daydı MURAT BEŞER Öncesi aldatıcı güneş, sonrası insanı dışarıya çıkmaktan vazgeçirecek kadar yağmurlu ve soğuk bir İstanbul akşamı. Kalkıp ta Şikago’lardan ayağımıza kadar gelen postrock emektarlarını izlemeye gitmemek için hiçbir mazeret geçerli olamaz. Zırt pırt gelip çalan bir topluluk değil Tortoise (Türkçede kaplumbağa, tosbağa), bir önceki konseri tam 9 yıl önceydi, Babylon’da. Bu kez ilerici müziğin merkezi sıfatını ele geçiren Borusan Müzik Evi’ne şeref veriyorlar. Ortam steril, insanlar elit görünümlü, eğitimli, genç. Ayakta izlenebilir sistem için yerden az yüksek bir sahne kurulmuş; üzerine ağır bir donanım yerleştirilmiş. Sahne önünde bariyer yok ama sahneye iki adımdan daha yaklaşan bir Allah’ın kulu yok. Kimse hamle yapmıyor, atılmıyor, sahneyi tedirgin etmiyor. Tamam, hepsi güvenilir, medeni insanlar. Anlaşıldı, Tortoise izleyicisi devrim yapmaz ya da en azından bu akşam (dokuz yıl önce sahneye fırlayarak boşta kalan davullardan birine oturmaya çalışan Replikas davulcusu Orçun’unkine benzer) hafızalarımıza kazınır bir eylem gerçekleştirmeyecekler, sorun yok. u Kalkıp ta Şikago’lardan ayağımıza kadar gelen postrock emektarlarını izlemeye gitmemek için hiçbir mazeret geçerli olamaz. Zırt pırt gelip çalan bir topluluk değil Tortoise. Bu kez ilerici müziğin merkezi sıfatını ele geçiren Borusan Müzik Evi’ndeler. Çatık kaşlı, ketum yüzlü üyeler Dan Bitney, John Herndon, John Mcentire, Doug Mccombs ve Steel Jeff Parker; çift davulu, çift vibrafonu, bası, gitarı ve tüm tuşlu aletleri döne döne çalıyorlar, son albümlerini açan “High Class Slim Came Floatin’ In” ile başladıkları konser boyunca. Bu akşamki repertuvar, topluluğun farklı dönemlerini temsil ediyor ama en çok son albümlerini. Son dediğimiz de 4 yıl önce çıkardıkları “Beacons of Ancestorship”. İkinci parçaya başlarken davullardan birinin kick’i su koyverince teknikten mesul Kerem Tüzün’ü (evet, Kurban’ın basçısı) alıyor bir onarım seyrüseferi. Arayı kapamak için soğuk adamlar mecburiyet tahtında izle yiciyle sıcak temasa, espri demeye bin şahit bir iki kelama yeltense de sonuç vermiyor. Boşverin! Müzik konuşsun… Müzisyenler birbirlerine bakmıyor, farklı bir sinerji yakalamak için. Dünyanın tüm müzikal ekosistemlerini süzmüşçesine hem dijital hem de analog bir donanımla çalıyor Tortoise. Topografileri engebeli, matematiği kazık; postrock ile indie’den içler dışlar çarpımı alınmış, elektronik avangardın kareköküne bölünmüş. Diyagonal şekilde üst üste yığılmış akor kümesi, polifonik davullar ve lokomotif gibi bir bas hattı; hepsinin karışımı çamurlu elektronik doku. Yumuşak pasajlara rağmen bas darbeleriyle sersemleten kirli sintisayzır, çetrefilli gitarlar ve yamuk vibrafonlar eşliğinde sonik bir macera yaşıyoruz, Tarantino filmlerindekini andırır. Ve etraflarını çevirmiş, karmaşık ritimler eşliğinde dar alanda kıpraşmaya çalışarak her koşulda dağılmaya hazır olduğunu deklare eden postrock gazileri. Başkalarına konfor gelebilir ama bu akşam burada bulunanlara hava, su, ekmek kadar lazım bu sözsüz müzik. Bu gece onlara yaşam boyu hayran ödülü verilmeli. ([email protected]) Çocuk Korosu saKültür Serviu El Sistema nat direktörü Gesi Venezüella’daki El Sistema (Sigeleneğini Viyana’da rald Wirth’in çalıştırdığı koro, ünmon Bolivar Orgerçekleştiren lü orkestra şefi kestrası) geleneğikoronun ilk Gustavo Dudamel ni Viyana’da gerçekleştiren Viyauluslararası konseri bu gibi dünya çapında na Superar Çocuk akşam Lütfi Kırdar’da ünlü müzisyenler yetiştirmiş olan El Korosu ilk ulusSistema ilkelerine lararası konserigöre çalışıyor. Koro, çocuklara ni Türkiye’de verecek. Konve gençlere sosyal, kültürel veser, bugün saat 20.00’de Lütya dini kökenlerinden bağımsız fi Kırdar UKSS’de gerçekolarak ücretsiz müzik ve dans leştirilecek. Viyana Supeeğitimi veriyor. rar Çocuk Korosu, Şefliği2009’da kurulan koronun ni Sascha Goetzel’in üstlendiamacı, hem alt sınıftan hem de ği Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) Santa iyi gelirli ailelerin çocuklarını aynı sosyal ortam içinde buluşCecilia Akademisi Korosu ile turarak sosyal bir karışım sağbirlikte Mahler’in doğaya övgü niteliğindeki 3. Senfonisi’ni lamak. El Sistema yoksul bölgelerseslendireceği konsere konuk de kurduğu sanat merkezlerinolacak. Superar Çocuk Korosu ile Borusan Çocuk Korosu’nun de eğitimini sürdürürken Viyada sahne alacağı konserin solis na Superar Çocuk Korosu ise özellikle göçmen ailelerin çoti ise soprano Monica Groop. cuklarının gittiği okullarla çaAralarında ülkemizden lışıyor. Sosyal bir programde beş çocuğun bulundudan öte bir sanat programı olağu 35 kişilik Superar Cocuk rak nitelenen koroda 700 çocuk Korosu’nun üyeleri 20 dilde programa dahil. şarkı söylüyor. Viyana Erkek Viyana Superar Çocuk Korosu İstanbul’da
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear