23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TABA Başkanı Alptekin, ABD ile AB arasında yapılacak serbest ticaret anlaşmasına dikkat çekti: 15 Dışarıda kalmayalım Ekonomi Servisi Türk Amerikan Ticaret Odası olarak faaliyet gösteren Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA/ AmCham) Genel Başkanı Ekim Alptekin, ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında kapsamlı bir “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı” yolundaki girişimlere dikkat çekerek “Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği arasında imzalanacak serbest ticaret anlaşmasının (STA) dışında kalmamalı” dedi. Yeni nesil hafif jet uçaklarının üreticisi ABD’deki Eclipse fabrikasının kurucu ortağı ve halen dünyanın seri üretimle üretilebilen ilk çift motorlu jetini üreten şirketin başkan yardımcısı olan Alptekin, Türkiye ve Amerika arasındaki ticari ilişkileri özetle şöyle değerlendirdi: 4 Yakın tarihe kadar Türkiye ile ABD u Yeni nesil hafif jet üreticisi Eclipse’in kurucu ortağı ve Türk Amerikan İşadamları Derneği Genel Başkanı Ekim Alptekin, “Obama, AB ile kapsamlı bir ticari anlaşma için start verdi. Bu AB ekonomisine yılda en az 88 milyar dolar katkı yapacak. Şimdiden lobi yapalım, bunun dışında kalmayalım” dedi. arasındaki ekonomik ilişkiler temelli idi. Artık karşılıklı yatırımlar da gerçekleşiyor. Ticaret hacmi tek başına gösterge değil. 410 yılda iki ülke arasındaki ticaret belirgin ve hızlı bir büyüme kaydetti. 2012 sonu verilerine göre Türkiye, ABD’ye 5.6 milyar dolarlık ihracat, ABD’den 14 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Bu rakam iki ülke arasındaki ticarete yakışmıyor. 4 Ticaret artık geleneksel sektörlerle sınırlı değil. İleri teknoloji, savunma, havacılık gibi katma değeri yüksek alanlara yatırım yapılıyor. 4 Türkiye, birincil ticaret ortağı olan Avrupa ekonomisinin alım gücünü kaybettiği bir ortamda Amerika ile ticaretini daha da geliştirmeli. Bunun başarılı olması için dünyanın birinci ekonomisi ABD’yi hedef pazar seçmemiz gerekiyor. 4 ABD Başkanı Barack Obama, Av rupa Birliği ile kapsamlı bir STA için görüşmelere başladı. Amerikan şirketlerini AB’de üretim, dağıtım ve diğer faaliyetler için 1.9 trilyon dolarlık yatırımı var. AB şirketlerinin ABD’deki yatırımlarının büyüklüğü 1.6 trilyon dolar civarında. Düşünülen STA, kendi başına krizden çıkmayı başaramayan AB ekonomisine yılda en az 88 milyar dolar katkı yapacak. 4 Bu anlaşmayla birlikte pazarlar birbirine açılacak, ticaret daha da liberalleşecek, ABD’nin gelecek yüzyılda rekabet gücü artacak. Milyarlarca dolarlık yeni kaynak oluşacak. 4 Türkiye’nin ABD ve AB arasında imzalanacak STA’nın dışında kalma riski var. Bu sürece dahil olmak için efektif bir lobi başlatamazsa, büyümenin dışında kalacak. Yıldız: Kayagazı bulguları var u Kırşehir’de yeni bulgulara rastladıklarını söyleyen Taner Yıldız, ikinci nükleere talip ülkelerin rekabetinin işi uzattığını dile getirdi. Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaptıkları sismik aramalarda Konya, Ankara ve Kırşehir’de de kayagazı ile ilgili birtakım bulgulara ulaştıklarını açıkladı. Yıldız, Türkiye Uluslararası Şeyl Petrol ve Gaz Konferansı’na katıldı. Yaşanan fiyat artışı üzerine Akdeniz ülkeleri, Kuzey Avrupa, ABD ve Uzakdoğu arasında LNG piyasasındaki fiyat makasının da genişlediğini belirten Yıldız, “Türkiye, bir yandan enerji kaynakları itibarıyla dünyanın normalleşmesini beklerken diğer yandan Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Trakya’daki potansiyellerini değerlendirmeye çalışıyor. TPAO’nun, MTA’nın yaptığı sismiklerde Konya, Ankara ve Kırşehir’de de kayagazı ile ilgili birtakım bulgulara ulaştık. İç Anadolu’da da bu çalışmalarımızı yoğunlaştırdık” dedi. Yıldız, TPAO ile Shell işbirliğinde Diyarbakır’daki Sarıbuğday1 sahasında kayagazı çalışmalarına başlandığını anımsatarak “Burada 3 bin metrelere ulaştık, hedefimiz 4 bin 500 metrelere ulaşmak” açıklamasında bulundu. Türkiye’nin arama faaliyetlerine ayırdığı bütçenin son 10 yılda 13.5 kat arttığına dikkati çeken Yıldız, ikinci nükleer santralla ilgili, aday ülkelerden ikisinin rekabet adına atağa geçmesinin karar sürecini uzattığını belirtti. Mobil kapsama alanı dışında kalan yerlerde altyapı kurulması ve işletilmesi projesi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Turkcell Üst Yöneticisi Süreyya Ciliv tarafından imzalandı. Turkcell’den 313 milyon liralık imza ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mobil iletişim altyapısı bulunmayan nüfusu 500’ün altında kalan 1799 yerleşim yerine kapsama sağlanması ve üç yıl işletilmesine ilişkin anlaşma Turkcell ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından imzalandı. Türkiye’de cep telefonu operatörlerinin kapsama alanında olmayan nüfusu 500’ün altındaki 1799 yerleşim yerinin kapsama altına alınması amacıyla kurulacak altyapı için gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, baz istasyonlarıyla ilgili olarak “‘Bakanım, bizim orada telefon çekmiyi, ADSL çekmiyi’. İyi de kardeşim, baz istasyonu, ‘bunu niye kurdunuz bakanım, sağlığımıza zarar veriyor’ eee nasıl yapacağız... Buradan anlatmak istediğim, baz istasyonu olmadan ne internet ne telefon olur. Sadece güvercin uçurarak, boru üfleyerek haberleşebiliriz, başka bir yolu yok. ” diye konuştu. Turkcell Genel Müdürü SüTurkcell Global Bilgi tarafından reyya Ciliv de projeyle geriye Şanlıurfa’da Çalışma ve Sosyal Gükalan 300 bin insanı hem iletivenlik Bakanlığı İletişim Merkezi ALO şim hem de internet üzerinde 170’in resmi açılışı yapıldı. İletişim bilgiye ulaşmada fırsat eşitliği merkezinde ÇSGB, İŞKUR ve SGK’nin yaratacaklarına işaret etti. Ciher türlü mevzuatına ilişkin çağrılar, liv, projeyi iki senenin altında 200 “vatandaş temsilcisi” tarafından bitirmeyi planladıklarını da dikarşılanacak. Turkcell Global Bilgi, le getirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik BakanlıÖte yandan KAP’a açıklama ğı ve TÜRKSAT işbirliği ile daha önyapan Turkcell, daha önce söz koce Karaman’da bir ALO 170 iletinusu proje için açılan ihaleyi 313 şim merkezi açılmıştı. İletişim mermilyon liralık teklifle kazandığını kezlerinde bugüne dek 5.5 milyon ve anlaşmanın imzalandığını bildirdi. çağrı karşılandı. Şanlıurfa’ya iletişim merkezi Rusya’dan 50 milyar dolar kaçtı Ekonomi Servisi Rusya merkez bankası, yaklaşık 50 milyar doların geçen yıl yasadışı yollarla ülke dışına çıkarıldığını ve bu meblağın yarısından fazlasının muhtemelen tek bir şirketler grubuna ait olduğunu açıkladı. MB Başkanı Sergei Ignatyev bankanın yaptığı bir araştırmanın sonuçlarının açıklanacağını söyledi. Ignatyev parlamentonun alt kanadına da bilgi verecek. Ignatyev, Rusya’nın Vedomosti gazetesindeki söyleşide, “Transferlerin yarısının iyi örgütlenmiş bazı kişilerin elinde olduğu izlenimi doğuyor” dedi. Beymen 600 milyon TL ciro hedefliyor u Ciro hedefini yükselten Beymen, bu yıl 35 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyor. Ekonomi Servisi Geçen yıl toplam cirosunu yüzde 30 büyüten ve 65 mağazaya ulaşan Beymen, bu yıl toplam 600 milyon TL ciroya ulaşmayı öngörüyor. Dünyanın önemli markaları Türkiye’de Beymen mağazalarında yer alırken Beymen koleksiyonları da yurtdışında ilgi görmeye başladı. Yakın zamanda Amerika ve Avrupa’nın önemli satış noktalarında Beymen ürünlerinin de yer alacağını söyleyen Beymen Genel Müdürü Elif Çapçı, bu yıl belirledikleri yatırım tutarının 35 milyon dolar olduğunu belirtti. Elif Çapçı, Zorlu Center’da açılacak olan 9 bin 500 metrekarelik Beymen mağazasının bölgenin en büyük moda ve giyim mağazası olacağını belirterek 2013’te bu mağaza için planlanan ciro hacminin 100 milyon TL olduğunu belirtti. Çapçı’nın verdiği bilgiye göre; 4 Beymen, bu yıl net satış alanını yüzde 30 artırarak 45 bin metrekareye ulaştıracak. 500 kişiye daha istihdam sağlayacak. 4 14 yeni mağaza açmayı planlayan Beymen; beymen. com’un cirosunu 20 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyor. 4 2012’de en hızlı büyüyen satış kanalı yüzde 200 trafik artışı ve yüzde 250 ciro artışı ile beymen.com oldu. 4 Beymen Club, yüzde 60’lık ciro artışı ile 35 mağazaya ulaştı. 4 Cironun yüzde 10’u yabancı turist alışverişlerinden sağlandı. İlk sırayı Azeriler aldı. 4Bu yıl turist hedef ciro su, ikiye katlanarak 55 milyon TL’ye çıktı. Şili eğitimine Vitamin desteği Türk Telekom iştiraki Sebit Bilgi Teknolojileri’nin internetten ulaşılan eğitim destek hizmeti Vitamin, İspanyolca versiyonuyla Şili online eğitim yaşamının parçası oluyor. Ekonomi Servisi Türkiye’nin internet üzerinden ulaşılan online eğitim destek hizmeti Vitamin’in Latin Amerika ülkeleri için geliştirilen İspanyolca versiyonu “Vitamina”, Şili eğitim hayatına katıldı. Şilili öğrenciler ve öğretmenler, bu yıldan itibaren “Vitamina”nın eğitim içeriğine erişebilecek. Türkiye’nin eğitim ve bilgi teknolojileri alanında lider şirketi, Türk Telekom iştiraki Sebit Eğitim ve Bilgi Teknolojileri’nin dünya çapındaki eğitim ürünü Vitamin; ABD, Malezya, Suudi Arabistan, Çin ve Meksika’dan sonra Şili’de de kullanılmaya başlıyor. Şirketten yapılan açıklamaya göre Sebit’in Arizona ofisi, Latin Amerika görsel işitsel market lideri Videocorp’un bir parçası olan Aulanova ve Şili Eğitim Bakanlığı, önümüzdeki üç yıl için ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma gereğince Vitamin’in K12 düzeyindeki öğrenciler için geliştirilen matematik ve fen bilimleri içerikleri, YoEstudio portalı aracılığıyla öğretmen ve öğrencilerin kullanımına açılacak. Siyaset işin içinden çıkamadığında çamura yatmayı seçer, toz duman arasında, bilgi kirliliğinde, gerçekte ne olup bittiğinin algılanması önlenerek kamuoyu güdülenmesi öngörülür. Medya, iktidar gücü ile gerçekler tersyüz edilerek çarkların yürütülmesine bakılır. Gerisi toplumsal dengelerin altüst oluşunda, toplumsal örgütlülük, birikimlerin ağırlıklarının konulabilmesi ile hak kayıplarının doğurduğu hak arama, haksızlıklara karşı başkaldırı reflekslerinde kurulacak yeni dengelere kalmıştır. Kim ne söylerse söylesin, demokratik düzenlerde Silivri ve Sinop’ta yaşanan insan hakları, hukuk devleti, demokrasi işleyişi karşıtı gelişmelerden birinci dereceden sorumlu İktidarlarıdır. Uzun soluklu, büyük çoğunluk iktidarı, yasamayürütmeyargının işleyişindeki bütün kurumları denetleme gücü elinde olmak üzere; iktidarlarının, tersine işleyişler için gücünün yetmediği gibi bir gerekçesi, mazereti de yoktur.. Başbakan Erdoğan, yaşamın her alanına dönük her çıkışının sonrasında, “takşak” ilişkileri içinde, istediği yasaların hızla çıkarılması, yürürlüğe girmesi, iktidar icraatlarının gerçekleştirilmesi, sözde özerk kamusal kurumlar, özel sektör işleyişinde de haksızhukuksuz baskı gücü kullanılarak da sağlanmasının sayısız örneği yaşanmışken.. İstendiği ilan edilip yapılmamış işlerin bütünü, geneli için, “istenmiyor, isteniyormuş gibi kamuoyu aldatılıyor, siyaset oyunları oynanıyor..” denebilir. Sözün özü, Silivri’de özel yargı eliyle yargısız infaz içeriğini kazanmış haksız ön tutukluluklar, TSK’nin darbeciterörist damgalanmasından, eski Genelkurmay Başkanı’ndan başlayarak çok sayıda general, her rütbeden subayın terörist suçlusu olarak yargılanmalarındaki haksızlıkhukuksuzluklardan yakındığı söylemlerine, siyasi çıkış ötesinde bir anlam yüklenemez. Milletvekilleri, gazeteciler, bilim insanı, haksız, yargısız infaz içeriği kazanmış tutukluluklar için, yargılama süreçlerinin hukuksuz işleyişlerine yönelik kaygıları, yargılamaların hukuk düzeni içinde işleyiş arayışları açıklamaları gerçeği yansıtmamaktadır. İktidarları kendi 12 Eylül referandumlarının kampanyasının özeti kötü işleyen bir yargı düzeninde reform değil miydi? “Yetmez ama evetçiler” bile bağımsız işleyecek bir yargı reformu uğruna iktidarlarının 12 Eylül Anayasası, yasal düzen paketi değişikliklerine oy vermemişler miydi? İktidarlarının güdümünde özel yargı gerçeğinin ürkütücü boyutlardaki insan hakları, hukuk devleti ihlalleri tablosu karşısında yeni yargı reformu paketleri ile aldatılır konuma düşmedik mi? HHH Başbakan Erdoğan’ın son ağır eleştirel açıklamaları, var olan hukuk düzeni, yargılama işleyişinde en göze batan hakhukuk ihlallerinin olsun düzeltilebilmesine yönelik uyarılar içermiyor muydu? Ergenekon yargılamasının 18 Şubat günlü oturumlarında sanıkların hukuk çerçevesinde olmazsa olmaz içerikteki, kendi tanıklarını dinletme haklarının toptan gasp edilmesi içerikli değil miydi? Gerçeklikleri bilirkişi raporları ile masaya yatırılmamış bilişim kayıtlarının delil niteliklerinin sorgulanmaması ne anlama geliyordu?.. Terörist damgalaması ile tutuklu sanık eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un mektubunda altını çizdiği soruların; “Bu mahkeme adil mi? Mahkeme terörist Şemdin Sakık’ı muteber bir tanık olarak dinlemiş, buna karşılık Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanlığı’nı yapmış Işık Koşaner ile kuvvet komutanlarının tanıklığına itibar etmemiştir..” saptamasının yanıtı nedir? Ucundan olsun yargılamaları izleyen biri olarak sorguluyorum; yargılamanın savunma ayağında, hukuk işletilse, sanıkların dinlenmemiş tanıkları dinlense, suçlamalarda kanıt yapılmış bilişim belgelerinin gerçeklikleri gerçekten taransa, iddianamenin odağındaki suçlamalar hangi boyutları ile hangi sanıklar için geçerli olabilecek? Çoğunluk yargısız infaza hedef olmuş, yıllarla tutuklu kalmış, ağır suçlamalarla damgalanmış sanıklar için, bu siyasi davalarda “affedersiniz, haksızlık yapmışız” özrünün siyasal sorumluluğunu kimler üstlenecek? Sinop’ta yaşananlar neyse ki şu ana kadarki gelişmeleri ile onarılmaz, geriye dönüşü zor yaralar açmamış gibi gözüküyor.. Cepheleşmenin tarafları yaşanmışlıkların birikimiyle, oynanan kirli siyasi oyunun altında kalmamaya yönelik kaygıları ile kimi geri dönüş adımları attılar.. Sinop’un en düşündürücü sonuçları içinde, siyasi sorumluluktan sıyrılma adına başkalarına yönelik karalamalar çamur atma, yalanlardaki sınır tanımazlık olmalı.. Cepheleşmede bu çok tehlikeli tırmanış oyununda gerçek başsorumlular aranırken aklın yolu çıplak cepheleşme taraflarına bakmak olmalı, değil mi? İktidarları sadece güvenlik sağlamada gerekçe yaratamayacak başsorumlu değil.. Bölgede Türkiye ortalamalarının üstünde seçmen çoğunluğuna da sahip. Elbet istihbarat, polis gücü avucunun içinde, muhalefeti suçlayarak sorumluluktan, cepheleşme oyununun başaktörü olmaktan sıyırabilecek konumda hiç değil.. ‘SilivriSinop’tan İktidarları Sorumlu En değerli marka listesinde Türk şirketler sıfır çekti Ekonomi Servisi Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından hazırlanan “Dünyanın En Değerli 500 Markası” çalışması sonuçlandı. Listede 2 milyar dolar sınırını aşamadığı için hiçbir Türk markası yer alamadı. Geçen yılki 70.6 milyar dolarlık marka değerini 2013’te 87.3 milyar dolara yükselten Apple, bu yıl da dünyanın en değerli markası oldu. Apple’ın en büyük rakibi Samsung 59 milyar dolarlık marka değeriyle 6. sıradan ikinciliğe yükseldi. Samsung’u geçen yılın ikincisi Google takip etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear