29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ARALIK 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA 19 34 kişinin bombardımanda öldürülmesinin üzerinden 2 yıl geçti. Failler hâlâ bulunamadı Uludere adalet bekliyor MAHMUT ORAL Üniversitede gerginlik Adnan Menderes Üniversitesi’nde (ADÜ) Merkez Kütüphanesi önünde toplanan öğrenci grubu, Uludere’deki olayın yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapmak istedi. Buna tepki gösteren karşıt görüşlü öğrenci grubu da kütüphane yakınlarında toplanarak slogan atmaya başladı. Taraflar arasında gerginliğin artması üzerine, çevik kuvvet ekipleri ve TOMA aracı kampusa girdi. Polis, öğrenci grupları arasında yaşanabilecek olaya karşı önlem aldı. Bir süre daha slogan atan gruplar, daha sonra dağıldı. DİYARBAKIR Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu ve Gülyazı köylerinden (Roboski) 28 Aralık 2011’de sınırı geçen 19’u çocuk 34 kişinin savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülmesinin üzerinden 2 yıl geçti. Soruşturmada bir arpa boyu yol alınamezken failler bulunamadı, yargı önüne çıkamadı. Uludereli anneler ise 2 yıldır gelmeyen adaleti bekliyor. Katliamdan bu yana siyah yas giysileri giyen anneler, neredeyse her gün çocuklarının yan yana mezarlarını ziyaret ediyor. Katliamda oğlunu yitiren Mercan Encü, “Bırakın failleri yargılamayı hesap sorduğumuz için devlet aileleri tehdit ediyor. Biz 34 canımızın katledildiği yere, 34 karanfil bıraktığımız için her birimize 3’er bin lira para cezası verdi. Neymiş efendim, biz o sınırları ihlal etmişiz. 34 kişinin katledilmesi mi yasak katledildikleri yere karanfil bırakmamız mı? Bu iki yıl içinde bırakın bu katliamı yapanları cezalandırmayı, onları ödüllendirdiler bile. Ben ömrümün sonuna kadar onlara lanet okuyacağım” dedi. Katliam mağduru köylülerle da yanışma için köye yerleşen vicdani retçi İbrahim Yaylalı, katliamın yıldönümü için başta BDP ve HDP olmak üzere birçok siyasi parti genel başkanının, İHD, MazlumDer, Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının ve birçok baronun yönetiminin köye geleceğini anlattı. Yaylalı, Roboski Barış Müzesi Evi’nin kampanyasının yıldönümünde başlatılacağını söyledi. RoboskiDer’in de katliamın yıldönümünde açılacağını anlatan Yaylalı 40’tan fazla gencin katliamın yıldönümünde vicdani ret kararını açıklayacağını belirtti. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ise soruşturmanın ilerlememesine ve askeri yargıya havale edilmesine tepkili. Gizlilik kararı nedeniyle dosyayı inceleyemediklerini de belirten Elçi, “Bu bir yasal hükmün istismarıdır. Böyle bir soruşturmada askeri savcının yani bir subayın objektif, bağımsız, adil bir biçimde davranması beklenir mi?” dedi. Hakkari Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu Cölemerg Öğrenci Derneği (CÖDER) Uludere katliamını kınadı. Öğrenciler, katliamı protesto için kefen giydi. n İstanbul Haber Servisi Esentepe’deki Şişli Belediyesi’ne ait binaya akşam saatlerinde gelen eski çalışan S.Ö, maddi sıkıntı çektiği için bir yetkiliyle görüşmek istediğini söyledi. S.Ö. “Mesai bitti. herkes çıktı” cevabı üzerine silahını çekerek 5 el ateş etti. Polis ekipleri tarafından yarım saat süren çaba sonucu S.Ö, Emniyet’e götürüldü. Şişli Belediyesi’nde panik Valilik koruma vermemiş n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nden sorumlu Savcı Gürkan Kütük, geçen haziranda valiliğe başvurarak can güvenliği olmadığı gerekçesiyle yakın koruma istedi. Koruma istemi iki kez reddedildi. Kentte görevli 47 savcıdan 10’unun da daha önce yakın koruma istediği, ancak valiliğin sadece çağrılı koruma verdiği ortaya çıktı. Savcılar, “Olası bir tehlikede sorumlu yetkililerdir” dedi. Kefenli protesto D Roboski anıtı açılacak iyarbakır’ın merkez Kayapınar Belediyesi, Roboski katliamında ölenler için Batı Parkı içinde “Roboski Anıtı” yaptırdı. Ağıt yakan bir anne ve etrafına düşen bombalar şeklinde yapılan anıta katliamda yaşamını yitirenlerin adları yazıldı. Anıtı yapan heykeltıraş Suat Yakut, “Roboski’de yaşananları simgesel öğelerle anlatmaya çalıştım. Sade bir anlatımla katliam anlatılmıştır” dedi. n VAN (Cumhuriyet) Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi, KCK davalarından tutuklu BDP milletvekilleri nin tahliye taleplerinin reddedilmesi nedeniyle 2 gün önce başlattıkları açlık grevini dün sonlandırdı. Açlık grevini Van Barış Anneleri İnisiyatifi ve İzmir Barış Anneleri Meclisi devraldı. Barış anneleri açlık grevinde PKK operasyonu: 4 gözaltı KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şanlıurfa Viranşehir’de terör örgütü PKK’ye yardımda bulunduğu iddia edilen kişilere yönelik operasyon düzenlendi. BDP İl Genel Meclis üyesi İbrahim Öztürk ile üyeler Hoşnav Ata ve Ferit Süer gözaltına alındı. Mardin’de ise Fikret Aksoy gözaltına alındı. Halk Haykırıyor: ‘Ey! Yiyiciler!’ “21 Aralık” Cumartesi günü, ülkenin dört bir yanında olduğu gibi İstanbul’da da “eylem” vardı; üstelik “bir” değil “birçok” ve “Boğaz”ın iki yakasında da. Dörtbeş yıl öncesine dek, İstanbul’un Anadolu yakasında bu tür “eylem”ler öyle pek ses getirecek boyutta değildi; ama son iki yıldır özellikle de bu yıl çok arttı, çok yoğunlaştı; artık “vapurlar”, yalnız “Kadıköy”den karşıya “Karaköy”e, “Beşiktaş”a giden “eylemciler”i değil, oralardan “Anadolu” yakasına gelen“eylemciler”i de taşıyorlar. “Eylem” günlerinde hele eylemin başlamasına yakın saatlardeinanılmaz ölçüde dolup taşıyor vapurlar, yalnızca “yolcular”la değil; bayraklarla, flamalarla, afişlerle v.ö’lerle, çoğu kez de atılan “sloganlar”la... Kuşkusuz, bu “21 Aralık Cumartesi” günü, afişlerde yer alan; seslenişlerle, haykırışlarla yankılanan “17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu”nu yansıtan “Hükümet istifa!”, “Aile boyu hırsızlık!”, “Hırsızlar Meclis’te!” gibi sloganlardı. İstanbul’un iki yakasını birleştiren vapurları dolduran “gençler”in bu haykırışlarıyla “eylemler” yalnız karada değil“deniz”de de, “Marmara”da da sürüyor; tıpkı “İzmir”deki eylemlerin “Ege Denizi”nde, “Rize”dekilerin “Kara Deniz”de de sürdüğü gibi. O cumartesi günü ilkin, “Beşiktaş”ta “65. Sessiz Çığlık” direnişinde bir araya geldik. Bu “eylem”de baştan bu yana yapılan “basın” açıklamalarında; “iktidar”ın gözleri önünde üretilmiş “sahte CD”lere dayanarak suçlanan “TSK”nin emekli ve “görevi başından koparılarak” tutuklanan, “hüküm” giydirilen komutanlarına “destek” olmanın yanında, ülke gündemine de “dikkat” çekilir; dolaysiyle “Yalana, Talana, Yolsuzluğa Son!” konusu da vardı “21 Aralık” basın açıklamasında. “Sessiz Çığlık”ı, “sesli”ye dönüştürüp “Hükümet istifa!” çağrısıyla, “66.”sında buluşmak üzere noktalayıp, bir bölümümüz tutuklu Em. Komutan ve milletvekili “Engin Alan”ın annesinin cenaze törenine gitmek üzere, bir bölüm de “TGB”nin “Kadıköy”deki “Yolsuzluk ve Rüşvet”i kınayan “eylem”ine katılmak için yola koyulduk. Mitingin yapılacağı alana giden yokuşu tırmanırken, akın akın gelenlere baktıkça, “Atatürk”ün “Samsun”dan yaptığı “çağrı”yı yine anımsadım: “Yapılacak büyük ve coşkulu toplantılarla ulusal ‘gösteri’lerde bulunması ve bunun ‘köy”lere varıncaya dek her yerde yapılması!” (28.5.1919) İç ve dış “işbirlikçi”lerin el ele vermesiyle ülke elden gidiyordu; bu bir “var” oluş savaşıydı, “köy”lere dek uzanmalıydı kuşkusuz. Ne ki, bugün de birçok “köy”ümüz aynı “işbirliği”ne karşı “var” olma savaşımı içinde değil mi? “HES”ler, “köy”lerin “yaşam” alanlarını bir bir “yok” ediyor; köylüler sahip oldukları “tek” hayvanlarını bile satmaktan çekinmiyorlar “yasadışı”lığın ve “yolsuz”luğun sürdüğü “HES” projelerine karşı savaşımı sürdürebilmek için... Tırmanmakta olduğum yokuş bitmek üzere; “gençler”in attığı sloganlar ortalığı inletiyor: “Yalana dolana hırsızlığa son!”, “Her yer rüşvet her yer yolsuzluk!”, hele bir tanesi var ki çok anlamlı, gençler ellerindeki afişi de kaldırarak haykırıyorlar: “Sonun ‘Mübarek’ olsun!” Öyle yürekten, öyle dolu dolu haykırıyorlar ki, ne “TOMA” ne “biber gazı” onları durdurabilir, üstelik onca “şehit” verdikten sonra... “Cumhuriyet”i “savunma” görevini nasıl yapacaklarını belirttiği “Bursa Söylevi”nin (1933) bir yerinde “gençler”e şöyle seslenir “Atatürk”: “Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır (...) Mahkeme de onu yargılayacaktır!..” Sanırım tam burada bir soru sormak yerinde olacak: Tanrı aşkına bu konuda günlerdir, aylardır “olupbiten”in noktasına virgülüne dek aynen “80 yıl” önce ortaya konması değil midir bu sesleniş? Dahası da var, Atatürk “genç”e seslenişini, “... yine düşünecek; demek ‘adalet örgütünü de düzeltmek gerekir’ diyecektir!” uyarısıyla sürdürür. Bu “düzeltme” görevi çok önemliydi; “Atatürk”; bir “devlet”i gerek içerde gerek dışarda “devlet” yapan “temel” direklerden birinin “hukukadalet” olduğunun kuşkusuz bilincindeydi; “Cumhuriyet”in ilanının hemen ardından ilk açtığı “yüksekokul” sonradan “Hukuk Fakültesi”ne dönüşecek olan “Ankara Hukuk Mektebi”nin olması, bunun göstergesiydi. “Tencere dibin ‘kara’ seninki benden ‘kara!” diyen “iki kapkara tencere”nin “de” bunu kavrandıkları “hukukadalet” konusunda yaşananlardan, yaşattıklarından belli... Öte yanda şimdiye dekinsanlık tarihinin yazmadığı bir boyuttaki bu “rüşvet ve yolsuzluk”la ilgili “söylem ve eylemler”den kaçınılmasını isteyen kuruluş ve örgütlere karşı da değerli hukukçu “Hayrettin Ökçesiz”in: “Faşizm’de insanlar ikiye ayrılır: Susanlar ve susmayanlar...” söylemi en yerinde “yanıt”tır. Ne dersiniz? n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nde polis T.Ö., iddiaya göre üniformasını giymek için gittiği soyunma odasında, dolabından tabancasını almaya çalıştığı sırada silah ateş aldı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan T.Ö., kurtarılamadı. T.Ö’nün ölümünün kaza olduğu belirtilirken intihar ihtimali de araştırılıyor. İntihar mı, kaza mı? Halefselef koruma zinciri! ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, halen rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın 17 Aralık’taki sorgusu sırasında Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcılarından dördünün kendisine eşlik ettiğini belirtti. Oran, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde “Halkbank’ın eski genel müdürü olan ve halen Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü yapan Hüseyin Aydın veya siz mi bu talimatı verdiniz?” diye sordu. BULMACA SEDAT YAŞAYAN UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Taneleri 1 büyük par 2 çalar halin 3 de doğranmış işkem 4 be çorbası. 5 2/ Sınır ni 6 şanı... Gelin 7 olacak kıza 8 erkeğin ver 9 diği para ya 1 2 3 4 5 6 7 8 9 da armağan. 3/ Adı hemen 1 P A R M E S A N akla gelmeyen 2 İ L E D A Ğ A R küçük ve değer 3 S E T L İ Ç M İ siz şeyleri belirt 4 T R A K U N N mekte kullanılan 5 O Z O N L A ÇO sözcük. 4/ Ev 6 L A E B A B İ L cil bir hayvan... 7 E V İ T A İ L O Lantan elemen 8 İ L B A G A J tinin simgesi. 5/ 9 E L M A L A V İ Ağızda güç eriyen bir şeker cinsi... Karadan havaya fırlatılan güdümlü bir füze. 6/ Halk edebiyatına özgü, dört dizeden oluşan bir şiir türü... Metal parlaklığı verilmiş deri. 7/ Telefon sözü... Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim. 8/ Doğranmış ekmeği, yağ ve et suyuyla sahanda pişirerek yapılan bir yemek. 9/ Ses... Müslümanlığın temel inançları. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Suda haşlanmış kestane. 2/ Mersin’in Silifke ilçesinde antik bir kent... İnce sözcüğünün karşıtı. 3/ “Dost, metres” anlamında argo sözcük. 4/ “ Aklı”: Arif Damar’ın şiir kitabı... Bir nota. 5/ Bir şeye inanarak bağlanış... Çölden esen rüzgâr. 6/ Kişinin sevinç, güven ve her tür devimsel etkinliklerinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı... Baştan ayağa kadar bütün vücudu saran örtü. 7/ Hakkâri yöresinde yetişen ve yemeği yapılan, maydanoza benzer bir ot... Ekvator kuşağındaki geniş tropikal çayırlara verilen ad. 8/ Sakarya iline özgü bir tür köfte. 9/ Şöhret... Bir şeyin temelini oluşturan ilkeler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear