17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 ARALIK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yolsuzluk operasyonunun faturası İstanbul ve Ankara’da görevli 29 emniyet amirine kesildi 7 Polis müdürleri gitti İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yürütenlerin de aralarında bulunduğu 5 şube müdürü ile İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın 2 yardımcısı, Organize Şube’de görev yapan 2 müdür yardımcısı ve Mali Şube’de görev yapan 2 müdür yardımcısı görevlerinden alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde ise 18 şube müdürü görevden alındı. İstanbul Emniyeti’nin operasyon yetkisine sahip Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı, Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal, Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse ve Asayiş Şube Müdürü Ertan Erçıktı, görevden alınan isimler oldu. Birkaç saat içinde yeni görevlendirmeler yapılarak organize suçlarla mücadelede şube müdürlüğüne Ömer Burak Aktaş, Mali Şube’ye Hakan Sıralı, asayiş şubeye Yusuf Bengü, Kaçakçılık Şube’ye Aydın Yılmaz ve terörle mücadele şube müdürlüğüne eski istihbaratçı Serdar Ali Sekkin getirildi. Görevden alınanlardan Ertan Erçıktı Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirilirken operasyonu yürüten Yakup Saygılı ve Nazmi Ardıç ile Ömer Köse müdüriyet emrinde görevlendirildi. Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürü Tuğrul Turhal, hassas yerleri koruma şube müdürlüğüne atandı. Operasyonu yürüten şubelerden organize suçlarla mücadele şubeden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı, mali suçlarla mücadele şubeden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Hamza Tosun, organize şube müdür yardımcıları Şenol Demir, Ahmet Kalender ve mali suçlarla mücadele şube müdür yardımcıları Yasin Topçu ve Kazım Aksoy da görevden alındı. Operasyona imza atan Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı, görevine MİT Müsteşarı Ha MİT krizinin ardından geldiler kan Fidan’ın KCK operasyonu kapsamında ifadeye çağrılması ile yaşanan krizden sonra atanmıştı. Operasyonu yürüten diğer isim Nazmi Ardıç ise “Ergenekon” ve “Şike” operasyonlarında görev almıştı. Görevden alınan Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal, şubesi yeni kurulduğu için ekip kurmaya çalışırken makamına bile oturamadan görevden alınmış oldu. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse de yaşanan MİT krizinin ardından Yurt Atayün’ün yerine görevine başlamıştı. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında İstanbul’da başlayan emniyet müdürlerine yönelik görevden alma süreci Ankara’ya da sıçradı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 18 şube müdürü görevden alındı. Operasyon kapsamında Ankara’daki gözaltı işlemini gerçekleştiren birimin başındaki isim Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Osman Şamil Kaya, Kaçakçılık Şube Müdürü Ertan Kaya, Mali Suçlarla Mücadele Şu be Müdürü Adem Yalçınkaya’ın da aralarında bulunduğu 18 şube müdürü pasif görevlere verildi. Karar, Ankara Emniyet Müdürü Kadir Ay’ın şube müdürüleriyle yaptığı toplantı sonrasında alındı. Bekaroğlu Eliaçık Eliaçık ve Bekaroğlu ‘Kavgayı değil yolsuzluğu tartışalım’ dedi 81 ili kapsayacak Öte yandan Kayseri, Bursa, Trabzon ve Kocaeli’nin de aralarında bulunduğu bazı illerin emniyet müdürlüklerinde, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele şube müdürlerinin de görev yerlerinin değiştiği öğrenildi. Görevden alma işlemlerinin 81 ili kapsayacak şekilde genişletileceği öne sürüldü. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, “Bazı illerimizde Emniyet personelimizin görev yerleri, haklarındaki görevi kötüye kullanma iddiaları ile ilgili soruşturmalar nedeniyle değiştirilmiş, bazı illerde ise personelimiz, idari gereklilik nedeniyle farklı yerlerde görevlendirilmişlerdir” denildi. ‘Erdoğan’ın ailesine uzanır’ SELİN GÖRGÜNER HSYK: Öz görevden alınmadı Soruşturmaya iki savcı daha görevlendirildi CANAN COŞKUN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “yolsuzluk ve rüşvet” soruşturmasının koordinasyonunu yürüten Başsavcı Vekili Zekeriya Öz’ün görevinden alınarak yerine Başsavcı Turan Çolakkadı’nın getirildiği iddia edildi. Ancak bu iddia Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yalanlandı. Operasyon kapsamında sürdürülen soruşturmada ek olarak iki savcı daha görevlendirildi. Özel soruşturma savcısı Mustafa Erol ile memur suçları savcısı Ekrem Aydıner, dosyadan sorumlu yeni savcılar oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 3 ayrı dosya üzeriden yürütülen yolsuzluk soruşturmasında dosyanın kapsamlı olması ve iş yoğunluğu nedeniyle iki ayrı savcı daha görevlendirildi. Soruşturma savcıların Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve görevlendirilen 2 savcı ile birlikte soruşturma savcısı 4’e çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan yazılı açıklamada soruşturmaların imar kanununa ve kıyı kanununa muhalefet etmek, kamu görevlilerinin rüşvet aldıkları ve görevlerini suiistimal ettikleri iddiaları ile yürütüldüğü belirtildi. Kolluk makamlarına gelen bilgiler çerçevesinde 13 Eylül 2012, 20 Eylül 2012 ve 14 Şubat 2013 tarihlerinde üç ayrı soruşturma başlatıldığı bilgisi verildi. Açıklamada, yeni görevlendirmelerle ilgili şu ifadeler yer aldı: “Soruşturmaların kapsamı, şüpheli sayısının çokluğu, gözaltındaki şüphelilerin işlemelerinin yasal gözaltı süresinde bitirilmesinin gerektiği nazara alınarak ve delillerin tam olarak toplanıp soruşturmanın kısa sürede ikmal edilmesi için önceden beri kapsamlı soruşturmalarda uygulanageldiği gibi bu soruşturmalara yardım etmek üzere iki cumhuriyet savcısı daha görevlendirilmiştir. Yeni görevlendirilen cumhuriyet savcıları memurlar ve kamu görevlilerinin suçlarını soruşturmak için kurulmuş bulunan memur suçları soruşturma bürosu ve özel soruşturma bürosunda görevli olup önceden beri memur ve kamu görevlileri soruşturmalarını yürütmektedirler. Yargı mercileri yasalar ve görevle ilgili iç düzenlemeler çerçevesinde hakikatlerin ortaya çıkarılması ve yasal gereğinin yapılması için çalışmakta olup yanlış anlamlara sebebiyet vermemek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bu kısa açıklama yapılmıştır.” Edinilen bilgiye göre ek olarak görevlendirilen savcıların mevcut soruşturmayı yürüten savcılar tarafından talep edilmediği, bizzat Çolakkadı tarafından görevlendirme yapıldığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında yeni görevlendirilen savcıların dosyayı yürüten asıl savcı veya yardımcı savcı olup olmayacakları Başsavcı Çolakkadı’nın görevlendirme yazısından sonra belli olacak. Çapkın’dan sorulara yanıt yok İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın çocuklarının gözaltına alındığı gün makamına gelmeyen, operasyondan da haberi olmadığı iddia edilen İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın dün öğlen saatlerinde Emniyet’e geldi. Çapkın, basın mensuplarının “Açıklama yapacak mısınız” sorularına yönelik el sallayarak “İyi günler” demekle yetindi. Çapkın’ın Emniyet’e, 11 şube müdürünün görevden alınıp yerine yeni atamaların yapılmasının ardından gelmesi dikkat çekti. Çapkın önceki gün operasyonun erken saatlerde başladığı ancak emniyet müdürünün daha geç öğrenip durum değerlendirmesi için şube müdürlerini odasına toplayarak bilgi istediği ve neden haberdar edilmediğine yönelik hesap sormuştu. Emniyet içerisinde operasyonun ardından birçok yetkilinin görevden alınacağı belirtilmişti. Operasyonu muhafazakâr camianın önemli isimleri ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık ve siyasetçi ve insan hakları savunucusu Mehmet Bekaroğlu, değerlendirdi. Antikapitalist Müslümanlar hareketinin önemli isimlerinden ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, “Kimin düğmeye bastığını, kimin kimin arkasından kuyu kazdığını herkes biliyor. 11 yıldır ilk defa bu denli büyük, bakanların oğulları, belediye başkanları, işadamlarına uzanan bir operasyon yapıldı. Bu operasyonun Başbakan’ın çocuklarına, damatlarına ve gelinlerine doğru uzayacağını düşünüyorum” dedi. Daha öncede birtakım yolsuzluk iddiaları ortaya atıldığını anımsatan Eliaçık, “Bu yolsuzluklar karşısında ya kendilerini temizleyecekler ya da millet onları temizleyecek. Mızrak artık çuval sığmıyor. Yolsuzlukların, bir yerde patlayacağını herkes biliyordu. Artık ipler tamamen kopmuştur. İttifak zirvedeyken çöktü. Şimdi artık iniş başlıyor” dedi. 1 Mayıs kutlamalarına katıldıkları için kızının gözaltına alındığını, Gezi’nin ardından mal varlığının araştırıldığını anımsatan Eliaçık, “O dönem hükümete ve cemaate yakın isimler el birliğiyle beni ‘Kızına sahip çık’ diye eleştiriyordu. Allah büyük. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste diyorum” dedi. Siyasetçi Mehmet Bekaroğlu ise asıl tartışılması gerekenin, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları olduğunu vurgulayarak, “Sokaktaki bir vatandaş olarak beni hükümet ve cemaat arasındaki kavga değil yolsuzluk hırsızlık, rüşvet, kara para aklama iddiaları ilgilendiriyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkının yenildiği konusunda çok ciddi şüphelerim var. Bu operasyon, son dönemde yapılan en önemli operasyonlardan biridir. Bunun neden şimdi yapıldığı, kimin düğmeye bastığı tartışmaları bir yana, asıl medyanın tartışması gereken bu iddialardır. Bu iddialar eğer doğruysa, bunları yapanlar kim olduğuna bakılmaksızın cezasını çekmeli, bunu yapmaya yeltenenlere de ibret olmalıdır. Ancak tabii ki bunun siyasi sonuçları da olacaktır” dedi. Mayıs ayında AKP’nin TBMM’ye getirdiği, CHP ve MHP’nin desteklediği bir yasa değişikliğiyle “ihaleye fesat karıştırma” suçunun cezasının 13 yıldan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına indirildiğine dikkat çeken Bekaroğlu, “Yasa değişikliğiyle ihaleye fesat karıştırmak adeta el birliğiyle suç olmaktan çıkarıldı. Ayrıca ihaleye fesat karıştırma suçundan hüküm giyenler ya çok az bir ceza alıp kurtulacak ya da cezalarının ertelenmesi gündeme gelecek. Bunun zamanlaması dikkat çekicidir” dedi. Siyasi sonuçları olur Yeni atamalar soruşturmanın geleceğiyle ilgili soru işaretlerine neden oldu Deniz Feneri de Yolsuzluk adım adım örtüldü Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’ın da aralarında bulunduğu; “yüzyılın yolsuzluğu” olarak nitilendirilen Deniz Feneri soruşturmasına ilk olarak Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan başlamıştı. Vurgunun yurtdışı ayağını yürüten Alman mahkemesi, kararını verirken “Asıl failler Türkiye’de belirlemesini” yapmıştı. Bu saptamanın ardından daha da derinleşen ve gözlerin üzerine çevrildiği soruşturmada savcılar Abdulvahap Yaren ile Mehmet Tamöz de soruşturmaya dahil edildi. Deniz Feneri vurgununu araştıran ve bu kapsamda Almanya’da da çalışma yürüten üç savcı tüm kararları ortak imzayla gerçekleştirme yoluna gitmişlerdi. Soruşturmanın belli bir olgunluğa gelmesinin ardından düğmeye basılmasıyla birlikte eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Zekeriya Karaman’ın tutuklanması bir anlamda savcılar açısından bardağı taşıran son damla olmuştu. Zahid Akman ile Zekeriya Karaman’ın şikâyeti üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca görevlendirilen müfettişler incelemelerini yaparken dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ethem Kuriş, savcılar Türkaslan, Tamöz ve Yaren’in elinden soruşturma dosyasını aldı. Yerlerine de Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Veli Dalgalı ile Kaçakçılık Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Hakan Pektaş görevlendirildi. Yeni savcıların, Deniz Feneri dosyasındaki “örgüt” ve “dolandırıcılık” suçlarına ilişkin takipsizlik kararı vermesiyle dosya bu yönüyle kapanmış oldu. böyle kapatılmıştı İLHAN TAŞCI Savcıların talebi yoktu HSYK: Şüpheli sayısı çok Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), İstanbul’daki soruşturmayı yürüten savcıları görevden almalarının söz konusu olmadığını bildirdi. HSYK’den yapılan açıklamada, İstanbul Başsavcılığı’nın da şüpheli sayılarının çokluğu, gözaltı süreleri dolmadan ifadelerin alınabilmesi ve delillerin toplanabilmesi amacıyla Memur Suçları Soruşturma Bürosu ve Özel Soruşturma Bürosu’nda görevli iki cumhuriyet savcısını daha soruşturmada görevlendirdiği bildirildi. ANKARA İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın çocuklarının da gözaltına alındığı yolsuzluk ve rüşvet savlı soruşturmayı yürüten savcı Celal Kara’nın “yanına” iki yeni savcının eklemlenmesi Deniz Feneri vurgun dosyasının da benzer yöntemle kapatılmasını akıllara getirdi. Deniz Feneri soruşturmasını da ilk aşamada savcılar Nadi Türkaslan yürütürken asıl failler gözaltına alınıp dosyanın hükümete yöneleceği noktada üç savcı dosyadan el çektirilip yerlerine iki yeni savcı atanmış ve dosya takipsizlikle kapatılmıştı. Cemaathükümet çatışmasının en tepe noktaya çıktığı işadamıbürokratbakan çocukları üçgenindeki yolsuzluk savlı operasyonun yankıları sürerken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, asıl soruşturmacı savcı pozisyonundaki Celal Kara’nın yanına iki “yeni savcı” ekledi. Soruşturmada, eski Eskişehir ve Kadıköy Baş savcılığı da yapan Ekrem Aydıner ile savcı Mustafa Erol görevlendirildi. Savcılık kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın olaylardaki işlevi ve ilişkileri hakkında fezleke düzenleyemeyeceği için Başbakanlık kanalıyla durum Meclis’e bildirilecek. Anayasa gereği savcılığın, bakanları doğrudan sorgulayamaması nedeniyle bu yola gideceği belirtildi. Savcılığın bildirimin ardından Meclis’te bakanlar hakkında muhalefetin girişimiyle soruşturma komisyonu kurulması ve Yüce Divan’da yargılanmalarının yolunun açılması gerekiyor. Dinleme cihazı bulunmuştu Başbakan’a teknik takip mi? MURAT İNCEOĞLU ebep iş yoğunluğu Başsavcılık kaynakları, bu görevlendirmenin dün İstanbul Emniyeti’ndeki görevden almalarla birlikte yaşanmaya başlanan “ifade işlemlerindeki aksamaların önüne geçilmesi, şüpheli sayısının fazlalığı ve gözaltı süresi içerisinde ifade işlemlerinin hızlandırılması” amacıyla gerçekleştirildiğini dillendirdi. S İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyunda ilgiyle izlenen soruşturma ile ilgili olarak ilk kez açıklama yaptı. Açıklamaya göre operasyonun nedeni bir yılı aşkın süredir yürütülen üç ayrı soruşturma. Soruşturmada görev yapan polislerin soruşturmayı yürüten savcı dışında bir birime bilgi vermediğine dikkat çekilen operasyonda, İstanbul valisi, emniyet müdürü ve cumhuriyet başsavcısının operasyonu sonradan öğrendiği iddia ediliyor. Gündeme gelen bir başka iddia ise bakan çocuklarının teknik takibi için alınan izinle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik de teknik takip yapıldığı yönünde. Aralık 2012 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisinde MİT tarafından yapılan incelemede dinleme amacıyla yerleştirilen ve “böcek” adı verilen cihazlar bulunmuştu. Zekeriya Öz
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear