02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 ARALIK 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 müzisyeni” haline getirmiş ve tarihe geçirmiştir. Türkiye’nin sanatçıları da baskıya muhatap oldukça bize umut veren bir direnç sergiliyor. RedHack soruşturmasında gözaltına alınan oyuncu Barış Atay, salıverilirken özlediğimiz cesur sesle, “Geri adım yok” diye haykırıyor. Kültür Bakanlığı’nın, “Muhalif tiyatrolara yardım yok” diyerek desteği kesmesine, 50 yıllık Ankara Sanat Tiyatrosu, “Mücadele gücümüz arttı. Devrimci tiyatro anlayışımız sürecek” tepkisi vererek yüreğimize su serpiyor. Onu, yardımı reddeden diğer tiyatrolar izliyor. “Sarayın lütfuyla sanat” zihniyetine bayrak açan sanatçılar, bağımsızlığını ilan ediyor, yeni bir aydınlanma çağını müjdeliyor. HHH Şimdi bize düşen, onların yanında olmaktır. Devletin ödeneği keserek cezalandırdığı tiyatrolara koşmak, basılmadan toplatılan kitapları okumak, kapanmaya yüz tutmuş sinema salonlarını doldurmak, kaybolan heykellerin hesabını sormak, yargılanan müzisyenlerin, karikatüristlerin, oyuncuların duruşma salonlarında saf tutmak... “Saray”, ancak o zaman kendine gelecek. “Sanat”, ancak o zaman sokakla birleşecek. Uludere’de TİHV tarafından hazırlanan raporlara göre, 2013 yılında acılar dinmiyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’ın Uludere ilçesi Gülyazı (Roboski) köyünde sınırdan geçen 19’u çocuk 34 kişinin bombalanarak öldürülmesinin üzerinden 713 gün geçti. Yaklaşık 2 senedir süren soruşturmada bir arpa boyu yol gidilemedi. TBMM’de oluşturulan komisyondan da bir sonuç çıkmadı. Soruşturma geçen aylarda Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’ndan askeri savcılığa sevk edilirken, protesto eylemleri yapan Uludereli aileler hakkında Şırnak’ta dava açıldı. 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle bugün Gülyazı (Roboski) köyünde Diyarbakır Barosu başta olmak üzere, bölge baroları, İnsan Hakları Derneği (İHD), Barış Anneleri ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin katılımıyla anma törenleri yapılacak. Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Haftası kapsamında 11 Aralık Çarşamba günü Dağkapı Meydanı’nda “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla yürüyüş ve oturma eylemi, 14 Aralık Cumartesi günü Bağlar Belediyesi Konferans Salonu’nda “Dil, asimilasyon ve travma” konulu bir panel ve 15 Aralık Pazar günü ise Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde hasta tutuklular için oturma eylemi düzenleyecek. Türkiye’de ve dünyada birçok hak ihlali yaşandı Hak ihlalleri hız kesmedi! İstanbul Haber Servisi 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından hazırlanan ayrı ayrı raporlarda bu yılda Türkiye’de ve dünyada birçok hak ihlali gerçekleştirildi. Raporda, ülkemizde Taksim Gezi Parkı eylemleri sırasında demokratik haklarını arayan 4 bin 70 kişi güvenlik kuvvetlerince gözaltına alınarak haklarında soruşturma başlatıldı. Olaylar sırasında 6 kişi yaşamını yitirirken 182 kişi tutuklandı, 4 bin 329 kişi yaralandı. TİHV tarafından 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında hazırlanan rapora Gezi olaylarında yaşanan hak ihlalleri ve toplumsal gösterilerde polisin uyguladığı orantısız müdahale damga vurdu. 2013’te Türkiye ve dünya açısından birçok hak ihlalinin yaşandığı belirtilen açıklamada, demokratik hak aramanın kolluk kuvvetleri tarafından kaba kuvvetle bastırıldığı kaydedildi. Mozart Meclis’te Meclis’in basın toplantısı salonu dün Gürer Aykal’ı ağırladı. Hep siyasetin sesini dinlemeye alışkın duvarlarda Mozart’ın notaları yankılandı. Mozart önemlidir. Çünkü bir dönem “saray hizmetkârı” sayılan sanatçılara özgürlük kapısını ilk onun açtığı söylenir. Salzburg’un piskoposu ile zıtlaşınca hizmetinden çekilmiş, soyluların egemenliğine karşı bağımsızlığını ilan etmiştir. HHH Muhtemelen Gürer Aykal, Mozart’ı özellikle seçmiştir. Çünkü sanatçıyı “saray hizmetkârı” sayan bir zihniyet işbaşında... Muhalif tiyatrocular, devlet yardımı kesilerek cezalandırılıyor. Bizzat Başbakan tarafından kürsüden hedef gösteriliyor, yuhalatılıyor. Kültür Bakanlığı devletin tiyatrosuna, operasına, balesine tırpan hazırlığında... Gürer Aykal’ın deyişiyle, “2 bin sanatçı endişe içinde, geceleri rahat uyuyamıyor.” Ödüllendirilmesi gereken Emre Kınay gibi tiyatrocular, perde kapatmak zorunda bırakılıyor. Atatürk döneminde davet edilmiş Krippel’in iki nü heykeli, Gazi Üniversitesi’nde ortadan kaybediliyor. Sinemalar, AVM iştahına kurban ediliyor. Diziler, hükümet beğenmedi diye senaryo değiştiriyor. Oyuncular, Gezi’de tepki verdikleri için saçma bahanelerle gözaltına alınıyor. Kitaplar basılmadan toplatılıyor. Karikatüristler yargılanıyor, tehdit ediliyor. Müzisyenlerin bağlamasına “suç aleti” muamelesi yapılıyor. Sanat, istibdat altında can çekişiyor. HHH Ancak zorlukların sanatı nasıl kamçıladığının en iyi örneği de yine Mozart’tır. Haksızlığa, hatta hakarete uğraması, adeta daha iyi eserler vermesi için ilham olmuş, onu “Aydınlanmanın Gezi’nin bilançosu Rapora göre Türkiye’de Gezi olayları başta olmak üzere yaşanan bazı hak ihlalleri şöyle: l Gezi olaylarında 8 bin 163 kişi yaralanarak veya kimyasal gazdan etkilenerek hastanelere ve gönüllü revirlere başvurdu. l Eylemler sırasında 4 bin 70 kişi gözaltına alınırken, 182 kişi “yasadışı örgüt yöneticisi veya üyesi olmak”, “halkı isyana teşvik etmek”, “kamu malına zarar vermek”, “silah ve mermi bulundurmak” ve “cami basmak” gerekçe gösterilerek tutuklandı. Avukatların yaptıkları itirazlar sonucu bu sayı 64’e düştü. l Hastalık veya intihar sonucu cezaevlerinde 25 kişi öldü. l 2013 yılı kasım ayı sonu itibarıyla ifade özgürlüğü konusunda 115 kişi hakkında toplam 200 yıl 6 ay 17 gün hapis cezası, 50 kişi hakkında ise 145 bin 374 lira para cezası verildi. 329 kişinin yargılanması 2014 yılına sarktı. l 3’ü gazete ve dergi olmak üzere 13 yayın toplatıldı, 35 bin 1 internet sitesi ise kapatıldı. l Örgütlenme kapsamında birçoğu KCK davası olmak üzere 1280 kişi gözaltına alındı, 445’i tutuklandı. Yine N İ B 8 163 YARALI önemli bir kısmı KCK davaları olmak üzere 1288 kişi toplam 2 bin 502 yıl 11 ay 15 gün hapis cezası aldı. l Toplantı ve gösteri olaylarına kolluk kuvvetleri tarafından yapılan müdahalelerde 6 bin 447 kişi gözaltına alndı, 217 kişi tutuklandı. Toplantı ve gösterilere müdahaleler sonucu doğrudan veya dolaylı olarak 9 kişi öldü, 3 bin 97 kişi yaralandı. 52 kişi 184 yıl 6 ay 12 gün hapis cezası alırken, 28 kişi de 85 bin 318 TL adli veya idari para cezasına çarptırıldı. 53 etkinlik ise yasaklandı. l Cezaevlerinde halen 162’si ağır 544 hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Yalnızca 43’ünün cezasının infazı geri bırakılırken, 417 kişinin istemi de reddedildi. 113 hasta mahkum ise Adli Tıp raporu bekliyor. l l Cezaevlerinde yaşanan baskı sonucu 822 hak ihlali yaşanırken, ilk 9 ayda 371 tutsak bulundukları cezaevinden sürgün edildi. l Kadına yönelik şiddette büyük bir artış gözlenirken, 74 kadın baskı ve şiddet sonucu intihar ederek yaşamına son verirken, 48 kadının katledildiği yıl içinde 58 kadın çeşitli biçimlerde şiddete maruz kaldı. BalBay’ın geleceği Uzun bir aradan sonra yeniden ekranlara döndüğüm anda kulaklığıma fısıldandı Balbay’ın tahliye haberi... Bir uğur nişanesi gibi... Büyük heyecanla bağlandığım Gülşah Balbay’ın sesinde nasıl bir hasret ve sevinç vardı. Ve nasıl kin tutmayı bilmeyen bir yücegönüllülük... Balbay, “İçerde en çok gelecek biriktirdim” dedi ya... Şimdi biriktirdiklerini Türkiye’ye dağıtma vakti... O umutlu geleceğe o kadar ihtiyacımız var ki... Hoş geldin Balbay! 14 aydır tutuklu olan Demir, hak ihlalinin giderilmesi için bir kez daha hâkim karşısında Öğretmen adaleti arıyor SİBEL BAHÇETEPE SİYASİ PARTİLERE DUYARLILIK ÇAĞRISI Hasta tutuklular için 1 milyon imza toplandı MAHMUT ORAL 14 ay önce İstanbul Avcılar’da TKPML/TİKKO operasyonu kapsamında gözaltına alınan, tutuklandığı gün kızı dünyaya gelen EğitimSen’li öğretmen Yusuf Demir, trajikomik bir senaryo ile tutuklanarak hapishaneye konulduğunu belirterek, “Siyasi kimliğim nedeniyle cezalandırılmak istendiğim aşikâr. Kızıma ait tüm güzellikleri, tüm ilkleri bir bir geride bırakıyoruz. Gülümsemesini fotoğraflardan seçmeye çalışarak, büyümesine ilişkin davranışlarını görüş günlerinden, anlatımlardan yakalamaya çalışıyorum” dedi. Demir, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde, bugün 14 aydır süren hak ihlalinin giderilmesini 4. duruşmasında bir kez daha dile getirecek. Firuzköy’de sınıf öğretmenliği yaparken 16 Ekim 2012’de gözaltına alınan ve tutuklanarak Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ne gönderilen Yusuf Demir, gazetemize gönderdiği mektupta yaşadığı hukuksuzlukları dile getirdi. Demir, günümüzde muhalif kesimden insanların “örgüt operasyonları” kapsamında trajikomik gerekçelerle tutuklanarak bir ortaoyununu andıran yargılamalara konu olduklarını vurgulayarak gözaltına alınan ve tutuklananların hemen hemen her dosyasında “gizli tanık”larla, sahte belge, CD gibi dokümanlarla karşılaştıklarını söyledi. Kendisinin de gözaltına alınarak tutuklanmasının ve yargılanma süresinin benzer aşamalardan geçtiğini kaydeden Demir, mektubunda özet ÇHD’nin eylemine İHD de destek verdi. Avukata saldırıyı kınadılar İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi yaklaşık 30 avukat, Çağlayan’daki adliye sarayı önünde yaptığı açıklamada, İHD Yönetim Kurulu üyesi avukat Gülizar Tuncer’in, İstanbul Adliyesi’nde geçen cuma bir duruşma çıkışında darp edilmesini kınadı. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda ÇHD ve ÖHD’nin basın açıklamasına izin verilmemesini eleştiren ÖHD Genel Başkanı Fırat Epözdemir, Gülizar Tuncer’in 6 Aralık Cuma günü davaya müdahil olanların saldırısına uğradığını anımsatarak şunları söyledi: “Avukatları düşman olarak görüp onlara karşı saldırgan tutumda olan herkesin şunu iyi bilmesi gerekir ki, biz avukatlar, herhangi bir yargılamada sadece görevimizi icra etmekteyiz. Bundan dolayı da yargılamanın tarafı değiliz. Unutmayın ki bir gün yaşayacağınız herhangi bir olay nedeniyle, savunacağımız kişiler sizler de olabilirsiniz” dedi. Epözdemir, saldırı sırasında polislerin avukatların güvenliğin den de sorumlu olması gerekirken, farklı bir tutum takındıklarını savundu. Avukat Epözdemir, 1 haftalık iş göremez raporu alan Tuncer’e saldıranların bir an önce yakalanmasını ve yargı önüne çıkarılmasını istedi. Eyleme destek veren İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe de avukatlık mesleğinin ve insan hakları mücadelesinin onuru olarak gördüğü dernek üyesi Tuncer’e saldırıyı kınadığını belirtti. Fırat Epözdemir İfade geri çekildi le şunları dile getirdi: “Hakkımda verilmesi telkin edilen ifadenin hangi şartlar altında verildiği ilk duruşmada ifade edilerek, verdirilen ifade geri çekilmiştir. 4+4+4 eğitim sistemine karşı sessiz kalmayarak aktif tavır almam, bu doğrultuda KESK’in Ankara’da düzenlediği yürüyüşe katılmam, iş bırakarak greve gitmem ‘örgütsel faaliyet’ olarak tanımlanmış ve KESK’e yasadışı örgüt muamelesi yapılmıştır. Esenyurt’ta bir AVM inşaatı alanında güvencesiz koşullarda çalışan ve yaşayan işçilerin nihayetinde yanarak yaşamlarını yitirmelerini ‘iş cinayeti’ olarak kavramam, Yeşilkent Mahallesi’nde bulunan cemevinin yıkılmak istenmesi durumlarına sessiz kalmamam da dosyada ‘örgütsel faaliyet’ olarak yer bulmuştur. İlkay Akkaya, Ferhat Tunç, Pınar Aydınlar ve daha birçok sanatçının katıldığı, İstanbul Valiliği’nin izin verdiği Tohum Kültür Merkezi’nin düzenlediği konsere ait biletler de ‘örgütsel belge’ olmaktan kurtulamamıştır. Kitaplığımda bulunan kitaplar da aynı sonu paylaşmış, İbrahim Kaypakkaya’nın resmi de ‘suç unsuru’ olarak değerlendirilmiştir. Kardeşimin kimlikteki ismi Muharrem, göbek ismi Taylan. Telefon görüşmelerimizde ona Taylan olarak hitap etmem kod ad olarak tanımlanmıştır. İlk duruşmada mahkeme başkanının ‘Seni burada tutmamızın tek nedeni hakkında verilen ifadedir’ sözü tüm gerçekliği anlatmasına karşın 14 aydır tutukluluğum devam etmektedir.” DİYARBAKIR Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu’nun (TUHADFED) hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliyesi talebiyle başlattığı imza kampanyasında 1 milyon imza toplandı. TUHADFED Genel Başkanı Zübeyde Teker, tüm siyasi partilere duyarlılık çağrısında bulundu. Bağlar Postanesi önünde bir basın açıklaması yapan TUHADFED Genel Başkanı Zübeyde Teker, Türkiye genelindeki cezaevlerinde bulunan hasta tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekmek için düzenledikleri imza kampanyasında 1 milyondan fazla imza toplayarak kamuoyundan büyük destek bulduklarını söyledi. Çözüm süreci ve toplumsal barış açısından hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliyesinin önemli bir adım olabileceğini vurgulayan Teker, “Şu anda Türkiye’de cezaevlerinde 500’ün üzerinde tutuklu ve hükümlü hasta bulunuyor. Bunlardan 120 kadarının durumu ciddi, 50’den fazlasının da ölümcül düzeyde seyreden hastalıkları var. Bu hastalar toplum vicdanını kanatıyor ve serbest bırakılmaları gerekiyor” dedi. Hasta tutuklular için Ankara’da yaptıkları görüşmelerde, AKP hükümetinden hiç kimseyle görüşemediklerini ifade eden Teker şunları söyledi: “TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek ve CHP yöneticileri ile BDP’lilere, mahkemelerin bilir kişisi olan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarındaki yanlı ve siyasi tutumları aktarma olanağı bulduk. ATK’nin verdiği raporlarda tarafgir davrandığını ve tahliyeleri engellediğini söyledik. Sayın Çiçek, bu konunun önemli olduğunu ve bir Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınması için hükümete teklif götüreceğini söyledi. CHP yönetimi de konuyu bir önergeyle TBMM gündemine taşıyacaklarını ifade etti. BDP zaten bizim tüm çalışmalarımızı desteklediğinden, kendilerinden doğal destek bulduk. Tüm kesimleri, tüm siyasi partileri hasta tutukluların durumu için adım atmaya çağrıyoruz.” Teker ve TUHADDER yöneticileri daha sonra topladıkları 1 milyon imzayı Adalet Bakanlığı’na gönderdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear