22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2013 CUMARTESİ 6 HABERLER AKP’de, cemaatle ‘dershane’ kavgası Gülen hareketinin ‘ticari’ kaygısına dayandırılıyor Para musluğu kesildi EMİNE KAPLAN Hapisteki Yazar Başlangıç tarihini bilmiyorum, fakat 15 Kasım “Hapisteki Yazarlar” günü olarak kabul ediliyor. Nitekim bu satırları yazmakta olduğum cuma günü İstanbul Tabip Odası toplantı salonunda, Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Uluslararası PEN Türkiye Merkezi ortak bir basın toplantısı düzenliyor. İstanbul dışında olduğum için katılamadığım bu toplantıya “basın”ımızın gerekli ilgiyi göstereceğini umarım. Fakat ne yazık ki çok da umutlu değilim… Ülkemizde yazarların, genel olarak yazılı ve görsel medyanın başının üstünde dolaşan beladan en çok bu medyanın kendisinin sorumlu olduğu kimse için sır değil. Medya gerçekten medya olsaydı, bu kadar kolay boyun eğmez; yazarlarını, basın emekçilerini bu kadar kolay teslim etmez, siyasal iktidarın bu kadar kolay boyunduruğu altına girmezdi. Bu konuda sorumlu olanlar, sadece çeşitli karmaşık ilişkilerle siyasal iktidara bağlı medya patronları değil, onların yanı sıra meslektaşlarını satmakta duraksamayan birtakım omurgasız, kimliksiz, köşe yazarı ya da başka sıfatlı medya mensuplarıdır… HHH Buna karşılık, yukarıda adlarını sıraladığım kuruluş temsilcileri, ülkemizde yaşanmakta olan acı gerçekleri duyurmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Hepsi özveriye dayanan, amatörce çalışan bu kuruluşlar, önceki yıllarda da açıklamalar yaparak, dökümler yayınlayarak, uluslararası kuruluşlarla bağlantı kurmaya çalışarak çaba harcıyorlar. Nitekim geçen yıl 1218 Kasım tarihlerinde kalabalık bir heyetle ülkemize gelen Uluslararası PEN yönetici ve temsilcileri Cumhurbaşkanlığıyla da görüşme yaptılar… Yine üst düzeyde bir PEN heyeti, doğru anımsıyorsam bu yıl Silivri duruşmalarını izledi… Sonuçta ne yazık ki değişen pek bir şey olmuyor… Nitekim bizim PEN merkezinin dün yaptığı bir açıklamada şöyle denilmekte: “Dünyada 800 kadar yazar, gazeteci, çevirmen ve yayıncı tutuklu ya da hüküm giymiş durumda. Bu sayının onda biri ne yazık ki, bizde…” Bu neden böyle? Yasaların demokrasi karşıtı niteliğinden ve bu yasaları yorumlayacak yargı organlarının büyük ölçüde günümüzdeki siyasal iktidarın baskısı ve denetimi altında bulunmasından… HHH Sondan başa doğru gidelim… Yurt gazetesi başyazarı Merdan Yanardağ neden mahkum edildi ve tutuklandı? Görünürdeki nedenin hukuksal dayanaksızlığı açık seçik ortada. Asıl neden ise, ciddi, bilinçli, tutarlı muhalefet yapması… 5 Kasım tarihli basında, karara bağlanan bir siyasal örgüt davasında toplam 3 bin yıl hapis cezası çıktığı yazılı… Ömür boyu hapis cezası verilenlerden biri de gazeteci Füsun Erdoğan… Kendilerine bu konularda soru yöneltildiğinde, iktidar partisi yöneticileri, onların gazeteci değil örgüt mensubu, terörist vb. olduğunu söylüyor. Eline silah almamış, kaleminden, daktilosundan, bilgisayarından başka silahı bulunmayan kişi nasıl terörist oluyor? Ömür boyu hapis cezası ne demek? Tuncay Özkan’a ömür boyu hapis cezası biçen yargıç, Mustafa Balbay’ı yıllardır cezaevlerinde tutan yasa koyucu ve yorumcuları, vicdanları titremeksizin yaşamlarını nasıl sürdürebilmekteler? Yazarlarına, gazetecilerine, aydınlarına zulmeden bir sistemin adı demokrasi değil, faşizmdir. Bizde yaşanmakta olan, bu faşizmin en kirli, en kaypak, en karanlık türlerinden biridir… HHH Daha da başa doğru gittiğimizde, karşımıza 12 Eylül, 12 Mart, 1950’ler, 40’lar, Nâzım Hikmet’ler, Sabahattin Ali’ler, Aziz Nesin’ler, hapsedilen, işkence yapılan, sürülen, katledilen sayısız yazar, şair, gazeteci çıkıyor… Tek bir anma günü, bizde bu alanda yapılan ve yapılmakta olan zulmü dile getirmeye yetmez… Yüreklerimiz şu anda cezaevlerindeki dostlarımızla, meslektaşlarımızla, zulmedilen aydınlarımızla; sahte suçlamalarla hücrelerde, hücre benzeri odalarda ölüme terk edilmiş çoğunluğu genç insanlarımızla çarpmıyorsa, insanlığımızdan bile kuşku duymamız gerekir. Ülkemizin koşullarında 15 Kasım’ları yılın bütün günlerine yaymalıyız… ANKARA Hükümet ile cemaat arasında bir süredir yaşanan “dershane” kavgasının Fethullah Gülen’in son açıklamalarıyla tırmanması, AKP’de cemaatin “para musluğunun kesilmesine tepki” olarak yorumlanıyor. AKP kurmayları, cemaatin güç kazanmasında en büyük etkenlerden birinin dershaneler olduğuna dikkat çekerek, “Dershaneler kapatılırsa alanları daralacak. Sıkıntıları bu” değerlendirmesini yapıyor. AKP kulislerinde cemaat ile hükümet arasında giderek derinleşen krizin nedenleriyle ilgili şu değerlendirmeler yapılıyor: Ticari kaygıları var: Dershaneler, cemaatin en önemli gelir kapılarından biri. Kapanmayla birlikte ticari olarak büyük bir kayba uğrayacaklar. Çünkü para musluğu kesilmiş olacak. Bu da cemaat için hayati derecede önemli. Hükümete yönelik tepki ve haberlerin arkasında bu kaygılar var. Neden özel okul değil: Hükümet, dershanelerden özel okula dönüşebilecekleri teşvik eden ve kolaylık sağlayan düzenlemeler getirecek. Ancak bunu da istemiyorlar. Çünkü dershane açmak daha kolay. Özel okulların koşulları daha zor, bundan da öte dershanelerle daha çok kesime ulaşabiliyorlar. Özel okula çocuğunu gönderemeyen bir aile, ücreti daha düşük olan derslanelere sınav sistemi nedeniyle çocuğunu göndermek zorunda kalıyor. ‘Alanımı daraltma’ mesajı Fethullah Gülen, açıklamaları ve gazetesi aracılığıyla yaptığı yayınla “Alanımı daraltma” mesajı veriyor. Sonuçta bir anlamda dershanelerin kapatılması, cemaat için hem ticari hem de toplumda güçlenme açısından önemli bir alan daralması olur. Neredeyse cennete bile almayacaklar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dershanelerin kapanmasıyla ilgili cemaat ile AKP arasında baş gösteren kavgaya Fethullah Gülen de girdi. Herkul.org sitesinde gece yarısı kendi sesinden açıklama yapan ve cemaat mensuplarına da seslenerek uyarılarda blulunan Gülen, sert ifadeler kullandı. Balyoz karşısında sabretmek: Sabır da baldıran zehiri gibi bir şey fakat her zaman sonu şeker şerbeti olmuştur. Mülahazaralara dalarak, bir yönüyle makul sebepler bularak, “evet isabetli olmuş, doğruymuş” falan bu soru olabilir. Fakat asıl mesele esvabını bilemediğin anda, bir balyoz gibi tepene inen musibetler karşısında dişini sıkıp sabretmek. Sabır insanı bir çizgiyi belirlemiştir, gidiyordur. Böyle güçlü akan ırmaklar gibi karşısına gelen kayanın bazen üzerinden geçer, bazen yanından kıvrılır. Bazen de yine de oralarda önünü kesmişlerse alttan deler geçer fakat mutlaka denize doğru yürür. Hareketinizi hazmedemeyen insanlar: İnsanlar kendi serencamele FETHULLAH GÜLEN’DEN ÇOK SERT DERSHANE ÇIKIŞI TUTUKLU ASKERLER İÇİN MESAJ Gülen’in yayımlanan ses kaydında dikkat çeken bölümlerden biri de Balyoz, Ergenekon ve 28 Şubat davalarında yargılanan askerlere ilişkin bölüm oldu: 60 ihtilalinden bu yana onu da gördük, tokadını yedik; 70 darbesini gördük, tekmesini yedik. 80 darbesini gördük onun da çiftesini yedik. Hepsinden bir şey yedik. Fakat tekme atan tokat atan çifte atanın şimdi hesapları görülüyor. Biz yapmadık onu, kader hüküm verdi ve kaderin o mevzuda figürü olarak kullandığı insanlar, onları öyle yaptılar. Bana dokunan bir yanı vardı, yaşlı başlı adamlar böyle orada hesap verince ciğerim yanıyor benim. Elimden bir imkan olsa ben onların hepsine serbestsiniz derim. Ne var ki birileri onları planlıyor, yapıyor, ‘Topuklarını birbirlerine vurdu. Karşımızda dimdik durdu bu adamlar. Bunlara bunu dedirttik.’ diyorlar bir taraftan kapalı kapılar ardından diyorlar, fakat bir taraftan da camia onu sanki bir kısım elamanlarına yaptırtıyormuş gibi onlara fısıldıyor. Bir taşla iki kuşu vurma gibi bir nifak hareketi içinde bulunuyorlar. Bana yakışmayan şeyler ama müsaadenizle bu kadarını da söyleyeyim. Siyasi hamle mi? Kulislerde, cemaathükümet kavgasının arkasında siyasi kaygıların yattığına da dikkat çekiliyor. Hükümetin, özellikle emniyet ve yargıda cemaatin etkisini kırmak için dershane hamlesini yapmış olabileceği kaydediliyor. Gülen’in daha bir ay önce rahatsızlığı sırasında kendisini arayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a tam sayfa teşekkür ilanı verdiğine dikkat çekilirken, yerel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kavganın derinleşmesinde cemaatin seçimleri hükümetin dershane konusundan vazgeçmesi için bir koza dönüştürme çabası olarak da yorumlanıyor. Zaman gazetesinin son günlerde dershanelerin kapatılmasıyla ilgili olarak hükümete dönük sert muhalefetinde, gazetenin uğrayacağı tiraj kaybının da etkili olduğuna dikkat çekiliyor. Cemaat dershanelerine kayıt yaptıran öğrencilerin, gazeteye de abone olmaları teşvik edilirken, deneme sınavı dergilerinin satışında gazeteye abone olunması durumunda indirim yapılıyor. Gazetenin tirajı düşecek ri içerisinde bazen böyle Ağrı Dağı gibi dağlar karşılarına çıkabilir. Yani bir yolunu bulup o sarp aşılmaz gibi görünen dağlar aşılmalı. Bu tür şeyler zaten sizi istemeyen, hareketinizi hazmedemeyen, sindiremeyen insanlarda da esas böyle şeyler vardır. O da sizi dağınıklığa uğratmak ve sizin dağınıklığınızı kendi hesaplarına bir avantaj olarak değerlendirmek. Siz ne kadar paniklerseniz karşı tarafa o kadar kendi hesaplarına hareket etme imkânı verirsiniz. O karakolu aşmış olmamız lazım: Ama zaten A planının yanında bir de B planımız, C planımız, D planımız vardı. Sürekli o cereyanı devam ettirmek süretiyle karşı tarafın önünüzü kesmek istediği yerde siz başka bir damardan çoktan onların o ön kesme yerini o karakolu, benzin istasyonunu aşmış olmanız lazım. Onun için günümüzde rüzgârlar biraz muhalif esiyor. Firavun aleyhiniz deyse: Şeytanın güdümünde olan insanlar sizinle meşru oluyorlarsa da bir şey var demektir. Aykırı bir durumunuz yoksa doğru yolda yürüyorsunuz demektir. Eğer böyle düşünüyorsanız, böyle hareket ediyor, böyle yatıyor, böyle kalkıyorsanız doğru yolda yürüyorsunuz demektir, devam edin. Bir de negatif yanda sizi tehid eden, yürüdüğünüz yolda sizi tehdid eden bir şey var. Firavun aleyhinizdeyse, Karun aleyhinizdeyse isabetli bir yolda yürüyorsunuz demektir. Ayrıca o da Karun da İsraoğulları’ndandır. Onun için ara sıra yağmur yağar. Rahmet güzel bir şey. Cennetin kapılarını bile...: Vallaha cennetin kapılarını bile bunlar kapatmak isteyebilirler. Bunlar girmesinler önce biz girelim ya da en azından önce biz girelim demek isteyebilirler. Mümin devrilmez: Mümin sarsılabilir ama devrilmez. Ayağa kalkamayacak şekilde bütün bütün kapaklanmaz, meseleye öyle bakmak lazım. Bu en azından mümin hakkındaki genel mülazahazamız olmalı. YUNUS NADİ ÖDÜLLÜ YAZARIMIZ HÜNER TUNCER’İN kitapları... Bağımlı, ödün veren ve ulusal çıkarların ikinci plana itildiği bir dış politika KAVGA ÜZERİNE ÖZDEBİR GENEL KURULU TOPLUYOR Dershaneler alarmda! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dershaneler kavgası üzerine sendikalar alarma geçti. Dershanelerin üst kuruluşu niteliğindeki ÖZDEBİR, pazartesi günü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dershagenel kurul toplayanelerin özel okula dönüştürülerek kapatılcağını açıkladı. ması planı üzerine patlayan kavga konuÖzel Dersaneler sunda eğitim sendikalarından “Kavganın Birliği (ÖZDEasıl nedeni pazar paylaşımı” değerlendirmeBİR) Yönetim Kusi geldi. EğitimSen Genel Sekreteri Mehrulu Başkanı Famet Bozgeyik, konunun cemaat ile hükümet arasındaki bir “kavgaymış gibi” görünruk Köprülü, birdüğü, esas sorunun dershanelerin özel okuliğin üyesi olan tüm la dönüşerek kapanmasıyla birlikte oluşadershaneleri pazartecak “yeni eğitim pazarının” paylaşılması olsi günü olağan genel duğunu ifade etti. Eğitimİş Sendikası da yekurul için Ankara’ya ni sistemle birlikte Milli Eğitim’in özelleştiriçağırdı. leceğine dikkat çekti. Açıklamada, “BakanKöprülü çağrı lık dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için birçok alternametninde “Eğitim sistif ve teşviklerin öngörüldüğünü açıklamıştır. Yani AKP hükümeti eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda şeteminin ayrılmaz bir killendirmeye devam edecektir” ifadeleri kullanıldı. parçası haline gelmiş, misyonu yalnızca eğitim hizmeti sunmak rin derinliği düşünüldüğün karşıya bırakılmıştır” ifaolan dershanelerimiz eği de, yıllardır eğitim eşitliği delerini kullandı. Genel kutim sisteminin ‘günah ke ne katkısı tartışılamaz ha rulun Milli Eğitim Bakanlıçisi’ ilan edilmiştir. Özel le gelmiş olan dershaneler, ğı Başkent Öğretmenevi’nde likle ülkemiz eğitim siste son bir buçuk yıldır defalar düzenlenecek olması ise dikminde bölgesel eşitsizlikle ca haksız ithamlarla karşı kat çekti. Sendikalar: Pazar paylaşımı kavgası Ülkemizi dünya savaşı batağından kurtaran bir dış politika Tam bağımsız, ödünsüz, ulusalcı ve onurlu bir dış politika T D Y facebook.com/kaynakyayinlari www.kaynakyayinlari.com 0212 252 21 56 / 99 twitter.com/kaynakyayin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear