25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 KASIM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Vali bey, “gavat” demiş. Ne var bunda? Demokrasimiz öylesine ileri bir aşamaya vardı ki, yöneticilerimiz duygularının içtenliğini yurttaşlarımıza “Benim Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye gelişinin yalnızca İstanbul Anakent Belediye Başkan adaylığı için olmadığını herkes biliyor. Sarıgül ve çevresinin amacı, ilerleyen süreçte CHP’nin başına geçmek ve onu “İsmet İnönü’nün yeğeni Hayri İnönü ile Necmettin Erbakan’ın kuzeni Sabri Erbakan’ı birleştiren” sol görünümlü bir sağ parti haline getirmek. CHP Gençlik Kolları’ndan yetişme olarak tanıtılan Sarıgül, İstanbul sermayesinden tutun ABD’ye sığınmış emekli vaizin cemaatine, Patrik’ten tutun eski sağ siyasetçilere değin herkesle dirsek teması içinde gözüküyor. En yakınında Bülent Ecevit’in manevi evlatlığından Rahşan Ecevit’in ifadesiyle “koyunda beslenen hain”liğe uzanan bir siyasi geçmişe sahip eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan var. Sarıgül’ün sık sık görüştüğü, danıştığı bir başka isim de eski ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz... Siyaseten Mustafa Sarıgül adı, borç çorbası gibi bir koalisyonu özetliyor. Biliyorsunuz, borç çorbasında; et de vardır, lahana da, pancar da, fasulye de, havuç da, patates de, soğan da, domates de, salatalık da... Kaynatılıp önünüze konunca, afiyetle yersiniz. Hoş gavatım, benim pezevengim, benim muhabbet tellalım, benim godoşum” diye seslenerek gösterebiliyorlar. Ne kadar hoş!.. Solladılar Herkesi Siyasi iklim değişikliği için; Bülent Arınç’ın son çıkışlarına, AKP’nin cemaatle kapışmasına, GülErdoğan çekişmesine değil... Haziran direnişine, öğrencilerin diktatöre karşı eylemlerine, toplumdaki kıpırdanışa da değil... Asıl siz; rüzgâr güllerine, dün dündür bugün bugündürcülere, ağlakçı halk avcılarına, dön babam döncülere, karizma kuşlarına, yalancı dolmalara, etiketli oynakçalara, baygın gözlü yağ küplerine, işporta malı fotomodellere bakacaksınız... Onlar yön değiştirdiyse eğer, değişim yakındır... 10 Kasım’daki programlarda, köşelerinde döktürenleri anımsayın, ne dediğimi anlarsınız. Daha düne değin “herkesi idama götüren, karanlıktan korkan, Çanakkale’de ‘ceset tarlası’nda dolaşan, sağlıksız, tavlada bile yenilgiye dayanamayacak kadar hırslı, her an boğazlanma endişesiyle yaşayan, ayyaş, yapayalnız bir diktatör” gibi tanımladıkları Atatürk’ü yere göğe sığdıramaz oldular. Nadir Nadi de 12 Eylül Atatürkçülerine bakıp bakıp demişti ki: “Ben Atatürkçü değilim...” Siyasi Çorba Medyada Dershaneler Savaşı Başbakan’ın talimatı üzerine dershanelerin kapatılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan yasa taslağını ele geçiren Fethullah Gülen cemaatinin sözcüsü Zaman gazetesi 14.11.2013 tarihli sayısında bu taslağı yayımlayınca kapalı kapılar ardında uzunca bir süredir süren savaş bir anda gün yüzüne çıkıverdi. Dünkü sayılarında, “Böyle bir yasa darbe döneminde bile uygulanmadı” manşetini atan Zaman’a yine cemaatin yanında yer alan Bugün gazetesi, Fethullah Gülen’in “Mümin sarsılabilir ama devrilmez, meseleye öyle bakmak lazım. Musibetler karşısında dişini sıkıp sabretmeli” açıklamasını sayfalarına alarak Zaman’a destek veriyordu. Başbakan, bu ayın ilk hafta sonunda Kızılcahamam’da gerçekleşen AKP kampında dershanelerin kapatılacağını kesin bir dille açıklamıştı. Başbakan’ın her sözünü düstur olarak benimseyen iktidar yandaşı basının Zaman’ın yayınına sessiz kalacağı düşünülemezdi. Yandaş basın dünkü sayılarında Zaman’ı, dolayısıyla cemaati bombardımana tutuyorlardı. HHH Star gazetesi, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın 24 TV’de yaptığı dershane açıklamasına sayfalarında geniş yer vermişti: “Bu konu 1520 yıldır tartışılan, velilerimizin, eğitimcilerimizin, ‘çocuklarımız sosyal faaliyetlere vakit bulamıyorlar, dershanelerle okul arasında koşturup duruyorlar, test ve tost gençliği yetişiyor’ gibi pek çok eleştirilerine konu olan bir alandır. Hem okulda, eğitim göreceksiniz, hem de benzer bir eğitimi parayla satın alacaksınız. Okuldaki masrafa da yazık, dershanedeki masrafa da yazık. Dolayısıyla eğer siz, okullarda verilen eğitimden daha iyisini verme iddiasında olan kurumlarsanız o zaman buyurun, özel okullar haline gelin.” Yeni Şafak da aynı açıklamadan, “Bütün çocuklarımız eşit koşullarda yarışıyor olacak” sözlerini öne çıkarmıştı. Akşam gazetesi, Zaman’ın haberine ilişkin olarak “mevzuat çalışmalarıyla ilgili kamuoyunu yanlış yönlendirecek, yalan unsurların monte edildiğinin görüldüğü”nü açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın ağzından cemaat sözcülerini suçluyordu. Sabah gazetesi ise “Ters”hane manşeti altında “Flaş: Zaman gazetesinin dershanelerle ilgili yanlış bilgilerle dolu ‘kara propaganda’ haberini MEB yerden yere vurdu. Alenen yalan ve kışkırtıcı kampanya” sözleriyle Zaman’da en sert biçimde saldırıyordu. HHH Bu savaş beklenmedik değildi. Türkiye’deki dershane pazarının parasal büyüklüğü tam bilinmiyor fakat 2.56.0 milyar TL arasında olduğu tahmin ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 20122013 istatistiklerine göre Türkiye’de 3 bin 858 dershane ve eğitim gören 1 milyon 280 bin 297 öğrenci bulunuyor. TOBB’nin Türkiye Eğitim Sektörü raporuna göre de, 2012 yılı itibarı ile sektörde çalışan öğretmen sayısı 50 binin üzerindeyken personel sayısı da 20 bini aşmış bulunuyor. Bu sayılar dershane pazarının büyüklüğü ve öneminin yanı sıra bu özel kurumların büyük bir bölümünü elinde bulunduran Fethullah Gülen cemaatinin bu alandaki gücünü de ortaya koyuyor. Cemaat üyelerine ait dershanelerden, ilk ve ortaeğitim kurumlarından, yüksekokullardan Gülenci kadrolar devşirildiğini bilen Başbakan’ın bunu önleyecek önlemlere başvurması bekleniyordu. Dolayısıyla cemaate yakın Zaman, Bugün gibi gazetelerin, Samanyolu, Bugün TV gibi kanalların bu önlemlere karşı çıkmaları doğaldı. Bu karşı çıkış ise AKP yandaşı medya açısından bir savaş nedeniydi. Savaş nedenidir çünkü “tekelci”, “otokratik” bir kişiliğe sahip olan Başbakan, hayatın her alanında olduğu gibi Sünniİslam inanç alanında da “tek adam”, “tek belirleyici”, “tek sözcü” olmak savındadır. HHH Ne Başbakan’ın, ne de bakanlarının konuya ilişkin tasarım ve taslaklarında eğitimde niteliği yükselterek dershaneleri bu yoldan işlevsiz kılmak gibi bir amaç vardır. 1950’lerden bu yana ülkemizde okul eğitimi giderek yozlaşmıştı. AKP, iktidarı süresince yazboz uygulamalarıyla bu yozluğun üzerine tüy dikmiştir. Dershaneler savaşı da özünde bu tüyü toplumun gözünden kaçırmak çabasından başka bir şey değildir. Usta Teyyüp’ün; amacı “Müslüman memleketlerin İslamcı kurallara göre yönetilmesini sağlamak” olan Rabıta’nın 1976’da Pakistan’da yapılan ve MSP’li Devlet Bakanı Hasan Aksay’ın katıldığı Seraat (Siret) Kongresi’nde aldığı kararları adım adım uygulamaya koyduğunu, son olarak “Dünyadaki kadınlar İslami yasaklara uymalıdır” kararının TBMM’ye türbanlı milletvekili sokulması ile yaşama geçirildiğini duyurmuştuk. Huylunun huyundan vazgeçmeyeceğini bir kez daha kanıtlamak üzere TBMM’nin ve gazetemizin belgeliğine girdik. AKP kadrolarını yetiştiren MSP’nin iktidar ortağı iken Pakistan’dan sonra benzer bir toplantıyı 1977’de Türkiye’de yaptı Siret Kongresi’nden Bugüne ğını eski sayfalarda, toplantı öncesi CHP’nin Meclis’te verdiği mücadeleyi de tutanaklarda bulduk. Örneğin, CHP Ankara Milletvekili İbrahim Saffet Omay, konuyu 6 Ocak 1977’de TBMM’ye taşımış: “Şeriat düzeni, bizim ulusal hayatımızda Atatürk devrimleriyle çok gerilerde kalmış ve artık tarihe gömülmüştür. Bugün, ancak tarih ve bazı hukuk kitaplarımızda geçerliliğini yitirmiş eski bir hukuk düzeni olarak söz konusu edilir. Politikada da zaman zaman şeriatla yönetilen devletlerin dışında olduğumuz söylenir, hepsi bu kadar. Şeriat düzenini geri getirmeyi, Arapçayı resmi dil kabul etmeyi ve devrimlere ters düşen daha başka konuları amaçlayan böyle bir konferans toplayıcısı, hükümet olsun, dernek olsun, hatta kişiler olsun, memleketimizde toplamayı mümkün görüyor musunuz? Bu konferans memleketimizde toplandığı takdirde, anayasal bir suç olacağını düşünmüyor musunuz?” CHP ve gazetemiz olayın üzerine gidince tartışmalar alevlenmiş, Siret toplantısı ertelenmiş, dahası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme başlatmış. Sonunda Siret Konferansı, İstanbul’da Haziran 1977’de dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın konuşmasıyla açılmış, ancak burada Pakistan’daki kararların çerçevesinden özenle kaçınılan konular tartışılmış. Örneğin, “arsa spekülasyonunun Müslümanlığa aykırı olduğu” ele alınmış... Aradan geçen 36 yıl sonra durum belli: Anayasadaki laiklik ilkesinin hâlâ korunuyor olmasına karşın Rabıta kararları AKP tarafından bir bir yaşama geçirilirken CHP edilgen kalıyor, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı deseniz olup biteni yalnızca seyrediyor... Geçmişten en önemli fark ise AKP’li belediyelerin arsa spekülasyonu konusunda birbirleriyle yarışmaları. Bülent Arınç ve Berkin Elvan SADIK ÇELİK Erdoğan’ın öğrenci evleriyle ilgili sarf ettiği sözleri toparlamak üzere harekete geçmesi ve fakat Başbakan tarafından bir kez daha açığa düşürülmesinden sonra Bülent Arınç sitem dolu sözlerle adeta dert yanmıştı. Ve arkasından da siyasete veda edeceğinin sinyalini verdi; Erdoğan’la görüş çatışması yaşayan birçokları gibi; Abdüllatif Şener gibi, Ersönmez Yarbay gibi, Ertuğrul Günay gibi, benzer bir kaderi paylaşarak. Arınç her ne kadar şu an için kimseye küskün olmadığını söylese de Erdoğan’la yaşadığı gerginliğin ardından yaptığı açıklamalar ve siyasetten çekilme kararını bu dönemde dile getirmesi akıllarda fazla şüpheye mahal bırakmıyor. Kendi ölçülerinde ve kendi dünya görüşü içinde dürüst, vakarlı, kriz anlarında aklı selime en yakın, kendi ifadesiyle özgül ağırlığı olan, tecrübeli bir siyasetçi. Geçen günlerde düzenlenen 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi’ne katılıyor Arınç, gönüllü delege olarak. Kongrenin amacı çocukları medyanın olumsuz etkilerinden korumak. Üzerine titrediği oğlu Fatih’i çok genç yaşta ve çok acı bir biçimde kaybeden Arınç’ın çocuklarla ilgili hassasiyeti ve ilgisini izlerken aklımıza ister istemez Berkin Elvan geliyor. Gezi olayları sırasında ekmek almak için çıktığı sokakta biber gazı kapsülüyle kafasından yaralanan ve 153 gündür gözlerini açamayan güzel çocuk Berkin Elvan… Bir yandan medyanın zararlı etkilerinden korunmak istenen çocuklar, diğer yandan devlet eliyle şiddete kurban edilen yavrular… Şafak Pavey birkaç gün önce bir televizyon programında yaptığı açıklamada, kendisini hastanede ziyaret eden Başbakan Erdoğan’ın şimdi de aynı zarafeti Berkin Elvan için göstermesi gerektiğini dile getirdi. Biz de aynı çağrıyı Bülent Arınç için yapalım. Bugüne kadar herhangi bir devlet yetkilisinden geçmiş olsun mesajı almayan Berkin’i ziyaret etmek, iktidar partisinden, Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi vesilesiyle bu sıralar en çok Bülent Arınç’a yakışır. dan inip küfrederek vatandaşın üzerine yürümesi mazur görülebilir mi? Coş aynı zamanda Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hakkında açılan akbil yolsuzluğu soruşturmasını akladığı iddia edilen müfettişlerden biri… Daha pek çok sağ partili belediye yolsuzlukları ve eski belediye başkanlarının haklarında açılan soruşturmalar için de verdiği temiz raporları ile ve bu arada yine belediyelerde yaptığı denetimler sırasında Atatürkçü, laik kesime uyguladığı iddia edilen baskılarla birlikte bugünlere kadar gelmiş. Başarılı ve “temiz” çalışmalarından ötürü bugüne kadar kaymakamlık, vali yardımcılığı, İçişleri Bakanlığı’nda daire başkanlıkları, müfettişlik ve valilik görevlerinde bulunmuş… Böyle olunca 10 Kasım günü vatandaşı parmak sallayarak tehdit etmesi, sokak ortasında küfrederek emir yağdırması karşısında da ancak “usulen” bir inceleme yapılabilirdi zaten. Elbette bir vatandaşın, karşısında kim olursa olsun herhangi birine bela okuması hoş bir tutum değildir. Ancak bir vali olarak, protestoya uğradı diye bu yanlış tutumun bin beterini sergilemek hoş olmamanın çok ötesine geçer. Zira söz konusu şahıs, sorumluluk alanı da, “arkası” da sıradan bir vatandaşa göre çok daha güçlü olan ve bulunduğu mertebeye gelene kadar öfke kontrolü konusundaki sınavı çoktan vermiş olması gereken, bir devlet temsilcisi, bir yöneticidir. İşgal ettiği koltukta “coşma” hakkı olmayan bir mülki amirdir. Hele ki zamanın “ahlak muhafızlığına” bürünen iktidarının çatısı altındayken devletin valisinin vatandaşına “gavat” diye hitap etmesi hangi ahlaki değerlere sığabilir? Üstüne üstlük bir de olayın arkasından vakit kaybetmeden valinin Başbakan tarafından, popüler “yedirtmeme” anlayışını devreye sokmak suretiyle korumaya alınmasına ne demeli? Gerçi geçmiş tecrübelerimize dayanarak, vali hakkında başlatılması beklenen sözde “inceleme”nin veya usulen yapılan soruşturmanın bir yere varmayacağını, valinin bu incelemelerden “alnının akıyla”, kimseye yedirilmeden sıyrılacağını söyleyebiliriz. Dolayısıyla “yedirtmeyiz” düsturunun haklılık payı da aslında aşikâr… Korkusuz olduğu kadar mütevazı, delikanlı olduğu kadar da duygusal. Hakkını vere vere gazeteci, A Takımı’nın ve birinci sınıf işlerin kaptanı Savaş Ay, hoşça kal. Mekânın cennet olsun. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN T.C. NİĞDE (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/22 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Niğde il, Merkez Kırbağları Mahallesi’nde 1731 Ada No, 14 Parsel No’da kayıtlı 412,00 m2 taşınmaz şehir merkezinde imar planı içinde (C4) ikiz nizam yoldan komşudan 5 metre çekmeli 0,30 yoğunlukta 4 katlı konut alanı içinde boş ve müstakil arsa konumunda güneyi imar yoluna cephelidir. 5 Şubat İlköğretim Okulu, Cumhuriyet Anadolu Lisesi, Dr. Doğan Baran Sağlık Ocağı’na ve İnsel Camii’ne vs. 3001200 m. Uzaklıktadır TAŞINMAZIN TOPLAM DEĞERİ: 65 000,00TL’dir Kaydındaki Şerhler: 1. Satış Günü: 24/12/2013 günü 10.00 10.15 arası 2. Satış Günü: 24/01/2014 günü 10.00 10.15 arası Satış Yeri: Belediye mezat salonu Satış Şartları 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/22 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.08/11/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 68880) edirtilmeyen temizci vali Öğrenci evleriyle ilgili Erdoğan’ın açıklamalarını “herkesten önce emir telakki eden vali” unvanını kazandıktan sonra Hüseyin Avni Coş’un ikinci vakası da 10 Kasım’da geldi. Diyelim ki gerçekten bir provokasyon niyeti var ve Adana valisi Hüseyin Avni Coş 10 Kasım günü bilerek tahrik edilmek istendi. Gerçek bu bile olsa valinin bir hışımla arabasın Y Savaş Ay SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Osman 1 lı devletin 2 de ticaretle uğraşan ya 3 bancı uyruk 4 lulara veri 5 len ad... Üs6 tü kapalı olarak anlatma. 7 2/ Ağaçlıklı 8 yol... Uygun 9 bir açı oluşturacak biçim1 2 3 4 5 6 7 8 9 de birbirini kesen 1 P O S E İ D O N demiryolu hatları. 2 E Ğ İ N D İ R İ K 3/ Mardin yöresi 3 Ş A K A ne özgü bir halko 4 G U D A A L E N İ N İ M yunu. 4/ Kurutul5 S R İ U S T A muş meyvesi halk 6 O T O Y O L A Ş hekimliğinde kullanılan bir ağaç. 5/ 7 S Ü Z E R E N M T T OMA R A Aruz ölçüsünde, kı 8 sa okunması gere 9 K Ü R S A Z A K ken bir heceyi kalıba uydurmak için uzatma... Yunan abecesinde bir harf. 6/ Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Bir yeri bakımlı duruma getirme. 7/ İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini izlemeye zorlayan sorun... Kuzu sesi. 8/ Fas’ın plaka imi... Ejderha takımyıldızının en parlak yıldızı. 9/ İsyankâr... Spor salonları ve stadyumlar için kullanılan sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Doğru, hilesiz, temiz” anlamında argo sözcük... Kinaye. 2/ İngiltere’de çok sevilen bir cins bira... Bir cismi kesmeye yarayan araç. 3/ Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü. 4/ Özellikle mehter müziğinde kullanılan vurmalı çalgı. 5/ Bir tarafa yatırma, eğme... Derebeylik Japonyası’nda en aşağı sınıfı oluşturan halk. 6/ Tropikal Amerika’da yaşayan siyah tüylü bir kuş... Bayındırlık. 7/ İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı aynı olan tasım... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 8/ Eski dilde su... Seyrek dokunmuş bir tür kumaş. 9/ Hatay ilinde bir ırmak... Boğa güreşi yapılan alan.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear