25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2013 PERŞEMBE kultur@cumhuriyet.com.tr 14 KÜLTÜR ÖNCEKİ GÜN YİTİRDİĞİMİZ OKTAY EKİNCİ’NİN HASTA YATAĞINDA YAZDIĞI SON YAZISI Çankaya’ya Yakışır belediye binası Sadece Ankara’nın değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal ve tarihsel hatta “çağdaşlaşma” serüveninin kültürel kalbi denebilecek Çankaya ilçesinde belediye hizmetlerinin 29 yıldır “kiracı” olduğunu biliyor muydunuz? Binlerce belediyemizin kendi mülkündeki binalarda çalıştığını bilen birisi olarak, Cumhurbaşkanlığının bulunduğu bir ilçedeki yerel hizmetlerin bunca yıldır “kiralık bina”lardan yönetilmesine ne diyeceğimi bilemiyorum... Hangi ülkenin devlet başkanlığına bile hizmet veren belediyesi bu haldedir? Böylesi gurur kırıcı bir eksikliğin “nihayet” giderilmesinde gösterilen hem idari, hem de mimari başarıyı ise kutlamanın ötesinde bir TC vatandaşı olarak kutsuyorum. Çok merak ediyorum; belediye başkanı Bülent Tanık’a, cumhuriyetin ilçesini yersiz yurtsuz olmaktan kurtardığı için başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere devletimizi temsil edenler teşekkür ettiler mi? Hele bunu, “gözden çıkartılmış bir kamu binası”nı sahiplenerek gerçekleştirdiği için, örneğin kendini Mimarlar Odası yerine koymaya başlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı bir ödül vermeyi düşünüyor mu? Yanlış anlaşılmasın, ne bu satırların yazarı mal mülk düşkünüdür ne de kirada bile olunsa “asıl başarı”nın “tapuda değil hizmette” olduğunu bilmez; ancak bir kamu kurumunun, üstelik ülkenin en önemli ilçelerinden birinin, 29 yıldır “kiracı” olması da kolay kabul edilir değildir... kullanılmıştı. Ne var ki koca bina “kent merkezindeki ayrıcalıklı konumu”na rağmen bakımsızlık nedeniyle değer kaybedince 2009 yılında Çankaya Belediyesi binayı satın aldı. Yaklaşık 15 ay süren önemli bir tadilattan sonra binanın yanı sıra “çevresindeki sokaklar da yenilemeye dahil edilerek bütüncül bir çevre dü zenleme si” ile engelli vatandaşlarımı zın da ko layca ulaşımının sağ landığı bina, sosyal ve kültürel ortamlara da ev sahipliği yapacak sergi ve toplantı salonlarıyla zenginleştirildi. Böylece kent yaşamına yeniden kazandırılan bina şimdiden başkentlilerin buluşma noktası oldu. Binanın açılış töreninde Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık bakın ne demiş: “Bu sayede Ankara’nın kalbi Kızılay’da, şehrin her yerinden tek araçla gelinebilecek, tek binada, bütünlüklü ve tam hizmet sunabileceğiz. Son yıllarda ne yazık ki terk edilmeye yüz tutan Kızılay’a, başkentin kalbine yeniden sahip çıkıyoruz.” Tanık, anlamlı konuşmasına Kızılay’ın yeni yaşam alanı Yaklaşık 30 yıldır ‘kiralık’ binalarda hizmet veren Çankaya Belediyesi artık kendi evinde İstanbul’da Bayram Sen misin İstanbul trafiğinden yakınan… Bayramın ilk günü İstanbul’da bindiğim taksinin sürücüsü kentin boşaldığından söz ediyor ve “Yolda selam verecek adam arıyoruz…” diyor. Bu sözü duyunca gülümsedim… Sohbetine doyamadığım sürücüye, “normal” zamanda, yani İstanbul trafik cehenneminde kavrulduğumuzda, saatler boyu bir adım ilerleyemezken yolda selam verecek adam ya da selamını alacak adam bulup bulamadığını soracaktım ki vazgeçtim… Belki de vereceği yanıttan korktum… Bayramın ilk günü… İstanbul trafiği taksi sürücüleri arasında en popüler konu. “Ne olacak bu memleketin hali” sorusu bile şimdilik ön planda değil… Taksim Meydanı’nın üstü yüreğimi, kişiliğimi, kimliğimi, birikimimi yeterince paralıyor… O nedenle oraya henüz adım atamıyorum. Ama bayram öncesi Taksim Meydanı’nın altından geçecek oldum. Altgeçitlerden birini kendi arabamla geçmek gafletinde bulundum. Tanrım, imdaaaaaaaat! Trafiği rahatlatmak için tüm o yollar yeraltına alınmıştı değil mi! Müjde müjde! Daha şimdiden altgeçitlerde yığılma, birikme başladı! Ya bir süre sonra ne olacak siz tahmin edin! Yeraltındaki trafik sıkışıklığının, yer üstündekinden bin kat öldürücü olduğunu bilmek için klostrofobik olmak şart değil. Arife günü ve bayramın ilk günü İstanbul’da bindiğim taksilerin tüm sürücülerinin yetkililere iletmemi istedikleri bir nokta var: Elçilik görevimi yapıyorum: Diyorlar ki, İstanbul trafiğini, özellikle köprüye giden arterleri rahatlamak, o yollardaki tıkanıklığı yüzde 50 azaltmak istiyorlarsa köprüden önceki beton bariyerleri kaldırsınlar. Diyorlar ki: Gişeden geçiş hızını, beton sütunlarla yüzde 30’a düşürmektir bu yolları öldüren… Diyorlar ki: Tamam yavaşlatma nedeni geçişteki sayaçlardır… Ama bugün teknik öyle ilerledi ki tabela sistemiyle hiç yavaşlamadan da okutulur… Diyorlar ki, teknik öyle gelişti ki, bunu mu halledemeyecek?.. Bayramdan 34 gün önceydi. İstanbul’da korkunç bir trafik kâbusundan sıyrılmaya çalışıyorduk ki, bindiğim taksinin sürücüsü şöyle dedi: “Bana bıraksalar bir günde hallederim İstanbul trafiğini”… Nasıl diye sorduğumda açıkladı: “Kadınlara araba kullanmayı yasaklayacaksın! Yarı yarıya azalır trafik.” Kahkahalarla gülmeye başladım. Şaka yaptığını sandım. Meğer şaka değilmiş. Uzun uzun bana Müslümanlıktan, Suudi Arabistan’daki uygulamalardan söz etmeye başlıyordu ki… Teşekkürler, ben müsait bir yerde ineyim… Taksim altgeçit tıkanırken Galerinin açılışında Tanık ile Kılıçdaroğlu Satmak yerine sahiplenmek Peki, Çankaya Belediyesi’nin yeni hizmet binası nasıl elde edildi, mimari düzenlemeleri için nelere özen gösterildi, neler yapıldı? 1970’li yıllarda kamu kurumlarını yönetenlerdeki “mimarlık kültürü” şimdikilere göre daha gelişkindi. Nitekim SSK tarafından projesi “yarışma” yoluyla elde edilen mimar Orhan Dinç’in projesi hayata geçirildiğinden bu yana kent merkezi Kızılay’da yaklaşık 45 bin m2’lik binaya Nüfus Müdürlüğü ile Maliye Bakanlığı’nın bazı birimleri yerleşmiş, geriye kalan ticari amaçlı mekânlar da kuruma gelir sağlaması amacıyla “Bu bir bina tutkusu değil” diyerek şunları da ekliyor; “Belediyenin şehrin göbeğinde yer alarak şehrin ekonomik ve sosyal yönden canlanmasına katkı sağlayacağı mantığını içeren bir şehircilik anlayışıdır.” Nitekim törenin ardından binanın giriş katında yer alan resim galerisine geçen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da Birleşik Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği’nin katkılarıyla geçen yıl Sakarya Meydanı’nda açık havada gerçekleştirilen resim çalıştayında ortaya çıkan ve bizzat sanatçıları tarafından Çankaya Belediyesi’ne armağan edilen resimlerin yer aldığı sergiyi gezmiş. Cumhuriyet dönemi Türk karikatürü Çankaya Belediyesi’nin aynı günlerde açılışını gerçekleştirdiği binalardan bir diğeri de “Mithatpaşa ek hizmet binası”. Önemli bir yenileme çalışmasından geçirilerek yeniden hizmete sunulan bu binada da bazı hizmet birimlerinin yanı sıra meclis toplantı salonu ile giriş katında bir galeri de yer alıyor. Galeri Kara’nın açılışında Karikatürcüler Derneği işbirliğiyle “Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü” sergilendi, 1947 yılında yaşamını yitiren karikatür sanatının öncüsü Cemal Nadir’den başlayarak günümüze kadar gelen eserler bir araya getirildi. Açılış törenleri, binaların gezdirilmesi ve tanıtılmasıyla sona erdi. Kaldırın beton bariyerleri Kadınlar araba kullanmasın! Kültür ve Turizm Bakanlığı, 321 halk kütüphanesini sessizce yerel yönetimlere devretti... Kütüphaneler ‘Kültür’den çıktı SELDA GÜNEYSU 2013 Man Booker Ödülü’nü Yeni Zelandalı yazar Eleanor Catton kazandı ANKARA Koltuğa oturduktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bazı birimlerinin faaliyetlerini durdurduğu eleştirisi alan Ömer Çelik, bakanlığını külçültüyor. Ülke genelinde 321 kütüphane “sessiz sedasız” Kültür ve Turizm Bakanlığı “bünyesinden çıkarılarak” yerel yönetimlere devredildi. Bakanlığın onları olur!’ “bakmayacağı” kütüphaneler arasında Kütüphanelerin yasayla devrine ilişİstanbul’daki Caddebostan Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi, Ağva Halk Kü kin çalışmaların yapıldığına ilişkin duyumlar akademisyenlerin tepkisine yol tüphanesi ile Eskişehir Atatürk Çocuk açmıştı. Geçen mayıs ayında bakanlıKütüphanesi, İzmir Birgi Uğur Mumcu ğa bir mektup yazan Hacettepe ÜniverHalk Kütüphanesi de var. sitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve BelAKP hükümeti, Bakan Atilla Koç ge Yönetimi Bölümü öğdöneminde, 2006 yılınretim üyesi Prof. Dr. Büda, “Kültür ve Turizm lent Yılmaz, mektubunBakanlığı’nın Bazı TaşKonuyla ilgili yasa da, “Böylesi bir değişim ra Kuruluşlarının İl halk kütüphanelerinin Özel İdareleri ve Beleditasarısı taslağı CHP’nin büyük ölçüde sonu olayelere Devredilmesi ile yoğun muhalefetiyle caktır. Çünkü, il halk Bazı Kanun Hükmünde ‘kadük’ olmuştu. Yasa kütüphanelerini bakanKararnamelerde Değilıkta bırakıp ilçe halk şiklik Yapılmasına Dair ile yapılamayan devir, kütüphanelerinin beleKanun Tasarısı” hazırlaprotokollerle gerçekleşti. diyelere devri gibi halk mış ve Meclis’e sunmuşkütüphanesi sistem bütu. Tasarıya göre, bakantünlüğünü bozacak bir lığın taşra teşkilatında buuygulama tümden yanlunup “belediye sınırlalış ve son derece sakıncalı olacaktır. rı içinde yer alan güzel sanatlar galeDünyada böyle bir sistem bulunmarileri, müzeler, kütüphaneler, kültür maktadır. Ayrıca yerel yönetimler merkezleri ile danışma büroları belepolitik getirisi olmadığı düşüncesiyle diyelere; bunlardan belediye sınırlakütüphane hizmetlerine yeterli finanrı dışında kalanlar ile il halk kütüpsal kaynak ayırmayacaktır” ifadelerihaneleri ve arkeolojik eser bulunan ne yer vermişti. müzeler ise il özel idarelerine devredilecekti.” Bu tasarı taslağı, TBMM’de asayla olmayınca protokolle o dönemde CHP’nin yoğun muhalefeti Bakanlık, çok tartışıldığı için yasa ile karşısında “kadük” olmuştu. yapamadığı devri protokollerle yapmaaten zorlanmışlardı ya başladı. Kütüphaneciler Derneği’nin isteği üzerine Kütüphaneler ve YayımKütüphanelerin yerel yönetimlere devri, Ertuğrul Günay’ın bakanlığı sı lar Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, “Bakanlığımıza bağrasında da gündeme gelmişti. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı Müste lı olarak hizmet vermekteyken protokollerle yerel yönetimlere (belediye, şarı, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılköy tüzel kişiliği vb...) devredilen kümaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tüphane sayısı 321’dir” denildi. taşra teşkilatının “çok sayıda olduğu nu” belirterek “Bakanlığı yönetmekte zorlanıyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Günay’ın döneminde, Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi ile Güzel Sanatlar genel müdürlüklerini ortadan kaldıran yasa taslağı çalışmaları da gündeme gelmiş, söz konusu taslağın ardından kütüphanelerin devri konusu da yeniden gündeme gelmişti. İki kez tarih yazdı Kültür Servisi 2013 Man Booker Ödülü’ne “The Luminaries” adlı romanıyla değer görülen Yeni Zelandalı yazar Eleanor Catton, iki kez “tarih yazdı”. 28 yaşındaki Catton, 45 yıldır verilmekte olan ödülün en genç sahibi olurken 832 sayfalık “The Luminaries” de bugüne dek bu ödüle değer görülen en uzun roman oldu. Catton, 60 bin sterlin tutarındaki ödülünü, Londra’daki Guildhall’de Cornwall Düşesi’nin elinden aldı. Bu yılın aday listesinde yer alan Colm Toibin’in “The Last Testament of Mary” adlı novellası ise yalnızca 30 bin sözcükten oluşuyordu ve bugüne kadar aday gösterilmiş en kısa yapıttı. Catton’ın 3 yıl önce 25 yaşında yazmaya başladığı roman, 19. yüzyıl sonlarının altına hücum döneminde geçiyor ve Yeni Zelanda’nın altın yataklarında meydana gelen bir dizi cinayetin aydınlatılmasını konu alıyor. Britanya’nın olduğu kadar dünyanın da en saygın edebiyat ödüllerinden biri kabul edilen Man Booker Ödülü’nü kazanan en uzun romanlar, Hilary Mantel’ın 672 sayfalık “Wolf Hall” ve AS Byatt’ın 624 sayfalık “Possession” adlı yapıtlarıydı. 28 yaşındaki Catton, 45 yıllık ödülü kazanan en genç yazar oldu. Catton’ın 832 sayfalık ‘The Luminaries’ adlı yapıtı ise bugüne dek bu ödüle değer görülen en uzun roman. Bayramın ilk günü. Cumhuriyet gazetesinde bu sayfalarda Mine Söğüt’ün “Kurban Psikolojisi” başlıklı muhteşem yazısını okuyorum. (Hangi yazısı muhteşem değil ki! Onun sayesinde her salı gününü iple çekiyorum!) O yazıyı okuyorum ve “kurban” kavramına ilişkin hiçbir şey söylememe kararı alıyorum. Çünkü söyleneceğin özünü yazmış! Bugün, şimdi, bayramın 2. günü… İstanbul’a 3 saat mesafede bir ormanın içindeyim. Çocuklar ve tüm torunlarımla… Gazete yok, televizyon yok, radyo açmıyoruz. Cep telefonlarını bir sandığa kapadık. Dilimde Yahya Kemal’den iki dize: “Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarları / Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharı./ Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa... / Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...” Tam bu yazıyı yollamak için internete bağlandım ki o haberi gördüm… “Oktay Ekinci…” Ah yüreğim! Ah yüreğim ‘S Y Z
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear