29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2013 PERŞEMBE 6 HABERLER Askeri casusluk davasında 23 sanığın TCK 327. maddesinden yargılanacak olması dikkat çekti Türkiye savaşta mı? Soygunda 1 tutuklama ? ANKARA (AA) Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın da avukatı olan Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Erol Aras’ın bürosundan bilgisayar hard disklerinin de aralarında bulunduğu bazı eşyaların çalınmasıyla ilgili soruşturmada, hırsızlık yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan bir kişi tutuklandı. Çalınan eşyaları satın aldıkları belirtilen ve gözaltına alınan iki kişi ise serbest bırakıldı. OZAN YAYMAN Şiddetli Bir 2013 Dünkü konuşması başbakanın bütün düşünce yapısını çırılçıplak ortaya koymaktadır. Şüphesiz 10 yıllık dönemde yaşadıklarımız ve bütün konuşmaları, nasıl bir ideolojik ve siyasi yönetim biçimine sahip olduğu konusunda bize toptan bir fikir veriyor ama dünkü konuşması 10 yılın özeti gibidir. İki nokta üzerinde yazacağım. İlki; basını, özgürlükleri, insan haklarını ve yargıyı kastederek AB ve dünyadan yöneltilen eleştirileri takmayacağını açıklaması. Kendi bildiklerinin peşinden gidecekmiş. Eğer bir “kamp”a ihtiyacı varsa, bunun AB değil, SovyetÇin vb. ülkelerin Şanghay Beşlisi olması gerektiğini de dile getirdi. Demokrasi vb. açısından müthiş eksikli olan o kampa kapağı atarsa, giderek azalan bugünkü siyasi hak ve özgürlüklerin geri kalanına da güle güle dersiniz. RTE otoritertotaliter düşünce yapısına uygun bir birlik istiyor. Veya kendisine giderek artan ölçüde demokrasi ve yargı eleştirileri yapan Batı’ya şantaj gündemde: Bak beni sıkıştırırsanız, arkada Şanghay ülkeleri var oraya gideriz, o nadenle üzerime fazla gelmeyin, bırakın burayı ekip biçeyim. Dün de Sınır Tanımayan Gazeteciler’in açıklanan 2012 Basın Özgürlüğü Raporu açıklandı. 179 ülke arasında 154. sıradayız. Gelişme şöyle: 2010: 138., 2011: 148. ve 2012: 154. İstikrarlı bir despotizme gidiş. Biliyoruz ki RTE önünde Danıştay, geri kalan özgürlükleri vb. engel görüyor. Bunları da gönlündeki başkanlık sistemi ile temizleyecek... Şimdi bu konu. Bir astsubay intihar etti ? BİTLİS (Cumhuriyet) Bitlis’in Tatvan ilçesinde 10. Motorize Piyade Tugayı’nda görevli Astsubay Başçavuş Naci Demir, belirlenemeyen bir nedenle tabancasıyla göğsüne ateş ederek yaşamına son verdi. Demir’in evinden gelen silah sesi üzerine eve giren askerler, ağır yaralı Demir’i ambulansla Bitlis Devlet Hastanesine götürdü. Astsubay Başçavuş Naci Demir yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. İZMİR İzmir’de yürütülen askeri casusluk operasyonu kapsamında mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Casusluk yaptığı öne sürülen zanlılar, TCK 327. maddeden, yani devlet güvenliğiyle ilgili gizli belge bulundurmakla suçlanıyor. Bunun cezası 38 yıl hapis. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir” deniliyor. Sanık avukatlarından Murat Ergün, “Ortada bir savaş durumu yok, ama buna vurgu yapan TCK maddelerinden suçlamalar yöneltiliyor” dedi. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 16 Nisan’da başlayacak duruşmada, 55’i asker olmak üzere 85 tutuklu sanık yargılanacak. Toplam sanık sayısı ise 357. dava dosyasında ayrıca 196 müşteki ve 831 mağdur yer alıyor. Bazı sanık avukatlarına göre iddianamede ilginç bir ayrıntı var. Muvazzaf subaylar ve sivillerden 23’ü hakkında, TCK’nin bazı maddelerinin yanı sıra 327. maddesinin ikinci fıkrasından işlem yapılması da isteniyor. Bu maddenin 1. ve 2. fıkralarında şöyle deniliyor: “(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, savaş sıra GÜNER: UTANÇ VERİCİ KOCAELİ (Cumhuriyet) Deniz Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken Donanma Komutanlığı’ndan emekli olan Oramiral Nusret Güner, ayrılışının gerekçelerinin şifrelerini silah arkadaşlarına yaptığı veda konuşmasında anlattı. Emeklilik dilekçesini 4 ay önce verdiğini söyleyen Güner, kendisi için de komplo kurulmasından endişe ettiği için emekliye ayrıldığını söyledi. Vatan gazetisinin haberine göre Gölcük’te, Donanma Komutanlığı personeline veda konuşması yapan Güner, “Bazılarını yakından tanıdığım ve vatanseverliklerinden zerre kadar şüphe duymadığım silah arkadaşlarımın yüz kızartıcı bir şekilde yargılanması bizi derinden üzmektedir” dedi. Güner’in Donanma Komutanlığı’ndan emeklilik dilekçesini Balyoz davasıyla ilgili mahkeme kararından tam 1 hafta sonra verdiği belirlendi. Aklındaki şüpheyi Deniz Kuvvetleri Komutanı ile de paylaştığını anlatan Güner, şöyle devam etti: “Komutanımızdan istifa dilekçemin hemen kabulünü istedim. Şerefli arkadaşlarıma kurulan komploların benzerlerinin benim için de kurulabileceğini ilettim. Nitekim, istifa talebimden 2 ay sonra, 30 Kasım 2012’deki Yüksek Askeri Şura’yı müteakip 3 Aralık 2012 tarihinde kızıma komplo kurulduğunu öğrendim. Kızım henüz 14 yaşındaydı. Mağdur sıfatıyla İzmir’de ifade vermek zorunda kaldım. Bana ve kızıma komplo kuranların, birçoğunun düzmece olduğuna inandığım olayları ifşa etme tehdidi ile bana şantaj yapmalarını bekliyordum. Ama ilgili savcılık ve mahkemenin kızımın psikolojisini düşünmeden olayı ayrıntılarıyla tutanaklarda yer vermesini takdirinize sunuyorum.” Konuşmasında İzmir’de casusluk iddiasıyla vatana ihanetten suçlanan arkadaşlarına da değinen Güner, “22 Ocak 2013 tarihinde mevcut davalara ilave olarak 75 Deniz Kuvvetleri mensubunun ‘casusluk’ diye bilinen, gizli belge ve bilgi temin etme suçlamasıyla yargılanması noktasına gelmesi utanç vericidir. Sözde Deniz Kuvvetleri’nin mevcut imkân ve kabiliyetleri ile zafiyetlerini, hedefini ve projelerini, birçok ‘çok gizli’ seviyedeki bilgiyi zaten zihninde taşıyan biri koramiral, toplam dört amiral ile birçok albay ve personelim ‘sanık’ sandalyesine oturtulmuştur. Bu da Donanma Komutanı olarak beni son derece üzmüştür. Bu olay, istifa niyetimi de teyit etmiştir” diye konuştu. Sonbahara Kadar Anayasa Referandumu RTE’nin yakın gelecek programının, burada sık sık açıkladığımız “takvim”e uygun olarak seyredeceği de anlaşıldı! Başbakan dünkü konuşmasında yeni anayasa konusunu da gündeme getirdi. Takvim verdi: Marta kadar, yani iki ay içinde Meclis’teki Anayayasa Uzlaşma Komisyonu uzlaştı uzlaştı, yoksa cebindeki yeni anayasayı Meclis’e getirecek.. Takvimi belli oldu: Nisan başı RTE anayasası Meclis’e getirilecek. 367 üstü oy alırsa RTE’nin başkanlık anayasası yürürlüğe girecek ama başbakan bunu pek mümkün görmüyor, o nedenle Meclis’te kabul 330’u aşarsa, yeni anayasayı referanduma sunma hakkı doğuyor. Referandum zamanını Yüksek Seçim Kurulu yasalara uygun olarak ilan edecek. Demek ki önümüzdeki 3 yıl içinde yerel, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere, bir de anayasa referandumu eklenecek, etti. Böylece ilk sırayı yeni anayasa referandumu alacak demektir. O da en geç bu sonbaharda gerçekleşecek. 12 Kasım 2012 tarihindeki yazımda “Ne Pahasına Olursa Olsun İlla Başkanlık mı?” diye sormuştum. RTE yanıt verdi dün: Evet! ??? RTE, fiilen uyguladığı başkanlık sistemini, bütün yetkileri bu kez hukuki olarak tam bir sultan kılığında eline toplamak istiyor. Ya başkanlık ya başkanlık! RTE hayatının en büyük siyasi mücadelesini başlatıyor. Bugüne kadar yaşadığı seçim mücadele süreçlerini unutun! Hepsini gölgede bırakacak, unutturacak yeni bir döneme giriyoruz. Bu kez mücadeleye aynı zamanda parti içi de dahil! Arkadaşlarını siyasetten parti tüzüğüyle tasfiye ederken kendini zirveye tırmandırmak istiyor... AKP içinde bir saflaşmaya yol açacaktır yeni anayasa ve RTE’nin istediği yeni konum. Cumhurbaşkanı Gül etkeni güçlüdür. RTE, Gül’e de meydan okuyor. Gül’ün bu meydan okumayı çoktan kabul ettiğini burada kaç kez yazdım. Şimdi sorular: RTE, referandumda yüzde 50.01 alabilir mi? Meclis’te 326 milletvekili var. Anayasayı referanduma götürecek sayı için gerekli olan 56 milletvekilini nereden devşirecek? AKP saflarında, anayasa oylamasında fire olur mu? Kaç milletvekili hayır oyu verir? O takdirde, yeni anayasa tamamen reddedilir. BDP ve MHP’den milletvekili pazarından oy devşirir mi, kaç oy devşirir. Devşirdiklerine ne tür ikballer vaat edilir. BDP’nin Kürt meselesinde isteklerini karşılayarak oylarını alır mı? MHP ne yapar, kuyruğuna takılır mı? Önceki seçimlerde gördüğümüz gibi siyasi ahlaksızlıklar yaşanır mı? Öneri Meclis’te reddedilirse hele halk tarafından reddedilirse, RTE için baş aşağı süreç hızla gündeme gelir. Zaten, birileri RTE’nin yerine başkalarını hazırlıyor referandum sonucu, bunun bahanesi olabilir... Şiddetli bir 2013’e girdik. Bu süreçte, CHP içinde “kahrolsun ulusalcılar” gibi zırvalıklarla uğraşmak ve partiyi bölmeye çalışmak doğrusu at gözlüğünü hak eder! Veya bir AKP madalyasını... sında işlenmiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.” Sanık avukatlarından Murat Ergün, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Genelkurmay Başkanlığı’na iki kez yazı yazdığını ve oradan gelen yanıtlar sonrası id dianamenin hazırlandığını belirterek “Genelkurmay’ın verdiği cevap sonucu böyle bir şey ortaya çıkmış olabilir” dedi. Ergün, ortada bir savaş durumu olmadığını, ancak iddianamede, bu olguya vurgu yapan TCK maddelerinden suçlamalar bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Çok ince hukuki değerlendirme yapılmadan süreç işletilmiş. İddianamede neden böyle bir vurgu var, avukatlar olarak bizler de bilmiyoruz. Bugün yarın ek delil klasörleri dağıtılacak, ancak orada da bu soruya yanıt bulabileceğimiz unsurlar karşımıza çıkar mı bilmiyoruz. Pek çok ayrıntı, dava başladıktan sonra, süreç içerisinde netleşecek.” ‘Aynı hastalık TSK’de de var’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda dün akşam TSK Disiplin Yasası Tasarısı’nın görüşmelerinde Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz bir konuşma yaptı. Yılmaz konuşmasında, “Türk toplumunun içinde ne gibi bir hastalık varsa bilin ki aynı hastalık TSK içinde de vardır. Çünkü milletinin bir parçası” dedi. Başbakan, tutuklu askerlerle ilgili yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç olmadığını söyledi ‘Tutuksuz yargılanabilirler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Daha önce tutuklu yargılanan komutanlar için bir düzenleme yapılabileceği yönünde beklenti yaratan Başbakan Tayyip Erdoğan, “Tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra hükmü verirsiniz. Ondan sonra da hükmün gereği icra edilir. Üçünçü yargı paketinin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum” diyerek topu yargıya attı. Erdoğan, Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı. Erdoğan, “Tutuklu askerlerle ilgili rahatsızlığınızı ifade etmiştiniz, yasal bir düzenlemenin de sinyalini vermiştiniz. O adım atıldı mı?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Burada bizim derdimiz, yargıya müdahale değil. Bizim itirazımız aslında yargı sürecinin uzamasına yöneliktir ve tutukluluk süresinin uzun olmasına yöneliktir. Tutuksuz yargılamayı mümkün hale getirdik fakat buna rağmen işler seri yürümüyor. Temenni ederim ki yargı bu süreci daha da hızlandırsın ve bir an önce bu adımlar atılsın. Zira bunların içerisinde emekli olan paşalarımız, hepsi bu davetleri uyguladılar, geldiler ifadelerini verdiler ve tutuklandılar ama tutuksuz olarak yargılanabilirdi. Muvazzaf olan subaylarımız, astsubaylarımız yine davet edildiler ve kendileri de gidip ifadelerini verdiler. Bunlar içeride ve hâlâ bu sürece yönelik de bazı yeni adımlar şu anda planlanıyor. Bu konuda 4’üncü yargı paketinde yeni bir düzenlemeye gerek yok ama bu anlayışın değişmesi lazım diye düşünüyorum ve gerekli düzenlemeler zaten var.” “Komuta kademesi içinde birlikte çalıştıkları arkadaşlarının bu konudaki hassasiyetini bildiklerini” söyleyen Erdoğan, “Tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Daha sonra hüküm verilebilir, hükmün gereği icra edilir diye düşünüyorum. 3’üncü yargı paketinin de bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum” dedi. Erdoğan, İmralı sürecinde yerli ve yabancı muhataplarla görüşüldüğünü ve görüşüleceğini söyleyerek, Irak’taki muhataplarıyla da görüştüklerini belirtti. ‘Hassasiyeti biliyoruz’ 2B’de ödeme kolaylığı geldi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2B olarak bilinen orman vasfını yitirmiş arazilerin satışına ilişkin yasada, başvuru süresi iki kez uzatılmasına karşın istenilen sonucun alınamaması üzerine yasada ödeme kolaylığı getiren düzenleme TBMM’de kabul edildi. Yasaya göre, hak sahiplerine doğrudan satılacak taşınmazların bedeli, taşınmazın 400 metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde 70 yerine 50’si üzerinden hesaplanacak. 400 metrekareden gazlası için rayiç bedel yine yüzde 70 olacak. EMEKLİ ORGENERAL ÖZKÖK SANATÇILARDAN TUTUKLANAN OYUNCULAR İÇİN ORTAK BİLDİRİ Başbakan’a ‘kalpten’ destek İZMİR (AA) Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tutuklu askerlerin durumuna ilişkin yaptığı açıklamayı desteklediğini belirterek yasama, yürütme ve yargının bir araya gelerek bu üzüntüyü ortadan kaldırması gerektiğini söyledi. Özkök, Erdoğan’ın tutuklu askerlerin durumuyla ilgili, “Böyle bir şeyin delili kesinse ver hükmünü işi bitir. Ancak elinde senin kesin hükümler yok da yüzlerce subayı, astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak, hele hele Genelkurmay Başkanı’nı kalkıp da bu şekilde değerlendirirsen burası gerçekten Silahlı Kuvvetler’in kendi içindeki bütün moral değerlerini altüst eder” şeklindeki değerlendirmesine ilişkin soruları yanıtladı. Özkök “Sayın Başbakanımızın söylediklerini tüm kalbimle destekliyorum. Bu aynı zamanda tüm Türk ulusunun isteklerini ifade eden bir anlatım tarzıdır. TSK’yi terörizmle ilişkilendirmek çok yakıcı olmuştur. Hele hele TSK’nin en yüksek makamını işgal eden bir arkadaşımıza, Genelkurmay Başkanımıza bu gibi bir suçlamada bulunurken çok düşünmek gerekirdi. (..) Ben yürekten inanıyorum ki daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi büyük bir çoğunun hiçbir günahı, suçu yoktur” dedi. ‘Sıra kime geliyor?’ MELTEM YILMAZ Türkiye sismik gemi aldı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 2 ve 3 boyutlu arama yapabilecek sismik gemi alındığını bildirdi. Yıldız, denizlerdeki petrol ve doğalgaz aramalarıyla ilgili yapılan çalışmalarda bugün itibariyle önemli bir noktaya ulaşıldığını belirterek, “130 milyon dolar civarında bir ödeme yaptık” dedi. Sanatçılar, 18 Ocak’ta gerçekleştirilen operasyonda tutuklanan İdil Tiyatro Atölyesi oyuncuları Veysel Şahin ve Gamze Keşkek için dün bir toplantı düzenledi. Toplatıda, çeşitli operasyonlar kapsamında önce gazetecilerin, ardından avukatların, son olarak da tiyatrocuların tutuklandığına dikkat çekilerek “Sıra kime geliyor” sorusu gündeme getirildi. İstanbul Barosu’nda dün düzenlenen toplantıda söz alan Tiyatro oyuncusu Orhan Aydın, sanatçıların ortak bildirisini okudu: “AKP’nin pervasızlığı, sanata ve sanatçıya olan tahammülsüzlüğü, 18 Ocak sabahı polis terörüyle İdil Kültür Merkezi’ni buldu. Grup Yorum’un stüdyosu, enstrümanları, albüm kayıtları talan edildi. Kültür Sanat Yaşamında Tavır dergisinin bilgisayarlarına hukuksuz bir şekilde el konuldu. Bu bir intikam alma operasyonudur. AKP’nin saldırıları başta devrimciler olmak üzere tüm halkadır. Halkı tiyatrosuzlaştırmak, tiyatroları halksızlaştırmak bu saldırıların bir parçasıdır. Buna baş eğmeyenler de komplolarla tutuklanıyorlar.” Yönetmen Hüseyin Karabey, “Burada yapılmaya çalışılan, sanatçılarla halkın bağını koparmaktır” derken; yazar Sennur Sezer “Türkiye, dünyanın en büyük aydın hapishanesi biçimini alıyor” ifadelerini kullandı. Tiyatro oyuncusu Altan Erkekli ise “Yapmamız gereken, oyuncular sendikasını harekete geçirmektir. Saldırılara karşı bir yumruk halini alamazsak devamı gelecektir” diye konuştu. BİLDİRİYE İMZA ATAN SANATÇILAR Altan Erkekli, Aslı Öngören, Ataol Behramoğlu, Barış Atay, Bilgesu Erenus, Bülent Emrah Parlak, Cahit Berkay, Edip Akbayram, Ender Yiğit, Ezel Akay, Genco Erkal, Grup Yorum, Gülsen Tuncer, Levent Üzümcü, Mehmet Özer, Mehmet Aksoy, Mehmet Esatoğlu, Metin Coşkun, Menderes Samancılar, Nedim Saban, Niyazi Koyuncu, Okşan Dede, Orhan Aydın, Orhan Kurtuldu, Ragıp Yavuz, Rutkay Aziz, Sennur Sezer, Suavi, Tarık Akan, Tayfun Talipoğlu, Temel Demirer, Yasemin Göksu, Zafer Gecegörür. Karakolda işkence iddiası Polislere hapis istemi İstanbul Haber Servisi Kâğıthane Polis Merkezi’nde görevli 7 polis memuru hakkında, 19 Haziran 2012’de asker kaçağı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Hayati Demir’i karakolda dövdükleri iddiasıyla başlatılan soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 6 polis hakkında iddianame hazırlandı. 2 polis memuru hakkında “işkence” suçundan 12 yıla kadar hapis cezası istenirken 4 polis memurunun da “işkenceye yardım etme” suçundan 1.5 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi, 1 polis memuru hakkında da takipsizlik kararı verildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear