Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2012 SALI 8 HABERLER Gözyaşlarıyla uğurlandı Adalet Diye Adaletsizlik 20 yıl, 18 yıl... Paşalar, amiraller!.. Gerçek mi, bu askerlerin bunca yıl hapiste yatacakları? Altmış yaşlarındaysalar iyice yaşlanmış, çökmüş bir adam olarak özgürlüğe çıkabilecekler... Bunca zaman kendilerine sordular mı, ben ne yaptım da böyle bir cezaya çarptırıldım diye.. Casusluk mu, vatana hıyanet mi, cinayet mi, ne? Belli bir rütbeleri vardı, belli çalışmaları, başarıları... Bir anda hepsi yitip gitti! Kaldılar hücrelerde, koğuşlarda, günler geceleri karanlıklarda geçti. Bitmiyor bir türlü bu ülke insanlarının çektileri! Hele aydınsan, hele yurdunu ulusunu sevip sayıyorsan... Senin gibi düşünmeyenlerin eline geçmişsin, en büyük suç bu! Sen de sürüye katıl, boynu eğiklerden biri ol, yakanı kurtar!.. Ülkemizin askerleri, generallik rütbesine ulaşmış değerleri... Kim onları ezilecek bir düşman gibi görüyor? Durup durup sorunlar çıkartıyor, mahkemelerde yargılatıyor... Kararlar çıkıyor, bilmem ne kadar hapis!.. Yıllar yılı geçecek! Sen hangi suçtan sorumlu olduğunu düşünüp duracaksın! Varsa da bir yanlışlığın cezası bir yaşamı söndürmek mi? İyi ki idam cezasını kaldırmışız! Yoksa idam sehpaları kentin meydanlarını dolduracakmış! Ordu komutanlığı yapmış koskoca askerlerin yirmi yıla mahkum edilişleri... Korku, şaşkınlıkla karışık, öfkeyle, kızgınlıkla... Hangi kanıtlar, hangi tanıklar, hangi belgeler onları bu kadar acımasız bir kurban yapıyor? Ben altmış yıldan çok gerçekleri görüp yaşadım. Toplum yaşantımızdaki bozuklukların daha da artarak sürüp gittiğini, adalet diye nice adaletsizliklerin ya da adalet diye yapılan yanlışlıkların bir türlü sona ermediğini görerek... On sekiz yıl, yirmi yıl!.. Koskoca paşalar, albaylar, subaylar... Dedim ya, kendi ordumuza kıyıyoruz. Hangi ülkede bunun bir benzeri var. Bilen, gören varsa çıksın söylesin... CEMİL CİĞERİM TAN: KÜRDİSTAN’I ŞAHİN VE ERDOĞAN KURACAK DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Saldırıya uğrayan BDP Bingöl il binasını ziyaret eden BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, “Kürdistan’ı Naim Şahin ile Tayyip Erdoğan kuracak” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer’i sert bir dille eleştiren Tan, “Aklınızı başınıza alın. Bu gidişat, gidişat değil. Birlikte yaşamaktan ve barıştan kastettiğimiz, sizin anladığınız bizi teslim almaksa bizi Kemalistler alamadı, İsmet Paşa alamadı, Süleyman Demirel alamadı, kıçı kırık üç tane adam mı alacak?” dedi. Tan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İkide bir diyorlar ‘Bunlar bölünecek bir Kürdistan kuracaklar.’ Kürdistan’ı kim kuracak biliyor musunuz? İdris Naim Şahin ile Tayyip Erdoğan kuracak. Bizim genel başkanımız Selahattin Demirtaş bunu söyledi. Dedi ki, ‘Siz bu ülkeyi bölmek üzere emir mi aldınız bir yerden.’ Biz demokratik özerklikten bahsediyoruz, siz de çekin gidin diyorsunuz.” SAMSUN Tunceli’de jandarma karakoluna teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan jandarma komando er Mustafa Akar (21) için memleketi Samsun’un Ayvacık ilçesinde tören düzenlendi. Şehit için önce baba evinin önünde helallik alındı. Bu sırada şehidin annesi Semiha Sarıoğlu ile ablası Çiğdem Akar (23) fenalık geçirdi. Şehidin anne ve ablasına sağlık ekipleri müdahale ederken abla Akar, Ayvacık Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ayvacık Merkez Yeşil Camisi’ndeki törene de ailesi ve yakınlarının yanı sıra askeri ve mülki yetkililerle çok sayıda yurttaş katıldı. Baba Hayri Akar törende güçlükle ayakta durdu. Şehidin cenazesi aile mezarlığında toprağa verildi. Fotoğraflar: AAİLYAS GÜN Sosyal demokrat politikacı Swoboda, Başbakan Erdoğan’ı tanımladı: ZANLILARA ÇUVAL GEÇİRİLDİ Otoriterleşiyor MUSTAFA K. ERDEMOL Yüksekova karıştı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde sivil polis İsmail Öztürkçü’nün şehit edilmesinin ardından özel harekât polislerinin de katılımıyla eşzamanlı baskınlar düzenlendi. Polis, ilçe merkezindeki İran Pasajı ile Elit Pasajı’nda üç kişiyi gözaltına alırken zanlıların kafalarına çuval geçirince, yurttaşlarla polis arasında arbede çıktı. Yurttaşların tepkisine polisin gaz bombasıyla müdahalesi olayları başlattı. Sokak aralarına dağılan göstericiler, polise taşlarla saldırdı. Barikat kuran göstericiler ile polisler arasında çatışma yaşandı. Esnaf kepenk kapattı. PKK’Lİ ZÜBEYİR AYDAR Devlet bize Habur için söz vermişti Yurt Haberleri Servisi MİT ve PKK arasında Norveç’in başkenti Oslo’da gerçekleştirilen görüşmelere katılan isimlerden PKK’li Zübeyir Aydar, sürecin tıkanmasından hükümeti sorumlu tutarken görüşmelerin yeniden başlamasını istediklerini açıkladı. Aydar, Habur’dan gelen PKK’liler için “ ‘Barış grupları’ dendi, biz gönderdik. ‘Başınıza hiçbir şey gelmeyecek, devlet sözü var’ dendi, ama devlet sözü bu kadar işledi” dedi. Aydar, görüşmelerin Gülen cemaati tarafından sızdırıldığını iddia etti. BBC Türkçe servisine konuşan Aydar, Oslo sürecinin en hızlı yürüdüğü dönemin 2009 yılı olduğunu, bu dönemde KCK tutuklamalarının başlamasının sürece zarar verdiğini söyledi. Aydar, bir grup PKK’linin 19 Ekim 2009’da Habur’dan Türkiye’ye gelişiyle ilgili “Barış grupları’ dendi, biz gönderdik. Kimse yargılanıp tutuklanmayacaktı. ‘Başınıza hiçbir şey gelmeyecek, devlet sözü var’ dendi, ama devlet sözü bu kadar işledi” dedi. Aydar, karşılamanın PKK’nin şovuna döndüğü eleştiriler için ise “Öyle bir karşılamayı kimse örgütlememişti ki. Millet barışı karşılamaya gidiyordu. İlk kez barış mesajıyla insanlar geliyordu, cenazeler değil. Buna herkesin sevinmesi gerekirdi” ifadesini kullandı. Aydar, 14 Temmuz 2011’de Silvan’da yaşanan ve 14 askerin öldüğü çatışmayla PKK’nin Oslo masasını devirdiği yönündeki eleştiriler için ise “Silvan olayında bir planlama yoktu” ifadesini kullandı. Aydar, 2011 yılı başlarında Türkiye’nin, İran, Irak ve Suriye’yle PKK’ye karşı bir anlaşma yaptığını ve bu ortak saldırı planının da süreci olumsuz etkilediğini iddia etti. Aydar devletle son temaslarının 2011 Mayısı’nda Abdullah Öcalan’ın hazırladığı üç tane protokolün tartışma belgesi olarak kararlaştırılmasıyla sağlandığını bundan sonra haziran ayında kendilerine cevap verilmesi gerekirken verilmediğini iddia etti. Görüşmelerin kesildiğini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon konuşmasından öğrendini iddia eden Aydar, “9 Haziran günü. Seçime üç gün vardı. ‘Abdullah Öcalan bu ülkenin başına bela olmuştur. Biz burada olduğumuz sürece o oradan çıkmayacaktır’ diyordu. Ama biz cevabımızı almıştık. Esas tıkanma orada başladı” dedi. Aydar, Oslo görüşmelerinin tekrar başlamasına hazır olduklarını da vurguladı. Oslo görüşmelerinin AKP ile Gülen cemaati arasındaki çatışma nedeniyle sızdığını iddia eden Aydar, “Sızdıranlar Kürt sorununun diyalog yoluyla çözümünden yana olmayan kişilerdir. Diğeriyse benim görüşüme göre, Cemaat ve AKP içindeki çatışmalar neden oldu” ifadesini kullandı. Avusturyalı sosyal demokrat politikacı Hannes Swoboda, Avusturya Sosyal Demokrat Parti’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilcisi. Aynı zamanda AP’deki İlerici Sosyalist ve Demokratlar Birliği’nin de başkanlığını yürütüyor. Türkiye eski raportörü de olan Swobada, Türkiye’yi yakından bilen bir politikacı. Swobada, Türkiye’nin AB için öneminin farkında olduğu gibi, bölgesi için de olumlu rol oynayabileceğine inanıyor. “İşe iyi başladığını” söylediği Başbakan Erdoğan’ın “otoriterleşme eğilimi” taşıdığından söz ediyor, Rusya’nın ya da İran’ın Türkiye için alternatif olmadıklarına inanıyor. Suriye konusunda Türkiye’ye biçtiği rol ise şu: “Esad sonrası İslamcı aşırılığı ılımlılaştırmak”. Swoba ile tüm bunları İstanbul’da bulunduğu sırada konuştuk. Türkiye ile AB ilişkilerindeki durgunluğu nasıl değerlendiriyorsunuz? İlişkiler pek sıcak değil bir süredir. SWOBODA Avrupa Birliği olarak Türkiye ile bir duraklama dönemindeyiz, bu doğru. On yıl öncesinde olduğu gibi her iki taraf da bir araya gelme konusunda pek istekli değil. Çünkü hem AB’nin hem de Türkiye’nin kendi içlerinde çözmeleri gereken sorunları mevcut. Eski sıcaklığın yaşanabilmesi için biraz zamana ihtiyaç var. Ne kadar bir zaman peki bu? Görüşmelerin başlaması için bence en iyi zaman Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nın bittiği zamandır. Türkiye ve AB, hem Avrupa Birliği’ni oluşturan ülkelerin halklarına hem de özellikle Türkiye halkına kurulacak ilişkilerin iyi sonuçlar vereceğini de iyi anlatmalılar. Ancak ilişkiler sadece Türkiye’nin AB üyeliği üzerine odaklanmamalı. AB için de Türkiye çok önemli bir ülke. Avrupa’dan baktığımızda sınırlarımızın hemen yanı başında bir Türkiye var. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede barışın, istikrarın sağlanması konusunda Türkiye’nin AB için önemi çok fazla. Bölgede çok kötü oyunlar oynanıyor. Ilımlı Türkiye’nin bizimle birlikte davranması çok önemli. İlişkilerin “sadece Türkiye’nin üyeliği sorununa odaklanmaması” ne demek? Sadece “evet” ya da “hayır” şeklinde bakmamalıyız üyelik sorununa demek istiyorum. Yani bazı başlıkları yeniden açmamız gerekiyor. İçişleri, adalet, temel hak ve özgürlükler konusundaki sorunları yeniden gündeme getirmeliyiz. Kaldı ki biz müttefikiz ve ilişkiler müttefik olarak da sıkı olmalı aramızda. Erdoğan hükümeti için ne düşündüğünüzü sorabilir miyim peki? Kanımca Erdoğan iyi başladı ama anayasa ile ilgili olarak çok eksiklik var ve bu hâlâ giderilmiş değil. Reformlar konusunda AB’de bir hayal kırıklığı yaşanıyor tabii. Türkiye’nin de AB’ye ilişkin hayal kırıklıkları yok mu? Olabilir. Hepimiz kendi ev ödevlerimizi yapmalı ve bunu halklarımıza anlatabilmeliyiz. Türkiye’nin de bizim de kuşkusuz hatalarımız var. Türkiye’ye ilişkin olarak duyduğu endişe nedir AB’nin? Türkiye’deki İslamcı yöneliş her şeyden önce. Bir de dediğim gibi iyi başlayan ama şu an otoriterleşme eğilimi gösteren bir Erdoğan var karşımızda. Anayasada Kürt konusuna ilişkin bir düzenleme henüz yapılabilmiş değil. Ama sonuçta her iki tarafın da birbirine ihtiyacı var. Biz tek başımıza devam edebiliriz ancak yakın ilişki içinde olmayı elbette tercih ediyoruz. Farklılıklarımız olmasına rağmen diyaloğun kesilmemesi gerekiyor. Tek sorunlu olan taraf Türkiye’ymiş gibi düşünüyorsunuz sanki. AB içinde Türkiye karşıtlığıyla bilinen Fransa ve Almanya da üzerinde durulmayı hak etmiyor mu sizce? Fotoğraflar: KAYHAN AYHAN Gün boyu çatışma ‘Türkiye, Suriye’yi ılımlılaştıracak’ Türkiye’nin Suriye konusundaki son derece şahin tavrına ne diyorsunuz? Suriye komşunuz. Orada olan bitenler sizi tabii ki etkileyecek. Ve elbette Esad’la iyi ilişkiler içinde olmak da istersiniz. İyi ilişkiler de mevcuttu daha önce. Ama sanırım Erdoğan Suriye’de olan bitenden ötürü bir hayal kırıklığı yaşadı. Esad da Türkiye gibi önemli bir müttefikini kaybetmiş oldu. Erdoğan’ın İran’la da ilişkileri iyi değil. Bu nedenle bölgede etkin olma çabası sekteye uğramış durumda. Ama Esad sonrası Suriye’de Türkiye’nin çok büyük bir rolü olacak. Oradaki aşırı İslamcıların ılımlılaştırılmasında örneğin. Ama Esad hâlâ çok güçlü. “Esad sonrası” Suriye ne zaman gerçekleşir peki? Evet, Esad hâlâ güçlü. Çünkü farklı gruplarla ilişkisi var. Ancak bunu uzun süre koruyamaz. İzolasyon uygulamalarına, diplomatik baskılara uzun süre dayanamaz. Rusya’nın ve İran’ın destekleri de yeterli değil. Suriye’de de bir Kürt sorunu var ve Esad bunu kullanıyor bir süredir Türkiye’ye karşı. Şimdiden bir şey söylemek zor ama ekonomik kriz başladığında Esad da güç kaybedecek. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi kırsalındaki Hisarkapı köyü çevresinde ise intikal halindeki askeri birliğe teröristler önceki gece roketatarlı saldırı gerçekleştirdi. Teröristlerle güvenlik güçleri arasında dün gün boyu şiddetli çatışmalar yaşandı. Muş’ta geçen cumartesi teröristlerce kaçırılıp serbest bırakılan iki öğretmenden Sezgin Fıratokut’un Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hafize İpek’in kardeşi olduğu öğrenildi. Umurlu’ya saldırı Evet, ama Fransa’nın yeni yönetimi ile Türkiye’nin ilişkileri çok iyi şu anda. Fransa yönetimi ilişkilerin daha da gelişmesini istiyor. Umarım gelecek seçimlerden sonra Almanya için de aynı şeyi söylemek mümkün olur. Fransa’da geçen yıl büyük krize yol açan Ermeni iddialarına ilişkin yasa tasarısının yeniden parlamentoya getirilmesi söz konusu. Ben, tarihi olayların politikada dile getirilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Bence Türkiye ve Ermenistan, özellikle tarihçileri aracılığıyla konuyu görüşmeliler. Bence bu önemli bir sorun değil. Abartılmamasından yanayım. Türkiye’ye dönersek, örneğin Arap Baharı sürecindeki rolü çok önemli. TürkiyeAB ilişkileri çok daha iyi olsa, Türkiye’nin oynadığı rol de daha etkili olacak. Ama Ortadoğu’da etkili olabilmesi için İsrail’le ilişkilerini geliştirmesi gerekli. Türkiye İran’ın da içinde bulunduğu bloka kayar mı peki? ‘Önemli bir sorun değil’ ‘AB hayal kırıklığı yaşıyor’ Sanmıyorum. Türkiye’nin İran’a yaklaştığını sanmıyorum. Türkiye cesur çalışmalar yaptı aslında İran konusunda. Nükleer konuda arabuluculuk yapmak istedi, ama İran reddetti. Türkiye, İran’ın Kürt kartını kullanarak sorunlara yol açtığını biliyor. Bugün Türkiye, Suriye ve İran tarafından bölgede izole edilmiş durumda. Yakın zamanda Türkiye nereye ait olduğuna karar vermeli ama İran’ın da Rusya’nın da Türkiye için bir alternatif olduğunu sanmıyorum. Rusya, Türkiye için Avrupa kadar iyi bir pazar değil. Türkiye’yi yakından izliyorsunuz. Türkiye’nin kendisine muhalefet edilmesinden hoşlanmayan bir başbakanı var... Tüm olgun demokrasilerde muhalefet ve iktidar arasında olumlu medeni bir ilişki vardı, olmak da zorundadır. Bir uzlaşma zemini olmalıdır. Sadece Erdoğan’ın “güçlü kişiliği” üzerine kurulmamalı ülkenin birliği, bütünlüğü. Dini, etnik akımlar var Türkiye’de ve bu açıdan çok zor bir ülke. Dolayısıyla “birlik”i tutmak için bazı kurallar getirmek, bunun için de muhalefetle iyi geçinmek zorundasınız. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Derecik beldesinin sıfır noktasındaki Umurlu Jandarma Karakolu’nun üs bölgesine, dün bir grup PKK’li tarfından havan ve ağır silahlarla saldırdı. Çıkan çatışmada ölen ve yaralanan olmadı. Van’da Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde polis memuru 26 yaşındaki Tuncay Akyüz’ün geçen cumartesi akşamı şehit edilmesinin ardından başlatılan operasyonda öldürülen 2 PKK’linin, konteyner kentlerin güvenliğini sağlayan 2 polisin şehit olduğu eylemlere de karıştığı belirtildi. DİCLE ÜNİVERSİTESİ Doktorlara Kürtçe ders DİYARBAKIR (AA) Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim gören doktor adaylarına Kürtçenin seçmeli ders olarak verileceği bildirildi. DÜ’nün tıp ve eğitim fakültelerinin yönetim kurullarınca alınan ve senato tarafından onaylanan karar ile 20122013 akademik döneminde Kürtçe seçmeli ders olarak okutulacak. Uygulama ile tıp fakültesi birinci sınıf öğrencilerine haftada 2 gün Kürtçe eğitimi verilecek. Bölgede görev yapan doktorlardan talep gelmesi halinde üniversitede Kürtçe dil kursu da düzenlenecek. DÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, vatandaşların doktora derdini anlatmakça güçlük çektiğini belirterek “Doğru bir tedavi için öncelikle doğru teşhis gerekir. Doğru bir teşhisin yolu da hastanın sıkıntılarını çok iyi izah edebilmesinden geçer. Kürtçe ileride zorunlu derse dönüşebilir. Daha sonra bu dersi diğer fakültelere de koymayı düşünüyoruz. Örneğin bir veteriner hekimin de Kürtçe bilmesi faydalı olacaktır” dedi. ‘UMARIM CEZALAR POLİTİK DEĞİLDİR’ Türkiye’de önemli bir davadan “darbe planladıkları” iddia edilen çok sayıda asker için ağır cezalar çıktı. Yargılamaların baştan savma ve adil olmadığı söyleniyor. Sizin gözleminiz nedir? Evet, çok şikâyet olduğunu biliyoruz bu davalara ilişkin olarak. Umarım bu kararların arkasında politik bir yaklaşım yatmıyordur. Biz askerlerin sivil yönetimlere etki etmelerinden hiçbir zaman memnun olmadık. Sözünü ettiğiniz yargılamalar için üst mahkemenin kararını beklemek durumundayız. Kesin inancımız şudur; verilecek herhangi bir mahkumiyet kesin ve gerçek kanıtlara dayandırılmalıdır. Dava, Türkiye’deki hukuk yolları tükendiğinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gelebilir. Biz birçok kez yerel mahkemelerin verdiği karar konusunda farklı sonuçlara ulaşmışızdır. Üst mahkemenin kararından sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılması çok çok önemli. Birçok gazetecinin de hâlâ hapiste olmalarından hoşnut değiliz.Yargılanmalarının hızla tamamlanması gerekli. Bu iyi bir durum değil. Gazetecilerin uzun tutukluluk içinde bırakılarak ifade özgürlüklerinin kullandırılmamasına karşıyız. ‘İslamcı yöneliş endişelendiriyor’ C MY B C MY B