23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EYLÜL 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Kişi başına düşen geliri artmayan yurttaşın beli yeni bir zam dalgasıyla kırılacak Zam yağmuru sürecek sigaranın vergisinin artırılması, gayrimenkul yatırım ortaklıklarına tanınan vergi istisnasının kaldırılmasının yanı sıra doğalgaz ve elektriğe 1 Ekim’den geçerli zam yapılması da gündemde. KDV oranları yüzde 1 artırılacak. Sağlık harcamaları da kısılacak. Ekonomi Servisi AKP hükümetinin otomotiv, akaryakıt ve alkollü içeceklerdeki ÖTV ile tapu harçlarının artırılmasını düzenleyen son kararnamesinin bütçeye yıllık katkısı 8.59 milyar lira hesaplanırken zam yağmuru da sürecek. Bu kapsamda sigaranın vergisinin artırılması, gayrimenkul yatırım ortaklıklarına tanınan vergi istisnasının kaldırılmasının yanı sıra doğalgaz ve buna bağlı olarak elektriğe 1 Ekim’den geçerli zam yapılması gibi önlemlerin halen masada olduğu belirtiliyor. Hükümetten gelir artırıcı ve gider azaltıcı yeni adımlar bekleniyor. ? AKP gaza bastı: Önümüzdeki günlerde ? Enflasyon yükselecek: Siyasi Davalar = Rejim Hesaplaşmaları İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, çağdaşlamadan yana değişim süreçlerinde ya da tam tersine insandan yana düzen işleyişini kırmak, diktatoryal eğilimlerle, askerisivil darbelerle rejimlerde sağlanan değişimi geleceğe dönük kalıcı kılmak üzere.. devrimlerdarbelerle siyasi davalar birbirleri ile nedensonuç ilişkileri içinde eklemlenmişlerdir... Başbakan Erdoğan’ın kendi seçmen tabanında oy getirisine anlayabiliyor olsam da zaman zaman nerede ise durup dururken İstiklal Mahkemeleri’ni, Dersim’i, CHP’nin tarihini kullanarak bugününü de mahkum etmeye yönelik çıkışlarını siyaseten tam da açıklayamıyordum... Balyoz davasının çarpıcı sonuçları, yandaş korosunun ortak sonuç açıklamaları kafamdaki sorgulamalara açıklık getirdi... Başlangıçtaki “askeri darbelerle hesaplaşma, ileri demokrasiye geçiş..” gerekçelendirmeleri, çok ağır yargılama hukuku ihlalleri ile savunulamaz olunca... En son Balyoz davasının, militan savunucuların bile vicdanlarını rahatsız eden şok, ağır, hukukla ilişkilendirilemeyecek karar sonuçları üzerine, ortaya konan yeni savunma çerçevesi çok çarpıcı ve bir o kadar da öğretici... “Bunlar zaten siyasi davalardır. Siyasi davaların insan hakları, hukuk ihlalleri boyutlarının olması kaçınılmazdır. Çünkü toplumsal düzeni, rejimi yeniden yapılandırmada ders verici, sonuç alıcı işlevleri önemlidir. İnsanlık tarihi ve ülkemiz, tarihi rejim değişikliği, toplumsal düzen değişikliği süreçlerinde, amaca, toplumu sil baştan oluşturmaya yönelik siyasi davalar örnekleriyle yüz yüze gelmişlerdir. Birebir amaç, işleyiş, sonuç, işlev farklılıları çok olsa da Cumhuriyet döneminin İstiklal Mahkemeleri, Dersim, 27 Mayıs Yassıada, 12 Mart, 12 Eylül, dönemin özel yargı eliyle yürütülen davalarının siyasi davalar olmak gibi bir ortak nitelikleri vardır... Doğal olarak benzerlerinde çok ağır olan insan hakları, hukuk ihlallerinin, görevleri bu davalarla sona erdirilecek özel yargı elindeki bu davalarda da görülmesi kaçınılmazdır...” Böylece bizlerin en başından, “Sivil iktidar icraatları, insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi içinde, hakhukuka aykırı toptancı siyasi yargılamaların yerinin olamayacağı..” isyanımızın doğruluğunu kabul ediyor, “Rejimin selameti adına kaçınılmazdı, geçmişte daha ağırlarını onlar yapmışlardı..” demeye getirerek, rejim değişikliği, rövanş amaçlı hakhukuk kural tanımazlıklarını kaçınılmaz, hafif suçlar gibi gösterme kampanyasına geçiş yapmış bulunuyorlar... ??? İktidarlarının, rejim değişikliği, sivil toplumu baştan düzenlemek, gelecek kuşaklar için kalıcı yeni yaşam biçimleri, düşünce sistemleri oluşturmak üzere yola çıkışlarında; “askeri darbeler süreci, defterini kapatmak” amaçlı bir çerçeve çizildiğinden, köşeye sığdırabilmek üzere, bu çerçevede, askeri darbeler, arkalarından gelen siyasi yargılamalar süreçlerine bakarak özet bir karşılaştırma yapmakta sayısız yarar var... 27 Mayıs “albaylar cuntası” darbesi, aslında çok partili rejime geçişte umut olmuş, büyük oy almış, uzun soluklu iktidarda kalmış DP’nin sivil çoğunluk diktatörlüğü olarak özetlenebilecek demokrasi, hukuk devleti düzenine, kadrolaşmasına karşı, ABD ilişkileri tam bilinmese de en azından vize alınmış bir hareketti. Çok farklı darbeci amaçlar şemsiyesinde, cuntanın iç çatışmalarının, güç hesaplaşmalarının sonuçlarını bir kenarda bırakarak, Yassıada yargılamalarının insan hakları, hukuk ihlalleri ile bir utanç belgesi olduğunu yadsıma lüksümüz yok. Bilimediğimiz darbe iktidarının, içdış odak oyunları içinde, DP iktidarları ile asıl hesaplaşılması gereken Türkiye’yi, toplumu nereye götürmekte olduklarının, hukuk devleti, demokrasi işleyiş ihlalleri suçları ile neden hesaplaşmadıklarıdır. Yassıada yargılamasının acımasız, hukuksuz, haksız linç sonuçlarından sadece idam edilenler, yargılanıp bedel ödeyenlerin değil, hepimizin demokratik geleceğinin çok ağır yaralar aldığıdır... 27 Mayıs darbesinin bu kirli yüzü ile çelişen, bir de bu ülkenin görebildiği en demokratik anayasayı üretme işlevi vardır ki... Dönemin dünya dengelerinde, Türkiye’nin doğal, toplumsal gelişiminin önünü açma uzlaşmalarının bir ürünü olduğu ve adı geçen anayasayı hazırlayan hukukçu, değerli bilim insanlarımız ile Kurucu Meclis’e çok şey borçlu olduğumuz kuşkusuzdur. Türkiye’ye biçilen don tam tersi amaçlı olunca da 1961 Anayasası, özgürlüklerine borçlu olduğumuz soltoplumsal gelişmeler, örgütlenmeler, siyasi partiler, sendikal, demokratik hareketleri kırmak, her şeyi tersine çevirmek üzere, emperyal çıkar odakları desteğinde, ABD vizeli 12 Mart, o yetmediği için de 12 Eylül darbeleri kaçınılmaz olarak yaşanmıştır. Tabii ki askeri darbe hukuk icraatları çok acımasız, solu, toplumsal dinamikleri silindir gibi ezme amaçlı, ağır sonuçları ile yaşanmıştır. Şimdi ise İslam dünyası, Ortadoğu bataklıklarında yepyeni emperyal çıkarlar dengelerinde Türkiye’ye biçilen don, vizyon çok fazlası ile çok daha karmaşık değiştiğinden.. farklı yöntemlerle rejim, toplumun yeniden düzenlenmesi gündemdedir... Hükümetin bütçe açığını kapatacak önlemler kapsamında yaptığı vergi düzenlemeleri enflasyonu nasıl etkileyecek? İktisatçıların yaptığı hesaplamaya göre, zamlar burada kalırsa yıllık enflasyonu 0.5 ila 0.8 puan yukarıya taşıyacak. Baltayı vatandaşa vurdular CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, “AKP, kendisini eleştirenlere Balyoz’la gözdağı verip, zam baltasını vatandaşa vurdu” değerlendirmesini yaptı. Öztrak, AKP’nin bütçede hesabı tutturamadığını vurgulayarak “2013 bütçesini hazırlayamaz duruma düşen hükümet, Başbakan zam olurunu verince beceriksizliğinin faturasını vatandaşa kesti” ifadelerini kullandı. Yapılan zamların, borç yükü altında ezilen ailelerin bütçelerini daha da zorlayacağını belirten Öztrak, inşaat, otomotiv ve ulaştırma gibi sektörlerin satış ve üretimde daha da sıkıntı çekeceğini, işçi çıkarmak zorunda kalacağını ifade etti. Vergi artışlarını, “AKP hükümeti başarılı(!) ekonomi yönetiminin meyvelerini halkımızla paylaşmaya devam ediyor” diye eleştiren CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın da, son 11 ayda doğalgaza, elektriğe yapılan ağır zamların ardından Türkiye’nin, yine ve yeni zamlarla karşılaştığını, üstelik bu zam furyasının devam edeceğinin anlaşıldığını vurguladı. Ayaydın, “AKP hükümeti ülke ekonomisinin çok iyi idare edildiğini söylerken, parlak bütçe performansları ile övünürken, son 2030 yılın en iyi bütçelerinin yapıldığını topluma sunarken tüm bu söylenenlerin doğruyu yansıtmadığını, bir illüzyon yaratıldığını, ülke gerçeklerinin bambaşka olduğunu ısrarla ifade etmiştim. Zaman ne yazık ki, benim gibi düşünenleri haklı çıkarmış, kaybeden ise yine vatandaşlarımız olmuştur” ifadesini kullandı. KDV artacak Reuters’a bilgi veren ekonomi yetkilileri, alınan önlemlerin etkilerinin özellikle 2013 bütçesinde görüleceğini ancak bu yılki bütçeye de olumlu katkı vereceğini savundu. Bir başka yetkili, Orta Vadeli Program (OVP) ve Orta Vadeli Mali Program (OVMP) için hazırlıkların devam ettiğini ve cumartesi günü alınan gelir artırıcı tedbirleri diğer başka adımların da izleyeceğini ifade etti. Yetkili “Maliye Bakanlığı bütçe hazırlıklarını devam ettiriyor. Buna ilişkin ilk kararname yayımlandı ancak kalan bazı önlemler için ekonomi yönetimi çalışmasını sürdürüyor. Yakın zamanda diğer adımlar gelecek” dedi. Hükümetin tütün ürünlerine uygulanan ÖTV’de yıl sonuna kadar yeni bir düzenleme yapmaması durumunda, bu ka lemdeki ÖTV oranı bir yıl ön vergi anlamına gelice alınan ancak yürürlüğü 31 yor. Maliye’nin bir Aralık 2012’ye kadar ertelenen başka önlem planı karar uyarınca 1 Ocak’tan iti da taşıt sahipleribaren dört puan artışla yüzde 69 nin her yıl iki kez olarak uygulanacak. Ekonomi ödediği Motorlu yönetimi halen, bu kapsamda Taşıtlar Vergisigarada vergi düzenlemeleri si oranlarının için çalışma yapıyor. Ekonomi artırılması. ve enerji yetkilileri de Botaş’ın aldığı fiyatın altında doğalgaz satması nedeniyle mali yapısındaki bozulmanın yanı sıra maliyet artışına bağlı olarak ekim ayından geçerli olmak üzere doğalgaza yüzde 1015 aralığında zam yapılabileceğini belirtiyorlar. Doğalgaza yapılacak zam, maliyetleri artıracağı için bu elektrik fiyatZam değil larına da yansıtılacak. enflasyon “Sağlık harcamaları bütçe giderlerinin kısılması bakıayarıymış! mından en önemli unsurHükümetten zamlarla ilgili ların başında geliyor ve ilk açıklama Başbakan ilk olarak sağlık harcaYardımcısı Ali malarının kısılması Babacan’dan geldi. gündemde” diyen yetİstanbul Finans Zirvesi’nde kili, diğer bazı harcakonuşan Ali Babacan, malar için de yeni zamları enflasyon ayarı adımların gündeme olarak nitelendirdi. Babacan geleceğini ifade etti. “Bizim için mali disiplin her Maliye Bakanlışeyin başı. Mali disiplinin ğı’nın Başbakan bizim 20102012 ihtiyacımızın Recep Tayyip Eryılbaşında daha fazla doğan’a sunduğu olacağıyla ilgili hesaplamalar var. Buradaki vergilerin en alternatifli vergi önemli amacı bütçe açığımızı artışı paketi içinde belirli bir seviyede tutabilmek. KDV oranının Bugün Türkiye’de enerji yüzde 1 artırılarak kalemleri bizim dışarıya bağımlı yüzde 18’den olduğumuz kalemler. Bizim bu 19’a çıkarılması kalemlerde çok dikkat etmemiz gündemde gerekiyor” dedi. Babacan, puanlık vergi harcamalarda dikkatli olunması artışı ise yaklaşık gerektiğini, bu kapsamda hazırlık 5 milyar liralık ek içinde olduklarını söyledi. ÖTV zammına dava açıldı Avukat Sedat Vural, akaryakıt ile alkollü içki gibi bazı malların ÖTV tutarlarında artış yapan Bakanlar Kurulu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. Avukat Vural, dava dilekçesinde, “emekli olarak yaşamının her alanının, ÖTV gibi ekstra vergiler ile vergilendirilmesini yaşam hakkının ihlali olduğunu, bunu çağdaş devlet, uluslararası hukuk ve anayasal yapılanmaya da aykırı bulduğunu” kaydetti. Vural, emekli maaşına yılda en fazla yüzde 6 zam yapılırken, akaryakıt ve alkole bir gecede yüzde 20 zam yapılmasının, anayasanın sosyal hukuk devleti ilkesine ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na aykırı olduğunu anlattı. Otomotiv Distribütörleri Derneği Genel Sekreteri Hayri Erce, motor hacmi 1.600 cc’nin altındaki otomobillere getirilen üç puanlık ÖTV artışının, firmaların stok durumları ve devam eden kampanyalar nedeniyle pazara asıl yansımasının 2013’te görüleceğini, bu yıl sonu için pazar tahminlerini aşağı yönlü revize edeceklerini söyledi. Yazgan Şarapçılık Yönetim Kurulu üyesi Murat Yazgan,“Sektörümüz kayıt içi çalışıyor ancak bu zamların olumlu bir yanını göremiyoruz. Kuvvetli olmamız gereken bir dönemde sıkıntı yaşıyoruz. Artışlar bize 34 milyon liralık ÖTV ve KDV yükü getirdi” dedi. Foxconn’da işçiler isyanda Ekonomi Servisi Kötü çalışma koşulları nedeniyle sürekli gündeme gelen Apple’nin en büyük üretim ortağı Çinli Foxconn’da işçiler ayaklandı, çıkan çatışmada 40 kişi yaralandı. Foxconn, ülkenin kuzeyinde yer alan Taiyuan bölgesinde bulunan fabrikasında olaya karışan işçi sayısının 2 bin civarında olduğunu bildirdi. Öte yandan, polis Foxconn’un Taiyuan’daki fabrikada çalışan yaklaşık 79 bin işçiyi mercek altına aldı. Pazar günü yerel saatle gece 11 sularında işçilerin kaldığı yatakhanede başlayan kavga, ancak saat 3 civarında polis tarafından kontrol altına alınabildi. Protestolar geri adım attırdı Ekonomi Servisi Portekiz’de ekonomik kriz ile mücadele eden hükümet, halkın baskısı ve gösterilerin ardından, sosyal güvenlik katkı payını yükseltme kararını geri çekmek zorunda kaldı. Portekiz’de iki haftadır ciddi bir sosyal ve siyasi krize dönüşen, hükümetin sosyal güvenlik katkı payını yüzde 11’den yüzde 18’e çıkarma kararı, tepkilerden dolayı rafa kaldırıldı. Yunanistan’da da, gazeteciler, hükümetin kısıtlamalarına karşı greve gitti. Grev nedeniyle dün televizyon ve radyolarda haber yapılmadı bugün ülkede gazeteler çıkmadı. Yunanistan’da 12 Milyar Avro tutarındaki kısıtlamalara karşı büyük grev yarın yapılacak. Ülke çapındaki genel grev nedeniyle, okul ve kamu binaları kapalı olacak. Vergi artırımı para politikasına zarar verecek Türk hükümetinin haftasonu açıkladığı vergi artışlarını değerlendiren Morgan Stanley, bu artırımların makro dinamikler üzerindeki etkilerinin karışık olacağını açıkladı. Vergi artırımlarının mali dinamikleri iyileştirmesinin beklendiğini ifade eden Morgan Stanley, bunun yanı sıra çeşitli yan etkilerinde olacağını vurguladı. Bu yan etkilerin başında enflasyon artışının geleceğini öngören Morgan Stanley, Türkiye için 2012 ve 2013 enflasyon tahminlerini yükseltti. 2012 için TÜFE tahminini yüzde 6.6’dan yüzde 7’ye çıkaran Morgan Stanley, 2013 için tahminini de yüzde 5.8’de 6.1’e yükseltti. Vergi atırımının para politikası uygulamasına zarar vereceğini ifade eden Morgan Stanley, ancak Merkez Bankası’nın buna yanıt vermesinin muhtemel olmadığını vurguladı. Tolstoy’un “Hareket etmezsen zincirlerini fark edemezsin” sözü bugünlerde bize ne kadar uygun. Toplumumuz farkında değil ve kendi halinde. Farkında olanların çırpınışları ise bizi ağlamaklı yapıyor. Benzin fiyatlarında 2012’de ÖTV’den dolayı önemli artışlar oldu. Ama insanlarımız sebil gibi benzin tüketmeye devam ediyor. Üç gün arabasını kullanmayarak caddeleri sessizliğe büründürerek protesto etmeyi düşünmüyor. Bütçe açık veriyor; bunun için halkı yakından ilgilendiren dolaylı vergilerin artacağı malum ve artıyor; ama kimsede tık yok. Her gün ölümler oluyor. Sanki kendi ülkemizde bir şey yokmuş gibi eğlenceye devam ediyoruz. Halbuki TV reytinglerini keskin biçimde düşürerek televizyon dizi ve eğlence programlarını protesto etsek, bu demokratik tepki nelere kadir olur, biliyor musunuz? Ülkenin bölünmesi projesinden nemalananların söylediklerini dinlediğimizde uykumuzun kaçması gerekirken mışıl mışıl uyuyoruz. Valilerin tabelaları sökülecekmiş, yani devlet hiçe sayılacakmış, kimin umurunda. Ulusçuluk çökmüştür, diyenler Osmanlı’nın 1800’lerden itibaren nasıl ulus devletlerin karşısında yenilgiye uğradığını, nasıl iflas ettiğini bize unutturmak istiyorlar. Herhalde Osmanlı’nın mali iflasının sebebi Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar değildi. Bu durum karşısında halkım padişahlık ve kul rejimine dönmek ister gibi suskun. Hani gelecek 100 yılda küresel devlet olacak ve bu nedenle ulus devletler dönemi bitecek, dense gelecek analizi deriz ve tartışırız. Oysa ümmetleşme ve Osmanlılık sevdası hedef olarak konulmuş durumda. Bu da bizi kaygılandırıyor. Tüm dünyada din sekülerleşirken bizde din her yere girmeye başladı. Batı’nın din üzerinden bizi ve bizim gibi ülkeleri hırpaladığını görmüyoruz. Bunun sonunun ekonomide çöküş, bilimden uzaklaşma, Osmanlı’nın son iki yüz yılına geri dönüş gibi olacağını umursayan yok. Hareket Etmezsen Zincirlerini Fark Edemezsin Ey Güzel Halkım! Halk kendisine zincirler takıldıkça hiçbir hareket göstermeyince, bizi yönetenler “Muazzam bir kalabalık bizi seyrediyor” deyip büyüklüğe kapıldıkça kapılıyor. Gerçi Kafka çok güzel söylemiş: “Polise önceden bildirilen ve polisin yapılmasına izin verdiği bir protesto, gülünç ve üzücü aynı zamanda. Bu, gerçek bir başkaldırıdan daha kötü bir şey, çünkü öyleymiş süsünü uyandıran bir başkaldırı.” Bu nedenle gerçek başkaldırıyı halkımız herhalde sandıkta yapacaktır diye umutlanalım mı, bilemiyorum. “Maddenin niteliğini belirleyen atomlardaki elektronların sayısıdır; bir toplumun düzeyi, tek tek bireylerin bilinç düzeyidir” diyor Kafka. Acaba halkımız bu nedenle mi suskun ve tepkisiz. Artık halkımıza uyarı yapmaktan yorulduk. Biraz da bizi yönetenlere uyarı yapsak faydası olur mu acaba? Alçakgönüllü olun Nereye gitsem, nerede dursam/Karşımda kendi resmim, nereye baksam/Kâh masalarda, kâh koridorlarda/Sarkıyor boyunlarından, asılı duvarlarda/ diyen Eintein’ın sesine kulak verin. Adaletli olun Ülkemizde adalet kantarı yanlış tartmaya devam ediyor. Selahattin Yarar’ın dediğine kulak verin: “Ayarıyla oynadığın kantar gün gelir seni de yanlış tartar” Dürüst olun Eisenhower şöyle demiş: “Liderliğin en önemli niteliği hiç kuşkusuz dürüstlüktür. Dürüstlük olmaksızın ister bir mahalle çetesinde olun, ister futbol sahasında, orduda ya da bir işyerinde hiç fark etmez, hiçbir gerçek başarı mümkün değildir” Son söz: Umutlanmak için… Korkma! Türkiye’nin iç dinamikleri yeniden ülkemize huzuru ve dengeyi getirir. Bu köprülerin altından daha çok sular akar… Bursa Havayolları 2013’te uçacak Ekonomi Servisi TürkArap ortaklığıyla hayata geçirilen ve önümüzdeki günlerde iş adamlarına anlatılacak olan Bursa Havayolları 2013’ün yaz aylarında seferlere başlamayı planlıyor. Bursa Valisi Şahabettin Harput, “Bursa Havayolları’nın kuruluşunu Bursa’nın ileri gelenleri ve Bursalı işadamları ile lansmanını yaparak duyuracağız. Havayolu şirketi için Cidde başta olmak üzere Arap bölgeleri ve Balkanlar ön planda olacak” dedi. Büyüklüğe kapılmayın Bir Alman atasözü vardır: “İnsan çöküşüne yakın, büyüklüğe kapılır.” Bizi yönetenler o kadar büyüklüğe kapıldılar ki artık her şeyi söyler, her şeyi yapar, her dediklerinin olması gerektiğini ister oldular. Ey bizi yönetenler, bu atasözünü aklınızdan çıkarmayın… C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear