26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AĞUSTOS 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eski Genelkurmay Başkanı Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifade verdi 5 ABD’nin Ortadoğu’da karakolu olan Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelere de sıra gelecek, bunu bir kenara yazın. Kimse Kaddafi’nin Libya’dan gideceğine inanmıyordu... Afrika’dan devşirilmiş paralı askerleri, NATO’nun Libya’yı bombalanmasından sonra dağılınca Kaddafi köşeye sıkışmıştı. Yakalandığı zaman eli yüzün kanlar içindeydi ve yalvarıyordu isyancılara: “Ben sizin babanızım öldürmeyin beni!” ??? ABD, Irak’ın kan gölünden kurtuldu... Irak’a demokrasi ve özgürlükler geldi mi? Gelmez! Hiçbir İslam ülkesinde “Aydınlanma Devrimi” yapılmadan, demokrasi ve özgürlükleri yaşam biçimine dönüştüremezsiniz. Bizim “topal ördeğe” benzeyen, 60 yıldır işleyen demokrasimiz laiklik temelinde bugünlere gelmiştir. Benim ülkemde hâlâ cumhuriyetimizi kanlarıyla canlarıyla kurmuş Mustafa Kemal Atatürk’e ve arkadaşlarına karşı kin ve nefret var. Türkiye’de Sanayi Devrimi yapılmadan, Mustafa Kemal’in çabalarıyla ve İsmet İnönü’nün çok partili seçimlere geçmesiyle bugünlere kadar geldi. Ortadoğu’nun ezilen halkları bunu çok iyi bilir! Ne yazık ki bizim neo liberallerimiz, dini siyasete araç olarak kullananlar bilmez. Demokratik devrim sürecini baskıcı bir rejim olarak görür... Elbet askeri darbeler Türkiye’yi ileri değil geri götürmüştür. Ancak devlet içinde çeteleşme ve kontrgerilla örgütlenmesi de Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle birlikte başlamış, giderek ivme kazanmıştır. ??? Sıra Suriye’de ve orada iç savaş kanlı bir biçimde sürüyor... Gazetelerde çıkan haberler ve fotoğraflar insanlık adına benim içimi yakıyor... Bu insanlık adına utanç verici bir durumdur... Yoksul halkları ezen, sömüren, baskıcı bir rejim uygulayan, krallar, başkanlar, hanedanlar, petrol milyarderi şeyhler ABD’nin kucağına oturmuş seyrediyor. Çünkü onların yaşamları ABD’nin elinde... Özkök: Genç subaylar tedirgindi HATİCE TUNCER Kendi Halkını Ezen Hanedanlar Bir yandan halkların baskıcı rejimlerce ezilmesi öte yanda demokrasi ve özgürlük masalları... Kıyımlar! Emperyalizmin o yoksul halkların üzerinde Ortadoğu coğrafyasını hallaç pamuğu gibi atması. Irak, ABD tarafından işgal edilirken aydın kılığındaki sözde liberallerin o arsız, utanmaz tutumları: “Saddam gidecek, demokrasi ve özgürlükler gelecek!” O zaman, yeni dünya düzeninin Soros fonlarıyla beslenen köşe taşlarını sağa sola savuran sözde liberallerin yazdıklarını bugün okumanın tam sırasıdır. ABDİsrail yapımı Büyük Ortadoğu Projesi, Irak’ın işgaliyle başlamıştı. Misket bombalarının Bağdat’ın üzerine atılmasını evlerimizde film gibi seyrederken neoliberalizmin Türkiye kolu televizyon ekranlarında ahkâm kesiyordu: “Demokrasi ve özgürlüklerin bir bedeli vardır... Elbet bunun için insanlar ölecektir...” Bugün bunları unuttuk! Ortadoğu’nun petrol milyarderleri şeyhler ABD’nin yanındaydı... Onlar da Irak’ın işgaline alkış tutuyordu. ??? Ortadoğu’nun o zalim diktatörleri, petrol milyarderleri, kralları; yoksul Arap halklarını ezmek için vardı. Hem kardeş ülkelerin ezilmesine ses çıkarmıyorlar hem de kendi halklarını birkaç yüz dolar vererek susturuyorlardı. Oyunun planlayıcısı ABD, bunu çok iyi bildiği için Mübarek’i yanına almış, Filistin halkının kıyıma uğramasına katkı sağlamış, üstelik Gazze kapısını kapamıştı. Bu anlattıklarım 20 yıl önce değil, üçdört yıl önce olmuştu... İş sonra dönüp dolaşıp Kahire’nin Tahrir Alanı’ndaki o başkaldırıya gelmişti. Hüsnü Mübarek direndi ama iş işten geçmişti. Mübarek, sendikaların, liberallerin, solcuların ve Müslüman Kardeşler’in eylemleri sonucu başkanlıktan çekilmek zorunda kalmıştı. Mısır’da güç, yakın bir gelecekte tümüyle Müslüman Kardeşler’in eline geçecek. Ergenekon davasının 213. duruşması, iki eski genelkurmay başkanının sanık ve tanık olaraksalonda bulundukları bir duruşma olarak tarihe geçti. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök tanık olarak ifade verirken tutuklu sanık eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 1. ve 2. Ergenekon davalarından birleştirilmesinden sonra ilk kez duruşmaya katıldı. Özkök, 2002 seçimlerinin ardından AKP’nin tek başına iktidara gelmesinin kendisi de dahil olmak üzere TSK’de tedirginlik yarattığını ifade etti. Gazatemiz yazarı, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın 23 Mayıs 2003 tarihinde “Genç subaylar tedirgin” başlıklı haberine ilişkin soruları yanıtlayan Özkök, “Ben Başbakan’a ‘Genç subaylar tedirgin değil’ demedim. Aksine tedirginlik olduğunu anlattım” dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tanık olarak çağrılan Hilmi Özkök, kimlik tespiti sırasında mesleğine ilişkin soruyu “emekli askerim” diye yanıtladı. Özkök, ifadesine “Benim şahit olduklarım, askerlikle ilgili konu lardır. Onun dışındaki hususları bilmem” diye başladı. Başkan Özese “Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven gibi darbe planları yapıldığı iddialarına ve Ergenekon terör örgütünün var olduğuna ilişkin yargılama yapıldığı” açıklamasında bulunarak bildiklerini sordu. Özkök şunları söyledi: “2002 yılında şu anki parti iktidara geldi. Ben de dahil olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarında bir tedirginlik oluştu. Bu kişilerin eski söylemlerine bakıldığı zaman, ‘acaba bir geriye dönüş olur mu’ veya ‘ülkenin bölünmez bütünlüğü ile bağımsızlığına bir zarar gelebilecek bir ortam gelir mi’ diye endişe ettik.” AKP’nin iktidar olmasından kaynaklanan tedirginliklerine ilişkin komutanlarla toplantılar yaptıklarını söyleyen Özkök, “TSK’deki toplantılarda herkes görüşlerini özgürce dile getirir. Ancak komutanın verdiği emir neyse o uygulanır” dedi. ‘Bir askerin elinden çıkmış’ 2004’ün bahar aylarında önüne bir CD konulduğunu anlatan Özkök, şunları kaydetti: “Nasıl geldiğini bilmiyorum. İçerisinde Ayışığı ve Yakamoz planları olduğu iddia edilen planlar vardı. Bunlar, bilgi kirliliği oluşturmak amacıyla gönderilmiş olabileceği için ? Hilmi Özkök, Ergenekon davasında verdiği ifadede, Mustafa Balbay’ın “Genç subaylar tedirgin” haberinden sonra “Başbakan’a gidip ‘genç subaylar tedirgin değil’ demedim. Aksine tedirginlik olduğunu anlattım” dedi. “Balbay’ı birinci sınıf bir gazeteci olarak görüyordum. Düşüncelerim hâlâ da devam ediyor” şeklinde konuşan Özkök, Mustafa Balbay’ın “Benim gazetecilik dışında bir faaliyetim olduğunu duydunuz mu” sorusuna “Spesifik olarak hayır” yanıtını verdi. İKİ OR İHTİMALİ Genelkurmay Başkanı olarak temkinli olmam gerekiyordu. Bunları astlarımla dahi paylaşmadım. Meşru olmayan, gerçek olup olmadığını bilmediğim bir belgeyle işlem yapamazdım. Astlarımdan şüphe duyduğum anlamına gelir. Ben emekli olduktan sonra bu konular gündeme geldi.” Özkök, sorular üzerine “Yakamoz ve Ayışığı planlarını incelediğimde bir askerin elinden çıktığını bana gösterdi” diye konuştu. Hilmi Özök, savcılıkta “Muhtıra teklif edildi mi” sorusuna neden hayır yanıtı verdiğine ilişkin açıklama yaptı. Özkök, tanık olarak dinlenen gazeteci Alper Görmüş’ün ifadelerini anımsatarak şöyle devam etti: “Teklif askerlikte çok özel bir terimdir. Daha önce emredilen bir konuda astlar bir çalışma yapar ve emri verene bu konuyla ilgili bir sunum yaparlar. Bunun dışında zaman zaman toplanır beyin fırtınası yaparız, kişiler aniden aklına geleni söyler. Hareket tarzı ise başkadır. Saldırı, savunma gibi birbirinden farklı 3 hareket tarzı vardır. Evet orada böyle bir söz (muhtıra) söylendi. Muhtemel hareket tarzlarından biriydi.” Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Mustafa Balbay’ın Cumhuriyet gazetesinde 23 Mayıs 2003 tarihinde “Genç Subaylar Tedirgin” başlıklı haberini sordu. Hilmi Özkök şöyle konuştu: “Benim bu haberden sonra Genelkurmay Başkanı olarak Başbakan’a gidip ‘Genç subaylar tedirgin değil’ dediğim iddia edildi. Biz Sayın Başbakan ile baş başa görüştük. Kimse de yoktu. Ben kendilerine ‘Genç subaylar tedirgin değil’ demedim. Aksine tedirginlik olduğunu anlattım. Bizde bu tip görüşler vardı ve ben bu konuda Sayın Başbakan’a görüşlerimi anlattım.” YAŞ’ta sürpriz olabilir BARKIN ŞIK ‘Görüşleri anlattım’ ANKARA Bu yılki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan yalnızca 1 orgeneralin emekliye ayrılmasına karşın korgenerallikten orgeneralliğe 2 isim terfi edebilir. Terfilerden biri emekliye ayrılacak Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Aslan Güner’in yerine olacak. İkinci orgeneral kadrosu ise Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu’nun 4 yıllık orgenerallik süresini doldurması nedeniyle açılacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan şura, dün, ikinci gün çalışmalarını da tamamladı. Erdoğan, şura üyelerine Başbakanlık Konutu’nda bir iftar yemeği verdi. YAŞ kararları olağanın aksine 3. gün çalışmalarının tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayıyla Gül’ün bu akşam vereceği iftar yemeğiyle birlikte kamuoyuna açıklanacak. Haklarındaki yargılamalar nedeniyle tutuklu bulunan 40 general/amiralin durumu YAŞ’ta ele alınıyor. Tutuklu generallerden 23’ünün emekli edilebileceği, 17’sinin görev süresinin ise 1 yıl uzatılabileceği konuluşuyor. TSK mevzuatı gereği, tutuklu generallerin görev süresinin uzatılması ise mümkün gözükmüyor. Orgeneral kadroları konusunda sürpriz bir karar çıkabileceği belirtiliyor. albay birinci sınıf gazetecidir’ ‘B ‘MİT’in Ergenekon şeması tutarsızdı’ B aşkan Hasan Hüseyin Özese, mahkemenin yazısı üzerine MİT’in mahkemeye gönderdiği cevapta “MİT’e gönderilen ihbar mektubu ve CD içeriklerinin bir kitapçık haline getirilerek 10 Temmuz 2003’te Genelkurmay Başkanlığı’na, 19 Kasım 2003’te de Başbakanlık’a sunulduğunun” anlatıldığına dikkat çekti. Özese, MİT’in Ergenekon konusundaki bilgi notunun 19 Ocak 2006’da Başbakanlık’a, 26 Mayıs 2006’da da Genelkurmay Başkanı’na iletildiğini anlattı. Hilmi Özkök, Özese’nin gösterdiği belgenin sayfalarını tek tek inceledikten sonra MİT tarfından hazırlanan ve mahkemenin üzerini kapattığı Ergenekon şemasını kast ederek “Ek7’yi gördüm. Aradan geçen yıllar ve yaşımı da dikkate alırsanız... Bana gösterilen şema ile bu şema yüzde doksan aynı” dedi. Özkök “MİT Müsteşarı (Şenkal Atasagun) tarafından Ergenekon şeması olduğu iddia edilen belgede tutarsızlıklar vardı. Kıdemliler, kıdemsizlerin altında görünüyordu. O dönem öyle muhakeme ettim. Kayıtlı olarak gelmediği için istihbarat başkanına gönderdim. İnceler ciddi bir durum olursa bana gönderirdi. Ancak böyle bir şey gelmedi” dedi. Özkök; Mustafa Balbay ile ilgili olarak “Balbay’ı birinci sınıf bir gazeteci olarak görüyordum. Düşüncelerim hâlâ da devam ediyor” diye konuştu. Özkök “Balbay ile ilgili darbe planlarıyla ilgili bir şey duydunuz mu” sorusuna “Duymadım” dedi. Balbay, Özkök’e “23 Mayıs 2003’teki haber Özkök’ün Başbakan ile yaptığı görüşmeye ilişkindi. Sayın Özkök yaptığınız basın toplantısına beni davet ettiniz mi” diye sordu. Özkök “evet” deyince Balbay “Sayın Özkök benimle Kıbrıs günlerinin kokteylinde 45 dakika görüştü. Benim gazeteciliğime saygı duyardı, ben de öyle. İlişkimizin çerçevesi böyledi” diye açıklama yaptı. Balbay’ın “Benim gazetecilik dışında bir faaliyetim olduğunu duydunuz mu” diye sordu. Özkök “Spesifik olarak hayır” dedi. VELİ ŞİKÂYETİ DİKKATE ALINMIŞ (!) MEB, 4+4+4’e tepkiden 18 öğretmene ceza verdi SİNAN TARTANOĞLU Veliye telefon baskısı EğitimSen de, Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in açıklamalarına karşılık olarak “İl eğitim denetmenlerinin okullarda öğrencilere ‘öğretmenleriniz size yarın okula gelmeyin, dedi mi’ şeklinde sorular yönelttiği, velilerin de okul yönetimleri ya da denetmenler tarafından hafta sonu günlerinde bile cep telefonlarından aranarak aynı sorunun yöneltildiği” bilgisini verdi. Andıç soruları Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer’in sorusu üzerine Özkök “İlker Başbuğ’un, Genelkurmay 2. Başkanı olmasını ben istedim” diye konuştu. Özkök, İnternet Andıcı’na ilişkin soru üzerine şunları şöyledi: “İrtica silahlı kuvvetler için her zaman bir tehdittir. Ama bunu bir siyasi parti ile ilişkilendirmek TSK’nin görevi değildir. Siyasi partilerin görevidir. Benim dönemimde internet sitelerinde herhangi bir parti ile ilişkilendirilecek bir yazı yazılmamıştır. İnternet sitelerinin kurulması Genelkurmay 2. Başkanı olduğum 1998 yılında benim yetkimdedir. Ama içeriğinde suç teşkil edecek bir şey varsa ben böyle bir emir vermedim.” Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesine bugün de devam edilecek. 10’undan 6’sı tutuklu Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda terfi sırasında bekleyen 10 korgeneral bulunuyor. Ancak bunlardan 6’sı tutuklu oldukları için otomatikman terfi şanslarını yitirdi. Terfi şansı bulunan geriye 4 korgeneral kaldı. Normalde, yalnızca Orgeneral Güner’in emekliye ayrılması nedeniyle 4 kişiden yalnızca birisi orgeneralliğe yükselecekti. Ancak, ikinci orgeneral kadrosu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun dört yıllık orgenerallik süresini doldurması nedeniyle açıldı. Kuvvet komutanı 4 yıllık görev süresini doldurursa, ayrılan kadro miktarının dışına çıkıyor. Bu yüzden Güner’in emekli olması, Kıvrıkoğlu’nun ise orgeneral kadrosu dışına çıkması nedeniyle, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki terfi sırasındaki 4 korgeneralden ikisi terfi edebilir. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI: Gül’ü üzmemek gerekir Haber Merkezi Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, cumhurbaşkanlığına yönelik adaylık tartışmasını değerlendirirken, “Gül’ü üzmeyecek davranışları sergilememiz gerekir” dedi. NTV’nin sorularını yanıtlayan Yazıcı, Çankaya Köşkü’nün Başdanışmanı Ahmet Sever’in, cumhurbaşkanlığına adaylığının engellendiği gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün üzüldüğünü aktarmasıyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı’yla arkadaşlığım, dostluğum var. Tabii, cumhurbaşkanımızı da üzmeyecek davranışları sergilememiz gerekir. Onu üzecek bir durum doğmuşsa bu konuda daha itinalı olmamız gerekir.” Yazıcı, Malatya’da SünniAlevi kavgasına dönüşen davulcu olayıyla ilgili de yorumda bulundu. Yazıcı, davulcuyu eleştirerek, “Tangır tungur çalarak insanları rahatsız etmeyeceksin. Hatta bu rahatsızlık söylenince maniyle devam etmeyeceksin” dedi. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın KESK’in 27, 28 ve 29 Mart’ta 4+4+4 yasasının protesto etmek için düzenlediği iş bırakma eylemine katılan öğretmenler hakkında ülke genelinde soruşturma başlattığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın Antalya’daki öğretmenler hakkında açılan soruşturmalar ile ilgili soru öneraklaşık 2 bin gesine verdiği yanıtta, ? Milli Eğitim 500 soruşturma “Öğrenci velilerinBakanlığı, KESK’in den gelen şikâyet teEğitimSen, “Danışlefonlarında, iş bımart ayı sonunda tay’ın öğretmenlerin rakma eylemine kaeylemlere katıdüzenlediği 4+4+4 sendikal tılan bazı öğretmenlabilmesi yönünde kaprotestosuna lerin öğrencilere ‘Biz rarları var. Hatta Milli eylem yapacağız, yaEğitim Bakanlığı Hukatıldıkları rın okula gelmeyin’ Müşavirliği söz kogerekçesiyle Türkiye kuk dedikleri”ni aktardı. nusu kararları internet genelinde 18 Dinçer, söz konusu şisitesinde yayınlıyor. Yakâyet telefonlarının ni öğretmenlerin sendiöğretmene çeşitli “Anayasanın 42. kal faaliyetlere katılma idari cezalar maddesinde yer alan hakkı var. Ama bakan‘Kimse eğitim ve öğre uyguladı. EğitimSen lık veli şikâyetlerini soruşturma açılan tim hakkından yoksun anayasal hakka bağlabırakılamaz’ hükmü öğretmen sayısının yarak ülke genelinde kapsamında öğrenci2 bin 500 öğgerçekte 2 bin 500 yaklaşık lerin eğitim öğretim retmen hakkında soolduğunu ileri hakkını engelleyici ruşturma başlattı” mahiyette olduğu” açıklamasını yaptı. Sensürdü. değerlendirmesi yapıdika, bu soruşturmalar larak “Sendikal faalisonucunda Kocaeli, yetlerin ötesinde tamamen eğitim Trabzon, Muğla, Kütahya, Uşak ve öğretim faaliyetlerini sekteye uğYozgat illerinde toplam 18 öğretratan bir söylem olarak değerlenmen hakkında kınama ve maaş kesidirilebileceği hususlarının araştımi cezalarının uygulandığını aktarrılması gereken bir konu olması dı. Sendika hukuk bürosu ise uygusebebiyle” konuyu araştırmak üzere lanan idari cezanın durdurulması ve il eğitim denetmenlerinin görevleniptal edilmesi için dava açtıklarını dirildiğini aktardı. belirtti. Y C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear