01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 Laboratuvar Sonuçları... Erdoğan, NeoOsmanlı bir edayla “Suriye bizim iç işimiz!” demişti. Gaziantep bombası bu “iç işimizin” son kanlı faturasıdır. Bundan sonra çıkacak faturalar ise ne yazık ki, önce Türkiye Cumhuriyeti’nin, sonra da AKP’nin hesabına yazılacaktır. İran Meclisi’nden Nakavi “Suriye’yi bırak, kendi iç işine bak!” diyor. “Esed” ise söyleyeceğini, ülkemize sürdüğü on binlerce sığınmacı arasına soktuğu eli kanlı yüzlerce Suriyeli militanıyla söyleyecek.. Erdoğan, Davutoğlu’nun aklıyla Ortadoğu’da peynir gemisi yüzdürme hevesinden artık vazgeçmelidir. Ortadoğu’ya “insani” nedenlerle yelken açarken Mavi Marmara’da ağzımızın payını almamız yetmedi. Buna bir de “insani” nedenlerle Suriye’yi ekledik. Suriye’yi “iç işi saymak” demek, Ortadoğu’nun mezhep coğrafyasına, Arap milliyetçiliği kovanına çomak sokmak demekti. Bu işin tehlikesini en aza indirmek için ustaca bir hazırlık yapıldı. Mesela, TV programında konuşması 5 dakika önce kesildi diye, programı sunana değil, İsrail’e, “Van minits” diye meydan okundu. Böylece neredeyse Arap dünyasının kalbi kazanıldı. Suriye’yi iç işi saymaya Araplardan gelecek tepkinin en aza indirilmiş olacağı varsayıldı. Ama İran ile Rusya hiç hesaba katılmadı. “Dost Suriye” bu iki ülkenin Akdeniz’e açılan tek kapısı.. Enerji kapısı... Suriye iç işimiz demek.. “Ortadoğu’da barış Mısır’sız, savaş Suriye’siz olmaz!” gerçeğine meydan okumak demekti. Stratejik Derinliğin Van Minits Projesi Ortadoğu ise binlerce yılın entrikası, ırk, mezhep ve din kavgası demekti. Hadisler binlerce peygamberden, Kuranıkerim 28 peygamberden söz ediyor. Ama bir tane bile Norveçli, Lüksemburglu, Monakolu peygamber gelmemiş. Tüm peygamberin Ortadoğu’dan çıkması boşuna değil. Ortadoğu’nun batak olması, petrolünün ötesinde ve evvelindedir. ABD denetiminde gelişen geliştirilen Arap Baharı göz boyacılığı yüzünden, Ortadoğu artık kendi halklarının bile elinden çıkmıştır! Ertuğrul Özkök’ün de dediği gibi, “Burası artık kendisine şu veya bu ismi vermiş dava adamlarının, misyon kabadayılarının, kuytu entrikacıların karanlık coğrafyasıdır!” Ki Amerikan devleti demek olan CIA’nın resmi ve aleni sınıflamasında Türkiye ne yazık ki, bir Ortadoğu ülkesidir. Elbette BOP Eşbaşkanlığı’nın bir faturası olacak! 100 Yılın Rövanşı.. Miras Trajik ve Karışık sorun” denklemini teste tabi tuttu. “Stratejik derinlik” elde etmek üzere yaptığı tüm deneylerin sonu “trajikomik sığlık” ile sonuçlandı. “Sıfır sorun” hayalperestliği ile Enver Paşa’yı anımsatır oldu. ğini belgelere olaylara dayanarak sergiliyor. 1915’te Osmanlı Türklerinin, RusErmeni ittifakı ile tıpkı Rumeli’nde olduğu gibi Anadolu’dan da kovulması harekâtı başlayınca “tehcir” gündeme geliyor. Bu stratejik hamlenin akıl hocası Almanlar, tatbikçisi Enver ve Talat paşalar. O dönemden bu yana asır geçti. GÖRÜŞ ERCAN YEŞİLYURT Türkiye Değişti Dünya Değişti, Samimiyet Esastır Ama... Yetmez, çünkü doğruya ancak bilgiyle ulaşılır. Doğru da şartlara, zamana ve ilgili grup ve kurumların çıkarına göre değişir. Herkesin doğrusu kendine, ancak günümüzde insanlığın ulaştığı toplum seviyesinde, kamu çıkarı doğruyu belirlemektedir. Artık tek tek, grup grup, mutluluk ve huzur yoktur. Gelinen bu yaşam şartlarında, hayat herkesi zorunlu olarak sosyalleştirmiştir. Şartlar herkesi birbirine muhtaç kılmıştır. Artık hiçbir gelişmiş toplumda kuralsız yaşam yoktur, kurala uymamanın en belirgin göstergesi, trafik kazaları ve sonuçlarıdır. Demokrasi, şehirleşmenin tamamlandığı, ekonominin kayıt altına alındığı, yaşamın her aşamasının, kurallara bağlandığı toplumlarda hayat bulur ve yaşar. Demokrasi, herkesin toplum yönetimine bir ölçüde ve bir şekilde katılımıdır. 1965 milletvekili ve 1966 Cumhuriyet senatosu seçimlerinde uygulanan ulusal artık sistemi terk edilerek barajlı D’hont sistemi getirildi. Üstüne üstlük bir de 1982’de yüzde 10 ülke barajı kondu. AP iktidarı TİP’in parlamentoya girmesini önlemek için yüzde 10 il barajı getirdi. Partilerin aldıkları oy oranında parlamentoda temsilini 12 Eylül’den önce Demirel hükümeti engelledi. Ancak bu il barajı uygulanamadı. Yasanın parlamentoda kabulünün ardından; TİP, Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açtı. Anayasa Mahkemesi, bu baraj hükmünün anayasanın 2. maddesinde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devledir” ilkesini zedelemekte olduğu kanısına vararak iptal etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir hukuk devleti olduğu ilkesi 1982 Anayasası’nda da yer almasına rağmen yapılan bütün seçimlerde de baraj uygulandı. Eğer iddia edildiği gibi Türkiye bir hukuk devletiyse, Anayasa Mahkemesi’nin eşitlik ilkesine aykırılık kararına rağmen, bütün seçimlerde seçim barajı hep uygulandı. Bu yapılan tüm seçimlerin, anayasaya, kanunlara ve hukuka aykırı olduğunu gösterir. Bu anayasaya aykırı davranan tüm geçmiş iktidarları ve bugünkü iktidarı da suçlu kılar. Demokrasi, tüm fikirlerin, sosyal grup ve sınıfların birlikte güçleri oranında parlamentoda karşılıklı denge kurdukları rejimdir. Eskiden kanunsuz ve hukuksuz getirilen seçimlerdeki baraj sistemi TİP’in parlamentoya girmesini engellemek içindi. 1982’de getirilen baraj ise Kürtlerin parlamentoya girişini önlemek için konulmuştur. Şimdi denecektir ki, diğer partilerden seçilen kürt kökenli milletvekilleri “Kürt” değil mi? Onlar da Kürt ama ben Kürt’üm diye seçime girmiyorlar. Yani aslında dürüst davranmıyorlar. Sadece onlarda değil, tüm siyasiler aynı durumdalar. Tabii ülkemizde meşru zeminde de, gayrı meşru zeminde de çare tükenmediği için BDP’liler, çok iyi bir örgütlenmeyle bütün bu barajları aşıp temsil olanağını sağlamayı becerdiler. Herkes maskeli bir oyunun tarafı olmak zorunda kaldı. Demokrasinin temelinde, toplumda tomurcuklanan bütün fikir ve akımların temsil edilmesinin; bu akımların devlet yönetiminde yansıması ilkesi bulunmaktadır. Seçmen oyunu hangi partiye verdiyse, baraj konularak başka bir partiye verilmiş olamaz demokrasilerde. Öyle sahtekârlıklar yaşandı ki, ülkenin bazı bölgelerinde sola verilecek oylar, barajı aşsın diye MHP’ye verildi. Daha önce onlardan sopa yemiş olmalarına rağmen. AKP’nin ideolojik referansları o kadar korkunç ki, insanları bir uçtan bir uca savuruyor. Sakülünü bozuyor, korkudan. Çetin Altan’dan hukuk tarifi: “Hukuk insanlığın ortak huzurunu güvence altına alamaya dönük, evrensel ilkeler matematiğidir.” Hukuk kuralları matematik gibi kesindir, evrenseldir, esnetilemez. Samimiyetle bilgilerinize sunulur. Yeni Osmanlıcılıktaki esin kaynağı belli ki Amerikalıların Neocon’cular! NeoOsmanlılıktan uzak durmak için, Osmanlı’nın çökerken bıraktığı mirası anımsamak yetecektir. O miras fazlasıyla trajik ve karışıktır. Stratejik veya taktik hiçbir derinlikten çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir uygarlık ve demokrasi hissesi çıkarılamaz. Karşımıza ve önümüze ise hep eski hesaplar çıkar ve çıkartılır. Eski hesaplar ise öde öde bitmez! Örneğin önümüzdeki ekim ayı 1912 Balkan Savaşı’nın ihan Devleti 100. yıldönümü.. Reçetesi Davutoğlu bakalım, RuDAVUTOĞLU LABORATUVARI 2 sonuç henüz Stratejik derinlik diye, Tür çıkmadı: 1 Derinlik, stratejik mi ideoljik mi? 2 meli’deki soykırımda öldükiye için “cihan devleti” rerülen 600 bin Türk ve MüsBiz mi Ortadoğu’ya Ortadoğu mu bize girdi? çetesi yazan Dışişleri Bakalüman ile topraklarından sünımız, laboratuvar deneyi rülen 900 bin kişiyi, Yeni OsDiplomasi ise ne ilimdir ne de fensonuçlarını da elbette kaleme aldir. manlıcı olarak nasıl yorumlayacak! malıdır. Uluslararası dengeleri, ilişkileri iyi Gazeteci Kerem Çalışkan’ın yeVe kitabının yeni baskısını “Düşdeğerlendirme ve dengeleme sani çıkan 100 Yılın Rövanşı adlı kitaişleri” Bakanı diye imzalamalıdır. natıdır. bı (Caretta Yayınları) Avrupa tarihKendisinin, M. Kemal AtaAma Davutoğlu, kendisini belli ki çilerinin “es geçtiği” Balkanlar’daki türk’ten değilse bile onun sözle“fenci” sayıyor. bu gizli soykırımı anlatıyor. rinden etkilendiği anlaşılıyor.. Türkiye’yi de hasbelkader başına Cumhuriyet’te uzun yıllar görev yaÖzellikle de, “Hayatta en hakiki geçtiği bir “fizik kimya laboratuvarı” pan Çalışkan, kitabında Balkanmürşit (yol gösterici) ilimdir, fendir!” yerine koyuyor ve koydu. lar’da Türklere uygulanan soykırımın, sözünden. Masa başında uydurduğu “sıfır 1915 Ermeni tehcirini nasıl tetikledi C Ama “büyük devlet” gölgesinde “büyük adam” olma sevdası değişmedi. Ortadoğu’daki stratejik hamlenin arkasında hem kör hem sağır sultanların da malumu ki ABD var. Ülkemizde de demokrasi var. Çok şükür Meclisimiz, Bakanlar Kurulumuz, Mili Güvenlik Kurulumuz, Genelkurmayımız var. Ama hepsinin üstünde Tayyip Erdoğan. Onun da arkasında Davutoğlu diye bir profesörümüz var. Erdoğan padişahlara benzetiliyor. Keşke... Vahdettin hariç hiçbir padişahın yabancılara müdanaası ve kendisini yanıltanlara merhameti olmadı. Davutoğlu’nun Erdoğan’la birlikte hem ülkeyi yanıltmıştır. Elbette “kellesini” değil kendisini alması yetecek de artacak. Böylece Erdoğan’ın padişahlığı ilk kez ülkenin hayrına işlemiş olacak! “Sıfır sorun” aşkına ülkemizin dış siyaset dengeleri berbat oldu. “Stratejik Derinlik”in yazarı belli ki bu derinliğin bir de iç cephesi olduğunu unuttu. Stratejik Derinlik, Yemen’e ya da Myanmar’a uzanırken, Foça’dan Gaziantep’e terör hattı döşenmesine maruz kalmaktır. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak..” gibi atasözlerimizi laboratuvar testine tabi tutmaktır. ‘İnsanın Mutluluğu Ülkenin Bölünmesinden Daha Önemlidir!’ Cem BoynerMERİÇ VELİDEDEOĞLU KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Faks: 0216 355 31 78 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 52756) C MY B C MY B Bugün ülkemizde sürmekte olan, inanılmaz boyuttaki “kaos”un, “kargaşa”nın yaratıcısı Başbakan R.T. Erdoğan; bu ortamdan da yararlanarak yeni bir “anayasa” yapıp, ulusa kakalamak sevdasında... Ülkede “kan” akıyor; ülkeyi “iç savaş” kokuları sarıyor; bu durumun sorumlusu terör örgütü “PKK” ile silahını bırakmadan Oslo’da halvet oluyor. ‘İmam’ bunu yaparsa, “PKK”yı sahiplenenlerin temsilcileri de beterini yapıyor; “BDP”nin milletvekilleri sanki yolda rastlaşmışlar gibi, tepeden tırnağa silahlı “PKK”lılarla sarmaş dolaş olup kucaklaşıyor... Kim bilir; belki de “Mehmetçik”in geçeceği yolu “mayın”lamaktan dönen, ya da mayınlamaya giden “PKK”lılarla... Bu olupbitenler, “yaratılan” bu ortamlar sonunda ülkeyi parçalanmaya götürecekyerel “özerk”liğin anayasada yer almasını hedefleyen Erdoğan’ın bu isteğine verilen “destekler”dir... Öyle değil mi? “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” Başkanı Cemil Çiçek’in “TC Devleti”nin “üniter” yapısını ortadan kaldıracak “Federal Sistem”i rahatlıkla dillendirmesine, savunmasına olanak sağlayabilecek örneklerdir... Tam bu konuda; “Federal Sistem”, “Üniter Devlet” hakkında yeni anayasa için isteklerini dile getiren bir “STÖ”nün “TÜSİAD”ın görüşlerinden de söz edilmesi gerek diyorum. Yazının başlığını oluşturan söylemin sahibi TÜSİAD’ın bir önceki başkanı. Geçen yıl (2011), 23 Mart günü yapılan toplantıda, derneğin yeni anayasa hakkında görüşlerini sunan raporu çok beğenen C. Boyner, dayanamayıp kürsüye fırlayarak dile getirmiş bu görüşünü. C. Boyner’i böyle havalara uçaran; “TÜİSAD”ın bir ilk adım olarak yeni anayasa için: . “Devlet” odaklı değil “birey” odaklı olmalı. . “Milliyetçi”liğe yer vermemeli. . “Türklük” kavramına yer verilmeden “vatandaşlık” tanımlanmalı. . “Türk Milleti” ifadesi yer almamalı... gibi istekler olsa gerek. TÜSİAD’ın yeni anayasa için ortaya koyduğu bu görüşleri, yalnızca Cem Boyner’i uçurtmakla kalmamış, Ankara’nın tepesi Çankaya’ya da ulaşmış olmalı ki, “Cumhurbaşkanı” A. Gül de 2 Ekim 2011 günü TBMM’nin açılış konuşmasın da: “Anayasa hiçbir ideolojinin mührünü taşımamalı!” kısaca “İdeolojiz Anayasa” söylemini ülke “sema”larına uçuruvermişti. “İdeolojisiz” bir “anayasa”; peki, nasıl olacak bu? Herhalde “Cumhurbaşkanı” bunun yolunu da gösterecektir bize. Ne var ki, “anayasa” dendiği anda “ideoloji”ye de kapı açılır. “Anayasa”nın daha birinci maddesinden söz edildiğinde de “ideoloji” içeriye buyur edilir. Bilmem anımsanır mı, İşçi Partisi Gn. Bşk., Doğu Perinçek, “İdeolojisiz Anayasa” deyişinin de “ideolojik” olduğuna dikkat çekmişti. Haklıydı; çünkü A. Gül; cumhuriyetin, anayasanın 2. maddesindeki “nitelik”lerini dolaysiyle “kurucu irade”yi yok saymak için bu görüşü ortaya koymuştu. Kuşkusuz, yeni anayasada bunların yerine kendi “ideoloji”lerinin ilkelerini koymak isteyeceklerdi. Bundan daha üstün bir “takıyye” olabilir mi? Ne ki, D. Perinçek: “Devlet varsa ideoloji de vardır (...) Ancak, otların devleti olmadığı için ideolojisi yoktur!” yanıtıyla bu yersiz tartışmayı söndürüvermişti. “Bu rejimin 70 yıldır (1992) halka düşman olduğunu” savunan; TC Devleti’nin kurucusu “Atatürk’ün heykellerinden rahatsız olduğunu” ilan eden ve bugün Atatürk’ün koltuğunda oturan bir “Cumhurbaşkanı” olan Gül, bu saldırılarında yalnız değil kuşkusuz. Örneğin, anayasanın “değişmez maddeleri değiştirilebilir” açıklaması yapan “Anayasa Mahkemesi”nin başkanı Haşim Kılıç. “Anayasanızdan Atatürk’ü çıkartın!” buyruklarını veren “AB”nin ünlü “Komiser”leri... Görüldüğü gibi bu yazıda; yapılacak anayasanın “üniter devlet” ve bununla bağlantıları olan kimi konularda; “TC Devleti”nin başının (Cumhurbaşkanı’nın); “TC Hükümeti”nin başının (Başbakan’ının); “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” Başkanı’nın; ağırlıklı bir “Sivil Toplum Örgütü”nün; “Anayasa Mahkemesi” Başkanı’nın; kısaca söylersek bir bakıma ülkenin “su başları”nı tutan kimilerinin görüşlerine şöyle bir dokunuldu. Bu sınırlı “tur” bile, “TC Devleti”nin “Kuruluş Felefesi”ni “koruyup kollama”da, bu “temel”e bağlı “halk”a büyük bir “görev” düştüğünü ortaya koyuyor. Ne dersiniz?.. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ [email protected] T.C. ANKARA İFLAS DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN 2. EK SIRA CETVELİNİN İLANI Çocuk Kardiyolojisi Türk Kalp Vakfı Kalitesi ve Titizliğiyle Hizmetinizde DOSYA NO: 2008/3 Müflis Gerçekçioğlu İnşaat Taah. Tes. Elk. Müh. Müş. San.Tic. Ltd. Şti. hakkındaki iflas tasfiye işleminde; sıra cetvelinin ilanından sonra masaya geç kayıt yaptıran 10 numarada kayıtlı alacakla ilgili olarak tahkik ve tetkik işlemleri bitirilmiş, İc.İf.K’nun 206. ve 207. maddeleri gereğince düzenlenen ek sıra cetveline ilişkin karar incelemeye hazırdır. Alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazların (15) gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava yoluyla ileri sürülebileceği; yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içerisinde şikâyet yoluyla ileri sürülebileceği İc.İf.K’nun. 166., 232., 234. ve 235 maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur. 17.08.2012 TÜRK KALP VAKFI 1/ Askerlikte ulaş 1 tırma, ikmal, haberleşme, tıbbi 2 yardım gibi alan 3 larda muharebe 4 birliklerini des5 teklemek amacıyla yürütülen hiz 6 metler. 2/ Göçebe 7 çadırı... Yakın 8 dost, sohbet arkadaşı. 3/ Çiy, şeb 9 nem... Pamuklu bir ku 1 2 3 4 5 6 7 8 9 maş cinsi. 4/ “Kuzu 1 B Ü K O L İ K Ş kulağı” da denilen, 2 Ö R E N S A K A mayhoş yaprakları seb 3 R E K A T Y A T ze olarak kullanılan bir 4K L Y O N D O bitki. 5/ Senegal’in pla5E T İ R A R ka imi... Güzel, zarif... 6 V A K A N Ü V İ S Renyum elementinin F A N İ L A simgesi. 6/ Halk dilinde 7 İ N B kurumuş çamura verilen 8 Ç I N D A Z 9 T O T O L O J İ ad... Boru sesi. 7/ Kır ya da köy yaşamını anlatan kısa şiir... Bangladeş’in para birimi. 8/ Zayıf ve ince uzun boylu kimse. 9/ Konya’nın Karapınar ilçesinde bir göl... Yiğit, kahraman. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Modern mantık. 2/ Doğu Karadeniz dağlarının yüksek kesimlerinde yaygın olan geçici kırsal yerleşme tipi... Büyük makamdaki kimseleri hoş sözlerle, fıkra ve öykülerle eğlendiren kimse. 3/ “ Yılmabaşar”: Seramik sanatçımız... Uçağın yüksekten hedefin üzerine dik olarak saldırması. 4/ Ağız ya da midede duyulan burukluk ve acılık durumu. 5/ Kalay elementinin simgesi... Seçenek... Bir nota. 6/ Tekme... “’’ye almak”: Biriyle alay etmek. 7/ Şırnak’ın bir ilçesi... Duvar içindeki kapaksız küçük dolap. 8/ Yerfıstığı. 9/ Ördeğe benzer bir su kuşu... Orta Avrupa’daki dağ sırası.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear