26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER Başbakan Yardımcısı, ‘Şahıs kültüyle gidemeyiz. Erdoğan eşitler arasında birinci’ dedi Arınç: Bizde lider çok ? Başbakan Yardımcısı Arınç, AKP içinden başka başbakanlar çıkabileceğini belirterek “Şahıs kültüyle gidemeyiz. Eşitler arasında birinciler vardır. Ancak birinci düşerse ne olacak?” dedi. Arınç işkenceden mahkum olan Selim Ay’ın İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı‘na getirilmesine ‘pek çok bakanın’ karşı çıktığını belirtti. UTKU ÇAKIRÖZER Türkiye İzmir Olduğunda... Elindeki pazar poşetini durağa bırakıp koştu... Yardıma... Poşet durağa emanet... Hem koştu hem yapanlara lanet okudu... Birkaç kez tökezledi... Düştü kalktı... Gösterdi; dizi kanamış... İnsanlara çarptı... Gözlerinden boncuk boncuk yaşlar yuvarlandı... Yaşaması için dua etti... ? Kimin?.. Onu bilmiyor... Tanımıyor... Yüzünü görmüş değil... Adı ne? Boyu, posu?.. Belli değil... Yaşaması için dua ettiği, uğruna ağladığı ve ona doğru koştuğu insan nasıl bir şey?.. Hiçbir fikri yok... ? Bildiği tek şey bir küçük cümle: “Askere saldırı, kan aranıyor...” ? O gün binlerce İzmirli böyle koştu... Bir anda tek parça oldu şehir... Mağazalarını, işyerlerini, ocaktaki tencerelerini bırakıp sadece yüreklerini alarak koştular, çocuklarını terör canavarının elinden almaya... Köşelerde gönüllü yol göstericiler belirdi... Düşenleri koşanlar tutup kaldırdılar... Taksiler, otobüsler, dolmuşlar güzergâh değiştirip yardıma koşanları ücretsiz taşıdılar hastanelere... Sevgilerini sedyelerin başucuna bırakıp döndüler, öfkelerini meydanda haykırmaya... ? Merak ettim sordum: “Durakta kalan pazar poşeti?..” “Dönüp aldım” dedi... (Başka şehir olsa, amcanı bıraksan bulamazsın.) ? Türkiye’nin içine düştüğü ve debelenip bir türlü çıkamadığı derin tuzaktan kurtulmasının sırrıdır bu: İzmir olmak... Birinci kurtuluş Samsun’dan başlamıştı... İkinci kurtuluşun başlayacağı yerin adıdır; İzmir... ? “AB müktesebatı” olur ya da olmaz... “İzmir müktesebatıdır” adı... Yobazın, gericinin, yıkımcının, hainin, satılmışın, ihanetin giremediği şehrin, son iki günde bize anlattığıdır bu... Tek yön... Tek çare... Tek umuttur... Yolu yok başka... ? Utanç uykusundaki toplumun, bataklıklarda debelenen ülkenin, bir gün başını kaldırıp geleceğine gülümseyerek bakabileceği zamandır: Türkiye İzmir olduğunda... Nebioğlu anıldı DİSK ve Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) kurucularından, Aybar Grubu “Güleryüzlü Sosyalizm” hareketinin öncülerinden Kemal Nebioğlu, ölümünün 6. yılında dün; ailesi, mücadele ve sendika arkadaşları tarafından Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Törene, Nebioğlu’nun eşi Sebahat Nebioğlu, oğlu Mehmet Ali Nebioğlu, kızı Nesrin ve Neslihan Nebioğlu, torunları Kemal, Tahsin, Ekin Nebioğlu, DİSK Başkan Yardımcılarından Ali Rıza Küçükosmanoğlu, DİSK Örgütlenme Dairesi Başkanı İsmail Yurtseven, DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, eski DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak ile CHP, TKP 1920, TKP ile DİSK’e bağlı çok sayıda sendikanın yönetici ve üyeleri katıldı. Törende konuşan DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, Nebioğlu’nun Türkiye’ye sendikacılığı ve siyaseti öğreten insanlardan birisi olduğunu kaydetti. (SİBEL BAHÇETEPE) ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçmişte işkence yaptığı için mahkum olan Selim Ay’ın İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine getirilmesine “pek çok bakanın” karşı çıktığını belirtti. AKP’nin geleceğine ilişkin olarak ‘Bizde lider çok’ değerlendirmesini yapan Arınç, PKK’nin son dönemdeki saldırılarında İran bağlantısı olduğunu ima etti. Arınç, gazetelerin Ankara temsilcilerine iç ve dış politikaya ilişkin şu mesajları verdi: Geçişler İran’dan: İran, Esad’ın yaptıklarını görmezden geliyor. Sadece Suriye değil Türkiye’ye zarar verici tavırlarından da rahatsızlık duyuyoruz İran’ın. Şemdinli’deki olaylarda İran istikametinden sızmanın daha yoğun olduğu söyleniyor. Belediye başkanı olmam: Üst üste üç dönem seçilen milletvekilleri ve belediye başkanları aday olamayacak. Belediye başkanı olur musun diyorlar. Niyetim yok. Erdoğan kültüyle gidemeyiz: Siz giderseniz ne olacak diyorlar. Arkadan gelenler partiyi yaşatacak, iktidar yapacak. Bu partinin 326’sının içinden 10 hükümet çıkar. Kaç başbakan çıkar bilmiyorum ama çıkar. Şahıs kültüyle gidemeyiz. Eşitler arasında birinciler vardır. (Erdoğan’ı kastederek) ‘Sen bizim liderimizsin’ dedik. Ancak birinci düşerse ne olacak? Diğer partiler bu yüzden düştü. Üçüncü, dördüncü aday çıkabilir: Bugün herkes Gül ya da Erdoğan’dan birinin cumhurbaşkanı olacağına inanıyor. Üçüncü bir isim yok. Sadece ikisi konuşuluyorsa tüm projektörler onların üzerindeyse bu kaymaklı baklava demek. O günün şartları ne getirir, ölümlü hayatı da dikkate almak lazım. Sadece ikisini konuşup üçüncü ihtimal görmüyorlar. Suikast değildi: Benimle ilgili soruşturmanın 3 senedir bitmemiş olması beni de rahatsız ediyor. Basın suikast diye üzerine ateşle gitti. Ben bir hukukçu olarak bu gözetleme amaçlı iştir dedim. Suikast olsa böyle olmaz. Ay’a pek çok bakan karşı: Bakanlar Kurulu’nda bu şahısla (İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Selim Ay) ilgili iddialar konuşuldu. İçişleri Bakanı “1012 yıl önceki olaylardı, bugüne dek yazılmadı” dedi. Bakan arkadaşların pek çoğu “Öyle olsa bile bu iddialara muhatap birini bu noktaya getirmemeliydiniz” dedi. Etik kurallara dikkat etmemiz gerek. Allah “Şüpheli olanlardan uzak durun” der. Şüpheliyse ben şahsen kaçınırım. Bu kadar iddia varsa gerçek olmasa bile geri planda tutmak varken hakkında iddialar olan noktaya getirmek doğru değil. Çok değerli bir insansa başka bir yerde görevlendirirdim. Yapılacak şey belli. Bakanımız onu çağıracak, seni şuraya veriyorum diyecek mis gibi olacak. Bunlar nerede duracağını bilmiyor: Özel yetkili mahkemeler yetkilerini aşıyor. Genelkurmay Başkanlığı yapmış birine her suç atfedilir ama sen teröristsin demek ne vicdana sığar, ne hukuka. Adamın asli görevi terörle mücadele. Böyle bir iddianame en ağır cezadan daha ağırdır. Bunlar nerede duracaklarını bilmiyorlar! Her geleni içeri atıyorsun. Kanunda çağıramazsın denilen adamı (MİT Müsteşarı) çağırıyorlar. Gitse tutuklanacak. ‘Erdoğan ayrımcı’ Economist dergisi, AKP liderini ‘cumhurbaşkanlığı seçiminde sünni oyları alabilmek için alevileri eleştirerek mezhebi ayrışmayı manipüle etmekle’ suçladı LONDRA (ANKA) Türkiye’deki Alevi sorunu, yurtdışında artan bir dikkat ile izleniyor. Economist dergisi, bir ara “Alevi Açılımı” lanse eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemdeki Alevilere yönelik sözlerinin, cumhurbaşkanı seçilme şansını “güçlendirmek” amacıyla Sünnilerin önyargılarını tatmin etmekle suçlandığını belirttiği analizde, “Türkiye’nin Başbakanı, mezhebi ayrışmayı manipüle etmeye çalışıyor” iddiasında da bulundu. İngiliz haftalık dergisi Economist, “Ömrü Kısa Alevi Açılımı” başlıklı analizinde, Başbakan Erdoğan’ın kamuoyunu defalarca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu anımsatmaktan “hiç çekinmediğini” hatırlattı. Analizde Erdoğan’ın bu yaklaşımının, ülkenin ilk halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı olma şansını artırmak için Türkiye’nin Sünni çoğunluğunun önyargılarını tatmin ettiği yönündeki suçlamalara yol açtığı kaydedildi. Dergi, bu bağlamla Erdoğan’ın sarf ettiği “Cemevleri ibadet yeri değil” gibi sözlerin de sanki “Alevilerin gerçek Müslüman olmadıklarını ima ettiklerini” öne sürerek bu ifadenin, Alevilere yönelik “zalim katliamları” için bahane bulmak isteyen Sünnilerin kullandığı, “patlamaya yol açabilecek bir argüman” olarak niteledi. Kalabalık sayılarına rağmen Aleviler konusunda pek bir bilgi olmadığını düşünen Economist, Türkiye’deki Alevilerin bazen Suriye’dekiler ile karıştırıldığını belirtirken de CHP Milletvekili Hüseyin Aygün “Ritüellerimiz farklı ancak aramızda güçlü bir manevi bağ var” değerlendirmesini de aktardı. Dergi, bunun Türkiye’nin Beşşar Esad’la mücadele eden isyancılara desteğinin Aleviler arasında neden olumsuz karşılandığını izah edebileceğini de kaydetti. Alevilerin ‘liberal’ yönleri nedeniyle laik Türklerce “radikal İslama karşı en iyi sigorta” olarak sevildiği yorumunun da yapıldığı analizde, Alevilerin aynı nedenlerle katı Sünniler arasında suçlandıkları da belirtildi. Erdoğan, ‘cesur’ adımlar atmıştı Economist, zorunlu din dersleri ve Alevi köylerde cami yapılması yoluyla Alevilere yönelik “asimilasyon” politikasına dikkat çektiği analizin son bölümünde, “Bir Cemevi ziyaret eden ilk Türk Başbakanı ve Irak’taki (Hazreti) Ali Türbesi’ni ziyaret eden ilk Sünni lider olmuştu. Benzer cesur bir adım ile Güneydoğu’daki Tunceli ilinde 1938 yılında binlerce Alevinin katledilişi için kamuoyu önünde özür dilemişti” denilirken CHP’li Aygün’ün “Her şeyin gösteri için olduğundan kuşkulanıyorduk. Şimdi kesin olarak biliyoruz” tepkisine de yer verildi. Baykal, CHP’de değişimin sürekli olduğunu belirtti, yeniden genel başkanlığı düşünmediğini açıkladı ‘Kendimi yeni CHP’li hissetmiyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, “Ben kendimi yeni CHP’li hissetmiyorum” derken yeniden CHP’nin başına geçme olasılığıyla ilgili soruya “Böyle bir ihtiyaç olduğu kanısında değilim. Umarım daha aktif olma ihtiyacını hissetmem” karşılığını verdi. Önceki gün Habertürk TV’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, “Suriye’ye yönelik bir askeri harekât çok önemli uluslararası yansımaları olacak bir olay olur. Suriye diye konuştuğumuz konu aslında bir İran’dır” derken, “Sünni eksenli bir dış politikaya doğru sürüklenmenin” tehlikeleri üzerinde durdu. Baykal, “yeni CHP” ile ilgili bir soruya şu karşılığı verdi: “CHP sürekli değişen bir partidir. Atatürk’ün CHP’si ile İnönü’nünki aynı değildir. Kendimizi suçlayıp başkasına yaranmaya çalışamayız. Ecevit’in daha yeni CHP’ydi ama o ‘yeni’ demedi. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Yeni yönetim değişimi isminin başına yeni sıfatını koyarak vurgulamak ihtiyacını duymuştur. Sen kendini yeni CHP’li hissediyor musun sorusuna cevabım: Hayır hissetmiyorum. Ben kendimi CHP’li olarak hissediyorum. Benim CHP’li olmam değişime engel değil, değiştik, değişmeye devam edeceğiz. Genel Başkan bazı değişimler yapıyor, bunu toplum ne ölçüde kabul edip etmiyor o ayrı bir şey.” Baykal, Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruya “Benim için hiç öyle bir şey yok. Böyle bir şey söz konusu olmayacak” karşılığını verdi. Baykal, yeniden CHP’nin başına geçme olasılığıyla ilgili soru üzerine “Böyle bir ihtiyaç olduğu kanısında değilim. Umarım daha aktif olma ihtiyacını hissetmem. Şimdi niye bu hale geldim. Gerçekten kaygılıyım, hiçbir motivasyonum yoktur. Herkesin kendisini sorgulamasını istiyorum. Türkiye’de bir yörünge düzeltmesine ihtiyaç var” açıklamasını yaptı. CHP ve BDP’li vekillere SMS’le Meclis çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nun 14 Ağustos Salı günü açılabilmesi için 184 milletvekilinin genel kurula katılması gerekirken CHP ve BDP grupları milletvekillerinin cep telefonlarına “genel kurula katılın” mesajı gönderdi. CHP, milletvekillerinin cep telefonlarına, “Grubumuzun çağrısı üzerine TBMM Genel Kurulu 14 Ağustos Salı günü saat 15.00’te olağanüstü toplanacaktır. Tüm milletvekillerimizin anılan gün ve saatte genel kurulda bulunmaları rica olunur” mesajı gönderildi. BDP grubu da milletvekillerine aynı içerikte mesaj gönderdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear