26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2012 CUMA 14 İstanbul PB Edirne B Kocaeli PB Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 35 37 33 35 36 37 37 29 28 28 29 29 31 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B Y B B B B B B B B B Y 31 30 28 40 36 35 39 40 36 37 32 27 26 Oslo Y Helsinki PB Stockholm Y Londra PB AmsterdamPB Brüksel B Paris B Bonn PB Münih PB Berlin Y BudapeştePB Madrid PB Viyana PB HABERLER 18 18 18 26 22 23 25 22 20 19 27 40 22 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB Y B PB PB PB A PB A PB PB A A 29 24 34 38 24 25 40 40 33 37 31 38 37 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Sinop, Kastamonu, Karabük, Bolu, Sivas ve Çankırı çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığında bugün ve yarın önemli bir değişiklik beklenmiyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada AKP ve MHP yan çizince; 14 Ağustos’ta başkan veya vekili oturumu açacak ve yeterli çoğunluk olmadığı için kapatacak. İktidar partisini çoğu gelişmelerde destekleyen, bu nedenle kulislerde küçük AKP diye anılan MHP; terör sorununun Meclis’te görüşülmesine yanaşmıyor. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’a göre, “Hakkâri’de Şemdinli’de ‘birileri’ devletin gücünü yıkmaya, egemenlik bölgesi oluşturmaya” çalışıyor. Fakat kabul etmeleri olanaksız olan bu olayları Millet Meclisi’nde görüşmeye geldi mi, “Yooo bakın işte bu olmaz” diyor. Nedenmiş efendim? “Şu anda yapılması gereken terörle mücadeleyi sorgulama günü değilmiş!” İyi de millete vekaleten Meclis; Hakkâri’de Şemdinli’de terör örgütünün egemenlik kurma girişimlerindeki amacı, terörle mücadelede hangi noktada olduğumuzu ne zaman görüşecek, tartışacak? Acaba MHP; terör örgütü hain emellerine ulaştıktan sonra mı Millet Meclisi’ne hükümetin bilgi vermesini uygun görüyor? AKP koşutunda, acayip bir mantık doğrusu. ??? Üstelik karşı açıklamalar CHP’yi, PKK’yi destekleyen bir tavır içinde göstermeye çalışan bir gaflet numunesi. AKP ve MHP bilmelidir ki; CHP en azından kendileri kadar vatanını seven, terör siyasetini ülkenin birlik beraber ve dirliği uğruna yürüten bir partidir. CHP’yi terör örgütünü koruyup kollayan parti diye haksız yere suçlamaksa en azından ayıptır, ayıp! ??? Yolda karşılaştığınız herhangi bir bireye lütfen sorunuz. Sokaktaki vatandaş, İslamcı medya cemaatinin yardıma koşalım diye günlerdir TV’lerde davul çaldığı Myanmar’ın Arakan bölgesinin nerede olduğunu acaba biliyor mu? Şu halimize bakınız: Dünyada birkaç milyar Müslümanın yaşadığı pek çok ülke var. Pek çoğunun halkı yoksulluk içinde. Müslümansa Müslümanlığı kendisine. Fakat İslamcı kurallara, geleneklere göre bir cumhuriyet yaratmakla yetinmeyen AKP ve Başbakan’ı bir kez daha İslam dünyası önderliğine soyundu. Ortadoğu’nun petrol zengini Arap ülkeleri Arakan Müslümanlarına yardıma koşmuyor, uluslararası yardım kampanyası açmıyor. Başbakan, ülkesinde yoksulluk, açlık sınırında yaşayan milyonlar varken, malzeme yüklü bir uçakla Arakan Müslümanlarına koşuyor. ??? İkinci bir uçakta giderayak yaptığı konuşmaya bakılırsa, Emine Erdoğan; bu gezide eşi Başbakan’a vekalet ediyor. Emine Hanım’ın, “Bölgede yaşanan dramı yerinde görerek tespitler yapacağız. Somali’de gibi daha çok ihtiyaca binaen yardımları yapmak istiyoruz” cümlesi; hükümet adına ve tabii sınırlarımızdaki aleyhimize yoğun çalışmalar nedeniyle gidemeyen Başbakan’a vekaleten, resmi bir görevle Arakan’a gittiğini kanıtlamıyor mu? ??? Başbakan’ın Arakan gezisine katılması zaten olanaksız. İran’ın Esad’ı sonuna kadar destekleyeceği zaten biliniyordu. Ama İranlı hacıları RTE’nin tam destek verdiği Suriyeli muhaliflerin derdest etmesi, İran ile de yapay dostluk sınırlarını zorladı. Davutoğlu’nun İran Genelkurmay Başkanı’nın “sıra Türkiye’ye gelecek” tehditlerine karşı, “muhatabımız İranlı yöneticilerdir” içeriğindeki açıklaması tehdidin anlamını ortadan kaldırmadığı gibi… …İran’la Ortadoğu ve Suriye politikalarında ters düştüğümüzün de üstünü örtmüyor. ??? Buradaki Müslüman, Arakan’daki Müslümanların yanına koşacak durumda değil. Arpacı kumrusu gibi düşünen Başbakan, şimdi sınırlarımızda giderek aleyhimize gelişen sorunlarla uğraşıyor. Sanmam ama; bu arada nerede hata yaptım diye düşünüyor mu acaba? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta içinde gazetecilere verdiği iftar yemeğinin öncelikli gündem maddelerinden biri haziran seçimlerinden bu yana aşama aşama tırmanan terör eylemleriydi. Sorunun çözümüne yönelik kısa süre önce Başbakan Tayyip Erdoğan’a ilettiği on maddelik yol haritasının arkasında duran CHP lideri, “Başbakan’a yaptığımız önerinin sorunu çözebilecek tek sağlıklı yol olduğuna inanıyoruz. Aradan geçen sürede düşüncelerimiz değişmedi. Biraz daha olgunlaştırdıktan sonra önümüzdeki günlerde bazı adımlar atacağız” dedi. Bahçeli’ye ‘Masaya Gel’ Mektubu Bahçeli aynen TBMM’nin toplantıya çağrılması yönündeki CHP önerisine dün verdiği yanıtta olduğu gibi Kılıçdaroğlu’nun “masaya gel” davetine de büyük olasılıkla olumsuz karşılık verecektir. Bu durumda da CHP halka dönerek gittikçe daha fazla can yakan terör belasının çözümü için taşın altına elini koymayan tarafların kimler olduğunu rahatlıkla açıklamalıdır. Bahçeli’ye son çağrı CHP’nin atmaya hazırlandığı adımlar neler? Parti yönetiminde üzerinde durulan bir iki öneri var. Bunlardan ilki ve öncelikli olanı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi masaya resmen davet etmek. Kılıçdaroğlu Başbakan ile görüşmesi sırasında MHP’nin de süreçte olmasının gerekliliğine vurgu yapmıştı. Tırmanan terör eylemlerini ve artan kayıpları dikkate alan CHP liderinin Bahçeli’yi ikna için son bir deneme yapmaya kararlı olduğu söyleniyor. Bunun bir ziyaret şeklinde mi yoksa yazılı bir davet mi olacağı henüz kesinleşmiş değil. Ancak MHP liderinin böyle bir ziyarete randevu vermeyeceği yönünde daha önce yaptığı açıklamalar, CHP’nin yeni girişiminin bir mektup yoluyla yapılması olasılığını artırıyor. kil insanları toplayalım’ CHP yönetiminin değerlendirdiği ikinci ciddi ‘A öneri ise Kürt sorununun çözümü için bir “Akil İnsanlar Heyeti” kurulması. Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a götürdüğü pakette bu heyetin partilerin vereceği isimlerle oluşturulması öneriliyordu. Kılıçdaroğlu ve kurmayları AKP ve MHP’nin olumsuz yaklaşımları sonrasında bu modeli CHP‘nin kendisinin oluşturmasının fayda getirip getirmeyeceğini tartışıyorlar. Türkiye’de adına ister terör ister Güneydoğu meselesi isterse Kürt sorunu densin yaşanan sorunun çözümü için yıllardır kafa yoran, toplumda öne çıkmış aydınlar var. CHP bunları bir araya getirecek böyle bir adımla, çözüm tartışmasını dar siyasi kalıptan çıkartıp toplumun önüne getirebilir. BALBAY’DAN İDDİALARA YANIT: Cumhuriyet’te kural dışı hiçbir işlem bulunmadı HATİCE TUNCER MUHALEFETTE BAŞKA İKTİDARDA BAŞKA CHP’nin tatilde olan TBMM’yi terör ve Suriye gündemiyle toplantıya çağırma girişimini, Başbakan Erdoğan suçlayıcı bir tavırla “AK Parti, CHP gibi bölücü terör örgütünün kuyruğuna takılacak bir parti değildir” diyerek reddetti. Ancak 14 yıl önce muhalefetteki FP’de yer alan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tam da bugün CHP’nin yaptığını yaparak Suriye ve terör konusunda hükümetin muhalefete bilgi vermediği gerekçesiyle Meclis‘i genel görüşmeye çağırmıştı. Dönemin TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, bu olayı şöyle anlatıyor: “FP’nin de içinde olduğu muhalefet partilerinin önerisiyle TBMM Suriye konusunda genel görüşme için toplandı. Başbakan da diğer partilerin lider ve sözcüleri de konuşmalar yaptı ve TBMM’den kamuoyuna Suriye’nin terör örgütünü destekleyen tutumunu kınayan sert bir açıklama yapıldı. Tarih 7 Ekim 1998 idi. Bu açıklamadan iki gün sonra Suriye, PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan’ı ülkesinden çıkarmak zorunda kaldı. Bugün Başbakan’ın iddia ettiğinin aksine, Meclis’in toplanarak beraberlik içinde hareket etmesi sonuç sağladı.” O gün kürsüde FP adına konuşan Gül’ün, bugün CHP’li bir sözcüden hiçbir farkı olmayan TBMM Genel Kurulu’ndaki sözleri aynen şöyleydi: “Sayın Başbakan, savaş ortamında dahi bu ülkenin ana muhalefet partisi başta olmak üzere siyasi partilerine bilgi verme ihtiyacını hiç duymamıştır ya bu meseleyi sorumluluk alanı dışında gördüğü için veya gurur ve kibri buna elvermemiştir. TBMM’de genel görüşme talebinin de iktidar tarafından gelmesi gerekirdi; çünkü savaş konuşuluyor Türkiye’de. Maalesef, bu mesuliyeti de yine muhalefet partileri olarak bizler hissettik ve genel görüşme talebinde bulunduk.” Kanser hastası tutuklu sanık Muhlis Barut’a doktorlar 6 ay ömür biçti Adaletin ölümle sınavı ALİCAN ULUDAĞ Gazetemiz yazarı ve CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ın 3.5 yıldır tutuklu bulunduğu Ergenekon davasına tanık ifadeleriyle devam edildi. Başkan Hasan Hüseyin Özese, tanık Mustafa Taşdemir’in ifadesini isteği doğrultusunda tanık odasından vereceğini açıkladı. Taşdemir, tutuksuz sanık Mustafa Özbek’in genel başkanlığı döneminde Türk Metal Sendikası’nın Gebze şubesi başkanlığını ve sendikanın genel başkan yardımcılığı yaptığını anlattı. Tanık Taşdemir, Türk Metal Sendikası’nda, sendikacılığın amaçları dışında harcama yapıldığına şahit olduğunu ifade etti. Mustafa Balbay, tanık Taşdemir’e “Benim ART televizyonunda gizli bir toplantıya katıldığını gördünüz mü” diye sordu. Görmediğini söyleyen Taşdemir’in “Ben Türk Metal Sendikası’nda yolsuzluklarla ilgili demeç verdim. Gazeteciler, bu demeçlerimi Ergenekon ile bağlantılıymış gibi cımbızlayıp almışlar” sözlerini yineleyen Balbay, “Böyle mi dediniz” diye sordu. Taşdenir “Evet. Ben Türk Metal Sendikası’ndaki sarflarla ilgili konuşmuştum. Hasbelkader Ergenekon ile ilgili bir cümlecik geçmişse o abartılarak aktarılmış” diye açıklamada bulundu. Balbay, Taşdemir’in “Mustafa Özbek, Cumhuriyet’in yüzde 30 hissesini almak istedi. Ancak Cumhuriyet’in vakıf olduğu anlaşılınca bundan vazgeçildi” ifadelerine dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı: “O dönemde Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvuruldu. ‘Böyle bir işlem yapılamaz’ denildi... Ayrıca Cumhuriyet gazetesi 8 ay önce Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 4 ay süreyle denetlendi. En ufak kuraldışı bir işleme rastlanmadı.” Mustafa Balbay’ın “Cumhuriyet gazetesine ve bana kuraldışı bir ödeme yapıldı mı” sorusunu Taşdemir “Hayır” diye yanıtladı. Özese’nin “Mustafa Balbay, Mustafa Özbek’in basın danışmanı mıydı” soruna Taşdemir “Hayır” diye yanıt verdi. Duruşmada hakkındaki davalar nedeniyle YAŞ kararıyla 2001 yılında TSK ile ilişkisi kesilen eski Yüzbaşı Özcan Tozlu tanık olarak dinlendi. Tozlu, emekli Albay Levent Göktaş’ın 1998’de Ankara’da kendisine Çevik Bir’in imzasıyla darbe emri geldiğini söylediğini iddia etti. Tozlu, 1996 yılında 11’i korucu 13 kişinin öldürüldüğü Güçlükonak katliamının Silahlı Kuvvetler tarafından koruculara yaptırılan bir eylem olduğunu öne sürdü. Tozlu, “Göktaş ‘Gaffar Okkan işini keşke yapmasaydık’ dedi. Ben de ‘siz mi yaptınız. Yazık değil mi’ dedim. O da, ‘Oğlum Allah’a nasıl hesap vereceğiz’ dedi.” Okkan suikastından birkaç ay sonra Kayseri’den kalkarak Malatya’ya giden CASA tipi askeri uçağın düştüğünü anımsatan Tozlu, uçaktaki ekibin Okkan suikastında görev alan ekip olduğunu duyduğunu öne sürdü. Tanık Tozlu, Göktaş’ı suçladı Gül, ‘İslam Zirvesi’ne katılacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1316 Ağustos tarihlerinde, Mekke’de gerçekleştirilecek “4. Olağanüstü İslam Zirvesi”ne katılmak üzere Suudi Arabistan’a resmi ziyarette bulunacak. Gül’ün Mekke’de bulunduğu süre zarfında İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin devlet başkanlarıyla gerçekleştireceği ikili görüşmelerde, bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunacağı bildirildi. 5 damacanadan 4’üne izin ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü, İstanbul’da üretimleri durdurulan Alps Su, Erpınar, Kervansaray ve Yalı Su firmalarından alınan yeni numunelerin İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik’e uygun bulunması nedeniyle üretim izni verildiğini açıkladı. Alınan ikinci numunelerin analiz sonuçları yönetmeliğe uygun bulunmayan Buzada markasının ise faaliyetten men edildiği belirtildi. ANKARA Metris Cezaevi’nde tutuklu bulunan ileri evre kanser hastası Muhlis Barut’a (55) mahkeme adam öldürmeye teşebbüs suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası verirken, doktorlar 6 ay ömür biçti. “Ölüm döşeği”nde olan Barut’un dosyası temyiz için Yargıtay Başsavcılığı’nın önünde bulunuyor. İki yıl önce karaciğer kanseri olduğunu öğrenen Barut, süresini uzatmak istediği Yeşil Kart’ının iptal edildiğini öğrendi. İzmir Bayraklı Toplum Sağlığı Merkezi’ne giden Barut, yanında götürdüğü pompalı tüfekle etrafa ateş açtı. Olay yerine gelen polisler tarafından ayağından vurulan Barut, tutuksuz yargılandığı İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “adam öldürmeye teşebbüs, tehdit ve hakaret” suçlarından toplam 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Önce Buca Cezaevi’ne konulan Barut, sonra Şakran Cezaevi’ne nakledildi; şu anda da İstanbul Metris Cezaevi’nde bunuyor. İzmir’deki cezaevinde kalırken durumu kötüleşen Barut, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktorlar, Barut hakkında 15 Haziran 2012’de “Hastanın yaşam beklentisi 6 (altı) aydan kısa olduğu öngörülmektedir” raporu verdi. Barut’un avukatı 18 Haziran’da davanın temyiz için götürüldüğü Yargıtay Başsavcılığı’na başvurarak dosyanın öne alınmasını ve müvekkilinin tahliyesini istedi. Dosyanın bir an önce karar için başsavcılıktan ilgili daireye gönderilmesini isteyen ÇHD üyesi avukat Dinçer Çalım, “Ailesi ile vedalaşma hakkı kendisine tanınmalıdır. Yargılamasının tutuklu sürmesi süreci hızlandıracak ve hapishanelerden bir cenaze daha çıkacaktır” dedi. Barut’un ağabeyi Salih Barut, BÜYÜKADA’DA KUTLAMA Mustafa Balbay’ın 52. doğum günü önceki gün dostları ve sevenleri tarafından Büyükada Ada Evi’nde kutlandı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, “Bir ülkenin ordusunu kurabilecek kadar komutan içerde, bir ülkenin basınını kurabilecek kadar gazeteci içerde ve bunların suçu Cumhuriyeti korumak, ülkelerini sevmek” dedi. TBMM BAŞKANI CEMİL ÇİÇEK Bir tutuklanıp bin doğarız İSTANBUL / İZMİR (Cumhuriyet) Silivri Cezaevi’nde 4. kez doğum gününü kutlayan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, okurlarının, dostlarının, seçmenlerinin desteğine mektupla teşekkür etti. Balbay, mektubunda “Doğum günümü kutlayan herkesle bir kez daha doğdum. Tüm dostlara gökyüzü dolusu teşekkür ediyorum” dedi. “8 Ağustos’ta bir yaşıma daha girmedim, sevenlerimin gönlünde bir kez daha doğdum. Doğum günü kutlamalarına katılan herkes, toplantı yerine beni de yanına alarak gitti. Öyle hissediyorum” ifadelerini kullanan Balbay, gazetemizin önceki günkü sayısında yer alan doğum günü kutlamalarına ilişkin duygularını şöyle kaleme aldı: “Cumhuriyet’in orta sayfasındaki ilanları görünce birden iklimim değişti. Bu özgürlüğün ta kendisiydi. Cumhuriyet’in orta sayfasındaki her ilan, ayrı bir törendi benim için. Her ilan güneş gibi yüzüme vurdu. Artık 8 Ağustos’ları benim doğum günüm değil, dostlarla buluşup umut ve gelecek üretme günü olarak kutlayalım. 8 Ağustos gösterdi ki, kalpleri demir parmakların arkasına koyamazsınız. Dayanışma duygusunu tutuklayamazsınız. Bu Sekiz Ağustos, beni bütün dostlarım kadar çoğalttı. Bir tutuklanıp bin doğarız. Özgür 8 Ağustoslar’da buluşmak üzere...” İzmirliler, önceki gün doğum gününü kutladıkları Balbay’a sahip çıkmayı sürdüreceklerini vurguladı. CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Özgün Utku, Balbay’a sahip çıkmayı sürdüreceklerini belirterek “Bizler analarımızdan emdiğimiz ak süt kadar helal oylarımızla onu vekilimiz seçtik. Vekilimizle birlikte olacağımız nice özgür yıllara” diye konuştu. ‘Yargı bağımsızdır ama sorumsuz değil’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 3. yargı paketi ile yeni getirilen düzenlemelere karşın tutuklu milletvekillerini tahliye etmeyen ve kararlarını gerekçeli yazmayan özel yetkili yargıya tepki gösterdi. “Bu tutumuyla özel yetkili yargı acaba sizinle (Meclis) bir inatlaşma içine mi girdi” sorusu üzerine Çiçek, “Yargı bağımsızdır ama sorumsuz değildir” dedi. Meclis Başkanı Çiçek, 3. yargı paketi ile getirilen düzenlemeleri uygulamayan özel yetkili yargıya tepki gösterdi. Vatan gazetesine açıklama yapan Çiçek, özel yetkili mahkemelerin neden kaldırıldığını şöyle anlattı: “Biliyorsunuz parlamentoda tutuklu milletvekilleri konusu da çok tartışıldı. Bu durum, siyasi bir sorun doğurmaktadır. Bunun da adli kontrol mekanizmasıyla ortadan kaldırılması gerektiği mesajı da bunun içinde verilmiştir..” Bir soru üzerine Çiçek, “Parlamento, yani yasama organı kural değişikliği getirmiştir, yeni kural koymuştur. Ben de bu kuralla ilgili görüşümü açıkladım, parlamentonun mesajını ifade ettim. Bundan sonrası yürütmenin ve yargıyla ilgili kurumlarındır. Yani Adalet Bakanlığı ve HSYK gibi kurumların görev alanına girer. Yargı bağımsızdır ama sorumsuz değildir” dedi. ‘Sahip çıkmaya devam’ dün Ankara’ya gelerek, ÇHD Üyesi, avukat Engin Gökoğlu ile birlikte Yargıtay’a gitti. Ancak, Yargıtay’dan herhangi bir savcı ile görüşemedi. Cumhuriyet’e konuşan Barut, kardeşinin az bir ömrü kaldığını belirterek şunları kaydetti: “Metris Cezaevi’nde rehabilitasyon merkezi var. Kardeşim, orada yatalak durumda. Karaciğeri, akciğeri bitmiş. Bilinci iyice gidiyor, konuşacak hali yok. ‘Gelin cenazenizi alın’ diyecekler diye bekliyorum. Kardeşimin iki çocuğu var. Son günlerini evinde ailesi ile geçirmesini istiyoruz. Yargıtay, bir an önce karar vermezse, kardeşimi battaniye içinde bana verecekler. Eğer adalet varsa sesimizi duyması gerekir. Hâkimler elleri ni vicdanlarına koysunlar. Arkalarındaki ‘Adalet mülkün temelidir’ yazısını önlerine alıp gereğini yapsınlar.” Avukat Gökoğlu, TBMM ve Adalet Bakanlığı’na da başvurulduğunu belirterek, “O günlerde 6 aydan az ömrü kalmıştı. İki ay geçti ama bir gelişme olmadı. Sadece Yargıtay’daki dosyası öne alınmış” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear