23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2012 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Türkiye açısından ‘düşman ülke’ konumuna giren Suriye güçlerine sınıra yaklaşırlarsa ateş edilecek ‘Uyarmadan vur’ yetkisi BARKIN ŞIK Çalınan Devrimler Klişelerle konuşunca gerçek silikleşir, anlamak ve anlamlandırmak zorlaşır. Şimdi de öyle oluyor. Türk askeri jetinin Suriye tarafından vurulması sonrası klişeler egemen oldu, gerçek laf kalabalığında kayboldu. Bu yeni durum “İlişkiler neden bozulmuştu?” haklı sorusunun dile getirilmesini ve bölgede olup bitenler hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapılmasını da, haydi imkânsızlaştırdı demeyelim, ama zorlaştırdı. ??? Çok sayıda klişe var ve en sıradanı, “Suriye halkının tümünün isyancıları desteklediği” klişesidir. Bu, düpedüz yalan olması bir yana, aynı zamanda emperyalistlerin güdümünde bir iç savaşı kışkırttığı, komşu ülke ile ilişkileri düzeltilemez hale getirdiği için de tehlikelidir. Aynı klişe Tunus, Libya ve Mısır için de kullanılmıştı. Üçünde de sonuç bu ülke halklarının olup bitenlerden hiç de hoşnut olmadığını, devrimin ellerinden çalındığı duygusunun gittikçe öfkeye dönüşmekte olduğunu gösterdi. Klişeler, doğru dürüst bir soyutlamaya dayanmayan kolaycılıklar demagojiyi güçlendirdi. ??? Suriye konusu da henüz vakit varken ve soğukkanlılıkla değerlendirilmesi gereken bir konudur. “Halkına zulmeden Esad” klişesi hem gerçeği tam olarak yansıtmıyor, hem de Batı ve Suudi imparatorluğu tarafından desteklenen muhalefete arka çıkmayı haklı göstermiyor. Ama en iyisi Suriye ile başlamamak, Kuzey Afrika ülkelerinde ortaya çıkan ve isyana dönüşen hoşnutsuzlukların nasıl olup da devrime dönüşecekken gericilerin ve emperyal güçlerin eline geçtiği üzerine kafa yormaktır. Bizde “uzmanların” böyle bir çaba içine girmeyi yorucu bulduklarını, okumak, araştırmak yerine klişeleri tercih ettiklerini biliyoruz. Herkes öyle yapmak zorunda değildir. ??? Örneğin biz başka türlü davranabilir, Trinity Kolej profesörlerinden Vijay Prashad’ın “Arap Baharı, Libya Kışı” adlı eserine ve bu çalışmanın Türkçesine önsöz yazan Haluk Gerger’in değerlendirmesine başvurabiliriz. Yordam Kitap’tan çıkan bu çalışma, konumuzu tehlikeli klişelerden kurtularak değerlendirmemizi kolaylaştıracaktır. Tüm kitabı özetleyemem, ama Gerger Hoca’nın kitaba ilginizi artıracak önsözünden bir iki satır aktarmak, “Uçak düşürüldü mü, hangi ülkenin hava sahasındaydı, uçaksavarla mı yoksa füzeyle mi vuruldu?” sorularından bizi kurtaracak, klişeler yerine gerçeğe biraz daha yaklaşmamızı sağlayacaktır. ??? Şöyle yazıyor Haluk Gerger: “Arap isyanlarının ilk kıvılcımları Tunus ve Mısır’da bütünüyle iç dinamiklerden kaynaklandı. Burada küresel ekonomik bunalımın etkisi dahi ikincil bir unsurdu. Bu sürece özellikle Mısır’da Amerikan emperyalizmi restorasyon çabalarına doğrudan müdahil olarak yanıt verdi.” “Bölgede yayılma eğilimi gösteren ‘yangın’a ilişkin olarak emperyalizm ilk şaşkınlığın ardından ikinci yöntemi Libya’da uygulamaya koydu.” Orada neler olup bittiğini hepimiz biliyoruz değil mi? Kitabın yazarı, olup biteni “devrimin çalınması” olarak nitelendiriyor. Peki Suriye’de ne oluyor? “Burada da varolan meşru ve yaygın hoşnutsuzluk ve toplumsal muhalefet dinamiklerinin doğrudan emperyalist kışkırtma, örgütleme ve silahlanmayla harekete geçirilmesi, iç savaşın kışkırtılması, doğrudan askeri işgal seçeneğinin gündeme sokulması ve...” Bir kere daha “devrimin çalınması”dır gündeme gelen. Prashad, çalınmış da olsa devrimlerden umudunu kesmiyor. Öyle de olmalı zaten. Ama biz bugün baskı ve zorbalığın her geçen gün arttığı ülkemizde, Libya’da devrimin çalınmasına hizmet edenlerin, Suriye konusunda tehlikeli sonuçlar da doğuran “öncülüğünün” sıkıntısını yaşıyoruz. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, grup toplantısında “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) angajman kuralları değiştirilmiştir” yönündeki sözlerinin perde arkasına Cumhuriyet ulaştı. Erdoğan, TSK’ye güney sınırında havadan, denizden veya karadan her türlü ihlale yönelik hareket için, “silah kullanma yetkisi” verdi. Silah kullanma yetkisi, “misilleme” için uluslararası hava sahasında bile olsa “sınıra yaklaşmayı” da kapsıyor. İncirlik’te konuşlu F16 uçakları ile Hatay’da sınıra konuşlu Hawk adı verilen hava savunma bataryaları hava sahasında her türlü tehdidi bertaraf edecek. Kara Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri için de aynı angajman kuralları geçerli olacak. Daha önceki angajman kuralları ile yeni durum arasındaki farklar şöyle: İhlali beklemeyecek, uyarmayacak: Daha önce, Suriye’den Türkiye’ye yönelik bir hava ihlali olduğunda, hava aracı, Türkiye tarafından telsizle uyarılıyordu. Hava aracının, uyarıyı dikkate alarak ihlale son vermesi halinde, durum yalnızca Dışişleri Bakanlığı’na rapor ediliyordu. İhlalin devam etmesi durumunda ise uçak kaldırılarak “önleme” yapılıyor, yabancı hava aracının Türk hava sahasını terk etmesi sağlanıyor veya inişe zorlanıyordu. Bu kapsamda, ihlalin durumuna göre taciz ateşi de açılabiliyordu. Yeni durumda ise Suriye’ye ait askeri uçakların hava sahasını ihlal etmesi dahi beklenmeden ve uyarı yapılmadan vurulacak. Güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde Türk hava sahasına yaklaşan Suriyeli hava unsurları, Türk hava sahasına girmeden; uluslararası hava sahasında dahi olsalar, imha edilecek. Misilleme fırsatı kollanacak: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı da aynı şekilde yetkilendirildi. Türk Sahil Güvenlik unsurları daha önce, karasuyunun ihlal edilmesi durumunda, telsizle uyarma, devamı halinde “bordo bordo”ya gelme gibi angajmanlar kullanırken artık doğrudan silaha yönelecek. Karasuyuna yaklaşan Suriyeli deniz unsurları için bu yeni kurallar geçerli olacak. Kara Kuvvetleri Komutanlığı da kara radarlarını artırarak, sınırdaki hareketliliği daha yakından izleyecek. Suriye’den Türkiye’ye yönelik her türlü askeri tehdit, sınıra yaklaşması beklenmeden ortadan kaldırılacak. Türkiye böylece, havada, denizde ve karada Türk RF4 uçağını düşüren Suriye’ye karşı “misilleme” fırsatı kollayacak. Angajman kurallarının değişmesi, Türkiye açısından Suriye’yi “birinci öncelikli tehdit” ve “düşman ülke” konumuna taşıdı. Diplomatik kaynaklar, Suriye’ye yönelik askeri angajman kurallarının değişmesinin, diplomatik açıdan “Suriye’den gelecek her türlü askeri hareketi, tehdit olarak algılarım” anlamına geldiğini dile getirdi. ‘EYLEM KABUL EDİLEMEZ’ DİYEN NATO SURİYE’Yİ KINADI 5. madde konuşulmadı Dış Haberler Servisi Türkiye’nin talebi üzerine silahsız bir Türk askeri uçağını düşüren Suriye’ye verilecek karşılığı belirlemek için dün bir araya gelen NATO üyesi 28 ülkenin daimi temsilcileri, Suriye ile yaşanan gerginlikte Türkiye’yle tam dayanışma içinde olduklarını bildirdi. Belçika’nın başkenti Brüksel’deki NATO karargâhında Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen’in başkanlığında 2 saate yakın süren toplantı sonunda yapılan ortak açıklamada, “eyleminin kabul edilemez” olduğu belirtilen Suriye şiddetle kınandı. Genel Sekreter Rasmussen tarafından okunan açıklamada, durumun yakından ve büyük endişeyle izlendiği belirtilerek NATO’nun güneydoğu sınırındaki gelişmelerin kontrol altında tutulmasına devam edileceği vurgulandı. Açıklamada “NATO’nun güvenliği ayrılmaz bir bütündür. Türkiye ile güçlü dayanışma içindeyiz” dendi. Rasmussen, Türk askeri uçağının düşürülmesi konusunda yapılan toplantıda, ittifak üyelerinden herhangi birine yapılan saldırının üye ülkelerin tamamına yapıldığını belirleyen 5. maddenin toplantıda konuşulmadığını söyledi. Toplantıda üye ülkelerden herhangi birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiği görüşüne sahip olması halinde tüm üyelerin birlikte istişare yapmasını öngören 4. madde görüşüldü. 5. madde NATO tarihinde sadece 11 Eylül saldırılarının ardından yürürlüğe konmuştu. BM’ye şikâyet mektubu Dış Haberler Servisi Türkiye, askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesine ilişkin bir mektubu Birleşmiş Milletler’e sundu. Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Ertuğrul Apakan tarafından BM Genel Sekreteri Ban Kimun ve BM Güvenlik Konseyi (BMGK) Dönem Başkanı Çin’in BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Li Baodong’a sunulan mektupta, yaşanan olayın bölge barışı ve güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekildi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Apakan, düşürülen uçağın tam koordinatlarının da verildiği mektupta, askeri uçağın Suriye’ye karşı herhangi bir düşmanca tavır ya da manevra sergilemediğini ve kimliğini açık tutarak uçtuğunu vurguladı. Apakan, mektupta, kurtarma operasyonuna katılan Türk CASA uçağına, Suriye kıyısından taciz ateşi açıldığına dikkati çekti. Mektupta şu ifadeler yer aldı: “Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını mahfuz tutmaktadır. İki Türk pilotunun kaybolmasına yol açan uluslararası hava sahasındaki bu saldırı, Suriyeli yetkililerin Türkiye’nin ulusal güvenliğine karşı yaptıkları düşmanca bir harekettir. Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz.” Apakan mektubun BM Genel Kurulu ve BMGK belgesi olarak yayımlanmasını da talep etti. ANKA, ATAK VE HÜRKUŞ GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR Mesaj gibi gösteri BARKIN ŞIK ANKA ANKARA Türkiye, Suriye’nin Türkiye’ye ait RF4 uçağını düşürmesinin ardından bulunduğu coğrafyaya önemli bir mesaj verecek bir tören düzenleyecek. Bugün, TAI tesislerinde, Türkiye’nin milli insansız hava aracı ANKA ile 4’ü Türkiye’ye teslim edilen savaş helikopteri ATAK devlet protokolü önünde ilk gösteri uçuşunu gerçekleştirecek. Türk Hava Kuvvetleri’nin ilk milli eğitim uçağı “Hürkuş” da hangardan çıkarılacak. Törene Başbakan Tayyip Er eğitim uçağı Hürkuş, bugün TUSAŞKazancı tesislerinde hangardan çıkarılacak. Hürkuş’un hangardan çıkarılmasının ardından test uçuşlarının yapılacağı belirtildi. Hürkuş eğitim uçağı, gece ve gündüz görev yapabilme yeteneğine sahip olacak. Son dönemde sık sık kazalarla gündeme gelen Cessna tipi bazı eğitim uçaklarının envanterden kaldırılmasının planlandığı belirtildi. doğan ile askeri erkânın katılması planlanıyor. “TUSAŞ Havacılık ve Uzay Günü” nedeniyle Türk başlangıç ve temel Esad: Savaş durumu yaşıyoruz Haber Merkezi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Türkiye ile Suriye arasında yaşanan jet krizinin ardından dün ilk kez bir açıklama yaparken Suriye’deki olaylara ilişkin mesajlar verdi. Yeni kabinenin yemin töreni sırasında bir konuşma yapan Esad, “Şu an kelimenin tam anlamıyla bir savaş durumu yaşıyoruz” dedi. Tüm politikaların, yönelimlerin, sektörlerin ve olanakların zafer sağlama yönünde olması gerektiğini belirten Esad, görevini bırakmasını arzulayan ülkeleri küçümseyerek “Batı sadece alır vermez; bu her açıdan kanıtlandı” dedi. İran sorunun çözümü için uğraşacaklarını bildirdi Müzakere çağrısı EKBER ZALPERVER KARABAĞ RUSYA’DAN İLK TEPKİ: TAHRAN Her iki ülkeye daha önce sükunet çağrısında bulunan İran, yaşanan sorunun çözümü için tüm olanaklarını kullanacağını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, basın toplantısında yaptığı konuşmada, iki ülkeden itidalle konuya yaklaşmalarını isteyerek İran olarak taraflarla var olan iyi ilişkilerini sorunun çözümü için kullanacaklarını söyledi. Bölgeyi istikrarsızlaştıracak her eylemden kaygı duyduklarını ifade eden Mihmanperest, olayın iki ülke yetkililerinin kontrolünden çıkacak boyuta ulaşmamasının gerekliliğine vurgu yaptı. Mihmanperest, “Bölgedeki etkin ülkelerin yardımıyla gerginliğin tırmanmasına izin vermemeliyiz. Her türlü kışkırtma eyleminden kaçınılmalı. Eğer Suriye hava sahası ihlal edilmişse bu uluslararası yasalara aykırı bir konudur ancak konu müzakere ile çözülebilir” dedi. İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi, Türk F4 askeri uçağının Suriye’nin hava sahasını “ihlal” etmesinin NATO’nun Suriye’ye karışmasını sağlamaya yönelik bir “komplo” olduğunu öne sürdü. Planlı ve provokasyon amaçlı bir eylem değil Dış Haberler Servisi Suriye’nin Türk savaş uçağını düşürmesinin ardından konuyla ilgili olarak uzun süre sessiz kalan Rusya’dan ilk açıklama geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada krize yol açan olayın “planlı veya provokasyon amaçlı bir eylem olarak görülmemesi” gerektiği belirtildi. Bu arada Rusya’nın cumartesi günü İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılacak Suriye Konferansı’na katılma yönündeki daveti kabul ettiği bildirildi. ABD’den BM’ye eleştiri ‘Türkiye NATO için deneme yapıyordu’ Haber Merkezi Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesini değerlendiren Rusya Silah Satış Analiz Merkezi Başkanı İgor Korotçenko, uçağın Suriye’nin hava savunma sistemlerini denediğini iddia etti. NATO’nun Türkiye üzerinden Rusya’nın Suriye’ye verdiği hava savunma sistemini kontrol ettiği, uçağın da böyle bir görev sırasında düşürüldüğü iddiasını ortaya atan Rus kaynaklar ise Rusya’nın Suriye’ye çok güçlü ve etkin bir hava savunma sistemi kurduğunu belirterek “Sisteme ilişkin ayrıntılı bilgilerin NATO’nun eline geçmesi, Suriye’nin savunma sisteminin büyük bir boşluk vermesine neden olur. O yüzden Suriye Türk uçaklarını dikkatle takip ediyor” dedi. ‘Güvenlik Konseyi büyük yanlış yaptı’ Dış Haberler Servisi ABD BM Temsilcisi Susan Rice, BM Güvenlik Konseyi’ni, Suriye’de sivilleri korunması ve Devlet Başkanı Beşşar Esad’a yönelik yeni yaptırımlar getirilmesi konusunda “büyük yanlışlık” yapmakla suçladı. Rice, önceki gün yaptığı açıklamada Suriye’deki çatışmaların nasıl durdurulacağı konusunda görüş birliğinin sağlanamadığı konseyin, “harekete geçmek yerine, beklemede kaldığını” ileri sürerek “Bu utanç verici bir durumdur” dedi. Suriye’nin rejim karşıtı direnişi bastırma operasyonlarının her geçen gün uluslararası barışı ve güvenliği tehlikeye attığını iddia eden Rice, konseyin bir yıldan fazla bir süredir, Suriye’deki sivil halkı, vahşi rejimlerinden koruma konusunda niyetli olmadığını söyledi. ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya Esad’a karşı yaptırım kararı alınmasını isterken Rusya ve Çin konuya ilişkin görüşmelerde iki kez veto haklarını kullandı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear