22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 MAYIS 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 Sanat meslek örgütlerinden, Başbakan Erdoğan’ın sözlerine ve özelleştirmeye sert tepki ‘Tiyatronun idam fermanı’ ? Kültür Sanat Sen, TOBAV, DETİS ve TOMEB, “Bunlar yarım porsiyon aydınlar” diyen Başbakan Erdoğan’ın tutumuna karşı ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride, hükümetin sanatçıları hedef gösterdiği ve sanatın özgürlüğünün vesayet altına alındığı vurgulandı. Ödenekli sanat kurumlarının özelleştirilmesiyle, Anadolu’daki tiyatro hareketinin biteceği belirtildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat Sen), Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV), Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (DETİS) ve Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB), ortak bir bildiri yayımlayarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bunlar yarım porsiyon aydınlar” sözlerine sert tepki gösterdiler. Devletin kamu yararına kurumları oluşturmakla yükümlü olduğuna vurgu yapılan bildiride, “Sosyal devlet anlayışı gereği; eğitim, sağlık, kültür, sanat hizmetleri, kâr amacı güdülmeden halkın hizmetine sunulur. Bu nedenle, devlet kurumları olan tiyatro, opera ve baleye halkın oylarıyla işbaşına gelen her hükümet aynı gözle bakmak zorundadır. Tüm gelişmiş ülkelerde ödenekli sanat kurumlarını kuran devlet, onları destekler ve yaygınlaşmasını sağlar. Çünkü tiyatro, opera ve bale sanatları; toplumsal kültürün gelişmesi açısından vazgeçilmez öğelerden biridir” denildi. Bildiride şu ifadalere yer verildi: “Bu kurumlardaki sanatsal etkinlikler ödenekli sanat kurumlarını tasfiye etmek isteyen hükümetin cebinden çıkan paralarla değil, halkın verdiği vergilerle sağlanır. Öte yandan devlet, ödenekli sanat kurumlarının gelişimi için iktidarların müdahalelerini önlemek adına tedbirler alır. Bu uygulamaların aksine yaklaşımlar sergileyen bugünkü zihniyet ‘Ben yaptım oldu’ mantığı ile sanat kurumlarını ve bu kurumların çalışanlarını potansiyel suçlu ilan ederek, onları toplum önünde itibarsızlaştırıp hedef göstermektedir. Eskişiir Eskişehir Tren yok şiir var. İkisi birbirinin yerini tutar. Şiire trenle gitmek kadar, trene şiirle gitmek de iyidir, usuldur, ikisinin de asla geride bırakmadığı çocukluktur. Hele onlarla Eskişehir’e gidilecekse, uyak olsun diye yazıyorum cümlenin bundan sonrasını, akan sular durur! Durdu mu, durdu. O uyak bir köşede dursun, hatta yazının sonuna kadar da uyusun. Ben şimdi size güzel bir haber vereyim. 2. Uluslararası Eskişehir Şiir Buluşması bu hafta gerçekleştiriliyor.1013 Mayıs 2012 tarihleri arasında, yolumuzdan trenimizi aldıkları, aslında çaldıkları demeliyim, sevgili şehrimize şiirle gidiliyor. Şiir yerinde görülüyor, geziliyor, yaşanıyor ve hem şiiri hem de Eskişehir’i doyasıya yaşamanın mutluluğuyla gözler kamaşıyor, karanlıklar aydınlanıyor, üç vakte kadar yaz geliyor, içimiz bir hoş oluyor, yüreklerimiz sevgiyle doluyor... Ey yolcu... Ne de olsa ayak bastığın yer, koca Türkmen, ulu ozan, derviş, bilge ve elbette hemşehrim Yunus Emre’nin toprağıdır. Buna hiç kuşku yoktur, Yunus’un hemşehrimiz olduğu Eskişehir’in insanından da bellidir. Eskişehir o yüzden sanırım, yalın bir yerdir, açık, aydınlık, anlaşılır, kadınıyla erkeğiyle güler yüzlü, açık sözlü, birbirine kapalı olmayan, kaç göç bilmeyen, ilişkilerinde uygar, çağdaşlık düşüncesinin çoğunlukta olduğu hoş bir yerdir. Eskiden biraz “mahcup taze” dedikleri cinsten bir yerdi, şimdi biraz daha kendine geldi, gözü gönlü açıldı. Ona bakanların, yaşayanların, görmeye gelenlerin de gözünün gönlünün açıldığı biliniyor. Umarım hep böyle olur ve benim “Türkiye Eskişehir olsun” dileğim, ülkemizin diğer kentlerinin aydınlıkta, ilerilikte Eskişehir’i de geçmesiyle sürer. Güzel şehrimin büyükşehir dışında iki belediyesi var, Tepebaşı ve Odunpazarı, ikisi de iyi işler yaparlar, sanata, kültüre destek olurlar. Geçen yıl Tepebaşı Belediye Başkanımız sevgili Ahmet Ataç, kültür danışmanı şair Rahmi Emeç aracılığıyla yaptığım öneriyi sağ olsun kabul etti. Ve benim çocukluğumda o “mahcup taze” gibi süzülen kentimin neş’esine bir de uluslararası şiir festivali katılmış oldu. Evet, Eskişehir uzun yıllardır neşeli bir kenttir. Bir enerji, bir coşku, bir neşe. Elbette bunda üniversitelerin, öğrencilerin olduğu kadar, kamu yöneticilerinin ve yerel yönetimlerin, başta da sevgili büyükşehir belediye başkanımız, rektörümüz, hocamız Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in payı büyüktür. Hepsi sağ olsun. Uçağımız yok, trenimiz de gitti, Allah’tan şiirimiz var, neşemiz var, gençlerimiz var. Şimdi geçen yıl ilkini yaptığımız Eskişehir Uluslararası Şiir Buluşması’nın ikincisini gerçekleştiriyoruz. Onur konuğumuz ünlü şair ve yazar Enis Batur. Fas’tan Türkçede de iki kitabı yayımlanmış olan Muhammed Bennis, Bulgaristan’dan Kristin Dimitrova, Polonya’dan Elzbieta Zechenter, İspanya’dan Pedro Enriquez, Fransa’dan Timour Muhidine. Antalya’dan Betül Tarıman, Adapazarı’ndan Ercan Yılmaz, Ankara’dan Metin Turan, Diyarbakır’dan Azad Ziya Eren, Almanya ve Ayvalık’tan Gültekin Emre, İzmir’den Namık Kuyumcu, İstanbul’dan Gonca Özmen, Pelin Özer, Merih Akoğul, Baki Ayhan T., Metin Fındıkçı ve çevirmen Kadriye Cesur. Şehrimizin “medarı iftiharları”na gelince, başta Enis Batur, Tuna Kiremitçi, Hüseyin Atlansoy, Emel İrtem, Şakir Özüdoğru ve Nilüfer Altunkaya, Muzaffer Keten, Erdoğan Ekiner, Ekrem Budak dört gün boyunca şiir okumaları ve panellerle Eskişehir’imize yepyeni şiirler getirecekler. Tuna Kiremitçi kendi sözlerinden bestelediği şarkılarla bir konser verecek. Enis Batur, okuduğu Dumlupınar İlkokulu’nda çocuklarla buluşacak. Yurtdışından gelen şairlerle ülkemizin şairleri “Şiir hayatın neresinde?’ sorusuna yanıt arayacaklar. Enis Batur üzerine bir panel yapılacak. Çok sevdiğimiz, çok özlediğimiz şairlerimiz, Didem Madak, Hulki Aktunç, Seyhan Erözçelik ve Necmi Selamet de şiirleriyle, anılarıyla aramızda olacaklar. Yazılıkaya’ya gitmemek olur mu? Midas şairleri bekler. Pazar günü Yazılıkaya’da tüm şairler ovaya karşı şiir okuyacak, ben de belki festival direktörü olarak kapanışı orada söylediğim bir türküyle yaparım, geçen yıl Âşık Mahzuni Şerif’ten bir türküyle bitirmiştim, durdum dinledim, sesim değil ama yankısı fena değilmiş! Eskişiirlileri, yenişiirlileri, Eskişehirlileri, Eskişehir’severleri, Eskişehirsporluları, eski, yeni tüm kentlerimizden konuklarımızı bu neşeye, şiire, Eskişehir’e davet ediyoruz. Ayrımcı söylemler Bu, sanatın özgürlük, özerklik ve özgünlüğünün vesayet altına alınması demektir. Kültür ve sanatla uğraşanları elitistlikle, jakobenlikle etiketleyip, onları ‘yarım porsiyon aydın’ olarak niteleyip, küçümseyen anlayış; sizbiz gibi ayrımcı söylemler kullanarak, her fırsatta sanatçıları halkın önünde kendilerine düşman gibi göstermeye çalışmaktadır. Bunu yapanlar ‘muhafazakâr sanat’ iddiasıyla toplumumuzun ve ülkemizin tarihsel, kültürel, sanatsal değerlerini gerçek dışı bilgilerle yozlaştırıp, kendi siyasalideolojik hedefleri doğrultusunda toplum mühendisliğine soyunarak halkı ve sanatı derin bir karanlığın içine çekmeyi amaç edinmektedirler.” “Gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde devlet eliyle tiyatroculuk olmaz” diye yola çıkan “özelleştirme yandaşları”nın, gerçekdışı söylem kullandıklarına işaret edilen bildiride, bilinenin aksine Avrupa’nın pek çok ülkesinde devletin bütçesinden tiyatrolara büyük paylar ayrıldığının altı çizildi. Bildiride, “Bu gelişmiş ülkelerdeki tiyatroların özerk yapıları hükümetlerin repertuvarlara müdahalesini de engellemektedir” denildi. CHP’li Umut Oran, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki ‘oyun alım ihaleleri’ni Meclis gündemine taşıdı ‘Kültür AŞ ile sözleşme imzalandı mı?’ ? Milletvekili Oran, AKP hükümetinin özelleştirme kararını İBBŞT’de aylar öncesinden dolaylı olarak hayata geçirip geçirmediğini sordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazılı yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, AKP hükümetinin tiyatroları özelleştirme kararını, aylar öncesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’nda dolaylı olarak hayata geçirip geçirmediğini ve bu amaçla şubat ayında, 2 milyon 750 bin TL karşılığında 3 oyunun sahnelenmesi için ihaleye çıkıp çıkmadıklarını sordu. Oran, dilekçesinde, Başbakan Erdoğan’ın “Tiyatroları özelleştireceğim” sözlerine atıfta bulunarak, şu soruları yöneltti: “Tiyatroları özelleştirme kararı hükümet programınızda bulunmakta mıdır? Parti programında böyle bir özelleştirmeden bahsedilmekte midir? İlgili bakanlığın herhangi bir çalışması bulunmayan bir konuda doğrudan bireysel hissiyatınızla karar vermeniz demokratik bir toplumdaki yönetim standartlarına uymakta mıdır? İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), kendi iştiraki olan Kültür AŞ ile sözleşme imzalayarak, ‘Harput’ta Bir Amerikalı’, ‘Bir Adam Yaratmak’, ‘Hasan Ağa’nın Karısı’ adlı oyunları sahneye koydurdu mu? Bu üç oyun için Kültür AŞ’ye 2 milyon 750 bin TL’lik ödeme yapıldı mı? Bu iş ihaleyle Kültür AŞ’ye verildi ise söz konusu ihale hangi tarihte yapıldı ve ihaleye başka kim veya hangi şirketler katıldı, onların nihai teklifleri ne oldu? Kültür AŞ’nin kuruluş tarihi nedir ve o tarihten bu yana İBB’den aldığı ihalelerin kapsamı, içeriği, ihale bedeli ve ödenen miktarlar kaç TL’dir? Kültür AŞ hisseleri kime aittir ve hisse paylarının dağılımı nedir, kurulduğu tarihten bu yana, yıllar itibarıyla ortaklarına ne kadarlık kâr payı dağıtmıştır?” Cemal Reşid Rey’in anısına... Cemal Reşid Rey’in ölümünün 27. yılında özel bir albüm yayınlandı Kültür Servisi Türkiye’de klasik müzik ortamının oluşmasında büyük emeği olan, besteci, orkestra şefi ve kurucusu, radyo programcısı, piyanist ve pedagog Cemal Reşid Rey’in ölümünün 27. yılında, “Cemal Reşid Rey’in Anısına” başlıklı albüm yayımladı. Lila Müzik ve Martı Otel İşletmeleri’nin desteği ile 2 CD ve 1 DVD’den oluşan “Cemal Reşid Rey’in Anısına” albümünde, Cemal Reşid Rey’in 1956’dan günümüze eserleri, Pierre Fournier, Alirio Diaz, Suna Korad, Aydın Karlıbel ve Bahar Biricik’in yorumlarıyla yer alıyor. Sanatçının öğrencisi Dr. Aydın Karlıbel’in danışmanlığında gerçekleştirilen albümde, yıllardır kayıp durumda olan “Keman ve Orkestra için Konçerto”su ile Cemal Reşit Rey’in yönettiği, Fransız Radyo Senfoni Orkestrası Solistleri’nin yorumladığı, 1958 yılında Paris’te kaydedilen “Sazların Sohbeti”, ilk kez yayımlanan eserler olarak dinleyicinin karşısına çıkıyor. Albümde ayrıca, Karlıbel tarafından ilk kez kaydedilen “Piyano için Sonatin” ve “İki Parça” isimli eserler de yer alıyor. Müziksel belleğimizin oluşmasına katkıda bulunan bu özel çalışmaya 62 sayfalık kapsamlı bir kitap eşlik ediyor. Kitapta, Evin İlyasoğlu’nun yanı sıra Cemal Reşid Rey’in öğrencilerinin yazıları da yer alıyor. Albümün kapak fotoğrafı ise Ara Güler’e ait. “Cemal Reşid Rey’in Anısına” başlıklı bu özel kayda, yönetmen Halit Refiğ’in besteci hakkında çektiği “75 Yaşında Orkestra Başında” belgeseli eşlik etti. DT her kesimi kucaklıyor Devlet Tiyatroları’nın (DT) anayasanın çizdiği çerçeve içerisinde kuruluşundan bu yana toplumun her kesimini kucakladığına ve her kesimi nitelikli sanat ürünleriyle buluşturduğuna dikkat çekilen bildiride, “DT ve diğer ödenekli sanat kurumlarının özelleştirilmesi halinde, ülkenin sosyoekonomik koşulları içinde çok az ücret alıp, geçim sıkıntısı çeken geniş halk kesimleri, bu etkinlikleri, maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle izleme olanağını bulamayacaklardır. Bu durum, başta Anadolu’daki tiyatro hareketini bitirecek, metropol kentlerin ise ulusal ve evrensel nitelikli, büyük prodüksiyonlardan mahrum kalmasını getirecektir” görüşü dile getirildi. Tiyatroların özelleştirilmesi fikrinin “tiyatro sanatının idam fermanı” olduğuna vurgu yapılan bildiride, “Soruyoruz: Bu girişim tamamlandıktan sonra sıra nereye gelecektir? Özel sanat kuruluşları ve bireysel üretilen sanat türleri için de yeni sistemler mi devreye girecektir? Amaçlanan, bu yolla tek tip insan yetiştirilmesi midir? Bizler kültürümüze, sanatımıza, tiyatrolarımıza sahip çıkıyoruz” denildi. Albert Long Hall konserleri sona erdi ? Kültür Servisi Evin İlyasoğlu’nun sanat yönetmenliğinde gerçekleşen 15. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri, piyanist Ayşedeniz Gökçin’in; Franz Liszt, Pink Floyd, John Cage, John Lennon, Steven Tyler, Beygü Gökçin, Fazıl Say’ın eser yorumuyla sona erdi. Konser öncesinde ekibiyle sahneye çıkan Evin İlyasoğlu ise 16. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri’nin 12 Ekim 2012 akşamı Tempest Trio başlayacağının müjdesini verdi. ‘Masumiyet Müzesi Belgeseli’ ? Kültür Servisi Geçtiğimiz günlerde açılan, Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’nin kuruluşuna tanıklık eden “Masumiyet Müzesi Belgeseli” tamamlandı. 60 dakikalık belgesel, ilk kez 10 Mayıs Perşembe günü TRT Türk’te izleyiciyle buluşacak. Saat 20.15’de Orhan Pamuk ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in katılımıyla gerçekleşecek belgesel galası canlı yayınının ardından program, “Masumiyet Müzesi Belgeseli” gösterimiyle devam edecek. TRT Türk, 3. yaşını bu belgeselle kutlayacak. ‘Kadınlar İçin Söylenmiştir’ Oğuz Tansel 2012 Halkbilim Ödülü Gülsüm Cengiz’in kitabına verildi Kültür Servisi Oğuz Tansel’in kişiliği, düşünceleri ve yapıtlarını gelecek kuşaklara aktarmak, genç kuşakların dil duyarlığını arttırmak ve yazınsal becerilerini değerlendirmek amacıyla verilen “Oğuz Tansel Yazın Ödülü”ne, bu yıl “Halkbilim” alanında yazar şair Gülsüm Cengiz’in “Kadınlar İçin Söylenmiştir” adlı kitabı değer görüldü. Prof. Dr. Ali Rıza Balaman, Prof. Dr. İlhan Başgöz, Prof. Dr. Cevat Geray, İlhan Gülek, Prof. Dr. Muhtar Kutlu, Prof. Dr. Arzu Öztürkmen ve Metin Turan’dan oluşan seçici kurul, Gülsüm Cengiz’in Evrensel Basım Yayın’dan çıkan araştırma antoloji kitabını, oybirliğiyle ödüle değer buldu. Ödül töreni 24 Mayıs 2012 Perşembe günü saat 18:00’de, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak. Mehmet Çevik’in sunacağı törende, İlkin Demirbaş ve Mehmet Kaygısız’ın seslendireceği piyano eşlikli halk türkülerine yer verilecek. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear