23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 NİSAN 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhuriyet, MİT’in 1 Mayıs katliamına ilişkin ‘çok gizli’ belgelerine ulaştı 5 sağlık politikasını eleştirdi... Ben hiçbir dönem, sağlık emekçilerini, doktorları “tuzu kuru” diye aşağılayan bir hükümet görmedim. Hani Türkiye sosyal bir devletti? Aslında doktorları AKP’nin sağlık sistemi öldürüyor... Sağlık emekçileri, doktorlar çok ağır koşullarda çalışıyor. Kamu ve üniversite hastanelerinde günde 200 hasta muayene edip, on ameliyat yapan doktor dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde var? 17 yaşında bir genç... Dedesi 85 yaşında... Ona bakıyor, emekli parasını alıyor... Bir geçim yolu bulmuş, dedesinin ölmesini istemiyor... Dede kanser, ölecek, son çare ameliyat! Ölse bile saklansın, o parasını almayı sürdürsün! ??? Burada üzerinde durulacak konu sosyal, ekonomik ve kültürel. Maganda kültürünün giderek ivme kazandığı bir toplum olduk... BDP Van Milletvekili Özdal Üçer’in Bölge Araştırma Hastanesi’nde tartıştığı doktoru dövdüğü iddia edildi. Neden mi, kaza yapan eşi ve oğluyla Dr. Oğuz Eroğlu ilgilenmemiş. Milletvekili Üçer, Sağlık Bakanı Akdağ’a bakın ne demiş: “Yeri gelse yine aynı şeyi yaparım!” Doktorları, milletvekilleri dövüyor, magandalar öldürüyor ya da yaralıyor. Neymiş? Türkiye’de sağlık sistemi tıkır tıkır işliyormuş... Doktorlara “tuzu kuru” diyen düşünce... Bir boş vermişlik... 30 yaşında gencecik bir doktor... Geriden acılı, dört aylık hamile bir eş... Anne, baba, kardeşler, yakınlar, arkadaşlar. ??? Erguvanların ömrü kısa olur sevgili... Hayatla ölüm de bir çizgide, hiç beklemediğin bir anda kesişir. Binlerce gecenin düşünde! İşte son gölgede başlıyor derin bir ilkyaz... Son gölgede zamana yenik düşüyorsun, genç bir doktorun ölümüyle.. Ateş ya da durgun sularda, alnımızda yorgun yüzlerde aynalar... İyi bak yaşananlara... Yaşam denilen o sözsüz oyuna... Dedim ya erguvan mevsimidir ama ömürleri kısadır! Eski bir sevdanın dalgalarını andıran izler, umut ve umutsuzluk iç içedir... Kontrgerilla yok sayıldı ? Raporda, Sular İdaresi binası ve Intercontinental Oteli’nden sıkılan kurşunlara değinilmezken ‘gruplar arasında çıkabilecek çatışmalara karşı’ uyarı yapıldı. ALİCAN ULUDAĞ ği ile İçişleri Bakanlığı’na gönderilen istihbarat raporları yer aldı. Belgelerden, 1 Mayıs öncesi MİT’in devletin zirvesini sürekli bilgilendirdiği, DİSK ve diğer örgütlerin kutlamalara ilişkin hazırlıklarını gün gün raporlaştırdığı anlaşıldı. Hatta, grupların atacakları sloganlar dahi MİT tarafından önceden öğrenildi. 13 Nisan 1977 tarihli “çok gizli” ibareli “DİSK’in 1 Mayıs Bayramı Hazırlığı” başlıktı ‘Etüt’te özetle şöyle denildi: “Türk Demir Döküm Fabrikası işyeri ve lokal temsilcileri militan kadrolar kurmaya başladı. Bu kadrolar, sloganlarını duvarlara yazacak ve afiş yapıştıracak. Militan işçilerce söz konusu eylemler sırasında çevrede güvenlik tedbiri alınacak. Türk Demir Döküm Fabrikası’nda işçilerin büyük bir kısmı silahlanmıştır. DİSK’in kutlayacağı 1 Mayıs’a, işçi kuruluşları, derneklerle seçimlerde destekleyeceği CHP ve Türkİş’ten bazı sendikaların da katılma ihtimali kuvvetlidir.” Erguvan Mevsiminde Kıyım... Bunca gece, bunca sabah, bunca yıl neler yaşadık, neler gördük hayatın sayfalarında... Son direncin basık göğünde parçalanan yürekler, acılar içinde kıvranan analar, babalar, kardeşler, çocuklar... En basit şeyleri en son öğrenmek... Ağır akan zamanda akan derenin kenarındaki renk renk çiçeklere bakmak, Anadoluhisarı’nda çayını yudumlarken o güzelim İstanbul erguvanlarıyla konuşmak. Belki o saatlerde Boğaz’dan geçen erguvan rengi bir gemi Karadeniz’e açılıyordur. Başınızın üzerinde beyaz bulutlar ve erguvan çiçekleri... Sevgiliniz yanınızda ve kulağınıza bir şeyler fısıldıyor: “İstanbul’da erguvan mevsimidir şimdi... Ama ömürleri kısadır, sever misin onları?” ??? Belki siz bir başka evrene dalıp gitmişsinizdir. Okula gitmeyen kız çocuklarını... Umrede “Hastalıklara iyi geliyor, hadis var” diye deve idrarı içip hastaneye kaldırılan iki Türk’ü, Şehir Tiyatroları sanatçılarının çığlığını, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, kendisini çok sevdiğini söyleyen Erzurumlu Mustafa Doğançayır’a söylediği “Haydi o zaman takla at göreyim” sözlerini düşünüyorsunuzdur. Sevgiliniz kızar mı, öfkelenir mi, bilemem! Sabah masmavi, öğleden sonra gri bir göğün altında bunları düşünürsünüz... Bak unutuyordum: “Belediye Şehir Tiyatroları’nı imamlara teslim etsek kötü mü olur?” ??? Unutmadım, Gaziantep’te ekmek bıçağıyla öldürülen Dr. Ersin Arslan’ı... ‘Sağlıkta Dönüşüm’ün tablosunu da: “90 hekim dayak yedi, altısı bıçaklandı!” Yurt genelinde on binlerce sağlık emekçisi iş bıraktı, AKP iktidarının ANKARA Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), 12 Eylül davasında mahkemenin isteği üzerine 1977 yılında Taksim’de yaşanan “Kanlı 1 Mayıs” katliamına ilişkin gönderdiği belgede, olayların Maocular tarafından çıkarıldığı ileri sürüldü. 1 Mayıs 1977 öncesinde devletin zirvesine çok sayıda istihbarat raporu göndederek kutlama hazırlıklarını anlatan MİT, törenlere katılacak olan “illegal örgütler arasında çatışma ihtimali” olduğunu bildirdi. Kontrgerilla iddialarına yer verilmeyen raporda, Sular İdaresi binası çatısından ve Intercontinental Oteli’nin üst katlarından kalabalığa sıkılan kurşunlara ise değinilmedi. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkeme ‘Militan işçiler’ Taksim’de 1977’deki kutlamada 30’un üzerinde kişi yaşamını yitirmişti. si, 12 Eylül askeri darbesine giden süreçte yaşanan 1 Mayıs Taksim, 1977 Sivas, 1978 Maraş ve 1980 Çorum katliamlarına ilişkin MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ellerindeki bilgi ve belgeleri, varsa raporları istemişti. İki kurum da hazırladığı yüzlerce sayfalık belgeleri, mahkemeye gönderdi. Mahkeme, özellikle MİT’in 1 Mayıs olaylarına ilişkin gönderdiği bazı belgeleri “devlet sırrı” kapsamında olabileceği gerekçesiyle davanın müdahillerine vermedi. Mahkemenin elinde bulundurduğu MİT ve Emniyet’in, 1 Mayıs Taksim, Çorum, Sivas, Maraş katliamlarına ilişkin “çok gizli” ibareli belgelere Cumhuriyet ulaştı. MİT, 1 Mayıs katliamıyla belgeleri, hazırladığı “çok gizli” ibareli üç sayfalık özet bilgi notu eşliğinde gönderdi. Bilgi notunun ekinde ise 68 sayfalık; 1 Mayıs olayları öncesi ve sonrasına ilişkin dönemin Cumhurbaşkanlığı, Başbakan, Genelkurmay Başkanlığı, MGK Genel Sekreterli ‘Gruplar çatışabilir’miş! 2728 Nisan 1977 tarihli ‘Etüt’lerde ise “1 Mayıs’ta vukuu (çıkması) beklenen eylemler”e işaret edilerek şu uyarılar yapıldı: “1 Mayıs için eylem birliği kararı alan Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu (THKO), Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist (TKP ML) ve Türkiye Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi MarksistLeninist’in (THKP/C ML) büyük gösteriler düzenlemek istedikleri, izinsiz gösteri yapmaya niyet edebilecekleri yönünde duyumlar bulunmaktadır. Her üç örgütün mensuplarının silaha sahip oldukları göz önüne alınarak ihtiyatlı davranılmasında yarar görülmüştür.” Yine 29 Nisan’da devletin zirvesine gönderilen raporda, “illegal örgütlerin” 1 Mayıs törenlerine katılmaları ve ısrarla kendi sloganlarını kullanma kararında oldukları belirtilerek buna karşı DİSK’in kesinlik kazanan tutumunun İstanbul’da yaşanan terönlerde “çatışma ihtimalini kuvvetlendirdiği” ifade edildi. 1 Mayıs sabahı MİT, yine devletin zirvesine gönderdiği notta, “gruplar arasında çatışma ihtimalinin bulunduğunu” bildirdi. MİT’in gözünden katliam MİT, katliamdan hemen sonra Cumhurbaşkanlığı, Başbakan, Genelkurmay ve MGK’ye “gizli” ve “kişiye özel” ibareli rapor gönderdi. Altına “Okunduktan sonra imha edilmesi..” notu düşülen raporda, “alınan son bilgiler” şöyle anlatıldı: “Bugün İstanbulTaksim Meydanı’nda toplanan DİSK taraftarları ile Maocular arasında 19.00’da Maocuların Kürdistan’a özgürlük vb. sloganlar söylemeye başlamalarıyla artan gerginlik üzerine bölgeye jandarma kaydırılmıştır. Buna rağmen 19.05’te her iki grup arasında silahlı çatışma başlamıştır. Sayıları 7000 civarında olan Maocularla DİSK taraftarları arasındaki çatışmanın çok büyük ve şiddetli olduğu, arbede esnasında patlamaların duyulduğu, panzerlerin topluluk üzerine devamlı su sıktıkları, Tarlabaşı’nın ara sokaklarında polisle saldırgan grup arasında çatışmaların devam ettiği, çatışmanın sadece Intercontinental Oteli’nin önünden jandarmaya doğru yapıldığı, Taksim Meydanı’ndaki topluluğun büyük bir ölçüde dağıtıldığı öğrenilmiştir.” TÜRKLER DAVASI ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 50. YILDÖNÜMÜ Zamanaşımı kararına İstanbul Haber ServisiDevrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kurucu Başkanı Kemal Türkler’i, 22 Temmuz 1980’de, Merter’deki evinin önünde kurşun yağmuruna tutan kişilerden biri olduğu iddiasıyla yargılanan, Bahçelievler katliamı hükümlüsü Ünal Osmanağaoğlu’nun zaman aşımı nedeniyle ceza almaktan kurtulduğu dosya kapatıldı. Mahkeme 1 Aralık 2010’da 30 yıllık zaman aşımı dolduğu gerekçesiyle, oy çokluğuyla davanın ortadan kaldırılmasına hükmetti. Sanık Osmanağaoğlu hakkında “ideolojik amaçla adam öldürmek” suçundan dava açıldığını anımsatan heyet, sanığını lehine olan 765 sayılı TCK’nin 102/1. maddesi uyarınca karar verildiğini belirtti. onama Tüm partiler davet edildi İLHAN TAŞCI ‘Yasaya aykırı’ Türkler ailesi avukatları karara itiraz etti. Avukat Zeynel Öztürk temyiz dilekçesinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararıyla, sanığın suçu işlediğinin ortaya çıktığını vurguladı. Mahkemenin zamanaşımı kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirten Öztürk, “Bu dava yıllarca tozlu raflarda tutularak zamanaşımına uğratılmıştır. Sanığın suçu insanlığa karşı, örgütlü bir suçtur. Bu tür suçlarda zaman aşımı süresi yoktur” dedi. Avukatların itirazını yerinde bulmayan Daire, zaman aşımı kararını 19 Temmuz 2011’de onadı. Dosya Eylül 2011’de kapatıldı. Türkler ailesinin AİHM’e yaptığı başvuru ise henüz sonuçlanmadı. ANKARA Kuruluşunun 50. yıldönümünü, 25 Nisan’da Ankara’da kutlayacak olan Anayasa Mahkemesi, birçok ilke imza attı. Geçen yılki törenlere CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrılmaması damgasını vururken, bu yıl BDP’den TKP’ye kadar 60 siyasi partiye davetiye gönderildi. Bugüne değin açılışta yalnızca başkanlar konuşurken, bu yılki törenlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de söz verilecek. Etkinliklere, Fener Rum Patriği Bartholomeos ile Türkiye Musevi Cemaati Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın da aralarında bulunduğu cemaat temsilcileri çağrıldı. Anayasa Mahkemesi, 50. kuruluş yıldönümünü gelecek hafta çarşamba günü Ankara Ticaret Odası Kongre Salonu’nda kutlanacak. Bu yıl, ilk kez kutlama törenleri hem Ankara’da hem de İstanbul’da gerçekleştirilecek. Program koordinasyonunu başkanvekili Serruh Kaleli’nin üstlendiği törenlere 2 bin kişi davet edildi. Yüksek Mahkeme’nin geçen yılki töreninde Kılıçdaroğlu’na davetiye gönderilmemesi krizi yaşanmıştı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bunun nedenini “Yasada yeri olmadığı için gönderilmedi” sözleriyle açıklamıştı. Ancak bu yıl çok farklı bir yol izlendi. Yargıtay Başsavcılığı kayıtlarındaki 60 siyasi partiye ayrımsız olarak davetiye gönderildi. Silivri de çağrıldı TBMM’deki tüm siyasi partilerin milletvekillerine ayrı ayrı davetiye gönderildi. Bu nedenle halen tutuklu olan milletvekilleri Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Engin Alan, Selma Irmak, İbrahim Ayhan, Gülseren Yıldırım, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş’a da davetiye gönderilmiş oldu. Etkinliğe 24 dernek, 74 sendika, 67 birlik, 34 yerli ve yabancı vakıf, 21 kuruluş da çağrıldı. Kutlamalar kapsamında 60 ülkeden Anayasa Mahkemesi başkan ve üyeleri Türkiye’ye gelecek. Törende AİHM Başkanı Nicolas Bratza da konuşacak. BAKAN ŞAHİN 4 GÜN SONRA YANIT VERDİ ‘BDP’yi dinlemedik’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, geçen salı günü hakkındaki gensoru önergesinin görüşmelerinde “BDP milletvekilleri arasında geçen diyaloğu” aktarması nedeniyle başta BDP’lilerin dile getirdiği “telekulak” iddialarına 4 gün sonra yanıt verdi. Bakanlıktan dün yapılan açıklamada, Şahin’in konuşmasının “BDP’li milletvekillerinin telefonlarını dinledik” şeklinde çarpıtılarak gerçekle ilgisi olmayan haber ve yorumlara yer verildiği ileri sürüldü. Amacın Şahin’i “karalamak ve yıpratmak” olduğu savunulan açıklamada, Şahin’in BDP’li vekiller arasında geçtiğini belirttiği konuşmalara nasıl ulaştığına ilişkin bilgi vermedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear