13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2012 PAZAR leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr 10 PAZAR KONUĞU Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Siyasi İşler Müdürü Hasanov, Ermenistan açılımının ilişkilere verdiği hasarın atlatıldığını söyledi: Ankara gerçekleri gördü SÖYLEŞİ P O R T R E Prof. Dr. ALİ HASANOV Nahçıvan, 1960 doğumlu. Sovyetler Birliği döneminde Moskova Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Uluslararası ilişkiler alanında doktora derecesini aldı. Dokuz yıl önce ölen Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’le birlikte Nahçıvan’a gitti. Nahçıvan’da Aliyev’le Azerbaycan Parlamento üyeliğine aday oldu ama seçilemedi. 1992’de Yeni Azerbaycan Partisi’nin (YAP) kurucuları arasında yer aldı. Haydar Aliyev’in 1993’te Cumhurbaşkanı seçilmesiyle Baku’ya döndü. YAP Genel Merkezi’nde Siyasi İşler Sorumlusu görevinde bulundu. 1995’te Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve İç Siyasetten Sorumlu Daire Başkanı oldu. Şu anda Cumhurbaşkanlığı SosyalSiyasi İşler Müdürü. Devlet Dışişleri Akademisi’nde Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı. LEYLA TAVŞANOĞLU Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı SosyalSiyasi İşler Müdürü Prof. Dr. Ali Hasanov geçen günlerde Marmara Grubu Vakfı’nın düzenlediği 15. Avrasya Ekonomi Zirvesi toplantıları için İstanbul’daydı. Hasanov’la Ermenistan açılımı nedeniyle şekerrenk halini alan AnkaraBaku ilişkilerinin bugün geldiği noktayı konuşuyoruz. Hasanov ilişkilerin çok iyi olduğunu ve yatırımlarla birlikte pragmatik bir evrilmeye girdiğini vurguluyor. Hasanov, Azerbaycan’ın bugün en ucuz doğalgazı Türkiye’ye sattığına işaret ediyor. Ermenistan’ın, Karabağ ve yedi Azeri rayonu işgalden vazgeçmezse zorunlu olarak savaşma yoluna başvuracaklarını dile getiren Hasanov yine de barışçı çözüm yollarını denemekten vazgeçmeyeceklerini belirtiyor. Ermenistan açılımı sonrasında TürkiyeAzerbaycan ilişkileri şekerrenk olmuştu. Azerbaycan tek millet, iki devlet dediği Ankara’nın Ermenistan açılımını kendisine yapılan bir yanlış olarak gördü. Bugün ilişkiler ne durumda? A.H. O dönem yaşananlar Türkiye’yle ilişkilerimizde bir sınavdı. Her ikimiz de o sınavdan yüzümüzün akıyla çıktık. Türk hükümeti de Azerbaycan hükümeti de halklarımızın bizden beklediklerini yerine getirdi. Halklarımız, iki devletin kederinin de sevincinin de bir olduğuna inanır. Birimizin bir milyondan fazla insanı perişan bir durumda yaşarken öbürünün, o insanları o perişanlığa sürükleyen devletle ilişkiler kurması mümkün değildir. Halklarımızın iradesi böyledir. Türkiye’nin Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nın halklarının iradesini dinleyerek sınır konusunu bir defada çözmelerine teşekkür ediyoruz. Ermenistan hâlâ Azerbaycan topraklarını işgale devam eder ve barışa yanaşmazken Türkiye de Ermenistan’la olan sınırlarını kapalı tutmaya devam edecektir. Aslında verdiğimiz bu sınav da ilişkilerimizi biraz daha iyileştirmeye doğru götürdü. Bu sınavı geçtikten sonra Azerbaycan, Türkiye’ye, Türkiye de Azerbaycan’a daha çok itibar etmeye başladı. Haydar Aliyev döneminde başlatılan ilişkiler ve ikili projeler aynen devam ediyor. Bugün daha pragmatik bir duruma geldik. Nasıl pragmatik? A.H. Azerbaycan bugün Türkiye’ye büyük bir yatırımcı devlet olarak geliyor. PETKİM’de işlerimiz var. Bizim gaz şirketi SOCAR Türkiye’de büyük yatırımlar yapıyor. On yıl içinde biz Türkiye’de on milyar doların üzerinde yatırım yapacağız. Yatırım derken biz bunları sahiplenmeyeceğiz. Türkiye’de on binlerce kişi için istihdam kapısı açacağız. Hep dostluktan söz edilir ama ortada bir iş yapılmazsa olmaz. Ayrıca geçen yıl Azerbaycan’dan Türkiye’ye bir milyona yakın turist geldi. Şunu da söylemeliyim ki Azeri turistler Türkiye’de iyi para bırakır. Bir de Azeri işadamları Türkiye’de turizm işletmeleri, oteller açıyor. Diyeceğim o ki bugünkü ilişkilerimiz halklarımızın isteklerine uygun olarak gelişiyor. Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki savaşın üzerinden yirmi yıl geçti. Hâlâ ne Karabağ ne de Ermenistan tarafından işgal edilen yedi Azeri rayonu sorunu çözülebildi. Bundan sonra neler olur? A.H. Bu elbette Azerbaycan hükümetinin iradesi dışında gelişiyor. Ermeniler 199192’de bu toprakları komşu devletlerin yardımıyla işgal ettiler. Oraları sahiplenip işgal ettikleri topraklardaki bir milyon Azeri’yi kovdular. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesindeki Minsk Grubu yıllardır bu meseleyi çözmeye çalışıyor. Ama artık bu statüko son bulmalıdır. Artık Ermeniler o topraklarımızı işgale, bir milyondan fazla insanımızı da kaçkınlığa mahkum etmeye devam edemez. Biz bu iradeyi ortaya koymuşuz. Ya Minsk Grubu barışçı bir çözümle Azeri topraklarının işgaline son verdirir ya da biz o toprakları savaş yoluyla kurtarırız. E rmenistan açılımı dönemi yaşananlar Türkiye’yle ilişkilerimizde bir sınavdı. Her ikimiz de o sınavdan yüzümüzün akıyla çıktık. Hükümetlerimiz halklarımızın beklentilerini yerine getirdi. D eniyor ki: Türkiye Ermenistan’a kucak açsa bu soykırım iddialarından vazgeçerler. Bu hiçbir zaman olmayacaktır. Çünkü fırsat bulduklarında namertçe davranırlar. Bize dört kez soykırım yaptılar. Ermeni soykırımını savunanlar Hocalı’ya baksın Türkiye özellikle Batı dünyasında sürekli olarak Ermeni soykırımı yapmakla suçlanırken Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları soykırımdan söz eden yok. Sizce neden? A.H. Türkiye ve Azerbaycan’ın önünde soykırımla ilgili iki sorun var. Bu sorunlardan biri olmayan 1915 soykırımı çevresinde bütün dünyanın Ermeniler tarafından ayağa kaldırılması ve Türkiye’nin tehdit edilmesi. Her yıl Türkiye’yle Azerbaycan bu konuyla karşı karşıya getirilir. Bir de Ermenilerin yaptıkları Hocalı’daki gerçek soykırım var. 1992’de yapılan bu Azeri soykırımının üzerinden 20 yıl geçti ama kimsede ses yok. Ermeniler yirmi yıl önce koskoca bir Azeri şehrini yerle bir ettiler; 600’den fazla Azeri Türk’ünü öldürdüler. İşte, bu reel soykırımdır. Bizim sorunumuz bu reel, olmuş soykırımı dünyaya tanıtmaktı. Hem Türkiye hem Azerbaycan’ın soykırımla ilgili Ermenistan’la sorunları var. Bizler artık bütün dünyaya Ermenilere karşı değil, Ermenilerin kendilerinin soykırım yaptıkları gerçeğini kabul ettireceğiz. İşimiz elbette zor. Çünkü Ermeniler dünyada sahipsiz değil. Büyük diyasporaları var. Hıristiyan oldukları için dünyanın bütün büyük Hıristiyan devletleri destekliyor. Deniyor ki: “Türkiye Ermenistan’a kucak açsa bu soykırım iddialarından vazgeçerler.” Bu hiçbir zaman olmayacaktır. Çünkü 70 yıl birlikte yaşadığımız dönemde biz Azeriler onlara neler yaptık. Onu biliriz. Ama onlar bize nasıl davrandı? Fırsat bulduklarında bize namertçe davrandılar. Topraklarımızı yeniden işgal ettiler. Ermeniler bize dört kez soykırım yaptılar. Bunu anlatır mısınız? A.H. Birincisi yirminci yüzyıldan önce oldu. Sonra 1920’de, 194850’de, son olarak da 198892 arasında. Bu Ermeniler böyledir. Fırsatı bulduklarında yapmayacakları yoktur. Ben bütün Ermeni halkını kastetmiyorum. Ama Ermeni politikacılar komşularına karşı hep namertçe davranmışlardır. 1992’deki Azeri soykırımının üzerinden 20 yıl geçti, ama kimsede ses yok. Ermeniler koskoca bir Azeri şehrini yerle bir ettiler; 600’den fazla Azeri Türk’ünü öldürdüler. Reel soykırım budur Ermenistan’ın Rusya’nın ileri karakolu olmasını nasıl karşılıyorsunuz? A.H. Ermenistan’ın geleceği Rusya’ya bağlıdır. Rusya’nın orada stratejik, jeopolitik çıkarları var. Ermenistan’ın yaratılmasına Çar 1. Piyotr stratejisi denir. Ermenistan gibi bir Hıristiyan devleti kurup bölge halkıyla ilişkileri sürdürmüşlerdir. Şu anda Ermenistan dediğiniz gibi Rusya’nın ileri karakolu. Ermenistan’ın Rusya’dan bağımsız politika izlemesi mümkün değil. Bundan sonra iki tane ileri karakol olacak gibi görünüyor. Öbürü de Dağlık Karabağ... A.H. Karabağ’ı biz kimseye vermeyeceğiz. Karabağ’daki Ermeniler yaşamak istiyorlarsa hiç kimsenin ileri karakolu olamazlar. Ya bizim vatandaşlarımız olarak kalırlar ya da biz onlara ileri karakol olma imkânı vermeyeceğiz. Dağlık Karabağ tepeden tırnağa ağır silahlarla donanmış militarist bir bölge. Ermenistan işgal ettiği topraklarımızdan çekilsin Dağlık Karabağ’ın kendi kaderini tayin etmesi için orada referandum yapılacağı söyleniyor. Ama yerleşik Azeri nüfusu kaçkın durumundayken böyle bir referandumun meşruiyeti nasıl olur? A.H. Minsk Grubu’nun toplantılarında referandum konusu da ele alınıyor. Ama bunun yapılmasından önce işgal altındaki Azerbaycan topraklarından Ermeni askerleri çekilmeli, bu topraklar kurtarılmalıdır. Kaçkın Azeri halkı bu topraklara geri dönmelidir. Ermenistan’la Azerbaycan arasında barış sağlanmalıdır. Bundan önce de orada referandum yapılamaz. Şu anda meselenin bir noktaya gelmesini engelleyen taraf Ermenistan’dır. Türkiye’yle Azerbaycan arasında pek çok enerji projesi yürüyor. Bir de zamanında Nabucco isimli bir enerji projesi ortaya atıldı. Sonra da sanki rafa kaldırıldı. Nabucco’ya ne oldu? A.H. Nabucco AB’nin Hazar doğalgazını Avrupa’ya direkt olarak nakletme projesidir. Türkmen gazı, Azerbaycan’ın fazlalık gazı, belki İran gazı bir de Türkiye’de biraz Irak gazını birleştirerek tek bir boru hattıyla Avusturya’daki dağıtım noktasından Avrupa’ya alternatif gaz projesidir. Nabucco’nun patronu AB projeyi sahiplensin Yani Avrupa ülkelerinin Rus gazının tekelinden çıkarılması amacını mı taşıyor? A.H Herhalde odur. Zaten Nabucco’ya alternatif boru hattı diyorlar. Bizim Nabucco’yla ilgili ne hevesimiz ne de buna yatıracak paramız vardı. Nabucco’nun sahibi olan AB bizim fazla gazımızı istedi. Ama şu anda bizim fazladan gazımız yok. Gerçekten Nabucco’nun olacağını bilsek, ek olarak beşaltı kuyu açarız, onlara gereken gazı sağlarız. Ama tekrar ediyorum. Nabucco’nun sahibi AB. Boru hattını Azerbaycan’a kadar getirsinler. Türkmen gazını da sağlasınlar. Ama Türkmen gazını Azerbaycan’a ancak Rusya getirebilir. Şu anda Azerbaycan beş ülkeye doğalgaz satıyor. Bunlar Gürcistan, Rusya, İran, Türkiye ve Yunanistan. Bizim Türkiye’yle imzalanmış Trans Anadolu boru hattı anlaşmamız var. Bunun anlamı şu: BakuCeyhan’ın getiremediği doğalgazı biz Gürcistan sınırına kadar getiriyoruz. Daha sonra GürcistanTürkiye sınırından boru hattı Edirne sınırına kadar uzanıyor. Türkiye’yle transit taşıma anlaşmamız var. Gazın fazlasını Avrupa’ya satıp paramızı kazanıyoruz. Bir de şunu burada not düşeyim: Türkiye en ucuz gazı bugün Azerbaycan’dan, en pahalı gazı da İran’dan alıyor. KKTC’yi Karabağ yüzünden tanıyamayız Dünya fiyatlarına göre Azerbaycan gazını Türkiye ne kadara alıyor? A.H. Dünya fiyatlarından yüzde elli daha ucuza alıyor. Ama bu gazın hepsi değil. Türkiye’ye belli bir kota ayrıldı. Türkiye ondan fazla gaz isterse yüzde 30, daha fazla isterse yüzde 10 daha ucuza gaz verebiliyoruz. Biz artık Türkiye’de PETKİM’i kullanıyoruz. Türkiye bizim kardeşimiz. PETKİM’i kullanarak Türkiye’nin Azerbaycan’a vergi ödemesinin önüne geçiyoruz. Böylece de Türkiye bütçesine katkıda bulunuyoruz. Azerbaycan Türkiye’nin kardeşi, stratejik müttefiki olduğunu söyler ama bir türlü KKTC’yi tanımaz. Neden? A.H. Kuzey Kıbrıs’ın tanınması bizim Türkiye’yle kardeşliğimize bağlı değil. Bakın, Karabağ sorunu var. Karabağ’ı dünyada hiç kimse tanımıyor. Ama biz yarın kalkıp Kuzey Kıbrıs’ı tanırsak Ermenistan’ın müttefikleri de Karabağ’ı tanımaya başlar. Karabağ sorunu halledilse bizim Kuzey Kıbrıs için neler yapma planlarımız var. Biz Türkiye’den sonra en çok öğrenci grubumuzu Kuzey Kıbrıs’a gönderiyoruz. Türkiye’den sonra en çok turistimiz Kuzey Kıbrıs’a gidiyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear