16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2012 SALI 8 HABERLER AKP iktidarında, bakanlık tarafından toplam 10 yılda 944 imar değişikliğine imza atıldı Düşünce Özgürlüğü Var mı? İlhan Selçuk “Yaşını başını yazma” derdi. Oysa gizlemek gereksizdi, kaç yılında doğduğun birçok yerde yazılı. Saklamak olanağı yok! Hem niye çekinmeli yaşlı görünmekten? Sen saklasan da birileri bulur çıkarır. Nitekim, İlhan gözaltına alındığında gazeteler yazdılar. Seksen mi seksen beş mi diye... Ben çok yaşlandım. Bu demek ki, çok şey gördüm, çok şey yaşadım, çok şey öğrendim!.. Yıllar bir garip rüzgâr gibi uçup gitti. Daha da gitmekte... Şaşkınlık içindeyim demek az gelir. Kızgınlık demek daha doğru. Öfke, hiddet! Bu yaşta elimden gelen bu. Gazeteleri okumak, TV’lerde konuşanları dinlemek... Zaman zaman yaşını başını unutup içinde yaşadığım bir kargaşa, bir gerileme dönemini sergilemek... Sanki herkes görmezmiş gibi!. ??? Görüyorlar, biliyorlar, yaşıyorlar, ama kendi kendilerince söylenip boşa savrulan küfürler edip susuyorlar. İçlerinde kaynayan alevleri dışa vurmak istemiyorlar. Bir ülkede demokrasi varsa her şey apaçıktır, korku yoktur, sinme, çekinme, böyle dersem, yazarsam başıma neler gelir, diye ürkmek yoktur. Bin kez yaz, bin kez yinele, sağır kulaklara, görmeyen gözlere, sessiz yüreklere seslenmeye çalış! Hem de bunu yıllardan beri yap, sonra olup bitenlerin hiç de değişmediğini, her şeyin yerinde saydığını gör! ??? Gazete köşelerinde en az elli yıldır yazan biriyim. Belki daha da fazla!.. Hep neyi savundum, önce düşünce özgürlüğünü, sonra yine düşünce özgürlüğünü? Bu özgürlüğü vermezseniz insanoğlu sürünün parçası olur. Önde giden kimse ona takılır yürür, nereye mi, bir bataklığa mı yoksa aydınlıklara mı? Bunu ayırt etmek için insanın düşüncesini açıkça belirtmesi gerekir. Ama ne acıdır ki ülkemizde bir türlü kullanamadığımız özgürlük budur. Ayrıca yanlışlıkları saçmalıkları yutturmaya kalkışanları da bilmeli. Bunlar kolay tanınmaz, kolay dost ya da düşman sayılmaz. Bir sahteliktir, düşünce özgürlüğüne musallat olan... ??? Düşünce özgürlüğünün varlığını kişilerin tartışmaları belirler. İyinin de kötünün de akla yakın gelen yanları vardır. Bunu ayırt etmek için önce kafalardaki düşmanca engelleri yıkmak baş koşuldur. Düşünce özgürlüğü var mı ülkemizde? Hiç oldu mu? Olduysa kimin adına, kimin yararına oldu? İşte gerçek sorun bu, çöz çözebilirsen!.. ‘Bu değişiklik incelenmeli’ MAHMUT LICALI OKMEYDANI’NDA İKİ FARKLI HARİTA ANKARA AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından toplam 944 imar planı değiştirildi. İstanbul sınırları içerisinde çoğu kıyı bölgeleri ve metropol ilçeler olmak üzere 103 imar planında değişiklik yapılırken, Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Genel Başkanı Necati Uyar, imar planında çok değişiklik yapan yerel yönetimleri incelemekle sorumlu olan bakanlığın, bu kadar çok imar değişikliğine onay vermesinin kabul edilebilir olmadığını belirterek “Bu kadar çok değişikliğin soruşturulması gerekir” dedi. AKP’nin iktidarda olduğu 10 yıldır Türkiye genelinde yerel yönetimler tarafından yapılan imar planı değişikliklerinin yanı sıra 2011 yılında yapılan düzenlemeyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak yeniden yapılandırılan ilgili bakanlık tarafından da çok sayıda değişiklik yapıldı. MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın Türkiye genelinde yapılan imar değişiklikleriyle ilgili soru önergesini yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yerel idarelerin plan onama yetkisine sahip olduğu için Türkiye genelinde yapılan imar planı değişikliği sayısına ilişkin olarak genel bir bilgi bulunmadığını ifade etti. Bakan Bayraktar, ancak 3 Kasım 2002 tarihinden günümüze kadar bakanlık tarafından onaylanan imar planı sayısının 944 olduğunu açıkladı. Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan 944 değişikliğin 103’ünün İstanbul’a ait olduğunu kaydetti. Adalar’ın tarihi evleri boyanıyor İstanbul Haber Servisi Polisan ve Adalar Belediyesi işbirliği ile yapılan “Evlerimiz Gülümseyecek, Adalarımız Güzelleşecek” kampanyası kapsamında Büyükada’daki Şehit Recep Koç Caddesi üzerindeki tüm binalar Polisan Boya ile boyandı. Örnek bir sokağın güzelleştirilmesi ile başlatılan projenin devamı, Ada sakinlerine Polisan liste fiyatı üzerinden yüzde 50 indirim ve kredi kartına 12 taksit avantajı ile sağlanacak ödeme kolaylığı ile devam edecek. Boyama kampanyasının açılışı Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu ve Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis’in katılımıyla gerçekleşti. Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, bakımsız binaların boyanarak yepyeni bir görünüme kavuştuğunu ifade etti. Adalar’ı herkesin örnek olacağı, beğeneceği bir yerleşim yeri haline getirmeyi, bunu gelecek kuşaklara taşımayı hedeflediklerini söyledi. Etkinlikte Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis, Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi, davetliler ve Ada halkının katılımı ile örnek bir ev boyandı. 20 BİN KİŞİ MAĞDUR OLACAK ÖZLEM GÜVEMLİ ‘Bu kadar çok değişiklik kabul edilebilir değil’ ŞPO Genel Başkanı Necati Uyar, belediyelerin bu kadar çok imar planı değişikliği yapması durumunda, bunu incelemekle sorumlu olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kendisinin 944 imar işlemi yapmasının kabul edilebilir olmadığını ifade etti. Yapılan imar planı değişikliklerinin incelenmesi gerektiğini belirten Uyar, “Herhangi bir belediye usulsüz bir plan değişikliği yaparak, o kente zarar verecek bir düzenleme yaparsa hakkında soruşturma, ilgililer hakkında da dava açılıyor. Ancak merkezi yönetim bunu yaptığında herhangi bir işlem yapılmıyor” diye konuştu. Yerel yönetimler tarafından kabul edilmeyip bakanlığın bazı değişikliklere onay verebildiğine işaret eden Uyar, “Değişikliklerin içeriklerinin incelenmesi gerekir” dedi. Okmeydanı’nda gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm projesi için hazırlanan 1/5 bin ölçekli imar planının İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde onaylandıktan sonra usulsüz olarak değiştirildiği iddia edildi. İBB Meclisi’nde kabul edilen plan haritası ile askıya çıkarılan arasında 19 noktada fark bulunuyor. CHP’nin eski Beyoğlu Belediyesi meclis üyesi Saim Gül, sosyal donatı, konut, dini tesis alanları ve yollarda sonradan yapılan değişikliklerin usul icabı belediye meclisine gönderilip tekrar görüşülmesi gerektiğini ancak görüşülmeden planın onaylandığını söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaklaşık 100 bin kişiyi etkileyecek Okmeydanı 1/5000 Ölçekli Tarihi Sit Alanı Koruma Amaçlı Etkileşim Geçiş Sahası Nazım İmar Planı 12 Ocak 2012 tarihinde görüşüldü. Görüşmelerden sonra planda bir dizi değişiklik yapıldı. Ancak değişiklikler mecliste görüşülmeden 13 Ağustos’ta başkanlık makamı tarafından onaylandı. 14 Eylül’de de Beyoğlu Belediyesi’nde askıya çıkarıldı. İBB de onaylandıktan sonra Beyoğlu Belediyesi’nin internet sitesinde yayımlanan harita ile askıya çıkan planın İBB’nin internet sitesinde kullandığı harita karşılaştırılınca yapılan değişik Cemevi planda yok Gül, Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’nde bulunan Okmeydanı Cemevi’nin planlarda konut alanı olarak yer aldığını kaydetti. Gül, bölgede Alevi yurttaşların yoğun olarak yaşadığı yerlerde yapılan cami tahsislerine halkın da tepkili olduğunu dile getirerek 15 Ekim tarihine kadar yurttaşların plana itiraz edebileceğini söyledi. likler ortaya çıktı. 2 harita arasında 19 değişiklik tespit eden eski meclis üyesi Saim Gül, “Planların nasıl ve hangi şartlarda kabul edileceği yasalarda açıkça düzenlenmiştir. Dolayısıyla 1/5000 Ölçekli Okmeydanı İmar Planı İBB tarafından usule uygun yapılmadığından uygulanamaz. Bu şekli ile yargı sürecinde iptal olma olasılığı çok yüksek” dedi. Okmeydanı için hazırlanan yeni imar planlarındaki yeşil alan, sosyal donatı alanları, sit alanları ve yeni düzenlenen yollardan dolayı yaklaşık 20 bin kişinin mağdur olacağını savundu. Saim Gül, ticarethane ve işletmeler için iki farklı cadde üzerinde kısıtlı bir alan belirlendiğini burada bulunan binlerce işyerinin kapanabileceğini, yaklaşık 5 bin kişinin işini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Okmeydanı bölgesinde yaklaşık 60 bin kişinin tapusunun olmadığına dikkat çeken Gül, yeni planın bölgede büyük sıkıntılar yaratacağını kaydetti. Gıda uzmanları krizin aşılmasının tek yolunun yerellikten geçtiğine dikkat çekiyor ‘Bilgi sınıfta kaldı’ DİSK’e bağlı Sosyalİş sendikası üyeleri, Bilgi Üniversitesi çalışanları ve öğrencileri, “sendika” konulu derse katıldıkları gerekçesiyle üniversite yönetimi tarafından işlerine son verilen işçilere destek için Eyüp’teki İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampusu önünde eylem yaptı. ‘Bilgi sınıfta kaldı’, ‘İşten atılanlar geri alınsın’ dövizleri taşıyan grup, daha sonra Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın açık havada verdiği “Akademik Özgürlük” başlıklı derse katıldı. Büşra Ersanlı derste, “Tutukluluk süresince, fikrin ve düşüncenin, özgürlük olmadan anlam taşımadığını bir kez daha anladım” dedi. Gıda krizi yok, ekolojik kriz var ÖZLEM GÜVEMLİ İTÜ’lüler de yürüdü Öte yandan İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’nün 6111 sayılı torba yasada yer alan kanuna göre araştırma görevlilerinin işlerine son verdiğini savunan İTÜ asistan ve araştırma görevlileri ise Taksim tramvay durağından Gümüşsuyu’nda bulunan İTÜ kampusuna kadar yürüyüş gerçekleştirdi. (HAZAL OCAK) Eker hakkında gensoru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker hakkında, yanlış uygulanan politikalar nedeniyle çiftçi ve üreticileri sıkıntıya sokarak görevini yerine getirmediği gerekçesiyle gensoru önergesi verdi. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, gemilerle Tekirdağ’a gelen hayvanların şehre korkunç bir koku yaydığını belirtti. Öğüt, “Korkunç kokan bu hayvanların eti de yenmez, sütü de içilmez” diye konuştu. Dünyanın en büyük tahıl üreticilerinden ABD’de etkili olan kuraklık küresel bir gıda krizi tehlikesine yol açtı. Kuraklığa bağlı olarak artan fiyatlar gıda krizinin nedeni olarak gösteriliyor, ancak temel neden gezegenin geleceğini de tehdit eden ekolojik kriz. Tohumlara Özgürlük Küresel Girişimi’nin Türkiye katılımcılarından Buğday Ekolojik Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güneşin Oya Aydemir, gıda krizinin aşılmasının tek yolunun yerellikten geçtiğine dikkat çekiyor. Tohumlara Özgürlük Küresel Girişimi, artık neredeyse hiç kullanılmayan yerli tohumlar için Gandhi’nin doğum günü olan 2 Ekim’den Dünya Gıda Günü 16 Ekim’e kadar bireylere ve hükümetlere “uyanın” çağrısı yapmak için bir kampanya örgütledi. Tüm dünyada aynı tarihler arasında tohumlar için düzenlenen etkinliklerin Türkiye ayağında Öteki Bisiklet Grubu, Buğday Derneği’nin yürüttüğü “Yaşasın Tohumlar” kampanyası sürecinde çoğaltılan atalık tohumları Bayramiç Yeniköy Çiftliği’nden, Kaz Dağları Dedetepe Çiftliği’ne bisikletle taşıdılar. Buğday Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 840 milyon kişi yetersiz besleniyor Derneği Şişli ve Kartal’daki ekolojik pazarlar ve her yıl beş yaşın altındaki 6 milyon çocuk bu nedenle yaşamını yitiriyor. da Tohum Takas Ağı Kampanyası hakkında bilgilendirme çalışması yaptı. Dünya Gıda Günü buruk kutlanıyor HİCRAN ÖZDAMAR Tohum takas ağı kuruldu Tohum Takas Ağı projesi, Adım Adım oluşumu desteği ile Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği tarafından yürütülüyor. Temeli 2008 atılan proje 2011 yılında hayata geçirildi. Bu süreçte 42 cins ve farklı bölgelerde yetiştirilmekte olan 155 yerel çeşidin ekimi sağlandı. Türkiye’nin farklı bölgelerindeki toplam 27 çiftlikte 4 bin 715 dönüm üzerinde arazi projeye dahildi. Kampanya ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Buğday Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güneşin Oya Aydemir, yerli tohumların yüzlerce yıldır küçük çiftçi toplulukları tarafından ekilen, biçilen, ıslah edilen kültürel bir miras oldukları gibi gıda güvenliği açısından da büyük önem taşıdıklarını dile getirdi. Hibrit tohumları tüketiyoruz Yerli tohumların kendilerini yeniden üretme yeteneğine sahip olduğunu vurgulayan Aydemir, artık bu tohumların büyük oranda yok olduğunu yaygın olarak hibrit tohumlardan elde edilmiş ürünleri tükettiğimizi vurguladı. Yerli tohumun köylerin şehirlere göç etmesi, yaşam biçiminin değişmesiyle birlikte bittiğini anlatan Aydemir, “Köyler boşaldı, tarım kültürü bitti. Tarım büyük oranda konvansiyonel mono kültüre dayalı. Gıdamızın büyük kısmı ovalarda yapılan yüksek girdili kimyasal kullanılan standart tohumdan elde ediliyor” dedi. Dağ köyleri gibi coğrafi açıdan dezavantajı olan küçük çiftçilerin bütün zorluklara karşın yerli tohumla üretime devam ettiğini belirten Aydemir, küçük üreticilerin oranının yüzde 30 civarında olduğunu kaydetti. Üreticinin artık yapacak çok fazla şeyi olmadığını vurgulayan Aydemir tüketicinin artık sorumluluk alıp sağlıklı, çevreye duyarlı besleyici gıda için üreticinin sorunlarını çözmeye katkı sunması gerektiğini söyledi. 5 kişiye 45’er bin lira ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen 5 kişi, 45 bin 665’er lira kazandı. Numaraların 6, 7, 10, 15, 16, 17, 20, 27, 34, 37, 38, 44, 49, 52, 62, 64, 66, 68, 69, 73, 76, 77 olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler 2 bin 207 lira 10’ar kuruş, 8 bilenler 90 lira 40’ar kuruş, 7 bilenler 17 lira 25’er kuruş, 6 bilenler 2 lira 95’er kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 2 lira 45’er kuruş ikramiye alacak. İZMİR Dünya Gıda Günü buruk kutlanıyor. Türkiye’deki yaklaşık 50 bin gıda işletmesinin yüzde 80’inin “küçük işletmeler” grubunda yer alması ve buralarda gıda mühendisi çalıştırma zorunluluğu bulunmaması nedeniyle, ülkemizde gıda güvenliğinden söz edilemeyeceği vurgulandı. Gıda Mühendisleri Odası Genel Başkanı Petek Ataman, “Ülkemizde çok sayıda gıda işletmesi var. İşletme olarak bilinen rakam 50 bin dolayında. Bu sayı sadece hammaddeyi alıp da gıdayı işleyen işletmeler. Bu yapıların yüzde 80’i küçük. Bu orta ve küçük boyutlu işletmelerin büyük çoğunluğunda gıda mühendisi gibi konu uzmanlarının bulunma zorunluluğu yok. Bir de yoğun kayıt dışı sorunu var. Üstelik kayıt dışının oranı da bilinecek durumda değil” dedi. AB uyum sürecinde gıda mevzuat sistemimin değiştirildiğini, riskin sadece hayvansal ürünlerde varmış gibi değerlendirildiğini bildiren Ataman, Türkiye gerçeğinde sorunlu alanlarının geniş kapsamda ele alınmadığını söyledi. Ataman, “Gıda güvenliğinde istenen noktada olduğumuzu söylemek zor. Yapılması gereken birçok iş var. Büyüklü küçüklü tüm gıda işletmelerinde gıda mühendisi gibi uzmanların varlığı artırılmalıdır” diye konuştu. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear