23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 HAZ RAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 Türk çağdaş sanat ortamı koleksiyoncuları, galericileri, küratörleri ve sanatçılarıyla Art Basel’deydi Türklerin Basel çıkarması... nsan, Basel Sanat Fuarı’nın her noktasında, yıllardır uluslararası sanat dünyasından tanıştığı birine çarparken, artık Türkler de bu akvaryumun içinde yer alıyorlar. Basel’de en çok kullanılan cümlelerden biri, “Türkler her yerde!” idi. BEDR BAYKAM Kültür Serv klasikleşmiş dansisi 1980’li yılların alan “Footloose” filmleri arasında yer Kasım’da vizyon , yeniden çevrimi ile 25 a giri Craig Brewer’ın yor. Yönetmenliğini başrollerinde ise üstlendiği filmin Julianne Hough Kenny Wormald, , Andie Dennis Quaid ye MacDowell ve r alıyor. ‘Footloose’ ile ye niden Dünya Mirası Listesi’nde beş yeni yer PARİS (AA) Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Dünya Mirası Komitesi, dünyanın farklı yerlerinden beş sit alanını daha “Dünya Mirası Listesi”ne dahil etti. Paris’te yapılan toplantılarda, Kolombiya, Sudan, Ürdün, İtalya ve Almanya’dan aday gösterilen beş alanın listeye alınması kararlaştırıldı. Komite, Kolombiya’nın sembolü olmuş bir geleneği yansıtan, istisnai görünüme sahip bir kahve ekim alanını, Sudan’ın Meroe Adası’ndaki arkeoloji sitesini, Ürdün’deki kalyon ve falezleriyle ünlü, 12 bin yıllık, koruma altındaki arkeolojik öneme sahip doğal ve kültürel “Vadi Rum” alanını, İtalya’nın tarihi 6. ve 8. yüzyıllara dayanan, içinde şato, manastır ve kilisenin bulunduğu “Lombard” alanını ve son olarak Almanya’nın 1910 yılında inşa edilen Alfeld’deki mimari açıdan tarihi öneme sahip Fagus Fabrikası’nı listeye dahil etti. 1972 tarihli UNESCO “Dünya Doğal ve Kültürel Mirasının Korunması Sözleşmesi”ne göre dünyada “evrensel seçkin değer” ölçütlerine uyan kültürel ve doğal varlıklar “Dünya Mirası” sayılıyor. “Dünya Mirası Listesi” adını taşıyan bu listeye girmeyi başaran yerler, dünya çapında statü, prestij, turistik çekicilik, kaynak ve teknik yardım imkânı elde ediyor. Türkiye’nin başvuruları sonucunda Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1982 yılından bu yana İstanbul, Divriği Ulu Cami, Truva, Safranbolu, Pamukkale, Kapadokya, Nemrut, XanthosLetoon ve Hatuşaş girdi. Bundan 25 yıl evvel, delinin biri ortaya, “2010’larda Türk çağdaş sanat ortamı, uçak kapatıp, dünyanın en büyük sanat fuarlarına toplu çıkarma yapacak” diye bir laf atsa, herhalde epey kahkahaya neden olurdu. Ama son yıllarda bu sahne, artık kanıksanmaya başlandı! 1519 Haziran arası, Basel sanat fuarında en çok kullanılan cümlelerden biri, “Türkler her yerde” idi. Art Newspaper’ın özel Basel baskısında 4. gün ana yazısında şu satırlar yer alıyordu: “Ortadoğu, Latin Amerika ve Türkiye’den ciddi oranda alıcılar vardı. Cheim & Read Galerisi’nden Sheffer, ‘Elimdeki tüm Hans Hartung’ları Türklere sattım’ diyordu.” İşte Basel’in her noktasında insan, yıllardır uluslararası sanat dünyasından tanıştığı birine çarparken, artık Türkler de bu akvaryumun içinde yer alıyor. Çoğunlukla yalnız İstanbul’da, klasik ve empresyonist resim toplayan rahmetli Sakıp Sabancı ve Ali Koçman gibi isimlerden, bugün Türkiye ve dünya piyasasını karış karış gezerek eserler toplayan Eczacıbaşılar, Hakan Çarmıklı, Nezih Barut, Yunus Büyükkuşoğlu, Öner Kocabeyoğlu, Emin Hitay, Güler Sabancı, Sevil Sabancı, Murat Ülker, Raffi Portakal, Emre Kurttepeli, Zeynep Fadıllıoğlu, Ahmet Kocabıyık, Turgay ve Olgaç Artam, Agah Uğur, Münir Özkök, Aziz Karadeniz, Murat Özyeğin, Mustafa Taviloğlu, Tansa Mermerci, Canan Pak veya Ankaralı koleksiyonerler Sarp Evliyagil ve Emre Dökmeci gibi çağdaş uluslararası işler toplayan isimlere gelene kadar, kat ettiğimiz o kadar uzun bir yol var ki… Aynen New York’un doğal ukalalığında hissettirdiği gibi, Basel’de herkes sanat dünyasının dev okyanusunda yüzen küçük ya da büyük bir balık. Hoşuma giden ufak boy bir Ron Mueck heykeli var: Siyahi bir adam, gömle Ron Mueck ğini sıyırıp bıçaklandığı yan noktayı gösteriyor! Fiyatını soruyorum: Yarım milyon dolar, 70 santim civarındaki heykelin fiyatı! Burada fiyatlar “400 İngiliz, 500 Avro, 300 dolar, bir nokta iki İsviçre Frangı” gibi birimlerle, insanı korkutmamak için çoğu zaman üç ya da beş sıfırı atılarak söyleniyor. Perrotin galerisinde Delvoye’un nefis bir çelik konstrüksiyonunun ebadı iki metreyi geçiyor. İnanılmaz büyüleyici yuvarlak bir yapı, her ne kadar mimarların yardımıyla yapılmış olsa da Mehmet Güleryüz’le beraber, yarım saat büyülenmiş gibi bakıyoruz. Fuarı gezen diğer Türk sa Delvoye natçılar arasında Ekrem Yalçındağ, Barış Sarıbaş, Devrim Erbil, Ebru Uygun, leri ve müzecilerin tavırlarını özetleyebiliyor(!): Kezban Arca Batıbeki, Burcu Perçin, Seçkin “Okuyucu, çoğu zaman zaten var olmayan bir Pirim, Ebru Döşekçi, Murat Pulat ve Şevket sırrı metinlerin satın aralarında aşağıyukarı Sönmez var. dolaşarak arayan bir maceraperesttir.” Guy Murray Galerisi’nden Alejandro CeKim aksini iddia edebilir ki? Tartışmasız sasarco’nun içinden gelen şu sözler, bu gezileri natın her türlüsünün, her yöntemle üretildiği bu bıkmadan yapan koleksiyonerler, sanat tarihçi dev alanda, her yapıtın okunuşu, okuyanın kendi geçmişi ve hatta o andaki haleti ruhiyesi ile ilişkili, alabildiğine göreceli bir sonuç çıkarır. “Binaenaleyh”, Basel’i baştan aşağı gezen Dağhan Özil, Moiz Zilberman, Sabiha Kurtulmuş, Yeşim Turanlı, Kerimcan Güleryüz, Daryo Beskinazi, Ömer ve Bekir Olcay, Haldun Dostoğlu gibi galericiler, bu işlerin kalitesi kadar “satılabilirlikleri” üzerine refleks düşünceler geliştirirken, Levent Çalıkoğlu, Tayfun Belgin, Hasan Bülent Kahraman, Çetin Güzelhan, Billur Tansel, Arhan Kayar, Serra Avcıoğlu gibi müze yöneticisi, sanat tarihçisi, küratör ve organizatörler, bu okumayı belki daha çok yapıt referansları üzerine yapıyorlar. Art Basel’de, Türkiye’den Galerist yer alırken, yine İstanbul’dan Rodeo, ana organizasyonun yan uzantısına katılmayı başarmış. Scope Basel’de iki Türk galeri dışında (Xİst ve Alan İstanbul), sanatçılarının çoğunu Türkler arasından seçen New Yorklu Regis Krampf ve İsviçreli Frank Pages galerileri vardı. Galerist, Haluk Akakçe, Taner Ceylan, Mentalklinik işlerini sergilerken, Rodeo, Amsterdam’da oturan Emre Hüner’in yapıtlarını sergiledi. Xİst, Basel’e Erkut Terliksiz, Mehmet Güleryüz, Ekin Saçlıoğlu, Lale Tara, Burhan Kum, Seçkin Pirim, Nuri Kuzucan’ı taşırken, Alan İstanbul Ardan Özmenoğlu ve Murat Pulat’ı sergiledi. Türkiye’ye sık sık gelip giden Regis Krampf, Basel’de Gazi Şansoy, Kezban Arca Batıbeki, Bedri Baykam, Barış Cihanoğlu, Seçkin Pirim, Ozan Oganer ve Alev Gozonar’ı sergilerken, Pages galerisi, Türk ve diğer ülkelerin sanatçılarını yarı yarıya sergilemişti: Mehmet Günyeli, Burcu Perçin, Bedri Baykam, Devrim Erbil gibi Türk sanatçıların yanına Maxime Wakultschik, Ross Bleckner, Jonathan Meese gibi farklı ülkelerden isimler yerleştirmişti. Beş gün boyunca, sanat ortamımızın girişken insanları, kâh iliklerine kadar yağmur yediler, kâh uluslararası sponsorların, kâh Beyaz Müzayede veya Akbank’ın kokteyllerinde sohbet ettiler, kâh pazarlık ettiler… Sonunda her biri, cüzdanına doldurduğu yeni kartlara önemli notlar eklemeyi ihmal etmeyerek, kürkçü dükkânına umutlarla döndü… Beyoncé’nin hayali gerçek oldu ngiltere’nin Somerset bölgesindeki Glastonbury kasabasında 40 yıldır devam eden 3 günlük Glastonbury Müzik Festivali, bu yıl da yağmur çamur demeden 180 bin müzikseveri ağırladı. U2, Coldplay, Pulp, Radiohead gibi pek çok ünlü topluluğu ağırlayan festivale, bu yıl da ‘çamur’ damgasını vurdu. Yoğun yağmur nedeniyle yarım metreye kadar ulaşan çamura rağmen tam 120 bin katılımcı, festival alanına kurdukları çadırlarda kalarak konserlerin tadını çıkardı. Festivalin kapanış konserini gerçekleştiren Beyoncé, kendisini izlemeye gelen seyircilere, “Bu gece hepimiz birer rock yıldızıyız. Her zaman bir yıldız olup Glastonbury’de konser vermeyi hayal etmiştim, şimdi sizler bu hayale şahitlik ediyorsunuz” dedi. Solo kariyerinden şarkıların yanı sıra eski grubu Destiny’s Child’dan da şarkılar seslendiren Beyonce, ayrıca Eurythmics’in “Sweet Dreams”, Alanis Morisette’in “You Oughta Know” ve Kings of Leon’un “Sex on Fire” şarkılarını da seslendirdi. Ünlü sanatçı bu ay piyasa çıkması beklenen yeni albümü “4”ten de şarkılar söyledi. Beyonce’nin kocası Jay Z de 2008 yılında Glastonbury’de konser vermişti. ‘Hitler meydanlarda yaktırmıştı’ Gallimard’ın ‘20. Yüzyılın Romanı’ soruşturmasında Yaşar Kemal ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’u seçti Kültür Servisi Fransa’nın en saygın yayınevlerinden Gallimard, 100. kuruluş yıldönümünde dünyaca ünlü 31 romancıdan 20. yüzyılı temsil eden romanı seçmelerini ve bir yazı kaleme almalarını istedi. Bu yazarlar arasında yer alan Yaşar Kemal, Erich Maria Remarque’ın 1929’da yayımlanan “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” kitabını seçti. NRF‘in (La Nouvelle Revue Française) 596. sayısında yer alan ve Jean Rouaud’nun düzenlediği ankette Yaşar Kemal’in yanı sıra Martin Amis, Philippe Djian, Carlos Fuentes, Javier Marias, Amos Oz, Mario Vargas Llosa, Antonio Tabucchi, Pierre Assouline, Tahar Ben Jelloun, Stéphane Audeguy, Annie Lebrun gibi isimler yer aldı. Naziler tarafından meydanlarda yakılan kitapların başında gelen “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” için Yaşar Kemal bir yazı kaleme aldı. 20. yüzyılı en iyi anlatan roman hangisilan kız kardeşini öldürdir derken üç eser arasınmüşlerdi. Bu kitabı bir da gidip geldiğini, bunladaha okudum. Yıllar önrın Joseph Heller’ın ce okuduğum bu kitap “Catch 22Madde 22”, daha bugünlerde yazılŞolohov’un “Ve Durgun mış gibi. Böylesi kitaplaAkardı Don” ve Remarrı insanoğlu sonuna kadar que’ın “Batı Cephesinde götürecektir” dedi. Yeni Bir Şey Yok” adAnkette yer alan öteki Yaşar Kemal lı romanları olduğunu romanlar arasında Célisöyleyen Yaşar Kemal, ne’in “Gecenin Sonuna “Batı Cephesinde Yeni Yolculuk”u, Juan RulBir Şey Yok’u gençlifo’nun “Pedro Párağimde okumuştum. mo”su, James Joyce’un Bu kitap 20. yüzyıl “Ulysses”i, Faulkner’ın dünyasının el kitabı sa“Abşalom, Abşalom” ve yılabilir. Böylesi ki“Malikane”si, J. M. Cotaplar büyük ustalıkla etzee’nin “Barbarları yazılır, dahası can paBeklerken”i, George hasına yazılır. HatırlaOrwell’ın “1984”ü, Nabokov’un yalım, bu kitabı Hitler meydanda “Armağan”ı, Malaparte’nin “Kayaktırmıştı. Yazarı da ortadan put”u öne çıkıyor. Ankette birden kaldırmak için aramışlar, kaç fazla yapıtıyla yer alan yazarlar ise mayı başaran Remarque’ı bula Claude Simon, Blaise Cendrars, mamışlar, buna karşın geride ka Malaparte ve Faulkner oldu. Erich Maria Remarque C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear