25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 N SAN 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER DDK raporu YGS’den sorumlu personelin bazı dershane ve yayınevlerine kitap hazırladığını ortaya çıkardı 7 AKDAĞ, TTB LE LK KEZ GÖRÜŞTÜ ÖSYM’de bir skandal daha TÖDER: BAŞKAN ŞÜPHELER ARTTIRDI KIVANÇ EL Fotoğraf: MEHMET AL SOLAK Her adaya ayrı kitapçık şaibe yaratır F GEN ATALAY Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, algoritmasız sınav düzenlenemeyeceğini, bunun bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Bu sızdı mı? Sızmadı mı? Konu budur. Savcıların bunu ortaya çıkarması gerekir. Yargı tarafından herhangi bir kanıt bulunduğu takdirde sınavın iptali gerekli olacaktır” dedi. ÖSYM Başkanı’nın süreci iyi yönetemediğini söyleyen Yücel, “Açıklamalarıyla şüpheleri daha da arttıracak beyanlarda bulundu. Teknik açıklamaları kendisi yerine algoritmacılara, test uzmanlarına bıraksaydı böyle bir durum olmazdı” diye konuştu. TÖDER Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri, dün Ceylan Otel’de düzenledikleri basın toplantısında, YGS kitapçığı üzerinde yaptıkları teknik çalışmaların sonuçlarını açıkladılar. Dernek üyesi 950 okul ve dershanede, binlerce kitapçığın incelendiğini anlatan Yücel, şöyle devam etti: “Şu ana kadar ÖSYS’nin açıkladığı basın kopyasının bire bir örneğine rastlamadık. Yaptığımız araştırmalarda öğrencilerin kitapçıklarının farklı olduğu ve her kitapta cevap şıklarının yer değiştirdiğini tespit ettik. Basına verilen kitapçıktaki seçenekler, çembersel dönüşümle bütün öğrencilere verilmiştir ve bu zorunludur. Cevap anahtarının gelişigüzel yapılması mümkün değil.” Kız öğrencilerin bazı okullarda, bir arada sınava girmesine üzüldüklerini belirten Yücel, “Bu yazılımı yapan teknik elemanın mutlaka bulunması ve idari soruşturma açılması gerekir. Acemilik midir? Yoksa başka amaç mı vardır? Ortaya çıkarılmalıdır” dedi. ANKARA Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) raporu, şifre ve kurgu soru skandalıyla sarsılan ÖSYM ile ilgili yeni gerçekleri ortaya çıkardı. Raporda, YGS’den sorumlu isim olan ve kapalı döneme de giren ÖSYM personeli Yeliz Ç.A’nın bazı dershane ve yayınevlerine kitap hazırladığı belirlenirken ÖSYM’nin Meteksan’a bağımlı hale getirildiği ve haksız menfaat sağlandığı saptamalarına yer verildi. DDK’nin YÖK ve ÖSYM üzerine 2009 yılında başlattığı KPSS skandalının ardından derinleştirdiği inceleme sonucunda hazırlanan rapor, 24 Şubat 2010 tarihinde YÖK ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi. DDK adına “geçici uzman” olarak görev yapan Sayıştay Başdenetçisi Ferhat Gündüz’ün hazırladığı 60 sayfalık raporda, önemli saptamalar yapıldı. ‘Çok para verirsek hekimler çalışmaz’ MUSTAFA ÇAKIR ‘YGS: Yandaş Geçiş Sınavı’ ışarı kitap yazan YGS sorumlusu Raporda yer alan önemli bir saptama ise ÖSYM’nin “acemiliğini” ortaya koydu. Test Araştırma Birimi’nde (TAB) görev yapan Yeliz Ç.A’nın bazı yayınevlerine soru kitabı yazdığı belirtildi. Buna karşın Yeliz Ç.A, son YGS’de sınav sorumlusu olarak görev yaptığı ÖSYM’nin kapalı döneme gönderdiği 14 isimden biri oldu ve tüm gizli aşamalarda görev yaptı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Tarafımıza gelen iddia, soru hazırlama biriminde çalışan bazı kişilerin ücret karşılığı dışarıya soru hazırladıklarıyla ilgilidir. ÖSYM’nin yaptığı tüm sınavların, sınav sorularını hazırlayan TAB biriminin test geliştirme uzmanlarından bazıları yayınevleri ile anlaşarak kitap yazmışlar ve yazmaktadırlar. Bu isimlerin başında matematik sorularını hazırlayan komisyonun koordinatörü Yeliz Ç.A. gelmektedir. Yeliz Ç.A’nın çeşitli yayınevlerine parayla kitap hazırlamakta olduğu kurumdaki çalışanlar tarafından da bilinmektedir. Her ne kadar soru bankası yazmadığını ders kitabı hazırladığını iddia ederek kendini savunmaya çalışsa da ken D YGS’de yaşanan “şifre skandalı”nın yankıları bitmek bilmiyor. Öğrenciler tepkilerini yaptıkları protesto gösterileriyle ortaya koyuyor. Antakya’da Liseli Genç Umut grubunun yaptığı eylem ise tam bir panayır havasında geçti. Fethullah Gülen, Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ve ÖSYM Başkanı aleyhinde sloganlar atan öğrenciler, 27 Mart tarihinde yapılan YGS’nin Yandaş Geçiş Sınavı olduğunu da iddia ettiler ve sınavın iptalini istediler. Bazı kesimlerin “yapılan açıklamalar bizi tatmin etmiştir” sözlerine tepki gösteren öğrenciler öncelikle kendilerinin tatmin edilmesi gerektiğini söylediler. Tunceli ve Kastamonu’da yaşanan şifre skandalına karşı gösteriler düzenlendi. stanbul ve zmir başta olmak üzere çok sayıda ilde CHP l Gençlik Kolları üyeleri, YGS şifre iddiaları ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundular. li herhangi bir işlem yapılmamıştı. Raporda, ÖSYMMeteksan ilişkisine dair çarpıcı saptamalarda bulunuldu. ÖSYM’nin Meteksan’a bağımlı hale geldiği, haksız menfaat sağlandığı vurgulandı. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, “Meteksan güvenilir işini iyi yapan bir firma. Çok fazla yatırım yaptı” demiş, ancak soruların kurgulanması sırasında da Meteksan’ın hata yaptığı belirlenmişti. şilere ödemeler 36 milyon TL’dir. 36 milyonluk ödemenin idare hesaplarına göre 24.857.672’si kişilere ödenmekte aradaki fark firmaya kâr olarak aktarılmaktadır. Bu rakam ise yaklaşık 11 milyon liradır. Böyle bir kâr oranı önemli hiçbir hizmet yapmayan, maliyeti bulunmayan Meteksan için yüksek bir rakamdır. İdare tarafından haksız menfaat sağlanmıştır. Ödenen paraların yaklaşık maliyet hesaplamalarına göre yaklaşık yüzde 41.82’lik bölümü kamu zararıdır ve firmaya sağlanmış haksız kazançtır. Bu oran 2010 yılı ihalesinde yüzde 38’dir.” Raporda bazı ÖSYM çalışanlarının çocuklarının da Meteksan’da çalıştığı vurgulandı. Raporda, ÖSYM’de personelin malvarlıklarının soruşturulmasının ve ilgili kişiler ile akrabalarının sınav başarılarının analiz edilmesi de istendi. Raporda sınav kâğıtlarında oynamaya açık bir sistem olduğu ve buna karşı önlem alınmadığı da kaydedildi. di anlattığı hususlar dışında neler yaptığı kontrol dışıdır. Kendi ifadesine göre ders kitabı hazırladığı kabul edilse bile bu kitaplarda bile örnek sorular yer almaktadır.” ‘Dışarıda kullanır’ Soru hazırlama biriminde çalışan bir kişinin mesaisi dışında soru yazmaya vakit harcamayacağının düşünüldüğü ifade edilen raporda, “Mesaide uğraştığı kavramları mutlaka hazırladığı kitapta da ister istemez kullanmaktadır” denildi. Yeliz Ç.A. dışında TAB biriminde görev yapan Evren D., Erkam D’nin de belirli yayınevlerine kitap hazırladıkları iddia edilen raporda, “Soru hazırlamakla görevli emekli öğretmen İsmail Gümüşel’in de Yeliz Ç.A’nın yayınevleri ile ilişkisini kurduğu bilinmektedir” ifadelerine yer verildi. KPSS soruşturması sırasında 8 kişi görevden alınmış, Erkam D. de bu listede yer almıştı. Ancak raporda adı geçen diğer isimlerle ilgi ANKARA Hükümetin sağlık politikaları nedeniyle sık sık karşı karşıya gelen Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ dün Mayıs 2009’dan sonraki ilk “yüz yüze” görüşmeyi gerçekleştirdi. Görüşmede, performans uygulamasını savunan Akdağ, sabit ücretlerin yüksek olması durumunda hekimlerin çalışmayacağını belirtti. TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu ve beraberindeki heyet dün Bakan Akdağ ile görüştü. Görüşme hakkında bilgi veren Bilaloğlu, bakanla zaman zaman telefonla görüştüklerini ancak “yüz yüze” anlamında Mayıs 2009’dan sonraki ilk görüşme olduğunu söyledi. Hekimlerin “iş güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık ve gelir güvencesi” olmak üzere 4 temel sorunu olduğunu dile getiren Bilaloğlu, bakana bunları ifade ettiklerini bildirdi. Sağlık çalışanlarının gelirleri ve performans uygulamasına ilişkin sıkıntıları da aktardıklarını dile getiren Bilaloğlu, şunları söyledi: “Sayın bakan ‘Ben eğer çok para verirsem çalışmaz millet, çalışmaya gerek var mı, çalışmaz insanlar. Bunun için sabit ücreti düşük tutuyoruz. Diğer kısmı ise çalışmanıza bağlı. Yani performansa. Çalışırsanız para artar, çalışmazsanız artmaz. Performansa bağlı. Örneğin ortalama bir hekimin maaşı 2 bin TL. Bunun üzerine çıkmak performansa, çalışmaya bağlı’ diyor. Biz bunun bir anlayış sorunu olduğunu düşünüyoruz.” ‘9 gün tatil de oluyor’ Bilaloğlu, görüşmede bakana sağlık çalışanlarının 1920 Nisan’da yapacağı grevi de anımsattıklarını söyledi. Bakanın, “Hastalara zarar gelecek bir faaliyeti uygun görmeyiz” dediğini anlatan Bilaloğlu, bunun üzerine kendilerinin de “9 günlük bayram tatilleri oluyor. 9 günlük tatilde zarar gelmiyor, 2 günde ne olacak?” karşılığını verdiklerini bildirdi. Bilaloğlu, bakanın 13 Mart’ta yapılan mitingde sağlık çalışanlarından daha çok bazı sol partilerin üyelerinin bulunduğunu söylediğini de belirtti. eteksan’a haksız kazanç Raporda Meteksan’a işçi başına 2100 TL ücret ödense de firmanın işçileri asgari ücret üzerinden çalıştırdığının belirlendiği de ifade edildi. Meteksan dışında firmaların ihaleye yeterlilik verilmediği için giremediği ifade edilen raporda, Meteksan’a haksız kazanç sağlandığı 2008 yılı KPSS örneği verilerek, şöyle anlatıldı: “Sınavın sözleşme bedeli 59.294 bin TL, yaklaşık maliyet 60 milyon TL ve görev alacak ki M ‘Kamuoyu aydınlatılsın’ Yücel, bundan sonraki süreç için TÖDER olarak önerilerini şöyle sıraladı: ÖSYM güvenlik endişesiyle şeffaflık kuralından vazgeçmemelidir. Daha da açık olmalıdır. Ücret talep edilmeden kitapçıklar tüm basın kuruluşlarına verilmelidir. Kişiye özgü kitapçık uygulamasını abartılı bir uygulama olarak görüyoruz ve şaibe yaratacağı kanısındayız. 10 ya da 20 değişik kitap kullanılması yeterlidir. Konunun yargı ve bilirkişiler tarafından incelenmesi ve kamuoyunun en kısa sürede aydınlatılması gerekir. Öğrencilerin insani ihtiyaçları için önlem alınmalıdır. ‘CEMAATLERE TESL M ED LEMEZ’ NUSAYB N’DE VEL LER TEPK L ‘Öğretmen yerine polis’ MAHMUT ORAL ‘Sosyal hizmet kamusaldır’ Halkın Kurtuluş Partisi üyeleri duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. DİYARBAKIR Mardin’in Nusaybin ilçesine geçici görevle gelen çevik kuvvet polis memurlarının Gazi Anadolu Lisesi binasında atıl bulunan yatakhaneleri kullanması öğrenci ve velilerin tepkisine neden oldu. Okul binası önünde açıklama yapan veliler, polisler binadan çıkıncaya kadar öğrencileri okula göndermeme kararı aldı. Kaymakam Murat Girgin ise polislerin yatakhaneyi gece kullandığını ancak velilerin hassasiyeti üzerine polisleri en kısa sürede tahliye edeceklerini söyledi. Öğrenciler yurt, savcı 14 yıl istedi YURTKUR önünde eylem yapan 43 kişinin yargılanmasına başlandı. Suçlamaları reddeden öğrenciler ‘Polis orantısız güç kullandı. Kelepçe izi bileklerimizde kaldı’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Halkın Kurtuluş Partisi üyesi bir grup öğrencinin, “Ne cemaat yurdu ne de tarikat evi, YURTKUR uyuma yurt kur” sloganıyla YURTKUR Genel Müdürlüğü önünde yaptığı eylemde gözaltına alınan 43 kişinin yargılanmasına başlandı. Haklarında 14 yıla kadar hapis cezası istenen öğrenciler, suçlamaları reddederken, bir öğrenci “Polisin orantısız gücü ile gözaltına alındık. Kelepçe izleri üç aya yakın çıkmadı bileklerimden” dedi. Müşteki sıfatıyla ifade veren bir polis memuru ise kendisine vurduğu iddia edilen kız öğrenciyi duruşmada ilk önce hatırlayamadı, ancak gösterilince “evet bu olabilir” dedi. Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, kamu malına zarar vermek ve yasadışı gösteri yapmak iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasına 26 öğrenci katıldı. Yargıç Ali Sarıkaya, duruşmayı basın mensuplarının izlemesine izin vermedi, sadece kapıdan takip edebileceklerini kaydetti. Bu arada duruşmayı bir süre sivil polis olduğu sanılan bir kişinin izlediği de görüldü. İlk olarak savunma yapan öğrencilerden Elif Ceren Çınğı, ülkedeki yurt ve harçlarla ilgili sorunları dile getirmek amacıyla YURTKUR önüne geldiklerini ve iki arkadaşının toplanan dilekçeleri içeri girerek görevlilere teslim ettiğini anımsattı. leklerimden çıkmadı. Çıkan arbedede kurumun özel güvenlik güçleri kendi binalarına zarar verdiler” dedi. Nazım Tokşen savunmasında, gözaltına alındıktan sonra polislerin “hakaret ve kötü muamelesine” maruz kaldığını vurguladı. Aymelek Özkan da polisin tutumunu eleştirerek “Olay öncesi güvenlik güçlerinden bir kısmı küfürlü sözlerle ‘Bunların birçoğu öğrenci değildir’ diyerek bizleri küçük düşürmeye çalıştılar. Gözetim altına alındıktan sonra da kadın polislerin coplarla ve kelepçeleri sıkıştırmak suretiyle orantısız davranışlara maruz kaldım” dedi. Deniz Tugay, eylemlerinin barışçıl ve demokratik olduğunu belirtirken, Benazir Gümüş polisin “sözlü ve fiili eylemine” maruz kaldığını söyledi. Diğer sanıklar da benzer savunma yaparak suçlamaları reddetti. Yargıç, YURTKUR’un katılma talebini kabul ederek duruşmayı 10 Haziran’a erteledi. ‘Psikolojileri bozuluyor’ Okul binası önünde toplanarak duruma tepki gösteren veliler adına açıklama yapan Okul Aile Birliği Başkanı Abdurrezak Yumsa, “Burası okuldur, polis yurdu değildir. Okulumuzu polise tahsis etmişler. Öğrencilerin koridorlarını ve kantini kullanıyorlar. Öğrencilerin yanında ve sigara içiyorlar. Öğrencilerimizin psikolojileri bozulmuş. Polis okuldan çıkmayıncaya kadar öğrencileri okula göndermeme kararı aldık” diye konuştu. Fevzi Doğan ise devletin 3 aydır öğretmen bekleyen okula öğretmen yerine polis gönderdiğini söyledi. ‘Kendi binalarına zarar verdiler’ Çınğı, çıkışta iki arkadaşının pankart açmak istemesi üzerine kurumun özel güvenlik görevlilerinin müdahale ettiğini belirterek “Arkadaşlarımıza engel olmaya çalıştılar. Bizler de bu durumu protesto amacıyla yanlarına gitmeye kalktığımızda bu kez polis kuvvetleri orantısız güçle bizleri gözaltına almaya kalktı. Arkadaşlarımız içerideyken bizlere herhangi bir dağılın uyarısı yapılmadı. Polisin bu orantısız gücü ile gözetim altına alındım. Kelepçe izleri üç aya yakın bi İstanbul Haber Servisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Meral Özbek, sosyal hizmetlerin bir yurttaşlık hakkı olduğunu belirterek “Sosyal hizmetleri piyasaya, cemaatlere, devletin emir eli olarak yalnızca sınıflandırılmış bir sürece teslim etmemek gerekir. Sosyal hizmetlere kamusal hizmet içinden bakılmalıdır” dedi. Sosyoloji Mezunları Derneği Başkanı Ünal Özen de “sadaka sosyal hizmet kültürünün” yıkılması gerektiğini vurguladı. Maltepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Sosyoloji Mezunları Derneği, FriedrichEbertStifurg Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından düzenlenen “Sosyal Hizmetleri Yeniden Düşünmek: Sosyal Hizmet Örgütlenmesi, Mesleki Etik ve Eğitim” konulu uluslararası panel dün başladı. Panelin açılışında konuşan Özbek, sosyal hizmetlerin yurttaşlık kültürünün bir parçası olduğunu belirterek, kamusallık anlayışı içinde yapılması gerektiğini söyledi. Sosyal hizmetler ilişkisini “endüstriye ve piyasaya ilişkilendirmemek” gerektiğini dile getiren Özbek, sosyal hizmetlerin himayecilik altında yardım anlayışının ötesine geçmesi gerektiğini kaydetti. Özen ise “Sosyal hizmetler modelinde ihtiyaç olan her insana eşit bir şekilde, onu rencide etmeden ulaşılmak olmalıdır” dedi. Konferans bugün sonuç bildirgesinin hazırlanmasının ardından sona erecek. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear