22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y B B B Y Y Y Y Y Y Y 13 17 13 15 20 20 19 10 10 12 10 10 10 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 11 17 10 21 23 23 15 20 12 12 6 9 8 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih PB Berlin PB Budapeşte B Madrid PB Viyana B 15 5 10 20 17 20 20 19 15 17 16 27 17 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y PB PB PB PB Y PB Y B PB Y PB PB 15 13 18 19 22 6 28 31 16 22 16 28 19 Ülke geneli çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Afyonkarahisar, Denizli ve Muğla çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar Sakarya, Zonguldak, Düzce, Bartın, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye, Batman, Siirt, Bitlis ve Şırnak çevrelerinde kuvvetli olmak üzere yağmur ve sağanak şeklinde olacak. 10 N SAN 2011 PAZAR TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK toplumun her kesimi zorlu yaşam koşullarından yakınıyor. Enflasyonun düştüğünü müjdeleyen açıklamaları, aylık geliri yerinde sayanlar alaylı bir gülümseme ile karşılıyor. Demokrasi var imiş yok imiş tartışmalarındaki üslup, elli yıl önce neyse bugün de o düzeyde. 5060 yıl önce olduğu gibi bugün de tek adamlık hevesleri, tek adamlık uygulamaları güncelliğini koruyor. Geçen seçimlerin aksine CHP’ye 4 bini aşan adaylık başvurusu toplumsal uyanışın işareti mi? 12 Haziran umutlara kapıyı aralıyor mu acaba? Yoksa? 13 Haziran sabahı karşımıza, sandıktan vekil sıfatlı kimi tellaklar değişmiş ama yönetici kadro her açıdan eski tas eski hamam… …karamsarlığa dolu dizgin koşmamızı sağlayacaklardan oluşan bir tablo mu çıkacak? Zira kimi yorumlar, hatta 12 Haziran’ın olası sonuçlarını iki üç ay önceden açıklayan söylemler kafalarda filizlenen değişiklik olasılığını köreltiyor. Siyasette bir gün çok uzun süreçtir. Birden geliveren gelişmeler, daha önceki güçlü olasılıkları bir anda değiştirebilir diyen klasik siyaset kuralı, 12 Haziran arifesi anımsanmıyor bile. Muhalefet partileri dışındaki çevreler seçimi iktidar partisinin kazanacağına öylesine inanmış ki; 315 mi, 350 mi vekil çıkaracağını tartışıyorlar. AKP lideri de yeni anayasayı dilediği gibi yapabilmek için vekil sayısını 350’nin üzerine çıkarmanın peşinde. Bu düşü gerçekleşir mi? Önceki günler yüzde 50’lerde oy alacağını iddia eden lider de artık 350’den fazla vekil çıkaracağını söyleyemiyor. Parlamentodan AKP anayasası çıkaracak oy yüzdesine ulaşabilmek için yüzde 10 barajın altına düşecek MHP’den gelecek olaylara güveniyordu. MHP’yi baraj altına düşürmeye çok çabaladı, çook! Fakat her hafta yaptırdığı anketlerden bu düşün gerçekleşmeyeceğini anlamış görünüyor. Son günlerde AKP’nin vekil sayısının Meclis’te temsil edilecek partilerin sayısına göre değişeceğini söylüyor. Üç veya dört partiden söz ediyor. Bu, AKP liderinin yüzde 50 ve hatta üzerinde oy alacağını düşleyerek kurguladığı planların suya düştüğünü gösteriyor. Karamsarlık bir gün yerini umuda bırakıyor. Ya da umut karamsarlığa: Umuttan karamsarlığa, karamsarlıktan umutsuzluğa dalgalanmaları atın bir yana. Bugün pazar. Bu sabah bırakın karamsarlığı. Varsın umudun sarmaşığı 13 Haziran sabahına kadar, ruhunuzu, aklınızı sarsın! Ulusal kimlik içeren bir özdeyişi de unutmayın: Umut… Mehmet’in ekmeği… Ye Mehmet ye! Tutuklu gazeteci sayısında dünya şampiyonuymuşuz. İran’ı, Çin’i geride bırakmışız. ABD’nin yayımladığı İnsan Hakları Raporu’nda ülkemizde “20112005 arasında 150 bin kadın şiddete maruz kalmış.” Olur olmaz, yargılanırlar yargılanamazlar tartışması olanca hızıyla sürerken yıllarca avuçlarını patlarcasına alkışladıkları, başta Kenan Evren, 12 Eylül darbesi komutanları hakkında soruşturma açılacakmış. Geçen cuma 115. duruşmanın yapıldığı Silivri mahkemesinde Mustafa Balbay, normal koşullarda ağır ceza mahkemelerinde yılda 34 defa duruşma yapıldığını ifade ettikten sonra, ….“(burada) Yılda 4 duruşma yaptığımızı düşünürsek şu anda davanın 35. yılında geldiğimiz noktaya bakın. Daha tutuklu sanıkların ifadelerinin alınması bile tamamlanmadı. İddialar iddialarla, iddianameler iddianamelerle güçlendirilmek isteniyor. Böyle bir yargılama ortaçağda bile yoktur” dedi. Çağdaşlık iddiasında olan Türkiye’de yargılama ve yargı gerçeğini… yargılayan mahkeme heyetinin önüne serdi… ABD, ülkemizde kadının şiddete maruz kaldığını açıklamış…12 Eylül yargılanacakmış… Balbay, Türkiye’de giderek siyasallaşan yargı gerçeğini bir kez daha açıklamış… İyi anladık. Tamam. Bırak bunları şimdi bir yana. Söyle bakayım. Arda, Madrid’e gidiyor mu? Anlaştı mı, anlaşmadı mı? Anlaştı ise kaç milyon Avro alacak! Şu kadar ha!.. Seçim, şu parti bu parti. İktidar, demokrasi, basın özgürlüğü falan filan… Boşver bu konuları cancağızım: Bize bu konuları konuşmak değil, ayakları konuşturan konular lazım! 12 Eylül Mağduru Demirel: Yüzleşeceğiz Diye Yaraları Kanatmayalım tim yüzde 92 oy aldım. O oyları verenleri değil de beni niye yargılayacaksınız?’, o zaman savcı ne yanıt verecek? Ayrıca kabul edilen o anayasa, İç Hizmet Kanunu olduğu gibi duruyorlar. Onun için diyorum çok karışık diye.” ‘Cemevleri ticarethane değil ibadethanedir’ İstanbul Haber Servisi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul şubeleri, Taksim Meydanı’nda ibadethanelere tanınan olanakların cemevlerine de tanınması istemiyle gösteri yaptı. Göstericiler, cemevlerine diğer ibadethanelere tanınan olanakların tanınmadığına dikkat çekerek elektrik sayaçlarını kırdı. “Cemevleri ticarethane değil ibadethanedir”, “İnanç özgürlüğü istiyoruz” yazılı dövizlerin ve bağlamaların taşındığı gösteride “Cemevlerimize ticarethane değil, ibadethane tarifesinden elektrik istiyoruz” yazılı pankart taşındı. Katılımcılar adına PSAKD Sultanbeyli Şube Başkanı Sadegül Çavuş Çiftçi tarafından yapılan açıklamada, Alevilerin inanç özgürlüğü temelindeki taleplerinden vazgeçmeyecekleri ifade edildi. yargılayacak mısın? 12 Eylül cuntasının yargılanması konusundaki tartışmaya iki farklı argümanla katılıyor Demirel. “Müdahaleyi yaptığı zaman ilan etmiş, ‘İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesine göre koruma kollama görevimi kullandım’ diye. Bu görev bir koşula da bağlanmamış. Resen hareket etmişler. Bu tezi 27 Mayıs’ta da, 12 Mart’ta da kullanmış. Sonra da 12 Eylül’de kullandı. Bunu yargılayacaksanız, 27 Mayıs, 12 Mart ne olacak? Hepsini yargılayabilecek misiniz?” Demirel’in dikkat çektiği ikinci konu ise darbeye ve darbe döneminde yapılan anayasaya halkın verdiği destek: “Darbeyi yapanlar derse ki ‘Referanduma git 27 Mayıs’ı da Yedi yılımı çaldılar Yüzlerce 12 Eylül mağduru Evren ve komuta kademesinin yargılanması için başvuruda bulunurken kendisinin bu görüşleri nedeniyle ‘darbe savunucusu’ gösterilebileceğini anımsattığımızda, “Allah’tan korksunlar” diyerek şunları söyledi: “Türkiye’de ‘darbe karşıtlığı’ tartışması başlayınca akan sular duruyor. Ben bunları söylüyorum diye darbe savunucusu muyum? 12 Mart’ta, 12 Eylül’de iktidarı elimden aldılar. 11 Eylül’de evimde başbakan olarak otururken, 12 Eylül’de yasaklıydım. 7 senemi çaldılar. Ama bu tartışmaların bu milletin birliğine, bütünlüğüne ne getirip götüreceğine de bakmak lazım.” Partilerin aday listeleri tartışılırken Demirel ismi yeniden gündeme gelmişti. Özellikle de bazı merkez sağ isimlerin CHP listesinden aday gös Birinci öncelik ‘özgürlük’ Türkiye’nin meselelerini sayarken birinci sıraya ‘özgürlükleri’ koyuyor. Özellikle de basın özgürlüğünü. İngiltere’nin eski Başbakanı Margaret Thatcher’ın,“Ülkemi idare edebilmek için, her sabah, o gün benimle hesaplaşacak bir basın isterim” sözlerini anımsattıktan sonra Demirel, şöyle devam etti: “Çağdaş, modern bir ülke olmak istiyorsak öncelikle hürriyetleri garanti altına almalıyız. Bu memlekete en büyük kötülük burayı bir ‘korku imparatorluğu’ haline getirmektir. Seçimler sadece şeklen değil fiilen de hür ve serbest olmalı. Korku ortamında ne kalkınma olur ne yaratıcı fikirler yetişebilir.” AL GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Rakel Dink, ‘Barışı Korumak’ isimli konferansta ayrımcılığı hedef aldı Gençler Tehlikedeyse Hiçbirimiz Güvenlikte Değiliz! Baştarafı Arka Sayfada 11 yıl önce gerçekleştirilmiş bu hoyratça saldırının planları ilk kez şimdi gün ışığına çıkıyor ve 11 yıl sonra aynı günlerde devlet ve sağ iktidarlar gençleri ne kadar çok sevmediklerini bir kez daha göstermek için şifrelendiği açıkça belli olan, şaibeler dolaşan ve gençlerin hayatlarıyla doğrudan ilgili bir sınavı inatla iptal etmiyorlar. Alay ediyorlar adeta, 11 yıl önce ölüm orucundaki küçücük bir bedene hoyratça saldıranlar bu kez milyonlarca genç insanı daha yaşamlarının başında aynı hoyratlıkla yok etmeye çalışıyorlar. Kimse bu ülkede çıkıp gençleri sevdiğini söylemesin! Yalan! Belleğim beni dokuz yıl öncesine, Aksaray’daki bir eve götürüyor. Ölüm orucundan ötürü belleklerini yitirmiş ve bundan böyle hayatlarını hep birilerine mahkum olarak yaşamak zorunda olan gençlerin birlikte yaşadıkları bir ev bu. Kimisi yürüyemiyor, kiminin gözleri kör. Biri hiç durmadan aynı sözleri yineliyor: “Bir gün kazanacağız!” Evet bu ülkede onların ölümlerine, sakat yaşamalarına duyarsız kaldık. Dünyanın neresinde olursa olsun bir Bayrampaşa baskını yaşansaydı, hükümetler düşerdi ve önceden hazırlanmış bir planın on bir yıl sonra karşımıza çıkması mümkün olmazdı! Gençlerin hayatlarının bu kadar ucuz olduğu başka bir ülke var mı? İşte gene en haklı nedenlerle ÖSYM’ye karşı son derece naif bir eylem yapıyorlar, kendilerini elektrik direklerine zincirliyorlar ve yaşamlarının ellerinden nasıl alındığını sokaktaki herkese haykırmak istiyorlar. Polis hazır ve çok acımasız. Tanrım, bu polislerin, bu emir veren emniyet müdürlerinin çocukları yok mu? Bu kadar mı gözleri döndü, ülkeyi uçuruma sürüklemek için bir piyon olarak kullanıldıklarını fark etmiyorlar mı? Peki nerede 1 milyon 700 bin gencin anneleri, babaları? Böyle şaibeli bir sınav dünyanın neresinde olsa milyonlarca insan sokaklara dökülürdü. Milyonlarca insan sokağa döküldüğünde de seçime giden bir iktidar bu toplu protestodan çekinirdi. Oy kaybetmekten çekinirdi. Şimdi meydanı boş bulduklarından, gençlerin üstüne basarak, bütün bir Türkiye’yle alay edercesine en baştan başlayarak “Biz tatmin olduk” diyorlar. Peki anneler, babalar, hayatlarını kızlarına, oğullarına iyi bir gelecek sağlamak için fedakârlık yaparak geçiren sizler, hâlâ susacak mısınız? Korkunun ecele faydası yok! Bütün bu şaibeden ötürü, çocuklarımız ağır bir bunalıma girerse, her şeyi boş verip sokaklarda dolaşmaya başlarsa, uyuşturucuyu bir çare olarak kabul ederse, biliniz ki, bu durumdan en çok sokaklara çıkmadığımız için sizler ve bizler sorumluyuz. Bir şeyler olmalı, çocuklarımızı sevdiğimizi gösterebilecek bir şeyler yapmalıyız ve şu kuşkuyu duymalıyız, her şeyde bir şaibe çıkıyorsa seçimlerde de pek çok kötücül operasyon yapılabilir. 17 okula silme kızların alınmasının tesadüf gibi gösterildiği bir ülkede seçim sonuçlarıyla da pek güzel oynanabilir, en azından oyumuzun oyuna gelmemesi için üşengeçlik yapmadan, o bir oyu takip etmemiz gerekiyor. Öyle acımasız bir dalgayla karşı karşıyayız ki, sonuç bir ölüm kalım meselesi olmaya doğru gidiyor. Gençleri sevmeyen iktidarlar, yurttaşlarını da sevmiyor demektir. Sevgisizlik de insanoğluna her şeyi yaptırır. ‘Adaletsiz barış olmaz’ İstanbul Haber Servisi Katledilen gazeteci Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, adalet olmadan barışı düşünmenin çok zor olduğunu belirterek “Adalet suçluyu cezalandırmak kadar haklıya da hakkını iade etmektir. Geciken cezalar suçluları cesaretlendirir, suçu cazip hale getirir” dedi. Barış Gi Hrant Dink’in eşi, geciken cezalar suçluları cesaretlendirir, suçu cazip hale getirir” dedi. rişimi tarafından Anadolu Kültür’ün desteğiyle Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “Barışı Kurmak” konulu 2 günlük konferanstaki dünkü oturumların açılışını yapan Rakel Dink, “Kimliğim, dilim, Hıristiyan olmam nedeniyle ayrımcılığa uğramış bir vatandaş olarak karşınızdayım” sözleri ile konuşmasına başladı. Dink, “Ayrımcılık ve ırkçılık söylemleri, planları nasıl çöpe atılacak, bilmiyorum” dedi. 67 Eylül olaylarına atıfta bulunan Dink, hâlâ kimsenin bunlar için özür dilemediğini vurguladı. Hayata Dönüş operasyonuna ilişkin ortaya çıkan yeni bilgileredikkat çeken Dink, “Kanıtlar ortada. Belgeleri gizlemede bu ülkeden daha üstadı yoktur” dedi. Dink, 301. maddeyle il gili olarak da “Tepedekiler oralı bile değil. Ne zaman kaldırılacak bu madde?” diye sordu. ‘Özerk Kürdistan’ BDP Milletvekili Akın Birdal da Kürt halkının demokratik özerk Kürdistan’da yaşamak istediğini dile getirerek “Bir proje getirdiğinizde ayrımcı bir tutum zannediliyor. Oysa bu Türkiye’nin demokratikleşme projesidir” dedi. L DERLER BULUŞACAK Avrasya Ekonomi Zirvesi başlıyor Haber Merkezi Marmara Grubu Vakfı’nın gelenekselleşen Avrasya ekonomi zirvelerinin 14.’sü 1315 Nisan tarihleri arasında yapılacak. İstanbul Wow Otel Kongre Merkezi’nde düzenlenecek zirveye üç cumhurbaşkanı, iki başbakan, yirmi bakan, 40’ı aşkın ülkeden diplomat, milletvekili, akademisyen, işadamı, sivil toplum örgütü ve dini lider temsilcisi katılacak. 13 Nisan’da bir yandan “Enerji ve Terör” konulu oturum gerçekleştirilirken aynı saatlerde ayrı bir salonda “Lider Eşleri ve Rol Model Olarak Kadın Politikalarına Etkileri” başlıklı oturumda da konuk cumhurbaşkanı eşleri konuşacak. 14 Nisan’da “Bölgenin Bilge Adamları” konu başlıklı oturumda 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in moderatörlüğünde eski ve yeni 12 cumhurbaşkanı bu yıl bağımsızlıklarının 20 yılını kutlayan 27 ülkenin kazanım ve edinimlerini ortaya koyacak. Aynı gün küresel boyutlarıyla ekonomi gündeme getirilecek. Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz GAP’la ilgili özel bir sunum yapacak. Zirvenin son günü olan 15 Nisan’da ise diyalog düşüncesi, dinin, kültürün, bilim ve siyasetin ekseninde ele alınacak. Kültürler ve Dinlerarası Diyalog konulu son oturumda Mısır, Tunus ve Suriye’deki halk kalkışmaları tartışılacak. ‘Emperyalist üslere hayır’ “NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik”, ngiltere’nin stanbul Başkonsolosluğu önünde yaptığı gösteride Libya operasyonunu protesto etti. Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda demokratik kitle örgütü ve dergi çevresinden oluşan göstericiler, “Emperyalistler ve Türkiye Libya’dan defolun” yazılı pankart açıp, “NATO’ya, Emperyalist üslere hayır” yazılı dövizler taşıdı. Yapılan açıklamada “ şbirlikçi AKP, bir yandan Libya’nın işgaline karşıymış gibi görünürken, saldırıya destek olmak için Meclis’ten tezkere çıkarırken zmir’deki NATO üssünün saldırının ana üssünün olmasını önerebiliyor” denildi. Galatasaray’da Atilla lhan Kültür Merkezi’nde toplanan TGB üyesi bir grup önümüzdeki hafta içerisinde Libya’ya giderek, Libyalılara destek vereceklerini açıkladı. Kaftancıoğlu katledilişinin 31. yıldönümünde anıldı Kültür Servisi 11 Nisan 1980’de öldürülen gazeteciyazar Ümit Kaftancıoğlu, ölümünün 31. yılında anıldı. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte “Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri”nin töreni de yapıldı. Öykü Ödülleri yarışmasında, birinciliğe “Sırrının Hikâyesi” öyküsüyle Murat Taş, ikinciliğe “Kızıl Limon” öyküsüyle Mehmet Oğuz Aslan, üçüncülüğe de “Namus Parası” adlı öyküsüyle Hasan Cüneyt Bozkurt değer görüldü. Törenin açılış konuşmalarını CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, gazeteciyazar Ali Sirmen ve Dr. Ali Naki Kaftancıoğlu yaptı. zmir ve Antalya’ya temsilcilik İZMİR (AA) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İzmir ve Antalya’da da Dışişleri Bakanlığı temsilciliği açma kararı aldıklarını açıkladı. İzmir’de temaslarda bulunan Davutoğlu, gazetecilere açıklama yaptı. Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin talimatıyla dış politikanın artık sadece Ankara’dan yönetilmeyeceğini açıkladı. Davutoğlu, “Diplomatik faaliyetlerin Türkiye sathına yayılmasını istiyoruz. Bunun için İzmir ve Antalya’da Dışişleri Bakanlığı temsilciliği açma kararı aldık. Haziran 2011’de İzmir’de Dışişleri Bakanlığı temsilciliği faaliyete geçecek. Bratislava’da görevli Büyükelçi Dicle Kopuz’u İzmir temsilcisi olarak atadık” dedi. İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO), Hilton Oteli’nde düzenlediği “Dünyadaki Gelişmeler ve Türkiye’nin Dış Politika Vizyonu” toplantısında katılan Davutoğlu, “AB’nin Türkiye’ye uyguladığı vizenin siyasi, hukuki ve ahlaki temeli yoktur” dedi. Fotoğraf: VEDAT ARIK Baştarafı 1. Sayfada Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir, 12 Eylül darbesini planlayanlar ve uygulayanlara yönelik soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında dönemin Genelkurmay Başkanı olan ve darbe sonrası anayasasının oylandığı referandum ile cumhurbaşkanı seçilen Kenan Evren, kuvvet komutanları ve darbe döneminin bürokratlarının da yargılanması gündemde. 12 Eylül darbesinin siyasi mağdurları arasında dönemin başbakanı olan, darbe sonrasında Zincirbozan’a gönderilen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de var. Dün Bekir Coşkun ile birlikte görüştüğümüz deneyimli siyasetçi, “Savcı soruşturma başlatır ama nereye varır?” dedikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı: “Geçmişle yüzleşelim derken, yaraları daha çok kanatmamak lazım. O gün darbeye karşı çıkanlar da olmuş. Bir kısmı da alkışlamış, yapmalısınız demiş... O yaraları eskide bırakmış, ülkeyi birleştirmiş, bütünleştirmişiz. Şimdi o yaraları bir daha açıyorsunuz. Bunu iyi düşünmek lazım.” terilmesi konusunda. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bu konuda görüşme yaptığı iddialarını yalanlayan Demirel, şu değerlendirmeyi yaptı: “Siyasetin kendi akışı var. Ona müdahaleyi doğru bulmam. Ben konumum nedeniyle zaten siyaset üstüyüm. Yanlış anlaşılmasın. Siyasetçi değilim ama memleketimin sorunlarına seyirci de değilim. Ülkemin huzursuzluklara sürüklenmesine razı olamam.” Yaklaşan seçimlere ilişkin kamuoyu yoklamalarını anımsattığımızda, siyaset üstü konumunu bir kez daha hatırlattıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı: “Tüm meseleleri sandık halletmeli. Korkular, partilerin dağınıklığı ve nasıl olsa sonuç belli şeklindeki düşünceler seçmen kanaatinde etkili olabilir. Ama ikna edici programlar ve buna uygun kadrolarla halkın karşısına çıkılması, sonuçları değiştirebilir. Anadolu insanının sağduyusuna güveniyorum. Cumhuriyet devrimleri geri dönülemeyecek kadar mesafe kaydetti. Cumhuriyetimiz sahipsiz değil.” ELEKTR K FATURASINA TEPK C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear