23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
1;:'." Politikalarınm büyük öncüsü öldü GENÇLİĞİ VE ASKERLİĞİ Çocuklarmm (2 erkck, 3 kız) yazdıgı kısa hayat hikâ- yesinc göre, babası, ünlii lngiliz Fabian sosyalisti ve LSE, London School ofEconomics'in kurucusu Sidney Webb'in sekreteri Aınold Freeman, aynı zamanda, İşçilcri Eğitme Demeği'nin (Workcrs' Educacional Asscıciation) öncüle- rinden de biriymiş. İdealist bir komünist olarak Chris ön- ce okulu, LSE, terk ediyor vc savaşta Kraliyet Harp Akadcmisi'ne (Rcyal Military College, SanJhurst) girip tankçı olarak cepheyc gidiyor, Ardennes Savaşı'na, 1944, katılıyor. Bana hir kcrcsinde, "Ben Monthy'nin (Mareşal Montgomery) şoförlüğünü yaparak Almanya'ya girdim", dcmişti. Monthy'nin bu şoförü, hicbir zaıvıan kendine bir otomobil alınadı, burjuva liiksü sayıyordu; üniversite ci- varındaki Kingston köyünden, eğer arkadaşları ona "lift" vermezse, karda, kışta, lascik çizmeleriyle, yürüyerek gelip, gidiyordu. Artık nesli kalmamış İngiliz köylüsü gibi. Komünist olnıası, İngiltere'de hile onu akademik ha- yatta kara listeye suknıuş, 194S'dc LSE yi başanyla bitir- ınesine rağmen doktorasını yapamamıştı. Ancak, dokto- nı vcrmcycn lngili: üniversitc camiası yeni bir bilim kıı- ran kimseyi ödülsüz de bırakmıyor, önce profe- sörsonra, 1986'da oıdinaryüs (Emeritus) yapa- biliyor. Chris savaştan sonra, işcileri tfrgütlemekte, Lhüly Workcnic ya:ılar ya:makca ve "Rusya ile Kültürel lliskiler Demeği'Vide rulışmaktadır. Fakar birçok "romantik" solcunun başına gelen onun da başına gcliyor: Alman komünistleriy- le ı1 x>k sıkı ilişkilcr icinde olmasına rağmen, hu parri sisrcmin onun düşiindügü geleeeğin bir ara- cı olamayacağmı anlıyor ve 1956'da Komünist partisinden ayrılıyor. Arrık, Clıris piyasa araştırmaları yapmakta, ö:ellikle LonJon Export Group iyin Çin ve Rus dış ticareti alanmda uzmanlaşmaktadır. İngiltere, Çin'i 1949'da tanıyan tekba- tılı güç olarak, özel bir konumdadır. Çin'in önemini bilen birisi olarak, Çin'deki bilim faaliyetleriyle de ı^ok ilgilenirdi; yardımcısı, sonradan SPRU'nun direktörü Dr. Geoff Oldham, Çince bilen bir jeolog bir bilim polirikacısı idi ve diğer sinolog bilim politikacıları ile birlikte bu ülkenin bilim ve teknoloji faaliyetlerini araştınyorlardı, Chris de onlar ber desteği veriyordu. Zaten SPRU'nun en büyük özelliği, her daldan ve mes- lekten insanlann, bilimin her dalını anlaması ve anlatması esasında, çokdisiplinli, hatta disiplinlcrüstü bir yaklaşıma öncülük etmesiydi: Büyük bir marenıatik^inin tarihle; bir biyoloğun iktisatla; fizikçinin oyıın teorisiyle uğrajtığı gö- rülür, kahve aralarmda "en verimli" rartışmalar yapılırdı. Ben bu içine kapalı ve sürekli devrimlerle sarsılan bir iilkede (o zamanlar Mao'nun Külrür Devrimi ccreyan edi- yor, biz de moda olan Red Book'u okuyorduk), nasıl ile- ride bir bilim vc teknolojik devrim olacağmı merak edi- yordum. O zaman Çin bilim tarihini bilmediğim icin, ora- ya sıradan bir argelişmiş toplum olarak bakıyordum. Chris bu konuda, çok cmindi: "Elli yıl sonra, bilim ve teknolo- jiye ABD değil, Çin ve Hindistan hâkim olacak" diyordu, süpcr güç olan Sovyetleri örnck veriyordu. FREEMAN ROMA KULÜBÜ'NE KARŞI Onun gelecege bakışı, insanlığm ilerlemesine inancı o kadar güçlü idi ki, 1970'lerde başlayan modern, kötüm- ser Malthusçu felaket tahminlerine karşı çıkmaya karar ver- di. Zengin, çevreci-iyiliksever sanayicilerin büyümenin ve nüfus artışını sınırlandınlması amacıyla finanse ettikleri araştırmalar sonucu ortayaçıkan Roma Kulübü'nün Prof. Dennis Meadovvs'a ha-ırlartığı kitaba karşı (77ıc Limits to Growth, 1972), Freeman ve ekibi, SPRU'nun ağır topla- n ile cevap verdi. (Tliinkint; About dıe Future, A Critique ofthc Limits to Grourh, 1973) Freeman, aynca M. Jahoda ile birlikre (WorU Fucures, 77ıe ÜKat Debate, 1978) kitabı ile sıfır biiyüme ve sıfır nü- fııs artışını savunan MIT araşjtıncılarınm yöntem ve so- nuçlarına, "hilgiısayarlı Malthus\\\\av olarak cepheden sal- dırdı: "Bilgisayar aklın yerini alama:dı", ("Computer ıno- dels" veısus "mental models".) Dünyayı kâr amacıyla en ^ k kirlefen :engin sanayiciler, şimdi iyiliksever (sV\Te me- lekleri olarak insanlığı kurtarmaga çalışıyorlardı. Bu tartışmalardan önce Chris Freeman, Yenilik lktisadının İncil'i sayılan {Economics of InJustrial Innovation, 1974) ya:mıştı. Çeşitli yayınevleri tarafmdan yok sayıda basılan ve her seferinde gelişen bu temel kita- bın, genv meslektaşı Luc Soete ile birlikte 1997'de ha:ır- lanan son edisyomınu ben (j'evirdim ve TÜBİTAK Yayınları arıısında Yenilikîktisadı, 2003, olarak çıktı. Freeman Tiirkijie baskıya ö:el bir önsör yazma nczakc- tini gösterdi'. Beni mahcup eden iltifatlarının yanı sıra "Türkiye Avnıpa teknolojisinin ön saflanna ulaşırken, ile- ride daha pek ı^vik öğrcnciyi aramızda görebilmeyi umu- yonız" diyerek SPRU'ya açık bir davet yapıyordu. Bu ki- Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonraki "refah devleti" ile kal- kınıp refaha kavuşmak isteyen fakir ülkeler, daha hızlı ser- maye biriktirmek, büyümekiçin bilim ve teknolojiden sistemli bir biçimde yararlanmak istiyorlardı, ama nasıl? tap birçok baskı yaptı ve birçuk üniversitcde ders kitabı ola- rak okutuluyor. UZUN DALGALAR: Teoıik (j-er^eve iıibariyla Freeman Manc'tan çok Schumpeter'e yakındır, "Yeni schumpeterci" ve "yapısal- evrimci" olarak smıflanabilir. Ünlü kitaplan ve makale- leri arasmda pek ijVik uzun dalga çılışması vardır: (77ıe Long Wavc in the World Economy, Ed., 1996,); (77ıe ThirJ KonJratieÛ Wavc: age of steel, electritianion anJ impe- rialism, 1989); (Unemphyment and Technical Innovation, 1982)'. Ama en önemlisi ve gü:eli, kanaatimce Lauçı ile yaz- dığı son kitabı olmalı: As Time Goes By, From InJustrial Revolutions to the Intormation Revolııtion, Oxfbrd, 2001. İktisat tarihi ve krizlerin a^iklamasını, sadece eko- nometri ve istatistik tekniğine yükleyen yeni iktisat ta- rihijileri (Clio'cular) ilederin bir hesaplaşmaydı. Petrol kri:- leriyle kendini gösteren yeni dönem tesadüıi bir çöküntü değil, Dördüncü Kondratieff Dalgası'nın ta kendisiydi; dün- ya yepyeni bir teknolojik paradignıaya sıçrıyordu: Bilişim- iletişim ij-ağ ve o haliyle kalmış Levves'deki mütevazı evinde :iyaret edi- yordu. Ben de orada kendisini birkaç kez ziyaret ettim. Kendisine son ve beşinci çocuğunu (Daisy de üniversitc- yi bitirdi) veren ikinci eşi Maggi'den de ayrılmış, (ilk eşi Peggy 60'ların sonunda kansere yenilnıişti); yine büyük bir bilim politikacısı olan Charlotta Parez ile birlikteydi. Bir sonbahar günü, bana Levves'i gezdirmiş, evinde, beraber, onun ha-ırladığı basir bir yemek yiyip, siyasetten harta o çok sevdiği kadınlardan konuşmuştuk. SÇRU'NUN ÖNLENEMEYEN YUKSELIŞİ: SPRU'ya ikinci gidişimde, yeni ve büyük bir binaya (Mantcll Building) taşınmışlardı; artık her ülkeden onlarca doktora ögrencileri, büyük projeler, yayınlar, konferans ve seminerlerden geçilrniyor, dünyanın her tarafındaki üni- versiteler ve de\r letler, SPRU modelinde B&T ve yenilik (innovation) araştırmaları yapacak enstitüler, kurumlar, deparrmanlar kuruyorlardı" 1 . SPRU'ya ve Chris Freeman'a daha birçok kc: uğradım. Artık, yaşlanmış ve evine çekilmişti, üniteye arada uğru- yor, cxik seyrek dış seyahat yapıyordu. Doktora ögrencile- ri, araştırıcılar, onu tipik bir orta<jağ Norman kasabası olan CHRİS'İ SON GÖRÜŞÜM: Onu eşimle birlikte Sussex'de 2003 Kasımı'nda, son gör- düğümde, bacağına protez takılmış, ancak, koltuk değne- ğiyle yürüyebiliyordu. Ona Türk^ıeye çevirdiğim Yenilik Îktisadı kitabını takdim etmek için gitmi^tik. NIESR gün- lerinden beri sekreteri, başasistanı, büyük yardımcısı dos- tumu: Jackie Fuller bi:i Lewes istasyonundan aldı; Chris arabadnydı, Sussex Downs denilen o inanılma: güzel kır- ları köyleri gczip, ünlü bir kır pub'mda uzun bir ycmek ye- dik. Sonra eski dostlar, Geoff Oldham ve eşi Brenda'nm bir Sussex köyündeki evlerine akşam çayı içneye girtik, on- lar da iyice yaşlanmışlardı, kitabı onlara da takdim ettik. Bu onları da son görüşümüzdü. Chris yemekten sonra, "Türkiye'de bu kadar güzel bir kitap basılacağını tahmin et- mezdim" dedi. Onun başeseri hep karton ka- paklı basılmıştı; oysa bu ^»k özenle hazır- lanmış, ciltli, hacimli, gösterişli bir kitaptı. Koca Chris, hiçyapmadığı, bir İngiliz'in na- dir davranışlarından birini giisterip bana ve Nuşin'e sarılarak öptü, duygusaldı, gözleri ya- şarmıştı. Belki de, son defa görüştüğümüzü hissetmişti. Yenilik İktisadı kitabı onunla ar.ımızda organik bir bağdı.'' Oradan geç vakitte üniversiteye gittik. Jackie bana SPRU'nun yeni hinasını ve kütüphanesini gösterdi. Kampusun, diyebilirim en hâkim yerinde, modern mima- rinin en güzel eserlerinden biri sayılacak bir cam sanıy, adı "Chıistopher Freeman Center". Batılılar, özelinde İngilizler, birini ölümsüzleştinnek için onun ölmesini beklemiyor; hayatta iken insanı ölümsüz- ler katma ^ıkamıayı biliyor. O zaten ölümsüzler arasına ka- rışmışcı bile. Biyolojik ölümü, bizi sadece onun sohbetin- den, tekrarlanamayacak konferanslarından ayırıyordu. Tiim bilim politikactlarının, yenilik ikrisadı vc sosyoloji- siyle uğraşanların başı sağ olsun. 1 Freeman C , and Young A., (1965) The Rescarch and Develıipnıenl Effort in Wescem Europc, North Amcrica and the Soviel Union, raris, ÜECD. • Büyük amştıncıların, büyüklüklcriyle oranlı alçakgftnüllii oldu- klarmı ve yeni araştırıcılam prim vurüiklerini Clıri.s'ien öğrendim. Daha doktorası bile olmayan birisi olarak UNCTAD icin yapılan "Teknoloji Transtcıf projesine beni de kaımijlar \'e para bile vernıijlerdi. 1967 ta- rihli bu "paper"da Freeman; Oldham ve Türkcan ismi yer alıyordu, çok ogündüm. 1 Bu yayınlar ve daha fadasmın tnm künyeleri icin, Yenilik lktisaJı (.vviıisine veya Freeman'm kitaplarından birine bakılabilir. 4 Bu arada, ben de, 1990'ların ortasmda, ODTÜ bünyusindc ben- :er bir merke: kıınılması icin SPRU'da görüşınclcr yapmıjıım. Sonucıa, SPRU, Ankara'da, ODTÜ ycrlcşkesinde, TEKPOL diye bilincn bir araştırma merke:ine önıek oldu ve (STP, Sciencc anJ Technology Poliües Reseurch Center), 1997 yılı başmda açıldı. Kurulmasına katkıda bulunduğum bu merke:de ben de u:un yıllar ders verdim. s Ne ya:ık ki, hocaıııa, onun bana verdikleriyle in^a ettiğim, ona bir "armağan" sayılabilecek son kitabıını "Bilim, Teknoloji ve Folitika, BiİRİ Üniversitesi yayını, 2009" takdim edemedim. Çok dil bilmesine rağmen "Türkik dillcri cok merak ederim" demijti. Bir defasmda, Azerbaycan Bilimler Akademisi'nden gelen bir gnıbu bana yönlendinnijti de, herkes "sen Rusça ını biliyorsun?" diye sormuşıu. Oysa, Chris, bi- zim Türkce ile anlajabileceğimizin iarkındaydı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear