23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Y E N I ZÜMRÜTTEN AKİSLER Televizyonlu buzdolabı R&R Associates firması buzdolabı ve eğlence sistemini birleştirdi. Refrigerator2'nin üzerinde 36cm LCD televizyonu bulunuyor. Çözünürlüğü 1280x760 piksel olan televizyon isteğe göre kablo veya uy- du yayınına bağlanabiliyor. Buzdolabına ayrıca DVD çalıcısı gibi diğer aletler de bağlanabiliyor. Yeni buz- dolabının buz parça- layıcısı, su filtresi, filtre göstergesi, şok ve hızlı dondurma özelliği ve elektronik ısı ayarlayıcısı da var. Bilgi için: http://www.born- rich.org/entry/rr-associates-refrigerator-2-with- built-in-lcd-tv/#ixzz0x9NFcWAW Canon, fotoğraf yazıcısını yeniledi Canon firması SELPHY CP780 fotoğraf yazıcı- sını yeniledi. Yeni yazıcı SEMLPHY CP800 olarak çı- kacak piyasaya. Yeni yazıcı bellek kartlarındaki fo- toğrafları 10x15cm formatında basıyor. Yazıcının ayrıca 6cm LCD ekranı ve Bluetooth adaptörü (kablosuz baskı için) var. Mac veya Windows işletme sis- temlerine bağlanabi- len fotoğraf yazıcısının fiyatı yaklaşık olarak 100 do- lar. Bilgi için: http://www.i4u.com/38077/canon-of- fers-selphy-cp800-compact-photo-printer- tilting-lcd-and-more FinePixREAL3DW3: Üçboyutlu dijital kamera FujiFilmfirma- sının FinePixREAL 3D W3 kamerası, dünyanın ilk üç- boyutlu kamerası olarak tanıtıldı. Yeni kamera üçboyutlu fotoğraf ve 720p formatında üçboyutlu video çekiyor. Kameranın 13cm ekranı 1.1 milyon piksel çözü- nürlüklü. Ekran içerikleri gözlüksüz olarak da üç- boyutlu gösteriyor. Diğer özellikler arasında iki ay- rı FUJİNON mercekve sensor, flash, iki boyutaya- rı, HDM11.4 girişi yer almakta. Fiyatı: 500 dolar. Bilgi için: http://www.fujifilm.com/products/3d/cam- era/finepix_real3d w3/ TFT-LCD renkli ekranlı e-kitap okuyucusu Pandigital firmasının yeni e-kitap okuyucusu Novel 7 18 cm ekrana sahip ve içerikleri 800x600 piksel çözünürlükte gösteriyor. ARM11 işlemci ve L_ Android işletme sistemine sahip. Novel 7'nin bellek kapasitesi 2GB ve 32 GB bellek kartları için SD kart gi- rişi de var. Fiyatı: 200 dolar civa- rında. Bilgi için: http://www.pandig- ital.net/pandigitalnovel Dünyanın en küçük 64GBSSD sabitdiski SanDisk firması sade- ce mektup pulu büyüklü- ğünde olan 64GB SSD sa- bit diskini ta- nıttı. Yeni sa- bit disk özel- likle OEM müşterisine yönelik olarak üretilmiş ve tümleşik çözüm olarak taşınabilir alet- lerde kullanılacak. SanDisk iSSD'nin okuma hızı sa- niyede maksimum 169MB, yazma hızı ise saniye- de maksimum 100MB. Bilgi için: http://www.san- disk.com/business-solutions/ssd/issd Mini bluetooth Efo firmasının mini klavyesi sadece 5,6x8,1x1,0cm boyutlarında yani bir kredi kartı bü- yüklüğün- de. Ama Q klavyede buna rağ- men büyük klavyeler- deki tuşla- rın hemen hemen hep- si var. Ayrıca ses ve track ayarları için de multi- medya tuşları bulunuyor. Klavye ışıklandırması sayesinde karanlıkta bile kullanılabiliyor. Bluetooth ile çalışan klavye iPad, İPhone ve benzeri aletler- le kullanılabiliyor. Fiyatı: 40 dolar. Bilgi için: http://mobilitydigest.com/efo-mini-bluetooth- wireless-keyboard-for-ipad-iphone- smartphone/ Dünyanın en küçük medya çalıcısı Amex Digital firmasının yeni 1080p medya ça- lıcısı MP-501 sadece 175x128x15mm boyutlarında ve 250g ağırlığında. Dahili belleği bulunmayan medya çalıcı- sının USB ve SD kart giriş- leri var. MP- 501 ARM Cortex-A8 iş- lemciyle çalı- şıyor. Fiyatı: 49 dolar. Bilgi için: http://www.en- gadgetcom/2010/08/18/amex-digital-claims-worlds- smallest-1080p-media-player-with-m/ Nilgûn Ozbaşaran Dede A. M. Celai Şengor Bilim ile uğraşmanın en hoş yanlarından biriinsanın tüm yaptıklanna akılcı ve gözlemlerle denetlenebilecek bir temel arama alışkanlığını edinmesidir. Bu arayış herzaman kolay olmayabilir, ama herse- ferinde insana keyif, ondan da önemli olarak, tatmin hissi verir. Bile Bile Dangalak Yerine Konmak Istemediğim İçin "Hayır" Bugönlerde evden çıktığım zaman en çok konuşulan konu 12 Eylül referan- dumumda nasıl oy kullanılacağı. Beni tanıyan herkes «hayır» oyu kullanacağımdan emin. Bunu AKP karşıtı olmama bağlıyorlar. Ben herhangi bir «şeyin» (buna ki- şilerdahil) karşıtı olmanın akılsızca bir davranış şekli olacağını söylemekten bık- tığım halde, temasa geldiklerimin ekserisibeni(herhalde ilkel kültürümüzün ge- reği) böyle algılıyor. 0nun için burada okuyuculanma niçin «hayır» oyu vereceğimi yazayım: Dangalak muamelesigörmekten bıktığım için. Türkiye'yişu an elinde bulundu- ran güç vatandaşlara dangalak muamelesi yapıyor. Onları fakirleştirirken «bak nasılzenginleşiyorsunuz» diyor, onları yalnızlaştırırken tüm komşulanmızla srfır sorun yaşadığımızı anlatmaktan sıkılmıyor; eğitimimizi çökertirken, eğitimde olum- lu bir devrim yaptığını her yerde söylemekten çekinmiyor; milleti bölerken kar- deşlik nutuklan atıyor; adaleti mafya düzeyine İndirdikten sonra hukukun ü's- tünlöğüne olan saygısını anlatmakla kalmıyor, birde bunu bizim oyumuza sunuyor. Ama sıkıysa evet demeyin: 0 zaman sizi bertaraf etmekten bahsederken bir de sıntarak bunun demokrasinin gereği olduğunu meydanlarda haykırıyor. Biz boy- numuza geçireceğimiz kemendi onun eline verirken bir de sıkıp sıkmaması ge- rektiği konusunda fikirbeyan edeceğiz:Ama sıkma dersek o zaman kemendi bı- rakıp kellemizi uçuracak. Bir halk bu tör bir muamele karşısında «Aman ne gü- zelyapıyorsun, lütfen devam et Hattâ gelsen beni kazıklarken, ben de sana bu- nun hesabının sorulamayacağı bir cennethediye edeyim» dermi? Biz bu kadar gabîmiyiz? Yoksa şaşkınlıktan öyle miolduk? Sayın HaneüAvcı bir kitap yazdı ve derhal kendisi hakkında inceleme baş- latıldı. Elin adı sanı belli olmayan birmanyağı veya paralı ajanı ordumuz, aydın- lanmız hakkında ilerigeri, ipe sapa gelmez iddialar ortaya atıyor, bunu yapan- ları arayıp bulmak yerine biz aydınlanmızı, ömürlerini bizim emniyetimizi sağla- makla geçirmiş komutanlanmızı hapse tıkmayı tercih eden bir sisteme adaletdi- ye bakmaya devam ediyoruz. Evetkomplo, çete, darbe teşebbüsü olabilir ve bun- ları yapanlann yakasına yapışacak bir adalet sisteminin olması da bir toplumu yöneten göçten beklenir. Ama ne hikmetse, darbe yapacak tek mercîolarak or- dumuz belleniyor ve onun hakkındaki her dedikodu, ânında bir savcının ilgisini çekerek bir soruşturma, hatta tutuklamalar zinciri oluşturuveriyor. Hukukkişi- den bağımsızgüya, ama aydın, komutan tutuklayan savcı ve hâkimlerin sıradan tâyinleribile adaletbakanını toplantılan terkedecek kadarçileden çıkarıyor. Amma devletin onurlu bir emniyetmüdürü «yahu şuraya bakın neleroluyor» dediğiza- man, bu sefer o savcılar onun ihbar ettiklehnin peşine düşmüyor, bil'akis dev- letonun yakasına yapışıyor. Birbakan çıkıyordiyorki«efendim, varsayımlara gö- re bir kitap yazmış». Eh, aynı bakanın hükûmeti deprem tehlikesini de herhalde benzer bir «varsayım» addettiği ve bilimde varsayımların rolünü anlayamadığı için tepki göstermemeyi tercih ediyor. Ama okyanus ötesinden birdelinin videola- rında adı geçenleri içeri tıkmakta gösterdikleri telaş, tepki gösterme konusun- da hiç de özürlü olmadıklannın ispatı. Tüm bunlarda birkasıt, bellibir hedefe yö- nelik icraatgörmemek için insanın aptal olması lâzım. Türkiye gerçekten böyle bir aptallar cenneti midir? Birgrup medya organı tek birşefin emirlerini yerine getiren birkoro gibi ay- nı şeyleri söylerken «hür» olduğu var sayılabiliyor da bu grubun dışında kalan- ların o veya bu yolla devletçe tehditedilmelerinasıl yönetimin normal işlevi sa- yılabiliyor, anlamakta güçlük çekmez mi insan? Memleketbir grup insanın güdümünde bir felâkete gidiyor. 0 memleketin in- sanlan da gazetelerde, televizyonlarda, kahvelerde, evlerinde oturmuş, sankiher şey normal demokratik bir ülkede o veya bu uygar görüşün veya uygulamanın tercihihakkındaymış gibilâfsalatası yapıyor. Hanibu biryangında onu söndürmeğe çalışmaktansa ortasında oturup sıcağın sağlığa olan yarar veya zararlannı tar- tışmaya benziyor. Ben boynumu yağlı kemende hem uzatıp hem de onu elinde tutandan lütfen sıkmasını rica edecek kadardangalak değilim. Kemendisıkabilirse sıksın, ama ben kendi elimle ona o imkânı verecek kadar aklımı peynir ekmek- le yemedim. Elimdeki verileri bir bilim insanı tavır ve becerisiyle gözden geçir- diğim zaman 12 Eylül'de kendimin ve toplumumun kurtuluşunu önüme tepsiyle gelen idam fermanının altına hayır damgasını vurmakta görüyorum. Onlann anlayacağı dilde de söyleyeyim: «lâ!» (Veya «no» mu deseydim?)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear