23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Referandum Sonrası ‘Evet’çi ‘Entelektüeller’in Dramı Referandumdan “evet” çıkartmak için büyük çaba gösteren liberal, sol liberal yazarların sinirleri yatışmıyor. Birileri onlara, referandumun bittiğini, isteklerinin yerine geldiğini söylese iyi olur. Artık sakinleşebilirler. Bu tiplerin görevi, ülkede sol olarak bilinen kesimi özellikle sosyalistleri referandumda AKP’nin peşine takmaktı. Bu görevi başaramadılar, AKP’nin demokratikleştirici bir güç olduğuna sosyalistleri inandıramadılar Kürt hareketini boykot kararından vazgeçiremediler. Ama bu görevlerini yerine getirmek için başvurdukları savları, sonuç vermemesine karşın ısrarla, “hayır” cephesinin morali bozuk, travma yaşıyor gibi fantezilerle birlikte tekrarlıyorlar. Realiteden gittikçe uzaklaşan histerili bir ruh hali var karşımızda. Büyük olasılıkla “bu işi beceremedik, peki şimdi bize ne olacak” korkusu enerji veriyor bu hırçın ruh haline. Evet, peki şimdi bunlara ne olacak? Önlerinde tek seçenek var; girdikleri yolda ilerleyerek AKP ile sol arasında bir yerde duruyor taklidi yapmaktan vazgeçip açık seçik AKP propagandisti, demagoglar olmaya yönelmek… Bu yolculuğun ilk örneklerini de görmeye başladık sanıyorum. Halka güveneceksin kardeşim! Evet konusunda ikna edicisi tüm savlar tükendikten sonra sıra popülist demagogların en çok başvurduğu, ucuz ve gerici bir sava gelmiş anlaşılan. Bir yazar adeta bir ültimatom verir gibi açıklıyor, “İşçiler, köylüler, çalışanlar, alt sınıflar; büyük çoğunluğuyla 1982 Anayasası’nın demokratik yönde değiştirilmesi yönünde oy kullandılar. Bu solcular açısından umarım bir anlam ifade eder… Halkın sağduyusuna bir kez daha tanık olarak, geleceğe daha olumlu bakabileceğimiz bir döneme girdiğimize inanıyorum. Uzun sözün kısası: Halka güveneceksin kardeşim!” Kısacası, eğer halka evet demiyorsan “halk düşmanı” sayılabilirsin! Aktardığım satırlar, solcu bir geçmişe sahip, hâlâ sosyalist olduğunu iddia eden bir yazara aittir. Yazarın yaşamına bakınca, kolaylıkla, “bu saçmalıkları savunamayacak kadar mürekkep yalamış olması gerekmez mi” diye düşünebiliriz. Peki ama neden şimdi ayan beyan yanlış ve gerici olduğunu bilmesi gereken bahaneleri bize satmaya çalışıyor? Aynı düzeye inerek şöyle cevap verebileceğimizin bile farkında değil. “Biz de halka güveniyoruz, ama evet diyenlerine değil. Geride kalan yüzde 42’sinin sağduyusuna… Ne yani bunların sağduyusu, AKP seçmeninin sağduyusundan daha mı az değerli?” Neyse biz daha ilginç ve yararlı sorularla devam edelim. Örneğin, AKP yanlısı seçmeni iradesini halkın tümünün iradesinin yerine ikame etmek olanaklı mı? Halkın iradesi denen şey gerçekten halkı oluşturan çokluğun iradesi sayılabilir mi? Halk diye homojen bir şey var mı? Her sosyalist halkın “bir çuval patates” olmadığını bilmez mi? Halk denen şey aslında bir sınıflar karmaşıklığı değil mi? Sınıflar karmaşıklığı her zaman belli hegemonya ilişkileri içinde hareket etmez mi? Bu hegemonya ilişkilerini destekleyen hâkim fikirler, toplumsal yapının dağılmaya başladığı, çok özel kopuş, altüst oluş anları dışında hâkim sınıfların fikirleri değil mi? Bunun böyle olması için çok geniş, yaşamın hemen her anına nüfuz eden bir medya, ideolojik aygıtlar ağı yok mu? Medyanın, toplantı salonlarının vb. yüzde 99.99 egemen fikirleri üretenlerin mülkiyetinde değil mi? Bu güç ilişkileri bu referandum sürecinde bir kez daha açığa çıkmadı mı? Diğer bir deyişle, “sağduyu”, gerçekte, “yapıyı” koruyan sağ bir duyu değil mi? “Halka güveneceksin kardeşim” demek, bu sağduyunun “doğru olanı” temsil ettiğini kabul edeceksin demek değil mi? Felsefe, ekonomi politik, sosyoloji, antropoloji, siyaset bilimleri, psikanaliz vb. teorik alanları terk edeceksin, çoğunluğun sağduyusunu, doğrunun (örneğin evrim teorisini değil de yaradılış teorisinin) tek ölçüt olarak kabul edeceksin demek değil mi? Diğer bir deyişle eleştirel düşünceyi gömeceksin, teoriden vazgeçip, egemen güçlerin saptadığı doğrularla, yani kanaatlerle yaşamayı kabul edeceksin, “yapıya”, tümüyle teslim olacaksın... Artık kızmak bile olanaklı değil bu insanlara. Teslimiyetin boyutları karşısında, hüzünlü bir iç çekişten başka bir şey kalmıyor geride… erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Cumhurbaşkanõ’nõn başkanlõk sistemiyle ilgili ‘sultanlõk çõkmamalõ’ açõklamasõ yeni bir tartõşma başlattõ Gül’ü herkes farklõ anladõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün başkanlõk sistemiyle ilgili olarak “Sul- tanlık olarak anlaşılmasın” sözleri iktidar partisi ile muhalefet partilerinde farklõ algõlandõ. AKP, başkanlõk sis- teminden “sultanlık ve padişahlık” çõkmayacağõnõ belirtirken; CHP, Gül’ün başkanlõk sistemine ilişkin kaygõlarõ ve kişisel hesaplarõ olduğu- na dikkat çekti. MHP ise, Gül’ün sözlerini biraz daha açmasõ gerektiğini belirterek, iki şekilde de yorumlana- bileceğine işaret etti. Cumhurbaşkanõ Gül’ün başkanlõk sistemiyle ilgili sözleri tartõşma yarattõ. Gül’ün açõklamalarõ bazõ gazetelerde “Tarihe baktığımızda biz Türklere başkanlık sempatiyle bakacağımız bir anlayış. Ama uygulama nasıl olur, bunlar ayrı. Ama buradan da hakanlık, sultanlık gibi bir yanlış anlama çıkmasın, onu söylemek is- temiyorum” biçiminde verildi. Bazõ gazetelerde ise “Tarihe bakınca biz Türklere sempatik gelebilir. Ama buradan da hakanlık, sutanlık an- layışı çıkmamalı” biçiminde yer bul- du. Gül’ün açõklamalarõ siyasi parti- lerde farklõ yorumlandõ. MHP Genel Başkanõ Devlet Bah- çeli, Gül’ün Türkiye’ye döndükten sonra yorumlarõnõ açõk bir şekilde yapmasõnda yarar olduğunu belirterek, “Başkanlık sisteminin seçim dö- nemlerinde sultanlığa kayış ara- sındaki ilişkiyi ciddiye almadığı konusunda mı yorumlamak lazım, yoksa başkanlık sisteminin yarın sultanlık olarak algılanmasından mı bir endişesi var? Cumhurbaşka- nı’nın biraz daha açmasını bekle- mek lazım” dedi. AKP İstanbul Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan Kuzu, “Doğru açıklamalar. Bundan bir diktatörlük, sultanlık ya da pa- dişahlık çıkmaz. ‘Böyle yorumlamak doğru değil’ diyor sayın Cumhur- başkanı. Aslında parlamenter sis- temde daha çok yetkiler var, baş- bakanlar daha çok yetkili. Hükü- metten gelen yasalar aynen geçer, bütçe ve harcamalar da öyle. Mil- letvekili seçilebilmek, bakan olmak lidere bağlı. Halbuki başkanlık mo- delinde bakan olmak istiyorsa mil- letvekili olmaması gerekiyor. Baş- kanlık sisteminin tabii ki sıkıntıla- rı olabilir, ama diktatörlük ya da hükümdarlığa yol açacağı yorum- ları külliyen doğru değil” dedi. CHP Grup Başkanvekili Muhar- rem İnce, Gül’ün açõklamalarõnõ “po- zisyon alınıyor” diye değerlendirdi. İnce, “Türkiye’de başkanlık sistemi, Cumuharbaşkanlığı tartışmaları AKP’nin iç işi değildir. Bunu böy- le algılayanlar ve algılatmak iste- yenler var. Bu tartışma Recep Tay- yip Erdoğan ile Abdullah Gül’ün yarışı değildir. AKP cenahından bu yorumu yapanlar, bu yorumla- rını bu iki kişiden birine yakınlık- larına ve bunların siyasi gelecekle- rine uygun rol biçmek için yapı- yorlar. Bu iş bu kadar ucuz değil” diye konuştu. CHP Konya Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Atilla Kart ise, Gül’ün bir taraftan bu süreçte kaygõlarõnõn bir taraftan da kişisel hesaplarõ ve beklentileri olduğunun an- laşõldõğõnõ söyledi. Gül’ün bu ikilemin içinde olduğunu kaydeden Kart, “Gül’ün açıklamalarında Erdo- ğan’la gelişecek süreçteki fikir ay- rılıklarının, politika ayrılıklarının belirtisini görüyorum. Umarım ya- rattıkları tek adam yönetiminin, parti-devlet yönetiminin, cemaat memuru yönetiminin içinde ce- maatin ayrıştırmasına hâkim ola- mayacaklarını, konrolden çıkacağı kaygısını taşıyorlardır. Şimdi ya- ratılan bu kaygı ortamı ve iklimini Abdullah Gül’ün siyaseten kullan- mak isteyeceğini, AKP ve Erdoğan karşıtı kesimlere yakın görünmek adına sempatik görünmek adına kullanma cihetine gidebilecektir diye de düşünüyorum” görüşünü dile getirdi. MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ: ANKARA’DAN RANDEVU ALAMADILAR İki partili sistem kurgulanıyor MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Türkiye’de “iki partili sistem” kurgulandõğõnõ, CHP’nin de “bilerek ya da bilmeyerek” içinde olduğu bu girişimle MHP’nin “kurban” edilmek istendiğini savundu. Bahçeli, zõrva olarak nitelendirdiği Ergenekon davasõnõn da bir an önce sonuçlandõrõlmasõnõ istedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - MHP lide- ri Devlet Bahçeli, her yõl geleneksel olarak aralõk ayõnda yaptõğõ, gazete ve medya kuruluşlarõna yö- nelik “kahvaltılı basın toplantısı”nõ, referandum sonuçlarõnõ değerlendir- mek ve referandum son- rasõnda partisine yönelik eleştiri dozunun artmasõ üzerine “bilgi kirliliği- ni” önleme gerekçesiyle öne çekti. Sheraton Oteli’nde dü- zenlenen basõn toplantõsõ- na Bahçeli’nin, “yandaş medya” dediği medya ku- ruluşlarõnõ, partisine “ba- sın ahlakına yakışma- yan suçlamalarda bu- lundukları” gerekçesiyle davet etmediğini açõkladõ. Sõk sõk medya kuruluşla- rõ, köşe yazarlarõ ve yo- rumcularõ hedef alan Bah- çeli, referandumda yapõlan “sayım” hilesinin belge- sini de gazetecilere gös- terdi. Iğdõr’daki bir sandõk tutanağõnõ gazetecilere gösteren Bahçeli, sandõk- tan 55 “hayır”, 7 “evet” oyu çõkmasõna karşõn, tu- tanağa bunun 55 “evet”, 7 “hayır” olarak geçirildi- ğini kaydetti. Bahçeli’nin sorulara verdiği yanõtlar özetle şöyle: Sınırlı sorumlu AKP kooperatifi: Saadet Partisi, BBP, diğer parti- ler ile “sınırlı sorumlu AKP siyasi kooperati- fi” kuruldu. Başbakan’õn teşekkürünün özü budur. Referandum sonucunda bizim yõkõm dediğimiz hükümetin açõlõm politi- kasõ güvenoyu almõştõr. Bunu Saadet Partisi, BBP, HAK-PAR, Kürt aydõn- larõ, bağõmsõz ülkücüler, TOBB, Hak-İş, Memur- Sen, okyanus ötesi, sivil inisiyatif ve diğer STK’ler desteklemişlerdir. Ergenekon zırvası- na son verilmeli: Er- genekon davalarõ bir an önce sonuçlandõrõlmalõ. Neredeyse, PKK’nin Er- genekon tarafõndan ku- rulduğu ilan edilecek. 2 yõldan bu yana sorgusu yapõlmayan bir süreç de- vam ediyorsa bu, belli bir amaçla da kullanõlmak için sürdürülen bir taktik olarak algõlanmaya başla- mõştõr. 2 değerli gazeteci- nin daha bugüne kadar sorgusu yapõlmamõş, daha neyle suçlandõklarõnõ bil- miyor. Bir sendika baş- kanõ aynõ şekilde feryat ediyor. Birçok değerli bi- lim adamõ mesleğinden uzaklaştõrõlmõş. Ama bir Ergenekon zõrvasõ devam ettiriliyor. Buna artõk son verilmesi lazõm. İki partili rejime gidiliyor: Yeni bir süreç başlamõştõr. İki partili bir rejime gidilmesi için ça- lõşma yapõlõyor. Türki- ye’de yõllardan beri devam eden PKK’nin siyasallaş- tõrma sürecinin iki partili parlamenter sistem içeri- sinde, bazõ yaklaşõmlarla da referandumda iz bõra- kan CHP’nin bu değer- lendirmelerinden de ya- rarlanarak, önümüzdeki günlerde bilerek veya bil- meyerek söylenmiş bazõ sözlerin bir siyasal baskõ unsuru olarak CHP’ye yö- nelterek, Türkiye’de bir sorunun çözümü nokta- sõnda MHP’nin toplum nezdinde itibar kaybeden, siyasi ortamda oy kaybe- den bir konuma sokmak suretiyle, bir toplumsal direncin öncülüğünü ya- pan MHP’den kurtulma, yeni bir model kurma mü- cadelesidir. Bir anlamda MHP’yi kurban etmeye çalõşan bir anlayõş var. (“CHP de projenin içinde mi’ sorusu üzeri- ne) Öyle zannediyorum veya sürüklenmek iste- niyor. Bunu da CHP’nin yöneticilerinin ayõrt et- mesi lazõm. Tabanda Gülen’e saygı azaldı: Bizim içimizde bazõ arkadaş- larõmõz, Fethullah Gü- len grubuyla, ilişkile- riyle, artõk “evetçi” bir politikanõn unsurlarõ ha- line gelmişlerdir. Fet- hullah Gülen grubuna karşõ Milliyetçi Hareket Partisi insanlarõnõn, zan- nediyorum saygõsõ git- tikçe azalmaktadõr. Tuğlukİmralı’ya, Türk Kandil’e ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - “Barış ve diyalog girişimi” adõ altõnda, bölgedeki bir grup sivil toplum örgü- tünün katõlõmõyla Anka- ra’da devletin zirvesinden istediği randevuya net yanõt alamayan Demo- kratik Toplum Kongresi (DTK) eşbaşkanlarõ Ay- sel Tuğluk ve Ahmet Türk, önce İmralõ ve Kandil’le temasa geçme kararõ aldõ. Kapatõlan DTP’de de Türk’le “eşbaşkanlık” görevini üstlenen Aysel Tuğluk’un, Abdullah Öcalan’õn “avukatı” da olma sõfatõyla bugün İm- ralõ’ya gerçekleştireceği ziyaret Marmara Deni- zi’ndeki fõrtõna nedeniy- le ertelendi. Tuğluk, “Ba- rış için Öcalan’ın gö- rüşleri önemli oldu- ğundan önerilerini din- leyip görüşlerini payla- şacağını” bildirdi. Tuğluk’un Öcalan’la görüşmesinin ardõndan da DTK Eşbaşkanõ Ahmet Türk’ün de Kandil’e gi- derek, PKK liderlerinden Murat Karayılan’la gö- rüşmesi planlanõyor. An- cak bu konudaki somut açõklamanõn daha sonra yapõlmasõ bekleniyor. Çiçek: İhtiyaç olursa görüşebiliriz Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, HABER- TÜRK televizyonunda katõldõğõ bir programda sorularõ yanõtladõ. Hak- kâri’de 9 kişinin yaşa- mõnõ kaybettiği saldõrõ için, “Bizdeki bulgulara baktığımızda (PKK) adres oraya gidiyor” diyen Çiçek, Abdullah Öcalan’õn son açõklama- larõnõn “örgütte disip- lin kalmadığının” gös- tergesi olduğunu kaydet- ti. Çiçek, BDP ile görüş- menin saldõrõ nedeniyle ertelendiğini, “ihtiyaç hasıl olması durumun- da” yeniden görüşebile- ceklerini belirtti. ‘Mayınlı saldırı araştırılsın’ BDP’li Hasip Kaplan, Geçitli köyünde 9 kişinin ölümüne yol açan saldõrõnõn aydõnlatõlmasõ için TBMM’nin devreye girmesini istedi AYŞE SAYIN ANKARA - BDP Hakkâri Geçitli köyü civarõnda minibüse düzenlenen ve 9 kişinin hayatõnõ kaybetmesine ne- den olan mayõnlõ saldõrõnõn faillerinin ortaya çõkarõlmasõ için TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu’nun devreye girmesini, İçişleri Bakanlõ- ğõ’nõn da acilen bir “teknik heyet” göndermesini istedi. BDP Şõrnak Milletvekili Hasip Kaplan, Hakkâri’de mayõnõ patlatan- larõn “barış ve çözümü istemeyen- ler” olduğunu ifade etti. Hükümet ve İçişleri Bakanõ’nõn “‘PKK yaptõ’ ko- laycılığına kaçtığını” savunan Kap- lan, öncelikle bu olayõn çok yönlü araştõrõlmasõ gerektiğini söyledi. Mec- lis’in bu konuda devreye girmesi ge- rektiğini kaydeden Kaplan, İçişleri Ba- kanlõğõ’nõn olaydan hemen sonra bu olayõ çok yönlü düşünüp bir teknik he- yet göndermesi gerektiğini kaydetti. Kaplan, “Orası bir tek ağacın bile ol- madığı bir arazi. Bu mayını uzak- tan kumanda ile patlatanlar ne ka- dar uzakta olabilirler? Bu olayın in- celenip kimler tarafından yaptırıl- dığının ortaya çıkarılması gere- kir” diye konuştu. Saldõrõda 9 yurt- taşõn yaşamõnõ yitirdiğini ve çok sa- yõda insanõn da yaralandõğõna dikkat çeken Kaplan, bu olayõn doğrudan “yaşam hakkına saldırı” ve bunun da en büyük insan hakkõ ihlali olma- sõna karşõn TBMM İnsan Haklarõnõ İn- celeme Komisyonu’nun herhangi bir girişimde bulunmadõğõnõ kaydetti. Diyarbakõr Başsavcõlõğõ, anadilde eğitim için yapõlan boykot hakkõnda soruşturma başlattõ Sandõkta serbest, okulda suç İLHAN TAŞCI ANKARA - Diyarbakõr Cum- huriyet Başsavcõlõğõ, okul boy- kotuyla ilgili olarak “eğitim- öğretim hakkının engellen- mesi, suç işlenmesini teşvik etme ve örgüt üyesi olma- makla birlikte örgüt adına eylem yapma” suçlarõndan so- ruşturma için düğmeye bastõ. Başsavcõlõk, bölgedeki referan- dum boykotunu ise “demokra- tik hak” olarak değerlendirdi. Diyarbakõr Başsavcõlõğõ, ana- dilde eğitim-öğretim taleplerine yönelik okul boykotu üzerine ha- rekete geçti. Başsavcõlõk, emni- yet ve istihbarat birimlerinden, okullara giden ve gitmeyen öğ- renciler ve sayõlarõnõn belirlen- mesini istedi. Okul yöneticile- ri ile öğrenci servis şirketlerini de mercek altõna alan başsavcõ- lõk, bunlarõn da boykota katõlõp katõlmadõklarõnõn saptanmasõnõ güvenlik birimlerinden talep et- ti. Okul boy-kotu için çağrõ ya- pan Kurdi-Der ve TZP Kurdi derneklerini de inceleyen baş- savcõlõğõn, soruşturma aşama- sõnda öğrenci velilerini de kap- sama alabileceği bildirildi. Bazõ savcõlõklar, 12 Eylül refe- randumuna katõlmayanlar hak- kõnda soruşturma başlatõp gözal- tõ işlemleri yaptõrdõ. Okul boy- kotunu soruşturma konusu eden Diyarbakõr Başsavcõlõğõ, referan- dum boykotuna farklõ bir yo- rumla yaklaştõ. Edinilen bilgiye göre, başsavcõlõk, iki boykot kar- şõsõndaki tutum farklõlõğõnõ “Oy kullanma veya kullanmamayı demokratik hak olarak değer- lendirdik bu nedenle soruştur- ma açmadık ancak eğitim-öğ- retim, haktan ziyade ilköğretim açısından zorunluluk. Bu ne- denle okul boykotuna yönelik soruşturma başlattık” değer- lendirmesiyle ortaya koydu. Öte yandan, TZP Kurdi’nin anadilde eğitim talebiyle 20-25 Eylül tarihlerinde okullarõn boy- kot edilmesi çağrõsõ ise istenileni vermedi. Boykotun ikinci günün- de bölge kentlerinde okullardaki doluluk oranõ, önceki yõllara gö- re neredeyse aynõydõ. Hakkâri ve Şõrnak’ta ise boykot oranõ diğer kentlere göre daha yüksekti. BDP Genel Başkanõ Selahattin De- mirtaş ise Abdullah Öcalan’õn geçen hafta yaptõğõ “Çocukları- nızı Kürtçe kursa gönderin” çağrõsõna uyarak kõzõ Delal’i Kür- di-Der’in kursuna gönderdi. Hasip Kaplan Abdullah Gül’ün ‘başkanlõk sisteminden hakanlõk, sultanlõk anlayõşõ çõkmamalõ’ açõklamasõ farklõ yorumlara neden oldu. AKP’li Kuzu, Gül’ün sözlerini ‘buradan padişahlõk çõkmaz’ şeklinde yorumlarken Bahçeli, sözlerin açõklamaya muhtaç olduğunu belirtti. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Gül’ün açõklamalarõnõ ‘pozisyon alma’ olarak değerlendirirken Atilla Kart da, Cumhurbaşkanõ’nõn bir taraftan bu süreçte kaygõlarõnõn bir taraftan da kişisel hesaplarõ ve beklentileri olduğunun anlaşõldõğõnõ söyledi. ‘Umarım barışın sembolü olur’ Yurt Haberleri Servisi - Hakkâri’de 9 kişi- nin öldüğü mayõnlõ saldõrõda eşini kaybeden, 15 aylõk kõzõ Zeynep de halen hastanede tedavi gören Hamit Kurt, Başbakan Tayip Erdoğan’a seslene- rek, “Başbakan artõk Kürt-Türk sorununu çözsün. Kimseler ölmesin” dedi. Amca Yalçõn Kurt ise “Umarõm barõşõn sembolü olur” diye konuştu. Gazeteci Yükselir’e hapis cezası İstanbul Haber Servisi - Sabah gazetesi yazarõ Sevilay Yükselir’i, gazeteci Ahmet Ha- kan Coşkun’a hakaret ettiği gerekçesiyle 2 ay 27 gün hapis cezasõna çarptõrdõ. Mahkeme, ce- zayõ erteleyerek Yükselir’in 5 yõl denetim sü- resine tabi tatulmasõna karar verdi. Adliye’de HSYK toplantısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Adalet Sarayõ’nda görev yapan yaklaşõk 500 hâ- kim ve savcõ, Hakimler ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu’na (HSYK) üye seçimiyle ilgili bugün bir toplantõ gerçekleştirecek. Adliye Konferans Sa- lonu’nda saat 12.30’da başlayacak toplantõ, basõ- na kapalõ olacak. Toplantõda, HSYK’ye hâkim ve savcõ kontenjanõndan seçilecek üyelikler için değerlendirmeler yapõlmasõ bekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear