Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2010 SALI
18 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr
Diyarbakır’da kitap fuarı
Kültür Servisi - “Diyarbakõr Kitap
Fuarõ”, TÜYAP ve Türkiye Yayõncõlar
Birliği işbirliği ile 18 - 23 Mayõs tarihleri
arasõnda, TÜYAP Diyarbakõr Fuar ve
Kongre Merkezi’nde yapõlacak. 110
yayõnevi ve sivil toplum kuruluşunun
katõlõmõyla düzenlenen fuara Viyana
Üniversitesi Kürdoloji Bölümü Başkanõ
Celile Celil, Venezüellalõ gazeteci-yazar
Carol Prunhuber, Mõgõrdiç Margosyan,
Ahmet İnsel, Ömer Laçiner gibi isimler
katõlõyor. İlk kez düzenlenecek olan
fuarda geniş bir konu yelpazesi içinde
konferans, söyleşi, panel, şiir dinletisi gibi
40 kültür etkinliğiyle birlikte 300 yazar
imza günlerinde okurlarõyla buluşacak.
Eastwood sahnede
Kültür Servisi - ABD’li ünlü oyuncu ve
yönetmen Clint Eastwood’un oğlu,
elektrik ve akustik basçõ Kyle Eastwood
14 - 15 Mayõs tarihlerinde İstanbul Caz
Center’da konser verecek. 1990’lõ yõllarõn
başõnda kendi grubuyla caz kulüpleri ve
festivallerde çalmaya başlayan Eastwood,
babasõnõn yönetmenliğini yaptõğõ Mystic
River, The Rookie, Million Dollar Baby
gibi filmlerin de müziklerini yaptõ.
Eastwood’un “From There to Here”,
“Paris Blue”, “Now ” ve “Metropolitan”
isimli dört tane de albümü bulunuyor.
Eroğlu’nun ‘Edebi Aforizmalar’ı
Kültür Servisi -
Yazar, senarist ve
romancõ Mehmet
Eroğlu’nun
öğrencileri
tarafõndan
hazõrlanan ve
Eroğlu’na armağan
edilen ‘özlü
sözler’i, Agora
Kitaplõğõ tarafõndan
bir araya getirildi. “Edebi Aforizmalar”
adõnõ taşõyan kitap, yazarõn 1984’te
“Issõzlõğõn Ortasõ”yla başlayan ve son
romanõ “Mehmet - Fay Kõrõğõ 1”le devam
eden roman serüveninde, sadõk
okurlarõnõn altõnõ çizmekten büyük keyif
aldõğõ belli başlõ kavramlar altõnda yer
alan aforizmalar seçkisinden oluşuyor.
Saygun Arpalı’dan ilk albüm
Kültür Servisi - Türkiye’nin önde gelen
müzisyenleriyle çalõşan Saygun Arpalõ’nõn
“Merhaba” isimli ilk solo albümü çõktõ. 40
yõllõk sanat yaşamõnda Edip Akbayram,
Beyaz Kelebekler, Kerem Görsev ve Zülfü
Livaneli gibi birçok isme bateristlik ve
ritim düzenlemesi yapan Arpalõ, müzikal
anlayõşõnõ soft rock, pop jazz, blues rock,
latin jazz, modern Arjantin tango
müziklerinin harmanlanmasõ olarak
tanõmlõyor. 11 şarkõnõn da bestesi ve
düzenlemeleri kendisine ait olan albümde
Arpalõ’ya, Turhan Yükseler, Serdar Barçõn,
Şenova Ülker gibi sanatçõlar eşlik ediyor.
‘Çakırcalı Efe’nin balesi
ANKARA (AA) - Türküler ve deyişlere
konu olan ve Yaşar Kemal’in 1972 yõlõnda
kaleme aldõğõ “Çakõrcalõ Efe”, Ankara
Devlet Opera ve Balesi Birim Dans
Tiyatrosu (BDT) Sanat Yönetmeni İhsan
Bengier’in koreografi ve rejisiyle dans
sahnesine gelecek. Müziklerini Cem
İdiz’in hazõrladõğõ eserde orkestrayõ Şef
Sunay Muratov yönetecek. Dekor ve
kostümlerini Gürcan Kubilay’õn
hazõrladõğõ eserin õşõk düzeni de Emin
Saraçoğlu’nun imzasõnõ taşõyor. Eserin
dünya prömiyeri yarõn gerçekleştirilecek.
Konser ve belgesel
Kültür Servisi - Seyr-î Mesel Sanat
Atölyesi, 14 Mayõs’ta saat 20.00’de
Kürt müzisyen Mizgîn’i sahnesine
konuk ediyor. Uzun yõllar
Danimarka’da yaşayan Mizgîn’e
konserde farklõ kültürel kimliklere
sahip üyelerinden oluşan grubu
eşlik edecek. Seyr-î Mesel Sanat
Atölyesi’nin 15 Mayõs’ta saat
20.00’deki etkinliği ise, yönetmen
Özgür Fõndõk’õn Dersim katliamõnõ
anlattõğõ “Qelema Sure - Kõrmõzõ
Kalem” isimli belgesel gösterimi
olacak.
O
nunla bir kez karşõlaşmõş-
tõm. Ölümünden kõsa bir
süre önce... 1980’lerin ba-
şõydõ. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda-
ki bir oyunun galasõnda Murathan
Mungan tanõştõrmõştõ. Usta bir tasa-
rõmcõnõn elinden çõkmõş, kõrõk beyaz
renkli ipek giysisiyle, kopkoyu bo-
yanmõş gözleriyle, õşõkla renk de-
ğiştiren saçlarõyla, gül endamõyla,
içinde bulunduğu ortamla çelişen ya-
lõn sessizliğiyle, sanki duvardaki bir
tablodan inip aramõza karõşmõş gi-
biydi...
Ankara DT yapõmõ ‘İşte Baş İş-
te Gövde İşte Kanatlar’õ izlerken
otuz yõla yakõn bir süre önceki bu
karşõlaşma canlandõ belleğimde.
Puslu aynalardan yansõyan kadõn
görüntüleri, onlarca kõrõk beyaz
renkli giysiyi taşõyan askõlõklar, õşõk
huzmelerinin aydõnlattõğõ ağaçlara ku-
rulmuş salõncaklarda uçuşan -sisler
ardõndaki- iki kadõn, Melek’in ‘me-
lek giysisi’nin duru beyazlõğõ, klasik
Türk müziğinden seçilmiş şarkõlarõn
taş plak -benzeri- kayõtlarõnõn, Melek
ile Nõvart’õn kõrõlgan duyarlõğõndan
süzülen nağmelerin, usulca seyirci
koltuklarõna ulaşmasõ... Fõrtõnalarõn
sarsmadõğõ dinginlik anlarõ...
Melek ve Nõvart... Onlar yaşamõn
kõyõsõnda kalmaya yazgõlanmõş orta
yaşlõ kadõnlar. Kuzguncuk’un bir
mahallesinde otuz yõlõn geçişini öy-
lece seyretmişler. Melek, henüz on
üçündeyken Ziya Bey’in köşküne ev-
latlõk olarak getirilmiş. Sonra da
adamla nikâhlamõşlar onu.
Zaten yaşlõ olan Ziya Bey’e iyi ba-
karsa kazançlõ çõkacağõnõ, adamõn
ölümünden sonra her şeyin kendisi-
ne kalacağõnõ söylemişler... Oysa, Zi-
ya Bey ölmemiş. Melek de Ziya
Bey’in -gerçek anlamda- karõsõ ol-
madan, hep parasõz bõrakõlarak, bel-
ki de karnõnõ gönlünce hiç doyura-
madan, yalnõzca arkadaşõ -belki de
hayalinde yarattõğõ- Nõvart’la pay-
laştõğõ düşlerle yaşamõş... Yaşanma-
dan geçmiş zamana duyulan özlem
bir anlamda. Sevim Bu-
rak’õn kurmaca dünyasõnõn yu-
muşacõk, dingin boyutu...
GÖRSEL VE İŞİTSEL...
Erkek karakterler yerine çõplak
mankenlerin kullanõldõğõ, erkek ses-
lerinin banttan geldiği, Melek’in,
geçmişine ve geleceğine sahip çõk-
masõnõn engellenişine -yaşama açlõ-
ğõnõn ve doyumsuzluğun göstergesi-
‘yemek yeme’ ve ‘borç para iste-
me’ ritüelleriyle (törenleriyle) tepki
getirdiği sahnelerde ise farklõ bir
anlatõm boyutuna geçiliyor. Belki de
Nõvart, Melek’in alt-ben’i. Ziya Bey
neredeyse yüz yaşõnda. Ölüm döşe-
ğinde. Ya da ölmüşse bile o kadar çok
yaşamõş ki, gerçekten ölmesi fark ya-
ratmõyor artõk. Üstelik Melek’e yõl-
larca uyguladõğõ ‘ekonomik şiddet’
yetmemiş, onu mirasõnõn da dõşõnda
bõrakmõş. Ziya’ya duyduğu korkuy-
la karõşõk nefret Melek’i oyun bo-
yunca rahat bõrakmõyor. Sevim Bu-
rak’õn kurmaca dünyasõnõn ‘gro-
tesk’ boyutu...
Görüldüğü gibi, yönetmen İsken-
der Altın oyunu yorumlarken, Burak
kurmacasõnõn bu iki boyutunun fark-
lõlõğõnõ görsel ve işitsel bakõmdan iyi-
ce belirginleştirmiş. Bu bir yorum se-
çeneği... Altõn’õn seçtiği yorumun ger-
çekleşmesinde Funda Karasaç’õn
dekor-giysi, Şükrü Kırımoğlu’nun
õşõk tasarõmlarõnõn payõ büyük. Me-
lek ve Nõvart’õ oynayan Elvin Be-
şikçioğlu ve Funda Gökgücü yo-
rumlarõnõ bu iki farklõ doğrultuda
özenle kotarmõşlar. (Ayrõca, şarkõla-
rõ güzel söylüyorlar.) Altõn, aynõ
uzamda geçen oyunu, birbirini film
kareleri gibi izleyen on beş dolayõn-
da farklõ sahneye bölmüş ve Stüdyo
Sahne’nin duvarlarõna neredeyse çe-
peçevre yerleştirmiş. Hareketli plat-
form üstündeki seyirci koltuklarõ or-
ta alanda dönerek, oyuncular da ko-
şarak -üstelik kõlõk değiştirerek- bir
sahneden bir sonraki sahneye ulaşõ-
yorlar. Altõn, yer yer kapõlarõ açõp, sa-
lonun dõşõnda kalan uzamlarõ, daha-
sõ bahçeyi bile katõyor oyuna. Zengin
boyutlu, çarpõcõ bir görsellik oluşu-
yor böylece. Ama oyuncular yoru-
luyor. Dahasõ, sahnede süregelen
koşmaca bir noktadan sonra tekdü-
zeleşiyor. Metnin ve kimi sahnelerin
kõsaltõlmasõ gerekli görünüyor.
Yine de ‘İşte Baş İşte Gövde İş-
te Kanatlar’, Ankara DT’nin bu dö-
nem sunduğu yeni yapõmlar arasõn-
da başa geçiyor.
‘İşte Baş İşte Gövde İşte Kanatlar’ Ankara Devlet Tiyatrosu’nda
Sevim Burak’õn yapõtõ İskender Altõn’õn rejisi,
Elvin Beşikçioğlu ve Funda Gökgücü’nün
yorumlarõyla Ankara DT Stüdyo Sahne’de 11, 14,
16 Mayõs tarihlerinde sunuluyor.
SevimBurak’õyorumlarken
ERDEM ÖZTOP
H
er yõl mayõs ayõnõn ikinci
haftasõ, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Kültür AŞ tara-
fõndan düzenlenen, bu yõl da 2010 Av-
rupa Kültür Başkenti Ajansõ’nõn des-
teklediği “Uluslararası İstanbul Şiir
Festivali”, bugün saat 20.00’de Muh-
sin Ertuğrul Sahnesi’nde şiir okumalarõ
ve Zuhal Olcay konseriyle başlayacak.
15 Mayõs’a dek sürecek festivalin bu
yõlki tema ülkesi “İrlanda”, tema ko-
nusu ise “İrlanda Şiiri ve Edebiyatı.”
Dünyanõn çeşitli ülkelerin-
den şairlerin İstanbul’un
tarihi mekânlarõnda şiirler
okuyacağõ festival kapsa-
mõnda, kurulacak şiir aka-
demilerinde şairlerle üni-
versiteli gençler bir araya
gelecek, akşamlarõ da şiir-
le tiyatronun, müziğin bu-
luştuğu oyunlar, konserler
düzenlenecek.
-Farklı kültürlerden,
dillerden şairleri İstan-
bul’da buluşturan bu fes-
tivale katılmak sizin için
ne anlam ifade ediyor?
İstanbul dinleyicisi ve
İstanbul’la buluşmayõ her
zaman çok istemişimdir.
Benim için şiir çok derin bir
yaşam biçimi ve burada
tanõşacağõm her bir şair ba-
na inanõlmaz derinlikler
katacak. Ayrõca şiirlerimi
Boğaz’daki bir teknede, iki
kõtanõn arasõnda söyleyecek
olmak büyük bir şans.
-Bu yıl İstanbul, 2010 Avrupa Kül-
tür başkentlerinden biri ve siz bu at-
mosferde tarihi mekânlarda şiirle-
rinizi okuyacaksınız. Ne düşünü-
yorsunuz?
Dünya kültürünün başkentinde, kül-
türlerin kavşağõnda şiirlerimi okuya-
cağõm, şiirlerimin Türkçe çevirisini
duyacağõm, tõnõsõnõ hissedeceğim. Bu
çok heyecan verici. Ayrõca İstanbul’a
ilk geldiğim günden beri kentin, benim
şehrim Barcelona’yla ruh kardeşi ol-
duğunu düşünmüşümdür.
-Sizce şiir, bir kente neler katabi-
lir?
Festival boyunca kentin dili incelir,
daha bir derinleşir, zenginleşir. Lum-
pen ağzõndan bir süre olsun kurtulur.
Kendine özgü doğasõyla, mimarisiyle
imgesel bir görünüm kazanõr o sõra.
Kent içine bakmasõnõ öğrenir; daha ne
olsun?
-İrlanda şiiri Türkiye’de ne kadar
biliniyor sizce?
Şiir yazan biri olarak, utanarak itiraf
edeyim ki, İrlanda şiiri hakkõnda yeterli
bilgiye sahip değilim. Bir Yunan, bir
İtalyan, İngiliz ya da Fransõz şiirine
oranla İrlanda şiiri de bize uzak kalmõş.
Bu festivalin en büyük katkõsõ İrlanda
şiiriyle tanõşmamõzõ, yakõnlaşmamõzõ
sağlayacak olacak.
FESTİVALDEN
SEÇMELER
- Gülhane Parkõ’nda ku-
rulacak Şiir Kürsüsü’nden
kendini şair hisseden herkes
şiirlerini okuyabilecek.
- Şiir Akademisi çerçe-
vesinde Bilgi Üniversitesi
Karşõlaştõrmalõ Edebiyat Bö-
lümü’nde İrlanda şiiri üze-
rine bir oturum düzenlene-
cek. Tarõk Zafer Tunaya
Kültür Merkezi’nde ünlü
akademisyen ve eleştirmen
Mary Shine Tompson mo-
deratörlüğünde İrlanda Şii-
ri Konferansõ yapõlacak.
- Chicago Üniversitesi
Edebiyat ve Sanat Fakülte-
si öğretim üyesi, ülkesinde
68 Kuşağõ’nõn önemli tem-
silcilerinden Polonyalõ şair
Adam Zagajewski, Boğa-
ziçi Üniversitesi’nde “68
Kuşağı’nın Şiire Etkisi”
üzerine bir seminer vere-
cek.
- “Şiir Okumaları” etkinliklerinde
D&R mağazalarõnda şairler kendi şiir-
lerini okuyacaklar. Dinleyiciler şiirle-
ri şairlerin kendi sesinden dinleyebile-
cekler.
- Muammer Karaca Tiyatrosu’nda
gerçekleştirilecek “Şiir Performansı”
başlõklõ etkinlikte Nâzım Hikmet’in
“Piraye İçin Yazılmış Saat 21-22 Şi-
irleri” isimli gösterisi Atilla Birkiye
rejisiyle sahnelenecek.
- “Şiir Hatları Vapuru” etkinliğin-
deyse Kabataş’tan kalkan vapur tüm
Boğaz’õ dolaşacak, Rumeli Kavağõ’nda
mola verip geri dönecek. Yol boyunca,
Boğaz’õn nefis atmosferinde tüm şair-
lerle buluşulacak hem de şiirler dinle-
nebilecek.
- Festivalin kapanõş töreni 15 Ma-
yõs’ta Arkeoloji Müzesi Bahçesi’nde
Cem Adrian konseriyle olacak.
İstanbul’da şiirle
buluşma zamanõ
İSTANBUL ŞİİR FESTİVALİ BUGÜN BAŞLIYOR
ÖZLEM ALTUNOK
S
emaver Kumpanya’nõn İstanbul Ti-
yatro Festivali’ne hazõrladõğõ
“Titus Andronicus” oyu-
nunun provasõndayõz. ‘Yeraltı’nda,
zamansõz, mekânsõz bir yerlerde
uçuşan kelleler, kesilen diller,
kopuk kollar, kan, seks, vah-
şet, küfür; şiddetin her hali
var sahnede. Shakespea-
re’in en sert, aynõ zaman-
da en az sahnelenmiş
oyunlarõndan “Titus An-
dronicus”, Işıl Kasa-
poğlu rejisi, Sinan Fi-
şek’in uyarlamasõyla yüz-
yõllar öncesinden bugüne
taşõnõrken hiç de uzağa
düşmüyor, bugünün Tür-
kiyesi ya da dünyasõndan.
Oyunu onlar anlatacak-
lar, sahnede birbirini kesen,
kanla õslanan ‘kötü’ler, ‘kö-
tü’yü canlandõranlar...
Aron’u canlandõran Sarp Ay-
dınoğlu, Bilge köyü cinayetinin
geçenlerde sonuçlanan mahkeme-
sinde bir katil zanlõsõnõn ‘Yaşasın
kötülük’ çõğlõğõnõ hatõrlatõyor, Titus’u
oynayan Serkan Keskin, Hırant Dink cinaye-
tini... Oyunun Tamara’sõ Sezin Bozacı tamamlõyor on-
larõ: “En ürkütücü olan da, tıpkı oyunda olduğu gi-
bi şiddetin şimdi var olduğundan daha da ‘normal’
kabul edildiği bir dünyaya uyanmak”
Oyunda şiddetin hem kaynağõ hem mağduru olmuş
‘soylu’ Roma Kralõ Titus’u canlandõran Keskin’e göre
oyun, ‘bir kahramanın intikam hikâyesi’ değil, aksi-
ne iktidarõn yanlõş kararlarõ sonucu ortaya bir şiddet sal-
gõnõ yayõlmasõnõ konu ediniyor. “Şiddet ucundan ateş-
lendiği andan itibaren hızlı bir şekilde tüm karak-
terleri sarıyor ve ondan payını almayan ve şiddete des-
tek olmayan kalmıyor” diyor. Ne de olsa “İktidarda
kim varsa, güç kimdeyse şiddeti ve şeklini de o be-
lirliyor. Ama şiddet değişmiyor, hep var.”
Oyunun en kötüsü, kötünün kötüsü ise Aron belki de.
Tüm entrikalarõn göbeğinde o var, ne pişmanlõk duyu-
yor yaptõklarõndan, ne zerre acõ hissediyor. Aydõnoğlu
“Oyundaki en zeki ve en kötü adam, evet. Üstelik asıl
derdi haz almak. Kırbaçtan da haz alıyor, acıdan da”
diyor, “çünkü bir Arap olarak tüm dışlanmışlığıyla
soyunun da kötülüğün de devam etmesini istiyor.” Ne-
densiz kötülüğe takõlmõş en çok, bunu sahnede nasõl rea-
lize edeceğini düşünürken karşõsõna çõkan “Yaşasın kö-
tülük” nidasõyla arayõşõ kendiliğinden yanõt bulmuş. “An-
ladım ki kötü olmak için ruh hastası olmak gerek-
miyor, nedensizce, bilinçli olarak da kötü olunabili-
yor” diyor.
Hiçbiri, zaman kaymasõ yaşamõyor oyunda. Bugün-
le geçmiş, Shakespeare’in şiirsel diliyle küfür, argo iç
içe geçerken ‘klişeler’ hep aynõ. Bunlardan biri de oyu-
nun ‘kötü kadın’õ Tamara. “Ortada bir kötülük var-
sa onun arkasında yüksek ihtimalle bir kadın par-
mağının olması gerektiği fikri hepimize itinayla öğ-
retildi sanırım” diyor Sezin Bozacõ. Oysa Tamara da
şiddet ve intikamdan herkes kadar besleniyor. Bir fark-
la “O insanlığın daha ilkel bir döneminden geliyor san-
ki. Canı nerede isterse orada sevişen, çocuklarını ve
kendisini ne pahasına olursa olsun koruyan yırtıcı bir
hayvan gibi. Tamara için kuralların, genel geçer ah-
lak ölçülerinin pek bir önemi yok. Hatta onlarla dal-
ga geçiyor bir anlamda”.
Bugünün dili, geçmişte konuşulan dil, İstanbul ya da
gelecekte bir zaman... Hepsinin buluştuğu ortak nokta:
“Şiddet sadece kılık değiştiriyor!”
Carles Torner
AbdülkadirBudak
Kültür Servisi - Çellist
Açelya Azbar tarafõndan
2009 Eylül ayõnda
kurulan ve ocak ayõnda
ilk konserlerini veren
‘Açelya Azbar Çocuk
Oda Orkestrasõ’, 17
Mayõs’ta Süreyya
Operasõ’nda bir fuaye
konseri gerçekleştirecek. Yaşlarõ 8-16 arasõ
değişen ve tamamõ konservatuarda eğitimlerini
sürdüren çocuklardan oluşan orkestra, ücretsiz
izlenebilecek konserde Carmen, Serenade, Polka
gibi sevilen eserleri seslendirecek.
Çocuklardan
Süreyya
Operasõ’nda
konser
Işõl
Kasapoğlu’nun
yönettiği “Titus
Andronicus”
bugün ve 15
Mayõs’ta “17.
Uluslararasõ
İstanbul Tiyatro
Festivali”
kapsamõnda
Çevre
Tiyatrosu’nda.
‘Şiddetsadecekılıkdeğiştiriyor’
1 7 . U L U S L A R A R A S I İ S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T İ V A L İ