25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda tu- tuklu olarak yargõlanan gazetemizin yöneticisi ve yazarõmõz Mustafa Balbay, davada yasalarõn uygulan- madõğõnõ belirterek “Yasa madde- leri bizi uygulanmayacaksa biz başka yasanın çocukları mıyız” di- ye sordu. Balbay, “Yaptığımız gö- revlerin suç olarak önümüze ko- nulması kahreden bir iç kana- madır” dedi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi tarafõndan Silivri Cezaevi yerleşkesinde görülen Ergenekon davasõnõn 57. duruşmasõnda sanõk ve avukatlarõnõn talepleri dinlen- di. Gazetecilik görevi nedeniyle yargõlandõğõnõ belirten Balbay, “Ne yapmışım? Türk toplumu- na ‘Bir rahatsõzlõk var ama ay- rõntõlarõ bilmiyorum’ demişim. Gazeteciler iktidara göre dön- mez. İktidarın denetimiyle ga- zetecilik dünyanın hiçbir ülke- sinde yoktur” diye konuştu. Balbay, şöyle devam etti: “Kom- şu ülkelerle sorun çıkaracak biri olarak iki kez müebbetle yargıla- nıyorum. İlk müebbet cezamı al- dım. Artık Cumhuriyet Gazete- si’nin Ankara Temsilcisi değilim, bunun böyle bitmesini istemezdim. Hiç kimse makamlara zamkla ya- pışmış değil. Ama bu şekilde bit- mesini istemezdim. Makam olarak ilk müebbetimi almış bulunuyo- rum. Gazeteciliğin en önemli ma- kamının muhabirlik olduğunu, düşünüyorum. Kalemimi, gücü- mün yettiğince kullanacağım. Ora- dan da müebbet almamayı dili- yorum. Savunduğum değerlere zarar vermekle suçluyorsunuz. Tutukluluk halimi 15. ayında ye- niden değerlendirmenizi, bizi adil, tutuksuz, hızlı ve eşit yargılama- nızı talep ediyorum.” ‘Burada da iç kanama var’ Türkiye’de halen ciddi bir iç ba- rõş tehdidi olduğunu belirten Bal- bay şunlarõ söyledi: “Ahmet Türk’e yapılan saldırı iç barışa bir dar- bedir. Ahmet Türk’ün burnu ka- nadı, tüm Türkiye etkilendi. ‘Hiç kimsenin burnu kanamasõn’ diye yazdım yıllarca. Türk’e geçmiş olsun diyorum ama burada da bir iç kanama var. Yaptığımız gö- revlerin suç olarak önümüze ko- nulması kahreden bir iç kana- madır. Bu aynı zamanda bize de- ğer verenlerin de içini kanat- maktadır. İç kanama içten içe in- sana zarar verir. Meclis’i etkisiz hale getirmek istemekle ömür boyu hapsim isteniyor. Ben bun- ların tam tersini savunmuş bir insanım. Atatürk, Kuruluş Savaşı sırasında bile başkomutanı Mec- lis’in oylamasını istemişti. O Meclis’i yıktırmak istemekle suçlanıyorum. Bu ağır bir iç ka- nama değil midir?” Soruşturma sürecinde kendisiyle ilgili 5 ayrõ hukuk ihlalõ olduğunu anlatan Balbay, “Yasa maddeleri bize uygulanmayacaksa biz baş- ka yasanın çocukları mıyız? Böy- le şüphe altında tutuklanmak vic- dani değil. Vicdani kanaat bize uy- gulanmıyorsa biz başka Tanrı’nın çocukları mıyız” diye sordu. ‘Yüzde biri bile benim değil’ İddianamede “Balbay’ın Gün- lükleri” adõ verilen bilgisayar ve- rilerinde 30 Mayõs 1998’den 4 Mayõs 2006’ya kadar 30 kişi ile gö- rüşmelerin dökümünün yapõldõğõ- nõ anlatan Balbay, “Notlar öylesi- ne bir araya getirilmiş ki ben bunları algılamakta zorlandım. 8 yıllık notlar özel olarak bir ara- ya getirilip art arda günlük şek- line koyulmuş. Üstelik üç kez biçim değiştirdiğini savunmam- da ortaya koymuştum. Bu not- lardaki sözlerin yüzde biri bile bana ait değil” dedi. Balbay, “Gazetecilik görevim- le ilgili olarak yaptığım görüş- melerin sadece dördü baş başadır. Ötekiler hep bir heyetle birlikte- dir, gazetenin yöneticileriyledir” şeklinde konuştu. Bilgisayar verilerinin delil ola- bilmesi için 2001’de imzalanan si- ber suçlarla mücadele için uluslar- arasõ bir anlaşmaya Türkiye’nin imza koymadõğõnõ ancak CMK’nin 134. maddesinin bu konuda hü- kümler içerdiğini anõmsatan Balbay, “Ankara Büro’dan alınan bilgi- sayarların imajı alınmadı. Bilgi- sayarımın imajı 7 Temmuz 2008 saat 04.30’da alınmış. Savcı Nihat Taşkõn bana 5 Temmuz 2008’de soru sordu. Demek ki kopya alın- madan görmüş” diye konuştu. Balbay, talebi üzerine savcõ Nihat Taşkõn’õn Ocak 2009’da “Bilgisa- yar ya da imajının verilmesi” di- ye bir derkenar not düştüğünü anõmsatarak “Bu derkenar yazı- sının bir kopyasının dosyaya ko- nulmasını talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanõk gazeteci Tuncay Özkan iddianamede yer alan özel hayatla ilgili telefon görüşmelerine değinerek “Bir adamın 1870 tane telefon konuşması bir iddiana- mede yer alır mı” diye sordu. ‘Özür dileyin’ çağrısı Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõ İlhan Selçuk’un “Er- genekon” davasõ iddianamesini ha- zõrlayan savcõlar hakkõnda, kişilik haklarõna saldõrõda bulunulduğu id- diasõyla açtõğõ davada “tecavüzün kınanması” kararõ çõktõğõna dikkat çeken Özkan, şöyle konuştu: “Siz yanlış yaptınız. Bizim açacağı- mız davalar ne olacak? Savcılık makamı iddianamedeki özensiz- liği, kasıt arayan yanlış tutumla- rı nedeniyle özür dilemelidir. ‘Evet yanlış yaptık, insanların özel hayatlarına müdahale edildi’ demelidir yeni davalar açılmadan. Bize, Türk adaletine çok büyük zarar verdiler. Özür gerçekleşir- se şahsen ben dava açmam.” CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Olay öyle gelişti ki sanılan olmadı. RTE’nin ana muhalefetin olumlu önerilerini görüşmeye hazır olduğunu duyuran bir açıklama yapıldı. Ana muhalefet lideri Baykal; önce Çankaya’ya seslendi. Anayasa değişikliğindeki üç maddenin ayrı tutulması koşuluyla geriye kalan 24 maddeyi Meclis’ten yeterli oyla yaşama geçirmeye yardımcı olacaklarını duyurdu. RTE, adres yanlış, dedi. Muhalefetin Çankaya’daki AKP’linin tarafsızlığını zorladığını öne sürdü ve Baykal’ı, Meclis Başkanı’na başvur, görüşelim, diye karşıladı. Medyada sevinç çığlıkları… Oldu da bitti inşallah derken… Baykal, canım madem yargı ile Anayasa Mahkemesi’ni yapısal açılardan değiştiren üç maddeyi önerinden çıkarmak istiyorsun.. elimiz değmişken şu üç maddeyi gelecek Meclis’e bırakalım, demez mi? RTE ile AKP üst kadrosunu, bu işin içinde bir cinlik, bir bit yeniği var düşüncesi sardı ve.. AKP lideriyle üst kadro aynı gün aynı ağzı kullandılar: CHP görüşülebilir bir öneride bulunuyor ve sonra.. üç maddeyi Anayasa Mahkemesi’nde iptal ettirmek istiyor, dediler. Tarih bir kez daha tekerrür etti; uzlaşma çabaları doğru çöpe! Sonucun böyle olabileceğini kestirenler için sonuç, sürpriz değildi. Baykal’ın ikinci öneriyi açıkladığı gün AKP’nin hayır diyeceği Güncel’de yazıldı. AKP’yi sinirden hop oturtup hop kaldırtan bu son öneri oldu. Lider ve kadrosu “Şu Baykal’a bak” diyorlardı. Bize hem başka maddelerle süsleyip püsleyerek halka yutturmaya çalıştığımız üç maddeyi referandumdan çıkartacak, hem de.. Anayasa Mahkemesi’nde iptal ettirmeye girişecek ha! Böylece uzlaşma umudu son darbeyi de yedi. Takvim işliyor. Pazartesi Meclis Genel Kurulu’nda değişikliğin ilk görüşmesi yapılacak ve Tanrı’dan taraflara (RTE’ye) uzlaşın emri gelmezse anayasa değişikliği iktidar ile muhalefet çarpışmaları arasında.. yasa doğru Anayasa Mahkemesi’ne ve referanduma! Ne var ki Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda CHP’yi teknik bir zorluk, daha doğrusu zorunluluk bekliyor. Yüksek Mahkeme’ye anayasa konularında başvurabilmek için 110 milletvekilinin imzası gerekiyor. Oysa CHP’nin 97 milletvekili var. 13 milletvekiline daha gereksiniyor. AKP önerisinin bütünüyle gelecek Meclis’e bırakılmasını savunan MHP’den CHP’ye hayır yok. CHP’nin başvurusuna katılmayacağını açıkladı. AKP’den değişikliğe karşı çıkan bir milletvekili ile (örneğin Kamer Genç dışında) bağımsızlardan kaç milletvekili CHP başvurusuna imza atar, belli değil. Köprülerin altından daha çoook sular akar. Uzlaşırlar uzlaşmazlar tartışmaları arasında öncelikle iktidar kanadında her konuda sözcülüğe soyunarak her zaman önde giden Bay Bülent Arınç; anayasa değişikliğinin referanduma gideceğine kesin gözüyle bakıyor. Bay Arınç’a göre, referandumun sonucu da belli: Yüzde 60 evet! Nereden biliyorsun diye sormaya gerek de yok. Bay Arınç kendinden menkul siyasetçilerin bir bilenidir. Velâkin kamuoyu araştırması yapan kuruluşlarının açıkladıkları anket sonuçlarının içeriği Bay Arınç’ı ne doğruluyor ne de sevindiriyor... Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi’nin geniş çaplı bir anketine göre; örneğin “Anayasa değişikliğinin içeriğini biliyor musunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 33.4’ü evet derken, yüzde 42.1’i hayır diyor. Yüzde 24.5 ise kararsız. “Anayasa değişikliğinin hazırlanma tarzını doğru buluyor musunuz” sorusuna yanıt: Yüzde 12.1 evet, yüzde 58.8 hayır. Tartışmalı maddelerin ayrılması ise başa baş: Yüzde 41.2 olumlu, yüzde 42.5 olumsuz, fikir belirtmeyenler ise yüzde 16.5. Bu tablo değişmezse Bay Arınç’ın parlattığı sonuç siyaset dünyasında hoş bir seda olacak! İktidarı, özellikle RTE’yi açığa düşüren bir başka anket ise TOBB üyelerinden. Başbakan ikide bir, işsizliğin azalması isteniliyorsa TOBB’un 1 milyon 300 bin üyesinin her biri bir kişiye iş verirse işsizliğin üç puan düşeceğini söylemişti ya. TOBB, üyelerine RTE’nin önerisini sormuş, işte yanıt: Ancak üyelerin yüzde 6’sı evet diyor. Bir şairimiz galiba “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” demişti. Günümüzün koşulları ve anket sonuçları; Bay Arınç’la Bay RTE’nin hayallerine limon sıkmıyor mu? SAYFA 17 NİSAN 2010 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Nisan Oslo Y 14 Helsinki Y 7 Stockholm Y 13 Londra B 15 AmsterdamB 13 Brüksel B 16 Paris B 17 Bonn B 13 Münih B 13 Berlin PB 14 BudapeştePB 14 Madrid Y 14 Viyana B 11 Belgrad Y 18 Sofya Y 12 Roma Y 18 Atina Y 22 Zürih B 16 Moskova Y 12 Aşkabat PB 26 Taşkent B 23 Bakû B 22 Bişkek B 18 Tiflis B 24 Kahire B 32 Şam Y 29 İstanbul Y 18 Edirne Y 20 Kocaeli Y 23 Çanakkale Y 21 İzmir PB 27 Manisa PB 28 Denizli Y 24 Zonguldak Y 17 Sinop Y 16 Samsun Y 20 Trabzon Y 21 Giresun Y 20 Ankara Y 20 Eskişehir Y 18 Konya PB 18 Sıvas Y 17 Antalya PB 26 Adana Y 26 Mersin PB 24 Diyarbakır Y 25 Şanlıurfa Y 25 Mardin PB 21 Siirt PB 23 Hakkâri PB 16 Van PB 17 Kars Y 15 Yurt geneli parçalı bulutlu, Marmara, Ku- zey ve İç Ege, Doğu Akdeniz’in doğusu İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Karade- niz, Doğu Anado- lu’nun kuzey ve batı- sı, Güneydoğu Ana- dolu’nun batısı ile Is- parta ve Burdur çev- releri yağmur ve sa- ğanak yağışlı geçe- cek. Hava sıcaklığı yağışla birlikte 4 ila 6 derece azalacak. POYRAZKÖY DAVASI Gergin duruşma HİLAL KÖSE İstanbul Poyrazköy’de Nisan 2009’da yapõlan kazõlarda ele geçirilen mühimmata ilişkin, üçü emekli, 17 denizci askerin yar- gõlanmasõna devam edildi. İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki oturumda Le- vent Bektaş’õn avukatlarõ Hüseyin Ersöz ve Celal Ülgen, savunmaya başlamak is- teyince mahkeme başkanõ Vedat Yılma- zabdurrahmanoğlu, iki numaralõ sanõğa sõra vereceğini belirtti. Savunmanõn bö- lünemeyeceğini söyleyen Ülgen’e, mah- keme üyesi Mehmet Karababa da mü- dahale edince gerginlik yaşandõ. Tartõşmanõn ardõndan savunmasõna başlayan Ülgen, bu davada birçok su- bayõn hedef alõndõğõnõ, asõl hedefin çağdaşlõk, Türkiye ve Mustafa Kemal Atatürk olduğunu dile getirdi. Savun- masõnõ duvardaki barkovizyona yansõ- tan ve panolarla anlatan Ülgen, “Sav- cı ve hiçbir yargıç ekrana bakmıyor. Niçin görsel yapıyoruz” diye tepki gös- terdi. Başkan ise “Devam edin, bak- mak zorunda değiller” dedi. Cumhu- riyet Savcõsõ Nuri Ahmet Saraç ve yar- gõçlar barkovizyonu izlemeye başladõ. Ülgen, Bektaş için gözaltõ süresi bittik- ten sonra ek gözaltõ süresi çõkarõldõğõna dik- kat çekti. Savcõlõğõn bu hatayõ anladõktan sonra gözaltõ süresinin yanõna elyazõsõyla “yol hariç” notu düştüğünü ifade eden Ül- gen, hiçbir başka şüpheli için böyle bir uy- gulamanõn olmadõğõnõ belirtti. Belge yokken soru sordu Sanõklardan Eren Günay’a 27 Ni- san’da Kafes Eylem Planõ’nõn sorulduğuna dikkat çeken Ülgen, “Savcı Ercan Şafak kendisine 11 Mayıs’ta ulaşacak bir bel- geyi nasıl biliyor da sorabiliyor. O ta- rihte bu belge tespit edilmemiş. Bu dü- zeni, bu komployu kim kurdu” diye sor- du. Salondan “bravo” sesleri eşliğinde al- kõş yükseldi. Ersöz, imza makineleri ve tor- na makinesiyle nasõl õslak imza yaratõla- cağõna ilişkin bir video gösterdi. Videoda, soruşturma savcõlarõndan Ercan Şafak’õn iddianamedeki imzasõ Kafes Eylem Pla- nõ’nõn altõna monte edildi. Video, heyet ve savcõ tarafõndan ilgiyle izlendi. Binbaşõ Eren Günay da savunmasõnda “Keşke şehit olsaydım da kendi ül- kemde bu iftiralara maruz kalmasay- dım. Ben oğluma baban terörist de- dirtmem. Vatan bizim anamız, devlet bi- zim babamız. Bizi asın devleti yıkmak- tan yargılamayın” ifadelerini kullandõ. Kafes Planı TÜBİTAK’a gidecek Mahkeme heyeti, Kafes Eylem Pla- nõ’nõn çõktõğõ 3 No’lu DVD ve 1 No’lu CD’ye, arama ve el koyma tarihinden sonra ekleme ve müdahale yapõlõp ya- põlmadõğõ konusunda TÜBİTAK’tan ra- por alõnmasõna karar verdi. İstanbul Em- niyeti’ne, Keçilik’teki kazõlarda alõnan toprak örneklerinde, jeolojik ya da kim- yasal bir işlemin ve gömü tarihi konusunda araştõrma yapõlõp yapõlmadõğõnõn sorul- masõna hükmetti. Duruşma 14-15-16 Temmuz 2010 tarihlerine ertelendi. Mustafa Balbay, Ergenekon davasõnda yasalarõn uygulanmadõğõnõ söyledi: Başka yasanõn çocuklarõ mõyõz? Ermenice ikinci yabancõ dil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Son dönem- de tartõşma ortamõna çekilmek istenen Kara Kuv- vetleri’nin subay kaynağõ olan Kara Harp Okulu (KHO) basõna tanõtõldõ. Okul Komutanõ Tümgeneral Kenan Hüsnüoğlu, yasa ve yönetmeliklere göre as- keri öğrenci koşullarõnõ kaybedenlerin kurumdan uzaklaştõrõldõğõna dikkat çekti. Hüsnüoğlu, Harbi- ye’de kitap okunmayõ yasaklamanõn söz konusu ol- madõğõnõ dile getirdi. Ankara’daki yerleşkesinde Harbiye’ye düzenle- nen basõn turuna basõn yayõn kuruluşlarõnõn savun- ma muhabirleri katõldõ. KHO’dan “Dumlupınar” adlõ yasadõşõ yapõlanmaya katõldõklarõ gerekçesiyle uzaklaştõrõlan öğrencilerin durumunun tamamen il- gili yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu kaydet- ti. “Harbiye kütüphanesinden bazı kitapların toplatıldığı ve öğrencilerin okumalarının engel- lendiği” yönündeki iddianõn anõmsatõlmasõ üzerine Hüsnüoğlu, Harbiye’de kitap okumanõn yasaklan- masõnõn söz konusu olmadõğõnõ belirtti. Soru üzeri- ne Hüsnüoğlu, şu ana kadar 120 kişinin Ermeniceyi ikinci yabancõ dil olarak aldõğõnõ şu anda bu progra- ma devam eden Harbiyeli sayõsõnõn 4 olduğunu dile getirdi. Hüsnüoğlu, Ermenice eğitiminin tamamen üniversitelerde bu konuda eğitim yapan bölümler- den sağlanan öğretim görevlileriyle yürütüldüğünü kaydetti. Basõn turu kapsamõnda Harbiye’deki gün- lük faaliyetler ve eğitimler basõna tanõtõldõ. Ankara’daki yerleşkesinde Harbiye’ye düzenlenen basın turuna basın yayın kuruluşlarının savunma muhabirleri katılırken askerlerin eğitimi ilgi çekti. TGS Başkanõ İpekçi, gazetecilerle ilgili 688 davanõn mahkemelerde olduğunu söyledi ‘Basın özgür değil’İstanbul Haber Servisi - Türki- ye Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Genel Başkanõ Ercan İpekçi, “Te- mel insan hakları, demokratik hu- kuk devleti ilkeleri dikkate alın- dığında Türkiye’de basın ve ifa- de özgürlüğü yoktur” dedi. İpek- çi, aralarõnda Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek’in de bulunduğu 40 gazetecinin, hak- larõnda verilecek kararõ cezaevle- rinde beklediğini, Türkiye’de ga- zetecilerle ilgili 688 ceza ve taz- minat davasõ dosyasõnõn mahke- melerde görüldüğünü söyledi. Avrupa’daki gazeteci sendika- larõnõn üyesi olduğu Avrupa Gaze- teciler Federasyonu (EFJ) Genel Kurulu, TGS’nin ev sahipliğinde İs- tanbul’da Nov Otel’de toplandõ. Üç yõlda bir yapõlan ve bu yõl “Sen- dikal Bakışlar: Avrupa’da Ga- zetecilik ve Basın Özgürlüğü” temasõyla toplanan genel kurulun açõlõşõnda konuşan İpekçi, Türki- ye’nin görevini iyi yaptõğõ için ga- zetecileri cezalandõran bir ülke ha- line dönüştüğünü söyledi. Türk medyasõnda hâkim olan sermayenin nitelik değiştirdiğini belirten İpek- çi, “İslami sermaye tüm sektör- lerde olduğu gibi medya sektö- ründe de büyüyen bir güce sahip. Şimdi medyaya egemen olan İs- lami sermaye sahipleri, 1990’lar- daki gibi kartelleşme yönünde adımlar atıyor” dedi. Polis devleti uyarısı Uluslararasõ İşçi Sendikalarõ Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Guy Ryder ise Türki- ye’deki sendikal yaşamõ çarpõcõ ifadelerle anlattõ. Türkiye’deki sendikacõlarla temasõnõn 1980’le- re dayandõğõnõ anlatan Ryder, “Türkiye’de o dönemde yakla- şık 200 sendika üyesinin hapse- dildiğini ve ölümle tehdit edil- diğini biliyorum. O dönemde bunlardan biriyle konuştum, o şu anda DİSK’in başkanı. Na- sıl hâlâ hayatta? Bugün Türki- ye’deki sendikacılar uluslar- arası dayanışma sayesinde ha- yattalar” diye konuştu. Eski Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel, hükümetin sen- dikal mücadeleye yönelik tavrõnõ “İktidarın tutumu faşistçe. Tür- kiye polis devleti olma yolunda ilerliyor” sözleriyle özetledi. VERGİ DENETİMİ YOLUYLA BASINA ENGEL Eski Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi (AİHM) yargõcõ Rıza Türmen iktidarõn, kendi medyasõnõ yaratma çabasõnda olduğunu, diğer medya organlarõna da vergi denetimi yoluyla muhalefeti engellemeye çalõştõğõnõ söyledi. Türmen, “Doğan Grubu’na vergi cezasının, grubun gazetelerinin Almanya’daki Deniz Feneri e.V. konusunu dile getirdikten sonra ortaya çıkması tesadüf değildir” dedi. İkinci Ergenekon davasõnda Adli Tõp Kurumu Başkanlõğõ tarafõndan İstan- bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gön- derilen raporda davanõn tutuklu sanõğõ eski Özel Harekât Dairesi Başkanveki- li İbrahim Şahin’in cezai sorumlulu- ğunun tam olmadõğõ belirtildi. Mahke- menin Adli Tõp Kurumu Başkanlõ- ğõ’ndan istediği Şahin’in mevcut has- talõğõnõn suç tarihinde ve halen TCK’nin 32. maddesi kapsamõnda cezai ehliye- tini etkileyip etkilemediğine ilişkin 13 sayfalõk rapor dava dosyasõna konuldu. Adli Tõp Kurumu Başkanõ Prof. Dr. Ha- luk İnce ve 5 uzmanõn imzasõ bulunan raporda özetle Şahin’in cezai durumu- na ilişkin “Akli arızanın etkisi altın- da olduğu anlaşıldığı, bu duruma göre İbrahim Şahin’in 7 Ocak 2009 tarihinde sanığı bulunduğu suçuna karşı cezai sorumluluğu tam olmadığı oybirliği ile mütalaa olunur” denildi. ADLİ TIP: ŞAHİN’İN CEZAİ SORUMLULUĞU TAM DEĞİL Seyrantepe’de mühimmat bulundu İstanbul Haber Servisi - TEM Otoyolu Sey- rantepe mevkisinde, bir ağacõn dibinde gazeteye sa- rõlõ halde mühimmat olduğunu gören yurttaşlar du- rumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekiple- rince yapõlan incelemede söz konusu yerde 130 adet Kalaşnikof mermisi, 14 adet G-3 mermisi ve 4 adet uçaksavar mermisi olduğu tespit edildi. Mü- himmat, polis kriminal laboratuvarõna götürüldü. Fotoğraf:NECATİSAVAŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear