Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda tu-
tuklu olarak yargõlanan gazetemizin
yöneticisi ve yazarõmõz Mustafa
Balbay, davada yasalarõn uygulan-
madõğõnõ belirterek “Yasa madde-
leri bizi uygulanmayacaksa biz
başka yasanın çocukları mıyız” di-
ye sordu. Balbay, “Yaptığımız gö-
revlerin suç olarak önümüze ko-
nulması kahreden bir iç kana-
madır” dedi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi tarafõndan Silivri Cezaevi
yerleşkesinde görülen Ergenekon
davasõnõn 57. duruşmasõnda sanõk
ve avukatlarõnõn talepleri dinlen-
di. Gazetecilik görevi nedeniyle
yargõlandõğõnõ belirten Balbay,
“Ne yapmışım? Türk toplumu-
na ‘Bir rahatsõzlõk var ama ay-
rõntõlarõ bilmiyorum’ demişim.
Gazeteciler iktidara göre dön-
mez. İktidarın denetimiyle ga-
zetecilik dünyanın hiçbir ülke-
sinde yoktur” diye konuştu.
Balbay, şöyle devam etti: “Kom-
şu ülkelerle sorun çıkaracak biri
olarak iki kez müebbetle yargıla-
nıyorum. İlk müebbet cezamı al-
dım. Artık Cumhuriyet Gazete-
si’nin Ankara Temsilcisi değilim,
bunun böyle bitmesini istemezdim.
Hiç kimse makamlara zamkla ya-
pışmış değil. Ama bu şekilde bit-
mesini istemezdim. Makam olarak
ilk müebbetimi almış bulunuyo-
rum. Gazeteciliğin en önemli ma-
kamının muhabirlik olduğunu,
düşünüyorum. Kalemimi, gücü-
mün yettiğince kullanacağım. Ora-
dan da müebbet almamayı dili-
yorum. Savunduğum değerlere
zarar vermekle suçluyorsunuz.
Tutukluluk halimi 15. ayında ye-
niden değerlendirmenizi, bizi adil,
tutuksuz, hızlı ve eşit yargılama-
nızı talep ediyorum.”
‘Burada da iç kanama var’
Türkiye’de halen ciddi bir iç ba-
rõş tehdidi olduğunu belirten Bal-
bay şunlarõ söyledi: “Ahmet Türk’e
yapılan saldırı iç barışa bir dar-
bedir. Ahmet Türk’ün burnu ka-
nadı, tüm Türkiye etkilendi. ‘Hiç
kimsenin burnu kanamasõn’ diye
yazdım yıllarca. Türk’e geçmiş
olsun diyorum ama burada da
bir iç kanama var. Yaptığımız gö-
revlerin suç olarak önümüze ko-
nulması kahreden bir iç kana-
madır. Bu aynı zamanda bize de-
ğer verenlerin de içini kanat-
maktadır. İç kanama içten içe in-
sana zarar verir. Meclis’i etkisiz
hale getirmek istemekle ömür
boyu hapsim isteniyor. Ben bun-
ların tam tersini savunmuş bir
insanım. Atatürk, Kuruluş Savaşı
sırasında bile başkomutanı Mec-
lis’in oylamasını istemişti. O
Meclis’i yıktırmak istemekle
suçlanıyorum. Bu ağır bir iç ka-
nama değil midir?”
Soruşturma sürecinde kendisiyle
ilgili 5 ayrõ hukuk ihlalõ olduğunu
anlatan Balbay, “Yasa maddeleri
bize uygulanmayacaksa biz baş-
ka yasanın çocukları mıyız? Böy-
le şüphe altında tutuklanmak vic-
dani değil. Vicdani kanaat bize uy-
gulanmıyorsa biz başka Tanrı’nın
çocukları mıyız” diye sordu.
‘Yüzde biri bile benim değil’
İddianamede “Balbay’ın Gün-
lükleri” adõ verilen bilgisayar ve-
rilerinde 30 Mayõs 1998’den 4
Mayõs 2006’ya kadar 30 kişi ile gö-
rüşmelerin dökümünün yapõldõğõ-
nõ anlatan Balbay, “Notlar öylesi-
ne bir araya getirilmiş ki ben
bunları algılamakta zorlandım. 8
yıllık notlar özel olarak bir ara-
ya getirilip art arda günlük şek-
line koyulmuş. Üstelik üç kez
biçim değiştirdiğini savunmam-
da ortaya koymuştum. Bu not-
lardaki sözlerin yüzde biri bile
bana ait değil” dedi.
Balbay, “Gazetecilik görevim-
le ilgili olarak yaptığım görüş-
melerin sadece dördü baş başadır.
Ötekiler hep bir heyetle birlikte-
dir, gazetenin yöneticileriyledir”
şeklinde konuştu.
Bilgisayar verilerinin delil ola-
bilmesi için 2001’de imzalanan si-
ber suçlarla mücadele için uluslar-
arasõ bir anlaşmaya Türkiye’nin
imza koymadõğõnõ ancak CMK’nin
134. maddesinin bu konuda hü-
kümler içerdiğini anõmsatan Balbay,
“Ankara Büro’dan alınan bilgi-
sayarların imajı alınmadı. Bilgi-
sayarımın imajı 7 Temmuz 2008
saat 04.30’da alınmış. Savcı Nihat
Taşkõn bana 5 Temmuz 2008’de
soru sordu. Demek ki kopya alın-
madan görmüş” diye konuştu.
Balbay, talebi üzerine savcõ Nihat
Taşkõn’õn Ocak 2009’da “Bilgisa-
yar ya da imajının verilmesi” di-
ye bir derkenar not düştüğünü
anõmsatarak “Bu derkenar yazı-
sının bir kopyasının dosyaya ko-
nulmasını talep ediyorum” dedi.
Tutuklu sanõk gazeteci Tuncay
Özkan iddianamede yer alan özel
hayatla ilgili telefon görüşmelerine
değinerek “Bir adamın 1870 tane
telefon konuşması bir iddiana-
mede yer alır mı” diye sordu.
‘Özür dileyin’ çağrısı
Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve
Başyazarõ İlhan Selçuk’un “Er-
genekon” davasõ iddianamesini ha-
zõrlayan savcõlar hakkõnda, kişilik
haklarõna saldõrõda bulunulduğu id-
diasõyla açtõğõ davada “tecavüzün
kınanması” kararõ çõktõğõna dikkat
çeken Özkan, şöyle konuştu: “Siz
yanlış yaptınız. Bizim açacağı-
mız davalar ne olacak? Savcılık
makamı iddianamedeki özensiz-
liği, kasıt arayan yanlış tutumla-
rı nedeniyle özür dilemelidir.
‘Evet yanlış yaptık, insanların
özel hayatlarına müdahale edildi’
demelidir yeni davalar açılmadan.
Bize, Türk adaletine çok büyük
zarar verdiler. Özür gerçekleşir-
se şahsen ben dava açmam.”
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Olay öyle gelişti ki sanılan olmadı.
RTE’nin ana muhalefetin olumlu önerilerini
görüşmeye hazır olduğunu duyuran bir açıklama
yapıldı.
Ana muhalefet lideri Baykal; önce Çankaya’ya
seslendi. Anayasa değişikliğindeki üç maddenin
ayrı tutulması koşuluyla geriye kalan 24 maddeyi
Meclis’ten yeterli oyla yaşama geçirmeye yardımcı
olacaklarını duyurdu.
RTE, adres yanlış, dedi. Muhalefetin
Çankaya’daki AKP’linin tarafsızlığını zorladığını öne
sürdü ve Baykal’ı, Meclis Başkanı’na başvur,
görüşelim, diye karşıladı.
Medyada sevinç çığlıkları… Oldu da bitti inşallah
derken… Baykal, canım madem yargı ile Anayasa
Mahkemesi’ni yapısal açılardan değiştiren üç
maddeyi önerinden çıkarmak istiyorsun.. elimiz
değmişken şu üç maddeyi gelecek Meclis’e
bırakalım, demez mi?
RTE ile AKP üst kadrosunu, bu işin içinde bir
cinlik, bir bit yeniği var düşüncesi sardı ve.. AKP
lideriyle üst kadro aynı gün aynı ağzı kullandılar:
CHP görüşülebilir bir öneride bulunuyor ve
sonra.. üç maddeyi Anayasa Mahkemesi’nde iptal
ettirmek istiyor, dediler.
Tarih bir kez daha tekerrür etti; uzlaşma çabaları
doğru çöpe!
Sonucun böyle olabileceğini kestirenler için
sonuç, sürpriz değildi.
Baykal’ın ikinci öneriyi açıkladığı gün AKP’nin
hayır diyeceği Güncel’de yazıldı.
AKP’yi sinirden hop oturtup hop kaldırtan bu son
öneri oldu.
Lider ve kadrosu “Şu Baykal’a bak” diyorlardı.
Bize hem başka maddelerle süsleyip püsleyerek
halka yutturmaya çalıştığımız üç maddeyi
referandumdan çıkartacak, hem de.. Anayasa
Mahkemesi’nde iptal ettirmeye girişecek ha!
Böylece uzlaşma umudu son darbeyi de yedi.
Takvim işliyor. Pazartesi Meclis Genel
Kurulu’nda değişikliğin ilk görüşmesi yapılacak ve
Tanrı’dan taraflara (RTE’ye) uzlaşın emri gelmezse
anayasa değişikliği iktidar ile muhalefet
çarpışmaları arasında.. yasa doğru Anayasa
Mahkemesi’ne ve referanduma!
Ne var ki Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda
CHP’yi teknik bir zorluk, daha doğrusu zorunluluk
bekliyor.
Yüksek Mahkeme’ye anayasa konularında
başvurabilmek için 110 milletvekilinin imzası
gerekiyor.
Oysa CHP’nin 97 milletvekili var. 13
milletvekiline daha gereksiniyor.
AKP önerisinin bütünüyle gelecek Meclis’e
bırakılmasını savunan MHP’den CHP’ye hayır yok.
CHP’nin başvurusuna katılmayacağını açıkladı.
AKP’den değişikliğe karşı çıkan bir milletvekili ile
(örneğin Kamer Genç dışında) bağımsızlardan kaç
milletvekili CHP başvurusuna imza atar, belli değil.
Köprülerin altından daha çoook sular akar.
Uzlaşırlar uzlaşmazlar tartışmaları arasında
öncelikle iktidar kanadında her konuda sözcülüğe
soyunarak her zaman önde giden Bay
Bülent Arınç; anayasa değişikliğinin referanduma
gideceğine kesin gözüyle bakıyor.
Bay Arınç’a göre, referandumun sonucu da belli:
Yüzde 60 evet!
Nereden biliyorsun diye sormaya gerek de yok.
Bay Arınç kendinden menkul siyasetçilerin bir
bilenidir.
Velâkin kamuoyu araştırması yapan
kuruluşlarının açıkladıkları anket sonuçlarının içeriği
Bay Arınç’ı ne doğruluyor ne de sevindiriyor...
Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi’nin
geniş çaplı bir anketine göre; örneğin “Anayasa
değişikliğinin içeriğini biliyor musunuz” sorusuna
katılımcıların yüzde 33.4’ü evet derken, yüzde
42.1’i hayır diyor. Yüzde 24.5 ise kararsız.
“Anayasa değişikliğinin hazırlanma tarzını doğru
buluyor musunuz” sorusuna yanıt: Yüzde 12.1
evet, yüzde 58.8 hayır.
Tartışmalı maddelerin ayrılması ise başa baş:
Yüzde 41.2 olumlu, yüzde 42.5 olumsuz, fikir
belirtmeyenler ise yüzde 16.5.
Bu tablo değişmezse Bay Arınç’ın parlattığı
sonuç siyaset dünyasında hoş bir seda olacak!
İktidarı, özellikle RTE’yi açığa düşüren bir başka
anket ise TOBB üyelerinden.
Başbakan ikide bir, işsizliğin azalması
isteniliyorsa TOBB’un 1 milyon 300 bin üyesinin
her biri bir kişiye iş verirse işsizliğin üç puan
düşeceğini söylemişti ya.
TOBB, üyelerine RTE’nin önerisini sormuş, işte
yanıt: Ancak üyelerin yüzde 6’sı evet diyor.
Bir şairimiz galiba “İnsan hayal ettiği müddetçe
yaşar” demişti.
Günümüzün koşulları ve anket sonuçları; Bay
Arınç’la Bay RTE’nin hayallerine limon sıkmıyor
mu?
SAYFA 17 NİSAN 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Nisan
Oslo Y 14
Helsinki Y 7
Stockholm Y 13
Londra B 15
AmsterdamB 13
Brüksel B 16
Paris B 17
Bonn B 13
Münih B 13
Berlin PB 14
BudapeştePB 14
Madrid Y 14
Viyana B 11
Belgrad Y 18
Sofya Y 12
Roma Y 18
Atina Y 22
Zürih B 16
Moskova Y 12
Aşkabat PB 26
Taşkent B 23
Bakû B 22
Bişkek B 18
Tiflis B 24
Kahire B 32
Şam Y 29
İstanbul Y 18
Edirne Y 20
Kocaeli Y 23
Çanakkale Y 21
İzmir PB 27
Manisa PB 28
Denizli Y 24
Zonguldak Y 17
Sinop Y 16
Samsun Y 20
Trabzon Y 21
Giresun Y 20
Ankara Y 20
Eskişehir Y 18
Konya PB 18
Sıvas Y 17
Antalya PB 26
Adana Y 26
Mersin PB 24
Diyarbakır Y 25
Şanlıurfa Y 25
Mardin PB 21
Siirt PB 23
Hakkâri PB 16
Van PB 17
Kars Y 15
Yurt geneli parçalı
bulutlu, Marmara, Ku-
zey ve İç Ege, Doğu
Akdeniz’in doğusu İç
Anadolu’nun kuzey
ve doğusu, Karade-
niz, Doğu Anado-
lu’nun kuzey ve batı-
sı, Güneydoğu Ana-
dolu’nun batısı ile Is-
parta ve Burdur çev-
releri yağmur ve sa-
ğanak yağışlı geçe-
cek. Hava sıcaklığı
yağışla birlikte 4 ila 6
derece azalacak.
POYRAZKÖY DAVASI
Gergin
duruşma
HİLAL KÖSE
İstanbul Poyrazköy’de Nisan 2009’da
yapõlan kazõlarda ele geçirilen mühimmata
ilişkin, üçü emekli, 17 denizci askerin yar-
gõlanmasõna devam edildi. İstanbul 12.
Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki oturumda Le-
vent Bektaş’õn avukatlarõ Hüseyin Ersöz
ve Celal Ülgen, savunmaya başlamak is-
teyince mahkeme başkanõ Vedat Yılma-
zabdurrahmanoğlu, iki numaralõ sanõğa
sõra vereceğini belirtti. Savunmanõn bö-
lünemeyeceğini söyleyen Ülgen’e, mah-
keme üyesi Mehmet Karababa da mü-
dahale edince gerginlik yaşandõ.
Tartõşmanõn ardõndan savunmasõna
başlayan Ülgen, bu davada birçok su-
bayõn hedef alõndõğõnõ, asõl hedefin
çağdaşlõk, Türkiye ve Mustafa Kemal
Atatürk olduğunu dile getirdi. Savun-
masõnõ duvardaki barkovizyona yansõ-
tan ve panolarla anlatan Ülgen, “Sav-
cı ve hiçbir yargıç ekrana bakmıyor.
Niçin görsel yapıyoruz” diye tepki gös-
terdi. Başkan ise “Devam edin, bak-
mak zorunda değiller” dedi. Cumhu-
riyet Savcõsõ Nuri Ahmet Saraç ve yar-
gõçlar barkovizyonu izlemeye başladõ.
Ülgen, Bektaş için gözaltõ süresi bittik-
ten sonra ek gözaltõ süresi çõkarõldõğõna dik-
kat çekti. Savcõlõğõn bu hatayõ anladõktan
sonra gözaltõ süresinin yanõna elyazõsõyla
“yol hariç” notu düştüğünü ifade eden Ül-
gen, hiçbir başka şüpheli için böyle bir uy-
gulamanõn olmadõğõnõ belirtti.
Belge yokken soru sordu
Sanõklardan Eren Günay’a 27 Ni-
san’da Kafes Eylem Planõ’nõn sorulduğuna
dikkat çeken Ülgen, “Savcı Ercan Şafak
kendisine 11 Mayıs’ta ulaşacak bir bel-
geyi nasıl biliyor da sorabiliyor. O ta-
rihte bu belge tespit edilmemiş. Bu dü-
zeni, bu komployu kim kurdu” diye sor-
du. Salondan “bravo” sesleri eşliğinde al-
kõş yükseldi. Ersöz, imza makineleri ve tor-
na makinesiyle nasõl õslak imza yaratõla-
cağõna ilişkin bir video gösterdi. Videoda,
soruşturma savcõlarõndan Ercan Şafak’õn
iddianamedeki imzasõ Kafes Eylem Pla-
nõ’nõn altõna monte edildi. Video, heyet ve
savcõ tarafõndan ilgiyle izlendi.
Binbaşõ Eren Günay da savunmasõnda
“Keşke şehit olsaydım da kendi ül-
kemde bu iftiralara maruz kalmasay-
dım. Ben oğluma baban terörist de-
dirtmem. Vatan bizim anamız, devlet bi-
zim babamız. Bizi asın devleti yıkmak-
tan yargılamayın” ifadelerini kullandõ.
Kafes Planı TÜBİTAK’a gidecek
Mahkeme heyeti, Kafes Eylem Pla-
nõ’nõn çõktõğõ 3 No’lu DVD ve 1 No’lu
CD’ye, arama ve el koyma tarihinden
sonra ekleme ve müdahale yapõlõp ya-
põlmadõğõ konusunda TÜBİTAK’tan ra-
por alõnmasõna karar verdi. İstanbul Em-
niyeti’ne, Keçilik’teki kazõlarda alõnan
toprak örneklerinde, jeolojik ya da kim-
yasal bir işlemin ve gömü tarihi konusunda
araştõrma yapõlõp yapõlmadõğõnõn sorul-
masõna hükmetti. Duruşma 14-15-16
Temmuz 2010 tarihlerine ertelendi.
Mustafa Balbay, Ergenekon davasõnda yasalarõn uygulanmadõğõnõ söyledi:
Başka yasanõn çocuklarõ mõyõz?
Ermenice ikinci yabancõ dil
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Son dönem-
de tartõşma ortamõna çekilmek istenen Kara Kuv-
vetleri’nin subay kaynağõ olan Kara Harp Okulu
(KHO) basõna tanõtõldõ. Okul Komutanõ Tümgeneral
Kenan Hüsnüoğlu, yasa ve yönetmeliklere göre as-
keri öğrenci koşullarõnõ kaybedenlerin kurumdan
uzaklaştõrõldõğõna dikkat çekti. Hüsnüoğlu, Harbi-
ye’de kitap okunmayõ yasaklamanõn söz konusu ol-
madõğõnõ dile getirdi.
Ankara’daki yerleşkesinde Harbiye’ye düzenle-
nen basõn turuna basõn yayõn kuruluşlarõnõn savun-
ma muhabirleri katõldõ. KHO’dan “Dumlupınar”
adlõ yasadõşõ yapõlanmaya katõldõklarõ gerekçesiyle
uzaklaştõrõlan öğrencilerin durumunun tamamen il-
gili yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu kaydet-
ti. “Harbiye kütüphanesinden bazı kitapların
toplatıldığı ve öğrencilerin okumalarının engel-
lendiği” yönündeki iddianõn anõmsatõlmasõ üzerine
Hüsnüoğlu, Harbiye’de kitap okumanõn yasaklan-
masõnõn söz konusu olmadõğõnõ belirtti. Soru üzeri-
ne Hüsnüoğlu, şu ana kadar 120 kişinin Ermeniceyi
ikinci yabancõ dil olarak aldõğõnõ şu anda bu progra-
ma devam eden Harbiyeli sayõsõnõn 4 olduğunu dile
getirdi. Hüsnüoğlu, Ermenice eğitiminin tamamen
üniversitelerde bu konuda eğitim yapan bölümler-
den sağlanan öğretim görevlileriyle yürütüldüğünü
kaydetti. Basõn turu kapsamõnda Harbiye’deki gün-
lük faaliyetler ve eğitimler basõna tanõtõldõ.
Ankara’daki yerleşkesinde Harbiye’ye
düzenlenen basın turuna basın yayın
kuruluşlarının savunma muhabirleri
katılırken askerlerin eğitimi ilgi çekti.
TGS Başkanõ İpekçi, gazetecilerle ilgili 688 davanõn mahkemelerde olduğunu söyledi
‘Basın özgür değil’İstanbul Haber Servisi - Türki-
ye Gazeteciler Sendikasõ (TGS)
Genel Başkanõ Ercan İpekçi, “Te-
mel insan hakları, demokratik hu-
kuk devleti ilkeleri dikkate alın-
dığında Türkiye’de basın ve ifa-
de özgürlüğü yoktur” dedi. İpek-
çi, aralarõnda Mustafa Balbay,
Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek’in
de bulunduğu 40 gazetecinin, hak-
larõnda verilecek kararõ cezaevle-
rinde beklediğini, Türkiye’de ga-
zetecilerle ilgili 688 ceza ve taz-
minat davasõ dosyasõnõn mahke-
melerde görüldüğünü söyledi.
Avrupa’daki gazeteci sendika-
larõnõn üyesi olduğu Avrupa Gaze-
teciler Federasyonu (EFJ) Genel
Kurulu, TGS’nin ev sahipliğinde İs-
tanbul’da Nov Otel’de toplandõ.
Üç yõlda bir yapõlan ve bu yõl “Sen-
dikal Bakışlar: Avrupa’da Ga-
zetecilik ve Basın Özgürlüğü”
temasõyla toplanan genel kurulun
açõlõşõnda konuşan İpekçi, Türki-
ye’nin görevini iyi yaptõğõ için ga-
zetecileri cezalandõran bir ülke ha-
line dönüştüğünü söyledi. Türk
medyasõnda hâkim olan sermayenin
nitelik değiştirdiğini belirten İpek-
çi, “İslami sermaye tüm sektör-
lerde olduğu gibi medya sektö-
ründe de büyüyen bir güce sahip.
Şimdi medyaya egemen olan İs-
lami sermaye sahipleri, 1990’lar-
daki gibi kartelleşme yönünde
adımlar atıyor” dedi.
Polis devleti uyarısı
Uluslararasõ İşçi Sendikalarõ
Konfederasyonu (ITUC) Genel
Sekreteri Guy Ryder ise Türki-
ye’deki sendikal yaşamõ çarpõcõ
ifadelerle anlattõ. Türkiye’deki
sendikacõlarla temasõnõn 1980’le-
re dayandõğõnõ anlatan Ryder,
“Türkiye’de o dönemde yakla-
şık 200 sendika üyesinin hapse-
dildiğini ve ölümle tehdit edil-
diğini biliyorum. O dönemde
bunlardan biriyle konuştum, o
şu anda DİSK’in başkanı. Na-
sıl hâlâ hayatta? Bugün Türki-
ye’deki sendikacılar uluslar-
arası dayanışma sayesinde ha-
yattalar” diye konuştu.
Eski Türk-İş Genel Sekreteri
Mustafa Türkel, hükümetin sen-
dikal mücadeleye yönelik tavrõnõ
“İktidarın tutumu faşistçe. Tür-
kiye polis devleti olma yolunda
ilerliyor” sözleriyle özetledi.
VERGİ
DENETİMİ
YOLUYLA
BASINA
ENGEL
Eski Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi
(AİHM) yargõcõ Rıza Türmen iktidarõn, kendi
medyasõnõ yaratma çabasõnda olduğunu, diğer
medya organlarõna da vergi denetimi yoluyla
muhalefeti engellemeye çalõştõğõnõ söyledi.
Türmen, “Doğan Grubu’na vergi cezasının,
grubun gazetelerinin Almanya’daki Deniz
Feneri e.V. konusunu dile getirdikten sonra
ortaya çıkması tesadüf değildir” dedi.
İkinci Ergenekon davasõnda Adli Tõp
Kurumu Başkanlõğõ tarafõndan İstan-
bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gön-
derilen raporda davanõn tutuklu sanõğõ
eski Özel Harekât Dairesi Başkanveki-
li İbrahim Şahin’in cezai sorumlulu-
ğunun tam olmadõğõ belirtildi. Mahke-
menin Adli Tõp Kurumu Başkanlõ-
ğõ’ndan istediği Şahin’in mevcut has-
talõğõnõn suç tarihinde ve halen TCK’nin
32. maddesi kapsamõnda cezai ehliye-
tini etkileyip etkilemediğine ilişkin 13
sayfalõk rapor dava dosyasõna konuldu.
Adli Tõp Kurumu Başkanõ Prof. Dr. Ha-
luk İnce ve 5 uzmanõn imzasõ bulunan
raporda özetle Şahin’in cezai durumu-
na ilişkin “Akli arızanın etkisi altın-
da olduğu anlaşıldığı, bu duruma
göre İbrahim Şahin’in 7 Ocak 2009
tarihinde sanığı bulunduğu suçuna
karşı cezai sorumluluğu tam olmadığı
oybirliği ile mütalaa olunur” denildi.
ADLİ TIP: ŞAHİN’İN CEZAİ
SORUMLULUĞU TAM DEĞİL
Seyrantepe’de mühimmat bulundu
İstanbul Haber Servisi - TEM Otoyolu Sey-
rantepe mevkisinde, bir ağacõn dibinde gazeteye sa-
rõlõ halde mühimmat olduğunu gören yurttaşlar du-
rumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekiple-
rince yapõlan incelemede söz konusu yerde 130
adet Kalaşnikof mermisi, 14 adet G-3 mermisi ve 4
adet uçaksavar mermisi olduğu tespit edildi. Mü-
himmat, polis kriminal laboratuvarõna götürüldü.
Fotoğraf:NECATİSAVAŞ