Catalog

CMYB C M Y B 16 NİSAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kan Gölü... Türkiye at izinin it izine karıştığı bir dönemden geçiyor... Toplumu karıştırmak için birkaç kışkırtıcı ortaya çıkınca, siyasi gündem birden değişiyor, ülkenin önünde duran sosyal, ekonomik, kültürel sorunlar unutuluyor. Van’da Deniz Baykal’a yapılan yumurtalı saldırı, ardından DTP’nin eski genel başkanı Ahmet Türk’e adliye önünde aracına bineceği sırada atılan yumruk. Devletin polisi nerede? Neyse ki İçişleri Bakanı Beşir Atalay olaya el koydu, iki polis müdürünü açığa aldı. Türkiye böyle olayları 70’li yıllarda yaşadı... Bülent Ecevit’in bindiği parti otobüsü pek çok kentte taşlandı, olaylar çıktı. Bir benzeri olayı da kapatılan DTP’nin konvoyuna aylar önce İzmir’de taşlı ve yumurtalı saldırıda yaşadık. 50-60 kişilik bir topluluk eylem yapmıştı. O zaman da İzmirlileri eleştirmiştik! Nedense Baykal’a Van’da yapılan saldırı AKP’lilerce önemsenmedi.. CHP’li yöneticiler saldırıyı gerçekleştirenlerin kimler olduğunu fotoğraflarla, videoyla medyaya anlattı. Yandaş medya bunu pek görmedi, görmek istemedi. Türkiye’nin barışa, huzura gereksinimi var! Toplum bu tür kışkırtıcıları tanımalı, olay çıkaranları polis önceden saptamalı ve gerekli güvenlik önlemlerini almalı. Türkiye saydam bir ülke olmak zorunda. Sık sık değindiğim faili meçhul cinayetler aydınlanmalı. Hükümetin elini tutan yok. Bir de akan kanın durması gerekir! Hakkâri’de yaşayan insanımız da bizim, Edirne’de yaşayan da... Yaşadığımız coğrafya hepimize yeter ve artar! Kin, nefret tohumlarıyla beslene beslene bugünlere geldik. Kan gölünde çıkar arayanların da artık oturup düşünmesi gerekir... Türkiye’nin dört bir yanında yaşayan Kürt kökenli yurttaşlarımızla bir sorun yok... Sorun PKK’dir... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir sözünü anımsadım yazımı yazarken: “Şiddetin olduğu yerde demokratik açılım zordur!” Her şehit cenazesinde içimiz yanıyor! Gözyaşı döküyoruz! Bayrağımıza sarılı şehit cenazelerine sarılan geride kalan eşler, analar, babalar, çocuklar. Bu görüntüler içimizdeki o derin sızıyı büyütüyor... Güneydoğu’da otuz yıldır süren örtülü bir savaş olduğu gerçeğini bilmemiz gerekiyor. Çözümün yolu çok açık... Bazı Kürt dostlarla zaman zaman konuşuyorum. Onların büyük bölümü “devlet baskısından” söz ediyor ama Güneydoğu’da ağa, şeyh baskısını nedense hiç dillendirmiyorlar. Güneydoğu’da din eksenli siyaset egemen oluyor, AKP “demokratik açılım”dan söz ederken bölgede tarikatçı yapılanmaya, Müslüman Kardeşler’e, Hizbullah’a, İslami Hareket’e göz yumuyor. Böyle bir yapılanma en az PKK kadar tehlikeli değil midir? Sık sık değindiğim Güneydoğu’daki “mayınlı bölgeler”in temizlenmesi... TSK güvenlik için mayın döşemiş yıllarca... PKK de aynı şeyi yapmış otuz yıldır... Mayınlarda askerlerimiz şehit düşüyor, çocuklarımız ölüyor... Tuzaklı mayınları kimin döşediği belli değil... Bu olup bitenler herkesin canını sıkıyor. PKK’nin silahlı dağ kadrosu teslim olmalı! Akan kan durmalı! Bunun sonu yok! Yaşamı dingin akan bir ırmağa dönüştürmek hepimizin elinde... Eğer bunu yapabilirsek ülkemize barış, huzur, kardeşlik gelecek; ekonomimiz düzlüğe çıkacak; bundan da en çok sol ve sosyalist partiler yararlanacak. Böylece Güneydoğu, BDP’nin ve AKP’nin egemenliğinden kurtulacak. Toplum olarak umutlarımızı giderek yitiriyoruz... Yüksek Yargı’nın siyasi kuşatma altına alınması, Samsun’da Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı polisin seyretmesi, Van’da Baykal’ın taşlanıp yumurta atılması, bana 70’li yılları anımsatıyor. Yaşananlar inanın vicdanımı sızlatıyor! Kan gölünden beslenenler tuzaklı mayınlar döşüyor, askerlerimiz şehit düşüyor, çocuklarımız ölüyor... Bitsin bu kin ve nefret! 18 Nisan Pazar günü İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’nda Cumhuriyet Kitapları sergisinde saat 16.00-17.00 arası kitaplarımı imzalayacağım. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Enerji Bakanõ Taner Yõldõz, kendi oluruyla bakanlõğa 347 kişi atandõğõnõ doğruladõ Kadrolaşma itirafõ MURAT KIŞLALI ANKARA - KİT’lere ilişkin 233 sayõlõ Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) ile hükümetin 2008 Yõlõ Genel Yatõrõm ve Finansman Progra- mõ’na aykõrõ olmasõna karşõn Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Ta- ner Yıldız, Elektrik Üre- tim AŞ’de (EÜAŞ) “şef ve üst kadro ve pozis- yonlara yapılacak ata- ma, görevlendirme, gö- revden alma ve görev yeri değişikliği gibi iş- lemleri bakanlığın iz- nine bağlayan” düzen- leme ile EÜAŞ’ta 57 per- sonelin görevden alõndõ- ğõnõ, 347 personel gö- revlendirildiğini ve 187 personele görev yeri de- ğişikliği uygulandõğõnõ bildirdi. CHP Kõrklareli Mil- letvekili Turgut Dibek, Enerji Bakanõ Yõldõz’õn yazõlõ olarak yanõtlan- masõ istemiyle verdiği önergede, “EÜAŞ’de şef ve üst kadro ve pozis- yonlara yapılacak ata- ma, görevlendirme, gö- revden alma ve görev yeri değişikliği gibi iş- lemler neden bakanlı- ğınızın iznine bağlan- mıştır? Bakanlığın il- gili değişikliği, 2008 Yı- lı Genel Yatırım ve Fi- nansman Programı ‘Karar almaya yalnõzca teşebbüs yönetim kurul- larõ yetkili olacak ve bu konuda yetki devri ya- põlmayacaktõr’ hükmüne aykırı değil midir” diye sordu. Yõldõz, Dibek’e verdi- ği yanõtta, uygulamayla “Bakanlığa bağlı kuru- luşlarda yapılacak ata- ma işlerinde kurumsal verimliliğin öne çıka- rılmasının amaçlandı- ğı”nõ belirterek şu ifade- lere yer verdi: “Kuruluşların bu manada bakanlıktan izin alınmasının yetki devri olarak yorum- lanmasının yanlış ol- duğu değerlendiril- mektedir. Ayrıca, 19.12.2005 tarihli ve 5592 sayılı genelge, 14.01.2010 tarihli ve 338 sayılı bakanlığımız genelgesi ile yürürlük- ten kaldırılmıştır. 19.12.2005 tarihli ve 5592 sayılı genelge son- rası EÜAŞ Genel Mü- dürlüğü’nde; 185 per- sonel şef ve üst kadro pozisyonlara atanmış, 162 personel bakanlık tarafından görevlendi- rilmiş, 57 personel gö- revden alınmış ve 187 personele görev yeri değişikliği uygulan- mıştır.” CHP’li Turgut Dibek’in soru önergesini yanõtlayan Bakan Taner Yõldõz, önce yetki devrini yasaklayan genelgeyi ortadan kaldõrdõğõnõ, ardõndan da 2008 genel yatõrõm finansman programõna aykõrõ olarak EÜAŞ’ye 347 personel atadõğõnõ doğruladõ. İtalya Eşit Fırsatlar Bakanı Maria Rosaria Carfagna ile Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Rixos Otel’de düzenlenen “Eşit Fır- satlar ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: İtalya ve Türkiye Dene- yimleri” konulu konferansa katıldı. (Fotoğraf:AA) Bakan Kavaf’a eşcinsel protestosu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kadõn ve aileden so- rumlu Devlet Bakanõ Selma Aliye Kavaf ile İtalya Eşit Fõr- satlar Bakanõ Maria Rosaria Carfagna İtalya’nõn Ankara Büyükelçiliği ve İtalyan Kültür Enstitüsü tarafõndan başlatõlan “2010 Türkiye’de İtalya” gi- rişimi çerçevesinde Rixos Otel’de düzenlenen “Eşit Fır- satlar ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: İtalya ve Türkiye De- neyimleri” konulu konferansa katõldõ. Kavaf konferansta yaptõğõ ko- nuşmada, Avrupa Komisyo- nu’nun hazõrlamõş olduğu “2006 Kadın ve Bilim İstatistikleri ve Göstergeleri” kitapçõğõnda yer alan kadõn araştõrmacõlar oranõ tablosunda Türkiye’nin 36’lõk payla İsveç ile birlikte 13. sõra- da yer aldõğõnõ belirtti. İtalya Eşit Fõrsatlar Bakanõ Carfagna da açõlõşta yaptõğõ ko- nuşmada, İtalya ve Türkiye’nin birbirine çok yakõn iki toplum olduğunu, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasõ konusunda da “de- rinlemesine destek ve işbirli- ği içinde çalıştıklarını” kay- detti. Carfagna, Nobel ödüllü ya- zar Orhan Pamuk’un “Her- kesin kendine benzeyen bir yıldızı vardır” dediğini belir- terek “Türkiye ile İtalya’nın da aynı yıldızda buluşmasını is- tediğini” söyledi. ‘Özür bekliyoruz’ Bu arada, Kavaf konuşmak için kürsüye çõktõğõnda, salon- daki bazõ dinleyiciler eşcinsel- lere ilişkin yazõlõ kartlarõ hava- ya kaldõrdõ. Otel görevlilerinin kartlarõ toplamak istemesi üze- rine katõlõmcõlardan bazõlarõ eş- cinsellik konusunda slogan attõ. Salon dõşõna çõkarõlan protesto- culardan Umut Güner, gazete- cilere yaptõğõ açõklamada, eş- cinselliğin bir hastalõk olmadõ- ğõnõ ifade ederek Kavaf’õn ken- dilerinden özür dilemesi gerek- tiğini belirtti. Ayrõca toplantõda bulunan İtalyan Bakan Carfagna da pro- testo karşõsõnda şaşkõnlõğõnõ giz- leyemedi. İçişleri Bakanlõğõ müfettişleri Ahmet Türk’e saldõrõ olayõnda yeterli güvenlik önlemi alõnmadõğõnõ belirledi Samsun Emniyet Müdürü merkeze alındı SAMSUN/ANKARA (Cumhuriyet) - Kapatõlan Demokratik Toplum Parti- si’nin (DTP) siyaset yasaklõ genel başkanõ Ahmet Türk’e yönelik Samsun’daki saldõrõnõn ardõndan bu ilin Emniyet Mü- dürü Muzaffer Erkan merkeze alõndõ. İçişleri Bakanlõğõ’nca görevlendirilen müfettişlerin Samsun’da üç gündür sür- dürdüğü soruşturmada, Türk’ün saldõrgan İsmail Çelik tarafõndan yumruklanmasõ olayõnda yeterli güvenlik önleminin alõn- madõğõ belirlendi. Olayõn hemen ardõn- dan Samsun Emniyet Müdür Yardõmcõ- sõ Cemal Issı ile Asayiş Şube Müdür Yar- dõmcõsõ Murat Alkan’õn açõğa alõnma- sõndan sonra Samsun Emniyet Müdürü Muzaffer Erkan merkeze alõndõ. Er- kan’õn yerine ikinci sõnõf Emniyet Müdürü Ramazan Erdoğan’õn vekâlet edeceği belirtildi. Erkan, dün Samsun Polisevi’nde Va- li Hasan Basri Güzeloğlu, Garnizon Ko- mutanõ Tümgeneral Ömer Bayraklı, Büyükşehir Belediye Başkanõ Yusuf Zi- ya Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcõsõ Ca- nip Yetişir, Ondokuz Mayõs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan’õn ara- larõnda bulunduğu protokolle bir araya geldi. Çõkõşta gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Erkan, “Bir trafik kazası gi- bi düşünün; öngörülemeyen, olmaması gereken bir şey. Bu olayın birinci de- rece sorumlusu olarak son derece üz- günüz” diye konuştu. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, kapa- tõlan DTP’nin Genel Başkanõ Ahmet Türk’ü telefonla arayarak “geçmiş olsun” dileğini iletti. Öte yandan Van Barosu avukatlarõndan Zeki Yüksel, Türk’e saldõran Çelik’in ça- lõştõğõ kahvehanenin sahibi Kazım To- paloğlu hakkõnda ‘suçu ve suçluyu öv- mek’ suçlamasõyla suç duyurusunda bu- lundu. Topaloğlu, saldõrõnõn ardõndan “Her Türk vatandaşının yapabileceği bir şey, onunla gurur duyuyorum” de- mişti. Adalet ve Çözüm Girişimi de Diyar- bakõr Adliyesi önünde basõn açõklamasõ yaparak saldõrõyõ kõnadõ. Eski Diyarbakõr Barosu Başkanõ Sezgin Tanrıkulu ise Türk’e yapõlan saldõrõyla ilgili köşe ya- zõsõndan dolayõ Hürriyet gazetesi yazarõ Yılmaz Özdil hakkõnda Diyarbakõr Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunduklarõnõ söyledi.