23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CC .EGENDEYİZ! batırdı: Şimdi ne olacak? •**.%«<; «*,'. *? *I..-;ft-*v İ .ER ü n rillmekte olan geniş ölçekli tarım, böcek ile mücadele ve eğiştirilmiş tahıl üretimine karşın, kişi başına düşen tahıl nuda çözüm üretmek isteyen uzmanlar şimdi küçük öl- yor. Görece olarak küçük çiftliklerde yapılan bu tarımdan taze bilgilerle eski deneyimlerin birleştirilmesi öneriliyor. ölçekli tarım, kişi başına düşen tahıl miktarının giderek k çflzüm. Kuraklık ve sellerin kol gezdigi dünyamızda tar- laya tek bir ürün ye- rine esneklik kazan- dıracak farklı tohum- lar ekilebilir. Sıcaklık artışlarına bağlı ola- rak haşerelerin yay- gınlık kazandığı dün- yamızda, bir iirünün tek bir çeşidinin de- ğil, farklı çeşitlerinin ekilmesi daha akılcı. Fosil yakıtiarın gide- rek azaldığı dünya- lemeye haşladılar. "Roma Kulübü" adı altında gö- rüşlerini bildiren bu insanlar MIT'den bir grup sis- tem analistini de çahşmalarına dahil ederek "The Litnits to Growth" başlıklı bir rapor yayımladılar. 30 farklı dile çevrilen bu kitap 30 milyon kopya sat- tı. Kitapta şu üç önemli noktaya vurgu yapılıyor- du: Dünya popülasyonunun, sanayileşmesinin, kir- liliğin, gıda üretiminin vc kaynak tüketiminin şiın- diki büyüme hızında sürdürülmesi durumunda bü- yiime sınırlarma bundan sonraki 100 yıl içinde ula- jılabilir. Bugünkü büyüme trendleri değiştirilebilir. Aynı şekilde ekolojik ve ekonomik denge sağlanırsa, sürdüriilebilirlik daha uzun bir geleceğe taşınabi- lir. Küresel denge, dünyada yaşayan her bireyin te- mel maddi gereksinimleri karşılayacak ve her bi- reyin potansiyellerini hayata geçirmesine olanak ta- nıyacak şekilde tasarlanabilir. Dünyadaki insanlar bu sürdüriilebilirlik hede- fi üzerinde görüş birliğine varırlarsa, bu hedefi tut- turma çalışmalarına ne kadar erken başlarlarsa ba- şarı şansı o kadar yüksek olur. İlginçolan insanların bu mesajları 40 yıl önce akıl etmesi. O dönemde dünyanın dört bir yanında insanlar pupülasyon artışını nasıl durduracakların tartıştılar. Kadınları eğitmenin en duğnı strateji ol- duğuna karar verdiler. 1970'li yılların sonlanna doğ- ru bugünküne oranla daha fazla sayıda Amerikalı sürekli büyümenin iyi bir şey olmadığını düşünü- yordu. Oysa son yıllarda bu görüş tümüyle değişti. Şimdi anlıyoruz ki Roma Kulübü tümüyle hak- lıymış; olacakları bizlcrden önce öngörmüşler. Çevresel sorunları uzun süre görmezden gelebilir- siniz, ancak sorunlar size ulaştığı zaman bir daha git- meyecek şekilde yerleşir. BÜYÜMEYE ALTERNATİFLER Kuşkusuz başka seçeneklerimiz var. Ormanda yı> mızda küçük ve karma çiftliklerin kendi gübrelerini kendilerinin üretmesi ve ken- di topraklarını zenginleştirmesi uzun vadede daha karlıdır. 2)Yerel enerji çözümleri Fosil yakıt kaynaklarının gi- derek azalması ve fiyatlarının artması ekonomik açıdan her kesimi zorlayacak. Bu durumda başka enerji kaynaklarını devre- ye sokmak gerekiyor. Merkezi enerji üretimi yerine yerel ve dağınık üretimin daha iyi sonuç vereceği düşünü- lüyor.llk aşamada enerji tasarrufuna öncelik vermek gerekiyor. McKinsey&Company isimli mali danışma şirketine göre toplumlar gelirleri- nin%10'unu yakıta harcıyor. Yerel enerji romantik bir kavram değil. ABO'de pek çok okulun ve binanın enerjisi "mikro-enerji" santralleri tarafından karşılanıyor. 2OO8'de ABD'deki enerji tüketiminin yüzde 30'u yerel enerji santralleri tarafından karşılanıyordu. Çin'de 3 milyon insanın yaşadığı Rizhao isimli yeni yerleşim merkezinde hemen hemen her damda güneş enerjisi ile çalışan sıcak su tanklan bulunuyor. Şimdi tüm evler sıcak su ihtiyacının damlarına kurdukları sistemlerden sağlıyor. Yiyecek sisteminde olduğu gibi, eğer hükümetler fosil yakıt sanayini sübvan- se etmekten vazgeçerse yerel enerji üretiminde büyük bir artış yaşanabilir. Örneğin Almanya 1.3 milyon fotovoltaik panel ile bu konuda dünyada başı çeki- yor. lunu kaybetmiş biri gibi, panik halinde sağa sola koş- turacağımız yerde, oturup cebimizde işe yarayacak neler ulduğuna bir bakalım. Daha sonra serin kanlılıkla ne yapmamız gerektiğine karar verelim. Akla ilk şey: Son 200 yılı büyümeye odaklı ya- şadık. Bu bize bir takım olanaklar sağlamakla bir- likte zarar da verdi. Ancak en önemlisi, büyüme kavramı hepimizin kemiklerine işledi ve bizlerin ol- gunlaşmasını önledi. Her politikacı kürsüye (,nktı- ğı zaman şunları söyler: "Daha iyi günler gelecek". Hayır gelmeyecek. En azından "en iyi"den anladi' ğımız şekilde gelmeyecek. Sınırları olan bir geze- gende sınırlara bir gün ulaşılacaktı. Şanslıyız ki mü- zik biz yerde otururken sustu. Sınırlara 20H'de, 2014'te veya 2O24'te gelebiliriz. Bu durumda yap- mamız gereken kendimizi kandırmadan, gerçekle- ri saptırmadan büyümenin sonuna geldiğimizi ka- bullenmek. tkinci şey: Üzerimizde taşıdığımız yüklerin hangisinden kurtulmamız gerektiğine biran önce ka- rar vermek. Örneğin başta tüketim altşkanlığı ol- mak üzere pek çok alışkanlığımıza son vermemiz ge- rekecek. Ancak bu listenin ilk sıralarında yer alan "kar- maşıkhk" ilk bedefimiz olmalı. Karmaşıklık çağı- mızın bir simgesi. Ne var ki ucuz fosil yakıtlarına ve dengeli bir iklime dayalı olan karmaşıklık bizim "yumuşak karnımız". Petrol fiyatlarındaki sıı^a- madan ve 2008 yılındaki mali krizden çıkarttığımız kadarı ile küresel sistemi oluşturan unsurlar birbi- rine çok sıkı bağlarla baglı. Dolayısıyla bir nokta- daki çok küçük bir aksaklık, tüm sistemi tehdit eder hale gelebiliyor. Örneğin Nevada'daki finansal kurumların al- dığı aptalca bir karar Çin'de binlerce fabrikanın ka- panmasına yol açıyorsa, sistemin ne kadar birbiri- nin içine geçmi$ olduğunu anlayabiliriz. Otomobil kullanma alıjkanlıklanmızda bir değişiklik yap- madığımız takdirde, Arktik buzul kütleleri eriyor- sa, "belamızı anyoruz" demektir. Bizler doğanın bizleri ezip, yok edeceği bir dün- yaya doğru doğayı ezip yok ediyorsak, ektiğimizi bi- çeceğiz demektir. Başka dünya yok. Dolayısıyla ha- yatta nasıl kalacağımızı şimdiden çözmek zorundayız. Derleyen: Reyhan Oksay Kaynaklar: www.footprintnetwork.org Scientific American, Nisan 2010 *35O ne anlama geliyor? Bihm insanlanna göre kur- hon didksitin atmosferdeki güvenilir üst sınırı 350 ppm 'ıiir (paıts per million). tklim değişikliğinin hızmı kesmek için ınsnnoğlunun zaman yitirmcdcn }u andaki 390 ppm düzc- yinden 350 ppm düzcyine geri dönmesi gerekir. ** Eanh İngilizcede Dünya veya Yeryüzü anlamına ge- lir. Yazar insanoğlımun bu dünyayı kirletip, kaynaklarını fıi- keterek "Eaarth"adını vcrdiği yeni bir Dünya yaramğmı sciy- liiyor. CÛ +• z
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear