22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 ARALIK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Belediye mahkemenin ‘durdurma’ kararını dinlemiyor DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ KİPTAŞ’tan kaçak konut pazarlaması plana dayanarak ruhsat veren Tepecik Belediyesi, dava sürer“Uyuşmazlık konusu yapı ruhken son belediye yasası değişiksatına konu inşai faaliyetin, mutliği ile kapatıldı ve bölge Bülak tarım alanında inşa edildiği, yükçekmece İlçe Belediyesi’ne inşaatın bulunduğu alanın 1/1000 bağlandı. Yani ruhsatı yasa dışı ölçekli uygulama imar planı olverenler yetkilerini kaybettiler madığı, yapı ruhsatının ise 1/5000 ama bu yargılanmayacakları anölçekli Nazım İmar Planı şartlalamına gelir mi? Şimdi ise mahrına göre verildiği ve tüm hukeme kararını Büyükçekmece suslar birlikte değerlendirildiBelediyesi’nin uygulaması, en ğinde, davaya konu yapı azından temyiz sonucu ruhsatının meri imar mevalınıncaya kadar inşaatZiraat Mühendisleri Odası, Tepecik’te zuatına, şehircilik ilkeleları mühürlemesi gerekiKİPTAŞ sitesinin mutlak tarım rine ve kamu yararına uyyor..” gun olmadığı sonucuna KİPTAŞ şirketi, yargıalanında yapılması üzerine uygulamayı varılmıştır...” nın durdurduğu ve ilçe bedurdurmak için dava açmıştı. Bu değerlendirme, İstanlediyesinin mühürlemesi bul 7. İdare Mahkemesi’nin gereken yasa dışı inşaatla12 Temmuz 2010 tarihinde “oy durulmasını hükme bağladığı rını internet sitesinde “Büyükşehir birliği” ile aldığı 2010/1259 no.lu inşaatlara devam ederek, sözde Belediyesi’nin güvencesinde” vurkararında yer alıyordu. Mahkeme belediye güvencesinde konut pa gulamasıyla pazarlıyor. Tepenin aynı değerlendirme ışığındaki zarlamayı sürdürmek, açıkça cik’teki uygulamalar mutlak tahükmü ise “açıklanan nedenler suç olmasına rağmen İçişleri Ba rım alanlarını yok ederek ve düzenli le dava konusu işlemin (inşaat kanlığı kılını kıpırdatmıyor...” kentleşmenin ön koşulu olan şePeki, söz konusu konut sitesine hircilik ilkelerini çiğneyerek kenruhsatlarının) iptaline” kararıyla sonuçlanırken, davaya konu yasa dışı ruhsat veren Tepecik Be tin geleceğini kararttıkları gibi, KİPTAŞ konutlarının “ruhsatsız” lediyesi’nin durumu nedir? Gü aynı zamanda Büyükçekmece Gökonumdaki pazarlanması ne anla naydın bu sorumuza da şu açıkla lü havzasında yüksek yoğunluklu mayı yapıyor: ma geliyor? yapılaşmaya önderlik ederek, hal“Uygulama imar planı olma kın kuşaktan kuşağa yaşam kayİstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “paralı toplu konut” uy dığı halde, usulsüz bir nazım naklarını da ortadan kaldırıyorlar. OKTAY EKİNCİ Yanaşmanın Günahı!.. Gerçekten utanç verici… Günlerdir büyük bir dikkatle, WikiLeaks isimli sitenin sızdırdığı ABD yazışmalarının Türk medyasında nasıl yer aldığını izliyorum, utancımdan yüzüme al basıyor!.. Tercümeleri kafalarına göre yapanlar, iktidarın hiç beğenmeyeceği(!) bölümleri tahrif eden, hatta tamamen yok sayanlar, yalnızca övgü sayılabilecek cümleleri öne çıkaranlar… Korkudan hiç bulaşmamayı tercih edenler... Kısacası tam bir yanaşma düzeni!.. Ama olmadı tabii!.. Böylesine bir korku imparatorluğunda dahi, namuslu, dik duran, cesur yayın organları, gazeteler, televizyonlar, internet siteleri var.. Türkiye ile ilgili vahim ötesi iddialar, dünya ile birlikte bu yayın organlarında da yer alınca yanaşmalar, Tayyip Bey’den aldıkları ilhamla “B planı”nı devreye soktular: WikiLeaks sitesi güvenilir değil!.. Allah Allah, niçin değil? Belgelerde tahrifat mı yapmış? İmzasız ihbar mektubu mu yayımlamış? Yoksa iftira mı atmış? Hiçbiri değil! WikiLeaks’in yaptığı tek şey, yüz binlerce ABD belgesini, noktasına, virgülüne dahi dokunmadan ve de yorumsuz olarak aktarmak, o kadar!.. Üstelik ABD, yazışma ve raporların doğruluğunu kabul etmiş durumda!.. Kısacası yanaşmaların “B planı” da yattı! Üstelik “ölümcül” bir hata yaptıklarını da fark ettiler sanırım... Ama iş işten geçtikten sonra!.. Gelin şu “ölümcül” hataya bir göz atalım... Kimi kalemler tarafından “Asrın Davası” olarak sunulan Ergenekon süreci nasıl başlamıştı? Türkiye’de birçok fırıldak çevirdikten sonra “iyi saatte olsunlar” tarafından Kanada’ya postalanan Tuncay Güney isimli bir sahtekârın 2000’li yılların başında İstanbul Emniyeti Organize Suçlar Bölümü’nde alınan videolu sorgusu ana delil olarak kabul edilmiş ve yüzlerce insan gözaltına alınmış, tutuklanmıştı.. Bu davada Tuncay Güney’in ifadesi dahi alınamamış, televizyon ve gazetelere verdiği röportajlar sonrasında da ortadan kaybolmuştu... Hâlâ ortada yok. Pekii, meşhur ıslak imza ihbarı savcılığa nasıl ulaşmıştı? İnternet üzerinden ve postayla gönderilen imzasız ihbar mektuplarıyla!.. Başsavcı İlhan Cihaner’in tutuklanması skandalı nasıl başlamıştı, hatırlıyor musunuz? Tabii ki imzasız ihbar mektuplarıyla!.. Başrolünü Taraf gazetesinin oynadığı Balyoz, Kafes, Poyrazköy gibi korkunç iddialar, bunların davaya dönüşmesi, yüzlerce insanın tutuklanması sürecinde diğer başrol oyuncusu kimdi peki? Mektuplarına imza bile atmayan, adı bilinmeyen ihbarcılar tabii!.. Şimdii, bulundukları ülkelerle ilgili raporlar yazan, yaptıkları üst düzey görüşmeleri, tanık oldukları çürümüşlükleri, rüşvetleri, ahlak dışı ilişkileri kendi bakanlığına bildiren (ki bu raporlarda yalan söylemelerine, çamur atmalarına hiç gerek yok. Adı üstünde, üst makama gizli kripto bu) büyükelçiler, bu yazışmaları ele geçirip yorumsuz, virgülüne dokunmadan yayımlayan internet sitesi güvenilir değil, ama yüzlerce, binlerce kişinin hayatını karartan, yıllarca tutuklu kalmalarını sağlayan, internet ya da mektup ihbarcıları, haham kılıklı sahtekârlar güvenilir öyle mi?.. Hadi len!.. Fotoğraf: AFP AIDS’e karşı yürüdüler 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle Pozitif Yaşam Derneği’nce Beyoğlu’nda düzenlenen yürüyüş ilginç görüntülere sahne oldu. Galatasaray’dan Taksim’e yürüyen ve rengârenk giysileri, ilginç makyaj ve danslarıyla dikkat çeken gruba, manken ve oyuncu Arzu Yanardağ da destek verdi. Bu arada Ataşehir Belediyesi katkılarıyla gerçekleştirilen “AIDS 100’de Yüz Pozitif Negatif Yaklaşımlar” fotoğraf sergisi Palladium Alışveriş Merkezi’nde açıldı. gulamaları arasında yer alan Tepecik’teki KİPTAŞ sitesinin mutlak tarım alanında yapılması üzerine uygulamayı durdurmak için davacı olan Ziraat Mühendisleri Odası’nın Genel Başkanı Gökhan Günaydın bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Sadece İstanbul’un yaşam kaynakları ve en bereketli tarımsal alanları değil, açıkça hukuk da çiğneniyor. Mahkemenin dur Ailenin büyük dramı İSTANBUL (AA) Şanlıurfa’da iki yıl önce 1.5 yaşındaki Y.Ç’ye HIV’li kan verilmesine neden olduğu iddia edilen hemşire A.B’ye, “Görevi kötüye kullanmak suçu”ndan açılan davada 5 ay hapis cezası verildi. Ceza 3 bin TL para cezasına çevrildi. Şanlıurfa’daki ilgili mahkemenin İstanbul’daki Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istemesi üzerine üç gün önce, 3.5 yaşındaki Y.Ç. ile birlikte İstanbul’a gelen aile ise kalacak yeri olmadığı için Vefa’daki bir iş merkezinin bodrumunda zor günler geçiriyor. Tuvaleti bile olmayan bodrum katında 3 gündür kaldıklarını anlatan baba Mehmet Ç, dün bütün gün çocuğuyla birlikte Adli Tıp Kurumu’nda beklediklerini, öğleden sonra çocuğun muayene edildiğini, kuruma muayene için 240 TL ödediğini söyledi. Mehmet Ç, “Diğer çocuklarımıza da bulaşmasından endişeleniyoruz. Kardeşlerine, ‘Onun ağzından bir şey almayın’ diyorum. Zaman zaman onun sakızını alıyorlar” diye konuştu. Çocuğun HIV’li olduğu bilgisinin yayılması üzerine oğlunun köyde dışlandığını anlatan Mehmet Ç, yetkililerin ilgisizliğinden yakındı. Diyojen Gün Ortasında Feneriyle Demokrasiyi Arıyor!.. PERİHAN ERGUN Hükümet, ikisi tümgeneral (Halil Helvacıoğlu ve Gürbüz Kaya) ile biri tuğamiral (Abdullah Gavremoğlu) olmak üzere 3 generali TSK Personel Kanunu’nun 65. maddesi kapsamında açığa çıkardı. Gerekçe, Ergenekon davası içinde mahkemesi süren Balyoz sanıkları içinde yer almaları. Temmuz 2010 içinde 20’yi aşkın generali içeren bu suçlamada yakalama emri de uygulanmıştı. Bu generaller Genelkurmay Başkanlığı’nın “suçlanmalarıyla ilgili kanıt yoktur ve tutuklanmaları dayanaksızdır” kararına ve istemine uyularak salıverilmişlerdi. YAŞ’ta terfilerini beklerlerken Başbakan’la bakanlarının baskılarına uyularak terfileri yapılmayınca, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) açtıkları davada haklı görülerek terfi hakkını kazanmışlardı. Generaller bu hakkın yerine getirilmesini beklerken bayram arifesinde açığa alındılar. Genelkurmay Başkanlığı’nın 21 maddelik itirazı ve generallerin tekrar hak arama için AYİM’e başvurmaları hiç önemsenmedi, davanın sonucu da beklenmedi. Doğal olarak basın Başbakan’la ilgili bakanlara durumu sorduklarında, Başbakan “Gereği yapılmıştır, AYİM’den göreve iadeleri istenirse yeni bir kanunla uygulamayı sürdürürüz” demiş. İçişleri ile Milli Savunma bakanları da aynı söylemle, kamu görevlilerine uygulanan işten el çektirmede olduğu gibi bu da yasaldır beyanında bulunmuşlar. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu uygulamaya tepkiyle “Doğal olarak TSK hükümetin emrindeyse de oyuncağı değildir” diyerek ilgililere yetkilerini hatırlatıp ardından Grup Başkanvekili Kemal Anadol da partinin tepkisini “Hak aradıkları için açığa alındılar. Bu bir sivil darbedir” deyince, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, CHP’ye “Anayasa, kanunlar, hukuk, demokrasi varken kimse teamüllerle uğraşmaz. Sivil memurlarla ilgili yapılan neyse, burada hukukun işletilmesi açısından bir farklılık görmüyorum” buyurmuşlar; her zamanki gibi hukukun üstünlüğünü savunmuşlar!.. Oysa bu uygulamada hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukukunun geçerliliği açık seçik görünüyor. Toplum her konuda Diyojen misali olmayan demokratik haklarını arıyorsa da onun gibi bulamıyor. Dünkü YAŞ toplantısından önce gelenek gereği Anıtkabir’e gidildiğinde Genelkurmay Başkanı’yla birlikte komutanların tümü, tavırlarıyla Başbakan’a tepkilerini gösterdiler. Bu ve bunun paralelinde hükümetin tüm totaliter tutumlarını AB ve özellikle velinimetleri, sebebi devletleri ABD’nin nazarında ne denli eleştirildiklerini görüyorlar mı? WikiLeaks’in yayımladığı gizli belgelerin gündemimize yıldırım misali düşmesi, acaba uyarıcı olabilecek mi? Şu anda ajansın kurucusu Julian Assange ilk etapta hakkımızda utanç verici üç maddeyi açıkladı. İlk belgede hükümetin totaliter tutumları kınanırken, Başbakan RTE’yi yakışıksız tanımlarla niteleyip demokratik cumhuriyetin yerine şeriatı öngören İslamcı bir idare yolunda olmakla suçluyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu da Yeni Osmanlıcılıkla suçlarken bir de tehlikeli bir kişilik ve delilikle aşağılıyor. Bu tanımları hangi siyasi düşüncede olursak olalım kabul edemez ve yadsırız. Onur kırıcı bu belgeler ulusumuzu çok kaygılandıracaktır. Hemen tepki gösterilmesi gerekirken Sayın Başbakan ithamları beklemeye aldı. Davutoğlu da ABD Dışişleri Bakanı H. Clinton’ın duruma çok üzüldüklerini belirtmesini ve özür dilemelerini yeterli buldu! Dışardan gelen bu duyuruların acısını yaşamamız yetmezcesine bir de 1904’te, o tarihlerde Osmanlı’nın müttefiki olan Almanlar tarafından AvrupaBağdat yolunda sağlıklı ulaşım sağlanması amacıyla kendi çıkarlarını da gözeterek yaptıkları Haydarpaşa Garı’nda gün ortasında yangın çıktığı haberiyle sarsıldık. I. derecede sit kapsamında korumaya alınmış olan gar, seçilmiş yüzük taşı örneği Kadıköy’ün en gözde yapıtıdır. Buna karşın mülki, idari ve korumadan sorumlu olan 5 No’lu kurul tarafından bu skandal sayılan yangının tanıklığında yapıtın korunmasına özen gösterilmediği kanıtlanmıştır. Ayrıca iktidarın yandaşlarını niteliksiz de olsalar kayırma eylemi burada da kendini göstermiş. Kadıköy ilçe teşkilatından birine ihale edilen çatı restoranı, ehil olmayan işçilerin kaynak aletinden çıkan kıvılcımla yanıp kül oldu. O bulunmaz görüntüsünü de yitirdi… Bu şaşkınlık getiren yangın haberini 28 Kasım Pazar günü, Öğretmenler Günü’ne çağrılı olduğum 24 Kasım’da Eyüp ilçesinin Yeşilpınar beldesinde emekli öğretmen Bahaettin Güler’in öncülüğünde meydana getirilen Öğretmenler Lokali’ne tekrar gittiğimizde öğrendim. Bugün üretici ve yaratıcı o öğretmeni anlatma isteğimi gelecek yazıma bırakıyorum. HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Bir Yurtsevere Mektup (90) Sevgili kardeşim Balbay, eminim siz de günlerdir dikkatle izliyorsunuz; WikiLeaks olayı bizdeki yanaşmaları, tetikçileri fena halde açığa düşürdü!.. Aynı zamanda ülkenin nasıl bir karanlıktan geçtiğini, nasıl yönetildiğini ve nasıl suyunun çıkarıldığını da gösterdi denilebilir... Sıradaki binlerce belgede bakalım daha neler göreceğiz, eğer sitenin ömrü yeterse!.. Geçen hafta yazmıştım; ülke süratle seçim atmosferine giriyor... Neler yaşanacağını, muhayyilemizi aşacak ne türden oyunlar sahneleneceğini gerçekten bilemiyorum. Artık öncelikli isteğim, sizlerle kucaklaşacağımız günlerin bir an önce gelmesi, gerisini nasıl olsa göğüsleriz... Seni ve tüm yurtseverleri sevgi ve özlemle kucaklıyorum, kardeşim... eposta: umitzileli@gmail.com ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Antalya ilinde 1 bir yayla. 2/ Soy, sülale... Tezek yı 2 ğını. 3/ Kibarca ol 3 mayan, bayağı. 4/ 4 Çiçekleri beyaz ya da mor renkte, 5 meyveleri dikenli 6 bir bitki... Rütbe7 siz asker. 5/ Şarkı, türkü... Atın aya 8 ğında, genellikle bi 9 leğe ya da dize ka1 2 3 4 5 6 7 8 9 dar çıkan beyazlık. 6/ Yaptığı bir davranıştan 1 K Ö R E M E Z B pişmanlık duyan... Şarap 2 A N E L E A B A mahzeni. 7/ “Ufuklar” an 3 P E Y S EMA H lamında eski sözcük... Kı 4 U Z K E R A T A sa boylu ve şişman kimse. 5 Ç E K E L E Z M 8/ Kokulu tohumu hamur 6 İ E N M İ Z A işlerinde ve rakı yapımınN A L da kullanılan bitki. 9/ Go 7 N A F T A 8O T A D OGMA oyununda, bir taşın ya da E L N İ NO R taş öbeğinin etrafının sa 9 rılarak zaptedilmesine verilen ad... Tanrıtanımaz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir dere ve vadinin adı. 2/ Erbiyum elementinin simgesi... Mekke’nin doğusunda, hacıların Kurban Bayramı’nın arife günü toplandıkları tepe. 3/ Üç kişi arasında 32 kâğıtla oynanan, briçe benzer iskambil oyunu... Sığırın altı aylıktan bir yaşına kadar olan yavrusu. 4/ Rüzgâr estikçe gagasındaki deliklerden güzel sesler çıktığına inanılan bir masal kuşu. 5/ İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini izlemeye zorlayan durum... Bir nota. 6/ Deriyle kaplı bir tür Eskimo kayığı... Bir nota. 7/ Karışık renkli... Ortodokslarda tahta pano üzerine yapılmış her türlü dinsel resme verilen ad. 8/ Itırlı bir bitki... Eski dilde su. 9/ “Hint kimyonu, karakimyon” gibi adlar da verilen baharat. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear