Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                MURAT GÜLDEREN  Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gök  han Günaydın, İstanbul Büyükşehir Be  lediyesi  İBB  tarafından kurulacak olan  Halk Et şubelelerinin Et ve Balık Kuru  mu nun çaresizliğinden ve basiretsizli  ğinden kaynaklandığını söyledi. Günaydın,  Et ve Balık Kurumu nun devlet tarafından  ülke hayvancılığını geliştirmek, teşvik et  mek, yurttaşlara uygun fiyattan ve sağlık  lı olarak et tedarik etmek amacıyla kurul  duğunu hatırlatarak  Ancak devlet ken  di eliyle hayvancılık politikasını bitirdi.  Tamamen dışa bağımlı hale geldik.  Halk Et in kurulacak olmasıyla da Et ve  Balık Kurumu nun iflasını bir kez da  ha gördük. Halbuki Halk Et projesi bu  kurumun görevidir  dedi. Et ve Balık Ku  rumu nun şu an tedarikçileri zengin etmek  ve tekel oluşturmak dışında bir politika iz  lemediğini anlatan Günaydın şöyle devam  etti:  Görüyoruz ki hayvan girişleri  artmasına rağmen fiyatlar düşmek bil  miyor. Çünkü büyük firmalar ellerin  deki stokları saklıyor. 13 TL ye karkas  et satılabilecekken 40 TL ye satılmaya  çalışılıyor. İhalede 45 firma şartname  alırken sadece 3 firma teklif verebiliyor.  Tedarikte tekelleşme olduğu sürece de  bu fiyatlar asla düşmeyecek. Aksine  artmaya devam edecek. Bundan Türkiye  zarar görüyor.   İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafın  dan kurulacak olan Halk Et in, kırmızı eti  eğer üreticiden uygun fiyattan alarak tü  keticiye de uygun fiyattan ve sağlıklı ola  rak satması halinde bunun yararlı bir pro  je olacağına da dikkat çeken Günaydın,   Ancak bu, belediyenin değil Et ve Ba  lık Kurumu nun işi olmalıydı  diye ko  nuştu. Günaydın ayrıca kur  banda gerekli hayvan gelme  si durumunda fiyatların belli  bir düzeyde kalabileceğini ancak  tedarikte tekelleşme olduğu sürece fi  yatların düşmesinin şu aşamada imk n  sız olduğunu kaydetti.  ekonomi@cumhuriyet.com.tr  4 EK M 2010 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA  EKONOMİ 13  CMYB  C M Y B  ANKARA PAZARI  YAKUP KEPENEK  Hemşin Kadınının  HES Kavgası  Geçen haftanın ortalarında haber  kanallarında şöyle bir haber yer aldı:  Rize nin Hemşin ilçesinde yapılmak istenen  HES  hidroelektrik santralbilgilendirme  toplantısı çevrecilerin odunlu ve dere içinde  horonlu tepkisi üzerine iptal oldu.  Haberin içinde Hemşin de yaşadığı anlaşılan  her yaştan çok sayıda kadının bulunduğu renkli  bir fotoğraf yer alıyordu.  Yapılan açıklamaların bir bölümünde:   Buralar bizim yıllardır yaşadığımız; dede,  baba topraklarımız. Bu dere bize hayat veriyor.  Hayat damarımızın kesilmesine müsaade  etmeyeceğiz. Hemşin in çöl olmasına izin  vermeyeceğiz. Biz burada bekliyoruz. Buradan  çıkamazlar. Yok etmek istedikleri ormanlar,  onların kaçmasına engel olur  deniyor.  Konuya daha kapsamlı bir bakışı Hemşin  çevrecileri adına basın açıklaması yapan  Hasan Küçük, çokuluslu şirketlerin su  kaynaklarına el koyması ve küresel iklim  değişikliği süreçleri vurgusu ile...  Ülkemizdeki  su kaynaklarının özenle korunması  gerekmektedir. Enerji ihtiyacı öne çıkarılarak  aynı derecede hatta daha önemli olan temel  ihtiyaçları dikkate almayan projeler kabul  edilemez. Rize ilinde 94, Hemşin de 3 santral  yapılacağı düşünüldüğünde ne denli bir tehlike  ile karşı karşıya olduğumuz ortadadır  diyor.   Dereler özgürdür, özgür akacak ,  HES lere  hayır  diye haykırıyorlar!  Daha önce Çamlıhemşin de verilen ve  kazanılan hukuk savaşına karşın, tüm  Karadeniz dereleri üzerindeki HES baskısı bir  türlü sona ermiyor; tersine artıyor. HES  furyasının son yıllarda hızla artması üzerine  Artvin ve Rize yöresinde bu yaz oluşturulan   Derelerin Kardeşliği  adlı kitlesel girişim, HES  kurulması çabalarına karşı çıkıyor.  Yine de Hemşin de HES e karşı çıkış,  kadınların ilk kez çok yoğun ve kitlesel katılımı  ile apayrı bir anlam ve boyut kazanıyor.  Hemşin in doğası, aşırı dik, yemyeşil  yamaçları bunları birleştiren vadileri ve  yamaçlardan çıkan ve vadilerin tabanına akan  dereleri; bunları okşayan yoğun ormanlarıyla,  geçimini tarımdan kazanmak isteyenlere aman  vermez, acımasızdır. Tarım dışı ekonomik  faaliyet de yok denecek kadar azdır.  Hemşin de kış erken, yaz geç gelir; bu olgu,  yaşam koşullarını daha da ağırlaştırır; tarımda  verimi çok sınırlı kılar.  Doğal koşulların doğrudan sonucu Hemşin  erkeklerinin yüzyıllar boyunca gurbete  gitmesidir.  Erkeğini gurbete gönderen Hemşin kadını  vahşi ama o kadar da güzel bir doğa ile iç içe  yaşar. Onun sevgilisi doğadır.  Hemşin de çalışan kadın olmak çilekeş  olmaktır. Hemşin kadını, çok güç koşullarda  çalışmak ve her tür işi yapmak zorundadır.  Doğanın acımasızlığı ve erkeğinin yokluğu, bu  ikili baskı, Hemşin kadınını olağanüstü  dayanıklı kılar.  Bunlara bir de gurbetteki eşin göndereceği  parayı beklemek eklendiğinde durum daha da  çekilmez olur.  Son yıllarda ulaşım olanaklarının artmasına  karşın, Hemşin kadını h l  sırtında yük taşımak  zorundadır. Onun yaşamının neredeyse  tamamı, ara sıra gurbette olan eşinin yanına  gitmesi dışında, dik yamaçlar ve derin vadiler  arasında sıkışıp kalmıştır.  Ve dereler... Takvimlerde gördüğünüz  yüzyıllar öncesinden kalma taş yapımı kemer  köprülere bakmayın siz; onların sayısı çok  azdır. Hemşin de derenin karşı tarafına ya  taştan taşa atlayarak ya da tel köprüler  üzerinden yürüyerek geçilir.  Hemşin kadını en güzel aşk türkülerini  sırtında 30  40 kiloluk odun yükü  taşımaktayken söyler; kimi zaman beline ip  bağlayarak, dik yamaçlardaki çay tarlasından  yağmur altında çay toplar.  Başındaki poşu, giydiği entari, belindeki  peştemal ve çoğu kendi ördüğü renkli çorap ve  kara lastik ayakkabı Hemşin kadınını anlatmaya  yetmez. O, olağanüstü güzelliğini, sürekli  yağan yağmura karışan terinden alır.  İşte, eline odun alarak, kendisine yaşamı dar  eden ama suyunu içebildiği deresini kararlılıkla  savunan ve  Bu dere benimdir; burada HES  yaptırmam  diyen Hemşin kadını, çok kısa  olarak, budur; onun korumak istediği dere  değil, gerçekte dere ile özdeşleşmiş olan  kendisidir.  Hemşin kadınının bu kutsal başkaldırısı  karşısında sermayenin ve sermaye yanlısı  kamu görevlilerinin yapması gereken bir tek  şey vardır.  O da, saygı ile eğilmek ve çekip gitmek!  yakupkepenek06@hotmail.com  Çin ile Japonya arasında patlak  veren balıkçı gemisi krizi ve ABD  Temsilciler Meclisi nin geçen  hafta, Çin i döviz manipülasyonu  yapmakla suçlayarak onayladığı  korumacı tedbirler, uluslararası  ilişkilerin, özellikle ABD ile Çin  arasındaki çelişkilerin krizle birlikte  sertleşmeye başladığını gösteriyor.  Kriz ve emperyalizm  Bu sertleşmenin arkasında Çin in   yükselme süreci  karşısında, ABD  ve genel olarak  Batı da giderek  artan kaygılar var. Bu kaygıların  temelinde de krizle birlikte iyice  önem kazanan kaynak, piyasa  paylaşım  savaşları  var.  Krizle emperyalizm arasındaki  ilişkiyi birçok kez tartıştık. Burada,  iki popüler ekonomistin, Martin  Wolf  Financial Times , Prof.  Krugman ın  New York Times   geçen haftaki yorumlarında  dikkatimi çeken noktalara  değinmekle yetineceğim.  Wolf, döviz kurları üzerinden  merkantilist bir rekabetin  kızışmakta olduğunu yazıyor.  Wolf a göre, bu kızışmanın  arkasında, gelişmiş ülkelerin  ekonomilerinin performansının  geçmiş trendlerinin yüzde10  altında seyretmesine yol açan  talep yetersizliği sorunu var.  Bu  ülkeler, talep yetersizliği sorununu  ihracata dayalı büyümeyle aşmayı  umuyorlar.  Bu bağlamda  gelişmekte olan ülkelerin  ekonomilerinde, özelikle Çin  ekonomisi içindeki talep büyük  önem kazanıyor. Dünya  ekonomisinin, gelişmiş ülkelerin  gelişmekte olan ülkelerdeki  talepten yararlanmasına olanak  verecek yönde yeniden  şekillenmesi için zengin ülkelerden  yoksul ülkelere doğru büyük çaplı  sermaye hareketlerinin  gerçekleşmesi  gerekiyor. Ancak,  Wolf a göre  dünyanın en başarılı ihracatçısı   Çin  aynı zamanda en büyük  sermaye ihracatçısı olduğu  müddetçe bu denklemin  çözülmesi olanaksız   Currencies  clash... , 28 09 .  ABD de liberal kesimden  Krugman ın saptamaları da benzer  yönde. Ancak Krugman, ABD de  işsizliği azaltmak için Çin e yönelik  daha sert korumacı tedbirlerin  alınmasını istiyor. Krugman a göre  de gelişmiş ülkelerde bir talep  yetersizliği, kapasite  sermaye  fazlası  sorunu var. Buna karşılık  gelişmekte olan ülkeler, çok geniş  yatırım olanakları sunuyorlar.   Doğal olarak da sermaye,  depresyon içindeki gelişmiş  ülkelerden gelişmekte olan ülkelere  doğru akıyor.  Ancak gelişmekte  olan ülkelerden en büyüğü olan  Çin, Bu sürecin doğal bir biçimde  işlemesine izin vermiyor ...  Çin  hem yabancı yatırımlara çeşitli  engeller koyuyor, hem de özel  fonların Çin ekonomisine girişini  sınırlıyor; aynı anda dövizinin  değerlenmesini engelleyerek  ihracatını teşvik ediyor.    Taking  on China  30 09; abç   Wolf ve Krugman ın önerileri  Lenin in Emperyalizm broşüründe  verilen örnekleri aratmayacak  nitelikte: Merkez ülkeler krizi  aşmak için çevre ülkelere mal,  ama özellikle sermaye  ihracatlarını arttırmak, bu  ülkelerin ekonomilerini  sınırsızca kullanmak istiyorlar.  Ama, Dünyanın ikinci büyük  ekonomisi Çin, Washington  Post tan Samuelson un  vurguladığı gibi,  dünya  ekonomisini yöneten temel kuralları  kabul etmiyor ..  bu kuralları kendi  gereksinimlerine göre değiştirmeye  çalışıyor . Samuelson,  Bu iki farklı  dünya düzeni konseptinin  çatışması kaçınılmaz  dedikten  sonra ekliyor:  Ticaret savaşı  tehlikeli bir seçenek, ancak Çin in  dünya ekonomisini  şekillendirmesine izin vermek tam  anlamıyla bir felaket olacaktır.    Making of a trade war with China,  27 09   Kriz derinleştikçe, ABD nin ve  Batı merkezli mali sermayenin  sözcülerinin Çin e bakışı, adeta  Romalı senatör Cato nun,  Kartaca ya bakışına benzemeye  başlıyor: Carthago delanda est!   Kartaca yok edilmelidir . Çin in  direnci kırılmalı, ekonomisi  açılmalıdır!  ki taktik  ABD, Çin in  barış içinde  yükselme  stratejisini, bu  stratejinin gelişmekte olan  ülkelerde bulduğu yankıyı, dünya  ekonomisinde artan ağırlığını  dengeleyecek, tersine çevirecek  etkin politikalar geliştirmekte  zorlanıyordu. Bush döneminin,  güç gösterisine dayalı  imparatorluk stratejisi iflas ettikten  sonra bu alanda Çin in de giderek  daha etkin bir biçimde  yararlanmaya başladığı bir  belirsizlik oluşmuştu. Halbuki, ABD  açısından, Çin in askeri bir  pariteye ulaşmadan yükselmesinin  engellenmesi gerekiyordu...  Geçtiğimiz haftalardaki  gelişmeler, ABD nin Çin e yönelik  iki taktik geliştirmeye başladığını  düşündürüyor: Birincisi, Çin in  ekonomik gücünü, 1980 lerin  sonunda Japonya nın  yükselmesinin önünü kesen  yöntemlerle kırmayı amaçlıyor.  İkinci taktik ise,   Çin in barış  içinde yükselme  süreci, kazankazan dönemi sona  erdi. Çin saldırgan politikalar  geliştirmeye, küstah bir diplomasi  uygulamaya başladı  temasını  işleyerek, bölge ülkelerinde bir  tehdit algısı yaratmaya, böylece  onları kendi güvenlik şemsiyesi  altına çekmeye yönelik.  Birinci, ABD medyasının  Çin  ticaret savaşı çıkarmak istiyor   yaygaraları, Temsilciler  Meclisi nden geçen korumacı  yasa, 1985 Plaza Anlaşması yla  Japonya ya karşı oluşturulan  koalisyona benzer bir uluslararası  ortamı bu kez Çin e karşı  oluşturmayı amaçlıyor. Japonya  1985 te Plaza Anlaşması  gereğince yen i değerlendirdi,  arkasından da h l  sona ermeyen  bir depresyon sürecine girerek,  ABD karşısında bir hegemonya  adayı olmaktan çıktı. Ancak bugün  ne ABD nin böyle bir liderlik  kapasitesi var, ne de Çin, Japonya  gibi ABD nin bir protektorası. Çin  yönetimi da, 1985 Plaza  Anlaşması nı Japonya ya yönelik  bir ABD darbesi olarak algılıyor,  benzer bir yol izlememeye kararlı  görünüyor.  Bu yüzden, ilk işaretlerini üç  hafta önce, Güney Çin Denizi nde  bir Çin balıkçı gemisiyle, Japon  sahil koruma botunun  çarpışmasıyla başlayan olaylarda  izlemeye başladığımız ikinci taktik  önem kazanıyor.  Balıkçı gemisinin kaptanını  tutuklayan Japonya, Çin in  baskıları karşısında geri basarak  kaptanı serbest bırakınca, Batı  medyası, Çin in saldırganlaşmaya  başladığına karar verdi. Bu sırada  ABD ve İngiltere medyası, Çin in,  büyük petrol ve gaz rezervlerine  sahip Çin Denizi nde, bölgedeki  irili ufaklı adalarda hükümranlığını  yeniden dayatmaya başladığını,  böylece  yükselme sürecinin   barışçı dönemi geride bırakarak  saldırgan bir aşamaya girdiğini ileri  sürmeye başladı. Yorumlar bilişim,  iletişim, savunma alanlarındaki ileri  teknolojilerin üretiminde girdi  olarak kullanılan ender minerallerin  üretiminin yüzde 97 sini Çin in  denetlediğini, bir tekel gücü  oluştuğunu vurguluyorlardı. Dahası  Çin, Japonya ile balıkçı motoru  olayını tartışırken, bu minerallerin  Japonya ya ihracatında  beklenmedik, ama Rusya nın enerji  kaynaklarını diplomatik bir silah  olarak kullanma taktiğini  anımsatan bir kesinti de  yaşanmıştı.  Bu yorumculara göre Çin bir  süredir, ABD hegemonyasından  yararlanarak sessizce güç  biriktiriyor, ABD savaşırken,  Afganistan da büyük bakır  rezervlerinin, Irak ta da petrol  rezervlerinin işletilmesine yönelik  kontratlar elde ediyordu   Applebaum, Washington Post,  28 09 . Foreign Affaires de  yayımlanan bir yorumda, Çin in  gemilere yönelik geliştirdiği balistik  füzelerin genişlemeci bir politika  izlemeye başladığı, Güney Çin  Denizi ne ABD nin erişimini  kısıtlayabileceği, askeri  gelişmesinin geometrik bir  büyümenin hızının eşiğinde olduğu  ileri sürülüyordu  Seth Cropsey,  27 09 .  ABD dış politika yazarları şimdi,   Çin saldırganlaştıkça bölge  ülkeleri ABD ye yaklaşıyor   havasını yaymaya çalışıyor. Buna  karşılık, Çinli yorumcular,  Japonya nın arkasında ABD nin  elini görüyorlar  Global Times  30 09 , Batı nın Çin i tecrit etmeye  çalıştığını düşünüyorlar  Global  Times, 30 09 .  Kriz, Hegemonya, Emperyalizm...  erginy@tr.net  http:  erginyildizoglu.blogspot.comDÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ   ERGİN YILDIZOĞLU   LONDRA  TZMO Başkanı Günaydın: Halk Et in kurulma kararı Et ve Balık Kurumu nun basiretsizliğinin kanıtıdır  Devl et  politikası iflas etti  Domatesin kilosu  5 lirayı gördü  Doğrudan yabancı yatırım  yüzde 35 geriledi  ANKARA  ANKA   Yabancıların Türkiye deki doğ  rudan yatırımları, 2010 un ilk 7 ayında geçen yılın aynı  dönemine göre yüzde 35 azalışla 2 milyar 490 milyon do  lara geriledi. Yabancıların Türkiye ye doğrudan yatırım  girişlerinde en büyük düşüş yüzde 61.2 ile sanayi sektö  ründe yaşanırken, hizmetler sektörüne yönelik doğrudan  yatırımlar yüzde 22.3 artışla 1 milyar 462 milyon dolara  yükseldi. Yurtdışında yerleşik kişilerin Türkiye deki  doğrudan yatırımlarının ülkelere göre dağılımına bakıl  dığında, Avrupa ülkelerinin ağırlığı hissedildi. 2.5 milyar  dolar düzeyine ulaşan yabancı doğrudan yatırımların  yüzde 77 sinin Avrupa kaynaklı olduğu belirlendi.  Türkiye nin petrol faturası  13 milyar doları aştı  ANKARA  ANKA   Türkiye nin petrol faturası 2010 un  ilk 8 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39.7 ar  tışla 13 milyar 172.2 milyon dolara ulaştı. Ocakağustos dö  neminde dayanıklı tüketim malları ithalatı yüzde 37.5 ar  tışla 2 milyar 254.6 milyon dolara dayandı. Binek otomo  bil ithalatı yüzde 43.8 artarak 3 milyar 525.6 milyon do  lara ulaşırken, motorlu kara taşıtları ithalatı bu dönemde yüz  de 43.5 artışla 7 milyar 326 milyon dolara yükseldi.  Ekonomi Sevrisi  Pazarlarda  elve  da  etiketleriyle satışa sunulan doma  tesin kilogramı 5 liraya kadar çıktı.  Üründeki azalma nedeniyle fiyatında  son 23 haftadır süren yükselişle do  mates adeta lüks oldu.  Pazaryerlerinde mevsiminin son ürü  nü olması nedeniyle  elveda  etiketle  riyle satılan tarla domatesi yüksek fiyatı  yüzünden fazla talep görmezken, yurt  taşlar kilosu 2.53 lira arasında satılan  salçalığına talep gösteriyor. Türkiye  Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim  Yetkin, domates fiyatlarının güve has  talığı, yaz boyu sıcak seyreden havalar  ve domates üretiminden kaçınılması  gibi nedenlerle arttığını belirterek, An  talya sera tipi domatesin kasımda ma  navlarda yerini alıncaya kadar domates  fiyatlarının yüksek kalacağını söyledi.  İBB tarafından kurulacak olan  Halk Et merkezleri, devletin  hayvancılık politikasının çöküşünü  bir kez daha gösterdi. Ziraat  Mühendisleri Odası Başkanı: Halk  Et in kurulacak olmasıyla da Et ve  Balık Kurumu nun iflasını bir  kez daha gördük.  HİCRAN ÖZDAMAR  İZMİR  Tarım ve Köyişleri Ba  kanlığı tarafından açıklanan  faizsiz  hayvancılık kredisi nin ardın  dan, büyükbaş hayvan fiyatları 4  bin liradan 6 bin liraya kadar  yükseldi. Sektör temsilcileri,  faizsiz kredi uygulaması nede  niyle hayvancılıktan anlama  yan kişilerin bu alana yöneldi  ğine dikkat çekiyor.  Ağustos ayında açıklanan kre  diyle yurttaşlar, süt sığırcılığı, da  mızlık etçi sığır, koyun, keçi, bü  yükbaş hayvan ve manda yetiş  tiriciliği yapabilecek.  Geri ödemenin 7 yıl içinde ya  pılacağı kredide, üst limit 7 mil  yon 500 bin lira.  Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Mer  kez Birliği Başkanı Halil Tokoğlu,  İki yıl  önce süt fiyatlarının aşırı düşmesiyle ya  şanan krizin sonuçlarını bugün daha iyi gö  rüyoruz. O dönemde damızlık hayvanla  rımız da kasaba gönderildi. Birçok üre  ticimiz damını boşaltmak zorunda kal  dı. Damını boşaltanlar, bu işten anla  yanlar krediden yararlanmıyor, bunun  yerine konu hakkında bilgisi olma  yanlar üretim yapmak için sektöre gi  riş yapmak istiyor  dedi.  Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kal  kınma Kooperatifi Yönetim Kurulu  Başkanı Mahmut Eskiyörük de kre  dinin, sektörün gelişmesi açısından  doğru, ancak uygulama biçiminin  yanlış olduğunu söyledi. Kredinin  mevcut üreticilere yönelik olmasını is  teyen Eskiyörük,  Bu kredinin sek  töre yeni gireceklere verilmesi büyük  bir haksızlık. Burada kural konul  malıydı. Şimdi sanatçısından, dokto  runa, emeklisine, tekstilcisine hay  vancılıkla uğraşmak için kredi başvu  rusunda bulunuyor  diye konuştu.  İstanbul Büyükşehir Belediyesi  Basın Sözcüsü Ahmet Faruk  Yanardağ, Halk Et projesinin tam  gaz devam ettiğini belirterek  Bu  bayiler İstanbul un genelinde  kurulacak. Franchise olasılığı da  gündeme gelebilir. Amacımız  insanlara uygun fiyattan et  yedirebilmek. Üretim  yapmayacağız. Kasapları mağdur  etmemek için tedarikçilerden  aynı fiyattan ürün alınması için  çalışacağız. Halk Et için  belediye bünyesinde bir de  şirket kurulacak. Ayrıca bu  çalışmalardan sağlıklı  sonuçlar alınabilmesi için  Halk Et ile ilgili tüm  sektör temsilcilerinin  görüşlerine  başvuracağız.   St. Petersburg un oteli Türkiye den  Türk Renaissance Development şirketi ve In  tercontinental Hotel Group  IHG , St. Peters  burg da ilk Crowne Plaza otelini açmak için  anlaşma imzaladı. Mart 2011 de açılması  planlanan otel 65 milyon Avro ya mal olacak.  Freşa limonataya girdi  Son dönemlerde hızla büyüyen limonata paza  rına madensuyu üreticisi Freşa da girdi. Mey  ve aroması ile madensuyunu bir araya getiren  Freşa, her mevsimin içeceği limonata ile de  meyve aromalı içeceklerde büyüyecek.  The Marmara dan bilet  Chicago müzikaline ev sahipliği yapan The  Marmara Şişli, müzikalin adını taşıyan   özel Chicago mönüsü  hazırlarken, otelde  konaklayanlara da Chicago Müzikali bileti  hediye ediyor.  ŞİRKETLERDEN  Krediyi duyan hayvancılığa koştu  Halk Et  projesi  tam gaz   MURAT GÜLDEREN  Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gök  han Günaydın, İstanbul Büyükşehir Be  lediyesi  İBB  tarafından kurulacak olan  Halk Et şubelelerinin Et ve Balık Kuru  mu nun çaresizliğinden ve basiretsizli  ğinden kaynaklandığını söyledi. Günaydın,  Et ve Balık Kurumu nun devlet tarafından  ülke hayvancılığını geliştirmek, teşvik et  mek, yurttaşlara uygun fiyattan ve sağlık  lı olarak et tedarik etmek amacıyla kurul  duğunu hatırlatarak  Ancak devlet ken  di eliyle hayvancılık politikasını bitirdi.  Tamamen dışa bağımlı hale geldik.  Halk Et in kurulacak olmasıyla da Et ve  Balık Kurumu nun iflasını bir kez da  ha gördük. Halbuki Halk Et projesi bu  kurumun görevidir  dedi. Et ve Balık Ku  rumu nun şu an tedarikçileri zengin etmek  ve tekel oluşturmak dışında bir politika iz  lemediğini anlatan Günaydın şöyle devam  etti:  Görüyoruz ki hayvan girişleri  artmasına rağmen fiyatlar düşmek bil  miyor. Çünkü büyük firmalar ellerin  deki stokları saklıyor. 13 TL ye karkas  et satılabilecekken 40 TL ye satılmaya  çalışılıyor. İhalede 45 firma şartname  alırken sadece 3 firma teklif verebiliyor.  Tedarikte tekelleşme olduğu sürece de  bu fiyatlar asla düşmeyecek. Aksine  artmaya devam edecek. Bundan Türkiye  zarar görüyor.   İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafın  dan kurulacak olan Halk Et in, kırmızı eti  eğer üreticiden uygun fiyattan alarak tü  keticiye de uygun fiyattan ve sağlıklı ola  rak satması halinde bunun yararlı bir pro  je olacağına da dikkat çeken Günaydın,   Ancak bu, belediyenin değil Et ve Ba  lık Kurumu nun işi olmalıydı  diye ko  nuştu. Günaydın ayrıca kur  banda gerekli hayvan gelme  si durumunda fiyatların belli  bir düzeyde kalabileceğini ancak  tedarikte tekelleşme olduğu sürece fi  yatların düşmesinin şu aşamada imk n  sız olduğunu kaydetti.  ekonomi@cumhuriyet.com.tr  4 EK M 2010 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA  EKONOMİ 13  CMYB  C M Y B  ANKARA PAZARI  YAKUP KEPENEK  Hemşin Kadınının  HES Kavgası  Geçen haftanın ortalarında haber  kanallarında şöyle bir haber yer aldı:  Rize nin Hemşin ilçesinde yapılm
            
    
