Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 20 EK M 2010 ÇARŞAMBA  6 HABERLER  AVRUPA  GÜRAY ÖZ  Sıranın Gelmesini  Bekleyenlere  Sevgili Deniz’i yitirdiğimizi arkadaşlar haber  verdiğinde pasaport kontrolünden geçiyordum.  Türklerin Almanya’ya “entegrasyonu” konulu bir  sempozyuma katılmak için yoldaydım. Deniz  mavi siyah bir sonsuzluğa giderken, Alman  Başbakanı Merkel, “Almanya’da çokkültürlü  toplum tezinin iflas ettiğini” ilan ediyordu.  Alman Cumhurbaşkanı Wulf ise Türkiye’nin resmi  konuğu olarak Ankara’daydı. O da “Türklerin  entegre olmadıkları yolundaki iddiaların doğru  olmadığını, bu iddianın tüm Türkler için  geçerli olamayacağını” açıklıyordu. Bizim  büyüklerimizse Almanya’daki Türklere “entegre  olun artık” buyruğunu verdiler aynı gün. Biz  Almanya’nın Essen kentinde Türklerin Alman  toplumuna uyumunu ve ama aynı zamanda  anadillerini öğrenme hakkını tartışırken,  Türkiye’de Kürtlerin anadillerini öğrenme hakkı  konusu da KCK duruşmaları nedeniyle bir kere  daha gündemdeydi.  TV kanalında izlediğim bir Kürt politikacısı  oğlunun “özgürlük için” dağa çıktığını anlatıyor,  KCK davasının hukuki değil, siyasi bir dava  olduğunu, bu nedenle hukuki değil siyasi bir  karar verilmesini istiyordu. Cüneyt Özdemir’in  KCK tutuklularının serbest bırakılmasını isteyen  Kürt siyasetçiye uzun süredir Silivri’de tutuklu  bulunanları hatırlatmasını ise, galiba telefon  bağlantısı pek iyi çalışmadığı için olsa gerek, o  arkadaş duymadı, doğal olarak bir yorum  yapamadı. Yoksa oradaki davanın da siyasi bir  dava olduğunu ve orada aylardır yatan aydınların  da serbest bırakılması gerektiğini söylerdi  herhalde.  Sevgili Deniz’i arkadaşları İstanbul’da  sonsuzluğa uğurlarken biz de yüreklerimizi  İstanbul’a doğru göndererek bu uğurlamaya  katıldık Essen’den. Onu anarken Vaziyet  köşesindeki sürekli uyarısını da anlattık. İnsanlar  tek tek toplama kamplarına ya da ölüme  götürülürken sıranın kendilerine gelmeyeceğini  zannedenlerin de, sıra geldiğinde, kendilerini  savunacak kimsenin kalmadığını nihayet  gördüklerinde duydukları hayreti pek güzel  anlatan o ünlü anekdot ve onu köşesinde sürekli  yineleyen Deniz hakkında konuşurken, HSYK  seçimlerinin sonuçlarını öğrendik. Uzaklarda  öğrenince bu türden ibretlik sonuçları “evet” ya  da “yetmez ama evet” diyen arkadaşların, insanı  savunacak insanların sayısının giderek azalıp  azalmadığı konusundaki düşüncelerini de merak  ettiğimizi itiraf ettik birbirimize. Kimisi umutsuzdu  ve “yetmez ama evet” diyenlerin şimdi de  “yetmez ama evet” diyeceklerini ve “artık  yeter” demeyeceklerini söylerken, ben de  sonsuz iyimserliğimle belki artık “gazetelerin ve  gazetecilerin muhalif olmak gibi bir  görevlerinin olmadığını” ilan eden genel  yönetmenin özlü sözüyle piyasaya çıkan pek yeni  bir gazeteyle birlikte postmodern zamanların  kahramanlarının da günün birinde “yeter artık”  diyebileceklerini anlatıyordum ki, güldü  arkadaşlar.  Karışık, karmaşık cümlelerle konşurken  “entegrasyon” denilen ucube kavrama fazla  yüklenmemeleri gerektiğini söyledim, bunu  söylerken, kimi zaman var olmayan durumları  anlatan kavramların insan eliyle üretilip piyasaya  sürüldüğünü, ama bu sanal kavaramların pek de  bir işe yaramadığını anlatmak istiyordum aslında.  Sürekli ve ısrarla “demokrasi”den söz ederken  Diyarbakır ve Silivri’yi unuttuğumuzu, hep  “demokrasi” ve hatta “ileri demokrasi” diyerek  yargıyı daha bağımsız, tarafsız kılmak isteyenlerin  sürekli ve ısrarla anlatarak daha bağımlı, daha  taraflı bir yargı yaratmaktaki müthiş ustalıklarını  da anlatmak istiyordum.  Anlatabildiğimi sanmıyorum.  Çünkü Frankfurt’ta da aynı kanıtlarla ve  Deniz’in bunca yıldır anlattıklarını da tekrar  ederek memleketteki son gelişmeleri, Anayasa  Mahkemesi’ni, HSYK durumlarını, KCK ve Silivri  davalarını, telefonları sürekli dinlenen, ama  sözlerine hiç ama hiç kulak asılmayan insanların  da artık sıraya girdiklerini söyledim de kimi  arkadaşlar “evet ama yetmez” diye yanıt  verdiler.  Evet, ben de öyle diyorum artık; “evet ama  size, bize bu kadarı yetmez arkadaşlar...”  Bizim bizi savunacak kimse kalmayana kadar  kulaklarımızı tıkamak, gözlerimizi kapatmak ve  artık zamanı geldiğinde acı gerçeği görmekten  başka çaremiz kalmamıştır. Gerçeği zamanında  görmek ve değiştirmeye çalışmak gerektiğini  anlatmıştı büyük ustalar, anlamak zordu  herhalde, anlayamadık.  Güle güle Sevgili Deniz. Sen hep uyardın, ama  herkes götürülürken sıranın kendisine  gelmeyeceğini zanneden Alman papaza  benziyoruz artık biz de.  eposta: guray@cumhuriyet.com.tr  Diyarbakır’da ikinci duruşması yapılan KCK TM davasında iddianamenin özeti okunmaya başlandı  Kürtçe savunma istemine retMAHMUT ORAL  DİYARBAKIR  Diyarbakır 6.  Ağır Ceza Mahkemesi, 103’ü tutuk  lu 19’u firar toplam 151 kişinin yar  gılandığı KCK Türkiye Meclisi da  vasında sanıkların Kürtçe savunma  taleplerini, Türkçe bildikleri anla  şıldığı için reddetti. Mahkeme, 7 bin  578 sayfalık iddianamenin özetinin  okunmasını kararlaştırdı.  Aralarında BDP’li 12 belediye  başkanı, il ve belediye meclis üye  leri, gazeteci, sendikacı, avukat, in  san hakları savunucusu ve sivil top  lum kuruluşu üye ve yöneticilerinin  bulunduğu, “devletin birliğini ve  bütünlüğünü bozmak, örgüt üye  si ve yöneticisi olmak, örgüte yar  dım etmek” suçlamalarıyla hakla  rında 15 yıl ile ağırlaştırılmış ömür  boyu arasında değişen hapis cezaları  istenen, 103 tutuklu, 19’u firarda,  toplam 151 sanıklı KCK Türkiye  Meclisi davasının ikinci oturumu dün  gerçekleştirildi. Aynı mahkemedeki  tutuklu sanık Serdar Ziriğ’in yar  gılandığı dava dosyasının bu dos  yayla birleştirildiği açıklanırken,  birleştirme kararıyla 103 olan tutuklu  sanık sayısı 104’e yükseldi.  Oturumda ilk olarak söz alan sa  nık avukatlarından Mehmet Bay  raktar, bir dilin yasaklanması ve en  gellenmesine ilişkin yasal düzenle  meler bulunmadığını belirtip, sa  nıklar ve mağdurlar için Kürtçe  tercüman hazır edilmesini istedi. Bu  nun üzerine mahkeme başkanı tüm  sanıkların eğitim ve sosyal ko  numlarından Türkçe bildiklerinin  anlaşıldığını, soruşturma safhasın  da sanıkların Türkçe savunma yap  tıklarını, tercüman aracılığıyla ya  pılacak yargılamanın yargılama sü  resini uzatacağını belirterek, oy  birliğiyle bu talebin reddine karar  verdiklerini açıkladı.  Mahkeme başkanı, ayrıca, sanık  vekillerinin iddianamenin okunma  ması ve özet okunmasına ilişkin ta  lebini ise sanıklara yüklenen suçun  anlatılması gerektiği gerekçesiyle  iddianamenin özetlenerek okunma  sını kararlaştırdıklarını söyledi. Ar  dından kimlik tespitine geçildi.  Mahkemeye protesto  Mahkeme başkanı, kimlik bilgile  rini Kürtçe anlatmak isteyen tutuk  lu sanıklara izin vermeyerek, dava  dosyasında yer alan bilgilerini oku  du. Sanıkların çoğu da protesto ama  cıyla, heyetin Türkçe sorularına  “evet, tabii, doğru, yanlış” anla  mına gelen Kürtçe “erê, belê, rast e,  ne rast e” sözcüklerini kullanarak ya  nıt verdi. Bazı sanıkların Kürtçe ko  nuşurken zorlanmaları izleyenleri  güldürürken emekli Astsubay Meh  met Abbasoğlu, anadilini bilmedi  ğini belirterek Türkçe konuştu. Sanık  Mehmet Tari de Kürtçe konuşarak,  “Kürt dili üzerindeki baskınızı ve  kararınızı kınıyorum” diyerek mah  keme heyetini protesto etti.  Sanıklar Ali Şimşek, Fırat Anlı,  Necdet Atalay, Zülküf Karatekin,  Hüseyin Kalkan, Nadir Bingöl,  Ferhan Türk, Emrullah Cin, Ay  dın Budak, Abdullah Akengin ve  Şeyhmus Dayan, isimleri okununca  Türkçe “buyurun” anlamına gelen  “Keremke” diye yanıt verdi. Tutuklu  sanıklardan avukat Siracettin Ir  mak, eski DİSKİ Genel Müdürü  Yaşar Sarı ve Abdurrahim Tan  rıverdi de kimlik bilgilerini mahke  meye Türkçe söyledi.  Salona takviye kuvvet  Sanıklardan bazıları okunan adres  bilgilerinin yanlış olduğunu ileri sü  rüp, Kürtçe olarak yeni adreslerini  söyledi. Ancak mahkeme başkanı  Kürtçe söylenenleri anlamayınca,  eski adres bilgilerini kayda geçirdi.  Duruşmanın öğleden sonraki bö  lümünde de savcılık iddianamenin  özetini okudu.  Bu arada, BDP’li milletvekillerden  birinin dünkü ilk duruşma sırasında  cep telefonuyla fotoğraf çektiği an  laşılması üzerine, duruşma salonun  da güvenlik önlemleri arttırıldı. Sa  londa önceki gün yalnız jandarma gö  rev yaparken, dün ise takviye olarak  salona polisler de alındı.  ‘Başbakan’ın meşruiyeti bitti’  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  BDP  Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,  BDP’nin aldığı oyların da “şaibeli olduğunu”  savunan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “2.5  milyon tehditle oy veriyorsa, senin başba  kanlığın bitmiştir, bir saniye bile o koltukta  durma, istifa et” yanıtı verdi. Bu açıklamayla  Erdoğan’ın, partisine oy verenleri “onursuz  lukla” suçladığını belirten Demirtaş, “Parti  tabanımızda Başbakan’ın meşruiyeti bit  miştir” görüşünü dile getirdi.  BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,  Başbakan Erdoğan’ın 2007 seçimlerinden  sonra yaptığı “balkon” konuşması ve referan  dum sonrasında, her oyun saygıdeğer olduğu  yönündeki sözlerini anımsatarak “Bilmiyo  rum, aradan uzun yıllar mı geçti, Sayın  Başbakan bu arada bir beyin ameliyatı mı  geçirdi, biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz  yoksa Kızılcahamam’da konuşan AKP ge  nel başkanı değil miydi anlayamadık doğ  rusu” dedi. Başbakan’ın “silah bırakın, öyle  sandığa gidin” sözlerine işaret eden Demir  taş, “Başbakan eğer bu çağrıyı PKK’ye ya  pıyorsa anlamlıdır. Hükümet bunun koşul  larını yaratır, PKK’nin legalleşmesini ka  bul eder, zeminini hazırlar, gel seçime gir,  der. Ama bu çağrıyı BDP’ye yapıyorsa, Al  lah akıl fikir versin diyorum” dedi.  Bu yaklaşımın açıkça bir siyasi partiyi  “suçlu gösterme çabası”, Anayasa Mahke  mesi’ne “suç duyurusu”, sokaktaki “çetele  re” de “BDP’ye saldırın” çağrısı olduğunu  kaydeden Demirtaş, “Eğer BDP’nin silahı  siyaset yöntemi olarak kullandığına dair  elinizde en küçük bir delil varsa bugün An  kara Cumhuriyet Savcılığı’na davet ediyo  rum. Elinizde delil yokken bir partiyi zan  altında bırakıyorsanız da iftiracısınız, ya  lancısınız” diye konuştu.  Milletvekilleri ağladı  Her oy kadar BDP’ye gelen oyların da  onurlu olduğunu kaydeden Demirtaş, “Or  tada bir şaibe varsa senin partinin içinde  dönen şaibelerdir Sayın Başbakan” dedi.  Demirtaş, kürsüden kapatılan HEP, ÖZ  DEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP’nin  logoları ile DTP milletvekili Mehmet Sin  car’ın da aralarında bulunduğu bazı Kürt si  yasetçilerin fotoğraflarını gösterdi. Bu sıra  da Başkanlık Divanı kürsüsünde bulunan  Kürt işadamı Savaş Buldan’ın eşi Iğdır  Milletvekili Pervin Buldan’ın da aralarında  bulunduğu bazı milletvekillerinin gözyaşla  rını tutamadığı görüldü.  Konuşmasında KCK davasını da değerlen  diren Demirtaş’ın bulunduğu kürsü ile grup  başkanlık divanı kürsüsü önüne, davadan tu  tuklanan partililerin kelepçelenmiş fotoğrafları  konuldu, bazı milletvekilleri de fotoğrafları  elinde taşıdı. Demirtaş, Kürtçe savunma yap  mak isteyen sanıkların bu taleplerine izin ve  rilmemesini eleştirdi. Demirtaş, “Senin mil  letvekillerinin mahkemeye düştüğünde  anadilde savunma yapma durumu yok ki  sorunu olsun. Biz anadilimizde savunma  yapmak istiyoruz” dedi.  ‘Gardiyanlar soruşturulsun’  BDP Genel Başkanı Demirtaş, daha önce  dile getirdiği, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde  kalanlara gardiyanlarca işkence yapıldığı  iddialarına dikkat çekerek, önceki gün 7 tu  tuklunun yaralandığını, revir yerine hücre  ye kapatıldığını belirterek Adalet Bakanlı  ğı’nın acilen müfettiş görevlendirmesini ve  “A takımı” diye nitelendirilen gardiyanlar  la ilgili soruşturma başlatılmasını istedi.  Grup toplantısında KCK TM davasında yargılananların kelepçeli fotoğrafları ön plandaydı.  DAĞA GÖNDERDİ İDDİASI  Dış Haberler Servisi  Danimarka  yargısı, Roj TV’nin banka hesapları üze  rindeki tedbirin kaldırılmasına karar ver  di. Danimarka’da Roj TV’yi kapatma  davası açılması kararıyla birlikte kanalın  banka hesaplarına da el konulmuştu.  Roj TV yöneticilerinin bu karara karşı  Kopenhag şehir mahkemesinde açtığı  davada, kanalın banka hesapları üzerin  deki tedbirin kaldırılmasına karar veril  di. Karara gerekçe olarak Danimarka  polisinin Roj TV yönetimini yasalar  hakkında yanlış bilgilendirmesi gösteril  di. Yargıç, “Polis Roj TV hesaplarına,  mahkeme masraflarını karşılamak  için el konulduğunu söylüyor. Ama  ifade özgürlüğü kamu giderlerinden  daha önemlidir” ifadesini kullandı. Da  nimarka başsavcılığı ise banka hesapla  rıyla ilgili davanın kapatma davasıyla il  gisi olmadığını vurguladı.  DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü  rosu)  Diyarbakır’da 16 yaşındaki  D.K’yi 600 TL’yi vererek dağa gön  derdiği iddiasıyla yargılanan BDP’li  Diyarbakır Büyükşehir Belediye Baş  kanı Osman Baydemir, beraat etti.  D.K, polis ve jandarmanın Baydemir  aleyhinde ifade vermesi için kendisine  baskı yaptığını belirtti.  D.K.’ye 600 TL verip, terör örgütü  PKK’ye militan olarak gönderdiği iddia  edilen Baydemir’in “örgüt üyeliği ve  yardım yataklık” suçlamasıyla yargı  lanmasına devam edildi. Duruşmada  KCK/TM davasında da yargılandığı için  adliyede olan Baydemir ve avukatları  hazır bulundu. Baydemir, savunmasında  D.K’yi tanımadığını ve bir araya gelme  diğini belirtti. Silaha her zaman karşı ol  duğunu ifade eden Baydemir, “Silaha  her zaman karşı çıktım. Herhangi bir  şekilde 16 yaşındaki bir kişinin silaha  sarılmasına yardımcı olduğum düşü  nülemez. Bu bana yapılan siyasi geç  mişimdeki en büyük iftiradır. Çabam  silahlı çatışma ve savaşın sona ermesi  ne yöneliktir” dedi. D.K. ise Baydemir  ile ilk kez mahkeme huzurunda bir araya  geldiğini, hakkında örgüt üyesi olmak  suçundan dolayı yapılan yargılama sıra  sında Şırnak’ın Silopi ilçesinde jandarma  ve polisin kendisine baskı yapması sonu  cu böyle ifade verdiğini anlattı. Mahke  me de Baydemir’in beraatine karar verdi.  ROJ TV’NİN HESAPLARI  BDP lideri Selahattin Demirtaş, ‘oyları meşru değil’ diyen Erdoğan’a grup toplantısında ağır yanıt verdi  KARAYILAN INDEPENDENT’A KONUŞTU ANKARA’DA KRİTİK GÖRÜŞMELER  ‘Olumlu bir şey olursa  ateşkesi uzatırız’  LONDRA (ANKA)  İn  giliz The Independent gaze  tesine konuşan PKK lideri  Murat Karayılan, PKK’nin  ay sonuna kadar uzattığı ateş  kese ilişkin “Olumlu bir şey  olursa eğer, tek taraflı ateş  kesi uzatırız” dedi.  Murat Karayılan, hafta so  nunda Kandil’de konuştuğu İn  giliz The Independent gazete  sine, “Türk otoritelerinin ba  rışçıl bir çözüm bulmaları  konusunda zamanın tüken  diğini” iddia etti. Örgütün ekim  ayı sonuna uzattığı tek taraflı  ateşkes konusunda karar ver  mek için 15 gün daha bekleye  ceğini söyleyen Karayılan, şöy  le devam etti: “Olumlu bir  şey olursa eğer, tek taraflı  ateşkesi uzatırız. Ancak so  mut adımlar yoksa, gelişme  leri değerlendirip kendimizi  savunmak için yapmamız ge  rekeni yaparız.”  The Independent de örgütün,  “Ankara’nın, ABD’den sağ  lanan gözetleme teknolojisi  nin desteği ve özel kuvvet  lerle PKK liderlerini hedef  alan daha sofistike bir ope  rasyon planlamasından  korktuğunu” yazdı.  Üçlü mekanizmanın  alt komitesi toplandı  ANKARA (Cumhuriyet  Bürosu)  PKK’ye yönelik ey  lem planının hızlandırılması  için başlatılan girişimler çer  çevesinde Türkiye, Irak ve  ABD’den oluşan üçlü meka  nizmanın alt komitesi dün  Ankara’da kritik bir toplantı  yaptı.  Türk, ABD ve Iraklı yetkil  lerin nisan ayından sonra ilk kez  üçlü mekanizma çerçevesinde  masaya oturduğu bu toplantıya,  Genelkurmay Başkanlığı, İçiş  leri Bakanlığı ve Dışişleri Ba  kanlığı’ndan yetkililer katıldı.  Toplantıda Irak’ı Ulusal Gü  venlik Bakanı Şirvan el Vai  li’nin yardımcısı, ABD’yi ise  Irak’taki komutanlığından bir  asker temsil etti. Ana günde  mini, PKK’ye karşı eylem pla  nının uygulamadaki ayrıntıları  nın oluşturduğu toplantıda bu  çerçevede atılan adımlar ve uy  gulama için yapılması gere  kenler ele alındı.  Toplantıda ayrıca bakanlar  düzeyinde yapılacak üçlü me  kanizma üst düzey toplantısı  nın hazırlıkları da görüşüldü.  Üçlü mekanizma üst düzey  toplantısının da bu ay içinde  yapılması öngörülüyor.  talyanlar  polisle  gerilim  yaşadı  DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)  KCK davasının dün görülen ikinci  oturumunda, insan hakları örgütleri adliye önünde sanıklara destek eylemine  devam etti. İtalyan grup ile polis arasında kısa süreli gerilim yaşandı.  Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken aralarında dış ülkeler  den gelen delegasyon temsilcilerinin de bulunduğu kalabalık bir grup, adliye bi  nasının yakınındaki Büyükşehir Belediye binası önünde toplandı. Önceki gün  başsavcılığın itirazı üzerine Yıldız Parkı’ndan sökülen çadır da belediye binası  önüne kuruldu. Davanın sağlık nedenleri ile tahliye edilen tek sanığı olan Sur  Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş çıkışta yaptığı açıklamada, “Mahkeme  Kürtçe savunmayı kabul etmeyerek politik bir karar vermiştir. Bu kararın  sürece katkısı olacak bir karar olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.  Hakkâri’de büyük operasyon  HAKKARİ (Cumhuriyet)  Hakkâri’de Ci  loSat Dağları’nda bir grup PKK’linin olduğu ih  barını alan güvenlik güçleri bölgede geniş çaplı  operasyon başlattı. Hakkâri Dağ ve Komando Tu  gay Komutanlığı’ndan havalanan helikopterler,  bölgeye özel eğitimli komandolar indirirken ope  rasyona köy korucuları da katıldı. Yaklaşık 3 bin  asker ve korucunun katıldığı operasyonun daha  çok CiloSat Dağı eteklerindeki Cehennem ve  Cennet vadilerinde yoğunlaştığı belirtildi.  Cezaevleri için Meclis’e mektup  İstanbul Haber Servisi  İnsan Hakları  Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonu, cezaevle  rinde yaşanan hak ihlalleri, işkence ve baskılara  dikkat çekmek için TBMM İnsan Hakları Ko  misyonu’na, Başbakan Recep Tayyip Erdo  ğan’a ve Meclis’te grubu bulunan partilere,  “Hapishanelerde neler yaşanıyor biliyor musu  nuz?” başlıklı mektuplar gönderdi. Galatasaray  Meydanı’nda toplanan İHD’liler adına konuşan  Ümit Efe, cezaevindekilerin görüş yasakları,  havalandırma ihlali, yemeklerin yetersiz olma  sı, televizyon kanallarının kesilmesi gibi hak ih  lallerine uğradıklarını söyledi.   
            
    
