Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 2 EK M 2010 CUMARTES  16  GÖRÜŞ  Prof. Dr. MUSTAFA AYSAN  Borcu Borçla Ödeme  Haberlere göre, Küçük ve OrtaBoy İşletmeler   KOBİ ler  için, geniş kapsamlı bir borçların   Yeniden Yapılandırılması Programı  oluşturmak  amacıyla Ankara da yoğun çalışmalar  yapılmaktadır. Gerçekten, işletmelerimizin büyük  çoğunluğunda borç ağırlıklı finansal yapılar  yaygındır ve işletmelerimiz, ekonomik bunalım  içinde geçmiş olan 2009 da borçların yüksekliği  nedeniyle sıkıntılı günler geçirmişlerdir. 2009  küresel bunalımı, borç yüksekliğinin saadece bizim  şirketlerimize özgü olmadığını ve dünyadaki hemen  tüm firmalarda borç sermaye oranlarının oldukça  yüksek bulunduğunu ortaya çıkarmıştır.  Bunalımdan kaynaklanan zararların olumsuz  etkilerinin hafifletilmesi önlemleriyle ilgili  çalışmaların yoğunlaştığı 2010 yılında,  alacaklılarına geri ödenmesinde güçlük çekilen  firma borçlarının yeniden yapılandırılması  konusunda hemen tüm ülkelerde hükümetlere  baskılar yapıldığı alınan haberlerden  anlaşılmaktadır. Bizde de Türkiye Odalar ve  Borsalar Birliği nde  TOBB  ve öteki özel kesim sivil  toplum kuruluşlarında, borçların yeniden  yapılandırılması konusunda kısa sürelerde sonuç  alabilmek için yoğun çalışmalar ve hükümet  ilgilileriyle görüşmeler yapılmaktadır. Haberlerden  anlaşıldığına göre, hükümet de bu çalışmalara  katılmaktadır.  Firma borçlarının yeniden yapılandırılması  konusunda ilk akla gelenler, işletmelerin kamu  kurumlarına borçlarının  gerçekleşmiş olduğu ve  vadeleri geldiği halde ilgili kurumlara türlü  nedenlerle ödenmemiş sosyal güvenlik primleri,  vergiler ve öteki ödentiler gibi  ertelenmesi  konusundaki isteklerdir. İkinci gruptaki yeniden  yapılandırma istekleri, vadeleri gelmiş banka  borçlarının yeniden yapılandırılması, eski banka  borçlarının yenileriyle ödenmesinin sağlanmasıyla  ilgilidir. 2001 bunalımından sonra yapılan ve   İstanbul Yaklaşımı  diye bilinen yöntemlerle  yapılan vadesi gelen banka borçlarının yeni  vadelere bağlanması konusunda uygulanan borç  erteleme yöntemi, bu tür uygulamanın en ünlü ve  geniş kapsamlı olanıdır. 2009 da bunalımdan  çıkma çabaları içinde, fazla dillendirmeden, birçok  işletmemiz, vadesi gelen borçlarını, borçlu oldukları  bankalarla anlaşarak, başarılı yeniden  yapılandırmalar ve borç ertelemeleri yapmışlardır.  Geçen yıl, bunalımı öteki ülkelere kıyasla daha hafif  atlatmamızın, bu borç yenilemeleriyle de yakından  ilgisi vardır. Bankacılarımız, öteki gelişmiş ülkelerin  çoğunda da yapıldığı gibi, bunalım içindeki yeniden  yapılandırma isteklerini, müşterileriyle anlaşmalar  yaparak çok iyi yönetmişlerdir.  Bununla birlikte, şimdi bunalımdan çıkarken  geniş ölçekli bir yeniden yapılandırma uygulamasını  yapmadan önce, işletmelerimizin, finansal yapılarını  bir kez daha gözden geçirmeleri zorunlu  gözükmektedir. Borçların yeniden yapılandırılması  sırasında çoğunlukla yapılan, eski dönemde  gerçekleşmiş faizlerin ana para tutarlarına  eklenmesi sonucunda ortaya çıkan faizli kalıntının,  yeni bir faiz haddine ve yeni bir vadeye  bağlanmasıdır. Firmayı kısa sürede rahatlatacak  böyle bir uygulamada, uzun sürede şirketin faiz  maliyetinin çok artacağı ve firmanın, böyle  çalışmaya devam etmesi halinde borçların geri  ödenmesinin güçleşmesi sorunuyla karşılaşması  kaçınılmaz olacaktır. Borçları yeniden  yapılandırmanın olağan sonucu,  faize faiz   eski  deyimiyle mürekkep faiz  ödenmesidir ki, bu sonuç  iyi finansal yönetim ilkelerine aykırı bir durumdur.  Kamu alacağının elde edilmesini erteleme  kararları da aynı sonuçları yaratacaktır; ancak bu  sonuçlar kamu kesimi yetkililerinin zarar yarar  çalışmaları sonuçlarına göre karara bağlanabilecek  uygulamalardır. Ancak burada, bütçemizin önemli  oranda açık bulunduğu ve bu nedenle, kamu  alacakları tahsilinde ertelemelerin, bütçe açığını  kapatmayı zorlaştıracağı ve enflasyon baskılarını  arttıracağı bellidir. Ama kamu borcunu erteleyen  firma için de ertelemelerin finansal zarar yaratması  söz konusudur ve bu tür ertelemelerin firmalar için  zararlı sonuçlar yaratabileceği de hesaba  katılmalıdır.  Bunalımdan çıkış senaryoları içinde firmalarımızın  borç ertelemeleri için iki kez düşünmelerinin ve  uzun vadeli k rlılık açısından yarar zarar hesaplarını  özenle yapmalarının yararlı olacağını sanıyoruz.  Rica Minnet  İmralı ile Ankara arasında mekik  dokuyanlar... ABD ye danışmaya giden  MİT Müsteşarı... Ve Irak ın kuzeyine  giden İçişleri Bakanı...  İçişleri Bakanı kimle görüştü?  ABD nin, Irak ı işgal ettikten sonra  kurduğu manda yönetiminin başına  getirdiği ağa ile... Haberlerden okuduk,  İçişleri Bakanı, ağaya  zatı liniz  demiş,   Bölgede saygınlığınız var  demiş,   Kandil in tavrını açık okuyamıyoruz.  PKK üzerinde etkinizi hissettiriniz   demiş.  Oysa, Türkiye Cumhuriyeti nin ricacı  olduğu ağa, şimdiye değin ABD  tarafından kendisine bağışlanmış  bölgede terör örgütü ile iç içe  yaşamaktan memnun. Zaten  söylenenleri fazla dinlememiş. Ağa,  Türkiye Cumhuriyeti nin bakanına,  büyük ağabey gibi uyarı ve tavsiyelerde  bulunmuş.  Açılım seçim yatırımı gibi  görülüyor. Devlet politikası haline  getirilmesi, daha fazla güven uyandırır   demiş,  Kürtlerin boykot kararı,  Türkiye deki siyasi süreçte dikkate  alınması gereken bir tavırdır   demiş.  Görüntü o ki, Irak ın kuzeyindeki  sırtını ABD ye yaslamış ağa, bizim  bakanın sırtını sıvazlayıp geri  göndermiş. Geri gönderirken de, lideri  olduğu Kürdistan Demokrat Partisi  resmi haber ajansı Peyamner e  açıklama yaptırmış:   Tarafların ayrıca Türkiye de haziran  ayında yapılacak olan genel seçimler  konusunda değerlendirmede  bulundukları ifade edildi.   Irak ın kuzeyindeki ağanın  Türkiye deki genel seçimlerle ilişkisi ne  ola ki?  Hep söylenirdi de inanmak  istemezdik:   AKP nin Güneydoğu milletvekilleri  arasında çok sayıda Barzanici var.   Eğer böyleyse, çok doğru,  Türkiye deki genel seçimlerle zatı lisini  Kürtlerin ağası ilan eden ilgilenmeyecek  de, kendisine ricacı olanlar mı  ilgilenecek?  Prensip  Şair dostumuz Metin  Turan ın geçen eylül ayı  içinde yazdığı  Ülkemin  Yorgun Akşamı  adlı  şiirinden bir dize:   yorulan her cumhuriyet  gibi sesine güz üşümesi  düşmüş yurdum.   İşte o yurdumdan bir  haber:  Biyokimya doktoru,  Malatya İnönü  Üniversitesi Rektörü Prof.  Dr. Cemil Çelik; Türk Dili,  İnkılap Tarihi ve  Atatürkçülük gibi  derslerin üniversite  öğrencilerine külfet  getirdiğini ileri sürerek bu  derslerin zorunlu  olmaktan çıkarılmasını  önermiş.  Öğrendik ki, aynı Cemil  Çelik, geçtiğimiz günlerde  Malatyalı gazetecilere   Prensibim, fazla  konuşmadan iş yapmaktır.  Çünkü bilim adamı fazla  konuşmaz  demiş.  Prensibine uysun,  yeter!  Onları  eve getir  Dil Derneği Kerim Afşar  Tiyatro Ödülü,  Onları Eve  Getir  adlı oyunuyla yazar  Funda Özşener e verildi.  Savaş karşıtı bir oyun  olan  Onları Eve Getir de  yazar, 40 yaşlarında bir  kovboy kalıntısı olan  Coni yi şöyle konuşturuyor:   Yumuşak ve sıcak olan  her şeye askerler  inanmalıdır. Annelere,  aileye, el örgüsü çoraplara,  Noel hediyelerine, evliliğe,  genç kızlara. Bir kurt kadar  vahşileşmiş, kulakları  uğuldayan bir askerin  bunların tümüne inanması  istenir. Üstünde  üniformanla kollarını açar,  aileni ve erdemi  kucaklarsın. Ne b..  yediğimizi, bu işin nasıl bir  b.. olduğunu bir kez olsun  itiraf etmezler. Biz savaşa  gideriz ve üç gün sonra  arkamızdan ağlamaya  başlarlar:  Geri dönün! ,   Çocuklarımızı geri ver! ,   Ah, kahrolası savaş!  ...Bir  Amerikalı için asker nedir  biliyor musun? Kendini  feda etmiş, masum bir  yavrucak... Birini  öldürürsün ve dünyadan  özür dilersin, birini daha ve  yine özür...   Bildik, kanıksanmış öykü  yineleniyor: Amerika  Irak tan çıkıyor, özür dileye  dileye... Geride bedeni  deşilmiş çocuklar, aklını  yitirmiş kadınlar, sakat  kalmış erkekler ve  kirletilmiş bir ülke bıraka  bıraka...  TSEK Kongresi nde  Recep Tayyip Erdoğan dan  sonra söz alan CHP lideri  Kemal Kılıçdaroğlu, esnafa  örnek verdi:   Ankara da bir evde suyun  bedeli 1.80, atık suyun bedeli  90 kuruş. Toplam 2.70.  İşyerinin fiyatını veriyorum  şimdi. Su 5 lira, atık su 2.5,  bedel 7.5 lira. Niye bu kadar  büyük fark var? Bu büyük  farklar bir anlamda esnafın  fatura ödemesine yöneliktir.  Zaten zor geçiniyor. Sayın  Başbakan ne kadar güzel  anlattı. Esnaf sabah dükk nına  gelir, Bismillahla dükk nını  açar, hatta ben katkı vereyim  Sayın Başbakan a. Dükk nın  etrafını temizler, içini temizler,  müşteri gelince güler yüzüyle  karşılar onu. Siftah yapar. Eğer  imk nı varsa yanında bir çırak  çalıştırır. Devlete hiçbir yükü  olmaz. Ve devlete ayrıca vergi  verir. Devletten de doğru  dürüst bir şey beklemez ama  devletin kendi üstünde özel  bir yük olmasını da istemez.  Esnaf budur. Peki, böyle bir  esnaf tablomuz varken siz  esnafı yok etmeye koşullanan  bir piyasayı nasıl  desteklersiniz, nasıl bu piyasa  iyidir dersiniz?   Yıllardır kafaları kurcalayan  o soruyu sormadan  edemeyeceğiz:  Kendisini yok etmeye  çalışanları desteklemeye  devam eden esnafımız  eziyet edilmekten ayrı bir  zevk mi alır?  Esnafa soru  Otizm ve Beslenme  SADIK ÇELİK  Son yıllarda tıptaki tüm baş  döndürücü ilerlemelere rağmen  otizm neredeyse sinsi ve önü  alınamaz bir salgın haline geldi.  Her 6070 çocuktan biri otistik;  birçok anne baba ya da anne  baba adayı çocuklarının otistik  olma korkusunu yaşıyor. Otizm  artışındaki en önemli nedenlerin  başında tıp otoriteleri sağlıksız,  niteliksiz endüstriyel gıdaların   besleyici değeri, vitamini,  minerali düşük, rafine edilmiş  ve  çevresel faktörlerin geldiğini  belirtmekteler.  Yapılan çeşitli araştırmalara  göre, otizm hastalığının  yaygınlaşmasında ekilebilir  toprakların sürekli ekilipbiçilmesi  ve aşırı kimyasal gübre ve ilaç  kullanılmasıyla fakirleşerek sebze  ve meyvelerdeki vitamin ve  mineral içeriğinin düşmesi,  Omega3 tüketiminin azalması,  ağır metal, antibiyotik ve  toksinlere fazla maruz kalınması  önemli etkenlerden bazıları.  Yapılan bu araştırmalar otizmin  yaygınlaştığını ve bu durumun  sadece genetik nedenli  olmadığını, olumsuz çevresel  faktörlerin de  su ve çevre  kirliliğinin  otizm tablosunun  oluşumunda çok daha önemli  etkilerinin olduğunu kuvvetle  düşündürmekte. Otizm,  uzmanlara göre sindirim  sisteminde başlayan,  sonuçlarını beyinde gösteren,  gelişimsel bozukluk  çerçevesinde seyreden bir  hastalıktır. Nitekim otistik  çocukların yüzde 76 ila yüzde  100 ünde mide ve bağırsak  problemi var. Otistik olguların  çoğu erken bebeklik çağında  tümüyle normaldir. Belli bir süre   genellikle 6 ay18 ay  geçtikten  sonra hastalık belirtileri ortaya  çıkmaya başlamaktadır. Otizmin  bu sıklıkla görülen şekline  regresif otizm denilmektedir.  Prof. Dr. Ahmet Aydın;   Bu  ebeveynler için yıkıcı bir  durumdur. Sapasağlam çocuklar  yavaş yavaş geriliyor ve normal  davranışlar sergileyemiyor. Otistik  çocukta çok fazla sayıda klinik  belirti tespit edilebilir; tabii  bunların hepsinin de aynı çocukta  olması şart değil. 2 aylık  bebek annesine bakar. Gülücük  atar ya da izleyerek buna benzer  tepkilerde bulunur. Ama otistik  çocuk böyle değil. Başlangıçta  her şey normal, daha sonra  gerileme başlıyor. Bir anlamda  çevreyle bağlantıyı koparıyor.  Çağırıldığında bakmıyor, hatta  ebeveyn tarafından çocukta  işitme problemi olduğu  düşünülüyor. Burada bir hekim  olarak size iş düşüyor. Teşhisi  koyup erken tedavide  yapabilirsiniz ya da aileye  söylemeyip, tedavi için çocuğun  en verimli olan çağı 15 yaşlarını  ortada var olan açığı kapatır  düşüncesiyle bekletebilirsiniz. Bir  başka yöntemde özel eğitim  deyip, aileyi bu tarafa  yönlendirebilirsiniz. Burada da  zaten hastalığı kabul etmiş,  sadece deklere etmemiş  oluyorsunuz. Ayrıca bu işle  uğraşanların çoğu da biyomedikal  tedavi yöntemini bilmiyorlar. Bu  yöntem Avrupa da yok gibi yine  Amerika da ve Türkiye de sayıca  az olsa da uygulayan hekimler  var. Birçok otistik çocuk acıdan,  sıcaktan ve soğuktan fazla  etkilenmiyor. Bu nedenle  yanabiliyor ve yarabere içinde  kalabiliyor. Bunun temel nedeni  otistik çocuklarda buğday  glüten   ve süt  kazein  proteinlerinin  yeteri kadar sindirilemeden kana  geçmesi sonucu bu proteinlerin  vücutta morfin etkisi yaratmasıdır.  Anlayacağınız, çocuk küçük  çapta kronik bir morfin  zehirlenmesi ile karşı karşıya  kalıyor. Bu nedenle çoğunda  tehlike ve korku duygusu yok.  Bu yüzden bu çocukların sürekli  gözetim altında tutulması ve boş  bırakılmaması gerekmektedir   diyor. Yapılan araştırmalar  sonucu bu çocuklarda en çok  kurşun zehirlenmesi  görülmekte, onu cıva  zehirlenmesi takip etmekte;  arsenik, kadmiyum, alüminyum  ve uranyum zehirlenmeleri ise  daha az görülmektedir.  Maalesef bu toksinlerin bazıları,  devamlı soluk alıp verdiğimiz  evlerimizin havasında, boya  badanasında, plastik pencere  doğramalarında, panjurda,  sentetik boyalı halılarda, sentetik  vernikli mobilyada, elektronik  eşyalarda, otomobillerde,  giysilerde, yiyeceklerde,  oyuncaklarda ve hatta gereksiz  yere yapılan aşılarla vücutta  cıvanın birikimiyle de mevcut  durumda. Bu toksinler başta  çocuklar olmak üzere bütün ev  halkının davranış, algılama,  bilişim ve motor fonksiyonlarında  değişik şiddetlerde bozukluklara  da neden olduğu bilinmekte.  Rafine ve doğal olmayan  gıdaların vitamin ve  minerallerden fakir olması zaten  yavaşlamış olan detoksifikasyon   toksik atımı  reaksiyonlarını daha  da tembelleştirmekte. Otistik  çocukların çoğunda bağırsak ve  mide problemi olduğu için  sindiremedikleri ve bir çeşit  morfin etkisi yaptığını  söylediğimiz gıdalara yönelik  diyetler hazırlanmalıdır.  İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi  Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları  Bölümünden Prof. Dr. Ahmet  Aydın; Bu çocukları paketlenmiş  gıdalardan, mısır ve pirinç  haricinde tüm tahıl ürünlerinden,  soyadan, ağır metal içeren  nesnelerden uzak tutmak sadece  yapılacaklardan birkaçı. Sonuç  olarak bunlar bir bütünün  parçalarını oluşturuyor. Bu  bütünü tamamlayabilmemiz için;  doğal yiyeceklerden oluşan bir  beslenme biçimi, glütensiz ve  kazeinsiz diyet, vitamin, mineral  ve amino asit eksikliklerinin  giderilmesi, bağırsak florasının  düzeltilmesi, sindirim enzimlerinin  takviyesi ve katkısız, doğal  yiyeceklerin yenmesi, ağır  metallerin temizlenmesi, ilaçlar ve  eğitim gibi tüm tedavi  basamaklarının uygulanması  gerekir   demektedir.  KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr  ÇİZGİLİK K MİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com  HARBİ SEMİH POROY  UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com  HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ  sadik.celik@keyveni.com.tr  Ders olsun  Kemal Kılıçdaroğlu,  partide ortak aklı öne  çıkarma sözüyle CHP  lideri olmuştu. Ancak,  zaman içinde partide  yine yalnızca birkaç  kişinin aklının öne  çıkmaya başladığı  gözlendi.  Örneğin; türbanı  çözme, türbanı  bağlayanların  sorunuydu; CHP  öncelemeye kalktı her  nedense...  Geçen hafta  Kılıçdaroğlu,  Her  şeyden önce uygar,  eşitlikçi, halkçı  anayasa  diyerek  doğruya yöneldi,  önceliği aldı.  CHP, nereden  geldiğini unutmamalı...  Nereye gideceğinin yön  çubuğu orada çünkü.  BULMACA SEDAT YAŞAYAN  SOLDAN SAĞA:  1  İran da Safevi  lerden bu yana bir  çok Türk kabilesine  ve boyuna verilen  ortak ad. 2  Bir göz  rengi... Yüz örtü  sü, peçe. 3  Yap  rakları güzel koku  lu bir bitki... Bir  nota. 4  Bir şeyin  yıkılmaması için  konulan destek. 5    Borazankuşu  da  denilen ve Güney Ameri  ka ormanlarında yaşayan  bir kuş... Yapısına girdiği  sözcüğe  kendi kendine   anlamı katan yabancı  önek. 6  Antalya nın bir  plaj bölgesi... Bir işteki  engelleri yenmede kesin  karar. 7  Deniz Kuvvetle  ri nde bir rütbe... Eski  Mısır da güneş tanrısı. 8   Bir nota... Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapı  sı. 9   Top yuvarlaktır  örneğinde olduğu gibi, aynı dü  şünceyi değişik terimlerle tekrarlamaya dayanan üslup ku  suru ya da oyunu.  YUKARIDAN AŞAĞIYA:  1  Everest e tırmanan dağcılara rehberlik yapmalarıyla ta  nınan Nepal halkı. 2  İngiltere de çok sevilen bir cins bi  ra... Erkek ya da dişi üreme hücresi. 3  Sarımsaklı yoğurt  ve çeşitli otlarla hazırlanan bir tür meze. 4  Ev işlerinde  çok çalışkan ve becerikli kadın. 5  N zım Hikmet in bir  oyunu... Telefon sözü. 6  Hint müziğine özgü telli bir çal  gı... Hastalıklı, sakat. 7  Katılmış, ulanmış parça... Ceviz...  Kobalt elementinin simgesi. 8  Şöhret... Gazete ya da der  ginin baskı sayısı. 9  Bazı ruh hastalarını yangın çıkarmaya  iten dayanılmaz arzu.  1 2 3 4 5 6 7 8 9  1  2  3  4  5  6  7  8  9  B I Z B I Z M E  A R A S Ü L Ü K  R A M P K E T E  B K A K A V A N  A D İ N A M İ E  R E N E T R O K  N O O Z A N  D E S İ K A T Ö R  O K Ç İ Ğ R A  1 2 3 4 5 6 7 8 9  1  2  3  4  5  6  7  8  9   CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 2 EK M 2010 CUMARTES  16  GÖRÜŞ  Prof. Dr. MUSTAFA AYSAN  Borcu Borçla Ödeme  Haberlere göre, Küçük ve OrtaBoy İşletmeler   KOBİ ler  için, geniş kapsamlı bir borçların   Yeniden Yapılandırılması Programı  oluşturmak  amacıyla Ankara da yoğun çalışmalar  yapılmaktadır. Gerçekten, işletmelerimizin büyük  çoğunluğunda borç ağırlıklı finansal yapılar  yaygındır ve işletmelerimiz, ekonomik bunalım  içinde geçmiş olan 2009 da borçların yüksekliği  nedeniyle sıkıntılı günler geçirmişlerdir. 2009  küresel bunalımı, borç yüksekliğinin saadece bizim  şirketlerimize özgü olmadığını ve dünyadaki hemen  tüm firmalarda borç sermaye oranlarının oldukça  yüksek bulunduğunu ortaya çıkarmıştır.  Bunalımdan kaynaklanan zararların olumsuz  etkilerinin hafifletilmesi önlemleriyle ilgili  çalışmaların yoğunlaştığı 2010 yılında,  alacaklılarına geri ödenmesinde güçlük çekilen  firma borçlarının yeniden yapılandırılması  konusunda hemen tüm ülkelerde hükümetlere  baskılar yapıldığı alınan haberlerden  anlaşılmaktadır. Bizde de Türkiye Odalar ve  Borsalar Birliği nde  TOBB  ve öteki özel kesim sivil  toplum kuruluşlarında, borçların yeniden  yapılandırılması konusunda kısa sürelerde sonuç  alabilmek için yoğun çalışmalar ve hükümet  ilgilileriyle görüşmeler yapılmaktadır. Haberlerden  anlaşıldığına göre, hükümet de bu çalışmalara  katılmaktadır.  Firma borçlarının yeniden yapılandırılması  konusunda ilk akla gelenler, işletmelerin kamu  kurumlarına borçlarının  gerçekleşmiş olduğu ve  vadeleri geldiği halde ilgili kurumlara türlü  nedenlerle ödenmemiş sosyal güvenlik primleri,  vergiler ve öteki ödentiler gibi  ertelenmesi  konusundaki isteklerdir. İkinci gruptaki yeniden
            
    
