23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Tiryakisi olduğunuz ya zarlar vardır. Hiç düşünmezsiniz bir gün köşesini bırakıp gideceğini. Yazar lar şehri Dublin’den dönerken uçak ta öğrendim Deniz Som’un ölü münü… Eleştirel bakışın zekâ, espri ve araştırmacı bir kalemle buluştuğu köşeydi “Vaziyet...” Yazılarıyla, duruşuyla silinme yecek belleklerden… Yazarlar şehri Ulster Bank Dublin Tiyatro Festivali gerçekten bir yazar lar şehri olan Dublin’in kül tür ve sanat alanında en önemli etkinliklerinden biri. Dublin’in nüfusu sadece bir milyon ama, tiyatro binala rının sayısı İstanbul’u katlar. Çoğu, geçmişten bugüne uza nan yapılar. Üç dil ustası; bir İrlandalı, bir İngiliz ve onlardan etkilendiğini her fırsatta söyle yen bir Amerikalı… “Beckett PinterMamet: Dilin Tadı” (Dilin Gücü de diyebilirsi niz) başlıklı buluşmanın dün ya çapında ünlü yazarları. Bu buluşma, 250 yıllık bir geçmişi olan ve1928’de tiyatroya dönüştürülen Gate Tiyatrosu’nda yaşandı festi val süresince. 82 yıllık geçmişine bakıldığında Orson Wells, James Mason, Michael Gambon, Ralph Fiennes, Liam Neeson Gate sah nesinden geçen sanatçılardan sadece birkaçı. Samuel Beckett’in doğu munun 100. yılında, 2006’da Dub lin Tiyatro Festivali kapsamında dü zenlenen Gate/Beckett etkinlikleri de yine bu tiyatroda yapılmış ve da ha sonra Lincoln Center’a gitmiş ti. Aynı yıl, 15. Uluslararası İstan bul Tiyatro Festivali’nde yönet men Pierre Chabert tarafından sahnelenen “Oyun Sonu” da İs tanbul’dan sonra Paris Beckett Fes tivali’ne davet edilmiş ve Peter Brook’un Tiyatrosu olarak da anı lan Theatre Du Bouffe Nord’da oynamıştı. 30 Eylül 17 Ekim tarihleri ara sında yapılan Ulster Bank Dublin Tiyatro Festivali’nde Beckett’in “Oyun Sonu” ve “Watt” (yazarın aynı adlı romanından seçilen me tinler sahneye uyarlanmış), Ha rold Pinter’in “Kutlama” ve Da vid Mamet’in “Boston Evliliği” ad lı oyunları bir bütün oluşturuyor. Ben, Owen Roe ve David Brad ley’in güçlü performanslarıyla Gen co Erkal ve Bülent Emin Ya rar’ın güçlü performanslarını kı yaslayama olanağını bulduğum “Oyun Sonu”nu izleyebildim bü yük tat alarak… Yazar ları bu kentin zenginliği… Dublin edebiya tı ve tiyatroyu seven bir şehir… Swifth’den Sheridan’a, Shaw’dan Wilde’a (yat tığı yerde kulakları çın lasın sevgili Şakir Ec z a c ı b a ş ı ’ n ı n ) , Synge’den O’Casey’e, W.B. Yeats’den James Joyce’a, Beckett’den Behan’a uzanan son suz bir kalem gücü ta rihine sahip çıkması nı bilen şehri sar malıyor… “Dub lin’li Yazarlar Müzesi” insa nın keyifle do laşacağı, ba kacağı, gö receği, din leyeceği, okuyacağı, düşü neceği ve de ken dimize dair pek çok şeyi ister iste mez sorgulayaca ğı iki katlı bir mekân. Abbey Tiyatro su 1904’te W.B. Yeats ve Lady Augusta Gre gory tarafından kurulmuş. Henrik Ibsen’in “John Gabriel Borkman” oyununu bu ol duğu gibi korunmuş tiyatroda izledim. Frank McGuiness yeniden kaleme almış Ibsen metnini. James McDonald ise Royal Court’da pek çok oyunu sahnelenmiş olan bir yönetmen. Klasik çizgilerini korumuş oyunun. Öte yan dan, salt İngiliz tiyatrosunun değil, dünya ti yatrosunun iki dev oyuncusu Fiona Shaw (Gunhild Borkman) ve Alan Rickman’ı (Gabriel Borkman) karşılıklı izlemek kolay bu lunur bir şans değildi kanımca… Ve Jan Klata Son yılların gözde Polonyalı yönetmenle rinden biri Jan Klata. Lupa ve Warlikows ki ile birlikte Polonya’dan yeniden esmeye baş layan tiyatro rüzgârlarını taşıyorlar dünyaya. Yönetmen ve sahne tasarımcısı Lupa yedi bu çuk saat süren ve de Andy Warhol’dan esinlenen “Fabrika 2” (Factory 2) ile Dub lin’in O’Really Tiyatrosu’na konuk olurken Jan Klata da ilk gösterimi 2008’de Warşova’da ya pılan “Danton Olayı” (Danton Case) ile Project Arts Center’da buluşuyor seyirciyle. Kendi yazdığı “Danton Olayı” devrimin nasıl da kendi adamlarını yediğini dile geti rirken sahnelemede üç çizgi dikkat çekiyor. Danton Robespierre ilişkisi ve bu insanlar çevresinde büyük bir hızla dönen aldatma, iha net, yalan çarkları… Yönetmen adeta fars sı nırına geçebilecek bir çizgide işliyor olayla rı... Disko müziğinden romantik melodilere uzanan bir atmosfer sahneyi sararken tasa rımda öne çıkan yön ise yaşamın sefaletini, çü rümüşlüğü vurguluyor… Renk skalası zengin oyuncular bir an bile düşmeyen tempolarıy la ihtilali, baskıyı, şiddeti tartışıyorlar… Bu nu dans ederken de yapıyorlar, sevişirken de… Çark sürekli dönüyor… Hiç arasız hemen he men üç saat süren “Danton Olayı”ndan çı karken kendi kendime sormadan edemiyorum oyundan ne denli etkilendiğimi… Galiba benim için etkilenmekten çok ilgi çeken bir yorumdu izlediğim… Son bir söz; Dublin Tiyatro Festivali’nin ana sponsoru Ulster Bank ama başta Arts Coun cil Ireland, Culture Ireland, Dublin City Council olmak üzere pek çok kurum ve ku ruluş kapı gibi duruyor festivalin arkasında… Bu arada, Culture Ireland’dan İstanbul Tiyatro Festivali ile 2012’de işbirliği yapmak için ge len önerinin de ayrıca memnuniyet verici ol duğunu belirtmeliyim. CMYB C M Y B 19 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA KÜLTÜR 17 KARŞILAŞMALAR İNCİ ARAL Geçmiş Olsun! Altmışlı yılların ortasında, Gazi Eğitim Enstitüsü Resimİş Bölümü’nde parasız yatılı öğrenciydim. Tarihi ana binadaydık. Radyatörler kireçlenmiş olduğu için kışın ısınamaz, yün başlık ve çoraplarla yatardık. Amerika’dan gelmiş dev sığır butlarıyla yapılan yemekler de kötüydü. Ama mutluyduk. Okulda sosyal faaliyetler; danslı eğlenceler, şiir ve edebiyat geceleri, tartışmalar düzenlenir, oyunlar sahnelenirdi. Öğretim kadrosunda tanınmış eğitimci ve sanatçılar vardı. Görüş ayrılıkları, öğrenci derneklerinin düzenlediği fakülteler arası toplantılarda uygarca tartışılırdı. Operaya, tiyatroya, Senfoni Orkestrası konserlerine giderdik. Anadolu’ya dağılacak genç öğretmenlerin her bakımdan donanımlı olmaları, çağdaşlaşma ve ilerlemede rol almaları amaçlanıyordu. Programlar, yaratıcılık ve özgür düşünceyi yeni kuşaklara aktaracak nitelikli insanlar yetiştirmeye yönelikti. Ekonomi kötü, yoksulluk ve cehalet diz boyu, sorunlar çoktu. Ama hak ve özgürlüklerin yeni anayasada tanımlandığı, bağımsızlık ve demokrasi özlemlerinin yükseldiği o heyecan verici yıllarda genç olmak çok güzeldi… Takkeliler Güven Park’ta toplanıp “Komünistler Moskova’ya!” diye bağırıyor olsalar da 68 gençliği yetişiyor, ülkenin geleceğine inancımız pekişiyordu. Gelecek bizdik! Mabedim olan görkemli kütüphane, tarih, felsefe, edebiyat ve bilimsel eserlerle dolu ve hep açıktı. Çağdaş sanatın en seçkin örneklerini içeren göz kamaştırıcı kataloglara bakabilir, ödünç kitap alabilir, çeşitli konuları araştırabilirdiniz. O kütüphanenin aydınlık, pırıl pırıl salonlarından geçmiş çok sayıda yazar, ressam ve müzisyen vardır. Rıfat Ilgaz, H. İzzettin Dinamo, İlhan Berk, Talip Apaydın, Fakir Baykurt, Adnan Binyazar, Özdemir İnce, Osman Şahin, Ahmet Telli, Rüştü Şardağ, Mustafa Ayaz, Adnan Turani, Habip Aydoğdu, Ali Candaş ve anamadığım daha pek çok isim… 1978’de Gazi’nin Resim Bölümü’ne atandım. Ortam tanıdık işleyiş bambaşkaydı. Çatışmalar nedeniyle öğrenime uzun süre ara verildiğinden hızlandırılmış öğrenim yapıyorduk. Sınıfın sağında ve solunda oturanlar birbirlerine diş gıcırdatıyor, derslik kapılarında polisler bekliyordu. Silahlı bir çatışmada müdür yardımcısı vurulunca enstitü yeniden kapatıldı. Ardından 12 Eylül ve emekli albay yeni bir müdür geldi. 125 öğretmenle birlikte görevden alındım, Balgat Ortaokulu’na sürüldüm. Birkaç ay sonra da bir buçuk yıl sürecek geçici görevle Talim Terbiye’ye gönderildim. Gördüm ki gericilik oraya da girmiş, her şey bitmiş! G.E.E. Milli Eğitimin kalbiydi. YÖK kapsamına alındıktan sonra gelenek ve deneyiminden yararlanma yerine yok edildi. Tutucu zihniyet önce M. Eğitim Bakanlığı’nda azgınca kadrolaştı ve yıllar içinde yetersiz, karmaşık bir yapboz sistemi kurdu. Kendi çocuklarını yurtdışında okutan dinci siyaset, halk çocuklarını imam hatiplere, cemaat yurtlarına doldurdu. Varılan nokta ise okulları tekkeye, üniversiteleri hapishaneye çevirmek ve sonunda yükseköğretimi polis düzenine teslim etmek oldu! Hepimize geçmiş olsun! Peki, eğitimi dogmaların ve çağdışı anlayışların hükmüne devrederek kendi ülkesinin geleceğini yıkmakta olan bu özgürlük, bilim, sanat düşmanlarına tepki göstermeyen, sinip boyun eğen rektörlerin, öğretim üyelerinin vicdanı sızlamıyor mu, bu millete hiç mi borçları yok? kultur@cumhuriyet.com.tr Rimini Protokol “Dağaçar Bey ve Çöpün Altın Tektoniği” ile Garajistanbul’daydı ‘Çöpten’ hikâyeler SENEM ÖZCAN Daha önce 2010 etkinlikleri kapsamında “Prometheus Ati na’da” belgeseliyle İstanbul’un konuğu olan Alman tiyatro top luluğu Rimini Protokol, 16, 17 ve 18 Ekim’de de “Dağaçar Bey ve Çöpün Altın Tektoniği” adlı oyunla Garajistanbul’un konu ğuydu. İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı’nın katkılarıyla “İstanpoli” projesi kapsamında sahnelenen oyunun yönetmenleri Helgard Haug ve Daniel Wet zel, katı atık toplayıcılarının hi kâyelerini sahneye taşıdı. Abdullah Dağaçar, Aziz İdi kurt, Bayram Renklihava, Mit hat İçten... Üçü Siverek’ten biri Mersin’den çocuk yaşta İstan bul’a “taşı toprağı altın” diyerek göç eden bu insanlar, hayallerini dile getirirken biri “Şimdiki ha yalim mutlu ve insanca yaşa maktır” diyor, diğeri “Altın de ğil tozun içinde yaşıyoruz ve bu tozdan faydalanıyoruz”. Kendi hayatlarını sahneye ta şıyan katı atık toplayıcılarıyla bir araya gelen yönetmenler, onla rın hayatlarına tiyatro aracılığı ile yakınlaşmaya çalıştıklarını, ara daki dil bariyerini aşmakta zor luk yaşadıklarını belirtiyorlar. Haug ve Wetzel bir yandan ka tı atık toplayıcıların gündelik rutinlerine eşlik edip diğer yan dan dünya piyasasında bakırın, demirin, altının fiyatlarına göre oluşan çöp piyasasına mikros kobik bir bakış sunuyorlar. Ha yatta kalma stratejileri ile kırıl gan zeminin hassas hareketlerini göz önünde bulunduran yönet menler, Deprem Gözlem Mer kezi’ni ve jeologları da oyuna dahil ediyorlar. Rimini Protokol, “Dağaçar Bey ve Çöpün Altın Tektoni ği” ile önümüzdeki aylarda Ruhr 2010 Kulturhauptstadt Europas, Berlin HAU, Rotter damse Schouwburg’a ve Ut reht Stadschouwburg’a turne düzenleyecek. Ulster Bank Dublin Tiyatro Festivali gerçekten bir yazarlar şehri olan Dublin’in kültür ve sanat alanında en önemli etkinliklerinden biri. Etkinlikteki “BeckettPinter Mamet: Dilin Tadı” başlıklı buluşma da dünya çapında yazarları bir araya getiriyor. ULSTER BANK DUBLİN TİYATRO FESTİVALİ’NDEN… Tiyatroveedebiyatısevenşehir Dosya No: 2008/61 Adana İli Seyhan İlçesi Kurtuluş Mahallesi/ köyünde tapunun sayfa 5186 cilt 44 Ada 1853 parsel 466 da kayıtlı 743.00’lık taşınmaz izalei şüyu kararına istinaden aşağıdaki şekilde ve Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24/12/2009 tarih ve 2009/256 esas ve 1991 sayılı kararına istinaden satılacaktır. 1 A Harfi ile gösterilen yerde NECATİ ÇABUK ait bina yarı karkas niteliğinde iki katlı bir yapı bu yapının ZEMİN KAT 14 nolu sokak cep heli ve giriş yapılmaktadır üst kat ise yan sokak 10 nolu sokaktan giriş yapılmaktadır zemin kat iş yeri olarak kullanılmakta zemin kaplaması karo duvarları sıvalı boyalı 54,00 m2 oturum alanlı ÜST KAT: Bu katta 10 nolu sokak 2/1 nolu kapıdan giriş yapılmakta demir merdivenle çı kılmaktadır. İki oda bir salon ve müştemilatından ibaret zemini karo duvarları sıvalı boyalı Mutfak tezgâhı mermer altı ve üstü dolaplı bu yapı nın mahalli rayiçlere ve alım satım fiyatlarına göre 30.240,00 TL değerinde olduğu, 2B Harfi ile gösterilen yerde TUNCAY KORAL ait yapı 10 nolu sokakta 4 nolu giriş olarak yapılmıştır. Zemin ve iki normal kat ve terası da bulunmaktadır. Mesken olarak yapılan bina Adana Görüntüleme röntgeni olarak kullanılmakta ZEMİN KAT Mesken olarak kullanılmakta bu bina üç oda salon ve müştemilatından ibaret olarak yapılmış zemini karo duvarları sıvalı boyalı ahşap doğramalı pencereleri demir şebekeli zeminde 112,00 m2 oturum alanlı ÜST KATLAR bu katlar görüntüleme röntgeni yeri olarak kullanılmakta her iki katta 3 oda 1 salon ve müş temilatından ibarettir mahalli rayiçlere ve alım satım fiyatlarına göre 124.000,00 TL değerinde olduğu, 3C Harfi ile gösterilen yerde DEDO DEMİR’e ait yapı bulunmakta bina yarı karkas tarzında yapılmış tek katlı sıvalı boyalı zeminde 56,00 m2 oturum alanlı iki oda bir salon ve müştemilatından ibaret olup mahalli rayiçlere ve alım satım fiyatlarına göre 16.800,00 TL değerinde ol duğu. Parsel üzerinde Asma ve Zeytin ağacı bulunmakta bu ağaçların değerinin ise 175,00TL değerinde olduğu ZEMİN DEĞERİ: Taşınmaz Yeni Baraj Mahallesi 14 sokak ile 68021 sokağın kesiştiği köşe başında bulunmaktadır. Taşınmazın bulundu ğu yer kullanım şekli ve imar durumu göz önüne alındığında 1 m2’sinin 680.00 TL değerinde olduğu zemin değerinin tamamı 505.240,00 TL değerinde olduğu, Parsel üzerinde bulunan yapılar ağaçlar ve zemin değerinin tamamı 676,455,00 TL Muhammen bedel üzerinden aşağıdaki şartlarda satılacaktır. İMAR DURUMU: E3 Ön Bahçesiz altı katlı sıra yapı nizamı D Yapı nizamı Satış Şartları: 1Satış 07/03/2011 PAZARTESİ günü saat 10.00’dan 10.15’e kadar Adana Adliye binasının 5. katında 408 nolu odada açık arttırma sure tiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecnunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artzıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 17/03/2011 PERŞEMBE günü Adliye bi nası 5 katta 408 nolu odada aynı saatlerde de ikinci arttırmaya çıkartılacaktır. Bu arttırmadada bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en art tıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mek tubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma Değer Vergisi, ihale pu lu, tapu harcının Binde 16,5 alıcıya Binde 16,5 ise satıcı durumunda bulunanların hisselerinden kesilecektir ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 2464 Sayılı kanunun 68. maddesi gereğince Tellaliye harcı satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddiaların dayanağı bel geler ile ONBEŞ gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacak lardır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt fai zi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya örneği gönderilebi lir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/61 Sayılı dos ya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İcra. İflas Kanunun 126 İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 69609) T.C. ADANA SULH HUKUK MAHKEMELERİ SATIŞ MEMURLUĞUNDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI PUSAN F LM FEST VAL Kültür Servisi Kürt film endüstrisini temsilen, Asya’nın en önemli sinema et kinliği olarak anılan 15. Pusan Uluslar arası Film Festiva li’ne sekiz Kürt fil mi katıldı. 715 Ekim tarihleri ara sında Güney Ko re’nin Busan şeh rinde gerçekleşen festivalde, “Kürt Sine ması: Fethedilmemiş Ruh” başlığı altında sergilenen filmlerin yanı sıra Kürt sineması nın ele alındığı bir de seminer düzenlendi. Festivaldeki Kürt programını hazırlayan Mustafa Gündoğdu, tıpkı Kürtlerin belli topraklardaki varlığı gibi Kürt sinemasının varlığının da sorgulandığını, bugün bulun dukları yerin bu sinemanın varlığını göster diğini belirtmesi boşuna değil. Çünkü Tür kiye, Irak, Suriye ve İran’da yaşayan Kürt kültürü içerisinde evrilen Kürt sineması, 2005’te Saddam Hüseyin’in düşüşünün ar dından Irak’taki Kürt bölgesinde açılan film okullarıyla gelişme şansı bularak son yıllar da üretilen filmlerle pek çok uluslararası festivale katılıyor ve ödüller alıyor. Festiva le katılan filmler arasında Türkiye’den Yıl maz Güney ve Şerif Sezer’in 1982 yapımı Altın Palmiye’li “Yol”u ve Miraz Bezar’ın 2009 yapımı “Min Dit ” filmi yer alıyor. Kürt filmleri Güney Kore’de
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear