23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2010 SALI 16 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR Gülmecenin Gücü Akıl, eleştirel mantıkla gülmeceye döküldü mü, o toplumda çok şey yerinden oynamış demektir. 12 Mart/12 Eylül ki, nice beyni hapislerde çürüttü, dal boyunlu delikanlıları idam sehpalarında sallandırdı, su gülüşlü genç kızları coplarla delik deşik etti... Kitap düşmanlığı o dönemde doruğa varmıştır. İnsanı insan kılan kitapları çöplüklerde yakanların yüreğinde kan değil, kara katran dolaşıyordu. İnsanlık dışı her türlü işkenceye başvurdular, ama ne yaptılarsa, aydınlanma öncesinde olduğu gibi, düşüncenin yayılıp beyinleri ışıtmasının önünü alamadılar. Türk toplumu, bu zorbalar yönetimini önce halk gülmeceleriyle eylemsiz kıldı, sonra tarihin kara sayfalarına gömdü. Gülmece, beynin bileyitaşıdır, zorbalığı paçavraya çeviren silahtır, halk bilgeliğinin akıl küpüdür. Bir ülkede olaylar gülmeceye konu olmuşsa tehlike çanları çalıyor demektir. Yeter ki çan sesleri işitilsin!.. Buraya aktaracağım şu küçük gülmece bunun kanıtı... İlker Çamkır’ın ‘bir hafta sonu gülümsemesi’ olsun diye ilettiği metin, ilk, Deniz Som’un Cumhuriyet’teki “Vaziyet” köşesinden yayımlandı. Bu öykü, her gün, her köşe başında anlatılmalı, ağızdan ağza dolaşmalıdır. Çamkır’ın zorbalığa ayna tutan gülmecesini bu köşede de konu edelim... Bizde yoksulların çocukları yeni yeni bilim adamı, yazar, sanatçı, rektör oluyor. Ülkede dar bir dönem yaşanmasın; yobaz kafalılar, karakuş gibi saldırıp kirli gagalarını önce onların aydınlık beyinlerine daldırıyorlar! Yaşlı bir köylü, tarlasında eskisi gibi çalışamadığı için dertliymiş. Susuz geçen bir yılın ardından toprak taşa dönmüş. Tek umudu, üniversitede rektör olan oğlunun gelip ona yardım etmesi. Oğlu ise, Ergenekon’un 41’inci dalgasından tutuklanıp cezaevine konmuş. Yaşlı baba, oğluna şu mektubu yazıyor: “Sevgili oğlum, anneni yitirdiğimizden beri hayatımın tadı kalmadı. Seni de alıp götürdüler. Üniversitede olduğun zamanlar hiç değilse telefonda sesini duyuyordum. Şimdi ondan da oldum. Bu yıl toprak öylesine sert ki, kazamıyorum. Bu durumda ekin de ekemeyeceğim. Biliyorum, tıpkı eski günlerdeki gibi, elinde olsa gelip tarlayı kazmama yardımcı olurdun.” Birkaç gün sonra oğlundan şu mektup geliyor: “Sevgili babacığım, sakın tarlayı kazma. Bütün cesetleri oraya gömdük. Sevgiler, oğlun.” Ertesi gün sabaha karşı saat 04.00’te polisler uzun namlulu silahlarla köyü çembere almış. Yaşlı çiftçiyi yatağından yaka paça kaldırıp apar topar tarlaya götürmüşler. Bütün tarlayı kazmışlar. Hiçbir şey bulamayınca, bir kazdıklarını bir daha kazmışlar. Kazdıkça kazmışlar, kazdıkça kazmışlar, yine bir şey bulamayınca geldikleri gibi gitmişler... O gün akşama doğru adam cezaevinde yatan oğlundan bu kez telgraf almış: “Sevgili babacığım, şimdi tüm ekinlerini ekebilirsin. Yanında olup eski günlerdeki gibi, tarlayı kazmayı çok isterdim. Ama bugünkü ortamda elimden ancak bu kadarı geldi. Kusura bakma...” Bu öykücük yalnızca Türk zekâsının bir ürünü değil, dünya gülmece seçkilerinde yer alacak denli de güçlü bir “kara mizah” örneğidir. Kimse, gülmecenin Aziz Nesin’le bittiğini sanmasın; kim bilir daha nice Aziz Nesin’ler yetiştirecektir Anadolu’nun bu kara yazgılı toprağı... binyazar@gmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr İ stanbul Kültür Sanat Vakfõ’nõn (İKSV) ye- ni mekânõnda, Haliç’i ve ötesini kucakla- yan o mücevher gibi binadaki odasõnda pu- rosunu tüttürerek dolu dolu bir gün bile otura- madan vefat etti Şakir Eczacıbaşı… Hepimi- zin umudu, isteği, arzusu o bir günü, bir hafta- yõ, bir ayõ, yõllarõ geçirmesiydi o odada … Ola- madõ. Şakir Eczacõbaşõ bir kültür ve sanat adamõy- dõ. Sinemaya tutkuluydu, Onat Kutlar’la bir- likte Sinematek’in kurucusuydu, kalemi kuvvetli bir yazar ve araştõrmacõydõ, müzikle beslenirdi, Kültür Girişimi’nin kurucularõndandõ, fotoğraflarõ insanõ derinden yakalardõ ve de tiyatro sevdalõ- sõydõ, tiyatroda yüzü hep evrensel değerlere dö- nük yaşadõ, sõnõrlarõn ötesine geçti… Sözlüğünde “ama” kelimesine asla yer vermeyen sağlam bir yöneticiydi. Hiç yitirmediği dinamizmini ve kõ- rõlmayan direncini, inadõnõ karşõsõndaki insana da aşõlardõ. Birlikte çalõştõğõmõz on altõ yõl boyunca hep beslendim bu elektrikten. Çok şey öğrendim onun sağlam duruşundan, pes etmeyen tavrõndan, girişimciliğinden. Sanõyorum ki bu öğrendiklerim, Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali’nin her ge- çen yõl giderek daha da güçlenmesi yönünde yol gösterdi bizlere, bana. TİYATRO FESTİVALİ’NİN ÖNCÜSÜ On altõ yõlda on iki tiyatro festivali gerçekleş- tirdik birlikte. On iki, çünkü 2001 yõlõnda, 13. Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali, hazõrlõk- larõmõzõn son aşamasõnda iptal edildi. 2001 eko- nomik krizi bizi de vurmuştu… İptal ve erteleme; alõnan karar doğruydu, ama çok üzücü bir durumla yüzleştiğimiz de bir gerçekti. Belki de, o gün Ti- yatro Festivali tamamen çõkabilirdi hayatõmõzdan. Ülkenin içine düştüğü ekonomik kaosun ibresi ka- rarõ kolayca o yöne doğru kaydõrabilirdi. İbre kay- madõ, çünkü başta Şakir Eczacõbaşõ, İKSV yö- netimi bu konuda ekonomik krize taviz vermedi. 2002 yõlõndan itibaren Tiyatro Festivali artõk iki yõlda bir yapõlõyor. Bu yaşadõklarõmõz nedeniyle “Tiyatro Festivali’nin Şövalyesi” derdim hep Şa- kir Bey’e. Hoşuna gider, muzip muzip gülerdi. İle- rici, yapõcõ ve inatçõ bir sanat adamõydõ. Zaman zaman benden festivalle ilgili bilgi alõrken birden aklõna tiyatroya ilişkin hoş bir anek- dot gelir ve keyifle anlatõrdõ. Kimi zaman Sha- kesperae’in dizelerinden, Bernard Shaw veya Oscar Wilde’õn deyişlerinden bölümler okurdu… Ezbere bilirdi hepsini. Müthiş bir hafõzasõ vardõ. Her seferinde hayranlõk ve zevkle dinlerdim onu. ÖZGÜR DÜŞÜNCE Özellikle Bernard Shaw ve Oscar Wilde’õ çok sevmesinin nedenlerini “Onların dogmalara karşı savaşımının yirminci yüzyılda özgür dü- şüncenin önünün açılmasında büyük katkıları görülmüştür, ikisi de İngiliz dilinin Shakes- peare’den sonra en çok okunan yazarları ol- muşlardır” sözleriyle açõklardõ Şakir Eczacõba- şõ. Sanatõn her alanõnda olduğu gibi, tiyatroda da sansüre, yasaklara karşõydõ ve zaman zaman bu- nun mücadelesini de verdi festival adõna... 1995 yõlõnda yazdõğõ ‘Bernard Shaw: Gülen Düşünceler’ adlõ kitabõnda, 1950’lerde “Yeni Ufuklar” dergisinde yayõmlamaya başladõğõ Shaw’õn düşüncelerine bir kez daha geri dönmüş ve onun savaş, siyaset, bilim, din, sanat, sanatçõ, eğitim üstüne görüşlerini yansõtmõştõr. 2002 yõlõnda ise Oscar Wilde’õn dünyasõnda dolaşõr Eczacõba- şõ... “Oscar Wilde: Tutkular, Acılar, Gülüm- seyen Deyişler” adlõ kitabõnda yazarõn yapõtlarõyla yaşamõ arasõnda kurduğu köprüleri kendi pence- resinden irdeler. Kitap, yoğun bir okuma ve ince- leme ürünüdür. Bir yaşamõn ötesinde, bir dönemi ve o dönemin siyasal düşünce akõmlarõnõ ele alõr. Şimdilerde ise büyük bir titizlikle yazdõğõ ken- di kitabõnõ, kendi dünyasõnõ, anõlarõnõ, görüşle- rini, dünyaya bakõşõnõ bekliyoruz Şakir Eczacõ- başõ’nõn. MUHSİN ERTUĞRUL VE... Muhsin Ertuğrul, Şakir Eczacõbaşõ’nõn ha- yatõnda önemli bir isimdir. 1950’li yõllarda ya- kõn dostu Tunç Yalman’la birlikte Vatan ga- zetesinin “Sanat Yaprağı”nõ yayõmlarken ta- nõr Ertuğrul’u. 1960’larda yakõn dost olurlar. “60. Sanat Yılı’nda Muhsin Ertuğrul’a Saygı” adlõ kitap, Şakir Eczacõbaşõ’nõn yönetiminde de- ğerli kültür sanat insanlarõnõn girişimleriyle 1969’da çõkar. 1972 yõlõnda ise, Abdi İpekçi’nin Milliyet gazetesinin sanat eki olarak çõkarttõğõ, Zeynep Oral ve Akal Atilla’nõn yönettiği Mil- liyet Sanat dergisine de emeği geçecektir Şakir Eczacõbaşõ’nõn. Muhsin Ertuğrul’un, altõ cilt olarak tasarlan- mõş olan anõlarõ vefat ettiği 1979’da henüz bit- memiştir. Daha sonra Prof. Dr. Özdemir Nut- ku’nun çalõşmalarõyla bütünleştirilen bu anõlar Şakir Eczacõbaşõ’nõn girişimleriyle Dr. Nejat Ec- zacõbaşõ Vakfõ’nca “Benden Sonra Tufan Ol- masın” adõyla 1989’da yayõmlanõr. Muhsin Er- tuğrul’un tiyatro yazõlarõnõ ve denemelerini içe- ren “Gerçeklerin Düşleri” de yine Şakir Bey ta- rafõndan Eczacõbaşõ Vakfõ’nca yayõnlanmõştõr. Bu eserler Türk tiyatrosunun önemli kaynak kitap- larõdõr. Görüldüğü gibi; Şakir Eczacõbaşõ’nõn tiyatro düşleri, tiyatro projeleri ve tiyatro sanatõnõn in- sanlõğõn ortak değerlerini vurgulayan yönü zengin, aydõnlõk, bilgiye, düşünceye açõk bir dünyadõr. 2008 yõlõnda, 16. Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali sunuş yazõsõnda şöyle diyordu Şakir Ec- zacõbaşõ: Her gece yüzlerce ülkede, binlerce perde açan tiyatro… İnsanlõğõ, insanlarla, insanlara anlatan tiyatro… İnsanlar arasõ sõnõrlarõ tanõmayan tiyatro… İnsanõn iç dünyasõnõn derinliklerini araştõran, in- sanõ insan yapan duygularõ açõklayan tiyatro… Bağnazlõğa, tutuculuğa, gericiliğe, durgunluğa karşõ çõkan tiyatro… Zaman aşõmõna uğramayan gerçekleri dile ge- tiren çağlar üstü tiyatro… Sözü, düşünceyi, inancõ yücelten tiyatro… İnsanõn daha yüksek aşamalara erişeceğine inanan tiyatro… İnsanõn en karanlõk günlerinde bile perdelerini umuda, barõşa, sevgiye açan tiyatro… İşte otuz üç oyunu içeren böyle bir şenlik su- nuyoruz tiyatroseverlere… Mayõs 2010’da yine böyle bir şenlik sunmak umuduyla, hoşça kalõn, sevgili Şakir Eczacõbaşõ… Şakir Eczacõbaşõ’nõn tiyatro düşleri ve projeleri zengin, aydõnlõk, bilgiye, düşünceye açõk bir dünyaydõ UĞUR HÜKÜM PARİS - Bugün, Vesoul kentinde başlayacak olan 16. Uluslararasõ Asya Sinemalarõ Festivali (FI- CA), 2005’te 61 yaşõnda yitirdiğimiz Ömer Ka- vur’u “Tüm Yapıtlarına Saygı” ile anacak. Fes- tivalde, Kavur’un, aralarõnda “Yatık Emine”, “Yusuf ile Kenan”, “Ah Güzel İstanbul”, “Kı- rık Bir Aşk Hikâyesi”, “Anayurt Oteli” ve “Ge- ce Yolculuğu”nun da bulunduğu yapõtlarõ gös- terilecek. 2 Şubat’a kadar sürecek festivalin resmi yarõş- malõ bölümüne genç Türk yönetmen Selda Çiçek ilk uzun metrajlõ filmi “İncir Çekirdeği” ile ka- tõlacak. “İnsan ve Doğa” başlõklõ özel bölümde gösterilecek 17 film arasõnda ise, Nuri Bilge Cey- lan’õn “Mayıs Sıkıntısı” (1999) adlõ yapõtõ da yer alacak. Yurtdõşõnda ilk kez 14 filmiyle toplu gös- terisi yapõlacak Kavur, Paris’te gazetecilik ve sinema okumuştu. Filmleri 1988 ve 1997’de Cannes Film Festivali ve 1996’da da La Rochelle Festiva- li’ne katõlmõştõ. Bir dö- nem Fransa’da en tanõnan ve sevilen “Türk si- nemacı” olan Kavur, ünlü Fransõz yazar ve yö- netmen Alain Robbe-Grillet’nin de asistanlõğõ- nõ üstlenmişti. “Fransa’da Türkiye Mevsimi” çerçevesinde düzenlenen “Ömer Kavur’a Saygı” dõşõnda, sanatçõnõn eşi, çağdaş resim dünyasõnõn önemli sanatçõ- larõndan Selma Gürbüz de eserlerinden bir seç- meyi Vesoul’da sergileye- cek. Yine “Türkiye Mevsimi” kap- samõn- da 29 Ocak’ta düzenlenecek, festivalin gelenek- sel “Kültürel Çeşitlilik Gecesi”nin onur konu- ğu da Türkiye. Gecede ve festivalde Defne Gür- soy, Gönül Dönmez-Colin ve Mehmet Basut- çu gibi gazeteci, yazar ve araştõrmacõlar Türk si- nemasõ ve kültürü üzerine konuşup, festival izle- yicileriyle sohbet edecekler. Ayrõca festivalin yarõşmalõ filmler jürisinde yer alan sinema ve tiyatro sanatçõsõ, çevirmen Serra Yılmaz da Fransõz sinemaseverlerin, Ferzan Özpetek’in İtalya’da çevirdiği filmler aracõlõğõyla yakõndan tanõdõğõ bir kişilik. Toplam 17 filmin yarõştõğõ FICA jürisinin başkanõ ise, “Tay- van Yeni Dalgası” diye bilinen akõ- mõn kurucularõndan Wan Jen. 8 gün sürecek ve 80 filmin gös- terileceği festivalde, 7 bölümlü FICA’nõn “Resmi Yarışma” kategorisinde 2’si Çin, diğer- leri Endonezya, Filipin, Hin- distan, İran, Kore (Güney), Tayvan ve Türkiye yapõmõ 9 film yer alõyor. Aynõ bö- lümde 2’si Endonezya, bi- rer de Afganistan, Hindis- tan, İran, Kamboçya, Tay- van ve Vietnam 8 film da- ha var. Fransa’da Ömer Kavur’a saygı TiyatroFestivali’ninşövalyesi ‘Bana William Deyin’ İzmir’de Kültür Servisi - Bizim Tiyatro, Prof. Dr. Özdemir Nutku’nun yazõp yönettiği, Zafer Diper’in rol aldõğõ, ‘Bana William Deyin’ adlõ oyunu 29 Ocak’ta saat 18.30 ve 20.30’da ve 30 Ocak’ta ise saat 16.30 ve 20.30’da Fuar İzmir Sanat’ta sahneleyecek. İstediği rollere bir türlü kavuşamamõş bir oyuncunun bir soyunma odasõnda; düş ve gerçek arasõnda, Shakespeare metinlerinden bölümler oynamasõ / yorumlamasõ üzerine kurulu oyunun dramaturgluğunu Prof. Dr. Hülya Nutku; dekor ve giysi tasarõmõnõ ise Doç. Dr. Selda Kulluk Yerdelen üstleniyor. (0 232 483 56 52 / www.bizimtiyatro.net) ‘Yazmak Eylemdir’ yarışması Kültür Servisi - Karikatür Vakfõ tarafõndan düzenlenen 16. Uluslararasõ 7 -17 Karikatür Festivali 16 - 19 Nisan tarihleri arasõnda dört gün boyunca Ankara’da yapõlacak. Festival kapsamõnda yer alan ‘Yazmak Eylemdir’ konulu yarõşma 7-17 yaşlarõ arasõndaki tüm çocuklara açõk. Yarõşmada ödül alan karikatürcü 16 - 19 Nisan tarihinde yapõlacak 16. Uluslararasõ 7-77 Karikatür Festivali’ne davet edilerek 7-17 Karikatür Yarõşmasõ karikatür sergisi açõlõşõnda ödülünü alacak. Sonuçlarõ 1 Nisan’da duyurulacak olan yarõşmanõn karikatür sergisi daha sonra Türkiye içinde ve yurtdõşõnda çeşitli kentlerde açõlacak. Yarõşmacõlar karikatürlerini 15 Şubat’a dek “7-17 Karikatür Yarõşmasõ - PK:364 Yenişehir 06443 Ankara” posta adresine gönderebilirler. Kültür Servisi - İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun oyu- nu “Annemin Cesareti”, Üsküdar Tekel Sahnesi’nde sahneleniyor. George Tabori’nin yazdõğõ oyunu çevi- ren ve yöneten ise Nesrin Kazankaya. Kõz kardeşini ziyaret için evinden çõkan yaşlõ Yahudi bir kadõnõn tren- le toplama kampõna gönderilmesi sürecini anlatan oyun için yönetmeni Kazankaya, “II. Dünya Savaşı, Na- zizm ve soykırım vahşeti, tiyatro ve edebiyat için es- kimeyecek ve eskitilmemesi gereken konular” diyor. Nazizm,soykırımvebirkadın 17 yõl sonra iskelesiz Ayasofya Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajan- sõ’nõn bir yõldõr sürdürdüğü restorasyon çalõşmalarõ kapsa- mõnda, 17 yõldõr Ayasofya Mü- zesi’nin içinde bulunan 180 ton ağõrlõğõndaki demir iskelenin son parçalarõ, dün Ayasofya Müzesi’nde yapõlan basõn top- lantõsõnõn ardõndan söküldü. Son yapõlan çalõşmalarda kubbe- nin kuzeydoğu çeyreğinde bu- lunan ‘serafim meleği’nin yü- zü açõlarak 1849’dan bu yana ilk defa ortaya çõkarõldõğõnõ, bu yeniliğin de müzenin ziyare- tinde büyük bir artõş sağladõğõnõ belirten Ayasofya Müze Baş- kanõ Doç. Dr. A. Haluk Dur- sun “1992’de başlatılan ana kubbe restorasyonları için kurulan iskele, bugün sö- küldü. Bundan sonra yarım kubbeler, mermerler ve diğer bölgelerde daha küçük çapta ve hacimde iske- lelerle çalışmalar sür- dürülecek. Bu is- keleler ana me- kânın kubbe derinliğini ve yapının mimari ihtişamını gölgeleyen bir tarzda olma- yacak” şeklinde konuştu. Ajans’õn Ayasofya’daki çalõş- malarõnõn ikinci aşamasõnõ ga- leri katõnõn onarõmõ oluşturu- yor. Ayrõca, I. Mahmut Kü- tüphanesi, I. Mahmut Şadõrvanõ ve Sõbyan Mektebi’nin resto- rasyonlarõ, üzerlerinde “Hz. Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin” isimlerinin yazõlõ olduğu, 7.5 metre ça- põndaki dünyanõn en büyük hat levhalarõ kabul edilen lev- halarõn konservasyonu ve res- torasyonu ile Ayasofya’nõn iç mekân aydõnlatmasõnõ sağlayan kandilliklerin ve maksurelerin restorasyonu da Ajans’õn ça- lõşmalarõ kapsamõnda yer alõ- yor. Öte yandan yapõ, Ayasof- ya Cephe Acil onarõm işi kap- samõnda Ayasofya Bilim Ku- rulu’nun denetiminde gerçek- leştirilecek cephe restorasyonu ile yapõya zarar veren çimen- to esaslõ derzler ve sõvalardan yapõ arõndõrõlacak. 1 6 . U L U S L A R A R A S I A S Y A S İ N E M A L A R I F E S T İ V A L İ Kültür Servisi - İstanbul Kültür Sanat Vakfõ’nõn (İKSV) Deniz Palas Apartmanõ’ndaki yeni binasõnda yer alan performans mekânõ Salon’da, bu akşam gerçekleştirileceği duyurulan Emiliana Torrini konseri, İKSV Yönetim Kurulu Başkanõ Şakir Eczacõbaşõ’nõn vefatõ nedeniyle ertelendi. Yeni konser tarihi, önümüzdeki günlerde açõklanacak. Emiliana Torrini konserinin 26 Ocak tarihli biletleri, yeni konser için de geçerli olacak. Torrini konseri iptal edildi Ayasofya Müzesi’nin ana kubbe restorasyonları için kurulan iskele söküldü. ŞakirEczacıbaşı Alin Taşçıyan, FIBRESCI Başkan Yardımcısı Kültür Servisi - SİYAD (Sinema Yazarlarõ Derneği) üyesi, sinema eleştirmeni Alin Taşçõyan, dün Bari’de gerçekleştirilen FIPRESCI (Uluslararasõ Film Eleştirmenleri Federasyonu) Genel Kurulu’ndaki oylama sonucunda, iki yõllõğõna FIPRESCI Başkan Yardõmcõlõğõ’na getirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear