Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2010 SALI
16 KÜLTÜR
AYNA
ADNAN BİNYAZAR
Gülmecenin Gücü
Akıl, eleştirel mantıkla gülmeceye döküldü
mü, o toplumda çok şey yerinden oynamış
demektir.
12 Mart/12 Eylül ki, nice beyni hapislerde
çürüttü, dal boyunlu delikanlıları idam
sehpalarında sallandırdı, su gülüşlü genç kızları
coplarla delik deşik etti...
Kitap düşmanlığı o dönemde doruğa
varmıştır. İnsanı insan kılan kitapları
çöplüklerde yakanların yüreğinde kan değil,
kara katran dolaşıyordu.
İnsanlık dışı her türlü işkenceye başvurdular,
ama ne yaptılarsa, aydınlanma öncesinde
olduğu gibi, düşüncenin yayılıp beyinleri
ışıtmasının önünü alamadılar.
Türk toplumu, bu zorbalar yönetimini önce
halk gülmeceleriyle eylemsiz kıldı, sonra tarihin
kara sayfalarına gömdü.
Gülmece, beynin bileyitaşıdır, zorbalığı
paçavraya çeviren silahtır, halk bilgeliğinin akıl
küpüdür.
Bir ülkede olaylar gülmeceye konu olmuşsa
tehlike çanları çalıyor demektir.
Yeter ki çan sesleri işitilsin!..
Buraya aktaracağım şu küçük gülmece
bunun kanıtı...
İlker Çamkır’ın ‘bir hafta sonu gülümsemesi’
olsun diye ilettiği metin, ilk, Deniz Som’un
Cumhuriyet’teki “Vaziyet” köşesinden
yayımlandı.
Bu öykü, her gün, her köşe başında
anlatılmalı, ağızdan ağza dolaşmalıdır.
Çamkır’ın zorbalığa ayna tutan gülmecesini
bu köşede de konu edelim...
Bizde yoksulların çocukları yeni yeni bilim
adamı, yazar, sanatçı, rektör oluyor.
Ülkede dar bir dönem yaşanmasın; yobaz
kafalılar, karakuş gibi saldırıp kirli gagalarını
önce onların aydınlık beyinlerine daldırıyorlar!
Yaşlı bir köylü, tarlasında eskisi gibi
çalışamadığı için dertliymiş. Susuz geçen bir
yılın ardından toprak taşa dönmüş. Tek umudu,
üniversitede rektör olan oğlunun gelip ona
yardım etmesi. Oğlu ise, Ergenekon’un 41’inci
dalgasından tutuklanıp cezaevine konmuş.
Yaşlı baba, oğluna şu mektubu yazıyor:
“Sevgili oğlum, anneni yitirdiğimizden beri
hayatımın tadı kalmadı. Seni de alıp götürdüler.
Üniversitede olduğun zamanlar hiç değilse
telefonda sesini duyuyordum. Şimdi ondan da
oldum.
Bu yıl toprak öylesine sert ki, kazamıyorum.
Bu durumda ekin de ekemeyeceğim. Biliyorum,
tıpkı eski günlerdeki gibi, elinde olsa gelip
tarlayı kazmama yardımcı olurdun.”
Birkaç gün sonra oğlundan şu mektup
geliyor:
“Sevgili babacığım, sakın tarlayı kazma.
Bütün cesetleri oraya gömdük. Sevgiler,
oğlun.”
Ertesi gün sabaha karşı saat 04.00’te polisler
uzun namlulu silahlarla köyü çembere almış.
Yaşlı çiftçiyi yatağından yaka paça kaldırıp
apar topar tarlaya götürmüşler. Bütün tarlayı
kazmışlar. Hiçbir şey bulamayınca, bir
kazdıklarını bir daha kazmışlar. Kazdıkça
kazmışlar, kazdıkça kazmışlar, yine bir şey
bulamayınca geldikleri gibi gitmişler...
O gün akşama doğru adam cezaevinde
yatan oğlundan bu kez telgraf almış:
“Sevgili babacığım, şimdi tüm ekinlerini
ekebilirsin. Yanında olup eski günlerdeki gibi,
tarlayı kazmayı çok isterdim. Ama bugünkü
ortamda elimden ancak bu kadarı geldi. Kusura
bakma...”
Bu öykücük yalnızca Türk zekâsının bir ürünü
değil, dünya gülmece seçkilerinde yer alacak
denli de güçlü bir “kara mizah” örneğidir.
Kimse, gülmecenin Aziz Nesin’le bittiğini
sanmasın; kim bilir daha nice Aziz Nesin’ler
yetiştirecektir Anadolu’nun bu kara yazgılı
toprağı...
binyazar@gmail.com
kultur@cumhuriyet.com.tr
İ
stanbul Kültür Sanat Vakfõ’nõn (İKSV) ye-
ni mekânõnda, Haliç’i ve ötesini kucakla-
yan o mücevher gibi binadaki odasõnda pu-
rosunu tüttürerek dolu dolu bir gün bile otura-
madan vefat etti Şakir Eczacıbaşı… Hepimi-
zin umudu, isteği, arzusu o bir günü, bir hafta-
yõ, bir ayõ, yõllarõ geçirmesiydi o odada … Ola-
madõ.
Şakir Eczacõbaşõ bir kültür ve sanat adamõy-
dõ. Sinemaya tutkuluydu, Onat Kutlar’la bir-
likte Sinematek’in kurucusuydu, kalemi kuvvetli
bir yazar ve araştõrmacõydõ, müzikle beslenirdi,
Kültür Girişimi’nin kurucularõndandõ, fotoğraflarõ
insanõ derinden yakalardõ ve de tiyatro sevdalõ-
sõydõ, tiyatroda yüzü hep evrensel değerlere dö-
nük yaşadõ, sõnõrlarõn ötesine geçti… Sözlüğünde
“ama” kelimesine asla yer vermeyen sağlam bir
yöneticiydi. Hiç yitirmediği dinamizmini ve kõ-
rõlmayan direncini, inadõnõ karşõsõndaki insana
da aşõlardõ. Birlikte çalõştõğõmõz on altõ yõl boyunca
hep beslendim bu elektrikten. Çok şey öğrendim
onun sağlam duruşundan, pes etmeyen tavrõndan,
girişimciliğinden. Sanõyorum ki bu öğrendiklerim,
Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali’nin her ge-
çen yõl giderek daha da güçlenmesi yönünde yol
gösterdi bizlere, bana.
TİYATRO FESTİVALİ’NİN ÖNCÜSÜ
On altõ yõlda on iki tiyatro festivali gerçekleş-
tirdik birlikte. On iki, çünkü 2001 yõlõnda, 13.
Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali, hazõrlõk-
larõmõzõn son aşamasõnda iptal edildi. 2001 eko-
nomik krizi bizi de vurmuştu… İptal ve erteleme;
alõnan karar doğruydu, ama çok üzücü bir durumla
yüzleştiğimiz de bir gerçekti. Belki de, o gün Ti-
yatro Festivali tamamen çõkabilirdi hayatõmõzdan.
Ülkenin içine düştüğü ekonomik kaosun ibresi ka-
rarõ kolayca o yöne doğru kaydõrabilirdi. İbre kay-
madõ, çünkü başta Şakir Eczacõbaşõ, İKSV yö-
netimi bu konuda ekonomik krize taviz vermedi.
2002 yõlõndan itibaren Tiyatro Festivali artõk iki
yõlda bir yapõlõyor. Bu yaşadõklarõmõz nedeniyle
“Tiyatro Festivali’nin Şövalyesi” derdim hep Şa-
kir Bey’e. Hoşuna gider, muzip muzip gülerdi. İle-
rici, yapõcõ ve inatçõ bir sanat adamõydõ.
Zaman zaman benden festivalle ilgili bilgi
alõrken birden aklõna tiyatroya ilişkin hoş bir anek-
dot gelir ve keyifle anlatõrdõ. Kimi zaman Sha-
kesperae’in dizelerinden, Bernard Shaw veya
Oscar Wilde’õn deyişlerinden bölümler okurdu…
Ezbere bilirdi hepsini. Müthiş bir hafõzasõ vardõ.
Her seferinde hayranlõk ve zevkle dinlerdim onu.
ÖZGÜR DÜŞÜNCE
Özellikle Bernard Shaw ve Oscar Wilde’õ çok
sevmesinin nedenlerini “Onların dogmalara
karşı savaşımının yirminci yüzyılda özgür dü-
şüncenin önünün açılmasında büyük katkıları
görülmüştür, ikisi de İngiliz dilinin Shakes-
peare’den sonra en çok okunan yazarları ol-
muşlardır” sözleriyle açõklardõ Şakir Eczacõba-
şõ. Sanatõn her alanõnda olduğu gibi, tiyatroda da
sansüre, yasaklara karşõydõ ve zaman zaman bu-
nun mücadelesini de verdi festival adõna...
1995 yõlõnda yazdõğõ ‘Bernard Shaw: Gülen
Düşünceler’ adlõ kitabõnda, 1950’lerde “Yeni
Ufuklar” dergisinde yayõmlamaya başladõğõ
Shaw’õn düşüncelerine bir kez daha geri dönmüş
ve onun savaş, siyaset, bilim, din, sanat, sanatçõ,
eğitim üstüne görüşlerini yansõtmõştõr. 2002 yõlõnda
ise Oscar Wilde’õn dünyasõnda dolaşõr Eczacõba-
şõ... “Oscar Wilde: Tutkular, Acılar, Gülüm-
seyen Deyişler” adlõ kitabõnda yazarõn yapõtlarõyla
yaşamõ arasõnda kurduğu köprüleri kendi pence-
resinden irdeler. Kitap, yoğun bir okuma ve ince-
leme ürünüdür. Bir yaşamõn ötesinde, bir dönemi
ve o dönemin siyasal düşünce akõmlarõnõ ele alõr.
Şimdilerde ise büyük bir titizlikle yazdõğõ ken-
di kitabõnõ, kendi dünyasõnõ, anõlarõnõ, görüşle-
rini, dünyaya bakõşõnõ bekliyoruz Şakir Eczacõ-
başõ’nõn.
MUHSİN ERTUĞRUL VE...
Muhsin Ertuğrul, Şakir Eczacõbaşõ’nõn ha-
yatõnda önemli bir isimdir. 1950’li yõllarda ya-
kõn dostu Tunç Yalman’la birlikte Vatan ga-
zetesinin “Sanat Yaprağı”nõ yayõmlarken ta-
nõr Ertuğrul’u. 1960’larda yakõn dost olurlar. “60.
Sanat Yılı’nda Muhsin Ertuğrul’a Saygı”
adlõ kitap, Şakir Eczacõbaşõ’nõn yönetiminde de-
ğerli kültür sanat insanlarõnõn girişimleriyle
1969’da çõkar. 1972 yõlõnda ise, Abdi İpekçi’nin
Milliyet gazetesinin sanat eki olarak çõkarttõğõ,
Zeynep Oral ve Akal Atilla’nõn yönettiği Mil-
liyet Sanat dergisine de emeği geçecektir Şakir
Eczacõbaşõ’nõn.
Muhsin Ertuğrul’un, altõ cilt olarak tasarlan-
mõş olan anõlarõ vefat ettiği 1979’da henüz bit-
memiştir. Daha sonra Prof. Dr. Özdemir Nut-
ku’nun çalõşmalarõyla bütünleştirilen bu anõlar
Şakir Eczacõbaşõ’nõn girişimleriyle Dr. Nejat Ec-
zacõbaşõ Vakfõ’nca “Benden Sonra Tufan Ol-
masın” adõyla 1989’da yayõmlanõr. Muhsin Er-
tuğrul’un tiyatro yazõlarõnõ ve denemelerini içe-
ren “Gerçeklerin Düşleri” de yine Şakir Bey ta-
rafõndan Eczacõbaşõ Vakfõ’nca yayõnlanmõştõr. Bu
eserler Türk tiyatrosunun önemli kaynak kitap-
larõdõr.
Görüldüğü gibi; Şakir Eczacõbaşõ’nõn tiyatro
düşleri, tiyatro projeleri ve tiyatro sanatõnõn in-
sanlõğõn ortak değerlerini vurgulayan yönü zengin,
aydõnlõk, bilgiye, düşünceye açõk bir dünyadõr.
2008 yõlõnda, 16. Uluslararasõ İstanbul Tiyatro
Festivali sunuş yazõsõnda şöyle diyordu Şakir Ec-
zacõbaşõ:
Her gece yüzlerce ülkede, binlerce perde açan
tiyatro…
İnsanlõğõ, insanlarla, insanlara anlatan tiyatro…
İnsanlar arasõ sõnõrlarõ tanõmayan tiyatro…
İnsanõn iç dünyasõnõn derinliklerini araştõran, in-
sanõ insan yapan duygularõ açõklayan tiyatro…
Bağnazlõğa, tutuculuğa, gericiliğe, durgunluğa
karşõ çõkan tiyatro…
Zaman aşõmõna uğramayan gerçekleri dile ge-
tiren çağlar üstü tiyatro…
Sözü, düşünceyi, inancõ yücelten tiyatro…
İnsanõn daha yüksek aşamalara erişeceğine
inanan tiyatro…
İnsanõn en karanlõk günlerinde bile perdelerini
umuda, barõşa, sevgiye açan tiyatro…
İşte otuz üç oyunu içeren böyle bir şenlik su-
nuyoruz tiyatroseverlere…
Mayõs 2010’da yine böyle bir şenlik sunmak
umuduyla, hoşça kalõn, sevgili Şakir Eczacõbaşõ…
Şakir Eczacõbaşõ’nõn tiyatro düşleri ve projeleri zengin, aydõnlõk, bilgiye, düşünceye açõk bir dünyaydõ
UĞUR HÜKÜM
PARİS - Bugün, Vesoul kentinde başlayacak
olan 16. Uluslararasõ Asya Sinemalarõ Festivali (FI-
CA), 2005’te 61 yaşõnda yitirdiğimiz Ömer Ka-
vur’u “Tüm Yapıtlarına Saygı” ile anacak. Fes-
tivalde, Kavur’un, aralarõnda “Yatık Emine”,
“Yusuf ile Kenan”, “Ah Güzel İstanbul”, “Kı-
rık Bir Aşk Hikâyesi”, “Anayurt Oteli” ve “Ge-
ce Yolculuğu”nun da bulunduğu yapõtlarõ gös-
terilecek.
2 Şubat’a kadar sürecek festivalin resmi yarõş-
malõ bölümüne genç Türk yönetmen Selda Çiçek
ilk uzun metrajlõ filmi “İncir Çekirdeği” ile ka-
tõlacak. “İnsan ve Doğa” başlõklõ özel bölümde
gösterilecek 17 film arasõnda ise, Nuri Bilge Cey-
lan’õn “Mayıs Sıkıntısı” (1999) adlõ yapõtõ da yer
alacak.
Yurtdõşõnda ilk kez
14 filmiyle toplu gös-
terisi yapõlacak Kavur,
Paris’te gazetecilik ve
sinema okumuştu.
Filmleri 1988 ve
1997’de Cannes Film
Festivali ve 1996’da da
La Rochelle Festiva-
li’ne katõlmõştõ. Bir dö-
nem Fransa’da en tanõnan ve sevilen “Türk si-
nemacı” olan Kavur, ünlü Fransõz yazar ve yö-
netmen Alain Robbe-Grillet’nin de asistanlõğõ-
nõ üstlenmişti.
“Fransa’da Türkiye Mevsimi” çerçevesinde
düzenlenen “Ömer Kavur’a Saygı” dõşõnda,
sanatçõnõn eşi, çağdaş resim
dünyasõnõn önemli sanatçõ-
larõndan Selma Gürbüz
de eserlerinden bir seç-
meyi Vesoul’da sergileye-
cek.
Yine “Türkiye
Mevsimi” kap-
samõn-
da 29 Ocak’ta düzenlenecek, festivalin gelenek-
sel “Kültürel Çeşitlilik Gecesi”nin onur konu-
ğu da Türkiye. Gecede ve festivalde Defne Gür-
soy, Gönül Dönmez-Colin ve Mehmet Basut-
çu gibi gazeteci, yazar ve araştõrmacõlar Türk si-
nemasõ ve kültürü üzerine konuşup, festival izle-
yicileriyle sohbet edecekler.
Ayrõca festivalin yarõşmalõ filmler jürisinde yer
alan sinema ve tiyatro sanatçõsõ, çevirmen Serra
Yılmaz da Fransõz sinemaseverlerin, Ferzan
Özpetek’in İtalya’da çevirdiği filmler aracõlõğõyla
yakõndan tanõdõğõ bir kişilik. Toplam 17 filmin
yarõştõğõ FICA jürisinin başkanõ ise, “Tay-
van Yeni Dalgası” diye bilinen akõ-
mõn kurucularõndan Wan Jen.
8 gün sürecek ve 80 filmin gös-
terileceği festivalde, 7 bölümlü
FICA’nõn “Resmi Yarışma”
kategorisinde 2’si Çin, diğer-
leri Endonezya, Filipin, Hin-
distan, İran, Kore (Güney),
Tayvan ve Türkiye yapõmõ 9
film yer alõyor. Aynõ bö-
lümde 2’si Endonezya, bi-
rer de Afganistan, Hindis-
tan, İran, Kamboçya, Tay-
van ve Vietnam 8 film da-
ha var.
Fransa’da Ömer Kavur’a saygı
TiyatroFestivali’ninşövalyesi
‘Bana William Deyin’ İzmir’de
Kültür Servisi - Bizim Tiyatro, Prof. Dr.
Özdemir Nutku’nun yazõp yönettiği, Zafer
Diper’in rol aldõğõ, ‘Bana William Deyin’
adlõ oyunu 29 Ocak’ta saat 18.30 ve
20.30’da ve 30 Ocak’ta ise saat 16.30 ve
20.30’da Fuar İzmir Sanat’ta sahneleyecek.
İstediği rollere bir türlü kavuşamamõş bir
oyuncunun bir soyunma odasõnda; düş ve
gerçek arasõnda, Shakespeare metinlerinden
bölümler oynamasõ / yorumlamasõ üzerine
kurulu oyunun dramaturgluğunu Prof. Dr.
Hülya Nutku; dekor ve giysi tasarõmõnõ ise
Doç. Dr. Selda Kulluk Yerdelen üstleniyor.
(0 232 483 56 52 / www.bizimtiyatro.net)
‘Yazmak Eylemdir’ yarışması
Kültür Servisi - Karikatür Vakfõ tarafõndan
düzenlenen 16. Uluslararasõ 7 -17 Karikatür
Festivali 16 - 19 Nisan tarihleri arasõnda
dört gün boyunca Ankara’da yapõlacak.
Festival kapsamõnda yer alan ‘Yazmak
Eylemdir’ konulu yarõşma 7-17 yaşlarõ
arasõndaki tüm çocuklara açõk. Yarõşmada
ödül alan karikatürcü 16 - 19 Nisan
tarihinde yapõlacak 16. Uluslararasõ 7-77
Karikatür Festivali’ne davet edilerek 7-17
Karikatür Yarõşmasõ karikatür sergisi
açõlõşõnda ödülünü alacak. Sonuçlarõ 1
Nisan’da duyurulacak olan yarõşmanõn
karikatür sergisi daha sonra Türkiye içinde
ve yurtdõşõnda çeşitli kentlerde açõlacak.
Yarõşmacõlar karikatürlerini 15 Şubat’a dek
“7-17 Karikatür Yarõşmasõ - PK:364
Yenişehir 06443 Ankara” posta adresine
gönderebilirler.
Kültür Servisi - İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun oyu-
nu “Annemin Cesareti”, Üsküdar Tekel Sahnesi’nde
sahneleniyor. George Tabori’nin yazdõğõ oyunu çevi-
ren ve yöneten ise Nesrin Kazankaya. Kõz kardeşini
ziyaret için evinden çõkan yaşlõ Yahudi bir kadõnõn tren-
le toplama kampõna gönderilmesi sürecini anlatan oyun
için yönetmeni Kazankaya, “II. Dünya Savaşı, Na-
zizm ve soykırım vahşeti, tiyatro ve edebiyat için es-
kimeyecek ve eskitilmemesi gereken konular” diyor.
Nazizm,soykırımvebirkadın
17 yõl sonra
iskelesiz
Ayasofya
Kültür Servisi - İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti Ajan-
sõ’nõn bir yõldõr sürdürdüğü
restorasyon çalõşmalarõ kapsa-
mõnda, 17 yõldõr Ayasofya Mü-
zesi’nin içinde bulunan 180 ton
ağõrlõğõndaki demir iskelenin
son parçalarõ, dün Ayasofya
Müzesi’nde yapõlan basõn top-
lantõsõnõn ardõndan söküldü.
Son yapõlan çalõşmalarda kubbe-
nin kuzeydoğu çeyreğinde bu-
lunan ‘serafim meleği’nin yü-
zü açõlarak 1849’dan bu yana
ilk defa ortaya çõkarõldõğõnõ, bu
yeniliğin de müzenin ziyare-
tinde büyük bir artõş sağladõğõnõ
belirten Ayasofya Müze Baş-
kanõ Doç. Dr. A. Haluk Dur-
sun “1992’de başlatılan ana
kubbe restorasyonları için
kurulan iskele, bugün sö-
küldü. Bundan sonra
yarım kubbeler,
mermerler ve diğer
bölgelerde daha küçük
çapta ve hacimde iske-
lelerle çalışmalar sür-
dürülecek. Bu is-
keleler ana me-
kânın kubbe
derinliğini ve
yapının mimari ihtişamını
gölgeleyen bir tarzda olma-
yacak” şeklinde konuştu.
Ajans’õn Ayasofya’daki çalõş-
malarõnõn ikinci aşamasõnõ ga-
leri katõnõn onarõmõ oluşturu-
yor. Ayrõca, I. Mahmut Kü-
tüphanesi, I. Mahmut Şadõrvanõ
ve Sõbyan Mektebi’nin resto-
rasyonlarõ, üzerlerinde “Hz.
Allah, Hz. Muhammed, Hz.
Ebubekir, Hz. Ömer, Hz.
Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan
ve Hz. Hüseyin” isimlerinin
yazõlõ olduğu, 7.5 metre ça-
põndaki dünyanõn en büyük
hat levhalarõ kabul edilen lev-
halarõn konservasyonu ve res-
torasyonu ile Ayasofya’nõn iç
mekân aydõnlatmasõnõ sağlayan
kandilliklerin ve maksurelerin
restorasyonu da Ajans’õn ça-
lõşmalarõ kapsamõnda yer alõ-
yor. Öte yandan yapõ, Ayasof-
ya Cephe Acil onarõm işi kap-
samõnda Ayasofya Bilim Ku-
rulu’nun denetiminde gerçek-
leştirilecek cephe restorasyonu
ile yapõya zarar veren çimen-
to esaslõ derzler ve sõvalardan
yapõ arõndõrõlacak.
1 6 . U L U S L A R A R A S I A S Y A S İ N E M A L A R I F E S T İ V A L İ
Kültür Servisi - İstanbul Kültür
Sanat Vakfõ’nõn (İKSV) Deniz
Palas Apartmanõ’ndaki yeni
binasõnda yer alan
performans mekânõ Salon’da,
bu akşam gerçekleştirileceği
duyurulan Emiliana Torrini
konseri, İKSV Yönetim
Kurulu Başkanõ Şakir
Eczacõbaşõ’nõn vefatõ
nedeniyle ertelendi. Yeni
konser tarihi, önümüzdeki
günlerde açõklanacak.
Emiliana Torrini konserinin
26 Ocak tarihli biletleri, yeni
konser için de geçerli olacak.
Torrini konseri
iptal edildi
Ayasofya Müzesi’nin ana
kubbe restorasyonları için
kurulan iskele söküldü.
ŞakirEczacıbaşı
Alin Taşçıyan,
FIBRESCI Başkan
Yardımcısı
Kültür Servisi - SİYAD
(Sinema Yazarlarõ Derneği)
üyesi, sinema eleştirmeni
Alin Taşçõyan, dün Bari’de
gerçekleştirilen FIPRESCI
(Uluslararasõ Film
Eleştirmenleri
Federasyonu) Genel
Kurulu’ndaki oylama
sonucunda, iki yõllõğõna
FIPRESCI Başkan
Yardõmcõlõğõ’na getirildi.