24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2009 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Afgan Afakanı HERKES “tezkere”den ötürü Amerika’nın Türkiye’ye kırgın olduğuna inanır ama asıl Türki- ye, Irak istilasından ötürü Ame- rika’ya kırgındır. Niçin? Çünkü, müttefiklik itti- fak içinde olanların birbirine saygısı ve birbirinin söylediğine kulak vermesi, dinlemesi de- mektir. Özellikle de söylenenler, iyi ni- yetle dile getirilmişse ve dinle- mesi gerekeni zarardan ve fi- yaskodan kurtaracak bir şeyse. En başta Bush’lar olmak üze- re, gelmiş geçmiş bütün Ame- rikalı iktidar sahipleri bilir ki, belki Turgut Özal ve yakınına sokulanlar dışında, Türkiye’nin bütün Türk devlet adamları ve diplomatları “Sakın Irak’a gir- meyin, başınız derde girer” de- miştir onlara. Her şeyden önce bir müttefiklik ödevi olduğu için. ABD, o topraklarda yüzyıllar- ca hüküm sürmüş ve bölge in- sanlarının huyunu suyunu öğ- renmiş bir ülkenin söyledikleri- ni dinlemek yerine, kendi aklı- evvellerinin sözünü dinlediği için saplandığı batakta hâlâ de- belenmekte. Şimdi, benzer bir hata Afga- nistan konusunda işlenmek üzere. Daha doğrusu, sekiz yıl- dır işlenen bir hatayı “Zararın ne- resinden dönülse kârdır” diyerek akıllıca sona erdirmek varken, batağa büsbütün batmak için ne mümkünse o yapılıyor. Üstelik, İngiltere’ye ek olarak NATO üyesi başka ülkelerin askerleri- ni de birlikte sürükleyerek işle- nen bir hata söz konusu. Sözde, uluslararası teroriz- min kökü kazınacak. Kim sorunları nasıl çözümle- yip o sonuca varmış pek belli değil ama, baş sorumlu diye ka- fayı Usame bin Ladin’e tak- makla ve onu Hindikuş Dağla- rı’nda bulamayınca Taliban de- nen dinci Afgan tedhişçilerinin peşine düşmekle kökün kazı- nacağını düşünmek pek akıl kârı olmasa gerek. Ama, “Irak hataydı” diyen Obama ve emrindekiler öyle düşünmekte, İngiltere’dekiler de onlara katılmakta. Şimdiye kadar harcanan milyarlarca do- lar, on binlerce asker ve yalnız ağustosta verilen 47 kayıp yet- miyormuş gibi, yeni takviye yol- landı, yıl sonunda sayının 68 bi- ni aşacağı ilan edildi. Amerikan komuta heyeti Ta- liban’ın direnişini kırmaya bu sayının yetmeyeceğini bildirdi- ğine göre, sıra öbür NATO’lula- ra gelmiş demektir. İ ttifaktaki ağırlığını sürdürmek zorunda olan Ankara elbet “hayır” diyemez. Olsa olsa, şim- diye kadar yaptığı gibi Kâbil’de garnizon ve havaaalanı muha- fızlığı ya da asker ve polis eği- timi gibi görevlerle üstüne dü- şeni yapmaya çalışacaktır. Ama, emin olabilirsiniz ki, yakında bunu yeterli bulmayıp bir yandan başımızdaki terör belasını dur- durmak için gerekeni yapmak- tan uzak dururken, bir yandan da “Mehmetçik nöbete!” de- mekten geri kalmayacaklardır. Bilmelidirler ki, Ankara’nın bu sefer de onlar için yapabi- leceği en iyi şey, Afganistan afa- kanından sıyrılıp yeryüzünden sömürüyü, yoksulluğu, cahilliği ve yobazlığı silmek için biraz ka- fa yormayı tavsiye etmek ola- bilirdi. A KP hükümeti yaklaşõk yedi yõldõr iktidarda. Meclis’te büyük ço- ğunluğa sahip. Muha- lefetin desteğini alma- dan istediği yasayõ çõkarõp uygulama şansõna sahip. Son dönemde sağ olsunlar MHP merkez yöneticilerinin katkõsõ ile (Biliyorum, MHP tabanõ bunu onay- lamõyor) Cumhurbaşkanlõğõ maka- mõna da AKP’li bir parlamenteri seçtirdiler. Bu nedenle AKP Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili her konuyu dilediği gibi şekillendirebilmekte- dir. Ama geçen yedi yõlda ne yazõk ki bu yetkiler Türkiye’nin ve Türk hal- kõnõn lehine kullanõlmamõştõr. Bu yazõnõn konusu, ekonomik ve sosyal politikalar değil ama kõsacõk belirtmek istersem, ekonomide her şeyin AKP iktidarõndan öncesine göre daha kötü durumda olduğudur. Dõş-iç borçlardan tutun da işsizliğe, karşõlõksõz çõkan çeklere, kapanan fab- rikalara kadar tüm ekonomik gös- tergeler bunu doğrulamaktadõr. Taviz politikaları Özelleştirme adõ altõnda satõlan onca kamu malõndan elde edilen ge- lirlere rağmen. AKP’nin ekonomi- deki başarõsõzlõğõnõn yanõnda Türki- ye’nin çok önemli sorunlarõ olan te- rör, Kõbrõs ve Ermenistan, Avrupa Birliği konularõndaki yaklaşõmõ da ba- şarõsõzdõr. AKP hükümeti bu konularda hep tavizkâr olmuş, Türkiye’nin büyük- lüğüne ve gücüne yakõşõr tavõrlar ta- kõnamamõştõr. Örneklersek, Avrupa Birliği ile il- gili olarak halka doğrular söylen- memiştir. Güpegündüz Kõzõlay Mey- danõ’nda havai fişekler atõlarak ya- põlan gösterilerle Avrupa Birli- ği’ne girmişiz gibi bir hava yaratõl- mõş, halk aldatõlmõş, ancak hiçbir hak elde edilememiştir. Ne serbest dola- şõm hakkõ kazanõlabilmiş, ne ekono- mik yardõm alõnmõş ne de Kõbrõs konusunda destek elde edilebilmiştir. Karabağ’a ne oldu? Kıbrıs konusunda da benzer ge- lişmeler olmuştur. Avrupa Birliği yasalarõna ve Kopenhag kriterlerine uymadõğõ halde Kõbrõs Rum Kesi- mi Avrupa Birliği’ne dahil edilmiş, Kõbrõs Türk Cumhuriyeti üzerindeki ekonomik abluka kaldõrõlmamõş, Ku- zey Kõbrõs Cumhuriyeti’ni hiçbir devlet tanõmamõştõr. Şimdi Ermenistan konusunda da öğreniyoruz ki hükümet tarafõn- dan imzalanan protokol ile Erme- nistan’a yine tek taraflõ tavizler ve- rilmiş, Ermenilerden sözde soykõrõm iddialarõ yalanlanmadan, işgal ettik- leri dağlõk Karabağ boşaltõlõp dost Azerbaycanlõlara verilmeden Er- menistan’la Türkiye arsõndaki kara- yolu, trenyolu ve enerji yollarõ açõl- mõş, Ermenistan’õn dayatmalarõ kabul edilmiştir. Bunun karşõlõğõnda sadece Avrupa Birliği’nden, Amerika Birleşik Dev- letleri’nden ve Fransa’dan “aferin” alõnmõştõr. Terör konusunda da AKP hükü- meti içeride ve dõşarõda tavizlerine de- vam etmiştir. Nerede ise sõfõr terör- le devraldõğõ ülkeyi terör bataklõğõna sürüklemiş, binlerce vatandaşõmõzõn ölümünden sorumlu ve hükümlü te- rör örgütünün başkanõ Kürt kökenli vatandaşlarõmõzõn umudu haline gel- miştir. Yasalar devre dışı Güneydoğu’da bazõ belediye baş- kanlarõ ayrõ bir devletin belediye başkanlarõ gibi dõş ülkelerde Türki- ye aleyhine demeçler vermeye, ül- kesini kötülemeye başlamõş, İçişleri Bakanõ bunlar hakkõnda hiçbir işlem yapamamõştõr. 1 Eylül Dünya Barõş Günü’nde Türk askerini şehit eden teröristler ve yandaş düşünce sahipleri güvercin kõ- lõğõnda meydanlarda hükümete teh- ditler savurmuş, PKK bayraklarõ ve Apo posterleri açmõş, Diyarbakõr’da, İstanbul’un göbeğinde dolaştõrõlmõş, yetkililer müdahale dahi etmemiş- lerdir.Adamlar açõkça, Türk ordusu- na, Türk devletine tehditler savur- makta, hükümet sessiz kalmaktadõr. Yõllardõr, “Terör çıkmaz yoldur, terörle bir yere varılmaz” sözü ne- rede ise çöpe atõlmõş, teröre de taviz verilen bir duruma gelinmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlõ Kürt kökenli vatandaşlarõmõzõn bile kafa- larõ karõştõrõlmõş, terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti arasõnda sõkõşõp kalmõşlardõr. Halkın istemleri Hükümet ülke için çok önemli Teslimiyet Başarõ Değildir... Av. Yaşar VARIŞ Hukuk devletinde yasalarõn hâkimiyeti esastõr. Toplumun yapõsõna uymayan, insan hak ve özgürlüklerine ters düşenleri varsa uygun hale getirilir. Ama yasalar hâkim olmalõdõr. Kürt vatandaşlarõmõzõn geçmişten gelen bazõ ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarõ varsa bunlar elbette çözülmelidir. mumtazsoysal@gmail.com olan bu konularõn çö- zümünde daha çok dõş güçlerin önerilerine önem vermiş, muhale- fetin ve halkõn istem- lerini göz ardõ etmiştir. Konular Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Avrupa Birliği yö- neticilerinin istemleri doğrultusunda çözül- meye çalõşõlmõştõr. Av- rupa Birliği’ne, Ame- rika Birleşik Devletle- ri’ne bunca taviz veri- lirken ülke yararõna en küçük bir konu pazarlõk konusu yapõlmamõş, Türkiye’nin çõkarlarõ yabancõlar karşõsõnda korunmamõştõr. Hukuk devletinde ya- salarõn hâkimiyeti esas- tõr. Toplumun yapõsõna uymayan, insan hak ve özgürlüklerine ters dü- şenleri varsa uygun ha- le getirilir. Ama yasalar hâkim olmalõdõr. Kürt vatandaşlarõmõ- zõn geçmişten gelen ba- zõ ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarõ varsa bunlar elbette çözül- melidir. Her Türk va- tandaşõ gibi onlar da kendi dilleri ile konuş- malõdõrlar. Kültürlerini yaşat- malõ, geliştirmelidirler. Türkiye Cumhuriye- ti’nin eşit vatandaşlarõ gibi her türlü hakkõ kul- lanmalõdõrlar. Ancak bunlar Türki- ye Cumhuriyeti Devle- ti’nin bütünlüğünü, ulus yapõsõnõ bozma- dan, demokrasi içinde olmalõdõr. Sorunlarõn çözümü silahlõ müca- dele ile, etnik ayrõmcõ- lõkla değil, demokrasi- nin kurallarõ uygulana- rak, o bölgelerdeki feo- dal yapõ değiştirilerek, ağalõk, şõhlõk düzeni değiştirilerek, belki bir toprak reformu yapõla- rak, herkese insanca yaşayabileceği bir or- tam yaratarak sağlan- malõdõr. Özetlersek; hükümet belki iyi niyetle yõllar- dõr süren bazõ sorunla- rõ çözmek istiyor ola- bilir. Ama bu sorunlar dõş güçlerin etki ve bas- kõsõ ile, ülke aleyhine sonuçlar doğuracak ödünler vererek değil, ülke yararõ gözetilerek, adil bir şekilde olmalõ- dõr. Çünkü teslimiyet başarõ değildir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear