Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
7 EYLÜL 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
‘Buluş Yağdı’
Geçen Pazartesi (31 Ağustos) günü Radikal’in
manşetinde, 20 Ağustos’ta TÜBİTAK Başkanı Prof.
Dr. Nükhet Yetiş’in MGK’deki sunuşunun ay-
rıntılarına yer veriliyordu: “Son MGK’de ülkenin bi-
limi de konuşuldu”; “Yapınca oluyor: Bilime pa-
ra ayrıldı, buluş yağdı.”
Böyle bir haber, konu ile ilgili herkesi sevindi-
rir. Ancak, iki noktanın altı önemle çizilmelidir.
Bu noktalardan ilki, TÜBİTAK’ın yönetiminin
“oluşumudur”. Bu konuda yıllar süren “yasa” tar-
tışmaları yaşandı. Kurumun üst yönetiminin de-
ğişikliği sürecinde TÜBİTAK’a yıllarca emek ver-
miş olan bilim insanlarına karşı akıl almaz hak-
sızlıklar yapıldı, onur kırıcı davranışlar sergilendi.
Kurumun tüzelkişiliğinin “yokluğunu” vurgula-
yan yargı süreci yaşandı. Bu olgular, kurumda kad-
rolaşma ve bürokratik anlamda “yapısal” bozuk-
luklara yol açtı. Bütün bunlar Türkiye’nin bilimsel
gelişme sürecine çok ağır darbeler vurdu. “Buluş”
yağsa da bunları yalnızca anımsatmakla yetine-
lim ve buluşa bakalım.
İkinci nokta, haberde yer alan bilgilerin ayrın-
tısına ulaşmaktır.
Haberde, başta Milli Savunma Bakanlığı ve Sa-
vunma Sanayii Müsteşarlığı olmak üzere TÜBİ-
TAK’a araştırma ve buluş yaptıran kamu kuruluşları
ve alınan kimi önemli sonuçlara yer veriliyor. Uzay
araştırmalarından yüzey değişikliklerinin ölçü-
müne, dayanıklı ve gürültüyü azaltan asfalttan ik-
lim değişikliği öngörülerine ve enerji kullanımına
uzanan başarılar sergileniyor.
Haberde ayrıca “TÜBİTAK Başkanı 2006’da su-
num yaptı, sonra 1 milyar dolar bütçe sağlandı, so-
nuç: Araştırma personeli sayısı en fazla artan (yüz-
de 80) ikinci ülkeyiz” denilmekteydi.
Sunuşun ayrıntılarını, özellikle de “araştırmacı
personel” artışını bulma umuduyla TÜBİTAK’ın
www.tubitak.gov.tr adresli ağ sayfasına gittim. TÜ-
BİTAK Başkanı’nın MGK sunuşu, aradan iki haf-
ta geçmesine karşın, kurumun sayfasına konul-
mamıştı.
Ana sayfada bir “istatistikler” bölümü yer alıyor.
Bir de ayrı bir “dosya” var.
Dosyanın adı: ARBİS-Araştırmacı Bilgi Sistemi.
ARBİS dosyasının alt başlıklarından ilgili olanın baş-
lığı gerçekten çok etkileyici, “Bilim, Teknoloji ve Ye-
nilik Göstergeleri’ne giriş için tıklayınız” deniliyor.
Tıklıyorsunuz.
Buluş yağdırdığı vurgulanan TÜBİTAK, meğer
ARBİS istatistiklerini kendisi bulmamış.
OECD’den-Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü
adlı uluslararası kuruluştan “bulmuş”.
Bitmedi. O sayfada yer alan Türkiye’nin Bilim,
Teknoloji ve Yenilik Göstergeleri’nin “son tarihi”,
2002. Evet, bu verilerin 2002 yılından sonraki ge-
lişimleri, ARBİS sayfasında bulunmuyor.
Ancak, TÜBİTAK’ın ana sayfasında bulunan
“istatistikler” başlığı altında TÜİK-Türkiye İstatis-
tik Kurumu’nun Ar-Ge (Araştırma-Geliştirme)
istatistikleri yer alıyor. Bunların en yenisi de 13 Ka-
sım 2008’de yani yaklaşık on ay önce yayımlan-
mış; bunları TÜBİTAK “yeni” diye açıklıyor.
İyi de bu verilerde de TÜBİTAK Başkanı’nın açık-
lamasını destekleyecek biçimde bir “araştırma per-
soneli” artışı bulunmuyor. TÜİK verilerine göre
“araştırmacı, teknisyen ve diğer destek persone-
li” toplamından oluşan tam gün eşzamanlı Ar-Ge
personelinin yıllara göre artışı şöyle 2003: 38 300;
2004: 39 968; 2005: 49 252; 2006: 54 444; 2007:
63 377. Aynı yıllara göre artış oranları da, yüzde
olarak, sırasıyla, 4.4; 23.2; 10.5 ve 16.4’tür. Bu ve-
rilere göre araştırmacı personel artış oranı, han-
gi ölçüye vurulursa vurulsun Yetiş’in sözünü et-
tiği gibi yüzde 80 olamaz. Elde başka bir sayı da
bulunmuyor. TÜİK’in yayın programına göre
2008’in verileri Kasım 2009’da yayımlanacaktır.
TÜBİTAK Başkanı araştırmacı personel artışı hı-
zının “nasıl” ve “hangi yıllarda” yüzde 80 olduğu-
nu ve bunun ülkemizi nasıl dünya ikincisi yaptığı-
nı açıklaması gerekirdi. Sunuşunu tek bir gazete-
ye veren Başkan, açıklamalarını, vergileriyle yaşadığı
halka yani kamuoyuna yapmadığı gibi, kurumunun
ana sayfasına koydurma gereği de duymuyor! Bu
kurumsal yapıdan ve anlayıştan buluş yağmaz.
Bilim, teknoloji ve yenilik, toplumun gelişimi için
kuşkusuz birinci derecede önemlidir. Ancak, bu
alana yalnızca “para aktarmakla” olumlu sonuç alı-
namıyor.
Kurumsal yapının sağlıklı işlemesi; bilim ve tek-
noloji “politikalarının” doğru ve gerçekçi saptan-
ması; üniversitelerin, özel girişimlerin ve kamuya
ait araştırma birimleri arasında eşgüdümün ve iş-
birliğinin sağlanması; bunlara destek olacak eği-
tim ve finansman altyapılarının varlığı ve genel ka-
muoyunun “bilim ve teknoloji duyarlılığı” ana
önkoşullardır. Türkiye, var olduğu kadarıyla bile
bu koşullardan hızla, çok hızla uzaklaştırılıyor.
Bu haberin yayımlandığı günlerde, konu ile do-
laylı da olsa ilgili iki haber daha dikkat çekiciydi.
Bunlardan birine göre YÖK, Ergenekon davasında
tutuklanan rektörler için ayrıca soruşturma baş-
latma kararı almış bulunuyor. Buradaki kin ve düş-
manlığın derinliğine ne dersiniz?..
Bir başka habere göre de “İslami bankacılık”
eğitimi verecek yeni bir üniversitenin kuruluş ha-
zırlıkları tamamlanıyor.
Evet, bu hafta 12 Eylül 30 yaşına girerken ül-
keye buluş yağıyor!
YENİ GÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK A.Ş.
YÖNETİM KURULU’NDAN
Sicil No: 290070 /237652
Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk Anonim Şirketi’nin 2007 ve 2008 yõlõ ortaklar
olağan genel kurul toplantõsõ, aşağõdaki gündem maddelerini görüşmek üzere 29/09/2009
Salõ günü 14.00’te şirket merkezi olan Prof. Nuretin Mazhar Öktel Sok. No:2 Şişli, İstanbul
adresinde yapõlacaktõr. Tüm ortaklarõmõzõn toplantõya katõlõmõnõ rica ederiz. Toplantõya
katõlamayacak ortaklarõmõz aşağõdaki vekaletname ile kendilerini temsil ettirebilirler. Şirket
merkezinde bulunan 2007-2008 yõllarõ bilanço ve kâr/zarar cetvelleri ile yönetim kurulu
faaliyet raporu ve denetçi raporu ortaklarõmõzõn incelemesine sunulmuştur.
Yeni Gün Haber Ajansõ
Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş.
İbrahim Yõldõz Akõn Atalay
İmza İmza
Gündem:
1. Başkanlõk Divanõnõn seçimi ve Toplantõ Tutanağõnõn imzasõ için Başkanlõk Divanõna yetki
verilmesi,
2. 2007 ve 2008 yõllarõ Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporlarõnõn okunmasõ ve görüşülmesi,
3. 2007 ve 2008 yõllarõ bilanço ve kâr/zarar cetvellerinin okunarak onaylanmasõ konusunda
karar alõnmasõ,
4. Yönetim Kurulu Başkan, Başkan Yardõmcõsõ ve Üyelerinin 2007 ve 2008 yõllarõ muamele,
fiil ve işlerinden ötürü ibra edilmeleri konusunda karar alõnmasõ,
5. Denetçinin 2007-2008 yõlõ muamele, fiil ve işlerinden ötürü ibra edilmesi konusunda karar
alõnmasõ,
6. Yönetim Kurulu ve denetçilerin seçimi ve görev sürelerinin tespiti,
7. Yönetim Kurulu Üyeleri, Şirket Müdürleri ile Denetçiye ödenecek ücretler konusunda
karar alõnmasõ,
8. Şirket’in 2007 ve 2008 yõllarõ faaliyetlerinden elde edilen kârõn hissedarlara dağõtõlmasõ
veya dağõtõlmayõp ihtiyari yedek akçe olarak ayrõlmasõ konusunda karar alõnmasõ,
9. İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na kayõtlõ Çağ Pazarlama Gazete Dergi Kitap Basõn ve
Yayõn A.Ş.’nin Şirketimiz bünyesine devir alõnmasõ ve bu yolla sermayenin artõrõlmasõ ile
ilgili olarak alõnan tüm kararlardan geri dönülerek; devir ve birleşmeden ve bu yolla
sermaye artõrõmõndan vazgeçilmesi konusunda karar alõnmasõ,
10. Yönetim Kurulu Başkan, Başkan Yardõmcõsõ ve Üyelerine Türk Ticaret Kanunu’nun 334.
ve 335. maddelerinde belirtilen hususlarda faaliyetlerde bulunabilmesi için izin verilmesi,
11. Dilekler ve öneriler.
VEKÂLETNAME
Hissedarõ bulunduğum YENİ GÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK ANONİM
ŞİRKETİ‘nin 29/09/2009 tarihinde Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 Şişli İstanbul
adresinde saat 14.00’de yapõlacak 2007 ve 2008 yõllarõ olağan genel kurul toplantõsõnda
beni / bizi temsil etmeye ve gündemdeki maddelerin karara bağlanmasõ için oy kullanma-
ya__________________’i vekil tayin ettim.
VEKÂLETİ VEREN
adõ soyadõ ve imzasõ (kaşesi)
(unvanõ)
VEKÂLETİ VERENİN
Pay adedi :
Payõnõn itibari değeri :
Adresi :
Not: Vekâletnamenin Noter tasdiksiz olmasõ halinde vekâleti verenin noter tasdikli imza
sirküleri vekâletnameye eklenecektir.
YENİ GÜN HOLDİNG A.Ş.
YÖNETİM KURULU’NDAN
Sicil No.437909-385481
Yeni Gün Holding Anonim Şirketi’nin 2008 yõlõ ortaklar olağan genel kurul toplantõsõ
aşağõdaki gündem maddelerini görüşmek üzere 29/09/2009 Salõ günü saat 15.00’te
şirket merkezi olan Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No:2 Şişli, İstanbul adresinde
yapõlacaktõr. Tüm ortaklarõmõzõn toplantõya katõlõmõnõ rica ederiz. Toplantõya katõlama-
yacak ortaklarõmõz aşağõdaki vekaletname ile kendilerini temsil ettirebilirler. Şirket
merkezinde bulunan 2008 yõlõ bilanço kâr / zarar cetvelleri ile yönetim kurulu faaliyet
raporu ve denetçi raporu ortaklarõmõzõn incelemesine sunulmuştur.
Yeni Gün Holding A.Ş. Adõna
İbrahim Yõldõz Akõn Atalay
İmza İmza
Gündem:
1. Başkanlõk Divanõnõn seçimi ve Toplantõ Tutanağõnõn imzasõ için Başkanlõk divanõna
yetki verilmesi,
2. 2008 yõlõ Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporlarõnõn okunmasõ ve görüşülmesi,
3. 2008 yõlõ bilanço ve kâr/zarar cetvellerinin okunarak onaylanmasõ konusunda karar
alõnmasõ,
4. Yönetim Kurulu başkan, Başkan Yardõmcõsõ ve Üyelerinin 2008 yõlõ muamele, fiil ve
işlerinden ötürü ibra edilmeleri konusunda karar alõnmasõ,
5. Denetçinin 2008 yõlõ muamele, fiil ve işlerinden ötürü ibra edilmesi konusunda karar
alõnmasõ,
6. Yönetim Kurulu ve denetçilerin seçimi ve görev sürelerinin tespiti,
7. Yönetim Kurulu Üyeleri, Şirket Müdürleri ile Denetçiye ödenecek ücretler konusunda
karar alõnmasõ,
8. Şirket’in 2008 yõlõ faaliyetlerinden elde edilen kârõn hissedarlara dağõtõlmasõ veya
dağõtõlmayõp ihtiyari yedek akçe olarak ayrõlmasõ konusunda karar alõnmasõ,
9. Yönetim Kurulu Başkan, Başkan Yardõmcõsõ ve Üyelerine Türk Ticaret kanunu’nun 334.
ve 335. maddelerinde belirtilen hususlarda faaliyetlerde bulunabilmesi için izin verilmesi,
10. Dilekler ve öneriler.
VEKÂLETNAME
Hissedarõ bulunduğum YENİ GÜN HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ‘nin 29/09/2009 tari-
hinde Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 Şişli İstanbul adresinde saat 15.00’de
yapõlacak 2008 yõlõ olağan genel kurul toplantõsõnda beni temsil etmeye ve gündemdeki
maddelerin karara bağlanmasõ için oy kullanmaya__________________’i vekil tayin ettim.
VEKÂLETİ VEREN
adõ soyadõ ve imzasõ
VEKÂLETİ VERENİN
Pay adedi :
Payõnõn itibari değeri :
Adresi :
Not: Vekâletnamenin Noter tasdiksiz olmasõ halinde vekaleti verenin noter tasdikli imza
sirküleri vekâletnameye eklenecektir.
Her ne kadar Kalaşnikof’un fiyatı
600 dolara yükselmiş, özel güvenlik
şirketlerinin personel sayısı 50 bini aş-
mış olsa da, bu, aslında bir can pa-
zarı. Geçen hafta sömürge yöneti-
minin en önemli güvenlik uzmanı
Lagmani ve 45 sivil, bombalı bir sal-
dırıda öldürüldü. ABD uçakları bir
petrol tankerini bombalayarak en az
90 sivilin ölümüne yol açtı. İşgal kuv-
vetleri yeni komutanı General
McChrystal, Washington’da bir de-
ğerlendirme raporu sundu. Böylece,
ABD’de Kongre’de, yönetimde “pa-
nik” düzeyine ulaşan tartışmaları iyi-
ce hızlandırdı. Seçimlerin tam bir fi-
yaskoyla sonuçlanmasıysa Taliban’ın
etkinliğinin artmakta olduğunu gös-
termesi bir yana, iktidar içinde bir Ta-
cik-Peştun çatışması olasılığını gün-
deme getirdi.
Pornografiye gelince; aklımda, Af-
ganistan’daki özel güvenlik şirketle-
rinin basına da yansıyan “çılgın” ve
“sapkın” partileri değil, Holbrook’un
Afganistan’da bir zafer olasılığına
ilişkin “görünce tanıyacağız” sözleri
var: ABD’de 45 yıl önce bir hâkim de,
pornografiyi bir türlü tanımlayama-
yınca “ben görünce tanırım” demiş-
ti. Holbrook, zaferle pornografi ara-
sında, Freudyen bir dil sürçmesiyle,
bir analoji kurduğu günlerde, Türki-
ye’nin Afganistan’a asker gönder-
mesi olasılığına ilişkin söylentiler ba-
sına yansıdı. Bunlar da aklıma, bir
başka vakitte, bir başka ülkenin çöl-
lerini ve “Askerlerimizi kumarda kay-
bettik” sözlerini getirdi. Dışişleri Ba-
kanı, Davutoğlu’nun, “Biz Osmanlı-
yız” ifadesiyse, geçen hafta bu gö-
rüntüyü, bir ironiyle süslüyordu.
Afganistan dağılırken
İsyancılarla savaşmakta olan sö-
mürgeci bir gücün etkili olabilmesi,
kendisine bağlı kukla hükümetin üze-
rine bir “meşruiyet” etiketi yapış-
tırmayı başarabilmesine de bağlı-
dır; Afganistan genel seçimlerinin
Karzai yönetimine bu “meşrui-
yet” etiketini yapıştırması bekle-
niyordu. Ancak seçimler, ayyuka
çıkan yolsuzluk iddialarından do-
layı, yönetimin elinde patladı. Şim-
di, çok sayıda aşiret reisinin, “Biz
oy vermedik, nasıl oluyor da bizim
bölgede sandıklardan tıka basa oy
çıkıyor?” itirazlarıyla Kâbil’e do-
luştuğu (The Times, 02/09/09),
Karzai’nin (Peştun) rakibi, eski
Dışişleri Bakanı Abdullah Abdul-
lah’ın (ABD imalatı ve Tacik) hal-
kın çıkarlarını sonuna kadar koruyaca-
ğına ilişkin sözleri bir çatışma olasılığı-
nı gündeme getiriyordu...
Tam bu sırada Taliban, Afgan yöne-
timinin, güvenlik örgütünün ikinci ada-
mı, Dr. Abdullah Lagmani’yi hiç bek-
lenmedik bir biçimde, tüm yoğun gü-
venlik önlemlerini aşarak bombalı bir
saldırıyla öldürdü.
Peştun olduğu için Taliban kültürü-
ne vâkıf, bugüne kadar zekâsı ve tec-
rübesiyle dikkatleri çeken Lagmani’nin
öldürülmesinin, Taliban’ın ulaştığı yet-
kinlik düzeyini gösterdiğine dikkat çe-
ken emekli büyükelçi, siyasi analist
Bhadrakumar, Asya Times’taki yo-
rumunda, Taliban-ISI (Pakistan gizli
servisi) ilişkilerine özellikle dikkat çeki-
yordu.
Afganistan’da seçim fiyaskosu, Peş-
tun-Tacik çatışması, bir iktidar (kukla)
boşluğu olasılığı siyasi yapının, Lagmani
suikastı da güvenlik yapısının dağıl-
makta olduğunu düşündürürken, ABD
savunma çevrelerinde yoğunlaşan tar-
tışmalar da, savaşın çok kritik bir nok-
taya geldiğine ilişkin algıları güçlendi-
riyordu...
‘Taliban kazanıyor’ ama
‘savaş henüz kaybedilmemiş’
Afganistan’daki ABD güçlerinin ye-
ni komutanı General Stanley
McChrystal, raporunu geçen hafta
Obama yönetimine verdiğinde, Was-
hington’da genel hava “Taliban’ın, şim-
dilik, kazanmakta” olduğuna ilişkindi. Ül-
kenin yüzde 40’ı Kâbil’in denetimi dı-
şında çıkmıştı (The Guardian 01/09/09).
Washington Post, Herat’ın eski Belediye
Başkanı, Ghulam Yahya adlı aşiret rei-
si/ savaş lordunun dün Tali-
ban’la savaşırken bugün, taraf
değiştirerek Kâbil’le savaşma-
ya başladığını aktarıyordu
(02/09/09). İsyancıların, “savaş
tekniklerinin ve kapasitelerinin
düzeyinde bu yıl görülen bek-
lenmedik yükseliş”, ABD as-
keri yetkililerini “şaşırtmıştı”.
NATO üyesi bir Avrupa ülkesi-
nin yetkilisine göre esas sorun,
Taliban’ın aksine “ABD’nin ke-
sin bir strateji ve belirgin bir he-
defi olmayışından kaynaklanı-
yordu.” Yorumcu, Ignatius da
McChrystal’a yakın bir askeri
görevlinin, mükemmel bir demokrasi
değil “Somali’nin üstünde, Bangla-
deş’in altında bir hedef için savaşıyoruz”
dediğini aktarıyordu. (Washington Post,
02/09/09).
General McChrystal, raporunu su-
narken, “Afganistan’da durumun ciddi”
olduğunu ama “başarıya ulaşılabilece-
ğini” söyledi. Raporun içeriği gizli tu-
tulmakla birlikte, basına sızdırılan bilgiler,
McChrystal’ın iki noktayı özellikle vur-
guladığını gösteriyor. Birincisi, Tali-
ban’la savaşmak yetmez, halkın gü-
venini kazanmak, bunun için de halkın
içinde, yerel kültüre uyum sağlayarak
yerel güçlerle birlikte olmak, yerel yö-
netimleri, hizmetleri güçlendirmek ge-
rekir. İkincisi, böyle bir durumda asker
sayısı değil askerin ne yaptığı önemli-
dir. Bu yüzden, bu yeni format içinde
Afganistan’a daha fazla savaşçı aske-
ri personel gönderilmesi gerekiyor.
Sızan bilgiler, McChrystal’ın henüz
Obama yönetiminden ek asker tale-
binde bulunmadığını, ancak önümüz-
deki haftalarda, değerlendirmenin al-
gılanmasına bağlı olarak, halen Afga-
nistan’da görev yapan 68 bin ABD as-
kerine ek olarak 20 bin – 45 bin arası
bir sayının söz konusu olabileceği an-
laşılıyor (The Foreign Policy, 01/09/09).
Ancak şöyle bir sorun var: Yakın za-
mana kadar çok fazla asker gönderil-
mesine, yerli halkın bunu işgal olarak al-
gılayacağından hareketle karşı çıkan
Savunma Bakanı Gates, McChrystal’ın
raporundan sonra tutumunu değiştir-
miş gibi görünse de Washington’da ka-
falar Afganistan savaşı konusunda ka-
rışık. Ignatius, “Ne yaptığımızı pek bil-
mesek de devam etmeliyiz” diyor. The
Guardian’dan Micahel Boyle, “kör
uçuşu” yapıldığını savunuyor. Holbro-
ok’un “görünce tanıyacağız” sözleri
de bu kafa karışıklığı algısını güçlendi-
riyor.
Christian Science Monitor’ün yoru-
mu da, kamuoyunun, siyasi iklimin
McChrystal’ın taleplerini karşılamaya
çok uygun olmadığına dikkat çeliyor.
Savaş karşıtı muhalefet yeniden to-
parlanmaya başlamış. Kongre’de De-
mokratların saffından düş kırıklığı ve is-
Afganistan Pazarında Panik, Pornografi ve Kumar
erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.comDÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU / LONDRA
yakupkepenek06@hotmail.com
teksizlik gelişiyormuş. Co-
uncil On Foreign Relati-
ons’ın bir yazarı da ana-
listlerin “Kazanılabilir mi?
Savaşmaya değer mi” so-
ruları üzerinden derin bir
biçimde bölünmüş oldu-
ğunu aktarıyor. Washin-
ton Post, Afganistan sa-
vaşına karşı genel, ideo-
lojik farklılıkları aşan bir
muhalefetin kabarmakta
olduğundan, New York Ti-
mes Obama’nın danışma-
ları arasında bir görüş bir-
liği yokluğundan söz edi-
yor (04/09/09). Kamuoyu
yoklamaları da ABD halkı-
nın yüzde 54’ünün savaşa
karşı olduğunu gösteriyor.
Bu koşullarda Holbro-
ok’un “Türkiye’nin Afga-
nistan ve Pakistan’daki ro-
lünün… arttığı ölçüde is-
tikrar açısından da o kadar
iyi sonuçlar sağlayacağına
inanıyoruz. Ama bir yerle-
re gidip insanlardan bir
şeyler istemeyeceğiz” söz-
leri çok düşündürücü.
Özellikle, Prof. Richard
Falk gibi ABD dış politika
uzmanlarınca, “Türkiye’nin
Cumhuriyet dönemindeki
en parlak dışişleri bakanı”
ifadeleriyle göklere çıkarı-
lan Davutoğlu’nun “Bal-
kanlar, Afganistan ve Irak’ın
ekonomik ve politik en-
tegrasyonu için çalışmalı-
yız” niyetini açıklarken, di-
le getirirken vurguladığı
“Biz Osmanlıyız” tanım-
lamasıyla birlikte düşü-
nünce...
Aklıma iki soru geliyor:
Tam bu koşullarda Afga-
nistan’a savaşçı asker
göndermek, o çocukları
ateşe atmak olmayacak
mı? Hangi Osmanlı’dan
söz ediyoruz acaba? “As-
kerlerini kumarda kaybe-
den” Osmanlı’dan mı?
Yoksa yaşamına yine bir
imparatorluğa uç beyi hiz-
metiyle başlayan Osman-
lı’dan mı?
Krizin faturası üreticiye
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ulusal
Sanayici İş Adamlarõ Derneği İzmir Temsilcisi
Tacettin Bayır, Türkiye’nin tarihinin en kötü
ekonomik küçülmesini yaşadõğõnõ belirterek,
üretime ve yatõrõma verilen teşviklerin sözde
kaldõğõnõ söyledi. Bayõr, ekonomideki
küçülmenin faturasõnõn üreticiye çõkartõldõğõnõ
kaydederek, ekonomide kalõcõ çözümlere
gereksinim duyulduğunu aktardõ. Bayõr,
“Çıkarılan teşvik ve istihdam yasası sadece
yeni yatırımları kapsamakta, mevcut üretici
ve yatırımcıya yansımamaktadır. Oysa mevcut
yatırım ve üretim de bu kapsamda teşvik ve
istihdam paketinin içine alınmalıydı.
Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun
148 tanesinin vergi beyanında zarar
göstermesi de bunun bir yansımasıdır” dedi.
KESK ve BASK, kurulun zam önerisini kabul eden Memur-Sen ve Kamu-Sen’e grev çağrõsõnda bulundu
Uzlaşma yok, söz sõrasõ sokakta
Ekonomi Servisi - Ekonomik
kriz yükü altõnda ezilen memura
gelecek yõl 2.5+2.5 zammõ reva gö-
ren AKP hükümetinden sonra Uz-
laştõrma Kurulu’nun da memurla-
rõn talepleriyle bağdaşmayan 4+4
zam önerisi, konfederasyonlarõn
tepkisini çekti. Kamu Emekçileri
Sendikalarõ Konfederasyonu
(KESK), Uzlaştõrma Kurulu’nun
bağlayõcõlõğõnõn bulunmadõğõna
işaret ederek yapõlmasõ gerekenin
grev hakkõnõn kullanõlmasõ oldu-
ğunu vurguladõ. Bağõmsõz Kamu
Görevlileri Sendikalarõ Konfede-
rasyonu da (BASK) konfederas-
yonlarõn memur ve emekli kitle-
sinin hislerine tercüman olmak
adõna Uzlaştõrma Kurulu yerine so-
kağõ tercih etmeleri gerektiğine
dikkat çekti.
Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ve
grev hakkõ tanõnmadõğõ için ma-
saya oturmayan KESK genel grev-
de kararlõ. Sonbaharda genel grev
yapma kararõ alan KESK, Kamu-
Sen ve Memur-Sen’e de bu konu-
daki çağrõsõnõ yineledi. KESK Ge-
nel Sekreteri Emirali Şimşek,
toplu görüşmenin ve devamõnda-
ki sürecin anlamsõzlõğõna işaret
ederek, geçen yõllarda da aynõ du-
rumlarõn yaşandõğõnõ dile getirerek
yapõlmasõ gerekenin, üretimden
gelen gücün ortaklaşa, etkili bir şe-
kilde kullanõlmasõ olduğunu dile
getirdi.
BASK Genel Başkanõ Resul
Akay da, Uzlaştõrma Kurulu’nun
memur maaşlarõ için öngördüğü ar-
tõşõn memur ve emeklinin kayõp-
larõnõ telafi etmekten uzak oldu-
ğunu vurguladõ. Akay, toplu gö-
rüşmelerde masaya oturan konfe-
derasyonlarõn, “Uzlaştırma Ku-
rulu kararına tereddütsüz uya-
caklarını söylemek suretiyle mü-
zakere özürlü olduklarını bir
kez daha kanıtladıklarını” sa-
vundu. Akay, şunlarõ kaydetti:
“İcraatlarını kamu görevli-
siyle başarmaktan başka alter-
natifi bulunmayan bir hükü-
metin kamu görevlilerine üvey
evlat muamelesi yapmasını an-
lamıyoruz. Hükümet, küresel
güçlerin telkin ve tembihleriyle
memur ve emekli kitlesini peri-
şan etmekle, önceki iktidarlar-
dan hiçbir farkının bulunmadı-
ğını göstermiştir. Reel sektöre
Hazine’nin kapılarını ardına
kadar açan, memur ve emekliye
sıkı sıkıya kapatan hükümet,
bindiği dalı kesmektedir.”
Uzlaştõrma Kurulu’nun
ekonomik kriz yükü altõnda
ezilen memurlara gelecek
yõl için 4+4 zam önerisine,
konfederasyonlar
“Uzlaşmayacağõz, greve
çõkacağõz” yanõtõnõ verdi.
KURUL 4+4’ÜN
GEREKÇESİNİ AÇIKLADI
ANKARA (AA) -
Memur-Sen ve Türki-
ye Kamu-Sen’in baş-
vurusu üzerine toplu
görüşmelerdeki uyuş-
mazlõk konularõnõ de-
ğerlendiren ve oybirli-
ğiyle memur maaşlarõ-
na gelecek yõl yüzde 4
artõ 4 zam yapõlmasõnõ
öneren Uzlaştõrma Ku-
rulu’nun gerekçeli ka-
rarõ belli oldu.
Uzlaştõrma Kurulu
kararõnõn gerekçesin-
de, “İzlenen maliye
politikasõ çerçevesinde
çalõşan kesimin en-
flasyona ezdirilmeme-
si hedeflendiğinden
2010 yõlõ için ücret ar-
tõş oranlarõnõn arttõrõl-
masõ gerektiği kanõ-
sõndayõz” görüşüne yer
verildi. Her ne kadar
kamu görevlilerine
toplu iş sözleşmesi
hakkõ tanõnmayõp top-
lu görüşme hakkõ ve-
rilmişse de anayasa-
nõn toplu iş sözleşme
hakkõnõ düzenleyen 53.
maddesi sosyal devlet
ilkesi çerçevesinde yo-
rumlandõğõnda, işçile-
re yönelik görüşün ka-
mu görevlileri hakkõn-
da da geçerli olduğu-
nun kabul edilmesi ge-
rektiği belirtildi.
KESK sonbaharda yapacağı grev için konfederasyonlara çağrı yaptı.