26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2009 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Başkan Obama ve Sarsılan İmaj! Geçtiğimiz 9 Ağustos Pazar, Barack Oba- ma’nın Beyaz Saray’a taşınmasının iki yüzüncü gü- nünde, Le Monde’un New York muhabiri yazar Sylvain Cypel’e göre yeni başkanın politikasına olan güven eni konu sarsılmış görünmektedir. İlk yüz gün, bir başkanın performansının sorgulanması için yeterli bir süre. Bunun iki katı bir süre, kuş- kusuz sağlıklı bir değerlendirme için çok daha el- verişli. Yazar Sylvain Cypel’in konuyla ilgili ilginç görüşleri özetle şöyle: Başkan’ın kendi ülkesinde ve dünyadaki kişisel imajı sarsılmış değil. Ne var ki, 7 Ağustos’ta yapılan kamuoyu yoklamaları Başkan’ın politikasına olan güvenin ciddi bir bi- çimde sarsıldığını doğrulamaktadır. W. Bush’un ekonomide ve dış ilişkilerde bırak- tığı kötü mirasın enkazını kaldırıp ülkeyi yeniden ra- yına oturtması, kuşkusuz, kolay değildi. Finansal krizin neden olduğu yıkımın önünün kesilmesi kı- sa sürede alınan devasa önlemlere karşın bütü- nüyle ortadan kaldırılamamış, yaşamın hemen her alanını kapsayan daralma önlenememiştir. 2007 Aralık ayında 6.7 milyon iş buharlaşmıştır, 14.5 mil- yon Amerikalı da iş bulma peşindedir. Büyük bankaların hatırı sayılır kârlar açıklamalarına kar- şın 1 Ocak’tan günümüze 84 küçük banka iflas et- miş, 416’sı da borca batmış durumdadır. Sylvain Cypel bu kez eylül başında hemen ay- nı konuda kaleme aldığı yazıda Başkan’ın imajının sarsılmasına neden olan başka önemli olumsuz- lukları da sıralamaktadır. (Le Monde, 1.9.09) 7 Eylül’de Camp David’deki tatilinden dönerek işbaşı yapacak Başkan Obama Associated Press ajansının analisti Steven Hurst tatil dönüşü Baş- kan’ın önüne gelecek devasa sorunların varlığına işaret ediyor. S. Cypel, Başkan’ı bekleyen karmaşık olduğu kadar çözümü güç sorunları özetle şöyle sıralıyor: Sağlık Sigortası reformunun gerçekleş- tirilmesi için Başkan’ın ısrarı muhalefetin, dahası bazı Demokratların şimşeklerini üzerine çekiyor ve Beyaz Saray için ciddi tehdit oluşturuyor. Başkan Obama’nın söz konusu reformu yasalaştırma gü- cüne sahip olup olmadığı tartışılıyor. Başkan’ın bu konuda iki hedefi olduğu görülüyor. Hedeflerinin ilki, nüfusun tümünü sağlık koruması altına almak (halen 48 ila 50 milyon Amerikalı sağlık koruma- sından yoksun). İkinci hedefi ise reformun maliyetini aşağı çekmek. Yüzde 80’i özel olan ABD sağlık sis- temi, gelişmiş ülkeler arasında en pahalı ve en et- kisiz olanı. Ancak Obama’nın Sağlık Sigortası’nı gerçekleştirmesi kolay görünmüyor. Her şeye karşın bu konuda ısrarlı olursa ‘merkezci’ olarak ni- telenen bazı Demokrat vekillerin muhalefetle bir- likte karşıoy kullanmaları riski var. Öte yandan bun- dan vazgeçmesi halinde partinin ilerici unsurları- nın desteğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Özetle Başkan, Sağlık Sigortası’nı meclisten ge- çirmek için eylül ayına kadar yeni bir strateji be- lirlemek zorunda. Başkan’ın önünde çözüm bekleyen bir başka önemli sorun, CIA’nın işkence dahil yaptığı yasadı- şı işlemlerden yargı önünde hesap vermesinin sağ- lanmasıdır. Adalet Bakanı Eric Holder işkenceye ka- rışan CIA ajanlarının yargı önüne çıkartılmasını ta- lep etmektedir. Buna kendisinin atadığı yeni CIA Baş- kanı Leon Panetta ve eski başkan yardımcısı Dick Cheney şiddetle karşı çıkmaktadır. O kadar ki Cheney “Yaptıklarımdan onur duyuyorum. Savcı ça- ğırırsa gitmeyeceğim” demektedir. Ortadoğu’da George Mitchell’in bölge için özel temsilci olarak atanması Arapların memnu- niyetine karşın İsrail’i tedirgin etmiştir. İsrail-Filis- tin sorununda ise ABD daha eşitlikçi bir politika be- nimsemiş görünmektedir. Ne var ki İsrail Başba- kanı Netanyahu Batı Şeria’da ve Kudüs’ün do- ğusundaki bölgelerde kolonizasyonun dondurul- masına yanaşmamaktadır. Başkan Obama ise ey- lül sonunda BM Genel Kurulu’nda yapacağı ko- nuşmada İsrail-Filistin sorununun çözüme ulaştı- rılmasına ilişkin yeni Amerikan planını açıklama ha- zırlığında. Asker çekmeye başlanmasına bir yıl kala ABD’nin Irak’ta da umduğu istikrarı gerçekleştiremediği gö- rülmektedir. Tıpkı Afganistan’da olduğu gibi. Ça- tışmalar Irak’ta da artarak sürmektedir. Irak’ta 19 Ağustos’ta bombalı saldırıda 101 insan can ver- miş, 600 kişi de yaralanmıştır. Etnik ve dinsel grup- lar arasında iktidar ve petrol paylaşımı sorunları çö- züme ulaştırılamadığı gibi, bir iç savaş tehlikesi de gündemden düşmüş değildir. Amerika’nın Irak’ta kalmaya devam edecek askeri gücü ve Irak pet- rollerinin güvenliği için Obama’nın yeni bir strate- ji geliştirmesi gerekmektedir. Afganistan’da durum farklı değildir. Orada da Amerikan stratejisi başarılı olamamıştır. ‘Demokratik seçimler’ (!) ülkede süregelen olumsuzluklara ça- re olmaktan uzaktır. Taliban şiddeti artarak sürme eğilimindedir. NATO ise ‘yanlışlıkla’ sivilleri bom- balamak huyundan vazgeçmiş görünmemektedir. Daha birkaç gün önce bir parça yakıt almak için bir tankerin çevresine üşüşen sivil halk bomba- lanmış ve 100’e yakın Afganlı sivil canından olmuş, bir o kadarı da yaralanmıştır. ABD ve NATO böl- gedeki gücünü arttırma hazırlığındadır. Bu ne pa- hasına olursa olsun bölgeyi terk etmeyeceğinin göstergesidir. Savaşın Irak’ta olduğu gibi Afga- nistan’da da şiddetlenerek süreceğini söylemek ke- hanet sayılmamalıdır. GAGİK BAGDASARYAN Ermeni ve Türk Dõşişleri Bakanlõklarõ tarafõndan yapõlan Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşmesine ilişkin protokol, Ermeni siyasi çevreleri ve siyaset bilimcileri tarafõndan hayretle karşõlandõ. Bununla birlikte, bu bildirinin ilk bakõşta “beklenmeyen” bir gelişme gibi görülmesine rağmen olanlar aslõnda geçen yõl başlatõlmõş olan ve “Ermeni-Türk ilişkilerinin normalleşmesi” adõnõ alan sürecin normal bir sonucuydu. Bu protokol ile birlikte taraflar, karşõlõklõ iyi niyet beyanlarõnõn yapõldõğõ bir aşamadan, hangi somut adõmlarõn ne zaman atõlacağõnõn belirtildiği yeni bir döneme geçiyorlar. Protokolde, öncelikle, Erivan ve Ankara, altõ haftalõk bir süre içinde iç politikadaki danõşma, inceleme sürecini tamamlayarak diplomatik ilişkilerin kurulmasõ ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin protokolleri imzalayacaklarõnõ beyan ediyorlar. Belgede ayrõca, iki devlet arasõndaki sõnõrlarõn bu protokolün taraflarca onaylanmasõndan itibaren iki aylõk bir süre içinde açõlacağõ belirtiliyor. Bu ise Ermeni-Türk ilişkilerinde yakõn bir geçmişe kadar imkânsõz görülen bir şeyin gerçekleştirildiğine işaret ediyor. ‘Bakû’ geri planda kaldı Taraflar ayrõca, siyaset, ekonomi, enerji, ulaşõm, kültür, bilim-teknoloji ve diğer alanlarda işbirliğini geliştirme kararõnõ aldõlar. Bunun yanõ sõra iki ülkeyi birbirine bağlayan ulaşõm, haberleşme ve enerji altyapõsõnõn ve ağlarõnõn da mümkün olan en fazla derecede kullanõlmasõ konusunda anlaşmaya varõldõ. Bu hükümlerin gerçekleştirilmesi, bölgedeki jeopolitik ve jeoekonomik konumu tamamõyla değiştirerek, Rusya ve İran gibi oyunculara kendi planlarõnõ gerçekleştirmeleri konusunda önemli imkân verecek. Hele Karabağ sorunu da çözülürse, o zaman, bunun ekonomik alanda dünya çapõnda önemli sonuçlarõ olur. Protokol, Karabağ sorununa özel bir atõfta bulunmuyor. Buna karşõlõk, taraflar bölgesel ve uluslararasõ ihtilaflarõn uluslararasõ hukukun normlarõna bağlõ şekilde, barõşçõ yoldan çözülmesi konusunda anlaşmaya varmõş durumdalar. Bunlarõn dõşõnda taraflar, tarihle ilgili konularda arşivlerin incelenmesi de dahil olmak üzere, tarihsel iddialarõn “tespit edilmesine” yönelik ortak çalõşmalar yürütme kararõ aldõklarõnõ belirtiyorlar. Burada, hiçbir şekilde bir Ermeni- Türk ortak komisyonunun kurularak soykõrõm iddialarõnõn ortaklaşa incelenmesine ilişkin bir hususun yer almamasõ dikkate değerdir. Zira Ermeniler arasõnda yaygõn olan görüş, 1915 olaylarõnõn hiçbir kanõta gerek bõrakmayacak derecede ortada bir gerçek olduğu ve bu nedenle, ortak komisyon kurulmasõ önerisinin gereksiz olduğudur. Bu nedenle, tarihsel gerçeklerin öğrenilmesi konusunda çalõşmalar yapõlmasõ gibi bir ifadenin metinde yer almasõ, Ermeni toplumunda hiç şüphesiz, rahatsõzlõklara neden olur. Fakat Ermenistan Devlet Başkanõ yaptõğõ açõklamada, Ermeni halkõnõn asla kendi tarihini unutmayacağõnõ söyleyerek, bu konuyu kesin bir biçimde ortaya koydu. Madalyonun diğer yüzüne baktõğõmõzdaysa, Türkiye’nin, Ermenistan’la ikili ilişkilerini normalleştirmek için eskiden öne sürdüğü bütün ön şartlardan -en azõndan kâğõt üzerinde- vazgeçtiğini görüyoruz. Türkiye, “küçük kardeşi”ni teselli etmek amacõyla Bakû’ya hitaben bazõ açõklamalar yapõyor, ancak bunlar teselli açõklamalarõndan öteye giden sözler değil. Görünen, Ankara’nõn artõk Ermenistan’la ilişkilerinde Bakû’yu değil, başka başkentleri dikkate aldõğõdõr. Rusçadan çeviren: Deniz Berktay (Rus Resmi Haber Ajansı RİA Novosti, 1 Eylül 2009) Türk-Ermeniilişkilerininnormalleşmesiçerçevesindealtıhaftaiçindediplomatikilişkilerinkurulmasıöngörülüyor İlişkilerin normalleşmesine ilişkin hükümlerin gerçekleştirilmesi, bölgedeki jeopolitik ve jeoekonomik konumu tamamõyla değiştirerek, Rusya ve İran gibi oyunculara kendi planlarõnõ gerçekleştirmeleri konusunda önemli imkân verecek... Türkiye’nin Bakû’ya hitaben açõklamalarõ ise teselli açõklamalarõndan öteye giden sözler değil. Görünen, Ankara’nõn artõk Ermenistan’la ilişkilerinde Bakû’yu değil, başka başkentleri dikkate aldõğõdõr. ‘SPD kendi kendini küçültüyor’ Almanya’daki Sol Parti’nin Başkanõ Oskar Lafontaine, Thüringen eyaletinde Sosyal Demokrat Partisi (SPD)-Sol Parti koalisyonunu mümkün kõlmak için SPD’ye burnu büyüklükten vazgeçme çağrõsõnda bulundu. Buna karşõlõk, SPD-Sol Parti- Yeşiller koalisyonunu ise sert bir dille reddetti. FRANKFURTER RUNDSCHAU - Almanya’da (30 Ağustos) pazar günkü yerel seçimlerden bu yana SPD-Yeşiller-Sol Parti ortaklığı üzerine birçok spekülasyon yapılıyor. Bu, federal düzeyde hükümet kurmak için gerçekçi bir seçenek mi sizce? LAFONTAINE - Hayõr. Sol Parti için karar ve sonuç üzerinde kesinlikle etkili olan şey daima programdõr. SPD ve Yeşiller, Afganistan’daki savaştan yana çõktõklarõ, az ya da çok emekli maaşlarõnda indirim, işsizlik parasõnda kesinti yaptõklarõ ve Hartz IV (sosyal güvenlikte kesinti) yasalarõyla ücret indirimine destek verdikleri sürece, ortak bir çalõşma zemini bulunamaz. - Sol Parti-SPD-Yeşiller ortaklığı Saarland eyaletinde ve muhtemelen Thüringen eyaletinde işliyor da neden federal hükümet düzeyinde işleyemiyor? Bizi birbirimizden ayõran sorularõn hiçbiri eyaletler düzeyinde karara bağlanmõyor da ondan... Afganistan savaşına onay veremeyiz - Ama Eyaletler Meclisi (Bundesrat) üzerinden oluyor bu dediğiniz... Eyaletler Meclisi kararlara katõlõyor. Ama orada da Sol Parti’nin katõlacağõ bir hükümet sosyal güvenlikte kesinti hedefini güden hiçbir yasaya onay verilmeyeceğini garantiye almõş olacaktõr. - Günün birinde uzlaşmayı kabul etmek zorunda değil misiniz? Elbette. Ama temel ilkeler de var. Klasik bir örnek Afganistan’dõr. Biz bu savaşa onay veremeyiz, birazcõk bile destek veremeyiz. - Bu, sizin için “sine qua non” (olmazsa olmaz) mudur? Bu, Sol Parti için sine qua non’dur. - Başkaları da var mı? İkincisi de emekli maaşlarõnõn şu anda geçerli olan hesap formülüdür. Bu temel üzerinde işbirliği mümkün değil. Bu formül milyonlarca çalõşanõn hizmetlerini değersizleştiriyor. Düşük ücretli sektörlerde çalõşanlarõn hepsinin, 45 yõllõk bir çalõşma yaşamõndan sonra hayatõnda hiç çalõşmamõş biri kadar emekli maaşõ alma hakkõ var. CDU/CSU, SPD, FDP ve Yeşiller’in, Almanya’daki hizmet düşüncesini hangi düzeyde paramparça ettiğini görüyorum da, doğrusu aklõm almõyor. Aynõ şey işsizlik sigortasõ için de geçerlidir. Yõllarca işsizlik sigortasõna para ödeyen biri, bir yõllõk işsizlikten sonra hayatõnda hiç çalõşmamõş biri kadar para alõyor. Bu, halkta hizmet vermeye hazõr olma düşüncesinin altõnõ oyuyor. Bunlarõn sorumluluğunu üstlenmiş ve geri adõm atmayõ da düşünmeyen insanlarla Sol Parti hükümet kuramaz ve kurmayacaktõr. - Aslında siz SPD’nin 1998 yılından beri savunduğu her şeyi reddetmesini istiyorsunuz... SPD, on yõllõk bir sürede seçmenlerinin ve üyelerinin hemen hemen yarõsõnõ neden yitirdiğinin acõmasõz bir analizini yapmak zorundadõr. Yanõt basit aslõnda: Bu parti, sosyal demokrat temel ilkelere veda etti. SPD, uluslararasõ hukuka uyan ve kalkõnma için işbirliği ile diplomasiye dayanan bir dõş politikaya da geri dönmelidir. Ve bu parti, bütün bunlarõn dõşõnda, tekrar işleyen bir sosyal devlet yaratmaya da hazõr olmalõdõr. - Yani o zaman partinin başkanlığını tekrar almaya hazırmışsınız gibi geliyor kulağa bunlar... Sağ olun ama benim halen bir başkanlõğõm var zaten... - SPD’yi daha ne kadar küçültmek istiyorsunuz? Bizim hedefimiz SPD’yi küçültmek değil. Hedefimiz onu durdurmak ve tekrar sosyal demokratlaşmasõnõ sağlamak. Yani, bu parti, güvenilir bir biçimde sosyal güvenlik sağlayan sosyal devletin, bu ülkedeki insanlarõn büyük bölümü için yaşamsal temeli oluşturduğunu anlamalõdõr. - Ama fiilen SPD’yi küçültüyorsunuz... SPD fiilen kendi kendisini küçültüyor. Ben daha hayatõmda art arda yaşanan seçim yenilgilerinden sonra politikasõnõ düzeltmeye hiç hazõr olmayan böyle bir parti görmedim. - Son yıllarda bazı düzeltmeler oldu... Çok yetersizdiler. Eğer SPD üst yönetimi seçmenlerine karşõ bir politika yapamayacağõnõ derhal anlamazsa, SPD seçmen yitirmeye devam edecektir. Almancadan çeviren: Osman Çutsay (Frankfurter Rundschau, Almanya, 1 Eylül 2009) Almanya’daki Sol Parti’nin Başkanõ Lafontaine, eskiden liderliğini yaptõğõ Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) on yõllõk bir sürede seçmenlerinin ve üyelerinin hemen hemen yarõsõnõ neden yitirdiğinin acõmasõz bir analizini yapmak zorunda olduğunu belirterek “Yanõt basit aslõnda: Bu parti, sosyal demokrat temel ilkelere veda etti” diyor. TC SAMANDAĞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDENGAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI Dosya Numarasõ: 2008/373 Tal. Satõlmasõna karar verilen gayrimenkullerin cinsi, kõymeti, adedi, evsafõ: 1. TAPU KAYITLARI: Hatay ili Samandağ ilçesi Çiğdede Mah. kâin 4278 parselde kurulu kat irtifakõna göre 6/72 arsa paylõ 7 No’lu bağõmsõz bölüm zemin kat dükkân, Çiğdede Mah. 4278 parselde ku- rulu kat irtifakõna göre 5/72 arsa paylõ 8 No’lu bağõmsõz bölüm zemin katta dükkân, Çiğdede Mah. 4278 parselde kurulu kat irtifakõna göre 8/72 arsa paylõ 9 No’lu bağõmsõz bölüm zemin kat dükkân. A) TAŞINMAZLARIN HALİHAZIR DURUMU: Samandağ ilçesi Çiğdede Mah. 4278 parsel Deniz Sitesi’ne giden ana yoldan 2 No’lu sağlõk ocağõna giden sokak üzerinde ana yoldan yaklaşõk 100 m. içeride bulunmaktadõr. Taşõnmaz üzerinde zemin ve birinci kattan oluşan iki katlõ betonarme bina mevcuttur. Bina yaklaşõk olarak 15-20 yõllõk olup birinci katõnda mesken amaçlõ daire mevcuttur. Zemin altõnda işleme konu olan üç adet dükkân mevcuttur. Dükkânlarõn üçü de kapalõ, boş vaziyettedir. B) TAŞINMAZLARIN DEĞERİ: 6/72 arsa paylõ 7 No’lu dükkânõn değeri 16.000,00.-TL. 5/72 arsa paylõ 8 No’lu dükkânõn değeri 14.000,00.-TL 8/72 arsa paylõ 9 No’lu dükkânõn değeri 17.000,00.-TL (Samandağ İcra Hukuk Mahkemesi E.2009/13 K.2009/26 sayõlõ 11.06.2009 tarihli kesin kararõ ile belirlenen değerlerdir.) SATIŞ ŞARTLARI: 1- Satõş 4278 parsel sayõlõ taşõnmazdaki borçlunun 7 No’lu dükkânõn birinci arttõrmasõnõn 16.10.2009 günü 10.00-10.10 saatleri arasõnda, 8 No’lu dükkânõn birinci arttõrmasõnõn 16.10.2009 günü 10.15-10.25 saatleri arasõnda, 9 No’lu dükkânõn birinci arttõrmasõnõn 16.10.2009 günü 10.30-10.40 saatleri arasõnda SAMANDAĞ BELEDİYE NİKÂH VE MEZAT SALONU’NDA açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklar mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla taşõnmaz 26.10.2009 günü aynõ yer ve saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere arttõrma ilanõnda gös- terilen müddet sonunda en çok arttõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhan alacaklõlarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geç- mesi lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetlerin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, resmi ihale pu- lu, tapu alõm harcõ ve masraflarõ ile tahliye ve teslim masraflarõ alõcõya aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkuller üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde Dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõnõ tapu sicili sabit olmadõkça paylaşmada hariç bõ- rakõlacaklardõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve te- merrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak ve bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderacatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, satõş ilanlarõ ilgililerin adreslerine gönderilmiş olup, adreste tebligat yapõlamamasõ veya adresleri bilinmeyenler içinde işbu satõş ilanõnõn ilanen tebliğ yerine kaim olacağõ ilan olunur. Başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/373 Tal. sayõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 27.08.2009 (İc.İf.k.126) (*) İlgililerin tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 49696 AnkaraErivanyakõnlaşmasõciddimi? The Guardian 1 Eylül 2009 Reuters
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear