24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2009 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ İlhan Selçuk’un Andı... İlhan Selçuk’un son günlerde yeniden has- taneye yatırılması, sağlığında iniş-çıkışlar he- pimizi pek üzdü ve kaygılandırdı. Ne var ki, ye- ni haberler, birdenbire iyiye doğru değişti: Ağabey’in sağlığı düzeliyor. Bu rapor, çok şükür, yeni şifa ekleriyle sürü- yor... İlhan Selçuk’un şu son aylarda hastaneye gi- rip çıkışlarının gösterdiği bir gerçek de şu: Onun- la ilgili haberler, aydın tabakayla sınırlı kalmıyor, toplum da ilgileniyor. Halkına inanmış bir yazara ilgi başka nasıl olabilir ki? Belleğimiz, bir yarım yüzyıl önceye uzanıyor... 1923 Devrimi’nin 1950’lerle ihanete uğraması, bir on yıla mal oldu: Demokrat Parti, biçimsel bir demokrasi bile kuramamıştır. 27 Mayıs Devrimi’yle ise, yepyeni bir dönem açıldı. Başta 1961 Anayasası, siyasal kavram ve di- li değiştiriyor, yenileştiriyordu. Siyasal yaşam da bundan etkilendi: Sosya- list bir parti olarak, Türkiye İşçi Partisi kuruldu; kapitalizmin partisi zaten olacaktı, Adalet Par- tisi çok geçmedi bunu üstlendi. CHP ise, “or- tanın solu”nun partisi olduğunu ilan etti. Her siyasal cephenin kadroları oluşmaya başladı. Daha da önemlisi, aydınlar, bir yeni “yön” ara- maya başladılar. O da sosyalizmi ilan ediyordu. YÖN’ün kadrosunda, Doğan Avcıoğlu, Müm- taz Soysal ve İllhan Selçuk kalemlerini bileyli- yorlardı. İlhan Selçuk, ayrıca Cumhuriyet ga- zetesi kadrosunda yeni ve genç bir yazardı ve “Pencere”sinden bir başka dünyaya bakıyordu: Laik 1923 Devrimi’ni temellendiriyor ve geleceği de “sol”da arıyordu. 1960’ların tablosu böyledir: Tablo sürseydi, ülkeye çok şeyler getirirdi. Olmadı, faşizm -mil- liyetçilik adına- başını uzattı ve silahlar patlamaya başladı. Ayrıca, askerlerden 12 Mart müdahalesi ile 12 Eylül faşizmi! Bundan sonra kazanacak olan, sağcılık ve kar- şı-devrimcilik olacaktır; özellikle “Türk-İslam Sen- tezi”nde yolu çizilecek dinci-İslamcı partiler, en son AKP’nin iktidarına gelip varacaktır. 2002’den beri de 1923 Devrimi’nin mezarı ka- zılmaktadır... AKP, çok tartışıldı ve hâlâ tartışılıyor. Daha bugünden, kimi gerçekler ortada: Tür- kiye’de “siyaset” artık bütünüyle “yağmacılık” an- lamınadır. Ülke, gırtlağına değin yolsuzluk ba- tağının içinde. Siyasetteki yolsuzluklar “orta sağ”ı çökertince, “dinci-İslamcı sağ” iktidar oldu. AKP’nin iktidarı işte budur. Şimdi tarikatçılık ile yağmacı siyaset, yine din ticareti ekseninde tam bir “ittifak” içinde, tüm Türkiye’yi pençesine almış görünüyor ve aynı za- manda rejimi tehdit ediyor. Bu faşizmdir. Türkiye’deki neofaşizmin elitleri arasında şu- nu da unutmamalı: Medyada kendilerini eski sol- cu ya da yeni liberal diye pazarlayan dalkavuklar ve dinci neofaşistler... AKP iktidarı, şimdi neofaşizmin karşısında zo- runlu olarak -varlıklarını sürdürebilmek için- ko- numlanan yarı bağımsız yargıyı ve sözde özgür medyayı hedef almış durumda. Onlara tam baş eğdirememiş görülüyor. Ancak, laik Cumhuriyete yürekten inanan or- du ile aydınlara düşman: Ergenekon Davası iş- te bu ve yargının başına bela olmuştur... Bu tabloda İlhan Selçuk’un yeri nerededir? Ufka bakınız, çok ilerde bir adam göreceksi- niz: Kafası, bir çağın en ileri fikirleriyle dolu, elin- de kalem, daha ileride ve özgür bir Türkiye’ye and içmiş dimdik yürümektedir; arkasında bin- lerce insan, genç, orta yaşlı, yaşlısı onu izle- mektedir. Bu, yenilginlerin değil, çağın bir yü- rüyüşüdür. 1923 Devrimi’ne inanıyorlardı, bugün de. Sebatla, dönmemecesine, hep ufka bakarak yürüyorlar... Terör zararlarında 1 yıllık süre uzatımı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararlarõn Karşõlanmasõ Hakkõnda Kanun kapsamõnda yapõlan başvurularõn sonuçlandõrõlma süreleri 1 yõl uzatõldõ. Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararõ dün Resmi Gazete’de yayõmlanarak yürürlüğe girdi. Deniz ifade verdi İstanbul Haber Servisi - Şarkõcõ Özcan Deniz, İzmir’de, “Ahmet Tekin Baykal’õn elebaşõlõğõnõ yaptõğõ organize suç örgütü”ne yönelik “Anafor operasyonu”na ilişkin dava kapsamõnda “müşteki” sõfatõyla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde ifade verdi. Özcan Deniz ve kardeşi Ercan Deniz, hâkim ve savcõlarõn kullandõğõ kapõdan binaya girerek İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne çõktõ. Danõştay, TRT’nin ‘hizmet alõm’ sözleşmelerine iptal kararõ verdi Haber-Sen davayõ kazandõ SELDA GÜNEYSU ANKARA - Haber-Sen Yönetim Kurulu, TRT Genel Müdürü İbra- him Şahin’in, yayõn ünitelerine gön- derdiği 21 Ocak 2008 tarihli, “hizmet alımlarının piyasadaki firmalar aracılığıyla yapılması”na yönelik genelgenin iptali ve yürütmesinin durdurulmasõ istemiyle Danõştay’da açtõğõ davayõ kazandõ. Karara göre, TRT yönetiminin, One Haber Ajan- sõ başta olmak üzere, yönetimin as- li ve sürekli görevleriyle ilgili diğer firmalarla yaptõğõ hizmet alõm söz- leşmelerini iptal etmesi gerekiyor. Haber-Sen Merkez Yönetim Ku- rulu tarafindan yapõlan açõklamaya göre, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, yayõn ünitelerine gönderdiği 21 Ocak 2008 tarihli genelge ile “hizmet alımlarının piyasadaki firmalar aracılığıyla yapılması”nõ istedi. Bu genelgeye dayanõlarak da TRT ile One Haber Ajansõ arasõnda, 2 Ocak 2009’da bir anlaşma imza- lamõştõ. Anlaşmaya göre, One Haber Ajansõ, dõşarõdan TRT için üç prog- ram yapacaktõ. TRT, birçok firma ile de genelgeye dayanarak hizmet alõm sözleşmesi imzalamõştõ. Haber-Sen Merkez Yönetim Kurulu da, söz ko- nusu genelgenin “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle, genelgenin yü- rütmesinin durdurulmasõ ve iptali için Danõştay’da dava açmõştõ. Danõştay 13. Dairesi, Haber-Sen’in yürütmeyi durdurma talebini kabul etmedi. Bunun üzerine Haber-Sen, Danõştay İdari Dava Daireleri Ku- rulu’na başvurarak karara itiraz et- ti. Haber-Sen’in itirazõnõ kabul eden Danõştay İdari Dava Daireleri Ku- rulu, genelgenin yürütmesinin dur- durulmasõna karar verdi. Kurulun ilgili kararõnda, “Dava konusu genelgede piyasadaki fir- malar aracılığıyla satın alınabi- lecek hizmetlerin neler olduğu ta- nımlanmadığı gibi, çerçevesi de çizilmemiştir. Dolayısıyla söz ko- nusu genelge hükmü, TRT Genel Müdürlüğü’nün doğrudan ge- nel idare esaslarına göre yürüt- tüğü asli ve sürekli hizmetlerin de özel firmalar aracılığıyla yürü- tülebilmesi sonucunu doğuraca- ğından dava konusu düzenleme- de hukuka uyarlık görülmemiş- tir” denildi. ‘Ondan yararlanamadık’ Eski MBK üyesi, eski Halkevleri’nin Onursal Genel Başkanõ Ahmet Yõldõz, askeri törenle toprağa verilirken cenazesine katõlanlar üzüntülerini dile getirdiler İstanbul Haber Servisi - Solunum yetmezliği nedeniyle 1 Eylül’de yaşa- mõnõ yitiren 27 Mayõs darbesinin Milli Birlik Komitesi üyesi, Cumhuriyet Se- natosu’nun daimi üyesi, Halkevleri Onursal Genel Başkanõ, 212 Sayõlõ Ba- sõn İş Kanunu’nun çõkmasõnõ sağlayan, emekli Kurmay Albay Ahmet Yıldız (88), Selimiye Camii’nde dün öğlen vak- ti kõlõnan cenaze namazõnõn ardõndan dü- zenlenen askeri törenle Karacaahmet’teki aile kabristanõnda toprağa verildi. Tören öncesi Yõldõz’õn kõzõ Ülkü, oğullarõ Fatih ile Yavuz Yõldõz taziye- leri kabul etti. Cenaze törenine katõlan Yaşar Ke- mal, “Cumhuriyet’te çalıştığım dö- nemde, sık sık yanımıza gelirdi. O za- manlar bizi çok severdi. Hepimiz onu iyi tanırdık. O ne subaydı ne başka bir şeydi, büyük bir kültür adamıy- dı. Ben o kadar kültürlü bir insana çok az rastladım. Bir de çok fedakâr bir adamdı. Yurtseverlerden biriydi. Türkiye’deki askeri darbelere de karşıydı. Menderes için biz gazete- ciler ‘bu adamõ öldürmeyin’ diye ne ka- dar çalıştıysak, bizden daha çok ça- lıştı” dedi. Cumhuriyet Senatosu’nda birlikte gö- rev yaptõğõ Hasan Fehmi Güneş de, bir- likte çalõşmalarõ olduğunu belirterek “Aydınlanma devrimini özümsemiş- ti. Yeterince yararlanamadık ondan. Şimdi o tür insanları arıyoruz” dedi. Cenaze törenine, ailesi, eski Maliye Bakanõ Ziya Müezzinoğlu, CHP Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Mehmet Ali Özpolat, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanõ Gürsel Te- kin, eski Sosyal Demokrat Halkçõ Par- ti (SHP) Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, eski Turizm Bakanõ Bahattin Yücel, eski içişleri bakanlarõndan Ha- san Fehmi Güneş, yazarõmõz Şükran Soner, Eski Halkevleri Örgütlenme Genel Sekreteri Ali Cihat Işık, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Öz- gürlük ve Dayanõşma Partisi (ÖDP) Ge- nel Başkanõ Alper Taş, eski Milli Bir- lik Komitesi Üyesi Kadir Kaplan’õn da aralarõnda bulunduğu arkadaşlarõ, dost- larõ, çok sayõda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katõldõ. Halkevleri üyelerinin de aralarında bulunduğu cenazeye katılan çok sayıda kişi, mezarlığa kadar yürüdü. Trabzon’un Sürmene ilçesine bağlõ Konuklu Kö- yü’nde 1921 yõlõnda dünyaya gelen Yõldõz, Bur- sa Askeri Lisesi ve Harbiye’yi bitirdi. Orduda çeşitli görevlerde bulunan Yõldõz, 27 Mayõs 1960 ihtilalinin örgütleyicilerinden biri oldu. Mil- li Birlik Komitesi (MBK) üyesi olarak görev yap- tõ. 27 Mayõs 1960-25 Ekim 1961 tarihleri ara- sõnda MBK, 1961-1980 tarihleri arasõnda da Cumhuriyet Senatosu tabii üye- liği görevinde bulundu. 1976’da Halkevleri Genel Kurulu’nda genel başkan- lõk görevine seçilen Yõldõz, bu görevini 12 Eyül 1980’e kadar sürdürdü. 12 Ey- lül askeri darbesinde tutuklanarak bir yõla yakõn hapis yattõ. Yõldõz dört yõl sü- ren yargõlanmasõnõn ardõndan 16 ayrõ davanõnõn tümünden beraat etti. Yõldõz, daha sonra bu haksõz tutuklamalar nedeniyle Hazine aleyhine 100 milyon li- ralõk tazminat davasõ açtõ. Yõldõz dava dilekçesinde, ad vermeden dönemin dev- let başkanõ Kenan Evren’i suçladõ. Tutuklu kaldõğõ dönemde işkencenin her tür- lüsüyle karşõlaştõğõnõ söyledi. Yõldõz, Kenan Evren’e gönderdiği mektupta, idam da dahil olmak üzere Halkevleri’nin eylemlerine yönelik cezanõn kendisine ve- rilmesini, Atatürk’ün kurduğu Halkevleri’nin kapatõlmamasõ isteğini belirtti. 1 6 D A V A N I N T Ü M Ü N D E N B E R A A T E T T İ Haber-Sen, kararõn, One Ha- ber Ajansõ ile TRT arasõndan imzalanan sözleşmenin iptali için emsal teşkil edeceği belirtildi. Açõklamada, TRT’nin Kuruluş ve Görev Yönet- meliği’nin, Yönetim Kurulu Kararõ ile “usul ve esaslar”a dönüştürülmesine iliş- kin açõlan davada da Danõştay’õn “yürütmeyi durdurma” kararõ verdiği bildirildi. ‘EMSAL TEŞKİL EDER’ TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Bir Gün Yolun Düşerse!.. Karların geçit vermez viraneleri ka- pattığı günlerde... Ya da ağustos sı- cağında, çölü andıran bir coğrafyanın tozlu yollarında aracınızın lastiği pat- ladığında... Asker çocuğunuzu görmeye gitti- ğiniz bir dönemde, bozulmuş oto- mobilinizin yanı başında çaresizce beklerken... Oğlunuzun âşık olduğu kara gözlü kızın ailesine önyargıyla giderken... Kim bilir belki de iş görüşmesi için ko- şuşturduğunuz geri kalmış bir bölgede, sıcak bir dost arar- ken... Herhangi bir mevsimde ya da herhangi bir günde... Gündüz ya da gecenin çok geç saatle- rinde... Girdiğiniz her harabe bahçe duvarı buyur edecektir sizi... Çaldığınız her tahta kapının ar- dından, yoksulluk ve çaresizliğin yüz hatlarında haritalar oluşturduğu, avurt- ları çökmüş bir yüz gülümseyecektir!.. Ve uzatılan her nasırlı el yoldaş ola- caktır benliğinize... Eminim, kerpiç bir evin soğuk da- mı tezek ateşiyle ısıtılırken, bir çapu- ta sarılmış son bazlama sizin için ıs- latılacaktır... İhtimalse eğer, ahırdaki çelimsiz son keçi de yeni dostlar için kesilecektir... Sonra bakır gümgümde damıtıl- mış bir fincan mırra, acı kahvenin kırk yıllık hatırına selam duracaktır... Bel- ki çok anlayamadığınız bir dilde öy- küler anlatılacaktır, endişenin kay- bolduğu yüzünüze... Eminim, dil ye- rine tebessüm, söz yerine dostluk yol- daş olacaktır o gece size... Ve iki odalı döküntü bir viranede, “camhana”lara gizlenmiş bir takım yün yatak, o vakitsiz misafir için serilecektir toprak zemine... Kardeşliğin ya- tağında dostluk rü- yaları görürken, uyandığınızda, nay- lon bir sofranın üzerinde yosun bağlamış son pey- nir parçasının tuzu sizin için alınacak- tır. Ve yürek yakan üzüm pekmezinin son kalıntısı bakır bir tabaktayken, sı- cak sac ekmeği sürülecektir önünü- ze... Yanağınıza konacak ılık bir öpücük, elinizi kavrayacak derin bir dostluk ve sırtınızdaki yoldaş dokunuşuyla yolcu edilirsiniz... Ardınızdan su dökecek ka- dınlar Berivan’dır, Hazal’dır, Zey- nep’tir... Şeyhmus’lar, Halil’ler, İbra- him’ler çıkaracaktır sizi patikadan düz yollara... Elinizde bir buket kır çi- çeği, yüreğinizde dostlukla... İyi bilin ki, orası Güneydoğu’dur... İlk üniversitenin kurulduğu, tohumun toprağa ilk atıldığı, ilk tapınma mer- kezinin bulunduğu yerdir orası... Siz bakmayın, 30 yıldır şiddetin verimli topraklara kin ekmesine... Boşverin macera peşinde koşan te- rorizmi... Töre uğruna can alan feo- daliteye çok fazla kulak asmayın... Ne aşiretin sopası ne de cehaletin tokadı kalkar size... Orada insanlar yal- nızca birbirilerine zarar verirler!.. Unut- mayın, herkes terörist değildir orada... Kültürlerin harman olduğu Mezo- potamya’da, konukseverliğin bağrın- da tutulmuşsanız eğer, bilin ki insan- lığın en eski kucağından ve kardeşli- ğin güven ormanından geçmişsiniz- dir!.. Hele evinize döndüğünüzde... Ka- pı komşunuz bir Kürt yurttaşımız ise, üst katınızdan Doğu nağmeleri yük- seliyorsa ve alt katınızdan iftar sofra- nıza bir tabak çiğköfte geliyorsa Gü- neydoğu’da nelerle karşılaştığınızı ya da karşılaşabileceğinizi bir kez daha düşünün... Hepimizin... Hem de şu kaos dö- neminde çok ihtiyacı var buna... Kandil’e Çağrı!.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geç- tiğimiz yıl PKK’nin merkez üssü Kandil Dağı’na yönelik hava sal- dırılarında örgütün en az 600 yaşam merkezinin darbe aldığı açıklanmıştı. PKK bir yılı aşkın sü- reden bu yana lojistik sıkıntısı çe- kiyor, Kuzey Irak’taki kentlerle bağlantı kuramıyor. Giderek aza- lan militan katılımı da örgüt yö- netiminin psikolojisini bozuyor. Son dönemdeki siyasal çözüm baskısının altında biraz da bu sı- kıntı yatıyor! PKK’nin yayın organları üç yıl öncesine kadar sayıları 200 ile 300 arasında değişen militanla- rın örgüte katılımıyla ilgili haber- ler yayımlardı. Son dönemdeki haberler ise PKK’ye katılımın ciddi oranda düştüğünü ortaya koyuyor! Örgütün haber ajansı, 31 Ağustos günü PKK’ye 40 ye- ni militanın katıldığını duyurdu. Bu militanların “diploma töreni”nde konuşan PKK yöneticisi Rüs- tem Cudi, “Yeni hamlesel süre- ce katılımı daha etkili kılabilmek için örgütün hem nicel hem de ni- tel olarak büyütülmesi gerekir. Bu da ancak gençlerin katılımının arttırılmasıyla gerçekleşebilir. Ka- tılımlar ne kadar çoğaltılırsa sü- rece daha büyük cevaplar verile- bilir ve barış girişimlerimizdeki ıs- rarımızı daha etkili kılabiliriz” de- di! Cudi’nin konuşması, “barış” uğruna “şiddet”i bir dayatma yöntemi olarak kullanan PKK’nin yaşadığı paradoksu gözler önü- ne serdi. Ancak Hakkâri’de öy- lesine ilginç bir olay yaşandı ki, bu durum PKK’nin içinde bulundu- ğu kadro sıkıntısını bir kez daha dışavurdu. Örgüt 1 Eylül Dünya Barış Günü’nden bir gün sonra Hakkâri’de 2 bin bildiri dağıttı. “HPG Botan Öz Savunma Birimi” adına dağıtılan bildirilerde, Kürt gençlerine PKK’ye katılma çağ- rısı yapıldı. “Kürt açılımı” tartış- malarına da dikkat çekilen bildi- rilerde, “Çözümü yaratacak olan güç AKP değil PKK ve onurlu Kürt halkıdır” denildi! İlginç değil mi?.. PKK’lilerin siyasete çekilmesi ve bir bölü- münün Avrupa’ya gönderilmesi tartışılırken örgüt dağlara yeni kurbanlar çağırıyor! Üstelik bunu da “barış” adına yapıyor!.. “Bu so- run çözülmez” diyenler haksız mı acaba?.. Hizbullah’ın Yol Haritası... Kürt sorunu konusun- da salt PKK değil İs- lamcı gruplar da aktör olmaya çalışıyor. Örne- ğin Fethullahçıların bu konudaki çabası giderek yoğunlaşıyor. Birkaç yıl- dır Abant’taki toplantı- larda Güneydoğu soru- nu için çözüm arayışla- rına girişen cemaat, böl- genin yanı sıra Kuzey Irak’taki eği- tim yatırım- larıyla da Kürtlerin dik- katini çek- meye çalışı- yor. Bir başka grup var ki, sorun konu- sunda 20 yıldır kendi açısından mücadele et- tiğini öne sürüyor. Bir dönem Güneydoğu’da İslamcı Kürt devleti kur- mak için çok kan akıtan Hizbullah, 2000 yılından bu yana yaşadığı çöküş sürecini siyasallaşmayla durdurmayı hedefliyor. Örgüt, mezar evleriyle iyice kötüleşen imajını kurtarmak için ise der- nekler kuruyor, Güney- doğu’da yoksullara gıda ve giysi yardımı yapı- yor! İşte bu Hizbullah şim- di de Kürt sorunu konu- sunda bir harita hazırlı- yor. Son dönemde ideo- logları ile şahin kanat arasında siyasi açıdan görüş ayrılığı olsa da, Hiz- bullahçılar Kürt sorunuyla ilgili PKK’den önce atak yapmak istiyor! Örgütün bir- kaç gün içinde “Hizbul- lah’ın Kürt Sorunu Ra- poru” adı altında ta- mamladığı çalışmayı ba- sın bildirisiyle duyurma- sı bekleniyor. Görelim bakalım, bir dönemin Marksistleriyle günümü- zün siyasallaşmaya ça- lışan şeriatçıları bölgenin kanayan yarasına nasıl bakacaklar!.. Fotoğraf:UĞURDEMİR BÜYÜK BAŞARI Türk doktor midekanserini yok etti ERZURUM (Cumhuriyet) - Atatürk Üniversitesi Tõp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalõ öğre- tim üyesi Doç. Dr. Halis Süley- man’õn 4 arkadaşõyla birlikte kli- nik ortamda hayvanlar üzerinde yaptõğõ çalõşmalar sonucunda mide kanserini yenmeyi başardõğõ kay- dedildi. Araştõrmasõyla ilgili bi- limsel makalesi ABD’nin ünlü ‘International Journal Of Can- ser’ dergisinde yayõmlanan Doç. Dr. Süleyman, “Biz deney hay- vanlarında vücudun savunma mekanizmasını arttırarak mide kanserini yenmeyi başardık. Klinik çalışmalar tamamlanırsa dünyada mide kanserinden ölümler sona erer” dedi. Doç. Dr. Halis Süleyman, 2 yõl önce ülserin, böbrek üstü bezleri- nin salgõladõğõ kortizol ve adrena- lin arasõndaki dengenin bozulma- sõndan kaynaklandõğõnõ bilimsel olarak ortaya çõkarmasõnõn ardõn- dan, mide kanseri çalõşmalarõnõ yoğunlaştõrdõ. Kimyasal madde kullanarak farenin midesinde kan- ser dokusu oluşturan Doç. Dr. Sü- leyman, önce ilaçla vücudun adre- nalin salgõlamasõnõ durdurdu. Mi- desinde kanser oluşan deneğe kor- tizol veren ekip, kanserli dokunun tamamen ortadan kalktõğõnõ bilim- sel olarak ispatladõ. Dünyada her yõl 900 bin insanõn mide kanserinden hayatõnõ kaybet- tiğini belirten Doç. Dr. Süleyman, çalõşma dönemi içinde iki kez kalp krizi geçirdiğini ve iki ay önce de by-pass ameliyatõ olduğunu işaret ederek “Çok yorucu bir çalışma- nın ardından, önemli ve ciddi bir başarıya ulaştık” dedi. RADYO BARIŞ Ödüller Genç ve YARSAV’a İstanbul Haber Servisi - Radyo Barõş’õn bu yõl 8’incisini düzenlediği “Toplumsal Barış Ödülü 2009” ödülü Tunceli Ba- ğõmsõz Milletvekili Kamer Genç’e verildi. Törende bu yõl ilk kez yurttaşlarõn iste- miyle YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağa- oğlu’na da toplumsal barõş için “Özel ödül” verildi. Radyo Barõş’õn her yõl geleneksel olarak düzenle- diği “Toplumsal Barış Ödülü”nün 8’incisi önceki gün Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde gerçekleşti- rildi. Radyo Barõş Yönetim Kurul Başkanõ Ali Rıza Erkan, Atatürk ilke ve dev- rimlerini savunan yayõn po- litikalarõnõ sürdürdüklerini belirterek “Son dönemde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntılarda dostları- mızı yanımızda görmek istiyoruz” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum da, 2 yõldõr aynõ değerleri savu- nan bir radyoda yayõn yap- maktan onur duyduğunu- belirtti. YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu da, Türki- ye’de hukukun hedefte ol- duğunun altõnõ çizerek, “‘Atatürk’ün Çankaya’da çõkardõğõ ses Ankara’dan çõkmõyor’ dediğim için hakkımda soruşturma açıldı. Anıtkabir’e gitti- ğim için soruşturma geçi- riyorum” dedi. Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise yargõ üzerinde dõş güç- lerin baskõsõ ile büyük oyun oynandõğõnõ ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear