Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC) 1 Eylül Dün-
ya Barış Günü’nde düzenlediği basın toplantısı, bu
konuyu bir kez daha ele alma zemini sağladı.
Mesleğe birlikte başladığımız, sevgili dostum,
İGC Başkanı Atilla Sertel basın toplantısında, bir
gazetecinin karşı karşıya kaldığı tabloyu özetle-
miş, kendisine gönderdiğim mektubu kamuoyu ile
paylaşmış.
Sertel, dönem arkadaşlarımız Ali Ekber Yıldı-
rım, Ergun Oruç ve Zeki Özel’le birlikte Silivri’ye
ziyaretime geldi. Cam-cama, can-cana konuştuk.
Sertel, hem dostluk hem mesleki dayanışma çer-
çevesinde gelişmeleri izlediğini anlattı.
Şunları paylaştık:
- Gelinen noktada Mustafa Balbay yargılan-
mamalı diye bir şey olamaz. Tam tersine yargı-
lanmalı. Ama bu, özgür olmalı. Balbay yargıdan
kaçmayacağını, hele yurtdışına hiç kaçmayaca-
ğını, geçen süreçte gösterdi.
- Balbay’a yönelik suçlama gazeteciliğine yö-
nelik ağır ithamları içeriyor. Balbay’ın gazetecilik
yaparken terör örgütü faaliyetinde de bulunduğu
iddia ediliyor. Düşüncelerini sürekli toplumla pay-
laşan bir gazetecinin böyle bir yoğunluk içinde te-
rör eyleminde de bulunduğunu iddia ediyorsanız,
bunun çok güçlü kanıtları olması gerekir.
- Oysa iddianamede sadece Balbay’a ait olduğu
iddia edilen notlarla belgeler var. Balbay bilgisa-
yarı ile oynandığını, notların kopya olduğunu, id-
dianame eklerine konan belgelerle kanıtlamış
durumda.
- Bir gazeteciye her kesimden, her türlü bilgi bel-
ge gelir. Bunlardan suç üretmek mesleği de ya-
ralayacaktır. Balbay’ın başına gelen her gazete-
cinin başına gelebilir. O nedenle sorun sadece ki-
şisel değil, aynı zamanda meslekseldir.
Gazeteci mesleğini toplum adına yapar. Aldığı
bir bilgiyi, doğrulatır, haber-yorum haline getirir,
topluma ulaştırır.
Mesleğimizin tariflerinden biri de şudur:
Gazeteci, toplumun bilgi edinme hakkını kul-
lanmasını sağlar.
Bu anlamda gazetecilik bir bakıma kamu gö-
revidir.
Gazetecinin bu görevini yaparken karşılaşabi-
leceği sorunları dikkate alan ülkeler, kimi ayrıca-
lıklar oluşturdular. Bunlar Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin (AİHM) bağlayıcı kararlarıyla ka-
lıcılaştırıldı.
Yanlış anlaşılmasın; sözünü ettiğim ayrıcalık ki-
şisel değil, mesleksel.
Goodwin ve Tillack kararları olarak bilinen bu
bağlayıcı hükümlerin ruhu şu:
- Gazeteciye haber kaynağı sorulamaz.
- Gazeteci tanıklığa zorlanamaz.
- Gazeteci her türlü bilgi ve belgeye ulaşma, de-
ğerlendirme hakkına sahiptir.
Türkiye de bu gerçeklere dayalı olarak Basın Ya-
sası’nı yeniledi ve yasanın 12. maddesine yuka-
rıdaki hükümleri yerleştirdi.
Açık yüreklilikle paylaşmak gerekirse Balbay’ın
durumu kişisel olmaktan çok mesleksel.
Meslek kuruluşlarının olaya bu gözle, ayrıca bak-
malarını diliyorum.
Özellikle başkentte gazetecilik yapan bir kişi, ül-
ke gündemindeki her konuyla ilgilenmek zorun-
dadır. İlgilenmezse görevini yapmamış olur. Siz ga-
zetecinin her şeyine el koyup, tümüyle iptal edil-
miş ham notlarını hukuki olmayan yöntemlerle ye-
niden harmanlayıp istediğiniz biçimi verirseniz...
Bunları da delil diye dosyaya koyarsanız, gaze-
tecinin “suçunu” istediğiniz gibi oluşturabilirsiniz.
Ne yazık ki kimi meslektaşlarımız hâlâ “Bazı ha-
talar var ama, bu davanın esasına bakmak gere-
kir” diyor.
Bu yaklaşım şuna benziyor:
Araç ters yönden gidiyor ama hedefi doğru!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Zira Başbakan Beyefendi açıkladı: “Eğer açılıma pa-
ket derseniz, bunun başı ve bitişi olur. Bu, paket de-
ğil” dedi. Ya nedir:
“Bu, bir süreç. Kısa, orta ve uzun vadeli bir süreç.”
Şimdilerde herhalde kısa vade içindeyiz. Açılımla il-
gili kimi resmi açıklamalar olursa orta vadeye geçe-
ceğiz ve sonra uzun vade geliyor...
Sonu yok. Üç beş nesil gider artık!
Kısa vadede atılacak adımlar her gün gazete sü-
tunlarında.
Kimileri yalanlanıyor. Doğruları yansıtıyor olmalı ki,
kimileri de yalanlanmıyor.
Yalanlanmayanlar arasında örneğin suça (teröre fii-
len) karışmayanların 3 ay rehabilitasyonla serbest ka-
lacaklarını... suça (teröre fiilen) karışıp pişman olan-
ların beş yıl gözetim altında tutulacaklarını içeren ha-
berler yayımlandı.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek haberi içerik açı-
sından doğruluyor.
“Terör örgütü mensuplarının ‘çoğunun’ teslim ol-
maları halinde ceza almayacaklarını” söylüyor. Üste-
lik kimi rakamlar vererek...
Eğer dağda 4500 kişi varsa 1500’ü Türk vatanda-
şı değil. Geriye kalanların yüzde 90’ı hatta daha da faz-
lası TCY’nin 221. maddesinden yararlanmaya uygun
durumda. Terör örgütü üyesi olmak dışında bir eyle-
me katılmamışlar.
Öyleyse? “Bu durumda olanlar teslim olmaları ha-
linde serbest bırakılacaklar!”
Çiçek’in bu açıklaması hayli ilginç. Terör örgütüne
üyelik kavramına yenilik getirmiyor mu?
Şayet Başbakan Yardımcısı gazetelere düşen bu de-
mecini yalanlamaz ise, genel af geliyor ve hükümet,
eyleme katılmayanların terör örgütüne üyeliğini suç ol-
maktan çıkarıyor demektir.
Hükümet henüz içeriği açıklayacak duruma gel-
memiş; ama gazeteler her gün açılımla ilgili bir yığın
haber yayımlıyor.
Örneğin bir günlük gürültü yaratan haber Q, W, X harf-
lerinin alfabeye alınacağı haberiydi; ne ki, açılımı koordine
eden İçişleri Bakanı Beşir Atalay; haberi “Bu konular
birilerinin yazdığı senaryolardır” diye yalanladı.
Bakan Atalay yakınıyor: “Birileri bir senaryo yazıyor,
biz onlarla ilgili açıklama yapmak zorunda kalıyoruz.”
Evet ama bu türden haberlerin çıkmasına çanak tu-
tan kim lütfen söyler misiniz Bay Bakan, kim?
Hükümet, hükümetiniz, bizzat Başbakanınız!
25 Temmuz’da Kürt açılımı ilan etti. Bir süre sonra
adını demokratik açılıma çevirdi.
Bugünlerde ise “Milli Birlik Süreci” diyor, “Demokratik
Açılım Süreci” diyor. Adında bile kararsız.
Şayet bu hükümet 25 Temmuz’dan sonraki süreç-
te açılım adı altında neler yapabileceğinin işaretlerini
verebilseydi, haber kargaşasının önüne geçebilirdi.
Yok, hayır! Açılım dedim ama neler içerdiğini bil-
meden söyledim. Medya, kamuoyu hükümet bir şey-
ler kotarıncaya dek (üstelik demokratik bir ülkede) sa-
bırla beklemeli, susmalı... diyorsanız.
Doğrusu iktidara yakışanı söylüyorsunuz!
Allah’ın her günü Başbakan medyadan şikâyet edi-
yor.
İşine gelmeyen haberleri yapanları cezalandırmak
için akla gelmedik yöntemler icat ediyor.
Örneğin yabancı büyükelçilere Doğan Medya Gru-
bu’na işitilmedik ölçüde vergi cezası kesenin hükümet
değil, bürokrasi olduğunu söyledi.
Fakat bu açıklamayı yutmuyor Batı basını.
Die Welt gibi ünlü bir Alman gazetesi; “cezanın AB
adayı bir Türkiye’nin muhalefeti susturma girişimi ol-
duğunu” yazıyor.
Gazetenin dikkati çeken ve nihayet Avrupa’da da
AKP iktidarını nasıl tanımladıklarına işaret eden bir yar-
gısı var:
Basını susturma girişimlerinin Kopenhag kriterleri-
ne aykırı olduğunu vurguladıktan sonra Die Welt; “İs-
lami eğilimli hükümet gerçekten AB üyesi olmak isti-
yor mu? Ya da üyelik müzakerelerini, politik rakipleri-
ni, özellikle de orduyu devre dışı bırakmak için mi kul-
lanıyor?” diyor.
AKP’nin (RTE’nin) çağdaş cumhuriyete ters düşen
amaçlarını gerçekleştirmek için AB kriterlerini, mü-
zakere olanağını öncelikle orduyu devre dışı bırakmak
veya kendine bağlı bir müsteşarlık konumuna getir-
mek için kullandığını çok kez yazdık ama...
Siyasal ve stratejik amaçlarına uygun dayatmaları
RTE hükümetine kabul ettirdikleri için... AB ve med-
yası, hükümetin ne Türk medyasına karşı tutumundan
ne de bu yollardan muhaliflerini susturmaya yönelik
uygulamalarından söz etmedi.
Şimdi “İslami eğilimli Türk hükümeti AB’yi kullanı-
yor” demeye gelen yorumlar, değerlendirmeler yapı-
yorlar.
Uyandılar galiba: Günaydın AB, günaydın Batı
medyası!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
İstanbul PB 26
Edirne B 26
Kocaeli PB 28
Çanakkale PB 27
İzmir PB 27
Manisa PB 29
Aydın PB 30
Denizli Y 28
Zonguldak PB 25
Sinop PB 25
Samsun PB 26
Trabzon B 25
Giresun PB 26
Ankara PB 26
Eskişehir PB 26
Konya PB 24
Sıvas PB 23
Antalya B 33
Adana PB 30
Mersin PB 30
Diyarbakır PB 30
Şanlıurfa PB 31
Mardin PB 28
Siirt PB 30
Hakkâri PB 23
Van PB 22
Kars PB 18
Oslo PB 17
Helsinki PB 15
Stockholm PB 18
Londra B 20
Amsterdam PB 20
Brüksel PB 21
Paris B 24
Bonn PB 21
Münih B 24
Berlin PB 22
Budapeşte B 27
Madrid PB 23
Viyana Y 23
Belgrad Y 22
Sofya Y 20
Roma B 25
Atina Y 27
Zürih Y 23
Moskova B 15
Aşkabat PB 32
Astana PB 18
Taşkent PB 34
Bakû Y 22
Bişkek PB 28
Tiflis Y 24
Kahire B 34
Şam B 29
Ülkemizin kuzey ke-
simleri parçalı ve
çok bulutlu, öğle-
den sonra Muğla,
Burdur ve Deniz-
li’nin güney ilçeleri,
akşam saatlerinden
sonra Trakya hafif
sağanak diğer yer-
ler az bulutlu ve
açık geçecek.
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2009 CUMA
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Kongre Merkezi’nin açõlõşõnda Başbakan’õ protesto eden 6 kişi gözaltõna alõndõ
Vadiye protestolu açõlõş
Tuncay Özkan, Ergenekon iddianameleriyle muhalefetin susturulmak istendiğini savundu
Kafka’nõn Davasõ’yla savunma
HATİCE TUNCER/
HİLAL KÖSE
İkinci Ergenekon davasõnda
tutuklu sanõk gazeteci Tuncay
Özkan, duruşmadaki bazõ müta-
laalarõ nedeniyle mahkemeden
duruşma savcõlarõ Mehmet Ali
Pekgüzel ve Nihat Taşkın hak-
kõnda Hâkimler ve Savcõlar Yük-
sek Kurulu’na (HSYK) suç du-
yurusunda bulunulmasõnõ talep et-
ti. İddianamenin siyasi bir metin
olduğunu savunan Özkan, “Mu-
halifleri susturursanız, Türki-
ye çöl olur. O çöl de herkesi yu-
tar” dedi. Özkan, suçsuzlarõn
yargõlandõğõna göndermede bu-
lunarak savcõ Pekgüzel’e Fransõz
yazar Franz Kafka’nõn “Dava”
kitabõnõ sundu.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi tarafõndan Silivri Cezaevi
yerleşkesi bitişiğindeki duruşma
salonunda görülen İkinci Erge-
nekon davasõnõn 6. duruşmasõ
gerçekleştirildi. Başkan Köksal
Şengün’ün yõllõk iznini kullan-
masõ nedeniyle mahkeme heye-
tine Hasan Hüseyin Özese baş-
kanlõk etti. Gazetemiz Ankara
Temsilcisi Mustafa Balbay, ga-
zeteci Tuncay Özkan, eski Tür-
kiye Metal Sendikasõ Başkanõ
Mustafa Özbek, eski Esenyurt
Belediye Başkanõ Gürbüz Ça-
pan’õn da aralarõnda bulunduğu
47 tutuklu sanõk ve tutuksuz sa-
nõklar duruşmaya katõlõrken
emekli Tuğgeneral Levent Er-
söz, hastanede tedavi altõnda ol-
masõ nedeniyle gelmedi.
Özkan’ın dilekçesi
Tutuklu sanõklar eski İnönü
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Fatih Hilmioğlu, Yarbay Mus-
tafa Dönmez de duruşmaya ka-
tõlmadõ. Duruşmanõn başlama-
sõnõn ardõndan Cumhuriyet Sav-
cõlarõ Pekgüzel ve Taşkõn, dö-
nüşümlü olarak toplamõ 3 bin
sayfayõ aşan ikinci ve üçüncü id-
dianameleri okumaya devam et-
tiler. Tutuklu sanõk Tuncay Öz-
kan, mahkeme heyetine sundu-
ğu dilekçede, duruşma savcõla-
rõ Pekgüzel ve Taşkõn hakkõnda
suç duyurusunda bulunulmasõnõ
talep etti. Özkan dilekçesinde ay-
rõca “Yargı çevresi Anka-
ra’dır” diyerek İstanbul 13.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nin bu
davada yetkisiz olduğunu sa-
vundu. Özkan, “İddianame si-
yasi metindir” dedi. Dilekçe-
sinde, hangi örgüte ne zaman üye
olduğunu ve ne yaptõğõnõ soran
Özkan, “Bu laf oyunlarını bı-
rakalım. Şapkadan terörist çı-
karma numaralarını bıraka-
lım. Bu nedenle Sayın Pekgü-
zel’e bir masumun katlinin
anlatıldığı Kafka’nın ‘Dava’
kitabını ilettim. Şimdi sorumu
tekrarlıyorum: Hakkımda is-
nad edilen suçların hukuki,
fiili gerekçelerini ve delillerini
öğrenmek istiyorum” dedi.
Savcõlõğõn, “Suçunu iddiana-
İstanbul Haber Servisi -
Dünya Bankasõ ile Uluslarara-
sõ Para Fonu’nun (IMF) 6-7
Ekim’de 2009 yõlõ Güvernörler
Toplantõsõ’na ev sahipliği ya-
pacak olan Harbiye’deki İstan-
bul Kongre Merkezi, dün Baş-
bakan Recep Tayyip Erdo-
ğan ve Fransa Senatosu Baş-
kanõ Gerard Larcher’õn katõl-
dõğõ bir törenle açõldõ. Protes-
tolarõn damgasõnõ vurduğu açõ-
lõşta Başbakan Erdoğan’a “Em-
peryalistler, işbirlikçiler” di-
ye bağõran 6 kişi gözaltõna
alõndõ.
Açõlõş töreni Yekta Kara ile
Ali Taygun tarafõndan hazõr-
lanan “farkların ahengi” adlõ
30 dakikalõk gösteride orkest-
radan mehter takõmõna, Kara-
deniz folklor ekibinden sema
gösterisine kadar birçok etkin-
lik bir arada sunuldu. Erdo-
ğan, açõlõşta yaptõğõ konuşma-
da, yeni yapõlan kongre merkezi
ile Lütfi Kõrdar’õn bütünleştiğini
ve tünel geçitleriyle birbirine
bağlandõğõnõ belirterek, “Muh-
sin Ertuğrul ile zaten yan ya-
na Şimdi Cemil Topuzlu ile de
burayı bütünleştireceğiz. Sa-
dece açık hava tiyatrosu ola-
rak görev yapmayacak. Onun
üstünü de mobil açılıp kapa-
nan bir çatıyla örteceğiz. Böy-
lece bu bölgede yapılan et-
kinlikler uluslararası nokta-
da bir şey olduğu zaman,
‘Acaba şu olur mu, olmaz mõ’
diye bizi düşündürtmeyecek”
diye konuştu. Erdoğan, göreve
geldiklerinde 12 milyon olan tu-
rist sayõsõnõn 26 milyona çõktõ-
ğõnõ, 8.5 milyar dolar olan tu-
rizm gelirinin de 22 milyar do-
lara yükseldiğini belirtti.
Suçlamalara tepki
Türkiye’deki yapõlan kong-
relerin yüzde 85’inin İstan-
bul’da gerçekleştiğini anlatan
Erdoğan, “İstanbul, artık dün-
yada ve Avrupa’da farklı bir
konuma yükseliyor. İstanbul,
artık dünya kenti ve adını
duyurmuş durumda” diye ko-
nuştu. Başbakan Erdoğan, “Bu
yatırımla artık Türkiye ilk
10’a adaydır. Hedef önce ilk
10’a girmek, sonra ilk 5’e
girmek” dedi.
Konuşmasõnda, sel felaketine
de değinen Erdoğan, “Son ya-
şanan sel afetinin bedelini bi-
rileri acımasızca bize kesme-
ye çalışıyor. Fazla cevap ver-
meye gerek yok. Oralarda
yaşayan insanlar bizim tutu-
mumuzu iyi biliyor. Kaçak
yapılaşmaya takındığımız tav-
rı iyi biliyorlar. Bizzat do-
zerlerin üzerine çıkıp kaçak
yapı yıktığımı medyanın ar-
şivlerine baksınlar, oralarda
görürler” diye konuştu.
Hızlı tren
Konya’ya uzanacak
Hõzlõ tren projesine ilişkin
de konuşan Erdoğan, önümüz-
deki yõlõn sonunda Ankara-
Konya hattõnõn bitirileceğini,
daha sonra da Ankara’dan Sõ-
vas’a hõzlõ tren projesinin bağ-
lanacağõnõ söyledi.
Konuşmanõn ardõndan Erdo-
ğan, Larcher, Devlet Bakanõ
Hayati Yazıcı, İstanbul Valisi
Muammer Güler, Büyükşehir
Belediye Başkanõ Kadir Top-
baş, bazõ İstanbul milletvekil-
leri ile Fransõz senatörler mer-
kezin açõlõşõnõ kurdeleyi kese-
rek gerçekleştirdi.
330 milyon TL’ye mal olan merkez de 850 tane
baş başa görüşmenin yapõlabileceği oda bulunuyor.
Cemil Topuzlu Açõkhava Tiyatrosu’yla merkez arasõ
da yayalara açõk hale getirildi.
Yeni acıları konuşmayalım
İSTANBUL / ERZURUM (Cumhuri-
yet) - İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nca
İstanbul ve çevresinde etkili olan sel felake-
tine ilişkin yapõlan açõklamada, “Marmara
depremi için hâlâ gerçekçi ve önemli bir
girişimde bulunulmamış olması imar ve
planlama sorunun büyüklüğünü ortaya
koymaktadır” denildi. Selimpaşa’da sel su-
larõna kapõlan Dila Manav’õn (3) aralarõnda
bulunduğu 2 kişi için arama çalõşmalarõ de-
vam ediyor. Tekirdağ’õn Saray ilçesinde bo-
ğulan 5 kişilik Çakar ailesinden önceki gün
cesedi bulunan Berna Çakar’õn cenazesi
ise dün Erzurum’un Pesinler ilçesine bağlõ
Yiğittaşõ köyünde toprağa verildi.
İstanbul Barosu’ndan dün yapõlan açõkla-
mada, sel felaketinin özünde yanlõş kentleş-
me sorunun yattõğõ belirtilerek, selin sebep
olduğu zararlardan çok; yetkili kurum ve ku-
ruluşlarõn ihmallerinin felaketin büyümesin-
de etkili olduğu kaydedildi. Açõklamada,
“Kentleşmenin tek olumlu çözümü planla-
madır. Bu nedenle 3. Boğaz Köprüsü de
yeni ve düzensiz yapılaşmalara ve nüfus
artışına yol açacağından, bir an önce bu
projeden vazgeçilmeli, deniz ulaşımı ka-
nalları kullanılmalıdır. Yeni acı, pişman-
lık ve benzeri konuları konuşmamak için
önlem alınması zorunludur” uyarõsõnda
bulunuldu. Baronun açõklamasõnda alõnmasõ
gereken önlemlerle ilgili olarak da şunlar
kaydedildi: “Dere yataklarının içinde, or-
man alanlarında, su kaynakları çevresin-
de ve deniz kıyılarında yapılaşmaya göz
yumulmamalı ve izin verilmemelidir. Afet
erken uyarı sisteminin gereği gibi çalıştı-
rılması gerekir. Dere yataklarına kurulu
olan işyerlerine ruhsat veren kişi ve ku-
rumlar ilgililer ve sorumlular hakkında
hukuki yaptırımlar uygulanmalıdır.
‘Setlerde ölmek
istemiyoruz’
Sine-Sen, sigortasız ve ağır çalışma koşullarını pro-
testo etti. (Fotoğraf: OZAN TULU ELYİĞİT)
Menderes, Zorlu ve Polatkan anıldı
İstanbul Haber Servisi - Eski başbakanlar-
dan Adnan Menderes ile eski Dõşişleri Bakanõ Fa-
tin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanõ Hasan Po-
latkan idam edilmelerinin 48. yõldönümünde Top-
kapõ’daki mezarlarõ başõnda anõldõ. Aydõn Men-
deres, TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin ve Baş-
bakan Tayyip Erdoğan da birer mesaj yayõmladõ.
Polis müdürleri serbest
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da haf-
ta başõnda gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonu
sonrasõnda sanõklarla ilgileri olduğu iddiasõyla
cumhuriyet savcõsõ Mehmet Berk’e 11 saat ifa-
de veren Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ
Emin Arslan ile 2 emniyet görevlisi, İstanbul Nö-
betçi 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce serbest bõ-
rakõldõ. Polis müdürlerinin tutuklanmasõ istenmişti.
HSYK’ye şüpheli zarf
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet
Bakanlõğõ ek binasõnda çalõşmalarõnõ yürüten
Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK)
şüpheli bir zarf gönderildi. Almanya’dan posta-
landõğõ bildirilen zarfta toza benzer madde olduğu
görüldü. Sivil savunma uzmanlarõ, kurulun bu-
lunduğu katõ boşaltarak inceleme yaptõ. Zarfta her-
hangi bir olumsuz bulguya rastlanmadõ.
İstanbul Haber Ser-
visi - Fox TV’de ya-
yõmlanan “Ömre Be-
del” adlõ dizide görevli
figüran oyuncu Fatma
Elif Develi, setteki sağ-
lõksõz koşullar nedeniy-
le geçirdiği rahatsõzlõk
sonucu 25 gündür yoğun
bakõmda yaşam müca-
delesi veriyor.
Develi’nin durumuy-
la birlikte yeniden gün-
deme gelen televizyon
dizisi setlerindeki çalõş-
ma koşullarõ DİSK’e
bağlõ Sinema Emekçile-
ri Sendikasõ nõ 3. Le-
vent’teki Gold Film Ya-
põm’õn binasõ önünde
protesto edildi. “Setler-
de ölmek istemiyoruz”,
sloganõ atan grup adõna
basõn açõklamasõ yapan
Sine-Sen Genel Başka-
nõ Celal Çimen, “Set-
lerde insanca çalışma
ortamının sağlanma-
sını istiyoruz” dedi.
Protestoya sinema sa-
natçõlarõ Erkan Can ve
İlyas Salman’õn da bu-
lunduğu bir grup destek
verdi. Gold Film Ya-
põm’õn avukatõ Hakan
Ayranpınar ise şirketin
ihmalinin bulunmadõğõ-
nõ savundu.
me okunurken öğreneceği” yö-
nündeki görüşünü eleştiren Özkan
cezaevinde kaldõğõ süre boyunca
5 kitap yazdõğõnõ belirterek “İd-
dianameyi ben okudum anla-
madım ama sayın Pekgüzel ile
Taşkın’ın veciz okumasıyla an-
layacağım öyle mi?” diye sordu.
Kendisinde ruhsatsõz silah bu-
lunmadõğõnõ anlatan Özkan el
bombasõ diye iddia edilen bom-
ba gövdelerinin patlayõcõsõ ve
kapsülü bulunmadõğõnõn uzman
raporlarõnda yazõlõ olduğuna dik-
kat çekti.
atv patronu
İddianamede “Cumhuriyet
Çalışma Grubu” belgesindeki bir
slaytta AKP tarafõndan işinden
edilen gazeteciler arasõnda ken-
disinin adõnõn da geçtiğini ifade
eden Özkan, “Beni bununla na-
sıl suçlarsınız? Özden Örnek ile
konuşmak suçsa askeri ihale is-
teyen, Rusya ile ilişki isteyen
Ahmet Çalõk niye serbest? atv
patronu niye yok burada” diye
itirazlarõnõ sõraladõ.
Tuncay Özkan, ifadesinde “AKP iktidarõna karşõ olmak,
onun devrilmesi için parti kurmak, miting düzenlemek,
seçim hazõrlõğõ yapmak terorizm midir?” diye sordu.
İSTANBUL BAROSU SEL FELAKETİNİN ARDINDAN UYARDI:
Başbakan Erdoğan, merkezin açılış konuşmasını yapmak için kürsüye geldiği sırada bir grup, “Em-
peryalistler, işbirlikçiler” diye bağırarak protesto etti. Davetliler protestocuları yuhalarken, ko-
nuşmasını sürdüren Erdoğan, “Hazımsızları kale almaya gerek yok ” dedi. (AA)