24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2009 PZAR 10 DİZİ Diktatör Melgarejo’nun İngiliz diplomatõna yaptõğõ, İngiltere Kraliçesi’nin önündeki haritadan Bolivya’yõ silmesine neden oldu “B olivya: Varolmak İste- yen Ülke” adlõ yazõsõnda şöyle anlatõr Eduardo Ga- leano: “… 1870 yılında Bolivya’da İngiliz bir diplomat, ilginç bir olayın kurba- nı olmuştu. Diktatör Mariano Melga- rejo diplomata bir bardak mayalanmış mısırdan yapılan ulusal içki ikram et- mişti. İngiliz, teşekkür ederek, sıcak ka- kao tercih ettiğini söyledi. Malgarejo, geleneksel zarafetiyle, adama bir fıçı kakao içirerek bir katırın sırtına ters bindirilmiş olarak La Paz caddelerinde dolaştırdı. İngiltere Kraliçesi Viktoria Londra’da olayı duyduğunda, önüne getirilen haritayı aldı ve ülkenin üze- rine tebeşirle bir çarpı işareti atarak, ‘Bolivya yoktur’ dedi. Sömürgeci Bri- tanya’nın emperyal küstahlığına at- fedilen bu öyküyü daha önce de duy- muştum. Trajedi, dönen bir tekerlek gi- bi kendini tekrarlayıp duruyor: Bo- livya’nın inanılmaz zenginlikleri, beş asırdır, Güney Amerika yoksullarının en yoksulu konumundaki bu halk için bir lanete dönüşüyor. İşin özü şu ki, kendi öz halkı için, ‘Bolivya yoktur.’ On dokuzuncu yüzyılda Pasifik Sa- vaşı diye bilinen çatışmada yenilen Bo- livya, denize olan bağlantısını Şili’ye kaptırır ve kendini birdenbire Güney Amerika’nın ortasına çakılmış olarak bulur. İşte günümüzün Bolivya’sı bu- dur: Yabancıların gelişme ocağına odun taşımak için yaşamaktan yorgun düşmüş Bolivya. Tarihi in- kâr edilmiş, zenginlikleri yıkıma ve ihanete uğramış, küçümsenmiş, kendilerini küçük görmekten ve birbi- riyle dövüşmekten vazgeçtik- leri anda da mucizeler yarat- masını bilen bir ülke, Bolivya! 2000 yılı Cochabamba’da ‘su savaşõ’ diye adlandırılan ge- lişmeye sahne oldu. Vadilerden yürüyüşe geçen köylüler ken- ti ablukaya aldılar ki kent de ayaklanmıştı. Hükümet sıkıyönetim ilan ederken onları karşılayan, kur- şunlar ve gözyaşı bombaları oldu. Bununla birlikte isyan bastırılamadı. Son çarpışmada su, onu gaspeden Bechtel Şirketi’nin elinden alındı, halkın tarlalarına iade edildi. (Kali- forniya merkezli Bechtel şirketine, Bush yönetimince, Irak’ta milyon- larca dolarlık ihaleler verildi.) Boliv- ya’da bir diğer halk protestosu, Ulus- lararası Para Fonu’nu (IMF) mağlup etti. IMF ayaklanmacılara yenilgisinin faturasını ağır ödetti: Sözümona dü- zen güçleri tarafından otuzdan fazla suikast gerçekleştirildi. Bununla bir- likte halk amacına ulaştı. Hükümet IMF’nin talep ettiği bordro vergisini iptal etmekten başka çare bulamadı. Şimdi de gaz savaşıyla karşı karşıya- lar. Bolivya’da muazzam miktarda doğalgaz rezervi var. Varolmak isteyen ülke iyi bir hafızası olduğunu göster- di. Ülkenin zenginliklerinin yabancı el- lerde buharlaştırılmasına engel ol- du. ‘Gaz bizim hakkõmõz’ sloganlarıy- la yürüyüşler yapıldı. Halk gazın Bo- livya için kullanılmasını, ülkenin tek- rardan kendi yeraltı kaynaklarının diktatörlüğüne teslim olmamasını ta- lep etti ve kazandı. Bunun üzerine Morales, ‘Devrimler için ölümü göze aldõk’ açıklamasında bulundu ve hükümete karşı yapılan bu tür eylemlerin yabancı güçler tarafın- dan kışkırtıldığını ifade etti. 13 Ekim 2008’de bir otobüs dolusu koka köylüsü ile birlikte, 200 km’lik Kongre yürüyüşünün başlayacağı Ca- racollo’ya ulaştık; amaçları, yeni ana- yasa referandumuna destek sağla- maktı. 21 Ekim gecesi saat 2’de Mo- rales tarihi referandum çağrısını im- zaladı; Morales’in bu kararını 11 sa- at boyunca 100 binin üstünde gösteri- ci sevinç nidalarıyla kutladı. Yürüyü- şün başında Salazar kalabalığa işaret etti: ‘Daha önce bu yürüyenlere koka köylüsu derlerdi. Bu defa başka kesim- ler de bizimle birleşiyor: Sağlõk emek- çileri, öğretmenler, üniversite öğren- cileri, mahalle komiteleri, profesyo- neller; hepsi de yürüyüşe katõlõyor. Çi- çeği burnunda ulusal topluluğumuz bu yürüyüşe katõlma kararõ aldõ. Tüm bölge merkezlerimiz ve üye sendika- lar katõlõmcõ olacak.’ Bazı sendika li- derleri olumsuz karar almış olsalardı ne olurdu sorusuna ise Montes’in ce- vabı ‘tabanlarõ onlarõ alaşağõ ederdi’ ol- du. Bolivya Köylü Kadınlar Ulusal Federasyonu-Bartolina Sisa’nın lide- ri ise ‘Halk artõk uyandõ, bugün başka- nõmõz halktan geliyor, hükümet olmuş bir halkõz biz. Evo’yla ya da Evo’suz bu sü- reç devam edecek. Kararõ sandõkta halk verecek, oligarklarõn istediği gibi silahlar değil’...” ÖLÜM GÖZE ALININCA Morales “Devrimler için ölümü gö- ze aldık” açõklamasõnda bulunur. Bu, başlõ başõna derin bir toplumsal devrimin ifadesidir ve yõllardõr ülkeyi kontrol et- miş Avrupalõ göçmenlerin torunlarõ bu- nu kesinlikle onaylamazlar. Parlamen- tonun üst kanadõ senato, yeni seçim ya- sasõnõ onaylamayõnca, 14 işçi ve sosyal grup lideri ile birlikte, kongreye karşõ korkusuzca ölüm orucuna girer Morales, gücünü içinden geldiği halkõndan ala- rak... Ve bir kere daha kazanõr! Bolivya’daki her devlet dairesinde devrimci Simon Bolivar’õn şu sözü asõlõdõr: “Miras değil, alın teri!” İspanyol sömürgeciliği yerini önce İn- giltere ve ardõndan ABD sömürgeciliğine bõraktõ. ABD, Latin Amerika’daki ve Bo- livya’daki denetim ve hâkimiyetini ge- çen iki yüzyõl süresince sert bir biçim- de uygulamõştõr. 1823 tarihli “Amerika Amerikalılarındır” şeklindeki Monroe doktrini çerçevesinde sürdürmüştür. Gerçekleştirilen askeri, diplomatik, po- litik ve ekonomik müdahaleler sayõsõz- dõr. Bugün Latin Amerika ve Karayip- ler’de ABD’nin çeşitli alt kõta ülkele- rindeki özgürleşme sürecini nasõl en- gelleyeceği konusundaki tartõşma geri dönmüş durumdadõr. Bolivya örneğin- de durum son derece önem kazanmõştõr. Çünkü, La Paz hükümeti ile Washing- ton arasõndaki ipler, hiç olmadõğõ kadar kopmuştur. Başkan Evo Morales’in “Yankee emperyalizmine” karşõ açõk- lamalarõ ve büyükelçi Philip Gold- berg’in 2008 Ağustos’unda kovulmasõ bu durumun kanõtlarõdõr. Burada muhafazakâr tepkiye karşõ ulusal ekonomiyi ve ulus devleti güç- lendirmek için önemli reformlar ger- çekleştiren üç renkli yurtsever bayrağõ- nõ yükselten, bunun için de parçalanma tehditleri alan Bolivya direnci tüm ulus- lara örnek olmalõdõr. SÜRECEK Bolivya: Varolmakisteyenülke Ülkeyi Balkanlaştõrma çabalarõ L atin Amerika, 90’lõ yõllar boyunca kararlõ bir biçimde neolibe- ral ekonomi politikalarõnõn dayatõldõğõ kõta oldu. Was- hington’la yapõlan anlaşma- lar çerçevesinde hazine açõ- ğõnõ azaltmak için sosyal harcamalarõ kõsan, devlete ait işletmeleri özelleştiren, yabancõ yatõrõmlarõ kolay- laştõracak yasal düzenleme- leri sağlayan ve esnek üreti- mi zorlayan bu serbest pa- zar ekonomisi, ülkeler ara- sõndaki teknolojik ve eko- nomik dengesizlikler göze- tilmeden tüm kõtada uygu- landõ. Latin Amerika’daki ulu- salcõ hareketler, sonunda sosyal hareketlerin, iktidarõ ele geçirmeyi hedeflemele- rini sağladõ. Halklarõn ger- çeklerine ve ihtiyaçlarõna uygun ekonomik, politik ve sosyal ilerlemeyi sağlayan yeni alternatif modeller ge- liştirmek ve devlet aygõtõn- da köklü değişiklikler yap- mak için politik gücü ele geçirmek gerekliydi. Sonuç olarak bölgede, önce Vene- züella’da, sonra Brezilya, Arjantin, Bolivya, Uruguay, Ekvador, Nikaragua ve ya- kõnlarda Paraguay olmak üzere bir dizi ilerici hükü- met işbaşõna geldi. Bolivya örneğinde, Evo Morales’in başlattõğõ kültürel ve demokratik devrimin yanõ sõra Aymara, Quechua ve Guarani yerlileri ile vatanõ olmayan aç gözlü ve emper- yal çõkarlara hizmet eden oli- garşik kökler arasõnda bir sa- vaştõr bu. Bolivya, sömürge- cilik döneminde Potosi gü- müş madenleri nedeniyle sö- mürülmüştü. Cumhuriyet dö- neminde İngiliz imparatorlu- ğu bakõr ve nitrat yataklarõnõ yağmalamak için Pasifik sa- vaşlarõnõ başlatmõştõ. 20. yüz- yõlõn başõnda aynõ emperyal aktörler bu kez petrol için Chaco savaşõnõ tezgâhlamõştõ. 21. yüzyõlda ise yankee em- peryalizmi Bolivya’nõn Ve- nezüella’dan sonra en önemli rezerv olan gaz ve su kay- naklarõnõ ele geçirmek iste- mekte. Bolivya’daki bu yağ- ma politikasõnõn ortak payda- sõ, doğal kaynaklarõn sömü- rülmesi ve ele geçirilmesidir. Şimdi Bolivya halkõ, zengin- liklerinin yağmalanmasõnõ önlemek için harekete geçti ve hukuken sahip olduğu kaynaklarõnõ geri almaya ve çocuklarõna iyi bir gelecek oluşturmak için egemenliğini ve onurunu savunmaya karar verdi. Başkan Evo Mora- les’in değişim politikasõ eko- nomik, politik, sosyal ve kül- türel kurumlarõn yeniden dü- zenlenmesi önerisine dayan- maktadõr. Bu değişim, oligar- şiyi iktidardan ve zenginliği- ni arttõran ayrõcalõklarõndan kopardõgi için, Morales hü- kümetine karşõ amansõz bir istikrarsõzlaştõrma, huzursuz- luk çõkarma ve Bolivya top- raklarõnõ bölme amacõnõ taşõ- yan kampanyalarõ gündeme getirdiler. STRATEJİLERİ BÖLMEKTİ Bolivya’yõ Balkanlaştõr- mak ve Cumhuriyeti güçsüz- leştirmek için, oligarşinin, büyük toprak sahiplerinin ve Bolivya sağõnõn kaleleri olan Pando, Beni, Santa Cruz ve Tarija’ya bölgesel özerklik verilmesini istediler. Aynõ zamanda kendi bütçelerini yönetmeyi, bağõmsõz güven- lik güçleri oluşturmayõ ve bölgedeki yurttaşlara yeni bir kimlik vermeyi istediler. Stratejileri açõkça yeni bir devlet kurmak ve 1825’te ku- rulmuş olan Bolivya’yõ par- çalamak ve bölmekti. Bu strateji, daha önceki görev yeri Yugoslavya olan ve et- nik temizliğin mimarõ ve Richard Holbrooke’un baş asistanlarõndan ABD büyük- elçisi Philip Goldberg aracõ- lõğõyla sürdürüldü. Goldberg ülkenin parçalanmasõnda ak- tif rol almõştõ. Bu strateji, anayasaya aykõrõ, yasadõşõ ve tek yanlõ 4 Mayõs 2008 refe- randumu ile hayata geçiril- mek istendi. Anayasaya aykõ- rõ idi, çünkü ülke bütünlüğü- nü bozmaya yönelik bir giri- şimdi. Yasadõşõydõ, çünkü Ulusal Seçim Konseyi’nin kurallarõ ihlal edilmişti. Tek yanlõydõ, çünkü bölgenin ya- sal olarak seçilmiş yetkilileri- ne danõşõlmamõştõ. G üney Amerika Uluslar Topluluğu ya da kõsa adõyla UNASUR, Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Guyana, Paraguay, Uruguay, Bolivya, Şili, Ekvador, Peru, Surinam ve Venezüella’nõn bir araya gelerek oluşturduğu uluslararasõ yeni bir blok. Bazõ kimseler, 8 Aralõk 2004’te Cusco, Peru’da kurulan bu blokun Avrupa Birliği’nin bölgesel yapõlanmasõnõ örnek aldõğõnõ öne sürüyor. Brezilya Devlet Başkanõ Lula, Güney Amerika’da oluşturulacak böylesi bir savunma paktõnõn, ülkeler arasõndaki dayanõşmayõ artõracak bir biçimde tanõmlarken, Chavez, paktõ, ABD’ye karşõ bir denge ve savunma unsuru olarak görmek ve geliştirmek istiyor. Chavez’e göre, bölgedeki tek düşman güç olan ABD İmparatorluğu, Balkanlar’da uygulanan “böl ve yönet” politikasõyla Güney Amerika’da da savaş üretmeye çalõşõyor. GERÇEKLEŞMEKTE OLAN BÜYÜK BİR HAYAL Bölgesel tek bir para birimi, tek merkez bankasõ, enerji ve ulaşõm ağlarõnõn ortak kullanõmõ, göçmen haklarõ, ortak yasalar bu benzerliğin göstergelerinden yalnõzca bazõlarõ. Bu benzerliği destekleyen çok önemli bir gelişme daha oldu: Merkezi Bolivya’nõn Cochabamba kentinde olmak üzere, Avrupa Parlamentosu benzeri bir Güney Amerika Parlamentosu’nun oluşturulmasõ kararlaştõrõldõ. Lula, alõnan tüm bu kararlarõn gerçekleşmekte olan bir hayalin göstergesi olduğunu söyledi. Bu hayale bir an önce ulaşmak için, Brezilya ve öteki zengin ülkelerin Paraguay, Uruguay ve Bolivya gibi fakir ülkeleri güçlendirmek üzere desteklenmesi gerektiğini söyleyen bir çağrõ yaptõ. Bölgenin sahip olduğu enerji, gõda ve sanayi üstünlüklerinin doğru kullanõlmasõ; bu üstünlüklerden rahatsõz olan dõş güçlerin kõşkõrtmalarõna kulak asõlmamasõ, tersine dikkatli olunmasõ gerektiğini vurguladõ. Lula’nõn kapanõşta yaptõğõ bu çağrõ, bölgenin yakõn gelecekte çok önemli gelişmelere açõk olduğunu gösteriyor. UNASUR, 2006’daki 72 milyar USD’lik ticaret hacmiyle, yõllõk yüzde 4.7’lik büyümesiyle bölgenin gelecekteki olasõ politik gerginliklerinin giderilmesine ve kõtanõn dengeli olarak gelişmesine çok katkõ yapabilir. A BD, Latin Amerika’daki sol yük- selişin liderliğini yapan Küba- Venezüella-Bolivya üçlüsünde, Morales hükümetini en zayõf halka ola- rak görüyor. ABD, geçtiğimiz üç yõl bo- yunca, Morales karşõtlarõna önemli ölçü- de operasyon desteği sağladõ. Morales ve taraftarlarõ, özellikle medyanõn yanlõş bilgilendirme kampanyalarõyla, faşist ataklarõyla ve ölüm tehditleriyle karşõ karşõya kaldõlar. Özellikle geçen eylül ayõnda, demokratik olarak seçilmiş hü- kümeti zayõflatmak için düzenli saldõrõlar yapõldõ; onlarca hükümet binasõ tahrip edildi. Vali Leopoldo Fernández Fer- reira tarafõndan organize edilen saldõ- rõlarda, Pando bölgesinde, aralarõnda kadõn ve çocuklarõn da olduğu 70 si- vil öldürüldü. Fakat sağ felce uğra- tõldõ. Son umudu ABD’nin bir şekilde müdahale etmesiydi fakat Bolivya, ABD büyükelçisi Philip Goldberg’i Bolivya sağõ ile bir olup “demokra- siye karşı gizli planlar yapmak” suçlamasõyla ülkeden kovunca Bush yö- netimindeki ABD, Bolivya’daki küçük yardõm projelerini geri çekti fakat Rusya, bu boşluğu doldurmayõ teklif etti. Latin Amerika’da, Birleşik Devletler’e her gün daha az ihtiyaç duyuluyor! Latin Amerika liderlerinden ve birçok ülkeden gelen kõnamalar, Morales’e ve anayasa çalõşmalarõna gösterilen destek, sağ kanat destekçilerini ve onlarõn ABD hükümetindeki müttefiklerini yalnõzlõğa itti. Morales, 22 Nisan’da katõldõğõ Dün- ya Yeryüzü Günü kutlamalarõnda, Dün- ya Bankasõ ve IMF’yi yardõm fonlarõ karşõsõnda serbest piyasa koşullarõ için şan- taj yaptõğõnõ söyledi. “Şartsız yardımlara varız, ama özelleştirmeye karşıyız” de- di. Kapitalizmin yarattõğõ ve G20 ülkele- rinin sözüm ona piyasalara fon aktarõm- lõ kriz önlemlerine inanmadõğõnõ da ifade etti. Geçen mart ayõnda, Santa Cruz bölge- sinde toprağõ işlemeyerek, anayasaya uy- mayan ve köle koşullarõnda işçi çalõştõran beyaz çiftlik sahiplerinin elinden 38 bin hektar araziyi alarak Guarani yerlilerine dağõtan Morales şöyle der bir demecinde: “… Bu topraklar verimsiz değildi, bu topraklar, şimdi onların gerçek sahibi olan Guaranililere karşı insan hakla- rının çiğnendiği bir bölgeydi. Toprak sahibi olmak özgür olmaktır, hem top- rak hem özgürlük olduğunda adalet ye- rini bulur! Bolivya, sadece eşitliğe ina- nan ve paranın reel değerinden çok Bo- livya’nın ulusal değerine inanan özel toprak sahiplerine saygı gösterecek- tir...” Nisan ayõnda, polisin öldürerek yaka- ladõğõ 3 beyaz tarafõndan bir suikast giri- şimine maruz kalõr Morales ve Ameri- ka’nõn kendisine karşõ komplo hazõrlõklarõ içinde olduğunu açõklar. Chavez de, red- detmediği takdirde Obama’yõ ve Boliv- ya’daki Amerikan büyükelçiliğini so- rumlu tutacağõnõ söyledi. Latin Amerika’nõn ulusalcõ AB’si: UNASUR Bolivya’nõn yeni ‘ana’yasasõ Taquile Adası’ndan bir yerli çocuğu. Ülkede yaşanan fakirlik ve geri kalmışlık tüm kentlerdeki pazar yerlerinde kendini gösteriyor. (BUKET ŞAHİN)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear