Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
15 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
Emperyalizmin düşmanõ Morales, ABD’nin ‘uyuşturucu trafiği’ bahanesiyle Latin Amerika’da terör uyguladõğõnõ savundu
M
orales,
sõk sõk
esas
olarak doğa ile
dengeli ve birlikte
yaşamayõ ifade
eden yeryüzü ve
bereket tanrõçasõ
Pachamama’dan
yani Toprak
Ana’dan söz ediyor
ve şöyle diyordu:“…
Pachamama’yı
savunmak için mutlaka her şeyi
‘naturalize’ etmek gerekir.
Naturalizasyon demek toprak ananın
yaşamını sürdürmesi demektir.
Batının kültürüne karşı, ölümün
kültürüne karşı yerli kültürünü,
yaşam kültürünü biz inşa edeceğiz.
Yerli hareketi kapitalizmle birleşmek
istemiyor. Yaşamak istiyor.
Sorumlulukla dayanışma ilişkileri
içerisinde yaşamak istiyor. Eşitlik
istiyor ki bu insanlığın temelidir
bizce.” Örnek aldõğõ liderler arasõnda
Che Guevara, Fidel Castro ve Hugo
Chavez’i sayan Morales, özellikle son
dönemde komşu Venezüella’nõn
ABD’ye karşõ duruşunun ABD
sömürgeciliğine karşõ büyük önem
taşõdõğõnõ düşünüyordu. Irak’õ işgal
ederek petrolü kontrol altõna almasõ,
Latin Amerika’da uyuşturucu trafiğini
bahane ederek terör uygulamasõ
dolayõsõyla ABD’ye karşõ mücadele
edilmesi gerektiğini savunan Morales,
hükümetin eline geçecek kaynaklarõ
ülkede çoğunluğu oluşturan yerli halka
yardõmcõ olmak için kullanacağõnõ;
pazar olarak da ABD’den çok Latin
Amerika’daki diğer ülkelere
bakacaklarõnõ söyledi. Hatõrlanacağõ
gibi, Venezüella’nõn teklif ettiği ve kõta
içinde tesis edilecek doğalgaz boru hattõ
projesine Bolivya’da dahil edilmişti.
YAĞMURU KAZANAN
HALK
ABD’de, San Francisco’lu bir şirket
tarafõndan Bolivya’nõn bütün su
kaynaklarõ vaktiyle özelleştirilmiştir.
Bu şirket, inanmayacaksõnõz ama
yağmur suyuna bile el koymuştur,
ülkede hiçbir şekilde su biriktirilmesi
mümkün olmamõştõr. Günde iki dolara
çalõşan insanlar, bu kazancõn dörtte
birini suya veriyorlardõ. Bolivya halkõ
“Su bizimdir” diyerek ayaklandõ.
Direniş büyüyünce, verilen karşõlõk da
şiddetli oldu. Sonunda Bolivya halkõ
sularõnõ ve yağmurlarõnõ kazandõlar. Bu
yolda sayõsõz da kurban verdiler.
Sayõsõz insan sakat bõrakõldõ. Ama
topraklar, kamulaştõrõlan petrol, gaz ve
madenler, sağlõk ve su hizmetleri ile
hidrokarbon egemenliği tamamen
halkõn eline geçti!
Gerçek adõ “Tawanti Suyu” olan
İnka imparatorluğunun dünyanõn ilk
komünist devleti olduğu yazõldõ, çizildi.
Ama son tarihi bulgular, belgeler,
‘Inca’ adlõ hükümdarla soylu bir sõnõf
tarafõndan yönetildiklerini ortaya
çõkarmõştõr. İnkalõlarõn hükümdarõ,
güneşin torununu temsil eder. Toprak
tanrõçasõ Pachamama, Güneş tanrõsõ
İnti’dir.
A
ymara dilinde “sarı çiçek”
anlamõna gelen ve Machu
Picchu’ya ev sahipliği eden
Peru’nun Pasifik kõyõlarõndaki baş-
kenti Lima’yõ İspanyol sömürgeci-
ler 1533’te ele geçirir ve İspanya
Krallõğõ adõna Peru valiliğini kurar-
lar. Pizarro’nun bir aldatmacayla
katlettiği İnkalõ hükümdar Atahu-
alpa’ya ithafen komşu ülke Şilili
şair Neruda’nõn mõsralarõnõ anõm-
sadõm:
Ölüm ve kin, acımadan öldü-
rün, size veriyorum mutlakiyeti,
diye bağırıyor katil haçın ça-
kalı.
Haydutlar gökgürültüsüne izin
verdiler.
Beşiğinde akıtıldı bizim kanı-
mız.
Bir koro halinde duruyor
prensler
ölüm saatinde İnka’nın başın-
da.
On binlerce Perulu düşüyor
haç ve kılıç altında,
kan yıkıyor Atahualpa’nın gi-
yitini.
Pizarro, Extramaduralı zalim
domuz
bırakıyor İnka’nın narin kolla-
rının
bağlanmasını. Siyah bir köz gi-
bi
Peru’nun üstünde batıyor ge-
ce.
Lima’nõn en zengin döneminde
sõnõrlar bugünkü Panama’dan, kõta-
nõn en güney noktasõna kadar ula-
şõr. İnka tapõnaklarõndaki altõn ve
gümüş zenginlikleri talan eden İs-
panyollar, inşa ettikleri katedral ve
saraylarla şehre damgasõnõ vurur
sömürgeciliğin gösterişli bir aldat-
macasõ misali… Ta ki, 1821’de iki
devrimci: José de San Martín ve
Simon Bolivar tarafõndan kurtarõ-
lana ve bağõmsõzlõğõnõ kazanana
kadar. İnka kökenli Peru ve Boliv-
ya ülkelerinin ulusal bayraklarõnda
And Kartalõ, And Dağlarõ’nõn öz-
gün hayvanõ lama yerini alõr birer
İnka özgürlük simgesi olarak. İnka
dilinde yaşlõ dağ anlamõna gelir
Machu Picchu. Elli yõlda 300’e ya-
kõn işçinin inşa ettiği kentte İnkalõ-
larõn görkemli yaşamõ sadece yüz
yõl sürmüştür. Sonra 500 yõl yalnõz-
lõğa terk edilmiş kayõp kentin niçin
yapõldõğõna dair nice efsane söz ko-
nusu. İnkalar’õn, yasak kenti Mac-
hu Picchu’nun gizini, ‘hiç kimse
buradan söz etmemeli, hiç kimse
bu kentin var olduğunu bilme-
meli’ diyerek çok iyi sakladõklarõ
bir gerçektir. İki saatte trenle de
varõlabilen Machu Picchu’ya, gele-
neksel İnka Yolu’nu takip ederek,
geceleri çadõrda kamp kurarak ‘4’
günün sonunda, Güneş Kapõ-
sõ’ndan girerek ulaştõm.
Nehir kenarõna kurulan her uy-
garlõk gibi, Machu Picchu da, Uru-
bamba Vadisi’ndeki aynõ isimli
nehre komşuluk ediyor. Quechua
dilinde göbekbağõ anlamõna gelen
Cusco kentinden otobüsle ayrõla-
rak, efsane Titicaca gölüne ulaştõm.
Ve otobüsümle birlikte bir sala bi-
nerek Bolivya’nõn başkenti La
Paz’a geçtiğimde, İllimani Dağõ
karşõmdaydõ. Bütün görkemiyle
bulutlardan sõyrõlmõş, başõyla beni
selamlõyor gibiydi. Ve ben, gençli-
ğimin kahramanlarõ Cem Karaca,
Moğollar, Erkin Koray gibi pro-
test müziğin temsilcileriyle özdeş-
leştirdiğim Şilili grup İnti İllima-
ni’nin müziğini yeniden duyar gibi
oldum.
Machu Picchu: Bulutlara asõlõ şehir
CheGuevara’yõörnekalanlider
D
ünyanõn en yüksek başkenti
sayõlan ve “Barõş” anlamõna
gelen “La Paz” kenti, uçak-
larõn inişe geçerken inadõna yükseldiği
tek havaalanõna sahiptir. Kentin yük-
sekliği 3636 metredir. Yoksul İnka-
lõlarõn kentin oksijeni en az olan yük-
sek varoşlarõnda yaşadõğõ, beyaz kö-
kenli Avrupalõlarõn ise oksijeni en bol
olan aşağõ mahallelerde yaşadõklarõ-
nõ gördüm. La Paz’da beni en çok bü-
yüleyen, doruklarõ 6439 metre olan ‘İl-
limani Dağõ’ oldu. Bir çanak biçi-
mindeki başkentin yokuşlarõndan ne-
fes nefese inip çõkarken otelimin so-
kağõndaki cadõ pazarõnda pagan kül-
türlerin değişik simgelerini gördüm.
Ev sahibi olmak isteyen, eş ve iş bul-
mak isteyen İnkalõlarõn lama ve tavuk
ceninlerini satarak umut aradõklarõna,
umut sattõklarõna tanõk oldum.
Bir zamanlar ABD’nin arka bahçesi
sayõlan Bolivya’da halkõn devrimci
çocuğu Evo Morales, La Paz’da “3”
yõldõr Amerika emperyalizmine mey-
dan okuyor. Bolivya’nõn doğu kõs-
mõnda yaşayan, sayõlarõ çok az olan
ayrõlõkçõ beyaz’larõn bilinen nedenlerle
federasyona gitmeyi ve ülkeyi böle-
rek iç savaşa sürükleme çabalarõna
karşõ verdiği akõlcõ mücadele bugün-
lerde iyice artmõş durumda.
Yalnõzca yirmi beyaz toprak sahi-
bi, zengin ailenin çõkarlarõ için, Ağus-
tos-2008 yõlõnda halkõn desteğini de
alarak referandumu kazanan lider
Morales’i, sivil darbeyle devirmeye
çalõşan ABD emperyalizmi, arka bah-
çesinde, Venezüella’dan sonra, tari-
hinin en büyük yenilgisini yaşõyor son
yõllarda. Yüzyõlõn başõnda, Latin
Amerika’da yaptõrdõğõ 50’nin üze-
rindeki darbeyle kanayan eski yaralarõ
iyice deşmiş ABD. “Kurtarmak,
özgürleştirmek, demokratikleştir-
mek” adõna yapõlan bu hile savaşla-
rõyla günümüzde Irak’õn ne hale gel-
diğini hepimiz biliyoruz.
ABD’yi, Bolivya’da ayrõmcõlõğa
ve bölünmeye yardõm ettiği ve hü-
kümet karşõtõ gösterileri teşvik etmekle
suçlayan Evo Morales, 2008 Ağus-
tos’unda Amerikan büyükelçisi Gold-
berg’i “istenmeyen kişi” ilan ederek
sõnõr dõşõ eder. Birleşmiş Milletler özel
raportörü Roberto Stavenhagen bi-
le, Bolivya’daki mevcut siyasi krizin,
ülkenin yerli halklarõnõn uçuruma
itilmişliğinin sonucu olduğunu, yer-
lilerin ülkenin doğal kaynaklarõnõn
ulusallaştõrõlmasõ ve devletin ülkenin
çok kültürlü doğasõnõ tanõyacak şe-
kilde değiştirilmesi taleplerinin hak-
lõ olduğunu söylemişti.
LA PAZ: TOPLUMSAL
SOSYALİZMİN YENİ KALESİ
MAYA MENCHU’DAN
INKA MORALES’E
Guatemala Köylü Birliği Başkanõ
Rafael Gonzales “Morales’in zafe-
ri Kuzey ve
Güney Ame-
rika’da önem-
li sonuçlar do-
ğuracaktır”
diyor. “Gele-
cekte öteki
yerli halklar
da tıpkı Bo-
livya’da oldu-
ğu gibi kendi-
lerini gerçek-
ten temsil
eden başkan-
ları işbaşına
getirecekler-
dir.”
Latin Ame-
rika’da 40 mil-
yona yakõn
dört yüz farklõ
etnik gruptan
oluşan yerli
halk olduğu bi-
liniyor. Bu
farklõlõklara
karşõn ortak
özellikleri,
yoksulluk ve dõşlanmõşlõktõr. Morales,
Menchú, Macas ve Gonzáles gibi
yerli kökenli liderler ve onlarõn tem-
sil ettiği kuruluşlar 1990’larõn başla-
rõndan bu yana bu gerçeğe dikkat
çekmeye çalõşõyor ve ülkelerinde top-
lumsal ve siyasal değişim taleplerini
git gide daha yüksek sesle dile getiri-
yorlar.
2006 yõlõnda davetli olarak katõldõ-
ğõm, Guatemala daki “Dünya Maya
Kongresi”nin açõlõş gecesinde Maya
kökenli Kültür Bakanõ Tezahuic ta-
rafõndan ’92 Nobel Barõş ödülü sahi-
bi Maya kökenli kadõn lider Rigoberta
Menchu ile tanõştõrõlmõştõm. Kahve
tarlalarõnda küçük yaşlarda çalõşan,
sendika hareketlerine katõlarak işçileri
örgütlediği için işkenceyle öldürülen
babasõ ve erkek kardeşinin ardõndan
özellikle Quiche Mayalõ kadõnlarõ ör-
gütleyen Menchu, Morales’in, çok
karmaşõk bir görevle karşõ karşõya ol-
duğunu söylemişti bana. Daha sonra
basõnda Morales’i destekleyen gö-
rüşlerini şöyle duyurdu: “Bolivya’da
ırkçılık ve ayrımcılığın kökleri çok
derine gidiyor. Ayrıca çok ciddi
ekonomik sorunlar, sefalet, top-
lumsal ve siyasal dışlanma var.”
M
aya-Toltec diyalektinde, “ağaç-
ların toprakları” anlamõna ge-
lir Guatemala.
ABD’nin CIA ve paramiliter güçler
eliyle organize ettiği ve 250 bin kişinin kat-
ledildiği 36 yõllõk (1960-1996) iç savaş dö-
neminde binlerce çocuğun Cunta eliyle ka-
çõrõldõğõ ya da evlatlõk verildiği yeni hü-
kümet soruşturmasõyla ortaya çõkarõldõ.
‘GUATEMALA’DA
SOYKIRIM DA ETNİK
TEMİZLİK DE YAPILDI’
2007’de Maya yerlileri ve kõrsal bölge-
lerin desteğini kazanarak başkan seçilen so-
lun temsilcisi Sosyal Demokrat Alvaro Co-
lom Cabelleros Colom, Şubat 2009’da, iç
savaş sõrasõnda ordu ve paramiliterlerin
ABD çõkarlarõna hizmet etmek üzere iş-
lediği “soykırım” suçlarõ için özür dile-
mişti. Colom, “Her ne kadar soykırım
ulusal, etnik, radikal, dini ya da siyasi
bir grubun tamamı ya da bir kısmını or-
tadan kaldırmak demekse de Guate-
mala’da soykırım da yapılmıştır, etnik
temizlik de yapılmıştır. Din adamları, si-
yasetçiler, sendikacılar, akademisyenler,
yerliler sistematik olarak ortadan kal-
dırılmıştır” diye konuşmuştu. Ülkede
kurulan “Gerçeklik Komisyonu”nun on
yõl önceki raporunda, 200 binden fazla ki-
şinin öldüğü ya da kaybolduğu iç savaş sõ-
rasõnda işlenen suçlarõn yüzde 93’ünün so-
rumlusunun ordu ve paramiliterler olduğu
ortaya konulmuştu. CIA 1951’de seçimle
gelen Devlet Başkanõ Jacobo Arbenz’i
1954’te devirmiş, ülkeyi kan gölüne çe-
virmişti. Bu bağlamda Mayalõlarõn efsa-
nevi kutsal kitabõ “Popol Vuh”dan bir alõn-
tõ yapmak isterim:
Ve yine bir aşağılanma, yıkım ve yok
olma geliyor. Gökyüzünden reçine yağ-
muru yağdı. Yüz Oyan adında biri gel-
di: Onların gözlerini çıkardı. Kan Akı-
tıcı geldi: Kafalarını kopardı.
Maya topraklarõndan yeşeren, 1966’da
“Lenin Barış Ödülü”nü, 1967’de “Nobel
Edebiyat Ödülü”nü kazanan Asturias’in
öykülerinden izini sürmüştüm bir öykücü
kõzõ olarak Guatemala’nõn o acõ dolu yõl-
larõnõ. “Ocelotle” öyküsünde şöyle anla-
tõr iç savaşõn acõmasõzlõğõnõ büyük yazar:
- Bombalayacaklar; köyleri, kentleri
yakõp yõkacaklar…
- Ne önemi var!
- Sayõsõz insan öldürecekler…
- Bizim de istediğimiz bu zaten, zafer böy-
le olur... Evet, zafer budur... Egemen ol-
mak... İktidara getirecek Amerikalõlar bi-
zi!
TÜRK İNKILABININ
MİHRABI GÜNEŞTİR
Mustafa Kemal Atatürk, 1933 yõlõnda
Maya kültüründeki güneşe tapõnma eyle-
minin Orta Asya güneş kültü ile olan iliş-
kisini, Maya dillerinin Türkçe ve Asya dil-
leri ile ilişkisini araştõrmak ile görevlendirir
Meksika Maslahatgüzarõ Tahsin Maya-
tepek’i. Atatürk, Türk Tarih Kurumu’nun
ikinci Dil Kurultayõ’nda şöyle konuşur:
“Arkadaşlar; asırlık işleri yıllara sığ-
dıran Türk inkılabı kendi mihrabının
bizzat güneş olduğunu bulmuştur. Tarih
yolculuğunda Güneş’in ilham izlerine en
çok biz Türkler tesadüf ediyoruz. Türk ır-
kı kültürünü öyle bir yerde buldu ki, ora-
da güneş ona en verimli oldu. İlk yurttan
ayrılmaya mecbur olan Türkler başlıca
göç yolları için yine güneşin kılavuzlu-
ğundan istifade etti. Doğu ve Batı elleri-
ne yayıldılar; o geniş ülkelerde yüksek var-
lıklarının ebedi vesikalarını bıraktılar. Öz
yurdumuz Anadolu’nun ilk kültürünü ku-
ran cetlerimiz güneşi sembolize etti.”
Dönelim Bolivya gerçeğine: “Boliv-
ya’da çok ciddi ekonomik sorunlar, se-
falet, toplumsal ve siyasal dışlanma
var” diyen Rigoberta Menchu’nun sözle-
rini doğrularcasõna “Dünya Bankası”nõn
yayõmladõğõ “Latin Amerika’da Yerli
Halklar, Sefalet Raporu”nda Boliv-
ya’daki yerlilerin yüzde 74’ünün yoksul-
luk içinde yaşadõğõ belirtiliyor. Bütün
bunlarõ bilen Morales ve önderlik ettiği Sos-
yalizme Doğru Hareket (MAS) Partisi, Bo-
livya ulusunun yeniden inşa edilmesi ola-
rak görür hedefini. Bolivya Projesi bölge
için bir model oluşturuyor.
Güney Amerika’nõn en büyük ikinci gaz
rezervlerine sahip olmasõna karşõn, Bolivya
bölgedeki en yoksul ülke. Bu yoksulluğun
üstesinden gelmeye çalõşan Bolivya’da do-
ğalgaz kaynaklarõnõ ulusallaştõrma süreci
başladõ. Doğal olarak bu süreç, bölgede bu-
lunan bazõ ülkeleri de etkiliyor. Morales,
l Mayõs 2006’da, doğal kaynaklarõn ulus
ötesi petrol şirketleri tarafõndan yağma-
lanmasõnõn sona erdiğini ilan ederek ül-
kenin gaz kaynaklarõnõn kamulaştõrõldõğõ-
nõ açõklamõştõ…
CIA ve paramiliter güçler katliam yaptõ
Adõ, ‘ağaçlarõn topraklarõ’ anlamõna gelen Guatemala’da yeni hükümetin yaptõğõ soruşturma korkunç gerçeği gözler önüne serdi:
SÜRECEK
Güneş Kapısı’ndan İnka uygarlığının tarihi kenti Machu Picchu’nun görüşü. (Fotoğraf: BUKET ŞAHİN)
Rigoberta Menchu.
Chichicastenanga: Guatemala’da 500 yıllık bir Maya pazarı (BUKET ŞAHİN)