Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2009 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Afganistan Çıkmazı ve
Savaşta ‘Demokratik’
Seçimler Üzerine...
Birleşik Devletler şu sıralarda Irak’tan, ardında
çıkarlarını güven altına alarak kazasız belasız
çekilmenin, AKP yönetiminin Kürt sorununu çö-
züme ulaştırılması girişimleri de dahil olmak
üzere hazırlıklarını yaparken, Başkan Oba-
ma’nın Afganistan savaşıyla ilgili olarak geçen
27 Mart’ta açıkladığı yeni stratejisi de bir sü-
redir uygulanma aşamasındadır.
Ancak Birleşik Devletleri’nin Irak’tan çekil-
mesinin anlamı konusunda yanılgıya düşme-
mek gerekmektedir. Zira Birleşik Devletler ve
Obama’nın Irak’tan asker çekmesi, hiçbir şe-
kilde bu ülkeyi bütünüyle terk edecekleri an-
lamına gelmemektedir. Elliyi aşkın askeri üs-
sü, uzun yıllar hizmet vermesi için planlanmış
en az dört ‘ana üsse’ sahip olması bu amacı-
nın kanıtıdır. 50 bin kişilik bir askeri gücü ise
ülkenin ve bölgenin istikrarı (!) ve kuşkusuz
Amerikan çıkarların korunması için Irak’ta kal-
mayı sürdürecektir.
Afganistan’la ilgili yeni strateji, Pakistan sı-
nırındaki çatışmaların sona erdirilmesi için
Taliban’ın ‘şeriat karşılığında’ nötralize edil-
mesine yönelik Svat vadisi deneyimi nokta-
sında fiyaskoyla sonuçlanmış, ancak Pakistan
ordusunun ülkesinin talibanizasyonu tehlike-
si ve Amerika’nın Pakistan ordusuna beş mil-
yar dolarlık yardım sağlamasıyla Taliban’a
karşı saldırıya geçerek dinci terörün ilerleme-
sini durdurmayı başarmıştır. Ne var ki bu ba-
şarı Afganistan’ın tümü için geçerli değildir. Zi-
ra Taliban güçleri ülkenin başkenti Kâbil dı-
şındaki önemli bölümünde varlığını sürdür-
mekte, zaman zaman giriştiği saldırılarla NA-
TO’lu güçlere, başta İngiliz, Fransız ve Ame-
rikalı askerler olmak üzere ciddi kayıplar ver-
dirmektedir. NATO ve müttefiklerinin ülkede-
ki yüz bine ulaşan askeri varlığına karşın ör-
neğin Taliban saldırıları özellikle temmuz ayın-
daki 75 NATO askerinin kaybıyla sonuçlan-
mıştır. Taliban saldırılarının yaz mevsimi süre-
since daha da yoğunlaşacağı öngörülmekte-
dir.
Açıkça görülen o ki, Başkan Obama’nın 27
Mart’ta ana hatlarıyla açıkladığı yeni Afgan stra-
tejisi umulanı verememiştir. NATO’nun ülkedeki
hatırı sayılır askeri gücüne karşın 2001’de
başarılı bir biçimde iktidarına son verdiği Ta-
liban’ın yeniden toparlanarak direnç göster-
mesi, gittikçe artan bir biçimde saldırılarına de-
vam etmesi, yanı sıra ülkenin önemli bir bölü-
müne hâlâ hâkim olması mutlaka ve ciddi ola-
rak sorgulanması gerekmektedir.
Obama’nın yeni stratejisi, müttefiklerinden
daha fazla muharip güç ve ekonomik katkı is-
tenilmesini de içermektedir. Yeni Genel Sek-
reter Rasmussen, bu amaçla yakın bir gele-
cekte bu istemlerin yerine getirilmesi için Tür-
kiye de dahil NATO’lu üyelerin kapılarını çal-
manın hazırlığındadır.
Bugün Afganistan’da NATO’nun başta ABD,
İngiltere ve Fransa olmak üzere uçaklar, uy-
duIar, helikopterler, zırhlı araçlar, uzun menzilli
toplarla donatılmış yüz bine yakın askeri bu-
lunmaktadır. Buna ayrıca Pakistan’ın askeri gü-
cü ile Afganistan’ın 134 bin kişilik askeri ve sa-
yıları 80 bini aşan polisi eklendiğinde, Taliban
ve El Kaide’nin silahlı varlığı hiç mertebesin-
dedir. Bu yüzden yine de direnip, saldırmayı
sürdürmeleri ciddi olarak sorgulanmak zo-
rundadır. Çok sayıda yorumcu için bunun ne-
deni sır değildir.
Ülkeyi sarıp sarmalayan ve yönetimin en üst
düzeylerine kadar tırmanan yolsuzluklar, yok-
sul halkın iş, aş ve adaleti her şeye karşın yi-
ne Taliban çetelerinden bekleme durumuna ge-
tirilmesi, uyuşturucu kaçakçılığından silah ti-
caretine uzanan ve milyarlarca dolar getiren
yolsuzlukları için en iyi ortamın savaş ortamı ol-
duğunun bilincinde olan ‘savaş baronları’nın
varlıklarını sürdürmeleri, NATO güçlerinin iki-
de bir ‘yanlışlıkla’ sivil halkı bombalaması sa-
vaşın sona ermesinin önünde dün olduğu gi-
bi bugün de mutlaka aşılması gereken engel-
ler arasındadır. Bizzat Amerikan sayıştayının
geçen şubatta yayımladığı raporundan birkaç
örnek, yolsuzlukların çapı hakkında fikir ver-
mektedir.
Rapora göre ABD ve NATO’nun son üç yıl-
da 220 bin silahı kayıplara karışmıştır, Afgan
polisine sağlanan 135 bin silahın akıbeti de
farklı olmamıştır. 2006 yılında uluslararası Pa-
ris toplantısında bu ülkeye sağlanan 21 milyar
doların 14 milyarı daha ülkeye varmadan sır-
ra kadem basmıştır.
Birleşik Devletler’in Irak, Afganistan başta ol-
mak üzere çeşitli bölgelerde askeri harcama-
ları 888 milyar doları aşmaktadır. Bunun önem-
li bir bölümü, özellikle de Afganistan gibi yok-
sulluktan kırılan bir ülkenin ekonomisine ak-
tarılarak halkın iş, aş, adalet sorunlarını katla-
nılabilir düzeye getirilmesi, sanırız, salt aske-
ri çözümlerden daha etkin olacaktır. Kuşkusuz
yolsuzlukların önünün ciddi bir biçimde kesil-
mesi koşuluyla...
20 Ağustos’ta yapılması öngörülen baş-
kanlık ve yerel seçimlerde 2001’den bu yana
iktidarda olan Hamid Karzai açık ara favori gö-
rünmektedir. 41 başkan adayı arasında eski
Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah ve antro-
polog Eşref Gani’nin, ne denli halkın desteğine
sahip olsalar da, seçilmek için devletin tüm ola-
naklarını seferber eden Karzai karşısında ba-
şarı kazanmaları olanaksız görünmektedir.
Birleşik Devletler ve NATO’lu müttefikleri Af-
ganistan’da başarı kazanmak istiyorlarsa, Ta-
liban ve yolsuzluklarla savaşmanın yanı sıra
yoksul halkın işi, aşı ve adalet için de savaş-
mak zorundadırlar. Aksi halde savaş ortamın-
da yapılan ‘demokratik’ seçimler yersiz bir gös-
teriden öte anlam taşımayacaktır.
Otokratik hükümetlerin en büyük zafiyeti devleti ‘insani güvenliğe’ yönelik bir tehdide dönüştürmek
Arap dünyasõnõn inatçı engelleri
GUİLLERMO ALMEYRA
Honduras’taki darbe ALBA’nõn
(Amerikalõlar için Bolivarcõ
Alternatif) en zayõf halkasõnõ ve
Başkan Manuel Zelaya’yõ tasfiye
etmeyi amaçlõyordu. Zelaya
muhafazakâr kökenine karşõn bazõ
sosyal reformlar gerçekleştirmiş
ve ekonomik nedenlerle
Venezüella lideri Chavez’e
yakõnlaşmõştõ. Bu da onun tehlikeli
bir devrimci gibi görülmesine
yetmişti. Darbe aynõ zamanda
Guatemala’yõ (imparatorIuğun
gözü solcu başkan Alvoro
Colom’un üzerinde), El
Salvador’u (FLMN- Farabundo
Marti Cephesi seçimleri kazanõp
hükümeti kurmasõna karşõn iktidar
hâlâ aşõrõ sağõn elinde) ve
Nikaragua’yõ da hedefliyor. ABD
uşaklarõ aracõlõğõyla Plan
Merida’nõn (Meksika’dan
Kolombiya’ya uzanan stratejik
egemenlik planõ)
uygulanmasõnõ zorlaştõran bu
kõstakta (Orta Amerika ) güç
kazanmak istiyor. ABD,
Kolombiya’yõ diktatör Uribe
sayesinde Venezüella,
Ekvador, Brezilya ve
Karayipler’i kontrol edecek bir
köprübaşõ, Latin Amerika’nõn
İsrail’i yapmak istiyor.
ABD elçisi darbeden
önceki gün gitti
Honduras’taki sivil-askeri darbe
ABD’nin Soto Cano’daki
(Honduras) üssünde Honduras
Büyükelçisi Hugo LLorens’in
katõlõmõyla dikkatle hazõrlanmõş.
LLorens darbeden haberli
olmasõna karşõn darbecilerle
bağlantõsõ belli olmasõn diye
darbeden önceki gün ailesiyle
birlikte Honduras’tan ayrõlmõştõ.
LLorens, İrangate skandalõyIa
(Nikaragua devriminde
Sandinistalara karşõ savaşan
Kontralara CIA’nõn uyuşturucu
ticareti ile parasõ ödenen ve
Honduras’tan gönderilen silahlarla
ilgili) ünlenen John
Negropente’nin yardõmcõsõydõ.
Negropente, Bush’un ulusal
güvenlik sekreteri, BM’deki
temsilcisi ve Irak genel valisi idi.
Negropente darbecilerin başkanõ
Micheletti’nin tek suç ortağõ
değil. Bill Clinton’õn yardõmcõlarõ
Lany Davies (Monica Lewinsky
skandalõ sõrasõnda yardõmcõsõydõ
ve Hillary Clinton’õn Obama’yla
mücadelesindeki en keskin
danõşmanlarõndandõ, halen
Honduras İşadamlarõ Konseyi’nin
de danõşmanõ) ve Bennet Radcliff
de darbecilerle işbirliği yapõyor.
Sonuç olarak ABD Dõşişleri yani
Hillary CIinton için,
dokunulmazlõklarõndan emin 4
gorilin (Güney Amerika’da
darbeciler goril olarak
adlandõrõlõyor) kabaca hazõrladõğõ
darbenin sürpriz olduğunu
söylemek imkânsõz. Darbe,
Obama’nõn Güney Amerika ve
Küba ile ilişkileri yumuşatma
girişimlerine Amerikan sağõnõn
(Hillary Clinton ve klanõ,
demokrat partinin muhafazakârlarõ
ve Latin Amerika sağõyla,
Pentagon’la bağlantõlõ Bush’çu
Cumhuriyetçiler) attõğõ bir torpil.
Bu, Obama’ya bizzat
Washington’dan gelen ve
kontrolün sağõn elinde olduğunu
gösteren ilk ve ciddi bir darbe.
ABD Dõşişleri’nin seçtiği
arabulucu Oscar Arias (Costa
Rica Başkanõ) Zelaya’nõn kukla bir
başkan olarak geri dönmesi için
uğraşõrken aslõnda Amerikan
sağõnõn isteklerini yerine getiriyor.
Darbe hükümetinin dõşişleri
bakanõnõn söylediği gibi, Obama
için “hiçbir şeyden haberi
olmayan zenci çocuk” düşüncesi
darbecilerin ABD sistemi içindeki
dostlarõnca da paylaşõlõyor mu,
bilmiyoruz.Honduras darbesi,
Chavez ile yakõn ilişkide olan
komşu ülkelere, bölgedeki tüm
ilerici hükümetlere karşõ yapõlmõş
ve aynõ zamanda Obama’sõz ve
Obama’ya karşõ bir darbedir.
Arabulucu Arias’õn sapkõn teklifi
darbeciler için çok işlevsel. Onlara
iktidarlarõnõ organize etmek ve
anayasal başkanõ destekleyen
halkõn yorulup demoralize olmasõ
için zaman kazandõrõyor. Ayrõca
önerilen af teklifi ile de darbe
yapmõş, anayasayõ savunan
insanlarõ öldürmüş, vatan haini bu
rezil insanlarõ ödüllendiriyor.
Dahasõ San Jose anlaşmasõna göre
(Arias’õn önerdiği) Zelaya geri
dönerse kurulacak uzlaşma
hükümetinde önemli bakanlõklarõ
kendisini tutuklayan, sõnõr dõşõ
eden, Honduras halkõnõ şiddetle
bastõrmaya çalõşan darbecilere
vermek zorunda. Clinton’õn
darbeciler için hazõrladõğõ bu
çözüm kabul edilirse bu,
gelecekte Latin
Amerika’da darbelerin ve
yasal görüntülü askeri
diktatörlüklerin önünü
açacak. Zor ama tek
olumlu seçenek Arias-
Clinton anlaşmasõnõ
reddetmek ve Honduras’ta
tüm mücadele yollarõ
kullanõlarak ülkeyi kimin
nasõl yöneteceğini
belirleyecek bir anayasa
değişikliği için kurucu
meclisin toplanmasõnõ
sağlamak. Ya da
Venezüella’da Chavez’e karşõ
yapõlan darbenin geri
döndürülmesi, Bolivya’da
Sanchez De Lozada’ya karşõ
kurulan cephe örneğinde
olduğu gibi halk ayaklanmasõ
aracõlõğõyla silahlõ kuvvetlerin
ve polisin içinde bir bölünme
oluşturmak gerek. Solcu katili
olduğu söylenen bir babanõn oğlu
olan Zelaya, muhazakâr bir
partinin lideri iken belli ki
sonuçlarõnõ hesaplamadan biraz da
fõrsatçõ davranõp sola yönelmiş.
Şimdiye dek yürekli davrandõ
ancak böyle bir kavgayõ
başlatmasõna karşõn yönetebilecek
gibi görünmüyor. Honduras halkõ
ve sol kesimler başkanõn koşulsuz
geri dönmesini, darbecilerin
yenilmesini ve hesap vermesini
istiyor ve bunu da nasõl yapacağõnõ
er geç öğrenecek.
İspanyolcadan çeviren: Engin
Demiriz (La Jornada, Meksika, 2
Ağustos 2009)
THOMAS L. FRIEDMAN
RAMALLAH, BATI ŞERİA -
Birleşmiş Milletler Gelişme
Programõ, 2002 yõlõnda, ilk defa
Arap dünyasõnõ geri bõrakan
faktörlerin cesaretle incelendiği bir
Arap İnsani Gelişme Raporu
yayõmladõ. Raporda özgürlükler,
kadõnlarõn yetkilendirilmesi ve
bilgi yaratma konularõndaki
eksiklikler ayrõntõlõ biçimde ele
alõndõ. Son derece ciddi
istatistiklerle desteklenen bir
rapordu; sadece Yunanistan’õn
Rumcadan İngilizceye tercüme
ettiği kitap sayõsõ bütün Arap
dünyasõnõn İngilizceye tercüme
ettiğinin beş katõ; yalnõzca
İspanya’nõn Gayri Safi Yurtiçi
Hasõlasõ 22 Arap ülkesininkinin
toplamõndan daha fazla; okuma
yazma bilmeyen Araplarõn sayõsõ
65 milyon gibi... Bu, Arap
akademisyenlerin ortaya çõkardõğõ
rahatsõz edici bir tabloydu. 11
Eylül’den kõsa bir süre sonra
ortaya çõkan rapor aşõrõ dincilerin
kolay avõ haline gelmiş kõzgõn ve
işsiz gençlik gruplarõnõ yaratan,
Arap dünyasõnõ hõrpalayan kötü
yönetime konulmuş bir teşhis
gibiydi. BM Gelişme Programõ,
yeni bir grup Arap akademisyen
ile birlikte geçen hafta, bir Arap
İnsani Gelişme raporu daha
yayõmladõ. Bu iyi bir haberdi. Ama
bir de kötü haber var. Arap
dünyasõnda işler daha da kötüye
gitmişti. Ne var ki Arap
hükümetler bunu duymak
istemiyorlar. Yeni raporun
hazõrlanmasõnõ tetikleyen etmen,
insani gelişimin önündeki
engellerin Arap dünyasõnda niçin
bu kadar “inatçı” olduğunu ortaya
çõkarmak isteği idi. 2009
raporunun yaklaşõk 100 Arap
yazarõnõn dile getirdiği şu oldu;
insani güvenlik -yaşam güvenliğini
sağlayan maddi ve manevi
temeller, çoğunluk için mali, siyasi
ve sosyal kişisel güvenlik
duygusu- bunlar insani gelişmenin
ön koşulu olan faktörler. Bu
faktörlerin Arap ülkelerindeki
yaygõn mahrumiyeti bu ülkelerin
gelişimini engelledi.
Nüfus patlaması
Yazarlar bugün Arap bölgesindeki
insani güvenliği zayõflatan birçok
faktöre değiniyor. Çevresel
bozulmadan başlayan, çölleşme, su
sõkõntõsõ ve nüfus patlamasõnõn
oluşturduğu zehirli bileşime kadar
giden bir dizi etmenden söz ediyor.
1980’de Arap bölgesinde 150
milyon kişi yaşõyordu. 2007’de
bölge 317 milyon kişiye
evsahipliği yapar oldu. 2015’te
nüfusun 395 milyon olacağõ
tahmin ediliyor. Bu nüfusun yüzde
60 kadarõ 25 yaş altõ. 2020’ye
kadar 51 milyon yeni işgücüne
gereksinim duyulacak. Araplarõn
güvensizlik duygusuna yol açan
bir başka inatçõ kaynak da işsizlik.
Rapor, “1980’den sonraki
yaklaşık 25 yıl boyunca bölgede
hemen hemen hiçbir gelişme
kaydedilemediğini” saptadõ.
Petrolden gelen paraya karşõn
(belki de bu para yüzünden)
bilimsel araştõrma, gelişme, bilgi
endüstrileri ve inovasyon
alanlarõna yatõrõm yapõlmadõ. Onun
yerine hükümet işleri ve kontratlarõ
baskõn çõktõ. “İnsani güvensizlik”
kaynağõnõn bir nedeni de, otokratik
ve temsili olmayan Arap
hükümetlerinin en büyük zafiyeti,
devletin “insani güvenliğin”
destekçisi olmasõnõ sağlamak
yerine, devleti “insani güvenliğe”
yönelik bir tehdide dönüştürmek.
Eğer Filistin hükümetinin Batõ
Şeria’daki yerine, Ramallah’a
gelmeseydim, bu rapor beni
ümitsizliğe sürükleyebilirdi.
‘Arafatizm’e
meydan okuma
Uzun soluklu müzikaller
Broadway için neyse, İsrail-
Filistin çatõşmasõ da Ortadoğu için
odur. Orasõ bütün iyi ve kötü
fikirlerin önceden test edildiği
yerdir. Eski bir IMF ekonomisti
olan Filistin Başbakanõ Selam
Feyyad Arap yönetimlerinde
bugüne kadar ortaya atõlmõş en
heyecan verici fikri test ediyor.
Ben buna “Feyyadizm” diyorum.
Buna göre bir Arap liderinin
meşruiyeti sloganlarõ, kişilik kültü
veya güvenlik sistemini değil;
şeffaf, sorumlu yönetim ve
hizmetleri temel almalõdõr.
Haziran 2007’de Hamas,
Gazze’de gücü ele geçirdikten
sonra başbakan olan eski maliye
bakanõ Feyyad günümüzdeki
başka hiçbir Arap liderine
benzemiyor. Ateşli bir Filistin
milliyetçisi ama bütün stratejisi
şunu söylemek: “Devletimizi
yüksek kaliteli finans, polis,
sosyal hizmetler kurumlarıyla
ne kadar çabuk yapılandırırsak
bağımsızlık hakkımızı o kadar
çabuk emniyete alırız.” Ben
bunu, önce Filistin haklarõna,
sonra devlet kurumlarõna
odaklanan ve sonunda hiçbirinde
bir şey üretemeyen “Arafatizm”e
bir meydan okuma olarak
görüyorum. Batõ Şeria’da
Feyyadizm, Filistin güvenlik
güçlerindeki düzelme, İsrail’in
kontrol noktalarõnõ kaldõrmasõ
sayesinde işler gerçekten daha
iyiye gidiyor. 2008 yõlõnda
yaklaşõk 1200 yeni firma lisans
için başvuruda bulundu. IMF’ye
göre Batõ Şeria ekonomisi bu yõl
yüzde 7 büyüyebilir.
Burada dürüstlüğü ile nam salmõş
Feyyad, yaklaşõmõnõn “insanlara
kim olduğunu, ne yapmaya
niyetlendiğini anlatmak ve onu
gerçekten yapmak” olduğunu
söylüyor. Büyük ideolojilerin
Araplar için bir işe yaramadõğõ bir
zamanda Feyyad, başardõklarõyla
meşruiyet kazanmõş bir hükümet
istediğini söylüyor. Burada
oldukça yeni şeyler oluyor.
Filistin davasõnõn Araplarõn
gözündeki önem dikkate
alõndõğõnda eğer Feyyadizm işe
yararsa dünyanõn bu bölgesinde
yeni bir akõm başlayabilir
denilebilir. Arap insani
güvenliğini geliştirmek adõna
yapõlabilecek en iyi şey, “iyi ve
sorumlu hükümet”.
İngilizceden çeviren: Çimen
Turunç Baturalp (International
Herald Tribune, 4 Ağustos 2009)
Arap İnsani Gelişme raporuna göre, 1980’den sonraki
yaklaşõk 25 yõl boyunca bölgede hemen hemen hiçbir
gelişme kaydedilemedi. Petrolden gelen paraya karşõn
(belki de bu para yüzünden) bilimsel araştõrma, gelişme,
bilgi endüstrileri alanlarõna yatõrõm yapõlmadõ. Onun yerine
hükümet işleri ve kontratlarõ baskõn çõktõ.
Honduras, Clintonvari
yumuşak diktatörlük
Yaser Arafat (sağda) ve El Fetih
kurucularından Halil el Vezir. ABD’nin üssünde Honduras
Büyükelçisi LLorens’in katõlõmõyla
dikkatle hazõrlanan darbe, Chavez ile
yakõn ilişkide olan komşu ülkelere,
bölgedeki tüm ilerici hükümetlere karşõ
yapõlmõş ve aynõ zamanda Obama’sõz ve
Obama’ya karşõ bir darbedir.
5 Ağustos 2009 INDEPENDENT
Değerli ve sevgili dost Mustafa Balbay,
Eşim ve benim bilinen sağlõk sorunlarõmõz nedeniyle ziyaretinize gelemedik. Ben de
sağlõk sorunlarõmdan ötürü gazete okuyamõyorum, dolayõsõyla doğum günü haberinizi
geç öğrenebildim. Mazur göreceğinizi umuyoruz, yaşõnõzõ kutluyoruz, sizi özlemle
öpüyoruz ve adaletin tecelli edeceğine inanõyoruz.
Saygõ ve sevgilerimizle,
Avukat Halit ve Şekibe Çelenk
KUTLAMA
Ülker Kurumsal İletişim
Koordinatörlerinden
ESRA KARTAL TEZEL’in
SEZER EGE
adlı bir oğlu olmuştur.
Minik Sezer Ege’ye ve Esra-Müfit
çiftine ömür boyu sağlık dileriz
CUMHURİYET ÇALIŞANLARI