26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2009 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Evden Kaçan Çocuklar Büyük romancı John Fowles, bir öyküsünde şöyle diyor: ‘En çok ortadan kaybolan kişiler yeni yetme kız- lardır, onların hemen ardından da rüştünü ispat et- memiş delikanlılar gelir. Bu gruptaki gençlerin ço- ğu işçi sınıfından ailelerin çocuklarıdır ve bu aile- lerin neredeyse hepsinde ebeveynden kaynakla- nan ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Yirmili yaşları- nıza geldiğinizde ille de işçi sınıfına özgü olmayan, ikinci derecede önem taşıyan bir başka doruk da- ha vardır, hayatta ve bu kendini sıkan evliliklerini ya da ailevi durumlarını terk edip gitmeye çalışan karılar ve kocalar tarafından yaratılır. Kırk yaşından sonra bu grafik düşer; daha yaşlı olup da gerçekten ve uzun süre ortadan kaybolma vakaları ise çok enderdir ve yine çok yoksul kişilerle sınırlıdır. Hat- ta bunların neredeyse tamamı serseri bir hayat aşa- yan ve aile bağları olmayan kişilerdir.’ Bir romancının psikolojik ve sosyolojik göz- lemleriyle yaptığı çözümleme gerçeğe ne kadar da uygun düşüyor. Önceki dönemlerde evden kaçmalar, karnesinde çok zayıfı olan erkek öğrencilerin bir iki günlük kaç- maları biçiminde olurdu. Küçük kızlar, evden kaç- mak şöyle dursun, böyle bir şeyi akıllarından bi- le geçirmezlerdi. Şimdi 13 ve 14 yaşlarında iki kız çocuğunun ev- lerinden kaçmaları, başka kentlere gitmeleri, orada kalacak yer bulmaları artık her şeyin ne öl- çüde değiştiğini ortaya koymaya yeterlidir. EMO’CULAR diye belirli bir kimliğe sığınmaya çalışan bu grubun kendilerince koydukları ölçüt- ler de ilginç: ? Evden sıkılınca kaçacaksın ? Yeni bir şey giymeyeceksin ? Saçlarını taramayacaksın ? Saçların yüzünün yarısını örtecek ? Görünen yerlerine piercing (deriye geçirilen ta- kı) yaptıracaksın İçinde yaşadığı durumu protesto etmenin ye- ni bir yolu olarak görünüyor. Farklı olmak, bu yaş grubu için çok çekicidir ve yeni bir kimlik arayışında bunu belirtecek her tür- lü değişikliği benimserler. ‘Ortam yapmak’ diye kullandıkları jargon da, kendilerine uygun yerlerde, kendileri gibi kişiler- le birlikte olmayı açıklıyor. İçinde yaşadığı her şeyden sıkılan, ne yapaca- ğını da bilemeyen, ne yapması gerektiğini bilmeyen ve benimsemeyen bu yeni yetmeler işte böyle EMO oluyorlar. ‘Emotional- Duygusal’ sözcüğünden türetil- miş bir yeni gençlik sözcüğü. J. Fowles iyi gözlemlemiş. Ekonomik düzeyleri altta ya da alt-ortada, eği- timleri sınırlı, davranışları ergenlik dönemine ya- bancı aile ortamları bu çocukların hiçbir durumuna çözüm bulamıyor. Aile ortamından sıkılan bu çocuklar da hedef- siz bir yaşamın içinde kendilerine bir çıkış yolu bu- lamayınca böyle sığınaklar yapıp oralara kaçma- ya çalışıyorlar. Bu kaçışa neden olan etkenler: ? Amaçsızlık ? Hedefsizlik ? Sorumsuzluk ? Yararlılık duygusundan yoksunluk ? Yaşıt etkileşimine çok açık olmak Bu nedenlerle başlayan süreç artık kendi dön- güsünü yaratıyor: ? Her türlü çalışmayı saçma bulmak ? Yaptıklarına örtülü kutsallık benzeri atıflar yap- mak ? Gizlilik, gizemlilik, ritüeller yaratmak ? Gidebildiği yere kadar gitmek ? Yanlış bir özgürlük duygusunu paylaşmak Çocuklarını doğru eğitemeyen, gençlerine doğ- ru hedefler veremeyen bir toplumda beklenecek olan gelişmelerdir bunlar. Dün SATANİST olurlar, bugün EMO olurlar, ya- rın da bir başka benzerleri çıkar. Yoksulluk varsıllık konusu da değildir bu. Her grubun kendine özgü çıkış arayışları vardır ve olacaktır. Gençlerimiz tek tip mi olsunlar? Elbette hayır ve böyle düşünenler hiçbir genç- lik sorununu çözemez. Bu sorunların çözümü dinde imanda mıdır? Bu da yanlıştır ve orada da hiç umulmayan fa- natizm, hiç beklenmeyen saldırganlıklar yaşanır. Çözüm bilinçtedir. Bilinçli küçük çocuk eğitimi. Bilinçli gençlik politikaları. Eleştirel düşünce hedefli eğitim. Gerisi boşuna enerji kaybıdır. Oksijen israfı sayılır. erdalatak@gmail.com Genelkurmay Başkanlõğõ yasa değişikliğine ilişkin itirazlarõnõ ve endişelerini Çankaya Köşkü’ne iletti Gözler Gül’ün kararõnda ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Genelkurmay Başkanlõğõ, as- kerlerin sivil mahkemelerde yargõ- lanmasõna ilişkin yasa değişikliği üzerindeki itirazlarõnõ Çankaya Köş- kü’ne iletti. Genelkurmay, yasanõn anayasanõn 145. maddesine aykõrõ ol- duğu, askeri-sivil yargõ arasõnda yetki çatõşmasõna neden olacağõ, si- yasetin kõşlaya gireceği endişeleri- ni taşõyor. AKP ise yasanõn anaya- saya aykõrõ olmadõğõnõ, AİHM ka- rarlarõ doğrultusunda bu düzenle- menin yapõlmasõ gerektiğine dikkat çekiyor. Her iki tarafõn da görüşle- rini alan Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün, kararõnõ bu hafta açõk- layabileceğine dikkat çekiliyor. Gül’ün yasayõ inceleme süresi 14 Temmuz’da doluyor. Askerlerin sivil mahkemelerde yar- gõlanmasõna ilişkin yasa değişikliği tartõşmalarõnda kritik haftaya girildi. Genelkurmay Adli Müşavirliği ile Milli Savunma Bakanlõğõ Kanunlar ve Kararlar Dairesi temsilcileri, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’e askerin hukuki görüşünü sundular. Askerin yasayla ilgili görüşleri şöyle: ? Yasa değişikliği anayasanõn “as- keri yargı” başlõklõ 145. maddesine aykõrõlõk taşõyor. Anayasanõn bu hük- mü, askeri kişilerin askeri mahalde iş- ledikleri suçlarõn tümüne askeri mah- kemelerin bakmakla görevli olduk- larõnõ açõkça yazõyor, dolayõsõyla böyle bir değişiklik “askeri mahal ve askeri hizmet ve görevle ilgili” kav- ramlarõn parçalanmasõna neden olur. ? Yasa değişikliği askeri mahalle- rin masuniyetini (dokunulmazlõk, ko- runmuş olma hali) bozar. Bir iftira, sahte ihbar veya belge düzenlenme- si halinde askeri mahalle, sivil savcõlõk ve emrindeki kolluk güçlerinin gir- mesi ve soruşturma yapmasõ, o ma- halde masuniyeti sõkõntõya sokar, TSK içinde emir-komuta zincirini olumsuz etkiler. Kötü amaçla sahte bir ihbar mektubu veya sahte bir belgeyle bu yolun açõlmasõ, kõşlaya siyasetin girmesine de kapõ açar. Herkes bu ka- põyõ kullanabilir. Oysa, askeri masu- niyetin korunmasõ TSK’nin emir- komuta zinciri ve birliğin korunma- sõ için çok önemli bir koşuldur. Bir birliğin komutanõ o birlikle ilgili her şeyden sorumludur. Asõlsõz biri, ifti- ra veya sahte belgeyle yargõ sürecini açabilir ve askeri mahaldeki düzeni bozabilir. ? Yasa değişikliği uygulamada as- keri yargõ ile sivil yargõ arasõnda yetki çatõşmasõ yaratõr. Askeri mah- kemelerin daha üst hukuk normu olan anayasanõn 145. maddesini uy- gulamak istemeleri, buna karşõlõk si- vil yargõnõn yapõlan son değişikliği esas almasõ, uygulamada yetki çatõş- masõ ve kaosa yol açabilir. Ayrõca, anayasanõn 145. maddesi- ne paralel olarak özel yasa niteliğin- deki Askeri Mahkemeler Yasasõ’nda askeri mahkemeleri görevli kõlan hü- küm bulunmasõ da askeri mahkeme- leri, anayasa ve Askeri Mahkemeler Yasasõ’nõ uygulamaya yöneltmesi de genel yasa ve özel yasa tartõşmasõna ve çatõşmasõna neden olur. ? Yapõlan yasa değişikliği, Avru- pa İnsan Haklarõ Mahkemesi (AİHM) kararlarõyla ve AB ile uyum bağla- mõnda Adalet Bakanlõğõ’nõn Reform Stratejisi Belgesi’yle ilgili değil. AİHM’nin Türkiye aleyhine kararlarõ, asker kişilerin askeri mahkemelerde yargõlanmasõyla değil, sivil kişilerin askeri mahkemelerde yargõlanma- sõyla ilgili. Adalet Bakanlõğõ belge- sinde yer alan üç husus arasõnda da as- ker kişilerin sivil mahkemelerde yar- gõlanmasõ yok. AKP ise Genelkurmay Başkanlõ- ğõ’ndan farklõ olarak yasa değişikli- ğinin anayasaya aykõrõ olmadõğõnõ, AİHM kararlarõna göre yapõlmasõnõn zorunlu olduğunu düşünüyor. Hükü- metin bu düşüncesi Adalet Bakanõ Sa- dullah Ergin ve Başbakan Yardõm- cõsõ Cemil Çiçek tarafõndan Gül’e ile- tildi. Taraflarõn görüşünü alan Gül’ün ka- rarõnõ bu hafta vermesi bekleniyor. Gül’ün yasayõ inceleme süresi 14 Temmuz’da doluyor. Ancak kulis- lerde Gül’ün süreyi sonuna kadar kullanmayacağõ, bu hafta içinde açõk- layabileceği dile getiriliyor. Yasayõ incelemek için 15 günlük süresi 14 Temmuz’da dolacak Cumhurbaşkanõ Gül’ün kararõnõ bu hafta vere- bileceğine dikkat çekiliyor. İstanbul Haber Servisi- 22’nci dönem CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, “İrtica ile mücadele planı” adõ altõnda ortaya çõkan belge ve AKP hükümetinin askeri personele sivil yar- gõ yolunu açan düzenlemesi sonrasõ kurumlar arasõ çatõşma olduğu izleniminin yaygõnlaştõğõ- na dikkat çekerek çatõşmayõ giderecek makamõn Cumhurbaşkanlõğõ olduğunu vurguladõ. Tanla, “Türk kamuyounun yüzde 81’inde kurumlar arasında çatışma olduğu kanaati yaygındır. Anayasanın 104’üncü maddesi ‘Cumhurbaşkanõ devletin başõdõr. Cumhurbaş- kanõ devlet organlarõnõn düzenli ve uyumlu ça- lõşmasõnõ gözetir’ demektedir. Kurumlar ara- sındaki bu gerginliği, bu çatışmayı Cumhur- başkanı gidermelidir. Anayasamızın kendisi- ne vermiş olduğu sorumluluk ve yetki bu- dur. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu yasa kar- şısında gerektiği gibi davranması Türk hal- kının beklentisidir” dedi. EĞİTİMCİ TSK 50ülkeden 20 bin kişi eğitti SERTAÇ EŞ ANKARA - Türk Silahlõ Kuv- vetleri (TSK), asli görevlerinin yanõ sõra askeri eğitim alanõnda da bir marka yaratmaya çalõşõyor. TSK kurumlarõnda, Afrika, Asya ve Balkan ülkeleri personeli eği- tim görüyor. Bugüne kadar dost ve müttefik 50 ülkenin 21 bin 500 personeline uzun süreli eğtim ve- ren TSK, bu faaliyetlerin tanõtõmõ- nõ yapmak ve gelir sağlamak amacõyla Eğitim ve Öğretim Ka- taloğu’nu yeniledi. Genelkurmay İletişim Daire Başkanõ Tuğgeneral Metin Gü- rak, TSK’nin dost ve müttefik ül- keler için verdiği eğitim faaliyet- leri hakkõnda bilgi verdi. Gü- rak’õn verdiği bilgilere göre TSK, hem kendi eğitim kurumlarõnda dost ve müttefik ülke personelinin eğitim görmesini sağlõyor hem de mobil timlerle eğitim faaliyeti gerçekleştirebiliyor. TSK’nin eği- tim faaliyetlerinden bugüne kadar NATO üyesi ülkeler dahil 43 ülke yararlandõ. TSK, bugüne kadar 50 ülkeden toplam 21 bin 500 perso- nele uzun süreli eğitim verdi. Türkiye’deki askeri eğitim ku- rumlarõndan en çok yararlanan ülkeler arasõnda Azerbaycan 175 personelle başõ çekiyor. KKTC’nin 158, Çin’in 145, Af- ganistan’õn 92, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 88, Arnavut- luk’un 67, Kazakistan’õn 53, Kõrgõzistan’õn 49, Pakistan’õn 46, Gürcistan’õn 45, Ürdün’ün 41 personeli eğitim görüyor. Bu ülkelerin yanõ sõra Tunus, Ceza- yir, Moritanya, Moğolistan, Ko- re, Suriye, Gambiya ve Bangla- deş gibi ülke personeli de Türki- ye’de askeri eğitim alõyor. TSK katalog hazırladı TSK askeri eğitim konusunda gelir sağlayabilmek için verilen eğitimlerin tanõtõmõnõn yapõldõğõ TSK Eğitim ve Öğretim Katalo- ğu’nu yeniden hazõrladõ. Katalog- da yaptõrõlan eğitim konularõna ilişkin bilgiler ve maliyeti hakkõn- da bilgiler yer alõyor. Kataloğa göre, TSK 327’si Türkçe, 186’sõ İngilizce olmak üzere toplam 513 ayrõ eğitim kursu düzenliyor. TSK, katalogda yer alan eğitimle- ri mobil eğitim timleri aracõlõğõyla da gerçekleştirebiliyor. Halen 147 TSK personeli yurtdõşõnda bu amaçla görev yapõyor. Ayrõca TSK, Türkçe dil eğitimine katkõ sağlamak için 15 ülkede 19 ders- hane kurarak 1872 kişinin Türkçe öğrenmesine katkõda bulundu. Yeni düzenlemeyle, devlet ormanlarõnda havuzlu villalar yapõlmasõnõn önü açõldõ Ormanlar ‘işgalciye’ emanet ALİ ÖZTÜRK ANKARA - Çevre ve Orman Bakanlõğõ, Ağaçlandõrma Yönet- meliği’nde yaptõğõ değişiklikler- le, ormanlara “havuzlu villalar” ve “meyve bahçeleri” yapõlmasõnõn yolunu açtõ. Yeni yönetmelikte, “Orman içinde yapılaşmak ya- saktır” maddesinin kaldõrõlmasõ dikkat çekerken villalarõn nasõl ya- põlacağõnõn tarif edilmesi de şaş- kõnlõk yarattõ. Çevre ve Orman Bakanlõğõ, 30 Ni- san 2009 tarihinde Ağaçlandõrma Yönetmeliği’nde değişlikler yaptõ. Yapõlan bu değişikliklerle, Ağaç- landõrma Yönetmeliği’nden “or- man kurma” amacõ çõkarõlarak devlet ormanlarõnda özel ağaçlan- dõrma ile yapõlaşmanõn önü açõldõ. Ormanlarõn tarõm alanlarõna dönüş- türülmesine de olanak tanõyan yeni yönetmelik, orman bütünlüğünün bozulmasõna ve orman alanlarõnõn daraltõlmasõna neden olacak. Yö- netmelikte, “devlet ormanlarında yapılaşmaya izin verilemez” ve “yapılacak tesisler taşınabilir ol- malıdır” ifadelerinin kaldõrõlmõş olmasõ da “villa” yapõmõ için ko- laylõk sağlõyor. Orman alanlarõnda özel ağaçlandõrma adõ altõnda ha- vuzlu villalarõn yapõmõnõ düzenleyen bu yönetmelikle birlikte, orman iç- lerindeki açõklõklarda, 5 dönüm bü- yüklüğünde bir alanda, ağaçlandõr- ma faaliyeti çerçevesinde, depo- hangar olarak “tanımsız” bir yapõ (konut) yapõlabilir hale geldi. Daha önceki yönetmelikte, ağaç- landõrma sõrasõndaki gereksinimler için taşõnabilir karavan ve konteynõr benzeri araçlar kullanõlabiliyor, yan- gõnlar için ise taşõnabilir su depola- rõ yapõlabiliyordu. Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 30 Nisan’dan iti- baren ise beton zemin üzerine ya- põlan hangarlar villaya, su depolarõ da villanõn havuzuna dönüşebilecek. Uygulamanõn sonucunda, devlet ormanlarõ içinde, üzerinde ağaç ol- mayan 5 dönümlük bir yer bulan “özel kişiler” (ağaçlandõrmacõlar) o alanõ ağaçlandõrma yetkisine sahip oldu. Bu alanlara birkaç meyve ağa- cõ diken ağaçlandõrmacõlar, villala- rõnõ da rahatlõkla inşa edebilecek. ‘Elini geleceğimizden çek’ TMMOB Orman Mühendisleri Odasõ (ORMUH) İstanbul Şube Başkanõ Besim Sertok, bu yönet- melik ile özel kişilere orman içinde “havuzlu villalar” ve “meyve bah- çeleri” yaptõrõldõğõnõ vurgulayarak “yönetmeliğin ardından ‘bu alan- lar orman niteliğini kaybetmiştir’ ge- rekçesi ile ‘ağaçlandõrmacõ işgalci- leri’ne hibe edilerek toplumsal kullanım değerleri ile anılma ye- rine, rantsal değişim değerleri ile alınıp satılan alanlara dönüştü- rülmesi hedeflenmektedir” dedi. Bu “yanlış uygulamaya” karşõ 29 Haziran’da bir de dava açtõğõnõ be- lirten Sertok, konuşmasõnõ şöyle sürdürdü: “Bu tip düzenlemeler, or- manları kullanım değeri üzerinden değil, rantsal değişim üzerinden değerlendirme mantığından kay- naklanıyor. Yani, her şeyden pa- ra kazanma anlayışı var. Orman- lar öyle varlıklar ki, kesilen tom- rukların bir piyasa değeri olabilir veya arsasının bir alım satım be- deli olabilir. Onun dışında or- manların o kadar çok işlevi var ki, temiz hava, iklimi dengelemek ve gölgesinde dinlenmenin piyasa değeri yok. Gerçek değeri bunlar değil. Paranın satın alamayacağı şeyler de var. Piyasa üzerinden de- ğerlendirmek oldukça yanlıştır. Ülke ekonomisine gelen katkının onlarca katı zarar ortaya çıkacak. Bu kasıtlı bir durum. İktidar po- litikalarının bu yönde olması. AKP’nin elini geleceğimizden çek- mesini istiyoruz.” CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Tarõm, Orman ve Köyişleri Komis- yonu üyesi Selçuk Ayhan, yönet- melikte yapõlan değişikliklerin, or- mancõlõk biliminin gereklerine, hu- kuka ve kamu yararõna aykõrõ dü- zenlemeler içerdiğini belirterek “Ye- ni Ağaçlandırma Yönetmeliği’nin temel amacı eski Maliye Bakanı Kemal Unakõtan’ın ‘Ormanlarõ da özeleştirelim, devlet işletemiyor’ mantığını hayata geçirmektir” di- ye konuştu. Ayhan, dikkatli ince- lendiği takdirde, devlet ormanõ sa- yõlan alanlarõn anayasa ve yasalara karşõ hileli özelleştirilmesine dö- nük bir dizi “oyun” içerdiğini vur- gulayarak konuşmasõnõ şöyle sür- dürdü: “Bu hükümetin temel fel- sefesi olan, ‘parayõ getirin babamõ bile satarõm’ anlayışının iflas etti- ği anlaşıldığında, bu topraklarda bırakın babayı, çocuk ya da torun bile kalmayacaktır. Tüm kamuo- yu bu gerçeğin bilincinde olarak gerekli duyarlılığı göstermelidir.” Yeni yönetmelikte, “Orman içinde yapõlaşmak yasaktõr” maddesinin kaldõrõlmasõ dikkat çekerken villalarõn nasõl yapõlacağõnõn tarif edilmesi de şaşkõnlõk yarattõ. Yapılan yeni değişikliklerle devlet ormanlarında özel ağaçlandırma ile yapılaşmanın önü açıldı. CHP İSTANBUL KADIN KOLLARI ‘Her 3 kadından biri şiddet görüyor’ İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul İl Ör- gütü Kadõn Kollarõ adõna yapõlan açõklamada, ka- dõna yönelik şiddetin insan hakkõ ihlali olduğu ve kadõna yönelik şiddet sorununa ancak çağdaş de- ğerlere sahip iktidarlarõn çözüm üretebileceği vurgulandõ. CHP İstanbul İl Örgütü Kadõn Kollarõ’ndan ya- põlan açõklamada, 2006 - 2007 yõllarõ arasõnda ya- põlan araştõrmada Türkiye’de her üç kadõndan bi- rinin şiddet gördüğü belirtildi. Yaşamõ boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş ka- dõnlarõn oranõnõn Türkiye genelinde yüzde 35, Do- ğu illeri genelinde ise yüzde 40 olduğu, eğitim dü- zeyinin arttõkça fiziksel şiddet gördüğünü söyle- yen kadõn sayõsõnõn azaldõğõna dikkat çekildi. Açõk- lamada, çözüm önerileri şöyle sõralandõ: “Kadın sığınma evlerinin sayısı acilen arttı- rılmalı. Kadına şiddet suçlarının cezaları art- tırılmalı, caydırıcı yasal önlemler alınarak, cin- siyet ayrımcı politika ve yasalar acilen değiş- tirilmelidir. Kız çocuklarımızın okullaşma oranı ve yatılı yurt sayısı arttırılmalı.” CHP’Lİ TANLA: ÇATIŞMAYI GİDERECEK MAKAM CUMHURBAŞKANLIĞI Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde, 5 Temmuz 1993’te teröristler tarafından katledilen 33 kişi, törenle anıldı. Kente 240 kilometre uzaklıkta bulunan Başbağlar köy mey- danında düzenlenen törene, Erzincan Valisi Abdülkadir Demir, Kemaliye Kaymakamı Yasin Özcan, AKP millet- vekili Sebahattin Karakelle ve yurttaş- lar katıldı. Vali Demir törende yaptığı konuşmada, “Dünyanın en güzel coğraf- yasında yaşamak ve yaşatmak varken öldürmek niye? Geleceğimize kanlı se- naryolar yazanlar şunu bilsin ki bu mil- let tüm bunların üstesinden gelecektir. 2 Temmuz’da Sıvas’ta terörü ateşleyen el ile 5 Temmuz’da birliğimize kurşun sı- kan el aynı eldir. Bu elin kirli işlerini he- pimiz görüyor ve lanetliyoruz” dedi. Tö- ren, 33 yurttaşın katledildiği alanda ya- pılan şehitlik ziyaretiyle sona erdi. (AA) Başbağlar’da anma YILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİNE TEPKİ Topçu: Sıvas’ta resim gösterilmesi manidar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BBP Genel Başkanõ Yalçın Topçu, Sõvas ve Başbağlar olaylarõnõn sorumlularõnõn hâlâ bulunamamasõnõ kõnadõ. Topçu dü- zenlediği basõn toplantõsõnda Sõvas olaylarõnõn yõldönü- münde, elindeki kâğõtla bir şey gösteren kişiyi, “pro- vokatör” ilan ederek şunlarõ kaydetti: “Sıvas katlia- mının yıldönümünde millete A4 kâğıt gösteren kişi ile bu kişinin karşısında, merhum genel başkanımı- zın (Muhsin Yazõcõoğlu) resminin gösterilmesi mani- dardır. Bu iki figüre savcıların dikkatini çekmek is- tiyorum. Sıvas katliamı sonrası merhum genel baş- kanımız Gaziantep’ten telefonla hadiseyi yürüterek can kaybının artmasını engellemiştir. Bu olaylara bizzat şahitlik yapan, kurtarma hadisesinde biz- zat orada olan Sayın Arif Sağ’ı da tarihi bir gö- revi yerine getirmesi için, yaşadıklarını, gördük- lerini ve bildiklerini açıklamasını istiyorum.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear