26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2009 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kemal Özer Haddimi Bildiriyor Sevgili, Demek ki, “kısmetten fazlası olmaz” diyenler haklıymış. Ani ölüm haberini üzüntüyle aldığım Ke- mal Özer’in cenazesine gitmeyi, gazeteden ar- kadaşlarla kararlaştırdık. Aksaray’a birlikte gi- decektik. Son anda trafiğin azizliğine uğradım. Kemal Özer ile tam yılını anımsamadığım tanı- şıklığımız sanırım otuz yıl öncelere kadar uzanır. Sesini yükseltmeden sakin konuşmasını, şa- kalarının ardından kimi zaman eliyle ağzını yarım kapatarak hınzırca gülmesini hiç unutamam. Birkaç kez de içki masalarında birlikte olduk. Kemal Özer ile tanıştığım yıllarda, dünyayı değiştireceğimize inanırdım. Sakın şimdi dünya değişmedi diye düş kırıklığına kapıldığımı sanma! Dünya değişti ve de değişiyor, hem de ne de- ğişme!.. Ama hiç kuşku yok ki, bizim özlediğimiz, ön- gördüğümüz doğrultuda olmadı bu değişim, dünyada da... Türkiye’de de... Şimdiki gençlerin pek öyle dünyayı değiştirmek falan gibi niyetleri yok gibi görünüyor. Önlerine sürülen dünyada, dayatılan koşullarla yaşamaya razı gibiler, üstelik kendilerine sunulan, daha doğ- ru deyişiyle dayatılanlar da pek öyle ahım şahım, kolay kabul edilebilir şeyler de değil. Her neyse, ihtiyarların şu mahut “şimdiki genç- lerde iş yok” tuzağına düşmeyelim. Zaten ben onlara bakarken, beğenmiyor de- ğilim, içinde bulundukları koşullara acıyorum daha çok. Geçip gitmekte olan bir ömrün arkasından bi- raz buruk bakarken de, düşünüyorum da, mut- lu yaşamışım bayağı. Bunun başlıca nedeni de, dünyayı değiştirebileceğimize ve o yolda yürü- düğümüze olan inancımızdı. Gerçeğin illa öyle ol- ması da gerekmiyordu. Biz öyle sanıyorduk ya bi- ze yetiyordu... O günlerde, Paris’te sinemanın birinde dostum Mehmet Ulusoy ile izlediğimiz Ettore Sco- la’nın “Birbirimizi o kadar sevmiştik ki” filminin, es- ki bir İtalyan partizanı olan kahramanının eski si- lah arkadaşına “Hepimiz dünyayı değiştirmek için yola çıktık, değişen ise biz olduk” dediğinde içim cız etmişti. Ama, o sözlerin içeriğini o gün bugünkü kadar yüreğimde hissedip hissetmediğimi bilemiyorum. Neyse diyeceğim o ki, Kemal Özer ile tanıştı- ğımızda, ben dünyayı değiştireceğimize inanırdım. O devirde, her gün, Cumhuriyet gazetesinin Ca- ğaloğlu’ndaki binasında yazıişlerinin bulunduğu orta kat kapısını açar, yazımı koştura koştura cam- lı yazıişleri bölümüne götürürken, solumdaki es- ki binadan kalma büyük düzeltmenler masasının önünden geçerdim. Kemal Özer orada otururdu. Başka kimler yoktu ki? Adnan Özyalçıner, Konur Ertop, Mustafa Baydar, Refik Durbaş, Atilla Özkırımlı, Mede- ni Fesko, Barlas Özarıkça, kendi yazdığı eser- leri Fransızcadan çevirmiş gibi yayımlatan Nebil Fazıl Aksan ve şimdi adını anımsamadığım di- ğerleri. Bir ara Doğan Hızlan da Cumhuriyet’te dü- zeltmen olarak çalışmış ama ben ona yetişeme- miştim. İşte ben “dünyayı değiştirecek yazılarımı!”, her gün o masanın önünden hızla hışımla geçerek, ya- zıişlerine götürürdüm. Bir yaz günü yine dipteki camlı bölmeye doğ- ru giderken, kafama bir şey dank etti. Her gün buradan fiyakayla geçen ve yazdıkla- rının ömrü bir gün olan bu gazeteci yazarların hep- si, kısa bir süre sonra unutulup gideceklerdi. Ama önünden geçtikleri masada oturanlar ise edebi- yat tarihine geçecek adamlardı. Masaya baktım. Kemal Özer ile göz göze gel- dik, gülümsedi. Ben ise biraz utanmış, kendi ken- dime, - Haddini bil oğlum, demekle meşguldüm. Kemal Özer’e, bana haddimi bildirdiği için duyduğum minneti ise hiçbir zaman anlatamadım. Keşke bir aptallık daha etmeyip, bunu açıklamak için ölümünü beklemeseydim. asirmen@cumhuriyet.com.tr Eski Adalet Bakanõ Türk, gece yarõsõ yapõlan değişikliği ve sonrasõndaki formül arayõşlarõnõ değerlendirdi ‘Değişiklikanayasayaaykõrõ’ DİNLEMEYE TEPKİ ‘Yargıçlar güvencesiz’ Hâkim ve savcõlarõn dinlenilmesine siyaset ve yargõ çevrelerinden tepki geldi. AYŞE SAYIN ANKARA - Adalet Bakanõ Sa- dullah Ergin’in, “suç şüphelile- ri ile hâkimlik ve savcılık mes- leğiyle bağdaşmayacak şekilde” görüşme yaptõklarõ gerekçesiyle, 40 hâkim ve savcõnõn dinlenip, hak- larõnda inceleme ve soruşturma yapõldõğõ, halen dinlenenlerin sa- yõsõnõ ise veremeyeceği açõklama- sõna siyasi ve yargõ çevrelerinden tepki geldi. Adalet Bakanõ Ergin’e, “hâkim ve savcıların dinlenmesine” iliş- kin iddialarla ilgili soruyu yönel- ten CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, Adalet Bakanõ’nõn ya- nõtõnõn, artõk “hiç kimsenin özel hayatının kalmadığı ve iletişim özgürlüğünün olmadığını” net olarak ortaya koyduğunu söyledi. Bakan Ergin’in rakamõ 40 olarak açõklamasõna karşõn, bütün hâkim ve savcõlarõn dinlendiğini düşün- düğünü belirten Baratalõ, “Bunu da Adalet Bakanı sorularıma verdiği yanıtta açıkça beyan ediyor. Artık Türkiye hukuk devleti değildir” dedi. Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu ise adalet müfettiş- lerinin sadece “görev suçları” ile ilgili hâkim ve savcõlar hakkõnda soruşturma yapabileceğini, ancak bu konuda, “telefon dinlemesi yapılamayacağını” söyledi. Emi- nağaoğlu, “Artık memurlardan bile daha az güvenceye sahip konuma sokuldu yargı. Dünya- da bunun örneği de yok. Biz YARSAV olarak sonuna kadar bu olayın takipçisiyiz” dedi. İLHAN TAŞCI ANKARA - Askerlere sivil yar- gõ yolunu açan Ceza Muhakeme- si Kanunu’ndaki (CMK) deği- şiklikle ilgili hükümet ve Çanka- ya Köşkü arasõndaki “formül” arayõşlarõnõn “nafile olduğu” be- lirtiliyor. Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül’ün çõkmõş yasayla il- gili olarak yeniden görüşülmek üzere iade ya da onay dõşõnda bir seçeneği bulunmadõğõna dikkat çekiliyor. Eski Adalet Bakanõ, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, dü- zenlemenin askeri mahkemelerin yetki çerçevesini belirleyen ana- yasanõn 145. maddesine aykõrõ olduğunu vurguladõ. AKP’lilerin geçen hafta TBMM Genel Kurulu’nda gece yarõsõ ope- rasyonuyla CMK’ye ekledikleri askerlerin sivil yargõda yargõlan- masõnõn önünü açan düzenlemey- le ilgili tartõşmalar sürerken; Çan- kaya Köşkü ve hükümet, yasama çalõşmalarõnda asõl tartõşma yeri- nin TBMM olduğunu görmezden geliyor. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, halen yasaya ilişkin incele- mesini sürdürürken, bir yandan da askeri yetkililer ve Adalet Baka- nõ Sadullah Ergin ile görüşerek değerlendirmelerde bulunuyor. Taraflarõn temsilcilerinden olu- şan bir “komisyon” ile formül ara- yõşlarõ yapõldõğõ bilgisi kamuoyu- na aktarõlõyor. Eski Adalet Bakanõ Türk, Yar- gõ Reformu Strateji Taslağõ’nda, tartõşõlan düzenlemenin yapõlaca- ğõnõn ilk işaretinin verildiğini kay- detti. Genel Kurul’da son dakika önergesiyle değişikliğin yapõldõ- ğõnõ anõmsatan Türk, “Yöntem iti- barıyla kanunların hazırlan- masında izlenecek genel kural- lara uyulmaması, başlı başına eleştiri konusudur. Tarafların görüşleri alınarak hazırlana- cak metin Meclis’e sevk edil- meliydi. Ama usule uyulmadı. İktidar, muhalefeti değişiklikten yarım saat önce bilgilendirdiği- ni söylüyor. Ama bu yasa süre- cine uygun bir tedbir değil. Mil- li Savunma Bakanı bile karam- bole geldiğini söylüyor. Sağlık- lı tartışılmalıydı” diye konuştu. Yapõlan düzenlemenin anayasanõn 145. maddesine aykõrõ olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Türk, “Ana- yasanın 145. maddesi durduğu sürece, değişikliğin anayasaya aykırılığı söylenebilecektir” de- di. Türk, “Askeri mahkemelerin geçmişteki kararlarına bakıl- dığında görevlerini yaptıkları anlaşılmaktadır. Örneğin Talat Aydemir’i askeri mahkeme ida- ma mahkûm etti. Daha birkaç yıl önce Deniz Kuvvetleri Ko- mutanı’nı oramirallikten erliğe düşürdü ve hapis cezası verdi. Askeri mahkemeler görevini yapmaktadır. Yoksa askerler birbirlerini korurlar demek, geçmişteki kararlardan da an- laşılacağı gibi mümkün değil” diye konuştu. Eski Adalet Bakanõ, Hikmet Sami Türk, düzenlemenin askeri mahkemelerin yetki çerçevesini belirleyen anayasanõn 145. maddesine aykõrõ olduğunu vurguladõ. CHP lideri Baykal Kars’ta Susuz ve Arpaçay belediyelerini ziyaret etti ‘Kurumlar birbirine tuzak kuruyor’ KARS (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Devlet kurum- ları birbirine tuzak ku- ruyor. Birbirinin aley- hinde mücadele ediyor. Böyle şey olur mu? Dev- letin bütün organlarına düşen temel görev, va- tandaşın sorunlarını çöz- mektir. Bunlar sen-ben kavgasında üstünlük sağ- lamak için birbirlerine tuzak kurmakla meşgul. Bundan kimseye fayda yoktur” dedi. Baykal, parti yöneticile- ri ve milletvekilleriyle bir- likte geldiği Kars’ta Susuz ve Arpaçay belediyelerini ziyaret etti. Arpaçay Bele- diyesi’nin önünde yurttaş- lara hitap eden Baykal, “Sofradaki somun küçül- dü ama sofrada oturan nüfus arttı. Kazanç az, masraf fazla. Tüm ke- simlerde sıkıntı giderek artıyor. Türkiye el para- sı ile zenginleştirilmeye çalışılıyor. Parayı çekmek için her türlü tavizi veri- yorlar. Bir süre sonra o para gidince fabrikalar kapanıyor, insanlar işsiz kalıyor” diye Başbakan Erdoğan’õn “Kriz teğet geçti” sözlerini anõmsatan Baykal, gelişmelerin ve ekonomik verilerin bunun doğru olmadõğõnõ ortaya koyduğunu söyledi. Devlet kurumlarõnõn bir- birleriyle üstünlük müca- delesine girdiğine dikkat çeken Baykal, sözlerini şöy- le sürdürdü: “Devlet ku- rumları birbirine tuzak kuruyor. Birbirinin aley- hinde mücadele ediyor. Böyle şey olur mu? Dev- letin bütün organlarına düşen temel görev, va- tandaşın sorunlarını çöz- mektir. Bunlar sen-ben kavgasında üstünlük sağ- lamak için birbirlerine tuzak kurmakla meşgul.” Baykal, parti yöneticileri ve milletvekilleriyle Kars’ın ilçelerini geziyor. (AA) ALBAY ÇİÇEK 9gündeiki farklı celp ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’i sorguya çağõ- ran Ergenekon savcõlarõ, 9 günde iki farklõ ge- rekçe gösterdiler. 15 Ha- ziran tarihli yazõda “Ser- dar Öztürk’ün ofisinde ele geçirilen belge” için ifadesine başvurulacağõ belirtildi. Askeri savcõlar itiraz etti. Ardõndan 2’nci bir celp daha çõ- karõldõ. Hürriyet’in haberine göre, Ergenekon savcõ- larõnõn Çiçek’i sorguya çağõrõrken 9 günde iki farklõ gerekçe göster- dikleri ortaya çõktõ. 4 cumhuriyet savcõsõnõn ortak imzalõ 15 Haziran tarihli yazõda, “Şüpheli Serdar Öztürk’ün ofi- sinde ele geçirilen bel- ge ile ilgili ifadesine başvurulacağından” denildi. Askeri savcõlar hemen ertesi gün İstan- bul’a giderek itirazda bulundu. Savcõlõk, 12 Haziran’da Taraf gaze- tesinde yayõmlanan “ir- tica” belgesiyle ilgili soruşturmayõ 24 Haziran günü tamamladõ. Ko- vuşturmaya gerek gör- mediğini kamuoyuna açõkladõ. Aynõ gün Er- genekon savcõlarõ bel- gede imzasõ bulunduğu ileri sürülen Çiçek’le il- gili ikinci bir celp çõ- kardõ. 24 Haziran tarih- li yazõda irtica belge- sinden hiç söz edilmedi, “Ergenekon terör ör- gütü üyesi olduğu için savunması alınacağı” ifadesi kullanõldõ. ERDOĞAN, BAYKAL’A YÜKLENDİ ‘Askerin, yargının üzerindeneliniçek’ MURAT UYGUN SAKARYA - Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan, CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal’a yüklendi. Erdoğan, “Sayın Baykal, aske- rin, yargının, polisin üzerinden elini çek. Si- vil siyaset yap” dedi. Partisinin Sakarya İl Kongresi’nde konuşan Erdoğan, Avrupa ve ABD’de işsizliğin yük- seldiğini, Türkiye’de de işsizliğin yüzde 15’e çõk- tõğõnõ söyledi. Erdo- ğan,“Küresel ekonomik kriz tüm dünyayı kasıp kavururken bu krizin Türkiye’ye yansıması kısıtlı olmuştur, kısıtlı olacaktır. Aldığımız tedbirlerle Türkiye’yi bu krizin uzağında tut- maya çalıştık. Küresel krizi istismar ederek milletimizi kandıra- caklarını zannederek oy devşirmeye çalışan- lar yanıldıklarını er geç anlayacaklardır” diye konuştu. Baykal’õn son MGK toplantõsõna ilişkin açõk- lamalarõna da tepki gös- teren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ta- rihteki bazı MGK’ler- le son MGK’yi özdeş- leştirmek gibi bir gay- ret içindeler. Sayın Baykal, askerin üze- rinden elini çek. Sivil siyaset yap, sivil dav- ran. Polisin ve yargı- nın üzerinden elini çek. Yargıya giden herhan- gi bir konuda yargı ka- rar vermeden sen ka- rar veriyorsun. Biz se- ni iyi tanırız. MGK’den sonraki ba- sın bildirisi Sayın Bay- kal’ı tatmin etmemiş. Sayın Baykal, sen bun- dan sonra MGK top- lantısına girmeden ver de senin verdiğin bil- diriyi yayımlayalım.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear