Catalog

GÖRÜŞ / ERDAL BATMAZ * CMYB C M Y B 5 TEMMUZ 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA SPOR 19 Büyük Fırsat Kaçtı Ülkemizde sıkça yaşanan bir durumdur, süslü ke- limeleri içeriğini bilmeden ya da bu içeriğe uygun dav- ranmadan kullanmak. Kuşkusuz bu durum, ‘futbol endüstrisi’, ‘ligimizin marka değeri’ gibi ifadeleri sıkça kullanan futbolumuzu yönetenler için de geçerlidir. Futbol Federasyonu Yö- netim Kurulu aldığı bir kararla Süper Kupa final ma- çını İstanbul’a taşıdı. Oysa son 3 yıldır Almanya’da oy- nanan bu final maçının amacı futbol endüstrimizin ve ligimizin marka değerinin yükseltilmesini sağlamak ve ligimizi ihraç etmekti. Nereye? Ülkemizin ekonomik ve kültürel etki alanı içindeki ül- kelere. Yani, Balkanlar’a, Türk cumhuriyetlerine, Orta- doğu’ya ve yoğun Türk nüfusunun yaşandığı AB ülke- lerine! Aynı zamanda Süper Kupa’ya federasyon yö- neticilerinin pek farkında olmadığı ‘marka değeri’ ka- zandırmak ve bu maçı oynayacak kulüplere de daha iyi gelir temin etmek amaçlanmıştı. Ki kısmen bunda da ba- şarılı olunmuştu. Peki böyle bir endişesi var mı fede- rasyon yöneticilerimizin, ya da federasyonumuzun? Federasyon, Fortis Türkiye Kupası’nı İzmir’de oy- natmak konusunda gösterdiği kararlı (!) tutumu neden bu konuda gösteremedi? Süper Kupa finali için geç- mişte yapılan planlarda, Azerbaycan-Bakû, Kazakis- tan-Astana gibi yerler de öngörülmüştü. Tam da buna uyan çok güzel bir fırsat vardı bu- günlerde futbol endüstrimizin önünde. Kazakistan- Astana Arena Stadı’nın açılışı! Buraya açılış için yönetici göndermek yerine ‘açılış maçı’nı Süper Kupa finali için kullanamaz mıydık? Hatta finalin adı da Kazakistan pet- rol şirketinin adını sponsor olarak alıp ‘Kazakgas Sü- per Kupası’ denemez miydi? Ya da Bakû’da ‘Azerneft Süper Kupa Finali’ adı altında oynanamaz mıydı? Böy- lece kulüplerimize ve futbolumuza ülke dışından ek kay- nak ve sponsor bulunurdu. Önümüzdeki yıl satışa çı- kacak olan naklen yayın ihalesi için de yeni alanlar bu- lunur, bunun pazarlaması yapılırdı. Bunların hepsi olurdu! Bunun için yerel değil, glo- bal bir vizyon gerekirdi! Bugünü değil geleceği dü- şünmek gerekirdi. Elbette bunlar, ‘günü kurtarma’ felsefesini şiar edinip sadece geçmişi kötüleyerek ayakta kalma çabasıyla olamazdı! Ya da, aman “X kulübünü üzmeyelim, Z başkanını kırmayalım” yaklaşımı ile bunlar gerçekleştirilemezdi! Fede- rasyon Başkanı, basına yansıyan demeçlerinde “Sponsorluk gelirlerini yüzde 270 arttırdık” diyor. Bakalım bu söz bilançolara nasıl yansıyor? Futbol Federasyonu’nun 2007-08 bütçesi, 143 milyon TL ve sponsorluk geliri de 25.8 milyon TL idi. Federasyonun 2009-10 bütçesi ise 181 milyon TL ve sponsorluk geliri de 51 milyon TL olarak öngörülmüş. Bunca kamu desteği ve Avrupa şampiyonasına kal- mış bir ulusal takımı olan federasyon için bu rakam- lar ‘mali başarı’ olarak sayılabilir mi? Futbol Federasyonu’nun teslim aldığı mali portrey- le geldiği yer açıkça ortadadır. Sportif başarı ayrı bir tartışmadır ve benim konum değildir ancak görünen o ki ‘mali başarı’ ve ‘futbol endüstrimiz ve ligimizin mar- ka değeri’ laf kalabalığının içinin ne kadar boş oldu- ğu ortaya çıkmıştır! En azından federasyonu yönetenler kendi işlerinde sağladıkları başarıyı burada sağlaya- mamışlardır. Yani ‘kral çıplaktır’... * TFF Mali İşlerden Sorumlu Eski Yönetim Kurulu Üyesi Fransa Turu’nda pedallar dönüyor Dünyanın en prestijli bisiklet yarışı olan Fransa Bisiklet Turu dün başladı. Monaco’da başlayan turda dünyaca ünlü pedal Lance Armstrong da yarışıyor. Fransa’daki yarışlara 4 yıl aradan sonra yeniden katılan Armstrong, yarışın en gözde ismi oldu. Toplam 20 takımın 9’ar sporcuyla katıldığı Fransa Bisiklet Turu, 26 Temmuz’da Paris’in ünlü caddesi Champs- Elysées’de son bulacak. Yabancın mı var derdin var 3 büyüklerin yõldõzlarõ her sezon başõnda sõkõntõ yaratõyor CUMHUR ÖNDER ARSLAN Futbol kulüplerimizin her yõl transfer döneminde yüksek bedeller ödeyerek renklerine kattõğõ yabancõ oyuncular sorun yaratmayõ sürdürüyor. G.Saray’da Lincoln, F.Bahçe’de kampa katõlmayan kaptan Alex ve sözleşme uzatmayan Lugano’yla birlikte, sakatlõğõ nedeniyle Beşiktaş’taki gelecekleri belirsizliğini koruyan Delgado, Bobo ve Zapotocny bu yõlki senaryonun başrol kahramanlarõ... Yõldõz oyuncular transferleri sõrasõnda kulüplerle yaptõklarõ sözleşmelerde de kriz yarattõklarõ durumlarda kendilerini haklõ konuma çõkarmayõ başarõyor. Bu olaylarõn başõnda kampa katõlõş tarihleri ve izin dönüşleri geliyor. Özellikle G.Saraylõ Lincoln’ün Sarõ - Kõrmõzõlõlara yaşattõklarõ unutulmayacak türden. G.Saray’a imza atarken, “Tanrı beni olmam gereken yere gönderdi” diyen Brezilyalõ, Sarõ - Kõrmõzõlõlar için sürekli sorun yaratan isim oldu. İlk sezonunda teknik direktör Feldkamp’la aynõ dili konuşmasõna karşõn anlaşamayõp kadro dõşõ kalan, 55 gün sakatlõğõ nedeniyle forma giyemeyen ve disiplinsiz tavõrlarõ nedeniyle takõm arkadaşlarõnõn dahi tepkisini çeken Lincoln’e tanõnan ‘ayrıcalık’ yönetim tarafõndan sonlandõrõldõ. F.Bahçe’nin Brezilyalõsõ Alex de ‘kaptan’lõk yükünü omuzlarõnda hissetmesine karşõn, yönetimle izin dönüşü için ‘pazarlık’ yapmayõ ihmâl etmedi. Alex Türkiye’de bu tarz bir davranõşõ ilk kez sergilemesine karşõn daha önce sözleşme uzatma dönemlerinde gündeme gelmişti. Özellikle menajeri Juan Figer’in F.Bahçe’den daha fazla gelir elde etmek için Brezilyalõyõ diğer Türk kulüplerine önermesi geleneksel bir hâl almõştõ. Bu yöntemle Figer ve Alex tüm isteklerini F.Bahçe yönetimine kabul ettirmişti. Aynõ yolu izleyen Uruguaylõ Lugano ise F.Bahçe’yle sözleşmesini uzatamadõ. Deneyimli savunmacõ her fõrsatta kendisini İtalyan kulüplerinin istediğini belirtmesine karşõn henüz bir takõma transfer olamadõ. ‘Sorunlu yabancılar’ zincirinin son halkasõnõ Beşiktaşlõ Delgado oluşturuyor. Sakatlõğõ nedeniyle 6 ay sahalardan uzak kalacak Arjantinli oyuncu medyanõn karşõsõna çõkõp sözleşmesindeki maddeleri hatõrlattõ. Yabancõ kontenjanõ dolu olmasõna karşõn transfere devam eden Siyah - Beyazlõlar Zapotocny ve Bobo’yla da sorun yaşõyor. Bobo, takõmdan ayrõlmak istediğini söylerken, Beşiktaş gelen teklifleri ekonomik açõdan beğenmediği için Brezilyalõ gidemiyor. Kontenjanõ azaltmak isteyen Beşiktaş, Zapotocny ile yollarõ ayõrmak istiyor ancak tecrübeli savunmacõ kendisine kulüp bulmuyor. GÜNÜN PROGRAMI Futbol - Hazırlık Maçı (Bochum/18.00) Al Ahly- Galatasaray, Voleybol - Erkekler Avrupa Ligi (17.00) Türkiye-İspanya, Universiad 2009 (Belgrad/19.00) Türkiye- Brezilya, Yıldız Kızlar Dünya Şampiyonası (Tayland/10.30) Türkiye-Peru, Akdeniz Oyunları - Hentbol (İtalya/15.30)Türkiye-Tunus. TV’DE SPOR - Ntv/23.50 Dünya Motosiklet Şampiyonasõ, D Spor/16.00 Wimbledon Erkekler Finali, (17.00) Türkiye-İspanya, GS Tv/18.00 Al Ahly-Galatasaray, Eurosport/16.30 Fransa Bisiklet Turu, Trt 3/14.00 Akdeniz Oyunlarõ. Wimbledon’da söz Serena’nõn Spor Servisi - Wimbledon Tenis Turnuvasõ’nõn tek bayanlar finalinde şampiyon Serena Williams oldu. Ablasõ Venus Williams’õ 7-6 ve 6- 2’lik setlerle 2-0 yenen Serena, kariyerindeki 3. Wimbledon şampiyonluğuna yaşadõ. Tenisin en eski ve en prestijli turnuvasõ olan Wimbledon’da şampiyon olan Serena, 850 bin Pound’luk ödülün sahibi oldu. EDİRNE(Cumhuriyet) - Edir- ne’de önceki gün başlayan 648. Tarihi Kõrkpõnar Yağlõ Güreşle- ri, Minik-1, Teşvik, Küçük Orta Küçük ve Küçük Orta Büyük boyda yapõlan güreşlerle devam ederken Beşiktaş Asbaşkanõ Levent Erdoğan’õn yarõşmalarõ takip etmesi er meydanõna ayrõ bir renk kattõ. Ayrõca bu- gün gerçekleşecek olan final mücadelelerini izle- mek üzere Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ve CHP Genel Başkan’õ Deniz Bay- kal’õn da Kõrkpõnar’a gelmesi bekleniyor. Yarõşmalarda final- ler öncesi süpriz yaşanmazken 648. Kõrkpõnar Ağasõ Seyfettin Selim’in “Ahmet Taşçõ, sakatlığı nedeniyle gü- reşlere katılmayacak” açõklamasõ üzüntü yarat- tõ. Ahmet Taşçõ konuyla ilgili olarak yaptõğõ açõk- lamada, “Bu yıl sakatlığım dolayısıyla güreşle- re katılamayacağım için içim buruk” dedi. Er Meydanõ’nda 648. yõl heyecanõ