24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada dayatmayı sindiriyor. İçeriye pompaladığı ana slogana göre; “dünya dev- letleri arasında Türkiye’nin itibarı ve önemi yükseli- yor.” ABD’nin Dışişleri Bakan Yardımcısı Bryza da -bir Rum gazetesine- bölgede Türkiye’nin süper güç ol- duğunu söylemiş. Türkiye itibarlı, süper güç? Evet, ama yılın üç ayın- da yüzde 13.8 küçülmemizi sağlayan ve böylece dün- yada hiçbir devletin erişemediği bir rekora imza atan- ların yönettiği bir ülke!.. Ya da İslamcıl demokrasinin şampiyonluğuna so- yunduğu için mi? Yoksa Batı’nın Ortadoğu’ya açılan politikalarına köprü görevi yapmaya elverişli stratejik konumda- ki coğrafyamız nedeniyle mi? Dış-iç sorunların giderek yoğunlaştığı.. dünya ölçeğinde ekonomik ve mali göstergelerin toplum- ları derinden etkilediği bir zamanda; 29 Mart 2009’da halkımızın çoğunluğu.. çözümsüzlüğe talim eden iç- dış sorunlardan etkilenmediğini.. zaten zayıf olan ya- şam koşullarına ekonomik krizin vurduğu darbeyi faz- la umursamadığını gösterdi ve.. bir önceki seçim- de yüzde 47 oy alan bu iktidarı yüzde 38 oyla yine destekledi. Ekonomiden sosyal yaşama hemen her açıdan ba- şarısız olan bir iktidarı, halkın desteklemesi, -her- halde- gerçek demokrasiyi sindirmiş Batılı hiçbir ül- kede görülmeyen bir sonuç! Ergenekon gibi ne başı, ne de kıçı belli olmayan bir süreç yaratarak ülkeyi korku imparatorluğuna çe- viren.. sosyal, ekonomik göstergelerin tersyüz olduğu bir ülkede hâlâ destek bulan bu iktidarın ve onun ba- şının.. ne medya, ne muhalefet, ne aydınlar.. ne uya- rılar.. umurunda değil. İçeride hemen her alanda, her konuda dayatıyor. Dışarıya gelince: ABD’nin gelmiş geçmiş bütün yönetimleri (son ola- rak ziyareti sırasında Başkan Obama)… Avrupa Bir- liği, yıllardır Heybeliada’daki Ortodoks Ruhban Okulu’nun açılmasını dayatırlar. AKP iktidara gelinceye kadarki süreçte Türk hü- kümetleri Batılı dayatmalara direndi. AKP ile birlikte dayatmalar giderek yoğunluk ka- zandı. Örneğin, İstanbul’daki Rum Patrikhanesi’nin bir sözcüsü yakın günlerde, ülkenin onuruna darbe vuran bir açıklama yaptı: “Ruhban Okulu’nun açılmasını sağlamak için ver- diğimiz uğraşlarda Türk hükümetine istediğimizi yaptıramadık… Biz de Türkiye üzerine uluslararası baskı yapan yöntemleri seçtik” dedi. Batılı dayatmalar sonuç vermiş olacak ki, Baş- müzakereci, Devlet Bakanı Egemen Bağış; konu- ya ilişkin “günümüzde kader birliği yaptığımız Orto- doks dinine mensup vatandaşlarımızın bir ihtiyacı var- sa… o ihtiyacı nasıl gideririz... onun yolunu onlarla oturup konuşarak bulmalıyız” dedi. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay Ruhban Okulu ya- kında açılacak demeye gelen bir açıklama yaptı. Hükümet, Batılı dayatmalara olumlu yanıt vermek için harıl harıl soruna çözüm olanakları arıyor. Anayasamız bir başka dine ait okula izin vermi- yormuş.. dayatmanın öteki ucu ekümenikliğe da- yanıyormuş… Bunları aşmak Batı’nın (AB ile ABD’nin) bu iktidara yüklediği “misyon.” Şimdi sıra geldi AB’nin bir diğer, Kıbrıs’la ilgili da- yatmasına. AB Komisyon Başkanı Barosso; Türk hava ve de- niz limanlarını Güney Rum Cumhuriyeti uçak ve ge- milerine sonbahar 2009’a kadar açmadığımız tak- dirde üyelik görüşmelerine devam edilemeyeceği- ni açıkladı. Dayatmanın temel kaynağı bir ek protokol. Bir za- manlar Dışişleri Bakanı olarak başarıdan başarıya koştuğuna inanan Çankaya’daki AKP’linin, 29 Tem- muz 2005 tarihinde AB ile imzaladığı ek protokol... AB şimdi üye ülkelere eşit davranılacağını içeren ek protokolü göstererek dayatıyor: AB’ye üye Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ne limanları- nızı ya açarsınız ya da... SAYFA 4 TEMMUZ 2009 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 31 Edirne Y 31 Kocaeli PB 32 Çanakkale Y 29 İzmir PB 32 Manisa PB 34 Aydın PB 35 Denizli Y 35 Zonguldak Y 26 Sinop PB 27 Samsun PB 28 Trabzon B 26 Giresun PB 25 Ankara Y 30 Eskişehir Y 27 Konya Y 29 Sıvas PB 28 Antalya Y 29 Adana B 33 Mersin B 31 Diyarbakır A 38 Şanlıurfa A 36 Mardin B 36 Siirt B 37 Hakkâri PB 25 Van PB 24 Kars Y 24 Oslo Y 26 Helsinki Y 20 Stockholm Y 24 Londra Y 24 Amsterdam PB 23 Brüksel Y 23 Paris PB 25 Bonn B 28 Münih Y 26 Berlin Y 27 Budapeşte Y 28 Madrid PB 36 Viyana Y 26 Belgrad Y 25 Sofya Y 28 Roma Y 26 Atina Y 29 Zürih Y 26 Moskova B 18 Aşkabat A 32 Astana Y 27 Taşkent A 33 Bakû Y 27 Bişkek B 26 Tiflis PB 32 Kahire A 42 Şam B 32 Ülkemizin kuzey, iç ve batısı parçalı bulutlu, Trak- ya Batı Akdeniz, İç Ana- dolu’nun güney ve batısı, Batı Karadeniz ile Çanak- kale, Muğla, Denizli, Af- yon, Kütahya, Rize Artvin, Kars ve Ardahan çevrele- ri kısa süreli ve yerel ol- mak üzere sağanak ve gök gükgürültülü sağa- nak, wdiğer yerler az bu- lutlu ve açık geçecek. AKP Ankara örgütü karıştı Çorum katliamõnõn 29. yõlõ SEYFETTİN METE ÇORUM - Çorum’da 4 Tem- muz 1980’de ülkücülerin sol gö- rüşlü ve Alevi yurttaşlarõn otur- duğu Milönü Mahallesi’ne sal- dõrmasõ sonucu 100’ün üzerinde yurttaşõn öldüğü, yüzlercesinin yaralandõğõ, binlerce ev ve işye- rinin tahrip edildiği katliamõn üzerinden tam 29 yõl geçti. Kat- liamda yaşamõnõ yitirenler bugün Çorum’da düzenlenecek çeşitli et- kinliklerle anõlacak. Türkiye’yi 12 Eylül darbesine götüren olaylar arasõnda yer alan Çorum Katliamõ’nda yaşamõnõ yitireler için ilk tören bugün saat 12.30’da Saat Kulesi Meyda- nõ’nda yapõlacak. Ölenlerin anõ- sõna güvercinlerin uçurulacağõ törenin ardõndan saat 13.00’de Ço- rum Devlet Tiyatro Salonu’nda bir panel düzenlenecek. Panele Avrupa Alevi Dernekleri Fede- rasyonu Başkanõ Turgut Öker, Yol TV’den Haydar Aygören ve avukat Sadık Eral konuşmacõ olarak katõlacak. Hõmõroğlu kö- yünde verilecek “Canlar Yeme- ği”nin ardõndan saat 18.00’de Çorum Alevi Kültür Merkezi’nde lokma dağõtõlacak. Anma törenleriyle ilgili bir ba- sõn toplantõsõ düzenleyen avu- kat Sadõk Eral, katliam tarihinin Çorum’da “Barış ve Kardeşlik Günü” ilan edileceğini açõkladõ. Katliamda kendisinin de ağõr ya- ralandõğõnõ anlatan Eral, “Öldü diye kapısına kazan konulan, cenazesi hazırlanan biriydim. Daha sonraki süreçte Çorum olayları ile ilgili hazırlanan da- valara bizzat katıldım. Çorum olayları, dış güçlerin ortaya koyduğu bir provokasyondur. Olaylar Türkiye’yi 12 Eylül darbesine getirmek için plan- lanmıştır. Bazı çevreler ‘bu olaylarõ gündeme getirmekte ne yarar var, unutalõm gitsin’ di- yorlar. Fakat yaşanılan bu acı olayları unutmak yerine bir daha yaşanmaması için ders çı- karmalıyız” dedi. Alevi Kültür Merkezi Çorum Şube Başkanõ Nurettin Aksoy, “acıyı bay ey- ledik” temasõyla hazõrlanan et- kinliklere destek verdiklerini be- lirterek, düzenlenecek törenlerle katliamõ bir kez daha lanetleye- ceklerini söyledi. Aksoy, “Bu topraklarda bir daha Maraşlar, Sivaslar, Çorum- lar olmasõn’ diyoruz. Bugün barış güvercini uçurmak, bir- liğimizi, kardeşliğimizi göster- mek için Saat Kulesi Meyda- nı’nda olacağız. 18 bin âlemi 72 millete aynı nazarla bakan bir felsefenin insanları olarak bü- tün Çorumluları bu birlik gü- nünde el ele, kol kola olmaya çağırıyoruz. Gelin canlar bir olalım” diye konuştu. Işıklar Askeri Lisesi 151. dönem mezunlarını verdi Işıklar Askeri Hava Lisesi’nin 151. dönem mezunları, diplomalarını törenle aldı. Tö- rene, Hava Kuvvetleri Komutanı Orge- neral Aydoğan Babaoğlu, Bursa Valisi Şahabettin Harput, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Baykurt ile öğrenci ve- lileri katıldı. Orgeneral Babaoğlu’nun öğ- rencileri selamlamasıyla başlayan tören saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sürdü. Okul Ko- mutanı Hava Pilot Kurmay Albay Mehmet Eldem, “Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olan her türlü tehdidi bertaraf etmeye ha- zır olan bu 134 genç, Atatürk ilkelerine sı- kı sıkıya bağlı bireyler olarak Cumhuri- yetin, demokrasinin ve laikliğin savunu- cusu olacaklar” dedi. Konuşmaların ar- dından Orgeneral Babaoğlu, dereceye gi- ren öğrencilere plaketlerini verdi. Tören, öğrencilerin marşlar eşliğinde yürüyü- şüyle sona erdi. Baykal: Devletin kurumlarõ birbirine tuzak kurmaz BOLU (Cumhuriyet) - CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal, “Sağ elimizle sol elimiz, sağ ayağımızla sol ayağımız birbiriyle kavga ediyor. Devletin kurumları birbiri- ne tuzak kurar mı? Bu devletin kurumla- rına hepimizin ihtiyacı var” dedi. Mudurnu İpek Yolu Kültür, Sanat ve Tu- rizm Festivali’nde konuşan Baykal, kurum- lar arasõnda yaşanan gerilime dikkat çekti. Türkiye’nin kendi kendisiyle uğraşõr hale gel- diğine dikkat çeken Baykal, “Devletin ku- rumları birbirlerine tuzak kurar mı? Bu memleketin yargıya da Silahlı Kuvvet- ler’e de ihtiyacı var. Bu Meclis’in, TBMM ve hükümetin görevini anayasa çerçeve- sinde güzel şekilde yapmasına da ihtiyacı var” diye konuştu. Türkiye’de basõnõn bas- kõ altõnda olduğunu ifade eden Baykal, “Ni- ye birilerimiz eline gücü alınca ‘Ben sana gösteririm’ deyip basını, televizyonları sus- turmak, kendi ipoteği altına sokmak için her türlü imkânı kullanmayı kendisine hak biliyor? Niçin devlet bankalarından alınan kredilerle iktidarlar kendilerine özel tel- evizyonlar edinmeye çalışıyor? Dünyada bunun örneği var mı? Böyle demokrasi olur mu?” dedi. Yargõnõn siyasallaşmasõ tartõşmalarõna da değinen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargı siyasetin emrine girerse iyi mi olur? Yargının bir kısmına el atacaksın o kısmını öbür kısmına karşı çıkaracaksın daha geniş kısmına el atmak için her tür- lü tertip sürdüreceksin. Gece yarısı dar- beler yapacaksın. Bundan Türkiye’ye ha- yır yok. İşimize bakalım. İşimiz Türkiye’yi kalkındırmak. Kimse kimseyi takip etme- yecek. Senin oyun şu olur, bu olur. Bugün böyle olur, yarın başka olur. Ne oldum di- ye kendini unutmayacaksın. Göreceksin ki ne olursan ol senden güçlü millet var. Bu millet çıkarır da indirir de.” MEHME MENEKŞE SIVAS - Sõvas halkõ 16 yõl önce Madõmak Oteli’nde yaşa- nan katliamõ unutmak istiyor. Devlet yaşanan acõnõn ardõndan özür bile dilemezken, Madõ- mak’õn müze olmasõ talepleri- ni de duymazdan geldi. Sõvas halkõ ise kentin katliamla anõl- masõna, otelin müzeye dönüş- türülmesi istemine ve her yõl ya- põlan anma törenlerine tepkili. Pir Sultan Abdal Şenlikle- ri’ne katõlmak için Sõvas’ta bu- lunan 33 sanatçõ, yazar ve aydõn ile 2 otel görevlisi 2 Temmuz 1993’te Madõmak Oteli’nde ya- kõlarak katledildi. Bir gün ön- cesinden bir tepkinin olacağõ bi- liniyordu, ancak alõnan önlem- ler 35 canõn katledilip 100’den fazla kişinin yaralanmasõna en- gel olamadõ. Aradan 16 yõl geç- ti ve suçlular bulunup yargõla- namadõ, kamu vicdanõ rahatla- madõ. Devlet 16 yõl önce yan- gõnõ seyrettiği gibi, geçen uzun zamanda Alevilerin taleplerine de duyarsõz kaldõ. Her yõl Sõvas Madõmak Oteli’nin önünde top- lanan on binler ve katliamõn mağdurlarõ olayõn aydõnlatõl- masõ, otelin müze yapõlmasõ taleplerini yinelerken, Sõvas halkõ da artõk kentin katliamla anõlmasõnõ istemiyor. Katliamõ anma törenlerinde dükkânlarõ- nõ açmayan, kalabalõğa evleri- nin balkonlarõndan, uzaktan ba- kan Sõvaslõlar, “Olmuş bir ke- re, uzatmaya gerek yok. Unu- talım, normal yaşantımıza devam edelim” derken kentin topluca suçlu ilan edilmesinin yanlõş olduğunu söyledi. Ko- nuşmaktan ve ismini söyle- mekten çekinen birçok kişi, katliamõ anma etkinliklerinin ve otelin müzeye dönüştürülmesi taleplerinin kenti yanlõş tanõttõ- ğõnõ savunuyor. Anma törenin yapõldõğõ gün bir fõrõnda karşõ- laştõğõmõz iki Sõvaslõnõn “Bu- gün yine kalabalık gelmiş- ler” cümlesi, konuştumuz Sõ- vaslõlarõn ise “Kişiler dinine uygun anılmalı”, “Çiçekçi dükkânı olsa ne, et lokantası olsa ne olacak?” ifadeleri ise söze gerek bõrakmõyor. 16 yõl önce yaşanan katliam ve Madõmak Oteli’nin müze yapõlmasõ talepleri hakkõnda görüştüğümüz Sõvaslõlardan ba- zõlarõ şunlarõ söyledi: Kadir Ş. (25 yaşında, gar- son): Belli bir günü onlar adõ- na mal etmek yanlõş. Aleviler- le birlikte yaşõyoruz, aynõ ma- halledeyiz. Madõmak’õn müze olmasõ son derece yanlõş. 16 yõl önce olmuş bitmiş bir olay, unutulmasõ lazõm. Habire unut- turmamaya çalõşõyorlar. Bu ne- denle yatõrõmcõlar Sõvas’a gel- miyor. İşe girmek için mülaka- ta giden gençlere ‘Yanandan mı yakılandan mısın?’ diye soruyorlar. Sõvaslõ olmayõ ikin- ci sõnõf vatandaş haline getirdi- ler. 58 plakayõ gören herkes on- dan kaçõyor, uzak duruyor. 2 Temmuz olayõ unutulmalõ ki birlik, beraberlik oluşsun. Ya- rayõ kaşõdõkça yara kanõyor. Kendi davalarõnõ haklõ gösteri- yorlar. Karşõndakini kõşkõrt- mazsan, o da bir şey yapmaz. Hüseyin Gazi (42 yaşında, esnaf): 2 Temmuz’da yaşanan olaylar Sõvas ile alakalõ değil. 2 Temmuz anmalarõnõ da Madõ- mak’õn müze olmasõnõ da onay- lamõyorum. Şu halin devamõnõ doğru bulmuyorum. Anmalar Sõvas’õ rencide ediyor. Bir ke- simi savunacağõz diye bir kesi- min rencide edildiğini, hakla- rõnõn gasp edildiğini düşünü- yorum. Türkiye ve dolayõsõyla da Sõvas Müslüman. Bir anma yapõlacaksa her inançta bunun ölçüleri, anma şekli var. Kişiler dinine uygun anõlmalõ. Bu ya- põlanlar anma değil, bundan sonra yaşanacak olaylara da- vetiye çõkarõyor. Birileri anõla- caksa dinine uygun anõlmalõ, üç beş sloganla anma olmaz. Bu- rada ölen insanlar da Türk ve Müslüman. Bu bir kesimin de- ğil, insanlõğõn meselesidir. Bu- nu bir kesim kendi tekeline al- mamalõ. Yapõlanlar ayrõmcõlõk oluyor. EMİNE KAPLAN ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “tek liste-tek aday” baskõsõ nedeniyle AKP’nin il kongrelerinde yaşanan sõkõntõ, Ankara kongresiyle doruğa ulaştõ. Ankara İl Başkanlõğõ için 6 aday çõkarken; 1996 yõlõnda Necmettin Erbakan’a rağmen RP’nin Ankara İl Başkanlõğõ’nõ kazanan, ancak daha sonra Erbakan tarafõndan görevden alõnan Mehmet Tellioğlu da AKP Ankara kongresi için aday oldu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in desteklediği mevcut Ankara İl Başkanõ Halis Bilge de adaylõkta õsrar ediyor. Her iki ismi de istemeyen AKP Genel Merkezi, tüm baskõ ve girişimlere karşõn bir başka isim üzerinde uzlaşma sağlayamadõ. Bunun üzerine Erdoğan, bugün yapõlmasõ planlanan kongreyi 19 Temmuz’a erteledi. AKP’nin il kongrelerinde yaşanan sõkõntõ artõyor. Birçok ilde genel merkezin “tek aday-tek liste” baskõsõna karşõn birden fazla aday çõkmasõ nedeniyle kavgalar yaşanõrken; son olarak İstanbul’da benzer görüntüler ortaya çõktõ. Kongre sürecinde yaşanan sancõ, Ankara kongresinde AKP Genel Merkezi açõsõndan çözülmesi zor bir denkleme dönüştü. AKP Genel Merkezi’nden bugün yapõlmasõ planlanan Ankara kongresinin Erdoğan’õn programõnõn yoğunluğu nedeniyle ertelendiği belirtilirken; parti kulislerinde gerekçenin çok farklõ olduğu belirtiliyor. AKP’nin Ankara kongresi için 6 kişinin aday olacağõ kaydediliyor. Kongreyi ertelemeye götüren sürecin ise RP’nin koalisyon ortağõ olduğu 1996 yõlõnda partiyi sarsan Mehmet Tellioğlu’nun sahneye çõkarak AKP Ankara İl Başkanlõğõ için aday olacağõ sinyalini vermesiyle başladõğõ dile getiriliyor. Tellioğlu, 1996 yõlõnda Necmettin Erbakan’a rağmen Ankara kongresinde aday olmuş ve seçimi kazanmõştõ. Bu sonuç, RP içinde büyük sõkõntõlara neden olmuş, parti yönetimi Telloğlu’nu görevden almõştõ. Tellioğlu, genel merkezin görevden alma işlemini mahkemeye götürmüş, ancak RP yönetimi yeni bir kongre yaparak istediği ismi il başkanõ seçtirmişti. Tellioğlu, 12 Eylül öncesinde Milli Selamet Partisi’nin gençlik örgütü Akõncõlar’õn liderliğini yapmõştõ. Gökçek, Bilge’yi destekliyor Tellioğlu’nun sahneye çõkmasõnõn AKP yönetiminin Ankara’da oluşturmak istediği yeni yapõlanma planõnda sõkõntõ yarattõğõ belirtiliyor. Genel merkez, mevcut il başkanõ Halis Bilge ile yola devam etmek istemiyor. Ancak adaylõğõnõ sürdüren Bilge’yi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek destekliyor. Parti yönetiminin Gökçek’in etkili olmadõğõ bir yeni yönetim listesi oluşturmayõ hedeflediği, ancak Bilge ile Tellioğlu arasõnda geçecek yarõşta genel merkezin desteklediği adayõn kaybetmesinden endişe duyulduğu kaydediliyor. Bilge ve Tellioğlu’nun dõşõnda Ankara il yönetiminden Emrullah İşler ve Murat Köse, parti kurucularõndan İsmail Safi ile MKYK üyesi Orhan Yeğin’in de adaylõk için isimleri geçiyor. Parti yönetiminin Emrullah İşler’e sõcak baktõğõ kaydediliyor. İstanbul’da yaşanan sõkõntõdan rahatsõzlõk duyan Başbakan Erdoğan’õn aday sayõsõnõn teke indirilmesi için talimat verdiği, parti yöneticilerinin tüm girişim ve çabalarõna karşõn sonuç alõnamamasõ üzerine kongrenin 19 Temmuz’a ertelendiği dile getiriliyor. Güler Zere için Adalet Bakanı’na çağrı İstanbul Haber Servi- si - Elbistan Kapalõ Ceza- evi’nde anayasal düzeni ihlal suçundan 14 yõldõr tu- tuklu bulunan ve tutuklu- luğu sõrasõnda kanser has- talõğõna yakalan Güler Ze- re’nin (37) bir an önce tahliye edilmesi istemiyle Adalet Bakanõ’na çağrõ yapõldõ. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Hu- kukçular Derneği, Zere’nin tahliyesi için Beyoğ- lu’ndaki İstanbul Barosu Orhan Apaydõn Konferans Salonu’nda dün basõn açõk- lamasõ yaptõ. Hukukçular Derneği Başkanõ Avukat Kamil Uğur, tutuklu bulunan Ze- re’nin hastalõğõnõn hapis- hane yönetimince bilin- mesine karşõn hastane ve hekim olanaklarõndan yok- sun bõrakõldõğõna dikkat çekerek, kanser hastalõğõ- nõn ancak son aşamada teşhis edildiğini söyledi. Zere’nin Çukurova Üni- versitesi Balcalõ Araştõrma Hastanesi’ne sevk edil- mesine karşõn, mahkûm koğuşunda yer bulunma- dõğõ gerekçeleriyle tedavi- sine başlanamadõğõnõ da dile getiren Uğur, “Bura- da vahim bir sıkıntı var. Telafisi olmayan bir du- rumla karşı karşıyayız. Gerekli başvurular ya- pılmasına karşın bir so- nuç alamadık. Türki- ye’de istenilen kararlar jet hızıyla çıkabiliyor. Geç kalmış adalet, adalet değildir” diye konuştu. Sõvas halkõ katliamõ unutmak istiyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear