Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
dayatmayı sindiriyor.
İçeriye pompaladığı ana slogana göre; “dünya dev-
letleri arasında Türkiye’nin itibarı ve önemi yükseli-
yor.”
ABD’nin Dışişleri Bakan Yardımcısı Bryza da -bir
Rum gazetesine- bölgede Türkiye’nin süper güç ol-
duğunu söylemiş.
Türkiye itibarlı, süper güç? Evet, ama yılın üç ayın-
da yüzde 13.8 küçülmemizi sağlayan ve böylece dün-
yada hiçbir devletin erişemediği bir rekora imza atan-
ların yönettiği bir ülke!..
Ya da İslamcıl demokrasinin şampiyonluğuna so-
yunduğu için mi?
Yoksa Batı’nın Ortadoğu’ya açılan politikalarına
köprü görevi yapmaya elverişli stratejik konumda-
ki coğrafyamız nedeniyle mi?
Dış-iç sorunların giderek yoğunlaştığı.. dünya
ölçeğinde ekonomik ve mali göstergelerin toplum-
ları derinden etkilediği bir zamanda; 29 Mart 2009’da
halkımızın çoğunluğu.. çözümsüzlüğe talim eden iç-
dış sorunlardan etkilenmediğini.. zaten zayıf olan ya-
şam koşullarına ekonomik krizin vurduğu darbeyi faz-
la umursamadığını gösterdi ve.. bir önceki seçim-
de yüzde 47 oy alan bu iktidarı yüzde 38 oyla yine
destekledi.
Ekonomiden sosyal yaşama hemen her açıdan ba-
şarısız olan bir iktidarı, halkın desteklemesi, -her-
halde- gerçek demokrasiyi sindirmiş Batılı hiçbir ül-
kede görülmeyen bir sonuç!
Ergenekon gibi ne başı, ne de kıçı belli olmayan
bir süreç yaratarak ülkeyi korku imparatorluğuna çe-
viren.. sosyal, ekonomik göstergelerin tersyüz olduğu
bir ülkede hâlâ destek bulan bu iktidarın ve onun ba-
şının.. ne medya, ne muhalefet, ne aydınlar.. ne uya-
rılar.. umurunda değil.
İçeride hemen her alanda, her konuda dayatıyor.
Dışarıya gelince:
ABD’nin gelmiş geçmiş bütün yönetimleri (son ola-
rak ziyareti sırasında Başkan Obama)… Avrupa Bir-
liği, yıllardır Heybeliada’daki Ortodoks Ruhban
Okulu’nun açılmasını dayatırlar.
AKP iktidara gelinceye kadarki süreçte Türk hü-
kümetleri Batılı dayatmalara direndi.
AKP ile birlikte dayatmalar giderek yoğunluk ka-
zandı. Örneğin, İstanbul’daki Rum Patrikhanesi’nin
bir sözcüsü yakın günlerde, ülkenin onuruna darbe
vuran bir açıklama yaptı:
“Ruhban Okulu’nun açılmasını sağlamak için ver-
diğimiz uğraşlarda Türk hükümetine istediğimizi
yaptıramadık… Biz de Türkiye üzerine uluslararası
baskı yapan yöntemleri seçtik” dedi.
Batılı dayatmalar sonuç vermiş olacak ki, Baş-
müzakereci, Devlet Bakanı Egemen Bağış; konu-
ya ilişkin “günümüzde kader birliği yaptığımız Orto-
doks dinine mensup vatandaşlarımızın bir ihtiyacı var-
sa… o ihtiyacı nasıl gideririz... onun yolunu onlarla
oturup konuşarak bulmalıyız” dedi.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay Ruhban Okulu ya-
kında açılacak demeye gelen bir açıklama yaptı.
Hükümet, Batılı dayatmalara olumlu yanıt vermek
için harıl harıl soruna çözüm olanakları arıyor.
Anayasamız bir başka dine ait okula izin vermi-
yormuş.. dayatmanın öteki ucu ekümenikliğe da-
yanıyormuş… Bunları aşmak Batı’nın (AB ile ABD’nin)
bu iktidara yüklediği “misyon.”
Şimdi sıra geldi AB’nin bir diğer, Kıbrıs’la ilgili da-
yatmasına.
AB Komisyon Başkanı Barosso; Türk hava ve de-
niz limanlarını Güney Rum Cumhuriyeti uçak ve ge-
milerine sonbahar 2009’a kadar açmadığımız tak-
dirde üyelik görüşmelerine devam edilemeyeceği-
ni açıkladı.
Dayatmanın temel kaynağı bir ek protokol. Bir za-
manlar Dışişleri Bakanı olarak başarıdan başarıya
koştuğuna inanan Çankaya’daki AKP’linin, 29 Tem-
muz 2005 tarihinde AB ile imzaladığı ek protokol...
AB şimdi üye ülkelere eşit davranılacağını içeren
ek protokolü göstererek dayatıyor:
AB’ye üye Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ne limanları-
nızı ya açarsınız ya da...
SAYFA 4 TEMMUZ 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 31
Edirne Y 31
Kocaeli PB 32
Çanakkale Y 29
İzmir PB 32
Manisa PB 34
Aydın PB 35
Denizli Y 35
Zonguldak Y 26
Sinop PB 27
Samsun PB 28
Trabzon B 26
Giresun PB 25
Ankara Y 30
Eskişehir Y 27
Konya Y 29
Sıvas PB 28
Antalya Y 29
Adana B 33
Mersin B 31
Diyarbakır A 38
Şanlıurfa A 36
Mardin B 36
Siirt B 37
Hakkâri PB 25
Van PB 24
Kars Y 24
Oslo Y 26
Helsinki Y 20
Stockholm Y 24
Londra Y 24
Amsterdam PB 23
Brüksel Y 23
Paris PB 25
Bonn B 28
Münih Y 26
Berlin Y 27
Budapeşte Y 28
Madrid PB 36
Viyana Y 26
Belgrad Y 25
Sofya Y 28
Roma Y 26
Atina Y 29
Zürih Y 26
Moskova B 18
Aşkabat A 32
Astana Y 27
Taşkent A 33
Bakû Y 27
Bişkek B 26
Tiflis PB 32
Kahire A 42
Şam B 32
Ülkemizin kuzey, iç ve
batısı parçalı bulutlu, Trak-
ya Batı Akdeniz, İç Ana-
dolu’nun güney ve batısı,
Batı Karadeniz ile Çanak-
kale, Muğla, Denizli, Af-
yon, Kütahya, Rize Artvin,
Kars ve Ardahan çevrele-
ri kısa süreli ve yerel ol-
mak üzere sağanak ve
gök gükgürültülü sağa-
nak, wdiğer yerler az bu-
lutlu ve açık geçecek.
AKP
Ankara
örgütü
karıştı
Çorum katliamõnõn 29. yõlõ
SEYFETTİN METE
ÇORUM - Çorum’da 4 Tem-
muz 1980’de ülkücülerin sol gö-
rüşlü ve Alevi yurttaşlarõn otur-
duğu Milönü Mahallesi’ne sal-
dõrmasõ sonucu 100’ün üzerinde
yurttaşõn öldüğü, yüzlercesinin
yaralandõğõ, binlerce ev ve işye-
rinin tahrip edildiği katliamõn
üzerinden tam 29 yõl geçti. Kat-
liamda yaşamõnõ yitirenler bugün
Çorum’da düzenlenecek çeşitli et-
kinliklerle anõlacak.
Türkiye’yi 12 Eylül darbesine
götüren olaylar arasõnda yer alan
Çorum Katliamõ’nda yaşamõnõ
yitireler için ilk tören bugün saat
12.30’da Saat Kulesi Meyda-
nõ’nda yapõlacak. Ölenlerin anõ-
sõna güvercinlerin uçurulacağõ
törenin ardõndan saat 13.00’de Ço-
rum Devlet Tiyatro Salonu’nda
bir panel düzenlenecek. Panele
Avrupa Alevi Dernekleri Fede-
rasyonu Başkanõ Turgut Öker,
Yol TV’den Haydar Aygören ve
avukat Sadık Eral konuşmacõ
olarak katõlacak. Hõmõroğlu kö-
yünde verilecek “Canlar Yeme-
ği”nin ardõndan saat 18.00’de
Çorum Alevi Kültür Merkezi’nde
lokma dağõtõlacak.
Anma törenleriyle ilgili bir ba-
sõn toplantõsõ düzenleyen avu-
kat Sadõk Eral, katliam tarihinin
Çorum’da “Barış ve Kardeşlik
Günü” ilan edileceğini açõkladõ.
Katliamda kendisinin de ağõr ya-
ralandõğõnõ anlatan Eral, “Öldü
diye kapısına kazan konulan,
cenazesi hazırlanan biriydim.
Daha sonraki süreçte Çorum
olayları ile ilgili hazırlanan da-
valara bizzat katıldım. Çorum
olayları, dış güçlerin ortaya
koyduğu bir provokasyondur.
Olaylar Türkiye’yi 12 Eylül
darbesine getirmek için plan-
lanmıştır. Bazı çevreler ‘bu
olaylarõ gündeme getirmekte ne
yarar var, unutalõm gitsin’ di-
yorlar. Fakat yaşanılan bu acı
olayları unutmak yerine bir
daha yaşanmaması için ders çı-
karmalıyız” dedi. Alevi Kültür
Merkezi Çorum Şube Başkanõ
Nurettin Aksoy, “acıyı bay ey-
ledik” temasõyla hazõrlanan et-
kinliklere destek verdiklerini be-
lirterek, düzenlenecek törenlerle
katliamõ bir kez daha lanetleye-
ceklerini söyledi.
Aksoy, “Bu topraklarda bir
daha Maraşlar, Sivaslar, Çorum-
lar olmasõn’ diyoruz. Bugün
barış güvercini uçurmak, bir-
liğimizi, kardeşliğimizi göster-
mek için Saat Kulesi Meyda-
nı’nda olacağız. 18 bin âlemi 72
millete aynı nazarla bakan bir
felsefenin insanları olarak bü-
tün Çorumluları bu birlik gü-
nünde el ele, kol kola olmaya
çağırıyoruz. Gelin canlar bir
olalım” diye konuştu.
Işıklar Askeri Lisesi 151. dönem mezunlarını verdi
Işıklar Askeri Hava Lisesi’nin 151. dönem
mezunları, diplomalarını törenle aldı. Tö-
rene, Hava Kuvvetleri Komutanı Orge-
neral Aydoğan Babaoğlu, Bursa Valisi
Şahabettin Harput, Garnizon Komutanı
Tuğgeneral Osman Baykurt ile öğrenci ve-
lileri katıldı. Orgeneral Babaoğlu’nun öğ-
rencileri selamlamasıyla başlayan tören
saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal
Marşı’nın okunmasıyla sürdü. Okul Ko-
mutanı Hava Pilot Kurmay Albay Mehmet
Eldem, “Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı
olan her türlü tehdidi bertaraf etmeye ha-
zır olan bu 134 genç, Atatürk ilkelerine sı-
kı sıkıya bağlı bireyler olarak Cumhuri-
yetin, demokrasinin ve laikliğin savunu-
cusu olacaklar” dedi. Konuşmaların ar-
dından Orgeneral Babaoğlu, dereceye gi-
ren öğrencilere plaketlerini verdi. Tören,
öğrencilerin marşlar eşliğinde yürüyü-
şüyle sona erdi.
Baykal: Devletin kurumlarõ birbirine tuzak kurmaz
BOLU (Cumhuriyet) - CHP Genel Baş-
kanõ Deniz Baykal, “Sağ elimizle sol elimiz,
sağ ayağımızla sol ayağımız birbiriyle
kavga ediyor. Devletin kurumları birbiri-
ne tuzak kurar mı? Bu devletin kurumla-
rına hepimizin ihtiyacı var” dedi.
Mudurnu İpek Yolu Kültür, Sanat ve Tu-
rizm Festivali’nde konuşan Baykal, kurum-
lar arasõnda yaşanan gerilime dikkat çekti.
Türkiye’nin kendi kendisiyle uğraşõr hale gel-
diğine dikkat çeken Baykal, “Devletin ku-
rumları birbirlerine tuzak kurar mı? Bu
memleketin yargıya da Silahlı Kuvvet-
ler’e de ihtiyacı var. Bu Meclis’in, TBMM
ve hükümetin görevini anayasa çerçeve-
sinde güzel şekilde yapmasına da ihtiyacı
var” diye konuştu. Türkiye’de basõnõn bas-
kõ altõnda olduğunu ifade eden Baykal, “Ni-
ye birilerimiz eline gücü alınca ‘Ben sana
gösteririm’ deyip basını, televizyonları sus-
turmak, kendi ipoteği altına sokmak için
her türlü imkânı kullanmayı kendisine hak
biliyor? Niçin devlet bankalarından alınan
kredilerle iktidarlar kendilerine özel tel-
evizyonlar edinmeye çalışıyor? Dünyada
bunun örneği var mı? Böyle demokrasi
olur mu?” dedi. Yargõnõn siyasallaşmasõ
tartõşmalarõna da değinen Baykal, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Yargı siyasetin emrine girerse iyi mi
olur? Yargının bir kısmına el atacaksın o
kısmını öbür kısmına karşı çıkaracaksın
daha geniş kısmına el atmak için her tür-
lü tertip sürdüreceksin. Gece yarısı dar-
beler yapacaksın. Bundan Türkiye’ye ha-
yır yok. İşimize bakalım. İşimiz Türkiye’yi
kalkındırmak. Kimse kimseyi takip etme-
yecek. Senin oyun şu olur, bu olur. Bugün
böyle olur, yarın başka olur. Ne oldum di-
ye kendini unutmayacaksın. Göreceksin ki
ne olursan ol senden güçlü millet var. Bu
millet çıkarır da indirir de.”
MEHME MENEKŞE
SIVAS - Sõvas halkõ 16 yõl
önce Madõmak Oteli’nde yaşa-
nan katliamõ unutmak istiyor.
Devlet yaşanan acõnõn ardõndan
özür bile dilemezken, Madõ-
mak’õn müze olmasõ talepleri-
ni de duymazdan geldi. Sõvas
halkõ ise kentin katliamla anõl-
masõna, otelin müzeye dönüş-
türülmesi istemine ve her yõl ya-
põlan anma törenlerine tepkili.
Pir Sultan Abdal Şenlikle-
ri’ne katõlmak için Sõvas’ta bu-
lunan 33 sanatçõ, yazar ve aydõn
ile 2 otel görevlisi 2 Temmuz
1993’te Madõmak Oteli’nde ya-
kõlarak katledildi. Bir gün ön-
cesinden bir tepkinin olacağõ bi-
liniyordu, ancak alõnan önlem-
ler 35 canõn katledilip 100’den
fazla kişinin yaralanmasõna en-
gel olamadõ. Aradan 16 yõl geç-
ti ve suçlular bulunup yargõla-
namadõ, kamu vicdanõ rahatla-
madõ. Devlet 16 yõl önce yan-
gõnõ seyrettiği gibi, geçen uzun
zamanda Alevilerin taleplerine
de duyarsõz kaldõ. Her yõl Sõvas
Madõmak Oteli’nin önünde top-
lanan on binler ve katliamõn
mağdurlarõ olayõn aydõnlatõl-
masõ, otelin müze yapõlmasõ
taleplerini yinelerken, Sõvas
halkõ da artõk kentin katliamla
anõlmasõnõ istemiyor. Katliamõ
anma törenlerinde dükkânlarõ-
nõ açmayan, kalabalõğa evleri-
nin balkonlarõndan, uzaktan ba-
kan Sõvaslõlar, “Olmuş bir ke-
re, uzatmaya gerek yok. Unu-
talım, normal yaşantımıza
devam edelim” derken kentin
topluca suçlu ilan edilmesinin
yanlõş olduğunu söyledi. Ko-
nuşmaktan ve ismini söyle-
mekten çekinen birçok kişi,
katliamõ anma etkinliklerinin ve
otelin müzeye dönüştürülmesi
taleplerinin kenti yanlõş tanõttõ-
ğõnõ savunuyor. Anma törenin
yapõldõğõ gün bir fõrõnda karşõ-
laştõğõmõz iki Sõvaslõnõn “Bu-
gün yine kalabalık gelmiş-
ler” cümlesi, konuştumuz Sõ-
vaslõlarõn ise “Kişiler dinine
uygun anılmalı”, “Çiçekçi
dükkânı olsa ne, et lokantası
olsa ne olacak?” ifadeleri ise
söze gerek bõrakmõyor.
16 yõl önce yaşanan katliam
ve Madõmak Oteli’nin müze
yapõlmasõ talepleri hakkõnda
görüştüğümüz Sõvaslõlardan ba-
zõlarõ şunlarõ söyledi:
Kadir Ş. (25 yaşında, gar-
son): Belli bir günü onlar adõ-
na mal etmek yanlõş. Aleviler-
le birlikte yaşõyoruz, aynõ ma-
halledeyiz. Madõmak’õn müze
olmasõ son derece yanlõş. 16 yõl
önce olmuş bitmiş bir olay,
unutulmasõ lazõm. Habire unut-
turmamaya çalõşõyorlar. Bu ne-
denle yatõrõmcõlar Sõvas’a gel-
miyor. İşe girmek için mülaka-
ta giden gençlere ‘Yanandan
mı yakılandan mısın?’ diye
soruyorlar. Sõvaslõ olmayõ ikin-
ci sõnõf vatandaş haline getirdi-
ler. 58 plakayõ gören herkes on-
dan kaçõyor, uzak duruyor. 2
Temmuz olayõ unutulmalõ ki
birlik, beraberlik oluşsun. Ya-
rayõ kaşõdõkça yara kanõyor.
Kendi davalarõnõ haklõ gösteri-
yorlar. Karşõndakini kõşkõrt-
mazsan, o da bir şey yapmaz.
Hüseyin Gazi (42 yaşında,
esnaf): 2 Temmuz’da yaşanan
olaylar Sõvas ile alakalõ değil. 2
Temmuz anmalarõnõ da Madõ-
mak’õn müze olmasõnõ da onay-
lamõyorum. Şu halin devamõnõ
doğru bulmuyorum. Anmalar
Sõvas’õ rencide ediyor. Bir ke-
simi savunacağõz diye bir kesi-
min rencide edildiğini, hakla-
rõnõn gasp edildiğini düşünü-
yorum. Türkiye ve dolayõsõyla
da Sõvas Müslüman. Bir anma
yapõlacaksa her inançta bunun
ölçüleri, anma şekli var. Kişiler
dinine uygun anõlmalõ. Bu ya-
põlanlar anma değil, bundan
sonra yaşanacak olaylara da-
vetiye çõkarõyor. Birileri anõla-
caksa dinine uygun anõlmalõ, üç
beş sloganla anma olmaz. Bu-
rada ölen insanlar da Türk ve
Müslüman. Bu bir kesimin de-
ğil, insanlõğõn meselesidir. Bu-
nu bir kesim kendi tekeline al-
mamalõ. Yapõlanlar ayrõmcõlõk
oluyor.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn “tek liste-tek aday”
baskõsõ nedeniyle AKP’nin il
kongrelerinde yaşanan sõkõntõ, Ankara
kongresiyle doruğa ulaştõ. Ankara İl
Başkanlõğõ için 6 aday çõkarken; 1996
yõlõnda Necmettin Erbakan’a rağmen
RP’nin Ankara İl Başkanlõğõ’nõ
kazanan, ancak daha sonra Erbakan
tarafõndan görevden alõnan Mehmet
Tellioğlu da AKP Ankara kongresi için
aday oldu. Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanõ Melih Gökçek’in desteklediği
mevcut Ankara İl Başkanõ Halis Bilge
de adaylõkta õsrar ediyor. Her iki ismi
de istemeyen AKP Genel Merkezi, tüm
baskõ ve girişimlere karşõn bir başka
isim üzerinde uzlaşma sağlayamadõ.
Bunun üzerine Erdoğan, bugün
yapõlmasõ planlanan kongreyi 19
Temmuz’a erteledi.
AKP’nin il kongrelerinde yaşanan
sõkõntõ artõyor. Birçok ilde genel
merkezin “tek aday-tek liste”
baskõsõna karşõn birden fazla aday
çõkmasõ nedeniyle kavgalar yaşanõrken;
son olarak İstanbul’da benzer
görüntüler ortaya çõktõ. Kongre
sürecinde yaşanan sancõ, Ankara
kongresinde AKP Genel Merkezi
açõsõndan çözülmesi zor bir denkleme
dönüştü. AKP Genel Merkezi’nden
bugün yapõlmasõ planlanan Ankara
kongresinin Erdoğan’õn programõnõn
yoğunluğu nedeniyle ertelendiği
belirtilirken; parti kulislerinde
gerekçenin çok farklõ olduğu
belirtiliyor.
AKP’nin Ankara kongresi için 6
kişinin aday olacağõ kaydediliyor.
Kongreyi ertelemeye götüren sürecin
ise RP’nin koalisyon ortağõ olduğu
1996 yõlõnda partiyi sarsan Mehmet
Tellioğlu’nun sahneye çõkarak AKP
Ankara İl Başkanlõğõ için aday olacağõ
sinyalini vermesiyle başladõğõ dile
getiriliyor. Tellioğlu, 1996 yõlõnda
Necmettin Erbakan’a rağmen Ankara
kongresinde aday olmuş ve seçimi
kazanmõştõ. Bu sonuç, RP içinde büyük
sõkõntõlara neden olmuş, parti yönetimi
Telloğlu’nu görevden almõştõ. Tellioğlu,
genel merkezin görevden alma işlemini
mahkemeye götürmüş, ancak RP
yönetimi yeni bir kongre yaparak
istediği ismi il başkanõ seçtirmişti.
Tellioğlu, 12 Eylül öncesinde Milli
Selamet Partisi’nin gençlik örgütü
Akõncõlar’õn liderliğini yapmõştõ.
Gökçek, Bilge’yi destekliyor
Tellioğlu’nun sahneye çõkmasõnõn
AKP yönetiminin Ankara’da
oluşturmak istediği yeni yapõlanma
planõnda sõkõntõ yarattõğõ belirtiliyor.
Genel merkez, mevcut il başkanõ Halis
Bilge ile yola devam etmek istemiyor.
Ancak adaylõğõnõ sürdüren Bilge’yi
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ
Melih Gökçek destekliyor. Parti
yönetiminin Gökçek’in etkili olmadõğõ
bir yeni yönetim listesi oluşturmayõ
hedeflediği, ancak Bilge ile Tellioğlu
arasõnda geçecek yarõşta genel
merkezin desteklediği adayõn
kaybetmesinden endişe duyulduğu
kaydediliyor.
Bilge ve Tellioğlu’nun dõşõnda
Ankara il yönetiminden Emrullah İşler
ve Murat Köse, parti kurucularõndan
İsmail Safi ile MKYK üyesi Orhan
Yeğin’in de adaylõk için isimleri
geçiyor. Parti yönetiminin Emrullah
İşler’e sõcak baktõğõ kaydediliyor.
İstanbul’da yaşanan sõkõntõdan
rahatsõzlõk duyan Başbakan Erdoğan’õn
aday sayõsõnõn teke indirilmesi için
talimat verdiği, parti yöneticilerinin tüm
girişim ve çabalarõna karşõn sonuç
alõnamamasõ üzerine kongrenin 19
Temmuz’a ertelendiği dile getiriliyor.
Güler Zere için Adalet
Bakanı’na çağrı
İstanbul Haber Servi-
si - Elbistan Kapalõ Ceza-
evi’nde anayasal düzeni
ihlal suçundan 14 yõldõr tu-
tuklu bulunan ve tutuklu-
luğu sõrasõnda kanser has-
talõğõna yakalan Güler Ze-
re’nin (37) bir an önce
tahliye edilmesi istemiyle
Adalet Bakanõ’na çağrõ
yapõldõ.
Çağdaş Hukukçular
Derneği (ÇHD) ve Hu-
kukçular Derneği, Zere’nin
tahliyesi için Beyoğ-
lu’ndaki İstanbul Barosu
Orhan Apaydõn Konferans
Salonu’nda dün basõn açõk-
lamasõ yaptõ.
Hukukçular Derneği
Başkanõ Avukat Kamil
Uğur, tutuklu bulunan Ze-
re’nin hastalõğõnõn hapis-
hane yönetimince bilin-
mesine karşõn hastane ve
hekim olanaklarõndan yok-
sun bõrakõldõğõna dikkat
çekerek, kanser hastalõğõ-
nõn ancak son aşamada
teşhis edildiğini söyledi.
Zere’nin Çukurova Üni-
versitesi Balcalõ Araştõrma
Hastanesi’ne sevk edil-
mesine karşõn, mahkûm
koğuşunda yer bulunma-
dõğõ gerekçeleriyle tedavi-
sine başlanamadõğõnõ da
dile getiren Uğur, “Bura-
da vahim bir sıkıntı var.
Telafisi olmayan bir du-
rumla karşı karşıyayız.
Gerekli başvurular ya-
pılmasına karşın bir so-
nuç alamadık. Türki-
ye’de istenilen kararlar
jet hızıyla çıkabiliyor.
Geç kalmış adalet, adalet
değildir” diye konuştu.
Sõvas halkõ katliamõ unutmak istiyor