26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kaçırılmaz Fırsat Ve Kürt Açılımı Kürt sorununun çözümü için kaçırılmaz bir fırsat doğduğu söyleniyor da, bunun ne olduğu doğru dü- rüst anlatılmıyor. Arada da kimileri çıkıp devletin or- ganları arasındaki uyumdan söz ediyorlar. Oysa, devletin organları arasında uyumun bu den- li bozuk olduğu bir dönem daha olmamıştır. Her şeyden önce devletin başında, devletin nite- likleriyle kavgalı, onun anayasal niteliklerini değiştir- mek isteyen bir parti bulunmaktadır. Anayasa Mah- kemesi’nin AKP’yi laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı ola- rak kabul eden kararının Türkçe tercümesi budur. Sivil darbe ile devletin niteliğini değiştirmek isteyen AKP, devletin bir sürü kurumu ve erki ile de kavga ha- lindedir. AKP Fethullah Gülen cemaati ve polis içindeki uzantılarıyla işbirliği yaparak, yanına yalaka yandaş medyayı takarak TSK’ye karşı amansız bir saldırı baş- latmış bulunmaktadır. Erdoğan iktidarı şu anda TSK ile kavga halindedir. AKP, Adalet Bakanı ve Müsteşarı vasıtasıyla HSYK üzerinden yargı ile de kavgasını sürdürmektedir. Bu durumda herhalde, devletin organları arasındaki uyumun doğurduğu elverişli fırsattan söz etmek mümkün değildir. AKP iktidarının çarşamba günü Beşir Atalay’ın ağ- zından yaptığı hiçbir şey açıklamayan açıklamasının nedeni, Abdullan Öcalan’ın 15 Ağustos’ta yapaca- ğı söylenen (avukatlarla görüşme günü dahi olmayan 15 Ağustos tarihinin seçilmiş olması dahi olayın di- yaloğa yönelik olmayan küstah bir şovdan öte anlam taşımadığını göstermektedir) açıklama yapılmadan ön alma kaygısıdır. Peki elverişli, yeni bir durum yok mu ortada? Aslında var. Fırsat, ABD’nin Irak’tan çekilirken, Türkiye’ye yük- lemek istediği yeni misyon karşısında, PKK’nin Ku- zey Irak’taki konumunun değişmesinden kaynakla- nıyor. Washington’ın Kuzey Irak’ta Araplara kök söktür- müş olan Kürtlerin kendi gidişinden sonra, kimsesiz kalmamaları için Türkiye’ye yüklemeye hazırlandığı “Kuzey Irak Kürtlerinin hamisi” misyonu üzerine ar- tık kimse PKK’yi eskisi gibi bölgede baş tacı etme- yecektir. Söz konusu yeni durum ve yapılan üçlü gö- rüşmelerde, müzakere konusu olan husus budur. Cumhurbaşkanı Gül’ün olaya kendi konseptimiz açı- sından yaklaşıldığını söylerken kastettiği budur. As- lında salt bizim değil ama aynı zamanda ABD’nin ye- ni konsepti açısından yaklaşmaktayız olaya ve çok- ça dillendirilen uyum da, devletin organları ve erkle- ri arasında değil, Türkiye ile ABD’nin yeni konsepti ara- sındaki uyumdur. Dikkat ederseniz son zamanlarda moda, bize dı- şardan fısıldananları, ön alarak kendimiz yapıyoruz gi- bi davranmak. Ekonomi alanında birbirini izleyen zam- ların anlamı da bu. Yakında IMF ile anlaşma imzala- nacak, IMF’nin isteklerini “eyvallah” diyerek yerine ge- tirmemiş görünmek için, şimdiden bütün zamları ken- dimiz yapıyor gibi görünüyoruz. Politikamızda o kadar da özgürlük marjı var tabii. Yine de Kürt sorununda bir fırsattan söz etmek mümkün müdür? Evet! PKK’nin Kuzey Irak’taki konumunun zayıflaması, ta- bii ki içerdeki tutumunu da etkileyebilecektir. Böyle bir ortamda, yapılabilecek açılımın etki yap- ması olasılık dışı değil. Bir konuyu yanlış anlamamak gerek. Açılım, PKK değil Kürt sorunu konusunda olacak ve herhalde te- rör örgütü muhatap alınmayacaktır. Ancak açılımın kapsamlı, geniş soluklu olması, ay- nı zamanda sorunun çözümünün Türkiye çapında bir uzlaşmayı gerekli kıldığının göz önünde bulundurul- ması da zorunludur. Türkiye bu açılımı yaparken, PKK ile Kürt sorunu- nu birbirinden ayırarak, gerekli demokratik önlemle- ri PKK’den ve terörden bağımsız olarak yaşama ge- çirmelidir. Ama hemen belirtelim ki, Atalay’ın açıklamaları bu beklenen bir açılım değil, olsa olsa dağın doğurdu- ğu faredir. asirmen@cumhuriyet.com.tr Ali Suat Ertosun iddialara yanõt verirken maksatlõ yayõnlardaki asõl hedefin kurul olduğunu söyledi ‘HSYKnoterdeğildir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdü- rü, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kuru- lu (HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun, son günlerde kendisi ve kurul hakkõndaki id- dialara, Adalet Bakanlõğõ Ek Binasõ Kon- ferans Salonu’nda düzenlediği basõn top- lantõsõnda yanõt verdi. Toplantõyõ, başta HSYK Başkanveki- li Kadir Özbek olmak üzere kurulun se- çilmiş üyeleri de izledi. Ertosun, eleşti- ri amacõ taşõmayan hakaret etme, kara- lama ve küçük düşürme maksadõyla ya- põlan yayõnlarla ilgili olarak yasal yolla- ra başvuracağõnõ bildirdi. Ertosun, ceza- evlerine yönelik düzenlenen “Hayata Dö- nüş” operasyonunun kendi kararõ ol- mayõp; hükümet, MGK, özü itibarõyla devletin kararõ olduğunu söyledi. Duyar’ın öldürülmesi Sabancõ suikastõnõn tetikçisi Mustafa Duyar’õn öldürülmesine ilişkin olarak kendisine yönelik iddialar olduğunu anõmsatan Ertosun, o dönemde soruştu- rulmasõna gerek olmadõğõna karar veril- diğini belirtti. Aynõ incelemenin Afyon Cezaevi’ndeki görevliler hakkõnda da yapõldõğõnõ belirten Ertosun, şöyle devam etti: “Oraya giren tabancanın ikinci müdür tarafından sokulduğu belir- lenmiştir. Bu kişi ve birinci müdür hak- kında gereken tedbirler uygulanmış, gereken davalar açılmıştır. Bir diğer id- dia da Mustafa Duyar’ı öldürenlerin (Ergin kardeşler) benim tarafımdan nakillerinin Afyon Cezaevi’ne yapıl- dığıdır. Duyar, kendi isteğiyle adı ge- çenin öldürülmesine karışan asıl fail- ler ise Kırklareli Cumhuriyet Başsav- cılığı’nın istemi üzerine Afyon E Tipi Kapalı Cezaevi’ne 1997 yılında, yani benim genel müdür ol- mamdan önce nakledilmişler- dir. Ben, 16 Ka- sım 1998 tari- hinde genel mü- dürlük gö- re- vine başladım. Bu nakiller ben- den önce gerçek- leştirilmiştir.” Duyar para istedi Mustafa Duyar ile cezaevinde söy- leşi yapmak için izin alan gazeteci Can Dündar’õn, Duyar’õn görüşme- yi para karşõlõğõnda kabul etmesi nede- niyle görüşme tale- binin reddedildiğini açõkladõ. Ertosun, “Dündar’ın ifadesi alınmıştır, ifade- sinde de şahsıma herhangi bir suçla- yıcı beyanı olma- mıştır. Ancak ne- dense aradan 10 yıl geçtikten sonra bu konular tekrar gündeme getirilmiştir. Olay, davanın seyri sırasında tüm boyutlarıyla ince- lenmiş ve irdelenmiştir. Davayı ka- zandım. Bunu Can Dündar da bil- mektedir. Kendisine yöneltilen birta- kım sorulara yazıyla cevap vermiştim ama maalesef bu söylediklerimi tam olarak sizlere aktarmamıştır” dedi. Asıl hedefleri HSYK Ertosun, hakkõnda sistematik ve orga- nize şekildeki yayõnlarõn “asıl hedefinin, HSYK’nin yapısını değiştirmek veya zaafa uğratmak olduğunu” söyledi. Ertosun, HSYK’de krize dönüşen karar- nameye ilişkin şunlarõ söyledi: “Korsan olarak nitelendirilebilecek bir anlayış veya davranış varsa, bu korsanlık anayasal teminat altındaki HSYK üyelerinin anayasa ve kanun- lar çerçevesinde görüşlerini, toplan- tılarını serbestçe ifade etmelerinde de- ğil, bazı basın ve yayın organlarının tek elden ve organize bir şekilde ana- yasal kurumları ve kurumlarda görev alanları hedef göstererek insaf ölçü- lerini aşan ve hakarete varan saldı- rılarında aranmalıdır. Unutulma- malıdır ki, yüksek kurul, Adalet Ba- kanlığı’ndan gelen atama kararları- nı olduğu gibi onaylayan noterlik makamı değildir. Kurul üyeleri, de- ğişiklik önerileri ve yeni teklifler ge- tirip ekleme ve çıkarma yapabilirler. Bunu yaparken de belli verilere, inandırıcı gerekçelere ve nesnel öl- çütlere dayanarak, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkim teminatı ve yar- gının kurumsal kimliğini ölçü alırlar.” Aydın aile dostum Ertosun, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü olduğu dönemde, Adalet Ba- kanlõğõ’nda 2.5 yõl bakan müşaviri olarak görev yapan Engin Aydın ile gizlice çe- kilmiş fotoğrafõnõn bir kõsõm basõn or- ganlarõna servis edilmesini değerlendi- rirken de Engin Aydõn’la arkadaş oldu- ğunu ve ailecek görüştüklerini söyledi. Ertosun, “Engin Aydın ile ailevi ilişkilerimiz var. Buluştuğum yer giz- li bir yer değil. Kızılay’ın tam ortası- dır. Çok gizli bir yerde de buluşabi- lirdik. Yanımızda bulunan kişiler de herkesin tanıdığı kişilerdir. Biri eski bir hâkim, şu anda avukattır. Yaklaşık 10 yıldır kendisini tanırım. Diğeri de Da- nıştay İdari Dava Daireleri Kurulu baş- kanvekilidir. Kendisiyle birlikte baş- müfettişlik yaptık. Görüşmede davaları etkileme, o davalarda görev alan hâkim ve savcıları değiştirme şeklinde bir ko- nuşma olmamıştır. Genel çerçevenin dışına çıkılmamıştır” diye konuştu. Er- tosun, “Üzerinde durulması gereken bu fotoğrafın neden ve kim tarafından çe- kildiği veya çektirildiğidir. Eğer bu fo- toğraf, devlet görevlileri tarafından çe- kilmişse ortada daha vahim bir durum söz konusudur. Bu konunun araştırıl- ması için Ankara Cumhuriyet Baş- savcılığı’na başvuracağım. Bu ülkede bir Yargıtay, Danıştay üyesi takip ediliyorsa, bu konu üzerinde çok du- rulması gerekir. Gizlice olmuşsa, gay- ri yasal dinlenmişsek, bu daha va- himdir. Bu Türkiye’nin sorunudur. Bu konu üzerinde durulması gerekir. HSYK olarak bu konu üzerinde yak- laşık 1 yıldır duruyoruz” dedi. Ertosun, Diyarba- kõr’da tutuklu bulu- nan Jandarma Al- bay Cemal Temi- zöz’ü kurtarmak gi- bi bazõ girişimlerde bulunduğu yönün- deki iddialarõn ise gerçeği yansõtma- dõğõnõ, Temizöz ile de tanõşmadõğõnõ söyledi. Ertosun, resmi program için gittiği Kayseri’de Jandarma Bölge Komutanõ Tuğge- neral Ali Ay- dın’õn misafiri olarak Jandarma Misafirhane- si’nde kaldõğõnõ, bağ evinde kal- madõklarõnõ vur- guladõ. HSYK üyesi Ertosun, is- tifa etmesinin is- tendiğini belir- terek “Ortada istifa etmemi gerektiren bir neden bulun- mamaktadır” dedi. Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Ertosun, Kent Otel’de bazõ toplantõlara ka- tõldõğõnõ belirterek şunlarõ söyledi: “Ül- kemizin genel sorunlarını görüşmek, aydın olarak hepimizin görevidir. Kent Otel’de bazı toplantılara katıldım. Ama bunlar hiçbir zaman örgüt top- lantısı mahiyetinde değildir, açıktır. Koruma polislerimizle beraber gitti- ğimiz, Ankara’nın ortasında yapılan bu toplantılara nasıl bir niyet, gayretle ör- güt toplantısı deniliyor anlamıyorum.” Dursun Uyar hatırlatması mı? Birçok bakanõn eski sanõklarla, tutuk- lularla, hükümlülerle bir araya geldiğini, bunlarla ilgili fotoğraflarõn da gündeme geldiğini ifade eden Ertosun, “Olay çok farklı, ben şu anda yargıç değilim, ida- ri bir görev yapıyorum” dedi. YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanõ Dursun Uyar ile, arandõğõ dönemde 3 Başbakan Yar- dõmcõsõ ile İçişleri Bakanõ cenaze nama- zõnda saf tutmuştu. Ertosun, Hayata Dönüş operasyonuna ilişkin sorularõ yanõtlarken, söyleyecek- lerinin polemik konusu yapõlacağõnõ be- lirterek “Ama, polemik konusu ko- parsa kopsun. Bazı insanlar var, Tan- rı’yı yanlarında zannediyorlar ve ge- ri kalan herkese tepeden bakıyorlar. Allah hepimizin Allah’ı. Bu cümle be- nim değil. Bir romandan aldım. Sadece kendi düşündüğünüzün doğru oldu- ğunu sanmayın veya buna inanmayın. Karşı fikre de değer verin. Bugün ce- zaevi sorunu çözüldüyse bunda geç- mişte yapılan icraatların tesiri olmuş- tur” diye konuştu. Korumalar foto muhabirini dõşarõ çõkartõnca arbede yaşandõ Vakit’ten kışkırtma Ali Suat Ertosun, Vakit gazetesi fo- to muhabirinin provokatif soru- sunu yanıtlarken korumalar gazete- ciyi apar topar dı- şarı çıkardı. Va- kit’in Ankara Temsilcisi Serdar Arseven, kürsüye yaklaşarak arka- daşının mağdur olduğunu söyler- ken Ertosun, “Lütfen karşıdan konuşun, herkes duysun” diyerek yeni bir provokas- yonun önüne geç- meye çalıştı. (Fo- toğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’un hakkõndaki iddialarõ yanõtladõğõ basõn toplantõsõnda, dinci Anadolu’da Vakit gazetesi muhabiri olduğu belirtilen kişi ger- ginlik yarattõ. Provokatif sorular yönelten ve mu- habir olduğu belirtilen bu kişinin dõşarõ çõkarõl- mak istenmesi üzerine kõsa süreli arbede yaşandõ. Ertosun basõn toplantõsõnõn ardõndan sorularõ yanõtladõ. Anadolu’da Vakit gazetesinin foto mu- habiri olduğu belirtilen kişi, “İllegal örgüt sanık- larıyla yemek yenmesini, görüşülmesini, bir araya gelinmesini genç hâkimlere de tavsiye eder misiniz” sorusunu yöneltti. Ertosun, soru- nun maksatlõ olduğunu belirterek, “Bakın ben bu arkadaşımızın (Engin Aydõn) muhatap olduğu davanın savcısı ya da hâkimi değilim. Ben eski bir arkadaşımla yemek yediğimi söylüyorum. Tanıdığım bir arkadaşımın başına bir iş gelse onunla görüşmekten çekinmem” dedi. Aynõ ki- şinin ikinci sorusunu sormaya başladõğõ sõrada, korumalardan biri, bu kişiye, gömlek cebi ve vü- cudundan sarkan kablolarõ işaret ederek, “O ne” diye sordu. Bu sõrada koruma, Vakit gazetesinin muhabiri olduğu belirtilen kişiyi salon dõşõna çõ- kardõ. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek yerin- den kalkarak, korumalara “O çocuğu içeriye alın. Ne yapıyorsunuz?” diye seslendi. Canlı bomba istihbaratı Ertosun, korumasõna dõşarõ çõkarõlan kişinin içeri alõnmasõ talimatõnõ verdi. Korumalar, Erto- sun’a soru soran kişiyi “gazeteci olmadığının ve kimliği bulunmadığının” söylenmesi üzerine dõ- şarõ çõkardõklarõnõ söyledi. Ertosun’un girişimle- riyle bu kişi yeniden salona alõndõ. Ertosun, gaze- tecilere, “Birtakım istihbarat çalışmaları var. Canlı bomba olduğu, birtakım terör faaliyetle- ri olacağı söyleniyor. Arkadaşımızın hassasiye- tinin buna bağlı olacağını düşünüyorum” dedi. Ertosun yaşananlardan dolayõ özür de diledi. CHP: ASIL AMACINIZ NE? ‘Gözdağõ gibi teftiş’ TBMM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP mil- letvekili İsa Gök, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yargılansın” diyen Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz’a “gözdağı gibi teftiş”i TBMM gündemine taşõdõ. Gök, TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu önergede, Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’den şu sorularõn yanõtõnõ istedi: “Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi baş- kan ve üyelerine karşı girişilen, hiç de saygın olmayan bir yöntemle müfettiş görevlendirme- nizin gerçek maksadı nedir? Mahkeme Baş- kanı Osman Kaçmaz, olağan teftişlerini geçen yıl geçirdiklerini açıkladığına göre, 1. Ağır Ce- za Mahkemesi’nin karar kartonları neden baskın şeklinde incelemeye alınmıştır? Erge- nekon davasına ilişkin HSYK’ye yoğun şikâyet başvurusu yapıldığı bilinmektedir. Bu atama döneminde ve kurulacak özel yetkili yeni mah- kemelere yapılacak atamalarda AKP yandaşı yargı mensupları mı oluşturmaya çalışmakta- sınız? Ergenekon savcı ve hâkimlerinin yaptı- ğı usulsüzlüklerle ilgili kurula gelen 38 şikâ- yetin 28’i hakkında soruşturma başlatılması- na bakanlığınız tarafından gerek görülmemiş, dilekçelerin sonuçları hakkında HSYK’nin taleplerine yanıt verilmemiştir. İlgili dosyalar incelenmek üzere bakanlığınızdan istenildiği halde yüksek kurula neden gönderilmemiş- tir? ‘Tüm işleri Adalet Bakanlõğõ halleder, ata- malarõ o sonuçlandõrõr, yargõçlar bu işe karõş- maz; soruşturmalarõ da Bakan kendine bağlõ mü- fettişler eliyle yapar’ şeklindeki bir anlayış yargının bağımsızlığını nasıl sağlayacaktır?” HSYK üyesi Ertosun, hakkõnda sistematik ve organize şekilde, maksatlõ yayõnlar yapõldõğõnõ belirterek “Asõl hedefin HSYK’nin yapõsõnõ değiştirmek veya zaafa uğratmak olduğunu” vurguladõ. Ertosun, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin “Ergenekon terör örgütü olarak adlandõrõlan” ifadesini kullandõğõnõ belirterek “Ortada terör örgütü olarak adlandõrõlan var, terör örgütü diye bir şey yok” dedi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nin “Ergenekon terör örgütü olarak adlandırılan” ifadesini kullandõğõnõ anõmsa- tan Ertosun, “Ortada terör örgütü olarak adlandırılan var, terör örgütü diye bir şey yok. Bu mahkeme kararıyla ortaya çıkacaktır. Bugünden lütfen insanları mahkûm et- meyelim. Yargı hepimize la- zım, hukuk hepimize lazım. Önfikirli olmayalım. Bunlar mahkeme kararıyla sabit olur ondan sonra konuşu- ruz” dedi. Ertosun, Engin Ay- dõn ile ilgili davanõn önüne gelmesi durumunda buna bak- mayacağõnõ açõklarken, “Ama bunun dışındaki sanıklarla ilgili bir dava gelirse niye bakmayayım?” dedi. ‘Ortada bir terör örgütü yok’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear