24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada diyor. İnanalım mı? Hayır! Kadın erkek binlerce insanı öldürdüğünü, bebek katili sıfatını alnının orta yerinde bir damga gibi ta- şıdığını belleklerden silelim mi? Hayır! İmralı’daki, Ertuğrul Özkök’e, 15 Ağustos’ta açıklayacağı yol haritasıyla ilgili bilgileri bir vasıta ile- tiyor. Hürriyet gibi bir gazete adeta sözcüsü. Sayfala- rı Öcalan’ın açıklamalarıyla dolup taşıyor. Tabii böylece Özkök de Öcalan da Kürt açılımı- na hizmet vermiş mi oluyorlar? Kolay değil kardeşim, kolay değil: Özkök gibi zor günlerin, zor olayların adamı olmak; bir yandan Öcalan’la bir vasıta temas kurup terö- re çare arayanlara yol göstermek… bir ayağı Av- rupa’da, bir ayağı İkitelli’de, hem patron hem de iş- çi gibi görünmek... bir yandan da dini bütün Müs- lüman olduğunu kanıtlamak için dönekliğin simge- si Ahmet Hakan’ın önderliğinde Umre’ye git- mek… her döneme uygun adam olmak... her telden türkü çığırmak kolay değil! Madem ki gelişen değişen bir ülkedir burası; ka- tiller katili diye yerden yere vurulan bir adamın ba- rış havarisi olarak baş tacı edilmesine bir engel var mı? Medyamızın kimi yazarlarına göre, yok! Başı- mızdakinin demokrasi anlayışı kısıtlıymış, varsın öy- le olsun. Ulusal iradeden ruhsat aldım, ne istersem yaparım diyen, ülkemizin 16. Türk büyüğü sıfatına hak kazanan bir başbakan yol verir de, kim ama kim, İmralı’daki bebek katilini yakın gelecekte parla- mentoda and içerken görürse şaşırabilir? Önce Çankaya’daki, Kürt sorununun çözümü için fırsat bu fırsattır, dedi. Bir heyecan sardı Kürt siyasetçilerini, milliyetçi- lerini... Bu topraklarda birlikte yaşayacaksak ufak tefek isteklerimiz var, diyorlar; örneğin son aşamada ana- yasaya Türk ve Kürtlerden kurulu cumhuriyet yazı- lıverilsin demeye hazırlanıyorlar… Oysa Çankaya’nın açıkladığı fırsatın ne altı var ne de üstü… At martini Debreli Hasan örneği, öyle ge- lişigüzel söylenmiş bir söz! Sonra Başbakanları RTE Beyefendi zahmet bu- yurdu devreye girdi. Milli Güvenlik Kurulu’ndan sonra teröre eğilmiş ba- kanlarıyla toplandı ve… “Kürt açılımı” dediği planı hazırlama görevini İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a tev- di buyurdu. Bakan da MİT’le, askerle konuşarak Kürt açılımını hazırlıyormuş. Medyada, yazar-çizer, yalaka, yandaş medyada bir heyecan… Kimi son derece demokratlarla, AB ne isterse ver kafasındaki aydınlarımızdan bir des- tek bir destek! Aman ülke bölünmesin diyenlere kem gözlerle, çağ dışı kalmış dinozorlar diye bakan söylemler, yazı- lar, yorumlar… Gazetelerde bakanlığın planına ait ayrıntılar: Dağdan in eşkıya, al sana toprak, ev, para... Bak ra- hatına! Başka… Başka? Genef af… Dağdan iner… ne mahkemeye ne hapishaneye! Doğruuu TBMM’ye! İş istiyorsa iş… Emrine amade! Bu ülkede üniversite mezunu olup da iş aramak fuzuli zaman yitirmek demeye geliyor. Al silahı eline, çık dağa, in ovaya vur kardeşini… al iş, toprak diyecekleri günü bekle!.. Türkleri nasıl öldürdüm adında yazacağı anı kitabı da cabası. AKP ile, bu medya ile; değişmek, gelişmek budur işte. Medyada öneriler, Kürt açılımının içeriği üzerine bilgiler, yorumlar. Herkes şapkadan tavşan çıkmasını beklediği sı- rada… Başbakanları “Pek çok karar aldık hayata ge- çirdik. İşte Şeş TV, işte o-panolarda Kürtçe ilanlar…” deyiverdi. Demek istedi ki öyle ucu açık kimi öneriler bek- lemeyin! Bir de Kürtleri ekşiten “anayasal vatan- daşlık”tan söz ediverdi. Demokratik Türk (Kürt) Partisi’nin çalıştayı da te- rör örgütüne silahları bırak diyemiyor. Terör ey- lemlerinin ertelenmesini isterken koşul TSK’nin operasyonlardan vazgeçmesi… Bu işler Kürt siyasetçi, Öcalan istedi derken, Kürt- lere açılım diye şıp çözümlenecek kadar kolay mı? Türkiye Cumhuriyeti bu kadar ucuz mu? SAYFA 28 TEMMUZ 2009 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 30 Edirne B 33 Kocaeli B 29 Çanakkale B 30 İzmir A 35 Manisa A 35 Aydın A 39 Denizli A 38 Zonguldak PB 26 Sinop Y 26 Samsun Y 25 Trabzon Y 25 Giresun Y 25 Ankara B 30 Eskişehir B 29 Konya B 29 Sıvas PB 25 Antalya A 39 Adana B 35 Mersin B 33 Diyarbakır A 39 Şanlıurfa A 40 Mardin A 37 Siirt A 37 Hakkâri PB 29 Van B 27 Kars Y 25 Oslo Y 22 Helsinki Y 20 Stockholm Y 24 Londra PB 20 Amsterdam B 21 Brüksel B 21 Paris B 23 Bonn B 20 Münih PB 25 Berlin PB 24 Budapeşte B 32 Madrid B 39 Viyana PB 26 Belgrad B 31 Sofya A 30 Roma B 27 Atina A 31 Zürih Y 25 Moskova Y 24 Aşkabat B 36 Astana B 26 Taşkent B 40 Bakû PB 31 Bişkek PB 33 Tiflis Y 25 Kahire A 36 Şam B 39 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey- douğusu sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Yağışların Rize, Artvin ve Kars çevrele- rinde etkili olacağı tah- min edilmektedir. IŞIL ÖZGENTÜRK Bu Ülkede İnsan Malzemesi Bu Kadar mı? Baştarafı Arka Sayfada Herkes işin kolayõnda mõ? Görülen o ki, ülkedeki kolaycõlõk en cevval olmasõ gereken medyayõ ele ge- çirmiş durumda. Ne yazõk ki, bu sadece medyanõn so- runu değil; en çalõşkan olmasõ gereken ebediyatõn, şiirin ve sinemanõn da so- runu. Bu tatilde düzenli olarak film iz- ledim ve şaşõrtõcõ bir gerçekle karşõ- laştõm. Özellikle eleştirmenlerin baş- yapõt diye nitelendirdiği Türk filmlerini izlerken anladõm ki, film eleştirmenle- ri gerçekten dünya sinemasõnõn başya- põtlarõnõ bilmiyorlar. Türk sinemasõnõn geçmişinden haberleri yok. Bir Me- tin Erksan’dan haberleri yok; olsa, ba- zõ filmlere başyapõt derken daha dikkatli davranõrlar ve özellikle sinemaya ver- dikleri zararõn farkõna varõrlar. Ebebiyat için de aynõ sözleri söyle- mek mümkün. Mithat Cemal Kun- tay’õn Üç İstanbul’unu, Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-õ Memnu’sunu, Ya- şar Kemal’in Orta Direk’ini, Orhan Kemal’in Murtaza’sõnõ, bilmeyen, bun- lardan habersiz okura sunulan bir ede- biyat var ki, yani gerçekten içler acõsõ ve ne yazõk ki, bunlarõ eleştiren eleş- tirmenlerden de yoksunuz. Kitap yazõlarõ tanõtmadan öteye geç- miyor ve popülizm en çok bu alanõ ele geçirmiş durumda. Peki bütün bunlar olup biterken oku- run, seyircinin hiç mi kabahatõ yok. Her- kes kolaycõysa.. okur, izleyici neden zo- ru seçsin ki… O da kendisine sunula- nõ kabul edip moda yazarlarõnõ okuyor, televizyon kanallarõnda beşibiryerde- kileri seyrediyor.. olmadõ, her şeyi tü- müyle reddedip politikanõn, ebediyatõn, sinemanõn olmadõğõ bir dünyada ken- di kabuğuna çekiliyor. Belki de bu da- ha iyi; çünkü insanõn kendi içi her za- man en kalabalõk ve en gerçek olandõr. İmam hatiplilerin önünü açmak için uğraşõrken üniversitelerin sõkõntõlarõnõ görmezden geliyor YÖK üniversiteleri unuttuBaştarafı 1. Sayfada imam hatiplerin önünü açmak için söz konusu düzenlemeyi yaptõğõnõ ortaya koydu. YÖK imam hatipli- lerin üniversiteye girişte önünü aç- mak için uğraşõrken, geçen yõl açõ- lan yeni üniversitelerin sõkõntõlarõnõ ise görmezden geliyor. Gerekli altyapõ ve öğretim üyesi kadrosu oluşturulmadan eğitim ver- meye başlayan 23 üniversitenin ta- mamõnda öğretim üyesi sayõsõ eksik. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Mer- kezi’nin (ÖSYM) 2008-2009 aka- demik yõlõ verileri de yeni kurulan üniversitelerde yaşanan öğretim ele- manõ sõkõntõsõnõ gözler önüne seriyor. ÖSYM’nin verilerine göre yeni ku- rulan 23 üniversitede toplam 57 profesör, 20 doçent, 220 yardõmcõ doçent görev yapõyor. Buna göre ye- ni kurulan 23 üniversitenin topla- mõndaki öğretim üyesi kadrosu tek başõna İstanbul, Ankara, Gazi, OD- TÜ, Hacettepe, Süleyman Demirel, Selçuk gibi pek çok üniversitenin al- tõnda kalõyor. ÖSYM’nin 2008-2009 akademik yõlõ verilerine göre yeni kurulan üniversitelerin kadrolarõnda yer alan profesör, doçent ve yardõmcõ doçent sayõlarõ şöyle: Ağrõ İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde 2 profesör ve 18 yardõmcõ doçent bulunurken, üni- versitenin doçent kadrosu boş du- rumda. Ardahan Üniversitesi’nde yalnõzca 1 profesör çalõşõyor, doçent ve yardõmcõ doçent kadrosunda kimse bulunmuyor. Artvin Çoruh Üniversitesi’nde 3 profesör, 5 do- çent, 21 yardõmcõ doçent görev ya- põyor. Bartõn Üniversitesi’nde 11 profesör, 3 doçent ve 26 yardõmcõ doçent bulunuyor. Batman Üniver- sitesi’nde 3 profesör, 5 yardõmcõ do- çent görev yapõyor, üniversitenin do- çent kadrosunda kimse yer almõyor. Bayburt Üniversitesi’nde 1 profesör, 1 doçent ve 9 yardõmcõ doçent yer alõyor. Bingöl Üniversitesi’nde 2 profesör, 17 yardõmcõ doçent yer alõ- yor, üniversitede doçent kadrosu boş durumda. Bitlis Eren Üniversi- tesi’nde 2 profesör, 9 yardõmcõ do- çent görev yapõyor, üniversitenin do- çent kadrosunda kimse bulunmuyor. Çankõrõ Karatekin Üniversitesi’nde, 4 profesör, 3 doçent, 7 yardõmcõ do- çent yer alõyor. Gümüşhane Üni- versitesi’nde 1 profesör, 1 doçent, 25 yardõmcõ doçent yer alõyor. Hakkâ- ri Üniversitesi’nde 1 profesör, 2 yardõmcõ doçent görev yapõyor, üni- versitenin doçent kadrosu boş du- rumda. Iğdõr Üniversitesi’nde 2 pro- fesör bulunurken, doçent ve yar- dõmcõ doçent kadrosunda kimse yer almõyor. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde 4 profesör, 1 do- çent, 18 yardõmcõ doçent eğitim ve- riyor. Kõrklareli Üniversitesi’nde 1 profesör, 11 yardõmcõ doçent bulu- nuyor, üniversitenin doçent kadro- su boş durumda. Kilis 7 Aralõk Üniversitesi’nde 1 profesör ve 17 yardõmcõ doçent görev yapõyor, üni- versitenin doçent kadrosunda kim- se yer almõyor. Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 4 profesör, 2 yar- dõmcõ doçent görev yapõyor, üni- versinin doçent kadrosu boş du- rumda. Muş Alparslan Üniversite- si’nde 1 profesör, 2 doçent, 3 yar- dõmcõ doçent bulunuyor. Nevşehir Üniversitesi’nde 6 profesör 4 doçent, 13 yardõmcõ doçent görev yapõyor. Osmaniye Korkut Ata Üniversite- si’nde 1 profesör, 9 yardõmcõ doçent bulunuyor, üniversitenin doçent kadrosu boş durumda. Siirt Üni- versite’nde 2 profesör, 7 yardõmcõ doçent bulunuyor, üniversitenin do- çent kadrosunda kimse yer almõyor. Şõrnak Üniversitesi’nde yalnõzca 1 tane profesör bulunurken, üniver- sitede doçent ve yardõmcõ doçent kadrosunda kimse yer almõyor. Tun- celi Üniversitesi’nde 2 profesör, 1 yardõmcõ doçent görev yaparken, üniversitenin doçent kadrosu boş du- rumda. Yalova Üniversitesi’nde yalnõzca 1 profesör bulunurken, üniversenin doçent ve yardõmcõ do- çent kadrolarõ boş durumda. YALOVA (AA) - Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlõ’nõn devlet ni- teliğini 1302 yõlõnda Yalova’da yapõlan Bafeus Zaferi sonrasõ kazandõğõnõ söyledi. Yalova ve Bilkent üniversitelerince düzenlenen Os- manlõ Devleti’nin Kuruluş Tarihi Sempozyumu, Yalo- va’nõn Termal ilçesinde bir otelde yapõldõ. Prof. Dr. Halil İnalcõk, Osmanlõ Beyliği’nin devlet sta- tüsünü 1302 yõlõnda Yalova’da Bizans’a karşõ yaptõğõ Bafeus Savaşõ’yla kazandõğõnõ öne sürerek 70 yõldõr bu konudaki gerçekleri dünyaya anlatmak için uğraştõğõ- nõ söyledi. İnalcõk, Osmanlõ’nõn Oğuzlarõn Kayõ boyundan gel- diği konusunun da hurafeden ibaret olduğunu iddia ede- rek şunlarõ kaydetti: “Türk ananelerinde hakanlığa namzet olanlardan birisinin zafer kazanması gerekiyor. Bu, Tanrı’nın ona bir kut vermesi şeklinde tasvir edilir. O halde araştırmalarımızda bu konuları ön plana çıkaracağız. Osman Gazi, sınırda kendi dönemindeki alplerle mü- cadele ediyor. Burada tarihçi hangi eseriyle öteki alp- leri gölgede bıraktığına bakmalı. İşte bu hadise Ba- feus Savaşı’yla gerçekleşmiştir. Yani kendisinden son- ra oğlunun hiç itirazsız beylik tahtına oturması ya- ni hanedanın kurulmuş olması tarihçinin tespit edeceği en önemli şeydir. Ortaçağda hanedan demek devlet demektir. İşte bunu temin eden, Osmanlı’nın büyük Bafeus Zaferi’dir.” Bafeus Savaşõ’nõn Bizans kuvvetleriyle Osman Gazi komutasõndaki ordu arasõn- da geçtiğini kaydeden İnalcõk, bu tarihin Bizans kay- naklarõnda da geçtiğini belirtti. İstanbul Haber Servisi - “Küba Devri- mi”nin 50. yõldönümü önceki gün Türkiye Ko- münist Partisi (TKP) tarafõndan Kadõköy İskele Meydanõ’nda düzenlenen mitingle kutlandõ. Mitingde konuşan TKP Genel Başkanõ Er- kan Baş, Küba halkõ ile dayanõşma içinde ol- maya ve kardeşlik bağlarõnõ güçlendirmeye de- vam edeceklerini belirterek, “Küba, çağımı- zın sadece emperyalist barbarlık çağı ol- madığını, buna karşı direnen halklar ol- duğunu ve devrimler çağının kapanmadı- ğını göstermektedir” dedi. Konuşmasõ sõk sõk “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarõ ile kesilen Küba Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal da Küba’da başarõlõ olan devrimden sonra ülkesinde çok büyük ekonomik dönü- şümler sağlandõğõnõ ifade etti. Abascal şöyle devam etti: “Bu zafer bizim için ulusal ba- ğımsızlık anlamına geldi. Toplumsal adalet kazanıldı. Bugün Kübalıların aldığı sağlık ve eğitim hizmeti diğer 3. Dünya ülkeleri- nin hiçbirinde yok. Tüm çocuklar parasız okula gidiyorlar. Ülkemiz dünyanın en yüksek üniversite okuma düzeyine erişti. Kadınlar eşitliklerini kazandı. Müttefik bildiğimiz ülkeler devrimi yok edebilmek için terörist faaliyetlerde bulunarak lider- lerimize suikast girişiminde bulundular. Konuşmalarõn ardõndan İlkay Akkaya, Bu- lutsuzluk Özlemi ve Kübalõ müzisyenler kon- ser verdi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Küba Devrimi 50 yaşõnda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler ve Sav- cõlar Yüksek Kurulu (HSYK) dün yaptõğõ toplantõda, un- vanlõ yargõç ve savcõlarõn ata- masõna ilişkin kararnameyi görüştü. Kararnamenin bu toplantõ- larda netleşmemesi duru- munda atamalarõn güz karar- namesine kalacağõ belirtili- yor. Uzun süredir yargõç ve sav- cõ kararnamesi için çalõşan HSYK, dün yine Ankara’da toplandõ. Toplantõya, Adalet Bakanõ Sadullah Ergin de ka- tõlarak başkanlõk etti. Adli ve idari yarõgõda çok sayõda yar- gõç ve savcõnõn atamalarõnõ gerçekleştiren kurul, son ola- rak unvanlõ yargõ mensupla- rõnõn durumunu değerlendir- di. Bu kapsamda, ağõr ceza mahkemesi başkanlarõ, il cum- huriyet başsavcõlarõ ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde sayõlan suç- larõ soruşturmak ve davalara bakmakla görevli mahkeme- lerdeki hâkim ve savcõlarõn atamalarõnõn yapõlmasõ gere- kiyor. Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõlar ile yargõla- masõnõ yapan yargõçlar da bu kapsama girdiği için, çõka- cak kararname kamuoyunca merakla bekleniyor. HSYK son atamalar için toplandı D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - Şõrnak’õn Beytüşşebap ilçesinde öldürülen DTP’li Necman Ölmez ve Ferhat Ediş’in cena- zeleri, toprağa verildi. Olayla ilgili 3 kişi göz- altõna alõndõ. Beytüşşebap’ta önce- ki gün kimliği belirsiz ki- şilerce öldürülen DTP’li Necman Ölmez ve Fer- hat Erdiş’in cenazeleri, Şõrnak Devlet Hastane- si’nde yapõlan otopsinin ardõndan Uludere ilçesi- ne bağlõ Andaç köyüne götürüldü. Buradaki ce- naze törenine DTP Şõr- nak Milletvekili Sevahir Bayındır, Hakkâri Mil- letvekili Hamit Geylani, Genel Merkez Yönetici- si Emin Toğurlu, DTP Şõrnak İl Başkanõ Selim Bayar, çevre il ve ilçe belediye başkanlarõ, DTP il ve ilçe yönetici- lerinin de aralarõnda bu- lunduğu yüzlerce kişi katõldõ. Ölmez ve Ediş’in ya- kõnlarõnõn baygõnlõk ge- çirdiği törenin ardõndan cenazeler köy mezarlõ- ğõnda toprağa verildi. Burada konuşan Sevahir Bayõndõr, yaşamõnõ yiti- renlerin onurlu bir yaşam istedikleri için öldürül- düğünü, bu tür cinayet- lerle Kürtler üzerindeki katliamõn devam ettiril- mek istendiğini öne sür- dü. Bayõndõr, faillerin ortaya çõkarõlmasõ için çalõşacaklarõnõ ifade etti. Konuşmalarõn ardõndan saygõ duruşunda bulu- nuldu. Bu arada öldürülen ki- şilerin Muhammed ad- lõ bir kişi tarafõndan 3 gün boyunca arandõğõ ortaya çõktõ. Ediş ve Öl- mez’i öldüren kişilerin, cinayetten sonra üzerle- rinde bulunan 35 bin TL parayõ ve cep telefonla- rõnõ da aldõğõ bildirildi. Olayla ilgili değerlen- dirmelerde bulunan Ciz- re Belediye Başkanõ Ay- dın Budak ise 5. Koyun Kõrpma Festivali nede- niyle bölgede her za- mankinden daha çok as- ker ve korucu olduğunu vurguladõ. Cinayetlerin profesyonel bir şekilde işlendiğini anlatan Bu- dak, bölgede yaşayan vatandaşlarõn anlatõmla- rõna göre cinayeti koru- cu ve askerlerden oluşan “hançer timi”nin yaptõ- ğõnõ savunan Budak, söylemler ve cinayetin işleniş tarzõnõn da bu olasõlõğõ yükselttiğini id- dia etti. İstanbul Haber Servisi - İkinci el otomobil galerilerinin sergi ala- nõ olarak kullandõğõ, esnaf tezgâh- larõnõn dizildiği ve araçlarõn park edildiği yaya kaldõrõmlarõndaki iş- galler, 19 Temmuz’da yürürlüğe gi- ren sigara yasağõyla arttõ. Sigara içen müşterilerine kapalõ mekân- larda servis veremeyen kafe ve restoran sahipleri, çözümü yayala- rõn yürümesi için inşaa edilen kal- dõrõmlarõ masa ve sandalyelerle iş- gal etmekte buldu. Standart dõşõ inşaa edilen kaldõ- rõmlarda, yurttaşlarõn yürümesi ise olanaksõz hale geldi. Uzmanlar, belediyelerin işgalleri durdurma konusunda birinci derecede so- rumlu olduklarõna dikkat çekerek “Taviz tavizi doğuruyor. Artan işgaller yurttaşların temel ya- şam alanlarını tehdit ediyor. Be- lediyeler ise görevlerini ihmal ediyor” dediler. İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanõ avu- kat Ali Yaşar Özkan, kamuya ait yol ve alanlardaki işgalleri dur- durmak için yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediyelerin “görevlerini ihmal” ettiklerine dikkat çekerek kamu kurumlarõnõn ve yetkililerin, işgallerden kazanç sağlayan esnafõ değil yurttaşlarõn haklarõnõ gözetmeleri gerektiğini vurguladõ. Özkan şunlarõ söyledi: “Yerel yöneticilerin önce ken- ti doğru planlamaları sonra da planlamaya uygun şekilde işgal- leri sona erdirmeleri gerekir. Oto galerilerinin şehir merkez- lerinde faaliyet göstermelerine ve kaldırımları sergi alanı olarak kullanmalarına izin verilmesi- nin ardından yaya yolları hızla iş- gal altına alındı. Taviz tavizi do- ğurdu. Daha önce kapalı me- kânlarda yeterli havalandırma sistemi olmayan restoran ve ka- fe sahipleri, yaz aylarında kal- dırımları işgal ederdi. Şimdi ise sigara yasağı nedeniyle bu uy- gulama da genişledi. Bazı kah- vehanelerin içleri bomboş. Bütün masalar kaldırımlara çıkarılmış durumda, gece hizmet vermek içinde ışıklandırmaları yapılmış. Sigara içmek isteyenlerin de hak- ları var ama bu kamunun hak- larına tecavüzü getirmemelidir. Belediyelerin zabıta birimleri bu işgalleri önlemek için kurulmuş birimlerdir. Önlemalmayan, ya- sal sorumluluklarını yerine ge- tirmeyen belediyeler görevlerini ihmal ediyor.” Tüketiciyi Koru- ma Derneği (TükoDer) İstanbul Şube Başkanõ Kazım Özgenç, ge- nişletilmiş sigara yasağõ sonrasõ artan kaldõrõm işgalleri nedeniyle yurttaşlarõn ve esnafõn karşõ karşõ- ya geldiklerini belirtti. 2 DTP’li toprağa verildi Kaldırımlar işgal altında ‘Osmanlõ Yalova’da kuruldu’ iddiasõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear